Popüler Konu Düşünce Gücü/Pozitif Düşünce/Olumlamalar

Frekansımızı Yükseltmek İçin Neler Yapabiliriz?

▪️Önce niyet:
“Frekansımı yükseltmeye niyet ediyorum.
Frekansımı yükseltecek halde olayım.”

▪️Nefes:
Her ne zaman bir nefes alsak, içimize frekans çekeriz. Burnumuzdan derin bir nefes alalım, karnımızın şiştiği, göğüs kafesimizin genişlediği ve boğazımıza kadar, bir süre tutalım ve yavaşça burnumuzdan bırakırken bizi rahatsız eden düşüncelerin de verdiğimiz nefesle birlikte bizden çıkıp gittiğinin farkına varalım. Bırakalım, nefesimizi verelim ve çıkıp gitsin.

▪️Sihirli Küre:
Önümüzde bir küre hayal edelim ve bu kürenin içine keyfimizi kaçıran olaylara ait düşüncelerimizi, bunlara ait sahnelerden- tam da canımızı sıkan anın fotoğrafını, bize bundan böyle hizmet etmeyen olumsuz tecrübelerimizi, öfkelendiğimiz olayları, bizi üzen olayları, yükleyelim.
Kürenin içine her şey sığar, dışarıdan küçük ama içinde sınırsız yer var.
Tamam dediğimizde, küremizin lazer sapana yerleştiğini ve ışık hızıyla uzaya fırlatıldığını izleyelim. Uzaya vardığı anda lazerin ateş ederek onu yok ettiğini, moleküllerine ayrıldığını, bir toz tanesi bile kalmayacak şekilde yok olduğunu seyredelim.
Bizden çıkıp gitti ve uzayda, moleküllerine ayrıldı. Bize hizmet etmeyen, bıraktığımız bu olaylar, evrenin akışında hizmet etmek üzere güneşe gider ve güneşin içinden hayırlı ve sevgi dolu olarak kainattaki yeni yolculuklarına uyumlanırlar. Şimdi, bizden çıkıp gidenlerin yerine sevgi frekansını yükleyebiliriz. Bu sefer önümüzde pembe ışıktan bir küre hayal edelim ve bu küre sonsuz ve sınırsız sevgi ile ışıldıyor. Küreyi alıp kalbimize doğru götürdüğümüzde, kalbimize yerleştiğini, kalbimizin eskisinden canlı, sağlıklı ve ışıl ışıl atmaya başladığını fark edelim.

▪️Müzik:
Müzik ruhun gıdasıdır ifadesi tesadüfen söylenmiş bir söz değildir. Frekansımızı yükseltecek müzik dinleyerek, kutlayalım. Dinlediğimiz şarkıların sözlerine dikkat edelim. Bize bizi anlatıyorlar, anda yaratmakta olduğumuz geleceği kulağımıza fısıldıyorlar.

▪️Meditasyon:
Düşüncelerimizin önce bir çağlayandan dökülüyorcasına aktığı ve sonrasında tamamen sessizliğin hakim olduğu, bizi bizden alıp götüren güzel bir çalışma için, 528 hz Solfeggio frekansını veya 432 hz uyumlu bir müzik ile yapılan meditatif bir çalışma hepimizin doğal hakkıdır.

▪️Aromaterapi:
Kokulu mumlardan ve buhurdanlıkta keyifle yaktığımız yağlardan, bulunduğunuz ortamın ve kendimizin de frekansını yükseltmek için yardım alabiliriz.

▪️Renkler:
Yedi temel renkten hangisine o anda ihtiyaç duyuyorsak, o renge ait bir kıyafet giyebiliriz veya o renkteki bir objeye bakıp, ona dokunabiliriz. Taşlardan yardım alabiliriz. Veya o rengin bizi sarıp sarmalayan bir küre olduğunu, içinde ışıldadığımızı, sevgiyle sarmalandığımızı düşünebiliriz.

