Çok yorucusun..
Süreli evham, negatiflik, ya bir şey olursa...
Çekersin diyorum, olacaksa ben niye çekeyim diyorsun, üste çıkmaya çalışıyorsun.
Kendin sürekli suçlama psikolojisindesin, kendin de suçlu olmamak içinde çabalıyorsun evhamınla, birileri seni zamanında çok mu suçladı bilmiyorum.
Bu hayatta yaşıyorsak başımıza bir şeyler gelebilir elbette, hiç bir şey yapmasan da, hiç bir suçun olmasa da.
Çok bunaltıyorsun hem kendini hem bizi.
Evet aşk dediğin elbette saçma bir şey. Ama bu saçmalık içinde ben hala seni hayalimdeki erkekmişsin gibi hayal ederek sevmeye devam ediyorum. Saçmalık işte...
Benle uzaklara gelsene, deniz kenarlarında yaşayalım, derme çatma bir kulübede. Denizi izleyerek yaşayalım, denizi dinleyerek uyuyalım. Sen beni koru kolla, ben seni seveyim, sana resimler çizeyim, sana öyküler anlatayım, sana deniz kabukları toplayıp getireyim. Beraber deniz seferine çıkalım tekneyle, güneşi birlikte batıralım denizin uzak köşelerinde. Saçların savrulsun denizin akşam üstü rüzgarında serseri salınışın gibi. Bana aşkla bak. Sevelim birbirimizi.
Kıza bir sürü laf demişsin, ağlayarak çıkıp gitmiş.
Hasta olduğun için yanına geliyor bir de. Evine, sana bakmaya ...
Yaa geniş bir insanım ama bir tuhaf oldum be.
Bir ilişkim de normal olsun zaten.!!
Neyse henüz yeniyiz. Ve oturmadı hiçbir şey tam olarak.
O yüzden sessiz kalmamda fayda var.
Bakalım neler olacak.
Yine ben yalancı çıktım öyle mi kafanda?
Sen bilmiyorsun diye yok olmuyor, her söylediğim bahane ya da yalan olmuyor.
Ben biliyorum diye kötü olmuyorum, neler geçiyor kafandan kim bilir.
Zaten her bildiğimi kolayca sindiremedim, kabullenemedim, ama hayatta neler olduğunu bilmek gerekiyor işte.
Özel hayatında kabullenemeyebilirsin yine...
Neyse, şu her şeyi kötü anlama huyunu bırakırsın umarım.