Telefonlarını aynı isimleriyle tekrar ekledim geçtiğimiz hafta sonu...
Ama sildim gene dün akşam...
Artık ne telefonumda mws ne de zuzum olarak kayıtlısın.
Gene koca bir hiçliksin, yokluksun...
Sana söylemek istediklerimi toplasan roman olur roman...
Sana ne hissettiğimi de bilmiyorum artık.
Zaten uzaktın bana, ama en azından benimmiş gibi sevmiştim seni.
Şimdi sanki ellerinmiş gibi göremiyorum hala.
Değilsin biliyorum.
Bunca gün geçti damla damla doldurdu tüm her yeri hasret...
Gittin kimi zaman benden ama aslında gitmedin.
Gittin ama geri geldin düşlerimde, hayallerimde...
Ben mi sana rüyaydım, sen mi bana ha?
Seni sarsmak istiyorum karşımda olsan, göğsünü yumruklamak ve sana şu şiiri atfetmek istiyorum:
Bana artık sadece bu şiir seni hatırlatıyor:
'Bizim senle hukukumuz var...
Avukatımız var, suçumuz var...
Bizim senle bir ömrü paylaşmaya andımız;
Bu andı çiğneyip iç yüzümüzü ifşa eden ihanetlerimiz,
Birbirimizi kolayca harcamanın lüksü,
Bu lükse sığan baş önde boş boş oturuşlarımız var.
Konuşamayışlarımız, hiçbir şeyi açıklayamayışlarımız,
Kaçıp gitmeyi erdem sayışlarımız var.'