Bilmiyorum gerçekten kendimi o kadar değersiz hissediyorum ki artık normalleştirdim sanırım. Elimden geldiğince tutunmaya çalışıyorumGencecik insansınız.
Eminim eğitimli ve güzel bir hanımsınız.
Değer mi bu hayatta bunları yaşamaya?
Çok iyi anlıyorum ama harekete geçmek şart.Bilmiyorum gerçekten kendimi o kadar değersiz hissediyorum ki artık normalleştirdim sanırım. Elimden geldiğince tutunmaya çalışıyorum
Hahah. Konularımı okuyun lütfen. Birebir aynı adamlar nerdeyse. Sonu b.k çuku çünkü bu adamlar bizimle bir hayat kurmayı çoktan bırakmış, içleri başka alemlerde. Çok çektim; sevgi ilgi dilenmekten, onun beni hayatına almamasından hep bireysel takılıp işkolik olmasından, evde tembel olmasından… Gördüğüm kadarıyla pek çok koca da aynı. İş sizin karakterinizde, kimisi bunlara katlanır kendince yönetir, kimisi katlanamaz hep kavgacı dırdırcı olur. Ben kavgacı dırdırcı oldum yüzlerce kusurunu kavgalarımızı aşağılamalarını küfürlerini aldatmalarını sineye çekemesem de bi şekilde evliliği kızgınlıkla yürüttüm; en sonunda adam bana dava açtı utanmadan onca kusuruna rağmenMerhaba hanımlar,
İçimi dökmek için yazıyorum çünkü artık dayanacak gücüm kalmadı. Eşimle ilgili her şeyi burada tek tek dökeyim, belki bilen, yaşayan birileri çıkar da ne yapacağımı öğrenirim. Çok uzun, çok içten olacak — çünkü hepsi gerçek ve hepsi benim.
Öncelikle en büyük derdimiz görünmemek. Yaptığım şeyleri görmüyor, fark etmiyor, değer vermiyor. Çocuğumla ilgileniyorum, ev işi, işim derken koşturuyorum; kendisi sürekli telefonda. İş yapılacak kaçıyor. Ben çocuğun peşinden koşup işimi yapmaya çalışırken o arkasını dönüp uyuyor. Akşam olunca ise bütün gün her şeyi ben yapmamışım gibi benden adım bekliyor: “Gel” diyor, “sarıl” diyor. Bir kere peşimden gelmez, hiçbir çaba göstermez; iki buçuk yaşındaki çocuğun peşinden koşmam, nazlatmam yetmiyor; bir de ben onun peşinden koşuyorum. Bu adaletsizlik boğuyor.
Geçenlerde hasta oldu. Bulaşık makinesini dolduruyorum, o “yapamıyorum, kusura bakma” diyor. İçimden “iyiyken de yapmıyorsun” demek geçiyor ama hasta olan adama bunu söyleyemiyorum. Sonra şaka yollu “bir dahaki sefere yaparsın" diyorum, ama anlamıyor. Normalde “canım istemedi yapmadım, kusura bakma” dese belki kabul ederdim; ya da “sen yapınca daha güzel oluyor, eline sağlık” dese, o an için bile olsa görülmüş hissederdim. Ama o, yapılan işi de yapanı da görmezden geliyor.
Birlikte vakit geçirmek istediğim zamanlar var; çocuk odasında oynuyoruz, çağırıyorum “gel oturalım” diyorum, o “haberlere bakacaktım” diyor. "Çay içecektim" diyor. Sanki tek keyif kendisinde varmış gibi.. Doldum, konuşmak istiyorum; konu açıyorum ama devamı yok, gelip beraber olmayı da tercih etmiyor. Rüyamda seni gördüm dediğimde aynı duvarla karşılaşıyorum: “Bi şey demeyecek misin?” diyorum, “aklımda bir şey vardı” diye geçiştiriyor. O anlarda sanki duvarın arkasına konuşuyormuşum gibi hissediyorum.
Bana laf sokuyor; mesela “ev düzensiz, b.k götürüyor” diyor. Ben cevap vermek istediğimde hemen “konuyu uzatıyorsun, sana Bir şey denmiyor” gibi bir savunma geliyor. Yani bir an önce konuyu kapatmak istiyor; ben de neye hata yaptığımı anlamıyorum. Hatalı olan ben miyim yoksa söyleyemediğim hislerim mi bilemiyorum. Bu belirsizlik beni yıpratıyor.
