benim de sevgilim güneydoğulu, senelerdir en batıda yaşamış ama hala aksanlı konuşuyor sağolsun :) ben çıldırsın diye arada kıro mıro diyorum mesela kendisine ama adam normalde 345804605 tane olay çıkartma kapasitesindeyken benimle kedi yavrusu olduğu için hiç ses etmiyor, o da gülüyor geçiyor. biri bana aynısını yapsa kesin üzülürüm. güneydoğulular artık nasıl alışmışlarsa... nasıl normalleştirmişsek bunları... (memleketin hali bu işte)
bir de ben içli köfte filan yapamam.
ben bilmiyorum diyorum, zaten burada kimse bilmiyor ki diyor. zavallım ya. ülkenin batı ucunda yaşıyoruz.
ben ciddi anlamda düzgün konuşur ve yazarım, bakmayın buradaki halime (zaten işim yazın alanında, üniversite eğitiminin ötesinde bir mesele bu benim için) mesela ben etnik farkı değil böyle eğitim, konuşma, yazma, çizme meselelerini sorun ediyorum. ettiğim doğru. zaten bunu gizlediğim filan da yok. ama bam teli şu ki ben daha eğitimliyim diye daha üstün değilim (üstünlük değil ama bir fark mı fark). bunu "başa kakarak" yaşayamayız bu ilişkiyi mesela. (öyle olursa b.ku çıkar). içimde böyle bir garez tutmuyorum ben mesela. siz acaba tam olarak neyi içinizde tutuyorsunuz onu çözemedim. daha doğrusu, içsel mi cidden öyle mi hissediyorsunuz yoksa empoze edilmiş önyargıları mı aşamıyorsunuz? bunu ayırt ediyor musunuz? cidden kendi hisleriniz mi yoksa toplumsal histeri mi yaşadıklarınız?
biliyorum, eşinize karşı değil de sadece ailesine karşı bir hissiyat gibi anlatmışsınız ama zaten senede 2 gün gördüğünüz aile için fazla "kuvvetli" değil mi bunları sorgulamak? bence aileden ötesi var.
mesela ailesinin ne konuştuğu beni pek alakadar etmiyor... ma ben evli değilim, evlenme düşüncem de yok. hoş ailesi beni biliyor (babası hariç galiba) herkes de çok iyi şimdilik, bir zararlarını görmedim..her ne kadar ben evlilik olmadan aile içine girmek filan istemesem de korona filan olayları sebebiyle telefonda da olsa tanıştık, bir kardeşiyle o geldiği için yüz yüze de görüştük. ben oraların tamamını daha önce gittim gördüm. şimdi aile içine gitmek görmek istemiyorum mesela pek ama kültürlerini sevmediğimden değil, trakyalı da olsa aileye girmek istemem ben. siz evli olduğunuzdan bu kısımda durumlar farklı tabii. ben tartamıyor olabilirim.
ben çok severim dilleri, farklı kültürleri, her dile biraz burnumu sokarım, dil işi hobi gibi bende hatta sırf bu sebeple bu alanda bir iş bile kurdum. yani sürekli dil konusu dönmüş de neden onu da çözemedim. mesela almanlar fransızlar da kendi aralarında kendi dillerini konuşur...neden insanlar siz varsınız diye sizin dilinizi konuşsun? "dil zenginliktir" klişe ama ben gerçekten öyle görüyorum... siz kırmançiyi acaba hakir mi görüyorsunuz? başka dil konuşuyor olsalar bu kadar batacak mıydı? eşiniz ispanyol olsa mesela "aaay qıslaaar benimki barçalı, tam katalan inadı var" muhabbeti edecekken, güneydoğulu olunca bu böyle "egzotik" "tatlış" bir fark değil de "sorun yaratan fark" haline mi geliyor acaba? yoksa sırf iletişim eksikliği desem sizinle türkçe konuşamayacak kadar da değillerdir. benimkilerde herkes Türkçe de konuşuyor.. ben zaten anlıyorum temel olarak onların dilini de, hatta buna aşırı seviniyor filan (sanki lütuf gibi) çok da sempatik bir ortam... bence.
ha ama
"seçme" şansım olsa mesela bize brugge'da otel önerebilecek bir ailesi olsa, ne biliyim birlikte kış tatiline gidebilsek filan kötü mu olurdu, olmazdı belki. ama adam bu ailesi de bu. bir nevi daha "üst" sosyoekonomik seviyeden bir kayın aile adayım olsa yok demezdim sanki, benimkiler bırakın bizimkilerden üst olmayı epey epey daha alt, böyle bir gerçekliğimiz var, evli olmadığımız için bunu tartıp ölçmüyorum pek mesela...evlenecek olsak bizim bu sosyoekonomik farklarımız sorun olur gibi, ama etnisite temelli şeyler değil ciddi sosyoekonomik fark meselesi var bizde. Ama dürüst olalım ben değil o daha üst sosyoekonomik seviyede olsa sorun olmayacaktı...niye çünkü bizim kültürümüz erkeğin daha üst sosyoekonomik düzeyde olmasına çok teşne!...sanki hepimiz biraz da buna rağbet ediyoruz ve işimize geliyor..böyle mi acaba? ben dürüst olarak söylüyorum: tabii ki mesela zengin, hepsi okumuş, üst düzeylerde filan olsalardı kötü bir şey olmazdı ama öyle değil diye etnik temelli olarak sorun etmem ben bunu. sorun ettiğim kısmı sürekli destek olmak gerekecek olması, arkadaş çevrelerimizin bambaşka olması, alışkanlıklarımızdaki farklar, evlilikte bunu göze almak/almamak gibi şeyler...
bu adam beni şimdiye kadar kimsenin sevmediği kadar seviyor, ben de şu an için en azından mutluyum... ailesini etnisitesini (insanların seçmesi mümkün olmayan şeyleri) asla sorun olarak görmem farkları da esasen severim. içsel olarak ben de çok değerlendirdim sorun ettiğim şeyleri niye sorun ediyorum diye...benim için hiçbiri etnisiteye bağlı değil. has türk de olsa anası babası yörük de olsa (ben yörüğüm) böyle hissederdim diye düşünüyorum.