Neden bana anlatmadınız yapılan hataların tüm hayatı etkileyebildiğini? Karabasan gibi üzerime çökeceğini ve vereceğim tüm kararların o pişmanlıkların eseri olacağını? Neden sustunuz hepiniz? Ne olurdu anlatsaydınız...
Ben seni affedemiyorum biliyor musun? Senin yüzünden -mış gibi yapacağım bir ömre sahibim artık. Anlatamıyorum, o karabasanı anlatmayı başardığım birkaç insana ise hayatımın en muhteşem rolünü oynuyorum. Mutluyum diyorum gözlerimi kaçırmadan. İnanıyorlar... Ne zaman bu kadar usta bir yalancı oldum onu da bilmiyorum.
-Bazen beni sevmediğini düşünüyorum...
Diyor o. Keşke onu rahatlatacak cümleleri sunabilsem. Keşke, "Ben artık sevemeyeceğim kadar pişmanlıkla doluyum" diyebilsem. Hem seviyorum bazen. Karabasanın ruhuma ulaşamadığı zamanlarda sevmeyi başarabiliyorum ben. Sonra bir şey oluyor ve yeniden hatırlıyorum. Ne olur biri çıkarıp alsın beni buradan.
Tüm gözler üzerimde. Öylesine inandırdılar ki kendilerini mutlak sonuca. Kabullendim ben de. El yordamıyla ilerliyorum o uğruna nice genç kızların hırpalandığı yolda. Keşke... Boğuluyorum biliyor musun? Boğuluyorum ve uzatılan tüm elleri geri çeviriyorum. Olur da karabasan onlara da bulaşır diye.
Ne olur biri kurtarsın beni. Ben bilmiyordum bir hatanın tüm hayatımı karartabileceğini. Bilemeyecek kadar küçüktüm. Zaten ben...