Gülmesi, mutlu olması için bir şey yapsam bile “ne gerek vardı, gerek yoktu” diyerek işi küçümsüyor. Ben elimden geleni yapıp heveslenince karşılık alamayınca, “yapmayayım” diyip geri çekiliyorum; ama içimden geliyor yine. Yine hevesleniyorum, yine kırılıyorum. Artık o kadar sıkıldım ki hevesim kalmadı; ama aynı zamanda çocuk için, kendim için hala bir şeyler yapma isteğim var — bu ikisi arasında eziliyorum.
Bazen düşünüyorum: Evli olmak böyle mi olmalı? Eşim evde ama yok gibi, yanında biri var ama yalnız hissediyorum. Küçük jestler, teşekkür, “senin sayende oldu” gibi basit sözler bile yeterli olurdu; ama o bunu görmüyor, söylemiyor. Gece benden adım beklemesi, gündüz benim tüm yükü çekip o uyurken akşam “gel” demesi çok haksızca.
Bütün bunları kendisiyle konuşmayı deniyorum kaçıyor. Anlaşılmama hissi, kendisini savunmaya başlamasıyla kavgaya dönüşen halimiz bu kısır döngü beni patik atak hastası yaptı. Gerçekten beni dövmediği için, kahvelerde dolaşmadığı ve kumar alışkanlığı olmadığı için bütün bunlardan şikayet edemez miyim? Ben yalnızca konuşunca bir umut yeşeriyor içimde yaşama isteğini bu umuda bağlayıp devam ediyorum. Kavgaya dönüşmesiyle pişman oluyorum çünkü nefes alacak halim kalmıyor gerçekten.
Merak ettiğim şey gerçekten ben mi abartıyorum, olmahacsk şeyleri büyütüyor muyum bilmiyorum artık...
Yardımınıza, tecrübelerinize ihtiyacım var, lafınızı esirgemeyin lütfen. Nasıl ayakta kaldınız? Sınırı nasıl çizdiniz? Konuşurken ne dediniz ki anlattığınızla yetinmeyip gerçekten değişim gördünüz? Varsa alınan somut adımlar, duygularımı hafifletecek tavsiyeler — hepsi çok değerli. Onu ve fikirlerini önemsemeden hayatıma devam edebilir miyim?
Teşekkür ederim, okuyup vaki
t ayırdığınız için.
valla biraz dişini göstereceksin. öyle diyecektim demedim böyle yapmak istedim ama yapamadım olmaz öyle. valla erkeklere eli maşalı kadınlar yaranıyor. ha çocuk konusunda erkekler genelde öyle onu diyim ama diğer konularda kendinizi de okadar ezdirmeyin. bırakın sizde yapmayın görsün ev nasıl b.k götürüyormuşMerhaba hanımlar,
İçimi dökmek için yazıyorum çünkü artık dayanacak gücüm kalmadı. Eşimle ilgili her şeyi burada tek tek dökeyim, belki bilen, yaşayan birileri çıkar da ne yapacağımı öğrenirim. Çok uzun, çok içten olacak — çünkü hepsi gerçek ve hepsi benim.
Öncelikle en büyük derdimiz görünmemek. Yaptığım şeyleri görmüyor, fark etmiyor, değer vermiyor. Çocuğumla ilgileniyorum, ev işi, işim derken koşturuyorum; kendisi sürekli telefonda. İş yapılacak kaçıyor. Ben çocuğun peşinden koşup işimi yapmaya çalışırken o arkasını dönüp uyuyor. Akşam olunca ise bütün gün her şeyi ben yapmamışım gibi benden adım bekliyor: “Gel” diyor, “sarıl” diyor. Bir kere peşimden gelmez, hiçbir çaba göstermez; iki buçuk yaşındaki çocuğun peşinden koşmam, nazlatmam yetmiyor; bir de ben onun peşinden koşuyorum. Bu adaletsizlik boğuyor.
Geçenlerde hasta oldu. Bulaşık makinesini dolduruyorum, o “yapamıyorum, kusura bakma” diyor. İçimden “iyiyken de yapmıyorsun” demek geçiyor ama hasta olan adama bunu söyleyemiyorum. Sonra şaka yollu “bir dahaki sefere yaparsın" diyorum, ama anlamıyor. Normalde “canım istemedi yapmadım, kusura bakma” dese belki kabul ederdim; ya da “sen yapınca daha güzel oluyor, eline sağlık” dese, o an için bile olsa görülmüş hissederdim. Ama o, yapılan işi de yapanı da görmezden geliyor.