▪️Doğa:
Doğada rezistans yoktur. Doğaya çıkabilir, deniz kenarına, ormanlık bir alana, çocuk oyun parkına, ağaçları, kuşları, kelebekleri, bulutları, güneşi seyredip kendimizi ödüllendirebiliriz.

▪️Teslimiyet:
Frekansımızı düşüren olaya teslim olmak, atılabilecek kıymetli adımlardan biridir. Belki de şu anda, bu halde olmaya ihtiyacımız vardır.
Bu halden kurtulmalıyım diye kendimize baskı yaptıkça, yarattığımız rezistans, daha fazla rezistansa sebep olur.
Hatırlayalım ki sadece bizimle titreşimi eşleşen olayları deneyimleriz. Kendimize ve frekansımızı düşürdüğünü düşündüğümüz kişiye mektup yazabiliriz.
Bu mektuba ek olarak korkularımızı, pişman olduğumuz bir davranışımızı, öfkemizi yazabiliriz. Kağıtla kalemin arasına ego giremez. Yazalım ve kendimize dürüst olalım. Bu yazdıklarımızı daha sonra ister yakabiliriz, ister yırtıp buruşturup, çöpe atabiliriz.
Bu yazdıklarım bundan böyle bana hizmet etmiyor, onlar şu anki bana ait değiller, benden çıkıp gittiler, kendi kendime attığım ve attırdığım düğümleri açtım. Bugüne kadar yapmış olduğum hatalar için herkesten özür dilerim ve bugüne kadar bana yapılmasına izin verdiğim hatalar için de kendimden ve herkesten özür dilerim. Teşekkürler. Yazalım ve akışa teslim olalım.

▪️Şükür:
Şükrettiğimizde, şükredecek olayları çekeriz. Bulunduğumuz noktada şükredecek hiç bir şey yokmuş gibi mi görünüyor?
Bir kez daha bakalım hayatımıza. Var olduğumuz için, nefes alıp verdiğimiz için, yağmurlu bir günde yanımızda şemsiye olduğu için, yok mu-ne güzel, doğanın harikasıyla usul usul ıslandığımız için, karşıdan karşıya geçerken annesinin elini güvenle tutan o tatlı çocuğun gülümsemesine şahitlik ettiğimiz için, bir sokak kedisini veya köpeğini okşadığımız için, şu anda bu duayı edebildiğimiz için, kendimiz ve bütün için hayırlısını isteyebilecek halde olduğumuz için…
Listenin mantığını anlamışızdır-Şükrediyoruz. Şükredebildiğimiz için şükrediyoruz.

▪️Su:
Su da ışık gibi muhteşem bir frekans yükselticidir. Suyun iletken özelliğini, düşünceyi taşıdığını bugün hemen herkes biliyor.
Dr. Masaru Emoto‘nun değerli çalışmasıyla, içgüdüsel olarak bildiğimiz bu bilgi, hepimize birbirinden güzel ve anlamlı resimlerle gösterildi. Bir bardak suya konuşabiliriz.
Mesela şükürlerimizi veya suya sevgilerimizi sunup, teşekkür edebiliriz ve yudum yudum içerken şifalandığımızı, sevgiyle sarılıp sarmalandığımızı, neşe ile ödüllendirildiğimizi düşünebiliriz.
Aynı şekilde duş alırken de su ile arındığımızı ve yenilendiğimizi düşünüp, bize bundan böyle hizmet etmeyen olumsuz tecrübelerimizin bizden akıp gittiğinin sezgisinde olabiliriz.
Şu anda duş alamıyor muyuz? Hemen ellerimizi yıkayalım ve keyfimizi kaçıran bu olaylar ve onlara bağlı düşünceler bizden akıp gitsin.
Frekansımızı yükseltebileceğimiz daha birçok yol ve metot var ve hepsi mümkün. Önce iç sesimizi dinleyebiliriz. Bugüne kadar henüz hatırlanmamış bilgilerin olduğu sonsuz ve sınırsız kaynakla bağlantıya geçtiğimizde, yolumuz da kolaylıkla ve sevgiyle açılır. Güvendeyiz ve biriz, bağlantıdayız. Her şey hayatımızın iyiliği için birlikte çalışıyor, şimdi.
 
