- 12 Ağustos 2025
- 19
- 2
- 1
- Konu Sahibi marianinkurkmantosu
-
- #1
Selamlar bu ara öylesine bir çıkmazdayım ki üye olup benimle benzer hisleri paylaşan olur mu bana rasyonel bir çözüm sunulur umuduyla yazıyorum buraya. Ne arkadaşlarıma, ne çoğu zaman benim ebeveynlik yaptığım aileme derdimi anlatıp fikir alamayacağım bir zamandayım. 34 yaşındayım, 5 yıldır evliyim. Severek evlendim, çok güzel arkadaşlık yapabiliyorduk o vakitler. Hayranlıkla başladı ilk benim ona olan sevgim.
Bir çok şehirde görevimiz nedeniyle yaşadık beraber çokça yer değiştirdik. Evlenmeden önce beraber de yaşadık tanımaya fırsatım da oldu. Ben daha geleneksel bir aile yapısından geliyorken o Ege şiarıyla büyümüş rahat bir yapıya sahip. Ama özellikle birbirini tanımanın o ayakları yerinden kesen aurası bitince inceden bir şeylerin yolunda gitmediğini farkettim. Pandemisi, depremleri, çoğunlukla benden gelen aile sorunları derken derken yıllar geçti. Aynı evin içinde çift kişilik bir yalnızlık ve anlaşılamamayı derinden yaşamaya başladım. Önce kendime yonttum bu ruh halimi. Öyle ya ben böyle hüznüsever, depresyona meyilli halim yüzünden böyle oluyordu. Uzun yollar işte.. 2023 ün sonuna doğru yüksek lisans tezimi yazmaya başladım hakkını yiyemem gerçekten o da elinden geleni yaptı bana destek oldu, tüm bu süreçler boyunca. Sonrasında tepetaklak gitti her şey ve ben birden sorunun sadece bende olmadığını farkettim. Benimle duygularını konuşamadığını, bana ya da bize dair soru sormadığını hep biliyordum sanki. Onda adını koyamadığım bir duvar var ben o iletişim engelini hiç aşamıyordum. Utanmak, sevinmek, öfkelenmek, üzülmek gibi soyut kavramlar lügatında olmadığı gibi, duygulara dair her konu açıldığında onu rasyonelize eden bi tavrı olur. Ben öfkelenerek kalkarım o sohbetlerden konu saptığı için. Bu durumun çözülebileceğini düşündüm bi süre yanıldım ki bir insan değişmiyor sen o kalıba ayak uydurmaya çalışıyorsun sadece. Ama o dönem çabaladım üstelik dedim sorun bende bu adamı anlamıyorum çok duygusalım bilmem ne. Mesela bir konu hakkında öfkeliyim ona konuyu açabileceğim en yumuşak zeminde açıyorum ama yok konuşamıyoruz küsüp kendini kapatıyor ya da delicesine susuyor, susuyor. Bu yatak odamızı da etkiledi, kendimi çirkin hissetmeye başladım öyle ya çekici değildim. Evet yanımdaydı, evdeydi, ev işlerini ortaklaşa yapar dizi, film izler sosyal ortamlarda ideal çift görünümünü verirdik.
