İstanbul 22-23 yaşlarında türkiyenin herhangi bir köyünden gelip de burada yaşamaya başlayan biri. herşeye yeni istanbula yabancı burada biriyle tanışıyor ve aşık oluyor. Uzunca bir zaman beraber oluyorlar. daha önce bir ilişki yaşamamış. Kız bunu terkediyor ne şekilde tam bilmiyorum.
Seneler sonra benle tanışıyor. Daha 1. dk. bana benim eski bir arkadaşımın da adı seninkindendi demesi. Ben ona çok bağlıydım, herşeyi beraber yapıyorduk bana herşeyi o öğretti demesi. Sanırım tutkuydu demesi. ben onla evlenmek istiyordum o beni sırtımdan vurdu demesi. Sürekli eski sevgili slow şarkılar dinlemesi. beni ortak bir arkadaşları ile tanıştırmak istemesi. İsimlerimizi değiştirelim demesi. (şaka yapmış) İlk adımı ben atmıştım, 3. bir arkadaşımıza benim bitmeyen bir hikayem var demesi. nihayet beraber olduğumuzda ilişkimize ara vermesi.
bir gün dizi izlerken tv de ki dizi de adam eskinin pişmanlığını dile getirirken kucağıma gömülüp ağlaması.
Tüm bunlarda ben haksız mıyım? Lütfen söyleyin.
Arkadaşlar,
Fotosentez adlı arkadaş biraz kafamı karıştırdı. Kimsenin yarabandı olma sözü beni biraz düşündürdü acaba böyle mi diye.
Şahtım, şahpaz oldum yani:)
Sizce eşimi karşıma alıp tüm tüm her şey tek tek, beni rahatsız eden ve ona söylemek istediğim şeyleri söylemeli miyim toksa içimde tüm bu kuşku ve soru işaretleri ile devam mı etmeliyim.
Düşüncelerinizi merak ediyorum. Paylaşırsanız sevinirim.
Bugüne kadar hiç bakmadığım ve kimseninde baktırmadığı bir pencere oldu sizin bakış açınız.
Sevgi ve aşkın ayrımı nedir sizce?
Arkadaşlar,
Fotosentez adlı arkadaş biraz kafamı karıştırdı. Kimsenin yarabandı olma sözü beni biraz düşündürdü acaba böyle mi diye.
Şahtım, şahpaz oldum yani:)
Sizce eşimi karşıma alıp tüm tüm her şey tek tek, beni rahatsız eden ve ona söylemek istediğim şeyleri söylemeli miyim toksa içimde tüm bu kuşku ve soru işaretleri ile devam mı etmeliyim.
Düşüncelerinizi merak ediyorum. Paylaşırsanız sevinirim.
Güzelim Allah aşkına bırak şu saplantılarını.Yarabandı mara bandı.Öyle böyle evlendinmi evlendin.Kocan seni eski sevgiliyle mi aldatıyor,onunla iletişim mi kuruyor sana kötü mü davranıyor,sevgisizlik mni görüyorsun.Şiddet mi uyguluyor.Seninle normal bir evlilik hayatı yaşamıyor mu?O zaman boşanırsın olur biter.
Ya insanlar ne tutkulu aşklar yaşıyor ne sevdalardan geçiyor da bitiyor gidiyor.Sen sonuca bak.Mutlu et mutlu ol.Gerisi hikaye.El kız kocanın ilk aşkı olmuş diye hayatını zaerhir etme.İstediğin kadar özgüvenim var de,ama tatlım özgüven zedelenmesinden kaynakjlı bu düşüncelerin.İnsanların bu konuyla ilgili anıları,seni anlama hak verme düşünceleri seni yüreklendirmesin.Önüne bak geçmişle yaşama.Hayatta ne dertler var.
Merhabalar tekrardan
Aman ha sizi üzmüş olmayayım, vallahi rahat uyuyamam
Şimdiii,
Arkadaşım insan var, insan var. Kimi kadına göre, evlendikten sonra dayak yesen bile boşanılmaz, ayrılınmaz. Kocan seni aldatır ama evine gece geliyorsa, parasını bırakıyorsa, başında erkek olarak duruyorsa o evlilik bitmez.
Ama kimi kadında varki, kocası başka kadına göz ucuyla baksa dünyayı yakar, bırak boşanmasını o adama dünyayı rezil eder.