İyi günler herkeseee :)

Çok güzel bir gün olsun.

İstanbulda olan arkadaşlar özellikle, yoğun kar yağışı için sokaktaki minik dostlarımızı görürseniz, lütfen mama, örtü gibi şeyleri vermeyi ihmal etmeyin, yüce Rabbimin güzel canlıları bize muhtaç kalabiliyor böyle havalarda :)

Yaşadığım ilginç bir olayı paylaşacağım sizinle. Dün yılbaşı hediyesi almak için girdiğim bir mağazada, bir kaban beğendim, çok güzel sahte kürklü ve sıcacık tutan. Üstüme giydim denedim, cuk oturmaz mı! :KK70: Almam lazım şimdi onu taktım kafaya. Üstünde fiyat yazmıyor, yardımcı arkadaşı çağırdım fiyata bir bakabbilir miyiz dedim? İçimden de diyorum ki 200 TL ol 200 TL ol daha fazla olmayacaksın 200 TL ol :)) Kız başladı cümleye.. "450 tl. aa ama %50 indrim var" diye devam etmez mi :) sonra bir de hatta uygulama indirene %10 indirim uyguluyoruz diye devam etmez mi :KK70: neredeyse 200 TL ye geldi yani :) hemencecik alıp çıktım .) çok güzel bi duyguydu paylaşmak istedimm :KK70:


anne olmak isteyen bütün kadınlara...
hepinizi seviyorum :)

Icimden geldi. Oylesine bir sayfa girip mesajlari okuyacagim dedim🤗 eski sayfalari okumak cok guzel😉
Sanirim birkac arkadasin sorularina cevap olabilir🤗
 
Frekansımızı Yükseltmek İçin Neler Yapabiliriz?

▪Önce niyet:
“Frekansımı yükseltmeye niyet ediyorum.
Frekansımı yükseltecek halde olayım.”

▪Nefes:
Her ne zaman bir nefes alsak, içimize frekans çekeriz. Burnumuzdan derin bir nefes alalım, karnımızın şiştiği, göğüs kafesimizin genişlediği ve boğazımıza kadar, bir süre tutalım ve yavaşça burnumuzdan bırakırken bizi rahatsız eden düşüncelerin de verdiğimiz nefesle birlikte bizden çıkıp gittiğinin farkına varalım. Bırakalım, nefesimizi verelim ve çıkıp gitsin.

▪Sihirli Küre:
Önümüzde bir küre hayal edelim ve bu kürenin içine keyfimizi kaçıran olaylara ait düşüncelerimizi, bunlara ait sahnelerden- tam da canımızı sıkan anın fotoğrafını, bize bundan böyle hizmet etmeyen olumsuz tecrübelerimizi, öfkelendiğimiz olayları, bizi üzen olayları, yükleyelim.
Kürenin içine her şey sığar, dışarıdan küçük ama içinde sınırsız yer var.
Tamam dediğimizde, küremizin lazer sapana yerleştiğini ve ışık hızıyla uzaya fırlatıldığını izleyelim. Uzaya vardığı anda lazerin ateş ederek onu yok ettiğini, moleküllerine ayrıldığını, bir toz tanesi bile kalmayacak şekilde yok olduğunu seyredelim.
Bizden çıkıp gitti ve uzayda, moleküllerine ayrıldı. Bize hizmet etmeyen, bıraktığımız bu olaylar, evrenin akışında hizmet etmek üzere güneşe gider ve güneşin içinden hayırlı ve sevgi dolu olarak kainattaki yeni yolculuklarına uyumlanırlar. Şimdi, bizden çıkıp gidenlerin yerine sevgi frekansını yükleyebiliriz. Bu sefer önümüzde pembe ışıktan bir küre hayal edelim ve bu küre sonsuz ve sınırsız sevgi ile ışıldıyor. Küreyi alıp kalbimize doğru götürdüğümüzde, kalbimize yerleştiğini, kalbimizin eskisinden canlı, sağlıklı ve ışıl ışıl atmaya başladığını fark edelim.

