Aslında eşim asla kötü biri değildir, hayvanlara, çocuklara sonsuz merhameti olan, sakin biridir. Hakkında burada böyle konuşulması beni üzer. Nedense benimle tahammülsüz oluyor. Ben de bunun kadersel bir engelden mi olduğunu merak ediyorum zaman zaman, mantığıma uyan bir sebep bulamadığımda. Ama bilirsiniz ya, insan psikolojisi çetrefildir. Birine sonsuz ve koşulsuz sevgi vermek, onun bunu her zaman takdir ile karşılayacağı anlamına gelmiyor.Merhaba,
Öncelikle troll olduğunuzu düşünmüyorum. Yıllar önce tüp bebek konularında bir yorumunuz vardı. On yıllık bir hesap neden böyle bir hikaye uydursun ki? Birçok üyenin inanmama sebebine gelince yaşamınızın gerçekleri buradaki üyelerin %99’uyla hiçbir ortak paydada buluşmuyor. Dolayısıyla anlattıklarınız birçok kişiye gerçekçi gelmemiş olabilir. Ancak her ne kadar bizim yaşamımıza çok uzak olsa da maalesef var böyle hayatlar. Burada beni üzen eşinizin yaptığı her şeyi büyük bir özveri ve anlayışla sineye çekmeniz. Size yaptığı tüm zorbalıkları inancıyla ilişkilendirmeniz. Evden çıkmanıza izin vermemesi, yaptığınız yemeklere verdiği tepkiler, bir ramazan ayında başınıza gelenler vb. Hala tüm iyi niyetinizle eşinizin bu yaptıkları için kendinizde bir kusur veya hata arıyorsunuz ama hatanız bence her şeyi sineye çekip öz saygınızı hiçe saymak olmuş. Eşiniz ibadetlerini asla aksatmazken en yakını olan sizin kalbinizi kırmakta hiç beis görmemiş. Bunun günahına girmekten korkmamış. Dindar olmak iyi bir insan olmak için yeterli değildir ve maalesef eşiniz kötü biri.
Arabada giderken ağzınıza vurup ağızınızdan kan akıtmamışmıydı sadece güleç bi insan olup dişlerinizi göstererek güldüğünüz için !!!!Aslında eşim asla kötü biri değildir, hayvanlara, çocuklara sonsuz merhameti olan, sakin biridir. Hakkında burada böyle konuşulması beni üzer. Nedense benimle tahammülsüz oluyor. Ben de bunun kadersel bir engelden mi olduğunu merak ediyorum zaman zaman, mantığıma uyan bir sebep bulamadığımda. Ama bilirsiniz ya, insan psikolojisi çetrefildir. Birine sonsuz ve koşulsuz sevgi vermek, onun bunu her zaman takdir ile karşılayacağı anlamına gelmiyor.
Galiba sizde stockholm sedromu gelişmiş başka türlü yazdıklarınıza anlam veremiyorum.Aslında eşim asla kötü biri değildir, hayvanlara, çocuklara sonsuz merhameti olan, sakin biridir. Hakkında burada böyle konuşulması beni üzer. Nedense benimle tahammülsüz oluyor. Ben de bunun kadersel bir engelden mi olduğunu merak ediyorum zaman zaman, mantığıma uyan bir sebep bulamadığımda. Ama bilirsiniz ya, insan psikolojisi çetrefildir. Birine sonsuz ve koşulsuz sevgi vermek, onun bunu her zaman takdir ile karşılayacağı anlamına gelmiyor.
Kusura bakmayın ama ağzınıza vurup kan boşalmasına neden olan eşinizin merhametli ve sakin biri olduğuna burada asla kimseyi ikna edemezsiniz. Burada zaten herkesi şaşırtan sizin buna ikna olmuş olmanız. Sevgisini ve merhametini çocuklardan ve hayvanlardan esirgemeyen eşiniz, sizi sevmiyor olabilir mi?Aslında eşim asla kötü biri değildir, hayvanlara, çocuklara sonsuz merhameti olan, sakin biridir. Hakkında burada böyle konuşulması beni üzer. Nedense benimle tahammülsüz oluyor. Ben de bunun kadersel bir engelden mi olduğunu merak ediyorum zaman zaman, mantığıma uyan bir sebep bulamadığımda. Ama bilirsiniz ya, insan psikolojisi çetrefildir. Birine sonsuz ve koşulsuz sevgi vermek, onun bunu her zaman takdir ile karşılayacağı anlamına gelmiyor.