Ben bu 2 kadının arasında kalan biriyim. Evlilik benim için başka bir kadına göz ucuyla baktı diye bitmez, ama şiddet yok diyede devam ettirilmez.
Evet toplumda evlilik önemlidir, ama evlilik, o adam geçmişini o masada bırakıp bana evet dediyse benim için önemlidir. 2 kişilik kurdugum evimde, ayşeler fatmalar dolanırsa, adamla 20 nikahta kıysam olmaz. Bu sebepten evlenmiştir bitmiştir olayı bence çok yanlış.
Birde arkadaşlar bir konuyu atlıyor herhalde, siz kendi kendizie takıntı yapıp eşinizin eskilerini düşünen bir yerde ruhsal bozukluklar içinde olan bir bayan değilsiniz ki. Geçen mesajımda alıntılamıştım, sizin ağzınızdan duydugum kadarıyla hala o kızı evinizde hissediyorsunuz, adam unutamamış. Burdaki kaç kadın duygusal şarkılar duyunca eski yaşadıkları aklına gelip gözleri dolan bir adama karşı amaaan evlenmiş mi evlenmiş diyebilir ki?
Normal bir evlilik hayatıda kişiye göre değişir. Benim için normal bir evlilik hayatı, içinde elbette kavgaların gürültülerin oldugu, ancak kocamla aramda kimsenin olmadıgı ve benim onun sevgisinden çok emin bir ilişkim varsa, işte bu normal bir evlilik hayatıdır. Zaten konu sahibi arkadaşın da içindeki sızı evliliğinin 'normal' oldugunu düşünmemesi gibi geldi bana. Haa normalden kasıt her akşam 7 de eve gelip birlikte yemek yemekse ona birşey söyleyemeyeceğim
sizin sorunuza gelince, ki bu tamamen benim kişisel görüşürüm;
Aşk ve sevgi birbirlerinden çok farklı. Yani annenizi düşünün. Onu seviyorsunuz değil mi? hayatınızın önemli bir parçası, onsuz olmak onun ölmesi canınızı nasıl yakar? Onunla kavga edebilirsiniz, tartışabilirsiniz ama sonunda barışacağınızı bilirsiniz. Onu görmeden bir günde geçirebilirsiniz. Yani o sizin için çok önemlidir ancak bir 'aciliyeti' yoktur değil mi?
Ama aşk farklıdır, salak salak bakar, baktıgınız yerde onu görür, aklınıza sık sık yaşadıklarınız gelir, tutkuyla onu düşünürsünüz. ( En azından ben böyle yaşıyorumYani, hayatınızın merkezi o olur, diğer şeyler geride kalır.
Ha ikisininde kendine göre avantajı ve dezavantajı da var elbette. Mesela sevgi bence aşktan çok daha önemlidir, emektir, zamandır, fedakarlıktır vs vs. Çok daha değerlidir. Ama aşkta yaşanması gereken birşeydir. Ve en kötü yanı, yaşamadıgınız şeyler hep bitmemiş bir hikaye olarak önünüze çıkar. Yani siz, şu an evli oldugunuz adamla/kadınla ne kadar mutlu olursanız olun, hep aklınızın gerisinde bir acaba kalır.
Elbette en güzeli, aşkla başlayıp sevgiye dönüşen evlilikler yapmaktır. Ancak elbette hepimizin böyle olmuyor.
Söylediklerim size karşı abartı,fazla,saçma, gelebilir, ancak ben farklı bir bakış açısıyla olaya bakmanız belki sizi bazı konularda netleştirir diye yazmak istedim. En azından ben hayatımı bu şekilde yaşıyorum. Elbette herkesin böyle birşey yaşaması diye bir durum sözkonusu da değil
Birde arkadaşlar bir konuyu atlıyor herhalde, siz kendi kendizie takıntı yapıp eşinizin eskilerini düşünen bir yerde ruhsal bozukluklar içinde olan bir bayan değilsiniz ki. Geçen mesajımda alıntılamıştım, sizin ağzınızdan duydugum kadarıyla hala o kızı evinizde hissediyorsunuz, adam unutamamış. Burdaki kaç kadın duygusal şarkılar duyunca eski yaşadıkları aklına gelip gözleri dolan bir adama karşı amaaan evlenmiş mi evlenmiş diyebilir ki?
Burada sanırım tv de dizi izlerken tv de ki adam eskiye olan pişmanlığını üzüntüsünü dile getirirken o zamanlar sevgilimin kucağıma gömülüp ağlamasını kast ediyorsunuz..