Beni çokça yaralayan bi olay yaşadık. Bir toplantı için başka bi ülkeye gittiğinde instagramında farklı arayışlara girdiğini gördüm uzun zaman bunu bildiğimi söylemedim, söyleyemedim. Normalde telefonunu karıştırmazdım artık geçmişine bakmaya başladım, çoğu zaman temizliyordu. Onun bunu yapabildiğine inanamıyordum. Değersizlik algım aldı yürüdü. Depresyonda gibi olan bir kadını kim isterdi, yemek yemeye telefonlara bakmaya takatim bile yoktu. Üstelik kilo da almıştım.Sosyal ortamın çok kısıtlı olduğu bir ildeydik orada da kimsem yoktu. Üstelik o ülkedeki araması tek değildi aynı aramayı o il içinde yapmıştı. Geçen yıl yazımız kavgayla küskünlükle geçti.Bana beni cezalandırmak istediği için onu ittiğim için kendine yediremediğini ama hiç bir şey yapmadığını sadece aradığını söyledi öylesine!! İnanmak istedim ben ona. Bana dese ki ben oradaki kadınlara baktım, ya da porno izledim gerçekten anlamaya çalışacağım. Neyse ben çift terapisi istedim diye kabul etti ama o kadar sadece ben konuşuyordum ki yürütemedik. Üzeri kapatıldı artık sürekli kavgayı başlatan, şunu konuşalım diye dırdır eden, ağlayan taraf olmaktan gerçekten yoruldum. Çünkü karşımda bir duvar var ve benim uzun konuşmalarım ben dilini kullanarak duygularımı anlatmam hiç bir işe yaramıyor. Hatta daha kötüye gidiyor. Boşanmak istediğimi söyledim bir gün bunu yapmayalım dedi özür diledi vs. Onun kalıbına sığmaya önce kendin kızım demeye başladım sanki ilişkimiz de ben hırçınlığımı kaldırınca iyiye gitti gibi oldu. İyi biri o bir güne bir gün bana yüksek sesle konuştuğunu bilmem. Çok şey istemem ama isteyince muhakkak yapmaya çalışır. İyi olan yönlerine tutunmak istedim ki. Geçen yıl sonuna doğru hamile olduğumu öğrendim. Aslında hep hap kullanan bendim, prezervatif kullanmayı sevmez bıraktığım ay geri çekilme ile korunduk ama olan oldu. Kararı bana bıraktı, her isteğime tamam diyeceğini belirtti ama ilişkimizin üzerindeki öküzü ben gördüğümden gebeliği sonlandırdım o zaman. Zordu, zor bi karardı.
Şimdi yine aynı salaklık içindeyim yüzdeki lekem için tedavi gördüğüm için doğum kontrol hapını bırakmıştım üstelik o kadar da az bir araya geliyorduk ki ihtimal de vermedim en son 13 haziranda regl oldum. Ve iki hafta önce reglim gecikince yine hamile olduğumu öğrendim. Yalan yok ben hiç anne olmak istemedim hiç böyle bir hayalim olmadı lütfen çocuk sahibi olmak için uğraşanlar gücenmesinler bana. Sanki bu bir işaretti yeni ilimize taşındık yaşım 34 ve bir daha sonlandırma operasyonu geçiremeyeceğimi düşündüğümden önce doğuracağım dedim. Belki iyi de gelirdi hanemize. O da sevindi sanki ama geçen gün doktora gittiğimizde o görüntüyü görüp sesi duyduğumda çok gerildim ben. Uykularım kaçtı bi yandan sigarayı bırakmaya çalışıyordum o günden beri çok da uğraşmıyorum. Bir yandan doktorun verdiği folik asiti kullanıyorum. Saçma sapan karmaşık bir ruh halindeyim ve bu duyguları ona açtığımda yapayalnızım. Ailelere hemen söylemeyelim dediğimde de saygı duydu. Bana bu bebeği istediğini ama yine de bu kararı benim vermem gerektiğini gayet rasyonel şekilde söyledi. Hep çok saygılıdır (!) Senin yanındayım, şöyle yaparız bak böyle olur diye bir konuşma yok tabi ki. Hiç olmadı ki! Bunu yapamadığını artık biliyor ve çaresiz bir kabulleniş içindeyim. Ben de ona benzemeye başladım ne acı evde müthiş bir sessizlik. Boğuluyorum. Ona olan sevgim olmasa bu iletişimsizliğin çözümü belli tabi ki. Asıl korkum bunu bir çocukla hep yaşayacak olmak. Kendi psikolojik sağlamlığıma da hiç güvenmiyorum. Yine bir sonlandırma operasyonu geçirirsem sanki o korktuğum şeyler başıma gelecek bizim için hiç çare kalmayacak gibi söyler misiniz siz olsanız ne yapardınız. Herşeye rağmen anne olmak ister miydiniz? Bunun sebebi sadece eşimle olan bu soğuk savaş mı?
