- 9 Ocak 2012
- 15.561
- 30.177
- 798
- Konu Sahibi sonundaoldu
- #1
meraba arkadaşlar. başlıktaki gibi aynen çok yoruldum. bu hayat bu evlilik çok yordu beni.
sorunlu bir genç kızlığım oldu. ailem sıkıntılıydı. oralara hiç girmek istemiyorum. ama başettim o kısımla.
üniversiteyi bitirip atandım.
atandığım yerde eşimle tanıştım. ben 22, o 21 yaşındaydı. birbirimizi çok sevdik ve evlenmeye karar verdik. ailelerimiz yaşımız küçük! diye karşı çıktı. ama ikimiz de ailelerimize maddi olarak sonuna kadar verdik. bundan dolayı istemediler bizce.
neyse benim halihazırda 12 bin lira gibi bir kredi borcum vardı eşimde ailesine aldığı araba kredisini ödüyordu. o bitirdi ben bitiremedim. illa düğünü hemen yapalım diye tutturdu. borcum var desem de o borç ikimizin olur diye diretti ve evlendik. tek kuruş ailelerden destek görmeden tırnaklarımızla kazıyarak evlendik. aileler misafir gibi düğüne gelip gittiler.
ve biz çok mutlu olduk. ya hu evlilik ne güzel şeymiş dedim. 2 yıl böyleydi. bir de oğlum oldu bu süreçte. (en önemli kazancım oldu şükür) 20 ay annem baktı saolsun. sonra kreş bakıcı arasında bir düzen oturttuk.
evlenmeden önce eşim demişti. en büyük hayalim çiftlik kurmak diye. evlendikten sonra kendimizi toparlayınca onay verdim ve çiftliği kurdu abisiyle. ama sözünü almıştım. hayatımızda hiçbir değişiklik olmayacaktı. sadece ben işteyken o çiftlikte olacaktı. olanlar bundan sonra oldu. varı yoğu çiftlik. zaten halihazırda bir işi var bırakması imkansız. sabah çiftliğe gidiyor gece diğer işine. ya da gündüz diğer işine gittiyse ertesi gün çiftliğe. evin bütün yükü bence. 4 yıldır hayatımız bu ve ben çok yoruldum. artık tahammülsüzleştim, sürekli tartışır olduk.
diyor ki kumar mı oynuyorum, boş boş geziyor muyum??? bizim için çalışıyorum. iyi de 4 yıldır bu çiftlikten 1 lira girmedi evimize. çünkü çiftlik kendine yetiyor kurulma aşaması tamamlanmadığı için ve ortağı olan abisinin evi geçiniyor. (tek işi bu onun çünkü ve eşi de yardım ediyor)
gelgelelim eşimle boşanma noktasına kadar geldik. bana diyor ki senin hiç hakkın yok. benimle çiftlik için boşanırsan tek kuruş alamazsın. bir borçlu arabamız var borcunu ödeyip kalanını paylaşırız diyor. ben 6 yıl eşşek gibi çalıştım. o çiftliğe de katkım oldu ayrıca. kaldı ki kendisi çiftlikteyken oğlumla tek başıma ilgilendim. işten geldim yemeği yaptım, ütüyü yaptım, sofrayı kurdum kaldırdım, o ahırdan geldiği üstünü başını ben temizledim. bir de bana diyor ki evlenirken borçluydun. ya hu sen ısrar ettin öyle evlenelim diye.
ben evlenirken sırf o dara düşmesin diye imitasyon takılar taktım. boşver dedim. zorlanma öderken. lojmana başvurdum kapışa kapışa aldım lojmanı. hepsi boşunaymış. bunların yüzünden nur topu gibi bir de depresyon+panik atağım oldu. kısmen atlattım. kendi çabamla daha doğrusu.
burda kızları görüyorum ve hep diyorum isteyin, sonuna kadar isteyin yoksa kıymet bilinmiyor.
ve hep beni suçluyor. ben mızmız bir insanmışım. hep şikayet ediyormuşum. şu an yine kavgalıyız ve konuşmuyoruz. kendimi berbat hissediyorum. ona maddi olarak hiç güvenmiyorum. yıllar sonra bana köye gel yaşa gelmezsen sen bilirsin diyebilir yani. benim onca çalıştığım bir hiç olabilir. napacağımı şaşırdım. o yüzden de karışık kuruşuk anlattım.
sorunlu bir genç kızlığım oldu. ailem sıkıntılıydı. oralara hiç girmek istemiyorum. ama başettim o kısımla.
