Haddinden fazla evliyim.

Eşiniz ile telefonda konuşun ."Mutlu olmak istiyorsun ama beni mutsuz ediyorsun.Evli olmak demek ,aile olmak demek bir kişinin diğerinin gülüşünü,huzurunu elinden alması demek değildir.Her gün elestirilmem ,alay edilmem beni yaraladı.Ne kendimize ait bir hayatımız olabildi,ne sosyal bir çevre kurabildik.Ben ailemi bırakıp senin bulunduğun şehre taşındım ama ne sana yetti bu ,ne de ailene.Stres topuna cevirdiniz beni,akşamlari dalga geçip eglensinler diye beni savunmadin bile .Sen annenle her akşam görüşürken ve ben ayda bir görüşemezken nasıl mutlu olabiliyorsan öyle mutlu ol". diyebilirsiniz
 
Kalbim sıkışıyor düşününce.
Kısa yazayım dedim beceremedim.

1,5 yıl önce evlendim. Nişanlı olduğumuz dönemde farklı şehirlerdeydik. Ben ev eşyası almak için onun olduğu şehre giderdim hafta sonları. Gittiğim hafta sonları eşimin ailesiyle görüşüyordum ve her şey yolunda görünüyordu. Bir ablası var, o zamanlar ablasını hiç görmüyordum denk gelmiyordu. Ya da hafta sonları ben varım diye gelmiyordu belki şimdi böyle de olabilir diye düşünüyorum. Tanışır tanışmaz yaşımla dalga geçti (90lıyım. Beğenemedi genç buldu. Kardeşinin 50 yaşında biriyle evlenmesi onu mutlu edecekti büyük ihtimalle). Nişanda da öyleydi, sade olmamla dalga geçti o zaman da. Görür görmez herkesin içinde “O kadar sadesin ki sanki benim nişanım ahahahaha” gibi. Ondan sonra da sık sık benimle ilgili “şaka”ları vardı.


Evlendik. Ablası boşandı. Annesi durmadan bizi çağırmaya başladı. Hayır’dan anlamadı. Annesi çağırmadıysa babası çağırdı. Babası çağırmadıysa ablası çağırdı. Ben kendi ailemi ayda bir görüyorum. Nasıl daha sık görmek istersem onun da hakkı tabii ki ailesiyle vakit geçirmek. Ama ben kendi ailemle de bu kadar sık görüşmek istemezdim evliyken. Çünkü bir cumartesi akşam üstü eşimle marketten bir şeyler alıp evimize gidip pişirip yiyemiyoruz. Çünkü annesinin o gün yine pişirdiği ve benim hiç de yemek istemediğim bir şey oluyor. Bizim evimizde de var yemek. Niye evimizde yemeyelim? Sıkılıyorum. Sevgiliykenki halimizi özlüyorum.


Ablası boşandığından beri her gün sporda stepte. Boşandığı günden başlayarak istisnasız kendisini her gördüğümde rejimini sporunu vücudunu bir şeyini anlattı. Çok sıkılıyorum bu muhabbetlerden ben. Hiç sevmem böyle kilo konuşup duran kadınları. Yapamıyor da zaten. Bir yıldır günde bin tane ip atlamak gibi şeyler yapıyor. Bir yüzmeye bir jimnastiğe bir mekiğe vs vs sarıp “çok kontrollü şeker tüketiyorum geçen gün bir mısır yedim nasıl şekerli geldi ıyy” gibi şeyler konuşup bir yandan ne zaman görsem pasta tatlı falan yiyor aslında. Kilosunda tipinde de bir değişiklik yok. Yani demek istediğim şu: Madem yapamıyorsun da neden kafa ütülüyorsun bununla? Dillendiremiyorum bunu. Haksız ve huysuz durumunda kalacağımı düşünüyorum.