Genel olarak yazdığınız bana abartı ya da değişik gelmedi dikkatlice okudum.
Eşim için aşk diye bir duygu yok sevgi var. Sen benim canımsın canımın içisin der mesela. Aynı sizin verdiğiniz örneği eşimde verir bana ve ben her seferinde bu konuda farklı düşündüğümü söylerim ona ve her zaman ki gibi fikir ayrılığı olur. Eşim, annenle babanla da kavga ediyorsun ama onlar yine senin annen ya da baban değişen bir şey olmuyor der. Ya da anne sevgisi ile eş sevgisini aynı görür bende o zaman ama anneni öpmüyorsun falan filan derim o zaman da der ki ama o zaten olağan bir şey yani cinsellik. O sevgi olmasa da olur demişti bir keresinde ortalığı ayağa kaldırmıştım. Yani bana sanki şu hissiyatı veriyor eşim:
Seni seviyorum ok ama ne bileyim sanki bir şey eksik bence tutku, aşk eksik. Bana şahsen hiç bir zaman tutku ile yaklaştığını düşünmüyorum ama zamanında karşıma geçip benim ki sanırım tutkuydu ona karşı demesini biliyor. Ben bunu nasıl hazmedeyim? O zaman neden evlendin diyebilirsiniz ama işte öyle olmuyor çünkü adamı seviyorsun ve onu istiyorsun.
Öncelikle kaç yıldır birliktesiniz? Benim anladığım bu dizinde ağlamalar falan ilk tanıştığınız zamanlarda olmuş şeyler. Doğru mu anlamışım. Peki dizinizde ağladığında birlikte miydiniz? Yoksa daha yeni yeni o yöne kaymaya başlayan bir şeyler mi vardı. Siz ta o zaman kabul etmişsiniz. Ne oluyoruz dememişsiniz. Şimdi artık adamın aklından geçmiş gitmiş. Adam dugusal zamanında unutamadığını nasıl belli etmiş. Şimdi hala unutamıyo olsa gene belli ederdi. Bence bunlar kuruntu. Adamın bir yanlışı olsa ben de asalım keselimcilerdenim ama kusura bakmayın ben eşinizin hiç bir yanlışını göremedim. Adam madem henüz yeni ilişkiye hazır değil o zaman biraz uzak duracaktınız. Durmadınız yanında oldunuz ne ala ne güzel ama şimdi de kabullenemiyorsunuz bilmem kaç sene önce dizinizde ağlamasını. O zaman bir başlık açmış olsaydınız tavsiyelerim daha farklı olurdu. Ona biraz zaman tanı. Uzak dur. Bir kalbini dinlendirsin derdim ama şu anda bence haksızlık yapıyorsunuz. O zaman olsa sen bir yarabandı görevi görüyorsun denilebilirdi ama şu anda değil.
1 yıldır evli toplamda 3 yılı aşkın süredir birlikteliğimiz var. Dizi olayı daha sevgiliyken yaşanmıştı. Sevgiliydik belki 8 aydır beraberdik yani yeni değildik. İyi güzel anlatmışsınız ama ben benle beraberken yani az bir zaman da değil 8 ay 1 sene diyelim halen daha ağlayabiliyordu, şimdi evlendik ettik ama bir yandan da bir hırsım bir kızgınlığım var eşime karşı zamanında bana haksızlık ettiğini düşünüyorum, şimdi durum değişti evet farkındayım ama ben geçmişimi bu sebepten unutamıyorum, bana yaptığı haksızlıkları sindiremiyorum kabullenemiyorum ve de affedemiyorum. Geçer dedim olmadı.
canım, ben de eşimin daha evli değilken ve ilişkimizin başındayken eski kız arkadaşına dair halen hislerinin olduğunu fark etmiştim. ama bu hisler özlem mi, kızgınlık mı, aşk mı nefret mi anlayamamıştım. zaman içrisinde baktım ki bana olan sevgisi geçmişinin üzerini tamamen örtmüş. o noktada düşünmeyi bıraktım.
sen de şimdiden sonra önüne bak. hepimizin geçmişte yaşadıklarını ve unutmadığı şeyler var. hepimizin geçmişinde mutlu mutsuz olabileceğimiz anılar var. ama ben eşimle geçirdiğim bir dakikayı geçmişimdeki hiçbir anıya değişmem. aynı şeyin onun için de geçerli olduğuna eminim. benim için sevgililik dönemindeki kafamı kurcalayan o düşünceler çoktan bitti. sana da böyle düşünmeni tavsiye ederim.
hiç unutmuyorum, evlendikten sonra geçmişi ile ilgili bir laf soktuğumda " artık evliyiz be kadın, sen benim karımsın... hayatımdaki yerinin farkında mısın?" demişti. eşn belki dile getiremiyor olabilir ama durum bu...