Hanımefendi aslında en az eşin kadar senin de sorunların var. Sen kendini değerli görmüyorsun, eşinin tahammülsüzlük sebebini bile kendin olarak görüyorsun. Karısının ağzına herhangi bi sebeple tokat atan, özenerek yaptığı yemekleri önüne fırlatan, dışarı çıkarmayıp hapis hayatı yasatan bı adam isterse yedi duveli bir araya getirip sahip çıksın o adam merhametli de değildir iyi de değildir. Ona bu kadar özen gösteren düşünen eşine böyle davranan adam adam da değildir zaten.Aslında eşim asla kötü biri değildir, hayvanlara, çocuklara sonsuz merhameti olan, sakin biridir. Hakkında burada böyle konuşulması beni üzer. Nedense benimle tahammülsüz oluyor. Ben de bunun kadersel bir engelden mi olduğunu merak ediyorum zaman zaman, mantığıma uyan bir sebep bulamadığımda. Ama bilirsiniz ya, insan psikolojisi çetrefildir. Birine sonsuz ve koşulsuz sevgi vermek, onun bunu her zaman takdir ile karşılayacağı anlamına gelmiyor.
Eline sağlık demeyi unutunca ya da yemeğe emeğe eleştiri gelince bile tahammül edemeyen ben, buna ………. (Boşluğu siz doldurunMerhaba arkadaşlar,
Belki bu konu defalarca açılmıştır. Ben yemek yapmayı çok seven bir insanım. Yapacağım ekmeğin mayasını üç gün önceden hazırlamak, dürümün etini ve lavaşını kendim yapmak, tiramisunun kedidillerini bile evde yapmak… Mutfakta geçirdiğim vakitten asla sıkılmam ve her gün sofraya bir yenilik getirmeye çalışırım.
Zaten eşim dışarıya çıkmama izin vermeyen bir insan. Bir dışarı hayatım yok; birlikte gittiğimiz, gezdiğimiz herhangi bir yer olmuyor. Ben de dışarıda yiyebileceğim lezzetleri eve getirmeye çalışıyorum. Mesela haftada bir defa Hatay döner yaparım ya da Big Mac Taco denemesi yaparım. Bugün de hamburger menüsü yapmak istedim. Araştırırken In-N-Out diye bir hamburger olduğunu ve yanında “Animal Fries” adında patates kızartması servis edildiğini gördüm. Bunların birebir taklidini yapmaya çalıştım.
Eşim çok geleneksel bir insan; genelde sofrada çeşit aramayan, baharatsız, salçasız, daha sade yemekleri seven biri. Ama ben daha yenilikçiyim. Hayattan maksimum seviyede keyif almayı, bugünün değerini en iyi şekilde bilmeyi arzulayan bir insanım. Ailemle yapacağım her kahvaltıya, her akşam yemeğine özen gösteririm.
Şimdi sorun şu ki… Eşim, iki gün önce yaptığım kumpiri masada bırakıp terk etti. Patatesin büyüklüğünden şikâyet etti. Oysa ben ona her zaman daha bol malzemeli ve daha özenilmiş porsiyon hazırlarım. Mesela bu kumpirde daha fazla tereyağı, daha fazla peynir kullanmış ve ona sunarken sıcak olmasına dikkat etmiştim. Kendiminkini ise ona öncelik verdiğim için soğumuş ve kalan malzemelerden hazırlamıştım. Çünkü benim için önemli olan yemekten çok, sunmaktır.
Ama o, patatesin büyüklüğünü bahane ederek kendi porsiyonunu yemedi, benimkini istedi. Ben de “Sen kendi porsiyonunu ye, kalanını ben yerim” dedim. Bunun üzerine “Bana bu sözü bir daha söyleme, ben bu söze çok sinir oluyorum” diyerek kumpiri önüme fırlatıp masadan kalktı ve gitti. Tabii ki ben bunu unuttum; unuttum çünkü başka türlü bu ilişki yürümüyor. İlişki başından beri böyle gidiyor.
Bugün de bahsettiğim hamburgeri yaptım. Eşim bu sefer de hamburgeri çok yüksek yaptığım için — iki kat köfte kullandım — “Biz hayvan mıyız?” diyerek hiçbir şeye dokunmadı. Yaptığım tatlıya da elini sürmeden yine çekip gitti.