üniversiteyi bitirip atandım.
atandığım yerde eşimle tanıştım. ben 22, o 21 yaşındaydı. birbirimizi çok sevdik ve evlenmeye karar verdik. ailelerimiz yaşımız küçük! diye karşı çıktı. ama ikimiz de ailelerimize maddi olarak sonuna kadar verdik. bundan dolayı istemediler bizce.
neyse benim halihazırda 12 bin lira gibi bir kredi borcum vardı eşimde ailesine aldığı araba kredisini ödüyordu. o bitirdi ben bitiremedim. illa düğünü hemen yapalım diye tutturdu. borcum var desem de o borç ikimizin olur diye diretti ve evlendik. tek kuruş ailelerden destek görmeden tırnaklarımızla kazıyarak evlendik. aileler misafir gibi düğüne gelip gittiler.
ve biz çok mutlu olduk. ya hu evlilik ne güzel şeymiş dedim. 2 yıl böyleydi. bir de oğlum oldu bu süreçte. (en önemli kazancım oldu şükür) 20 ay annem baktı saolsun. sonra kreş bakıcı arasında bir düzen oturttuk.
evlenmeden önce eşim demişti. en büyük hayalim çiftlik kurmak diye. evlendikten sonra kendimizi toparlayınca onay verdim ve çiftliği kurdu abisiyle. ama sözünü almıştım. hayatımızda hiçbir değişiklik olmayacaktı. sadece ben işteyken o çiftlikte olacaktı. olanlar bundan sonra oldu. varı yoğu çiftlik. zaten halihazırda bir işi var bırakması imkansız. sabah çiftliğe gidiyor gece diğer işine. ya da gündüz diğer işine gittiyse ertesi gün çiftliğe. evin bütün yükü bence. 4 yıldır hayatımız bu ve ben çok yoruldum. artık tahammülsüzleştim, sürekli tartışır olduk.
diyor ki kumar mı oynuyorum, boş boş geziyor muyum??? bizim için çalışıyorum. iyi de 4 yıldır bu çiftlikten 1 lira girmedi evimize. çünkü çiftlik kendine yetiyor kurulma aşaması tamamlanmadığı için ve ortağı olan abisinin evi geçiniyor. (tek işi bu onun çünkü ve eşi de yardım ediyor)
gelgelelim eşimle boşanma noktasına kadar geldik. bana diyor ki senin hiç hakkın yok. benimle çiftlik için boşanırsan tek kuruş alamazsın. bir borçlu arabamız var borcunu ödeyip kalanını paylaşırız diyor. ben 6 yıl eşşek gibi çalıştım. o çiftliğe de katkım oldu ayrıca. kaldı ki kendisi çiftlikteyken oğlumla tek başıma ilgilendim. işten geldim yemeği yaptım, ütüyü yaptım, sofrayı kurdum kaldırdım, o ahırdan geldiği üstünü başını ben temizledim. bir de bana diyor ki evlenirken borçluydun. ya hu sen ısrar ettin öyle evlenelim diye.
ben evlenirken sırf o dara düşmesin diye imitasyon takılar taktım. boşver dedim. zorlanma öderken. lojmana başvurdum kapışa kapışa aldım lojmanı. hepsi boşunaymış. bunların yüzünden nur topu gibi bir de depresyon+panik atağım oldu. kısmen atlattım. kendi çabamla daha doğrusu.
burda kızları görüyorum ve hep diyorum isteyin, sonuna kadar isteyin yoksa kıymet bilinmiyor.
ve hep beni suçluyor. ben mızmız bir insanmışım. hep şikayet ediyormuşum. şu an yine kavgalıyız ve konuşmuyoruz. kendimi berbat hissediyorum. ona maddi olarak hiç güvenmiyorum. yıllar sonra bana köye gel yaşa gelmezsen sen bilirsin diyebilir yani. benim onca çalıştığım bir hiç olabilir. napacağımı şaşırdım. o yüzden de karışık kuruşuk anlattım.