Uyduruyor işte ondan tutmadı:)25 yaşında evlendiniz; şu an 45 yaşındasınız ve 20 yıllık evlisiniz. Kaç çocuğunuz var ki çocuklar parka götürülecek kadar küçük ? Yanlış anlaşılmasın, eşinizin zihniyeti bir sağlık sorunu veya nasibi beklemek dışında ilk günden çocuk sahibi olmaya çalışacak biri gibi duruyor da.
böyle bir insan nasıl eşiniz gibi biriyle evlendiAma ben daha yenilikçiyim. Hayattan maksimum seviyede keyif almayı, bugünün değerini en iyi şekilde bilmeyi arzulayan bir insanım
fazla dindar olmamama rağmen kalp kırmanın çok günah olduğunu biliyorum meselabiraz fazla dindar, muhafazakar ve kontrolcu birilerini tanidi iseniz, eslerini cok fazla kisitlarlar genelde.
Kocaniza karadeniz yemekleri yaparak agzinin payini vermenizi oneriyorum, zira cok simartmissiniz.Merhaba arkadaşlar,
Belki bu konu defalarca açılmıştır. Ben yemek yapmayı çok seven bir insanım. Yapacağım ekmeğin mayasını üç gün önceden hazırlamak, dürümün etini ve lavaşını kendim yapmak, tiramisunun kedidillerini bile evde yapmak… Mutfakta geçirdiğim vakitten asla sıkılmam ve her gün sofraya bir yenilik getirmeye çalışırım.
Zaten eşim dışarıya çıkmama izin vermeyen bir insan. Bir dışarı hayatım yok; birlikte gittiğimiz, gezdiğimiz herhangi bir yer olmuyor. Ben de dışarıda yiyebileceğim lezzetleri eve getirmeye çalışıyorum. Mesela haftada bir defa Hatay döner yaparım ya da Big Mac Taco denemesi yaparım. Bugün de hamburger menüsü yapmak istedim. Araştırırken In-N-Out diye bir hamburger olduğunu ve yanında “Animal Fries” adında patates kızartması servis edildiğini gördüm. Bunların birebir taklidini yapmaya çalıştım.
Eşim çok geleneksel bir insan; genelde sofrada çeşit aramayan, baharatsız, salçasız, daha sade yemekleri seven biri. Ama ben daha yenilikçiyim. Hayattan maksimum seviyede keyif almayı, bugünün değerini en iyi şekilde bilmeyi arzulayan bir insanım. Ailemle yapacağım her kahvaltıya, her akşam yemeğine özen gösteririm.
Şimdi sorun şu ki… Eşim, iki gün önce yaptığım kumpiri masada bırakıp terk etti. Patatesin büyüklüğünden şikâyet etti. Oysa ben ona her zaman daha bol malzemeli ve daha özenilmiş porsiyon hazırlarım. Mesela bu kumpirde daha fazla tereyağı, daha fazla peynir kullanmış ve ona sunarken sıcak olmasına dikkat etmiştim. Kendiminkini ise ona öncelik verdiğim için soğumuş ve kalan malzemelerden hazırlamıştım. Çünkü benim için önemli olan yemekten çok, sunmaktır.
Ama o, patatesin büyüklüğünü bahane ederek kendi porsiyonunu yemedi, benimkini istedi. Ben de “Sen kendi porsiyonunu ye, kalanını ben yerim” dedim. Bunun üzerine “Bana bu sözü bir daha söyleme, ben bu söze çok sinir oluyorum” diyerek kumpiri önüme fırlatıp masadan kalktı ve gitti. Tabii ki ben bunu unuttum; unuttum çünkü başka türlü bu ilişki yürümüyor. İlişki başından beri böyle gidiyor.
Bugün de bahsettiğim hamburgeri yaptım. Eşim bu sefer de hamburgeri çok yüksek yaptığım için — iki kat köfte kullandım — “Biz hayvan mıyız?” diyerek hiçbir şeye dokunmadı. Yaptığım tatlıya da elini sürmeden yine çekip gitti.