▪Müzik:
Müzik ruhun gıdasıdır ifadesi tesadüfen söylenmiş bir söz değildir. Frekansımızı yükseltecek müzik dinleyerek, kutlayalım. Dinlediğimiz şarkıların sözlerine dikkat edelim. Bize bizi anlatıyorlar, anda yaratmakta olduğumuz geleceği kulağımıza fısıldıyorlar.

▪Meditasyon:
Düşüncelerimizin önce bir çağlayandan dökülüyorcasına aktığı ve sonrasında tamamen sessizliğin hakim olduğu, bizi bizden alıp götüren güzel bir çalışma için, 528 hz Solfeggio frekansını veya 432 hz uyumlu bir müzik ile yapılan meditatif bir çalışma hepimizin doğal hakkıdır.

▪Aromaterapi:
Kokulu mumlardan ve buhurdanlıkta keyifle yaktığımız yağlardan, bulunduğunuz ortamın ve kendimizin de frekansını yükseltmek için yardım alabiliriz.

▪Renkler:
Yedi temel renkten hangisine o anda ihtiyaç duyuyorsak, o renge ait bir kıyafet giyebiliriz veya o renkteki bir objeye bakıp, ona dokunabiliriz. Taşlardan yardım alabiliriz. Veya o rengin bizi sarıp sarmalayan bir küre olduğunu, içinde ışıldadığımızı, sevgiyle sarmalandığımızı düşünebiliriz.

▪Doğa:
Doğada rezistans yoktur. Doğaya çıkabilir, deniz kenarına, ormanlık bir alana, çocuk oyun parkına, ağaçları, kuşları, kelebekleri, bulutları, güneşi seyredip kendimizi ödüllendirebiliriz.

▪Teslimiyet:
Frekansımızı düşüren olaya teslim olmak, atılabilecek kıymetli adımlardan biridir. Belki de şu anda, bu halde olmaya ihtiyacımız vardır.
Bu halden kurtulmalıyım diye kendimize baskı yaptıkça, yarattığımız rezistans, daha fazla rezistansa sebep olur.
Hatırlayalım ki sadece bizimle titreşimi eşleşen olayları deneyimleriz. Kendimize ve frekansımızı düşürdüğünü düşündüğümüz kişiye mektup yazabiliriz.
Bu mektuba ek olarak korkularımızı, pişman olduğumuz bir davranışımızı, öfkemizi yazabiliriz. Kağıtla kalemin arasına ego giremez. Yazalım ve kendimize dürüst olalım. Bu yazdıklarımızı daha sonra ister yakabiliriz, ister yırtıp buruşturup, çöpe atabiliriz.
Bu yazdıklarım bundan böyle bana hizmet etmiyor, onlar şu anki bana ait değiller, benden çıkıp gittiler, kendi kendime attığım ve attırdığım düğümleri açtım. Bugüne kadar yapmış olduğum hatalar için herkesten özür dilerim ve bugüne kadar bana yapılmasına izin verdiğim hatalar için de kendimden ve herkesten özür dilerim. Teşekkürler. Yazalım ve akışa teslim olalım.