Bir çok şehirde görevimiz nedeniyle yaşadık beraber çokça yer değiştirdik. Evlenmeden önce beraber de yaşadık tanımaya fırsatım da oldu. Ben daha geleneksel bir aile yapısından geliyorken o Ege şiarıyla büyümüş rahat bir yapıya sahip. Ama özellikle birbirini tanımanın o ayakları yerinden kesen aurası bitince inceden bir şeylerin yolunda gitmediğini farkettim. Pandemisi, depremleri, çoğunlukla benden gelen aile sorunları derken derken yıllar geçti. Aynı evin içinde çift kişilik bir yalnızlık ve anlaşılamamayı derinden yaşamaya başladım. Önce kendime yonttum bu ruh halimi. Öyle ya ben böyle hüznüsever, depresyona meyilli halim yüzünden böyle oluyordu. Uzun yollar işte.. 2023 ün sonuna doğru yüksek lisans tezimi yazmaya başladım hakkını yiyemem gerçekten o da elinden geleni yaptı bana destek oldu, tüm bu süreçler boyunca. Sonrasında tepetaklak gitti her şey ve ben birden sorunun sadece bende olmadığını farkettim. Benimle duygularını konuşamadığını, bana ya da bize dair soru sormadığını hep biliyordum sanki. Onda adını koyamadığım bir duvar var ben o iletişim engelini hiç aşamıyordum. Utanmak, sevinmek, öfkelenmek, üzülmek gibi soyut kavramlar lügatında olmadığı gibi, duygulara dair her konu açıldığında onu rasyonelize eden bi tavrı olur. Ben öfkelenerek kalkarım o sohbetlerden konu saptığı için. Bu durumun çözülebileceğini düşündüm bi süre yanıldım ki bir insan değişmiyor sen o kalıba ayak uydurmaya çalışıyorsun sadece. Ama o dönem çabaladım üstelik dedim sorun bende bu adamı anlamıyorum çok duygusalım bilmem ne. Mesela bir konu hakkında öfkeliyim ona konuyu açabileceğim en yumuşak zeminde açıyorum ama yok konuşamıyoruz küsüp kendini kapatıyor ya da delicesine susuyor, susuyor. Bu yatak odamızı da etkiledi, kendimi çirkin hissetmeye başladım öyle ya çekici değildim. Evet yanımdaydı, evdeydi, ev işlerini ortaklaşa yapar dizi, film izler sosyal ortamlarda ideal çift görünümünü verirdik.