Şimdi size sorum şu: Boşanmak ya da ayrılmak konu dışı. Birlikte 20 yıl geçirdik. Böyle şeylerin benim başıma gelmesinde kadersel bir karma mı vardır bilmiyorum; artık bunu düşünmeye başladım. Neye heves etsem, eşim ona asla iştirak etmiyor ve bir şekilde mahvediyor. Bu neden olabilir? Aynı durumda olan birileri varsa, nasıl başa çıktıklarını sormak istedim. Kısaca derdimi paylaşmak istedim. Derdim tabii ki sadece bununla sınırlı değil ama son iki günde olan bu iki şeyden bahsetmek istedim.
Bu espriyi nasıl baskasina kaptırmışım o may gatKocaniza karadeniz yemekleri yaparak agzinin payini vermenizi oneriyorum, zira cok simartmissiniz.
Evde hapissiniz ama bu önemsiz bir detay olarak kalmış. Kocanıza cevap olarak zıkkım ye diyebilirsiniz madem boşanmak konu dışıMerhaba arkadaşlar,
Belki bu konu defalarca açılmıştır. Ben yemek yapmayı çok seven bir insanım. Yapacağım ekmeğin mayasını üç gün önceden hazırlamak, dürümün etini ve lavaşını kendim yapmak, tiramisunun kedidillerini bile evde yapmak… Mutfakta geçirdiğim vakitten asla sıkılmam ve her gün sofraya bir yenilik getirmeye çalışırım.
Zaten eşim dışarıya çıkmama izin vermeyen bir insan. Bir dışarı hayatım yok; birlikte gittiğimiz, gezdiğimiz herhangi bir yer olmuyor. Ben de dışarıda yiyebileceğim lezzetleri eve getirmeye çalışıyorum. Mesela haftada bir defa Hatay döner yaparım ya da Big Mac Taco denemesi yaparım. Bugün de hamburger menüsü yapmak istedim. Araştırırken In-N-Out diye bir hamburger olduğunu ve yanında “Animal Fries” adında patates kızartması servis edildiğini gördüm. Bunların birebir taklidini yapmaya çalıştım.
Eşim çok geleneksel bir insan; genelde sofrada çeşit aramayan, baharatsız, salçasız, daha sade yemekleri seven biri. Ama ben daha yenilikçiyim. Hayattan maksimum seviyede keyif almayı, bugünün değerini en iyi şekilde bilmeyi arzulayan bir insanım. Ailemle yapacağım her kahvaltıya, her akşam yemeğine özen gösteririm.
Şimdi sorun şu ki… Eşim, iki gün önce yaptığım kumpiri masada bırakıp terk etti. Patatesin büyüklüğünden şikâyet etti. Oysa ben ona her zaman daha bol malzemeli ve daha özenilmiş porsiyon hazırlarım. Mesela bu kumpirde daha fazla tereyağı, daha fazla peynir kullanmış ve ona sunarken sıcak olmasına dikkat etmiştim. Kendiminkini ise ona öncelik verdiğim için soğumuş ve kalan malzemelerden hazırlamıştım. Çünkü benim için önemli olan yemekten çok, sunmaktır.
Ama o, patatesin büyüklüğünü bahane ederek kendi porsiyonunu yemedi, benimkini istedi. Ben de “Sen kendi porsiyonunu ye, kalanını ben yerim” dedim. Bunun üzerine “Bana bu sözü bir daha söyleme, ben bu söze çok sinir oluyorum” diyerek kumpiri önüme fırlatıp masadan kalktı ve gitti. Tabii ki ben bunu unuttum; unuttum çünkü başka türlü bu ilişki yürümüyor. İlişki başından beri böyle gidiyor.
Bugün de bahsettiğim hamburgeri yaptım. Eşim bu sefer de hamburgeri çok yüksek yaptığım için — iki kat köfte kullandım — “Biz hayvan mıyız?” diyerek hiçbir şeye dokunmadı. Yaptığım tatlıya da elini sürmeden yine çekip gitti.
Şimdi size sorum şu: Boşanmak ya da ayrılmak konu dışı. Birlikte 20 yıl geçirdik. Böyle şeylerin benim başıma gelmesinde kadersel bir karma mı vardır bilmiyorum; artık bunu düşünmeye başladım. Neye heves etsem, eşim ona asla iştirak etmiyor ve bir şekilde mahvediyor. Bu neden olabilir? Aynı durumda olan birileri varsa, nasıl başa çıktıklarını sormak istedim. Kısaca derdimi paylaşmak istedim. Derdim tabii ki sadece bununla sınırlı değil ama son iki günde olan bu iki şeyden bahsetmek istedim.