Şimdi size sorum şu: Boşanmak ya da ayrılmak konu dışı. Birlikte 20 yıl geçirdik. Böyle şeylerin benim başıma gelmesinde kadersel bir karma mı vardır bilmiyorum; artık bunu düşünmeye başladım. Neye heves etsem, eşim ona asla iştirak etmiyor ve bir şekilde mahvediyor. Bu neden olabilir? Aynı durumda olan birileri varsa, nasıl başa çıktıklarını sormak istedim. Kısaca derdimi paylaşmak istedim. Derdim tabii ki sadece bununla sınırlı değil ama son iki günde olan bu iki şeyden bahsetmek istedim.
eşimde buna benzer kavgadan yoruldugum için ona tabiri caizse yal hazırlıyorum kendime de ayrı yemek yapıyorumMerhaba arkadaşlar,
Belki bu konu defalarca açılmıştır. Ben yemek yapmayı çok seven bir insanım. Yapacağım ekmeğin mayasını üç gün önceden hazırlamak, dürümün etini ve lavaşını kendim yapmak, tiramisunun kedidillerini bile evde yapmak… Mutfakta geçirdiğim vakitten asla sıkılmam ve her gün sofraya bir yenilik getirmeye çalışırım.
Zaten eşim dışarıya çıkmama izin vermeyen bir insan. Bir dışarı hayatım yok; birlikte gittiğimiz, gezdiğimiz herhangi bir yer olmuyor. Ben de dışarıda yiyebileceğim lezzetleri eve getirmeye çalışıyorum. Mesela haftada bir defa Hatay döner yaparım ya da Big Mac Taco denemesi yaparım. Bugün de hamburger menüsü yapmak istedim. Araştırırken In-N-Out diye bir hamburger olduğunu ve yanında “Animal Fries” adında patates kızartması servis edildiğini gördüm. Bunların birebir taklidini yapmaya çalıştım.
Eşim çok geleneksel bir insan; genelde sofrada çeşit aramayan, baharatsız, salçasız, daha sade yemekleri seven biri. Ama ben daha yenilikçiyim. Hayattan maksimum seviyede keyif almayı, bugünün değerini en iyi şekilde bilmeyi arzulayan bir insanım. Ailemle yapacağım her kahvaltıya, her akşam yemeğine özen gösteririm.
Şimdi sorun şu ki… Eşim, iki gün önce yaptığım kumpiri masada bırakıp terk etti. Patatesin büyüklüğünden şikâyet etti. Oysa ben ona her zaman daha bol malzemeli ve daha özenilmiş porsiyon hazırlarım. Mesela bu kumpirde daha fazla tereyağı, daha fazla peynir kullanmış ve ona sunarken sıcak olmasına dikkat etmiştim. Kendiminkini ise ona öncelik verdiğim için soğumuş ve kalan malzemelerden hazırlamıştım. Çünkü benim için önemli olan yemekten çok, sunmaktır.
Ama o, patatesin büyüklüğünü bahane ederek kendi porsiyonunu yemedi, benimkini istedi. Ben de “Sen kendi porsiyonunu ye, kalanını ben yerim” dedim. Bunun üzerine “Bana bu sözü bir daha söyleme, ben bu söze çok sinir oluyorum” diyerek kumpiri önüme fırlatıp masadan kalktı ve gitti. Tabii ki ben bunu unuttum; unuttum çünkü başka türlü bu ilişki yürümüyor. İlişki başından beri böyle gidiyor.
Bugün de bahsettiğim hamburgeri yaptım. Eşim bu sefer de hamburgeri çok yüksek yaptığım için — iki kat köfte kullandım — “Biz hayvan mıyız?” diyerek hiçbir şeye dokunmadı. Yaptığım tatlıya da elini sürmeden yine çekip gitti.
Şimdi size sorum şu: Boşanmak ya da ayrılmak konu dışı. Birlikte 20 yıl geçirdik. Böyle şeylerin benim başıma gelmesinde kadersel bir karma mı vardır bilmiyorum; artık bunu düşünmeye başladım. Neye heves etsem, eşim ona asla iştirak etmiyor ve bir şekilde mahvediyor. Bu neden olabilir? Aynı durumda olan birileri varsa, nasıl başa çıktıklarını sormak istedim. Kısaca derdimi paylaşmak istedim. Derdim tabii ki sadece bununla sınırlı değil ama son iki günde olan bu iki şeyden bahsetmek istedim.