▪Şükür:
Şükrettiğimizde, şükredecek olayları çekeriz. Bulunduğumuz noktada şükredecek hiç bir şey yokmuş gibi mi görünüyor?
Bir kez daha bakalım hayatımıza. Var olduğumuz için, nefes alıp verdiğimiz için, yağmurlu bir günde yanımızda şemsiye olduğu için, yok mu-ne güzel, doğanın harikasıyla usul usul ıslandığımız için, karşıdan karşıya geçerken annesinin elini güvenle tutan o tatlı çocuğun gülümsemesine şahitlik ettiğimiz için, bir sokak kedisini veya köpeğini okşadığımız için, şu anda bu duayı edebildiğimiz için, kendimiz ve bütün için hayırlısını isteyebilecek halde olduğumuz için…
Listenin mantığını anlamışızdır-Şükrediyoruz. Şükredebildiğimiz için şükrediyoruz.

▪Su:
Su da ışık gibi muhteşem bir frekans yükselticidir. Suyun iletken özelliğini, düşünceyi taşıdığını bugün hemen herkes biliyor.
Dr. Masaru Emoto‘nun değerli çalışmasıyla, içgüdüsel olarak bildiğimiz bu bilgi, hepimize birbirinden güzel ve anlamlı resimlerle gösterildi. Bir bardak suya konuşabiliriz.
Mesela şükürlerimizi veya suya sevgilerimizi sunup, teşekkür edebiliriz ve yudum yudum içerken şifalandığımızı, sevgiyle sarılıp sarmalandığımızı, neşe ile ödüllendirildiğimizi düşünebiliriz.
Aynı şekilde duş alırken de su ile arındığımızı ve yenilendiğimizi düşünüp, bize bundan böyle hizmet etmeyen olumsuz tecrübelerimizin bizden akıp gittiğinin sezgisinde olabiliriz.
Şu anda duş alamıyor muyuz? Hemen ellerimizi yıkayalım ve keyfimizi kaçıran bu olaylar ve onlara bağlı düşünceler bizden akıp gitsin.
Frekansımızı yükseltebileceğimiz daha birçok yol ve metot var ve hepsi mümkün. Önce iç sesimizi dinleyebiliriz. Bugüne kadar henüz hatırlanmamış bilgilerin olduğu sonsuz ve sınırsız kaynakla bağlantıya geçtiğimizde, yolumuz da kolaylıkla ve sevgiyle açılır. Güvendeyiz ve biriz, bağlantıdayız. Her şey hayatımızın iyiliği için birlikte çalışıyor, şimdi.

Ben şükür ile alakalı şey duymuştum. İçinde bulunduğuz duruma şükretmeyin çünkü şükredince olduğun halden memnun olduğun anlaşılır ve daha iyisinin verilmesi engellenmiş olur. Bu konuda ne düşünüyorsunuz ?
 
HayallerimGercekOldu HayallerimGercekOldu şu duş olayını ben çok yaparım ve hakkaten iyi de gelir.
Duş olayı ile ilk tanıştığımda lisedeydim ve pozitif düşünce vs konuları hakkında uzaktan yakından bir fikrim yoktu. Okulda çok kötü bir gün geçirmiş arkadaşlarım ile kötü olmuştum. Sonrasında okuldaki ertesi günüm berbat geçmişti. Okuldan eve geldiğimde duşa girdim ve duşta kendi kendime kafamdan aşşağıya suları sıvazlarken olumsuzluk ve negatifliklerin suyla beraber akıp gitmesini tekrar ettim. Duştan çıktığımda çok rahatlamıştım ve sabah kalkıp okula gittiğimde herşey düzelmiş arkadaşlarımla da barışmıştım. 🙏
O zamandan beri canım sıkıldıkça yapmaya çalışırım ama duş ritüelini düşünce gücü ile alakalı konularda ilk kez okuyorum .
 
Frekansımızı Yükseltmek İçin Neler Yapabiliriz?

▪Önce niyet:
“Frekansımı yükseltmeye niyet ediyorum.
Frekansımı yükseltecek halde olayım.”

▪Nefes:
Her ne zaman bir nefes alsak, içimize frekans çekeriz. Burnumuzdan derin bir nefes alalım, karnımızın şiştiği, göğüs kafesimizin genişlediği ve boğazımıza kadar, bir süre tutalım ve yavaşça burnumuzdan bırakırken bizi rahatsız eden düşüncelerin de verdiğimiz nefesle birlikte bizden çıkıp gittiğinin farkına varalım. Bırakalım, nefesimizi verelim ve çıkıp gitsin.