Birlikte vakit geçirmek istediğim zamanlar var; çocuk odasında oynuyoruz, çağırıyorum “gel oturalım” diyorum, o “haberlere bakacaktım” diyor. "Çay içecektim" diyor. Sanki tek keyif kendisinde varmış gibi.. Doldum, konuşmak istiyorum; konu açıyorum ama devamı yok, gelip beraber olmayı da tercih etmiyor. Rüyamda seni gördüm dediğimde aynı duvarla karşılaşıyorum: “Bi şey demeyecek misin?” diyorum, “aklımda bir şey vardı” diye geçiştiriyor. O anlarda sanki duvarın arkasına konuşuyormuşum gibi hissediyorum.
Bana laf sokuyor; mesela “ev düzensiz, b.k götürüyor” diyor. Ben cevap vermek istediğimde hemen “konuyu uzatıyorsun, sana Bir şey denmiyor” gibi bir savunma geliyor. Yani bir an önce konuyu kapatmak istiyor; ben de neye hata yaptığımı anlamıyorum. Hatalı olan ben miyim yoksa söyleyemediğim hislerim mi bilemiyorum. Bu belirsizlik beni yıpratıyor.
Gülmesi, mutlu olması için bir şey yapsam bile “ne gerek vardı, gerek yoktu” diyerek işi küçümsüyor. Ben elimden geleni yapıp heveslenince karşılık alamayınca, “yapmayayım” diyip geri çekiliyorum; ama içimden geliyor yine. Yine hevesleniyorum, yine kırılıyorum. Artık o kadar sıkıldım ki hevesim kalmadı; ama aynı zamanda çocuk için, kendim için hala bir şeyler yapma isteğim var — bu ikisi arasında eziliyorum.
Bazen düşünüyorum: Evli olmak böyle mi olmalı? Eşim evde ama yok gibi, yanında biri var ama yalnız hissediyorum. Küçük jestler, teşekkür, “senin sayende oldu” gibi basit sözler bile yeterli olurdu; ama o bunu görmüyor, söylemiyor. Gece benden adım beklemesi, gündüz benim tüm yükü çekip o uyurken akşam “gel” demesi çok haksızca.
Bütün bunları kendisiyle konuşmayı deniyorum kaçıyor. Anlaşılmama hissi, kendisini savunmaya başlamasıyla kavgaya dönüşen halimiz bu kısır döngü beni patik atak hastası yaptı. Gerçekten beni dövmediği için, kahvelerde dolaşmadığı ve kumar alışkanlığı olmadığı için bütün bunlardan şikayet edemez miyim? Ben yalnızca konuşunca bir umut yeşeriyor içimde yaşama isteğini bu umuda bağlayıp devam ediyorum. Kavgaya dönüşmesiyle pişman oluyorum çünkü nefes alacak halim kalmıyor gerçekten.
Merak ettiğim şey gerçekten ben mi abartıyorum, olmahacsk şeyleri büyütüyor muyum bilmiyorum artık...
Yardımınıza, tecrübelerinize ihtiyacım var, lafınızı esirgemeyin lütfen. Nasıl ayakta kaldınız? Sınırı nasıl çizdiniz? Konuşurken ne dediniz ki anlattığınızla yetinmeyip gerçekten değişim gördünüz? Varsa alınan somut adımlar, duygularımı hafifletecek tavsiyeler — hepsi çok değerli. Onu ve fikirlerini önemsemeden hayatıma devam edebilir miyim?
Teşekkür ederim, okuyup vaki
t ayırdığınız için.
Sanırım sonumuz da aynı olacak, konuştuğum için bir şeyleri gömmek yerine çözmeye odaklandığım için sorunluya çıkıyor adım, huzur kaçıran ben oluyorum. Artık ben konuşmaya başladım mı diyor ki bunaldım ben de 40 gün ben bunalıyorsam sen de bir güncük bunalacan artık yapacak bişey yokHahah. Konularımı okuyun lütfen. Birebir aynı adamlar nerdeyse. Sonu b.k çuku çünkü bu adamlar bizimle bir hayat kurmayı çoktan bırakmış, içleri başka alemlerde. Çok çektim; sevgi ilgi dilenmekten, onun beni hayatına almamasından hep bireysel takılıp işkolik olmasından, evde tembel olmasından… Gördüğüm kadarıyla pek çok koca da aynı. İş sizin karakterinizde, kimisi bunlara katlanır kendince yönetir, kimisi katlanamaz hep kavgacı dırdırcı olur. Ben kavgacı dırdırcı oldum yüzlerce kusurunu kavgalarımızı aşağılamalarını küfürlerini aldatmalarını sineye çekemesem de bi şekilde evliliği kızgınlıkla yürüttüm; en sonunda adam bana dava açtı utanmadan onca kusuruna rağmenHem suçlu hem güçlü, manipülatif ve narsistler. Sizi çok yakından anlıyorum, Allah kolaylık versin.