Kısacası bunaldım çok. Annesini tanıyamamışım. Bu kadar ağzını açınca hayat emen biri olduğunu anlamamıştım. Bazen ailemle ilgili çok zoruma giden şeyler söylüyor. Mesela annem rahatsız etmemek için evimize gelip kalmıyor pek. Onun için diyor ki “Gelmiyor hiç bu nasıl annelik”. Çok zoruma gidiyor annemin anneliğine laf edilmesi. Ne yapacağımı şaşırıyorum. Bunun gibi şeyler oluyor görüşünce. O yüzden susup bir kenarda oturup vakit geçirmek bile zor geliyor onlarla. Bir dönem bu görüşmeleri susup bir kenarda vakit geçirerek atlatmaya çalışıyordum. Bu sefer de sessiz olmamdan şikayetçi olmuşlar eşime. Ablası zaten dillendirmekten çekinmiyor. Hepimiz oturuyoruz mesela diyor ki “Sizin çocuğunuz olsa konuşmayı öğrenemez böyle mivvv mivv diye oturur miyavlar” diyor sonra kendi kızına “nasıl miyavlar kızım çocukları?” Diyor kızı miyavlıyor buna gülmemiz gerekiyor.


Eşim genelde bana destek oluyor hak veriyor. Ama durum engellenemezken haklı olmanın ne önemi var? Üstelik her zaman hak da vermiyor. En son yine bir “Börek yaptım gelin. Gelin. Gelin. Gelin” vakasında “Bak yine bu yüzden tartışıyoruz güzel bir gün geçirirken” dedim eşime. “Senin yüzünden. Güleryüzlü olsan anlayışlı olsan böyle olmaz.” dedi. Yemin ederim ki bir insan ne kadar güleryüz gösterebilirse o kadar gösterdim. Dahası yok bende. Yaşadığımız şehirde arkadaşım yok, iş bulamadım, evde kpss’ye hazırlanıyorum. Güleryüzlüyümdür.


Gitmek istiyorum. Siz olsanız gider miydiniz? Zaten benim yüzümden olduğunu duyduğumda çıkıp ailemin yanına geldim. Zoruma gitti çok. 2 gün oldu.

Teşekkür ederim okuduysanız.
Kayınvalidemle aynı bahçede oturuyoruz bu kadar görmüyorum yüzünü,olay biraz eşinle alakalı,henüz evinin farkında değil,o yüzden öyle toplu bi hayat yaşamak istiyor. Örneğin biz sadece haftada bir beraber yemek yeriz o da klasik pazar akşamıdır,dışarı çıkacaksak da çok kolay gelmiyoruz deriz ve hayırları hep eşim söyler bana bile gerek kalmadan
 
Benimde eşimin ablasının mişan dönemimde hoşuma gitmeyen tavırları oldu tabi böyle saygısızlık şeklinde değildi ama yine de hoş değildi. Görüşmem dedim görüşmüyorum yüz versem devamı gelir çünkü. Bazen görmezden gelmek lazım yok öyle anasını oğlundan ayırırım pozlarına girme. Bir akıl sende mi var. Onlarda aklını kullansın ortamı bozmasın. Sen böyle pasif olduğın için at oynatıyolar eşinde yüz bulmuş ağırlığını koy gitsin. Ayrılmak basit çözüm kimle evlenirsen evlen sorunlu insanlar hep olur sen başetmeyi öğrenebilirsin zor değil. Yeterki eşine karşıda pasif kalma. Senin yüzünden demesine alınıp gitmek yerine sen karşı atak yapmalıydın. Erkek olan sensin annene ses çıkaramayı karına yüklenmek kolay adam olda dengeyi kur diyeceksin.
 
Eşinizde iş bitiyor. Ailesiyle aranıza mesafe koyacak odur. Siz bişey deyince kötü insan oluyorsunuz, ailesi mağdur. Çocuk olunca bu yaşadığınızın bin katını yaşayacaksınız. Eşinizi seviyorsanız hedefiniz o olsun.
 
aslında çok ağır şeyler değil, bazen insanlar böyle olur huyları böyledir. çok ağır şeyler yaşamıyorsunuz, iş çıkarın evinizde, eşine süprizle güzel yemekler hazırla, ailesi çağırınca o reddettsin.

Benden yola çık tatlım ;

benim annemde beni çoook çağırır. Eşimin ailesi yok, o yüzden sıkıntı olmuyor ama pikniğe gider gelin boğazımdan geçmiyor, evde yemek pişer gelin boğazımdan geçmiyor, o evde napıyorsun kızım buraya gel demişliği bile var :D

Bende anneme asla hayır diyemiyorum, evde doğru dürüst yemek yapamıyorum yapsam bile yenmiyor çöpe gidiyor. annem eşime de bayılır. eşim de anneme çok severler birbirlerini ama bazen diyor annene hayır diyemiyorsun beni peşinden sürüklüyorsun diye.