▪Sihirli Küre:
Önümüzde bir küre hayal edelim ve bu kürenin içine keyfimizi kaçıran olaylara ait düşüncelerimizi, bunlara ait sahnelerden- tam da canımızı sıkan anın fotoğrafını, bize bundan böyle hizmet etmeyen olumsuz tecrübelerimizi, öfkelendiğimiz olayları, bizi üzen olayları, yükleyelim.
Kürenin içine her şey sığar, dışarıdan küçük ama içinde sınırsız yer var.
Tamam dediğimizde, küremizin lazer sapana yerleştiğini ve ışık hızıyla uzaya fırlatıldığını izleyelim. Uzaya vardığı anda lazerin ateş ederek onu yok ettiğini, moleküllerine ayrıldığını, bir toz tanesi bile kalmayacak şekilde yok olduğunu seyredelim.
Bizden çıkıp gitti ve uzayda, moleküllerine ayrıldı. Bize hizmet etmeyen, bıraktığımız bu olaylar, evrenin akışında hizmet etmek üzere güneşe gider ve güneşin içinden hayırlı ve sevgi dolu olarak kainattaki yeni yolculuklarına uyumlanırlar. Şimdi, bizden çıkıp gidenlerin yerine sevgi frekansını yükleyebiliriz. Bu sefer önümüzde pembe ışıktan bir küre hayal edelim ve bu küre sonsuz ve sınırsız sevgi ile ışıldıyor. Küreyi alıp kalbimize doğru götürdüğümüzde, kalbimize yerleştiğini, kalbimizin eskisinden canlı, sağlıklı ve ışıl ışıl atmaya başladığını fark edelim.

▪Müzik:
Müzik ruhun gıdasıdır ifadesi tesadüfen söylenmiş bir söz değildir. Frekansımızı yükseltecek müzik dinleyerek, kutlayalım. Dinlediğimiz şarkıların sözlerine dikkat edelim. Bize bizi anlatıyorlar, anda yaratmakta olduğumuz geleceği kulağımıza fısıldıyorlar.

▪Meditasyon:
Düşüncelerimizin önce bir çağlayandan dökülüyorcasına aktığı ve sonrasında tamamen sessizliğin hakim olduğu, bizi bizden alıp götüren güzel bir çalışma için, 528 hz Solfeggio frekansını veya 432 hz uyumlu bir müzik ile yapılan meditatif bir çalışma hepimizin doğal hakkıdır.

▪Aromaterapi:
Kokulu mumlardan ve buhurdanlıkta keyifle yaktığımız yağlardan, bulunduğunuz ortamın ve kendimizin de frekansını yükseltmek için yardım alabiliriz.

▪Renkler:
Yedi temel renkten hangisine o anda ihtiyaç duyuyorsak, o renge ait bir kıyafet giyebiliriz veya o renkteki bir objeye bakıp, ona dokunabiliriz. Taşlardan yardım alabiliriz. Veya o rengin bizi sarıp sarmalayan bir küre olduğunu, içinde ışıldadığımızı, sevgiyle sarmalandığımızı düşünebiliriz.

▪Doğa:
Doğada rezistans yoktur. Doğaya çıkabilir, deniz kenarına, ormanlık bir alana, çocuk oyun parkına, ağaçları, kuşları, kelebekleri, bulutları, güneşi seyredip kendimizi ödüllendirebiliriz.

