Üniversiteye ilk başladığım yıllarda bir arkadaşım vardı.. Aynı boyda olmamıza rağmen aramızda 30 kilo vardı.. Her gün ama istisnasız her gün bana ne kadar zayıf olduğumu, çok korkunç göründüğümü, beni kimsenin beğenmeyeceğini söyleyip dururdu.. O yaşıma kadar hiç problem etmemiştim bunu ama 2-3 ay içinde kompleks oluştu bende.. Sürekli yemek yemeğe başladım ama bir türlü kilo alamıyordum.. Üstelik ben çabaladıkça onun da iğnelemeleri daha da acımasız olmaya başlamıştı.. Göğüslerin küçük, popon yok, kemiklerin sayılıyor gibi daha bir sürü şey.. O dönemde bir sağlık problemim çıktı ve ameliyat olmak zorunda kaldım ve 5 kilo daha verdim.. Artık kendimi tamamen çökmüş hissediyordum ve sürekli ağlıyordum..
Sonra bir gün o arkadaşımın zayıflamak için akupunktura gittiğini öğrendim.. Kilosunu kendine gerçekten çok fazla dert ettiğini farkettim.. Sürekli bitki çaylarıyla ve etiformlarla yaşadığını gördüm.. O zaman dank etti sorunun bende olmadığı.. Sorun ondaydı, kompleksliydi, bu yüzden de beni sürekli aşağılardı.. Hemen çıkardım o insanı hayatımdan, hiç düşünmeden.. Kendimi o kadar iyi hissettim ki ondan sonra.. Etrafımda hep pozitif insanlar bulundurdum.. Bir süre sonra kendimdeki değişime ben bile inanamadım.. Eski ben gitmişti, yerine bambaşka biri gelmişti.. Giydiğimi yakıştırmaya başladım, aynaya baktığımda hep gülen gözlerim olmaya başladı..Etrafımdaki insanlar da bunu fark ettiler, iltifat etmeye başladılar.. Sonra erkek arkadaşım oldu.. Fiziğimi çok beğendiğini söylemişti bir keresinde.. O zaman anladım hiç kimsenin çirkin olmadığını.. Çirkinlik bakan gözlerdeymiş..