Aramayarak bulunuyor bence.
Gerçi benim bunu söylemem ne kadar doğru bilmiyorum, ben aramıyorken eşim beni buldu çünkü. Ben kendimle, yalnızlığımla müthiş mutluydum, çok eğleniyordum, bir şekilde ikna etti beni. Sonra da hiç pişman etmedi sağ olsun.
Yaşınızı çok çok küçük buldum, bence karşınıza çıkan adayların da yaşlarının size yakın olmasının, hayata yeni yeni başlıyor olmalarının da etkisi vardır bu hesap-kitap işlerine girmelerinde.
Bundan 8-10 yıl sonra karşınıza çıkacak olan erkekler kariyerinde ilerlemiş, ev-araba gibi mevzuları halletmiş, paradan ziyade hayat arkadaşı arayan insanlar olacaktır diye bana kalırsa.
Kaldı ki 30lu yaşlardan önce evlenmeyi, "gözümü açtım seni gördüm" tadında ilk sevgiliyle veya çok erken başlamış ilişkilerin sonunda yapılan evlilikleri sağlıklı bulmuyorum. (Farklı nedenleri olan tamamen şahsi fikrimdir, aynı fikirde olmayıp kanıt gösterecekler alıntılamazsa sevinirim.)
Evlilik kurumunun biraz şans ama şanstan fazla zeka gerektirdiğini düşünüyorum.
Eşimle Nisan 2014'ten beri birlikteyiz, bir tek kez tartışmadık, ses yükselmedi, huzursuzluk çıkmadı. Bizde ancak fikir ayrılıkları olur, onları da konuşup mantıklı çözüme bağlarız. Buradaki evlilikleri okuyorum da, eşim yazılanların çeyreğini yapsa çoktan boşanmış olurduk, çok kıymetliyim ben, kimseye üzdürmem kendimi.
Diyeceğim o ki, önce kendinizle, benliğinizle mutlu olun, hiçkimseye yaslanmaya ihtiyaç hissetmeden huzurlu olun, "Terazi gibi bir hanımla evlenen adam amma mutlu olur" desin insanlar.