▪Teslimiyet:
Frekansımızı düşüren olaya teslim olmak, atılabilecek kıymetli adımlardan biridir. Belki de şu anda, bu halde olmaya ihtiyacımız vardır.
Bu halden kurtulmalıyım diye kendimize baskı yaptıkça, yarattığımız rezistans, daha fazla rezistansa sebep olur.
Hatırlayalım ki sadece bizimle titreşimi eşleşen olayları deneyimleriz. Kendimize ve frekansımızı düşürdüğünü düşündüğümüz kişiye mektup yazabiliriz.
Bu mektuba ek olarak korkularımızı, pişman olduğumuz bir davranışımızı, öfkemizi yazabiliriz. Kağıtla kalemin arasına ego giremez. Yazalım ve kendimize dürüst olalım. Bu yazdıklarımızı daha sonra ister yakabiliriz, ister yırtıp buruşturup, çöpe atabiliriz.
Bu yazdıklarım bundan böyle bana hizmet etmiyor, onlar şu anki bana ait değiller, benden çıkıp gittiler, kendi kendime attığım ve attırdığım düğümleri açtım. Bugüne kadar yapmış olduğum hatalar için herkesten özür dilerim ve bugüne kadar bana yapılmasına izin verdiğim hatalar için de kendimden ve herkesten özür dilerim. Teşekkürler. Yazalım ve akışa teslim olalım.

▪Şükür:
Şükrettiğimizde, şükredecek olayları çekeriz. Bulunduğumuz noktada şükredecek hiç bir şey yokmuş gibi mi görünüyor?
Bir kez daha bakalım hayatımıza. Var olduğumuz için, nefes alıp verdiğimiz için, yağmurlu bir günde yanımızda şemsiye olduğu için, yok mu-ne güzel, doğanın harikasıyla usul usul ıslandığımız için, karşıdan karşıya geçerken annesinin elini güvenle tutan o tatlı çocuğun gülümsemesine şahitlik ettiğimiz için, bir sokak kedisini veya köpeğini okşadığımız için, şu anda bu duayı edebildiğimiz için, kendimiz ve bütün için hayırlısını isteyebilecek halde olduğumuz için…
Listenin mantığını anlamışızdır-Şükrediyoruz. Şükredebildiğimiz için şükrediyoruz.

▪Su:
Su da ışık gibi muhteşem bir frekans yükselticidir. Suyun iletken özelliğini, düşünceyi taşıdığını bugün hemen herkes biliyor.
Dr. Masaru Emoto‘nun değerli çalışmasıyla, içgüdüsel olarak bildiğimiz bu bilgi, hepimize birbirinden güzel ve anlamlı resimlerle gösterildi. Bir bardak suya konuşabiliriz.
Mesela şükürlerimizi veya suya sevgilerimizi sunup, teşekkür edebiliriz ve yudum yudum içerken şifalandığımızı, sevgiyle sarılıp sarmalandığımızı, neşe ile ödüllendirildiğimizi düşünebiliriz.
Aynı şekilde duş alırken de su ile arındığımızı ve yenilendiğimizi düşünüp, bize bundan böyle hizmet etmeyen olumsuz tecrübelerimizin bizden akıp gittiğinin sezgisinde olabiliriz.
Şu anda duş alamıyor muyuz? Hemen ellerimizi yıkayalım ve keyfimizi kaçıran bu olaylar ve onlara bağlı düşünceler bizden akıp gitsin.
Frekansımızı yükseltebileceğimiz daha birçok yol ve metot var ve hepsi mümkün. Önce iç sesimizi dinleyebiliriz. Bugüne kadar henüz hatırlanmamış bilgilerin olduğu sonsuz ve sınırsız kaynakla bağlantıya geçtiğimizde, yolumuz da kolaylıkla ve sevgiyle açılır. Güvendeyiz ve biriz, bağlantıdayız. Her şey hayatımızın iyiliği için birlikte çalışıyor, şimdi.
aynı paylaşımı yapmışız, harika güzelliklrr bizlerle.
 
Vazgeçip bırakmak huyum maalesef asla zaman kaybedemem diye düşüne düşüne hiç bir şeye sahip olamadan gelmişim bugüne acele en büyük hatadır
buraya geldiysrn bundan sonra vazgeçememeyi de öğreneceksin inşallah canım. yeter ki mücadeleden vazgeçme yeterki.
 