Dün akşam konu nasıl oraya geldi bilmem ama şaka ile karışık sen benim ruhumu yaraladın dedim. Ne yaptım ki sana diye sordu bende beni rahatsız eden bazı konuları söyledim , zamanında söylediği bazı sözleri lafları ya ben öyle bir şey demedim dedi ya da konuyu geçiştirdi ama sakin konuştu. Bu arada başı ağrıyordu. Uzanıyordum gözlerim falan doldu sonra yanıma geldi yalan yere göz yaşı gökmeni istemiyorum falan dedi bende sana inanmıyorum ben dedim.
Sonra içeri gitti uzanmaya yanına gittim biraz daha konuşmak istedim uyuycam dedi başım ağrıyor dedi ve ağladı hüngür hüngür değil ama gözyaşı döktü, üzüldüm dedi sana inanmıyorum güvenmiyorum demene üzüldüm dedi. neyse uyudu sabah oldu. Sabah arabada beni işe bırakırken tartrıştık, bunaldım ben dedi 3 ay geçiyor aynı konu, 6 ay geçiyor aynı konu. Ya ben seni sevemez miyim? Bu arada sinirlendi bana moralimi bozdu. Böyle işte moralim bozuk biraz. Bugünün geçmesini istiyorum.
Canım ben eşimle tartışırken hep acaba ne yapsa benim kırgınlığım geçer diye düşünürüm. Burda da insanlaa yazarken eşiniz de şöyle yapsa böyle yapsa derim. Ama sana verecek bir tavsiye bulamıyorum. Sen düşünebiliyor musun peki? Yani ne yapsa ne dese inanacaksın. Çünkü sanırım konu belli aralıklarla açılıyor ve sözle sana seni sevdiğini anlatıyor ama olmuyor. Yani geriye dönüp yılla önce yaşananları değiştiremeyeceğine göre mesela nasıl bir şey senin kırgınlığını alır?
Eğer aklına bir şey geliyorsa ne güzel ama gelmiyorsa o çok kötü. Ben geçmiş ilişkimde geçen bir örnekten bahsedeyim. Böyle sürekli sürekli bir konuya yüklenince erkekler sanki çok takılmıyor görünüyor ama gün geliyor patlıyorlar. Senin beni sevmediğini düşünüyorum diyip gidebiliyorlar.
Dediğim gibi eğer şöyle yapsa/davransa/söylese kırgınlığım geçerdi, ona güvenim gelirdi diyebiliyorsan ne ala diyemiyorsan çok ciddi bir sorununuz var ve sorunun kaynağı eşin değil malesef.
Bunu bende düşündüm biliyor musun. Eşimle konuşurken de dedim sanki konuşsak ne değişecek ki dedim. Bu sorunun cevabını bilemiyorum maalesef. yani ne yapsa düzelirim? Belki beni karşısına alacak ve tüm yaptıklarının nedenini açıklayacak. Sen böyle diyorsun ama böyle böyle ya da yaptıklarını kabul edecek evet ben bunları bunları yaptım, sana eskiden haksız davrandım ama durum şu anda böyle değil. Falan filan işte ama eşim benim önce sessiz kalıyor moral bozukluğu yapıyor sonra da ben konuş konuş bir şeyler de deyince bağırıyor çağırıyor hep aynı konular diyor ama bir şey demiyor konu ile alakalı. Tam açıklayıcı olmuyor.
Mesela bugün dedi ki biz her şeye merhem sürüyoruz değişen bir şey yok dedi. Ben bunaldım bunaldım bunaldım diye bağırdı. Benim dediklerime bir cevap olmuyor ya da en azından tatmin edici olmuyor. Şimdi mesela biliyorum ki 2-3 gün konuşma olmayacak evde, sessiz kalacak. Bu meyanda benim üzüntüm kendini kızgınlığa alacak vs. Hep böyle oldu. Üzgünüm.