Evet kendi huzuru kaçacak diye korkuyor ben de farkındayım aslında hepimizin problemleri benziyor birbirine ama gerçekten anlaşılmak bunu paylaşmak bile büyük fark yaratıyor teşekkür ederimKocanız sizin yaptiklarinizin ve size ne yaptığının tamamen farkında. Bu yüzden konuşmaktan kaçıyor, geçiştiriyor ki kendi adaletsizce süren konforu devam etsin. Maalesef böyle insanlarla konuşarak anlaşılmıyor, çünkü adam kendini anlamamaya programlamis bi kere. Siz gemileri yakmadan bir değişim olmayacak gibi.
Neyine sukredecekmissin canım. Tepende bi koca olmasa dövecek kumar oynayacak aldatacak kimse de olmaz zaten. Onun huzuru kaçmasın diye sizin huzurunuz kaciyorsa katın evi birbirine onun huzuru kaçsın. Bir cinnet herşeyi çözer.Evet kendi huzuru kaçacak diye korkuyor ben de farkındayım aslında hepimizin problemleri benziyor birbirine ama gerçekten anlaşılmak bunu paylaşmak bile büyük fark yaratıyor teşekkür ederimgemileri yakmaktan korkmuyorum aslında sadece ben mi abartıyorum gerçekten bu kocaya şükretmek minnet etmek mi gerek anlamıyorum kafam karışıyor
Ne olursa olsun ister devam edin ister bitirin ama size birkaç tavsiyem var;Sanırım sonumuz da aynı olacak, konuştuğum için bir şeyleri gömmek yerine çözmeye odaklandığım için sorunluya çıkıyor adım, huzur kaçıran ben oluyorum. Artık ben konuşmaya başladım mı diyor ki bunaldım ben de 40 gün ben bunalıyorsam sen de bir güncük bunalacan artık yapacak bişey yokokuyorum konularınızı hemen çok teşekkür ederim anlaşılmak bile insanın üzerinden o kadar büyük bir yük alıyorken bu kocalar bizi memnuniyetsiz ilan ediyorlar hepsine bir sıra dayağı atacaksın da yine anlamazlar ki... (Şaka)
Annesine yolluyorum madem kendine bakacak birini arıyorsun madem ki bekarken yaptığın gibi bir odaya kendini kapatacaksın git annen baksın diyorum Allah'ımm gitmiyor, beni kovuyor musun diyor söylüyorum söylüyorum gitmiyor ben de gidemiyorum kabahatli olmamak adına. İyiyken iyi çok ilgili düşünceli gibi geliyor yeter ki şikayetim olmasın huzurunu kaçırma. Ben gidiyorum yürüyüş yapıyorum artık bu eve girmek istemiyorum midem bulanıyor, kahvaltılarım, akşam yemeklerim, kahvelerim hepsi yalnız... Benim babam ne kadar iyi bir kocaymış bekarken onu beğenmezdim bir deEşiniz annesi eve çocuğa baksın üstüne nazımı alsın modelidir
Sizden de o performansı bekliyor
Bunun farkında değil sizde onun gibi büyüdünüz okudunuz
Aynı koşullarda evlendiniz
Onun annesi gibi değil onun gibisiniz
Çocuğunuz olunca siz fedakar olmak zorunda kaldınız
Çocuk güzel ve çok kıymetli bişey lakin kendimizi feda etmemeliyiz
Sizde ben bu fedakar cefakar anne modelini görüyorum
çocukla ilgilenmesini söyledin diyelim haber izliyorum mu dedi(haber izleyenlerin sağlam sinir sistemi var yada akli melekeleri yerinde değil bence) ilgilenmiyor mu al çantanı 1 saatlik yürüyüşe çık
İçinde tutma iyiyken çok mu yapıyorsun de ne var bunda incileri mi dökülecek
Olmuyor mu daha da tek mi hissediyorsun
O zaman onun kokan çorabını neden yıkılasın
Gönder gitsin
Cinnet geçiriyorum bu sefer adım deliye çıkıyor:))) çocuğu alıyor elimden ne yapacaksam yavruma. Teşekkür ederimNeyine sukredecekmissin canım. Tepende bi koca olmasa dövecek kumar oynayacak aldatacak kimse de olmaz zaten. Onun huzuru kaçmasın diye sizin huzurunuz kaciyorsa katın evi birbirine onun huzuru kaçsın. Bir cinnet herşeyi çözer.