Beni çokça yaralayan bi olay yaşadık. Bir toplantı için başka bi ülkeye gittiğinde instagramında farklı arayışlara girdiğini gördüm uzun zaman bunu bildiğimi söylemedim, söyleyemedim. Normalde telefonunu karıştırmazdım artık geçmişine bakmaya başladım, çoğu zaman temizliyordu. Onun bunu yapabildiğine inanamıyordum. Değersizlik algım aldı yürüdü. Depresyonda gibi olan bir kadını kim isterdi, yemek yemeye telefonlara bakmaya takatim bile yoktu. Üstelik kilo da almıştım.Sosyal ortamın çok kısıtlı olduğu bir ildeydik orada da kimsem yoktu. Üstelik o ülkedeki araması tek değildi aynı aramayı o il içinde yapmıştı. Geçen yıl yazımız kavgayla küskünlükle geçti.Bana beni cezalandırmak istediği için onu ittiğim için kendine yediremediğini ama hiç bir şey yapmadığını sadece aradığını söyledi öylesine!! İnanmak istedim ben ona. Bana dese ki ben oradaki kadınlara baktım, ya da porno izledim gerçekten anlamaya çalışacağım. Neyse ben çift terapisi istedim diye kabul etti ama o kadar sadece ben konuşuyordum ki yürütemedik. Üzeri kapatıldı artık sürekli kavgayı başlatan, şunu konuşalım diye dırdır eden, ağlayan taraf olmaktan gerçekten yoruldum. Çünkü karşımda bir duvar var ve benim uzun konuşmalarım ben dilini kullanarak duygularımı anlatmam hiç bir işe yaramıyor. Hatta daha kötüye gidiyor. Boşanmak istediğimi söyledim bir gün bunu yapmayalım dedi özür diledi vs. Onun kalıbına sığmaya önce kendin kızım demeye başladım sanki ilişkimiz de ben hırçınlığımı kaldırınca iyiye gitti gibi oldu. İyi biri o bir güne bir gün bana yüksek sesle konuştuğunu bilmem. Çok şey istemem ama isteyince muhakkak yapmaya çalışır. İyi olan yönlerine tutunmak istedim ki. Geçen yıl sonuna doğru hamile olduğumu öğrendim. Aslında hep hap kullanan bendim, prezervatif kullanmayı sevmez bıraktığım ay geri çekilme ile korunduk ama olan oldu. Kararı bana bıraktı, her isteğime tamam diyeceğini belirtti ama ilişkimizin üzerindeki öküzü ben gördüğümden gebeliği sonlandırdım o zaman. Zordu, zor bi karardı.
Şimdi yine aynı salaklık içindeyim yüzdeki lekem için tedavi gördüğüm için doğum kontrol hapını bırakmıştım üstelik o kadar da az bir araya geliyorduk ki ihtimal de vermedim en son 13 haziranda regl oldum. Ve iki hafta önce reglim gecikince yine hamile olduğumu öğrendim. Yalan yok ben hiç anne olmak istemedim hiç böyle bir hayalim olmadı lütfen çocuk sahibi olmak için uğraşanlar gücenmesinler bana. Sanki bu bir işaretti yeni ilimize taşındık yaşım 34 ve bir daha sonlandırma operasyonu geçiremeyeceğimi düşündüğümden önce doğuracağım dedim. Belki iyi de gelirdi hanemize. O da sevindi sanki ama geçen gün doktora gittiğimizde o görüntüyü görüp sesi duyduğumda çok gerildim ben. Uykularım kaçtı bi yandan sigarayı bırakmaya çalışıyordum o günden beri çok da uğraşmıyorum. Bir yandan doktorun verdiği folik asiti kullanıyorum. Saçma sapan karmaşık bir ruh halindeyim ve bu duyguları ona açtığımda yapayalnızım. Ailelere hemen söylemeyelim dediğimde de saygı duydu. Bana bu bebeği istediğini ama yine de bu kararı benim vermem gerektiğini gayet rasyonel şekilde söyledi. Hep çok saygılıdır (!) Senin yanındayım, şöyle yaparız bak böyle olur diye bir konuşma yok tabi ki. Hiç olmadı ki! Bunu yapamadığını artık biliyor ve çaresiz bir kabulleniş içindeyim. Ben de ona benzemeye başladım ne acı evde müthiş bir sessizlik. Boğuluyorum. Ona olan sevgim olmasa bu iletişimsizliğin çözümü belli tabi ki. Asıl korkum bunu bir çocukla hep yaşayacak olmak. Kendi psikolojik sağlamlığıma da hiç güvenmiyorum. Yine bir sonlandırma operasyonu geçirirsem sanki o korktuğum şeyler başıma gelecek bizim için hiç çare kalmayacak gibi söyler misiniz siz olsanız ne yapardınız. Herşeye rağmen anne olmak ister miydiniz? Bunun sebebi sadece eşimle olan bu soğuk savaş mı?