Dün akşam konu nasıl oraya geldi bilmem ama şaka ile karışık sen benim ruhumu yaraladın dedim. Ne yaptım ki sana diye sordu bende beni rahatsız eden bazı konuları söyledim , zamanında söylediği bazı sözleri lafları ya ben öyle bir şey demedim dedi ya da konuyu geçiştirdi ama sakin konuştu. Bu arada başı ağrıyordu. Uzanıyordum gözlerim falan doldu sonra yanıma geldi yalan yere göz yaşı gökmeni istemiyorum falan dedi bende sana inanmıyorum ben dedim.
Sonra içeri gitti uzanmaya yanına gittim biraz daha konuşmak istedim uyuycam dedi başım ağrıyor dedi ve ağladı hüngür hüngür değil ama gözyaşı döktü, üzüldüm dedi sana inanmıyorum güvenmiyorum demene üzüldüm dedi. neyse uyudu sabah oldu. Sabah arabada beni işe bırakırken tartrıştık, bunaldım ben dedi 3 ay geçiyor aynı konu, 6 ay geçiyor aynı konu. Ya ben seni sevemez miyim? Bu arada sinirlendi bana moralimi bozdu. Böyle işte moralim bozuk biraz. Bugünün geçmesini istiyorum.
madem tatmın edıcı bır acıklama yapmıyor sızde sıkıştırmayın onu, zaten ne dese tatmın olmayacaksınız gıbı o bı takıntı halıne gelmiş ve sız ınandıgınız sekılde dusunuyorsunuz evet ona hıslerım vardı dese yıne uzuleceksınız hayır ona hıslerım yok dese de ınanmayacaksınız bence smdılık bunları dusunmeyı bırakıp akışına bırakın size olan ılgısı sevgısı nasıl onu analız edın.yasadıklarınız olmayan seyler değil bırcok kadın yasıyor bunu malesef sızın egonuz yuksek bazı seylerı hazmedememişsiniz ama ondanda vazgecememişsiniz.. ama soyle dusunun artık evlenmişsiniz bı aıle olmussunuz eskılerı gundeme getırıp kendınızı uzmektense aıle bırlıgınızı dusunup mutlu olmaya calısın eşiniz ozaman daha cok kıymet bılır dıye tahmın edıyorum.
buarada aşk kırmızısı dıe bı fılmden bahsetmiş arkadas konusu nasıl ona gore ızleyecegım:)
Nurgül Yeşilçay, Tayanç Ayaydın ve Ezgi Asaroğlu başrolde.
Konusu şöyle;
Üç kişilik aşk olur mu? Film, temelde bu soruya dayanıyor. Evli ve mutlu bir çift olan Ferhat ve Zeynep Karlıdağ çiftinin dışarıdan bakıldığında gayet mutlu görünen evlilikleri, Ferhat'ın yıllar öncesinde yaşadığı bir birlikteliğin yani Nazlıgün'ün tekrar hayatına girmesiyle alt üst olacaktır. Zeynep çok sevdiği ve tek bir gece bile ayrı kalamadığı kocasının eski sevgilisi olan Nazlıgül ile tekrar karşılaşmasına ve küllenmiş bir aşkın yeniden alevlenmesine karşı koyamaz.
Ferhat ile Nazlıgül'ün yıllar önce yaşadıkları aşk tekrar alevlenince birbirlerine engel olamazlar ve Zeynep de aldatıldığını çok sürmeden öğrenir. Artık üç kişilik bir aşk çemberi oluşmuştur ve üçünün de yüreği acı ve keder ile yanar. Bir zamanlar Ferhat'ın ilk aşkıyken, şimdi ise "öteki kadın" olmanın verdiği acısını çeken Nazlıgül'ün karşısında, çok sevdiği kocasının beklenmedik ihanetine uğrayan ve onu başka bir kadınla paylaşmanın imkansızlığını sorgulayan Zeynep vardır.
Bu arada Ferhat, bu iki kadın arasında adeta arafa düşmüş gibidir. Herkesin bir bakıma masum olduğu bu aşk hikayesinde, Zeynep ile Nazlıgül'ün birbirlerini çok sevmeleri ise, bildiğimizi sandığımız cevapları yeniden düşünmemize yol açıyor. Üç kişilik bir aşkı yaşamak mümkün müdür? Sadakat bu aşk üçgeninin neresindedir? Birini çok seviyorsan, onun sevdiğini de sever misin? Seninle aynı adamı sevdiği için onu suçlayabilir misin?
İzlemeni tavsiye ederim.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?