Ben hiç yemek yapmam, eşim yapar çoğu şeyi benden kıymetlisi de olmaz. Şu adamlara köle olmayın ya lütfen siz onların bakıcısı değilsiniz. Bir an evvel yemek yapmayı bırakın kendiniz aperatif yersiniz o da ne yerse yesin.Kaybettigim en guzel 20 yilimdan sonra zaten geriye ne kaldi ki diye dusunuyorum.
erkek arkadaşımla yorumladık kendisi erkek zekasını büyüttü ve adamın aldattıgını söyledi bencede öyle şahsen. iyi şeylerden bile kötü şeyler çıkarıyosa soğumuştur ve senin yanında mutsuzda başka yerde mutludur dedi bacım.Merhaba arkadaşlar,
Belki bu konu defalarca açılmıştır. Ben yemek yapmayı çok seven bir insanım. Yapacağım ekmeğin mayasını üç gün önceden hazırlamak, dürümün etini ve lavaşını kendim yapmak, tiramisunun kedidillerini bile evde yapmak… Mutfakta geçirdiğim vakitten asla sıkılmam ve her gün sofraya bir yenilik getirmeye çalışırım.
Zaten eşim dışarıya çıkmama izin vermeyen bir insan. Bir dışarı hayatım yok; birlikte gittiğimiz, gezdiğimiz herhangi bir yer olmuyor. Ben de dışarıda yiyebileceğim lezzetleri eve getirmeye çalışıyorum. Mesela haftada bir defa Hatay döner yaparım ya da Big Mac Taco denemesi yaparım. Bugün de hamburger menüsü yapmak istedim. Araştırırken In-N-Out diye bir hamburger olduğunu ve yanında “Animal Fries” adında patates kızartması servis edildiğini gördüm. Bunların birebir taklidini yapmaya çalıştım.
Eşim çok geleneksel bir insan; genelde sofrada çeşit aramayan, baharatsız, salçasız, daha sade yemekleri seven biri. Ama ben daha yenilikçiyim. Hayattan maksimum seviyede keyif almayı, bugünün değerini en iyi şekilde bilmeyi arzulayan bir insanım. Ailemle yapacağım her kahvaltıya, her akşam yemeğine özen gösteririm.
Şimdi sorun şu ki… Eşim, iki gün önce yaptığım kumpiri masada bırakıp terk etti. Patatesin büyüklüğünden şikâyet etti. Oysa ben ona her zaman daha bol malzemeli ve daha özenilmiş porsiyon hazırlarım. Mesela bu kumpirde daha fazla tereyağı, daha fazla peynir kullanmış ve ona sunarken sıcak olmasına dikkat etmiştim. Kendiminkini ise ona öncelik verdiğim için soğumuş ve kalan malzemelerden hazırlamıştım. Çünkü benim için önemli olan yemekten çok, sunmaktır.
Ama o, patatesin büyüklüğünü bahane ederek kendi porsiyonunu yemedi, benimkini istedi. Ben de “Sen kendi porsiyonunu ye, kalanını ben yerim” dedim. Bunun üzerine “Bana bu sözü bir daha söyleme, ben bu söze çok sinir oluyorum” diyerek kumpiri önüme fırlatıp masadan kalktı ve gitti. Tabii ki ben bunu unuttum; unuttum çünkü başka türlü bu ilişki yürümüyor. İlişki başından beri böyle gidiyor.
Bugün de bahsettiğim hamburgeri yaptım. Eşim bu sefer de hamburgeri çok yüksek yaptığım için — iki kat köfte kullandım — “Biz hayvan mıyız?” diyerek hiçbir şeye dokunmadı. Yaptığım tatlıya da elini sürmeden yine çekip gitti.
Şimdi size sorum şu: Boşanmak ya da ayrılmak konu dışı. Birlikte 20 yıl geçirdik. Böyle şeylerin benim başıma gelmesinde kadersel bir karma mı vardır bilmiyorum; artık bunu düşünmeye başladım. Neye heves etsem, eşim ona asla iştirak etmiyor ve bir şekilde mahvediyor. Bu neden olabilir? Aynı durumda olan birileri varsa, nasıl başa çıktıklarını sormak istedim. Kısaca derdimi paylaşmak istedim. Derdim tabii ki sadece bununla sınırlı değil ama son iki günde olan bu iki şeyden bahsetmek istedim.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?