Bu espriyi nasıl baskasina kaptırmışım o may gat
ya valla benim var tanıdığım böyle adamlar büyük çocukları 20li yaşlarda iken küçükler 2-3 tü, 7-8 çocukları olan aileler, adam günah diye metal kaşık çatal kullanmazdı, sünnet diye elle yerdi yemeği yer sofrasında ve daha bunun gibi binlerce sünnet, farzı vacibi filan geçtim zaten...Uyduruyor işte ondan tutmadı:)
dünyaya bir kere geliyoruz ve yaşadığınız hayata bakın. Ya da yaşadığınızı sandığınızMesajı dikte ile ona yazdırdım. Cok mu yapay zeka gibi olmus? Ama anlattiklarim yazili. Noktalama ile ugrasmamak için yapmıştım.
Ama kendisi dışarda kadınları görüyor. Çalışırken muhatap oluyor, size Günah da ona değil mi?Arkadaşlar mesajlari ancak gorebildim. Herkes sinirlenmiş ama 20 yıl once onu boyle kabul ettim, toy ve çok aşıktım. Aşırı kontrolcu biridir, bunu anlamam 30lardan sonra oldu tabi.. simdi suan (uzaktan) universite okuyabilmek icin bos zamanimda surekli ders calistigimi da soyleyecegij ama yine sanki ustume geleceksiniz gini hissettim, normalden biraz fazla pasif ve biraz fazla salak gibi gelmis olabilirim ama gercekleri soyledim, yine de herkse tesekkurler. Kimseyi tahrik etmek istemedim, hayatimda arayacagim en son sey bu, su saate sunlari yasamis biri olarak. Disari konusu da biraz fazla dindar, muhafazakar ve kontrolcu birilerini tanidi iseniz, eslerini cok fazla kisitlarlar genelde. Tanimadiniz sanirim, sizin icin ne mutlu.
Siz olgun ve sabırlı değilsiniz. Siz sinmiş ve yaşamayan bir kadınsınız. Kendinizi kurtarmak için çabalamamışsınız yetmemiş bide çocuk yapıp aynı şeyleri onlar da yaşasın demişsiniz. İnsan böyle bir adama niye çocuk yapar?Arkadaslar
Dalga gecmiyorum yahu, bunu bir kac kisi daha yazinca kendimden suphe etmeye basladim, olguh ve sabirli olarak gordugum kendim aslinda sadece aptal miydi diyorum. Arkadaslar dalga gecsem elimde ne kalr, vaktimi neden heba edeyim? Dertlesmek istedim.
Detayları okudukça. Ben inandım. Aynı benim annemin yaşadıkları.o kadar benziyor ki. Sonunda üzüntüden kanser olup vefat etti annem. Kadın o kadar tedavi aldı, acı çekti. Yıllar sonra boşandı ama o boşanma bir halta yaramadı. Babam ne mi yapıyor? Hayatını yaşıyor.dipnot: babam da çok dindardı. (!) ama annemi yıllarca aldatmış. Kadını balkona çıkarmazken kafelerde kadınlarla buluşmuş. Sözlerim bu kadar konu sahibi.Uyduruyor işte ondan tutmadı:)
Şu okullar açılsın artık. Karar veremedim gerçek mi değil mi diye. Çünkü bu tipte ruh hastaları eve internet de bağlatmaz. Ne anlamı kaldı, her şeyi herkesi her ahlaksızlığı görüyorsunuz çünkü. Yazılanların yalan olduğu fikri daha baskın ama yine de sizin kafada başka kadınlar genç kızlar görür diye bir iki satır yazayım.Birlikte de cikmayiz, anladiginiz gibi olsun isterdim, var boyle hayatlar arkadaslar. Alisverislerimi market dahil netten gorurum, pazar alisverimi ablalari yapar(ayni binadayiz), arada cocuklarimi parka cikaririm, yine halalari ile tabi ki. Bim, 101 gibi yerlere ve eczaneye gidebilirim. Ailecek gezme, piknik gibi bir durumumuz hic yok.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?