İyi geceler pozitif kızçeler 😘

Bu haftanın Olumlaması
Gelecek için Olumlama; Geleceğimin güzelliklerle dolu olduğunu biliyorum Geleceğimi sevgiyle kucaklıyorum Geleceğimin sağlıklı, varlıklı ve iç huzurlu olduğunu biliyorum ve bunun için şimdiden teşekkür ediyorum.

Amin öyle olsun
NOT : Gün içinde ve akşam olmak üzere 7 kere okuyoruz şifa olsun hepimize 🙏😇 ( Meditasyon ve nefes egzersizi ile desteklemeyi unutmayalım)
 
evet kızlar 200 kez denediniz mi bişeyleri?
Ne güzel yazmışsın Canim 🤗
Cemal Nur Sargut' a bir tadavvuf sohbetinde soru soruyolar.
- Kaderimizde hersey yazili belirli ise müdahale etmek uğraşmak Allahın yazgısına karışmak olmuyor mu?
CemalNur Sargut şöyle der: Kader gayrete aşıktır...
Sen çalış çabala yine Hakka teslimet et 💕💕💕
Çok severim bu sözü 🤗
Evet Canim Bebekler çaba için en güzel örnek buna 😇
 
Bazen de olmayacak duaya amin dememek vzgeçmeyi bilmek gerekiyor
sanırım burada bahsedilen olayı yanlış anladın ama ben de nasıl açıklayacağımı bilemedim açıkçası. istersen gönderdiğim iletiyi birkez daha oku ve düşün. hayat bir yol ve biz o yolda yorulmadan vazgeçemeden yürümeye devam ettiğimiz ve inandığımız derecede başarılı oluruz. ama en ufak bir terslikte, olmuyor, yapmayacağım, çabalamayacağız demek yok.
 
sanırım burada bahsedilen olayı yanlış anladın ama ben de nasıl açıklayacağımı bilemedim açıkçası. istersen gönderdiğim iletiyi birkez daha oku ve düşün. hayat bir yol ve biz o yolda yorulmadan vazgeçemeden yürümeye devam ettiğimiz ve inandığımız derecede başarılı oluruz. ama en ufak bir terslikte, olmuyor, yapmayacağım, çabalamayacağız demek yok.

Ben aslında şöyle demek istedim genel olarak vazgeçmek değil de özel olarak.
Şöyle örnek vereyim kendi hayatımdan birisini çok seviyordum onunda beni sevdiğini biliyordum ama ilerisi yoktu olmayacaktı beklentilerimiz vs çok farklıydı şimdi ben burda çok dua da ettim sabır da ettim ama değişen olmadı veya ben göremedim o halde onda ısrar etmemek gerekli he tabi bu bütün ilişkileri kapatalım demek değil yeni insanlar olabilir . Aşk ilişkilerine devam ediyoruz ama aynı insanı zorlamıyoruz .
 
evet kızlar 200 kez denediniz mi bişeyleri?
Denedim tabi
Daha çoktur :)
İyi geceler pozitif kızçeler 😘

Bu haftanın Olumlaması
Gelecek için Olumlama; Geleceğimin güzelliklerle dolu olduğunu biliyorum Geleceğimi sevgiyle kucaklıyorum Geleceğimin sağlıklı, varlıklı ve iç huzurlu olduğunu biliyorum ve bunun için şimdiden teşekkür ediyorum.

Amin öyle olsun
NOT : Gün içinde ve akşam olmak üzere 7 kere okuyoruz şifa olsun hepimize 🙏😇 ( Meditasyon ve nefes egzersizi ile desteklemeyi unutmayalım)
Benim 21 günüm bitti bugün
Ben de Pazartesi başlıcam sizler gibi
Peki diğer Pazartesi de dahil mi , Pazar bırakayım mı?
 
Back
X