Sabah sabah nereden aklıma geldin ki eski dost(!).
Uzun süre aklıma gelmese de, bir şekilde sıkıntıyı atlatsam da kaldıramadığım şeyler daima içimde duruyor sanırım.
Dostlukmuş, peh.. Verdiğim değeri, önemi görmedim ben.
Yaptıklarını ve hem suçlu hem güçlü oluşunu(zu) hatırladıkça iyice sinirleniyorum.. Sen dost yerine koyma, 8 yılı kolayca sil at sanki ben demişim gibi sonra haklı gibi sus, diğer dost(!) gelsin ne kadar kolay bitiriyorsun desin. Enayi lazımdı size dimi?
Ne kadar halinizden memnundunuz, hele ki olayı başlatan dost(!). Gayet memnun görünüyordun, yoksa bilirdin yanlışını, sessizliğe gömülmez yılların hatırına barışmasak da iki laf edebilir kabullenebilirdin. Peki sen.. 1 yılın inadı mı olurmuş haksız yere hem de, oyun mu bu, haksız olduğunu bal gibi bilirken üste çıkma derdine düşmüştün. Onu savunduğuna göre, sen de farklı değildin.
Siz beklediniz ki gönül es geçer nolacak, hep o affeder o bir konuşur söyler susar.. Çok yumuşak buldunuz beni, iyi niyetimi kullandınız. Ama olmadı ve kötü benim..
Ama bu kadarını da yapamazdım kaldıramazdım artık, o kadar da değil.
Gerekeni yapmak acımasızlıksa hele ki sabrede sabrede taştığımda, acımasızım.
Siz bencil davranırken(ben fazla senciydim belki de) ben size daha bir önem verirken bir gün gerçekten kaldıramadığım için gidiyorsam ne yaptığımı bilerek tüm kararlılığımla ve bu acımasızlıksa acımasızım.
Benim daha fazla canımı sıkmanıza izin vermediğim için acımasızsam o kadar süre sonra, acımasızım.
Kinin ne demek olduğunu bilmeden affediciliğin ne olduğunu bilmeden laf çarpmanız da ayrı bir şey..
Ben yıllardır şans verirken bitiremezken canım sıkılırken üzülürken iyiydim, ama gerçekten kaldıramadığım dostlukla alakası olmayan durumda son damlayı bana yaşattığınızda benden kötüsü olmadı.
Allah bildiği gibi yapsın inşallah...
O görüyor biliyor ama.. Bazen kaldıramıyorsun işte.