Teşekkür ederim size de geçmiş olsun. Bundan sonra çok çok mutlu olun umarım bundan sonra rahata erersiniz ve her şey gönlünüzce olur. Allah yardımcınız olsunNe olursa olsun ister devam edin ister bitirin ama size birkaç tavsiyem var;
-Asla whatsappta delil oluşturacak şeyler yazmayın, hakaret küfür, kendinizi kusurlu gördüğünüzü kabul ettiğinize dair beyanlar fln yazmayın
- Boşanmadan önce aldatma var mı yok mu diye iyi bir araştırın ben net delil bulamadım ama şüphe çoktu
- Muhakkak para biriktirin, gizli de olsa açık da olsa kenarda paranız olsun mümkünse de fiziki olarak kenarda olsun çünkü eğer adileşirlerse tüm hesaplarınıza tedbir koyduruyorlar çocuğunuzun ihtiyacını dahi karşılayamayacak duruma geliyorsunuz
- Aranızdaki yazışmaları sakın ola başkasına göndermeyin, söyleyecekseniz gömecekseniz telefonda ya da yüzyüze gömün
- Kendi aileniz hakkında en ufak olumsuz şey söylemeyin
- Haklı olduğunuzu düşündüğünüz konuları whatsaptan, mailden falan ona yazın asla hakaret olmadan; istediklerinizi ama alamadıklarınızı, memnun olmadıklarınızı yazın.
Acı şekilde dava sürecinde öğrendiklerim bunlar.
Yaptığımın adı olsa hiç yorulmuyorum en başta kendim için yapıyorum aslında. Ama bazen kendimi öyle yalnız hissediyorum ki sevgi dilenmeye kadar gidiyor iş, gözünün içine bakıyorum mutlu edeyim de o da sevgi göstersin bana ama o gerek yoktu diyor boşver diyor yapma diyor. Ben mutlu ederek mutlu olan bir cinsim işte niye böyleyim ki.... Durumumuz hiç yok işi battı bir yıla yakın çalışmadı arabayı sattı borçlandı ben ücretli öğretmenlik yapıyorum o da ders saatlerimi azalttım çocuğum insanların elinde sürünmesin diye. Kimseye yük olmadan kendi kendime yaşamak benim derdim. Robot süpürge aldırabilirim amaTemizlik için birisiyle anlaşın en azından o yüklü alsın üzerinizden hep komplike yemekler yapmayın ayrıca çocuğu verin arasıra yorgunmus çay iciyormus yok verin gidin bı arkadaşınızla kahve için yapın bunları .Fakat sorun ikili sevgi iliskisindeyse o zaman başka.Birde bir tatil ayarlayıp çocukla şöyle bir iki hafta uzaklaşma imkanınız olsa belki bı düşünür kendiyle kalınca biraz uzaklaşın
Ben asıl sorunu anlamadım bu adam kusura bakma rahatlığında sizi seven adammi evi nok götürüyor diyen aynı adammi iş battığı için çalışmadığı için depresyonda kendine acimakla meşgul olabilirmi ?Aslında beraber duyguları açmak konusunda terapi mi alsanız ikinizYaptığımın adı olsa hiç yorulmuyorum en başta kendim için yapıyorum aslında. Ama bazen kendimi öyle yalnız hissediyorum ki sevgi dilenmeye kadar gidiyor iş, gözünün içine bakıyorum mutlu edeyim de o da sevgi göstersin bana ama o gerek yoktu diyor boşver diyor yapma diyor. Ben mutlu ederek mutlu olan bir cinsim işte niye böyleyim ki.... Durumumuz hiç yok işi battı bir yıla yakın çalışmadı arabayı sattı borçlandı ben ücretli öğretmenlik yapıyorum o da ders saatlerimi azalttım çocuğum insanların elinde sürünmesin diye. Kimseye yük olmadan kendi kendime yaşamak benim derdim. Robot süpürge aldırabilirim ama(o bile yok 170 m² evde) nasıl geçiniyoruz bilmiyorum Allah yardım ediyor galiba bir şekilde:)) hepsi de çocuktan sonra oldu pişmanım desem çocuk için beklemediğim için ama öyle güzel bir şey ki öyle çok seviyorum ki Allah'ım bir yerden çıkarır diye de korkuyorum ama adam mahçup olacağına ben oluyorum keşke rahat olabilsem
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?