Doğru haklı ama ben anneme kıyamadıkça o beni daha çok yanında istiyor varı yoğu ben olmuşum, benle planalrdan keyif alıyor hani ben anneme anlayışla yaklaşıyorum, o benim kaynanam olsa çileden çıkardım sanırım :) onun iyi niyetli olduğunu biliyorum şuan annem olduğu için. Uyarıyorum anne bizi çok çağırma sana kıyamayıp geliyorum ama inan zorlanıyorum diye. yok bana mısın demiyor.

o yüzden bir taktik geliştirmelisin, planlı gidiş geliş ayarla, kötü niyet arama , zoruna da gitmesin, alışmışlar bir arada olmaya büyükler böyle bazen huy edinebiliyorlar.
 
Sen çok sessiz kalmış ve belli ki sürat asmissin hakliyken haksız duruma düşmüşsun sen bisey demezsen onlar sorun yok sanıyorlar durduk yerde surat asan problemli gelin oluyorsun şimdide durduk yere evi terkeden simarik gelinsin gözlerinde emin ol rahat batti yaranamadik bı türlü diyorlar arkandan ve eşinde onlara hak veriyor şuan aynı şeyleri bende yasardim ilk evlendiğim zamanlar sonra sevdiğim bı ablam akil verdi değiştim politik olmaya başladım gülerek saka yollu verdim ağızlarının payını
 
Boşanmayı düşünmeden önce şunu bilin, bu geçici bir süreç.
Ortalama 3. yıl itibariyle siz (tabirim için kusurabakmayın) bu konuda kaşarlanacaksınız, ailesi onlara göre asık suratınızdan bıkacak ve bu ısrarlar ortadan kalkacak.
Eşinizi seviyorsunuz, lütfen evliliğinize şans verin.
Bunlar boşanmak için sebep olmasın, boşanmış biri olarak söylüyorum; yaşaması söylemesi kadar kolay değil.
 
Sustukça hep bi daha fazlası olur. Daha ilerisi dahada ilerisi. Bi bakmışnki sindirmişler seni,pasif olmuşssn. Eşini seviyorsan eğer güzelce konuş şartlarını bildir. Bi süre çocuk düşünme. Miyavlama olayınada ayrıca gıcık oldum.
 
Klasik görümce kaynana işte maalesef çoğunlukla bu insanlardan var etrafımızda sürekli görümceni dinlemek onlara gitmek zorunda değilsin elbette sende iyi niyetinden dolayı hep alttan almışsın elbette eşinlede vakit geçirmelisin tabi onlarada bunu pat diye söyleyemezsin yavaş yavaş hissettirmelisin biraz uzak vr mesafeli davranırsan zamanla düzeleceğine inanıyorum umarım öyle olur.
 
Yüzde yüz öyle.
Sen çok sessiz kalmış ve belli ki sürat asmissin hakliyken haksız duruma düşmüşsun sen bisey demezsen onlar sorun yok sanıyorlar durduk yerde surat asan problemli gelin oluyorsun şimdide durduk yere evi terkeden simarik gelinsin gözlerinde emin ol rahat batti yaranamadik bı türlü diyorlar arkandan ve eşinde onlara hak veriyor şuan aynı şeyleri bende yasardim ilk evlendiğim zamanlar sonra sevdiğim bı ablam akil verdi değiştim politik olmaya başladım gülerek saka yollu verdim ağızlarının payını
yüz
 
Ne dersiniz mesela “Bu nasıl annelik” lafına? Ya da miyavlı şakaya? Kırmadan dökmede nasıl halledilir?
Onlarin ki gibi karşılık vermeniz gerekmiyor. Hop öyle bir laf diyim ki ağızları kapansın gibi mükemmel cümleler kurmanıza gerek yok. Direkt siz şimdi bana şaka yaptınız ama bu benim hiç hoşuma gitmedi kirilıyorum bu laflara deseniz eşiniz sizden önce kızar size laf edenlere diye düşünüyorum.
 
hata sizde bence. kendinizi ifade etmeliydiniz.
kedi mi dedi orda hiç hoş değil bu konuşma şekliniz demeliydiniz.
spor da spor şeker de şeker demelerinden bıktıysanız pasta da mısırdan çok şeker var deyip kapatmalıydınız konuyu.
gel gel dediklerinde kibarca anne haftasonları biraz da evde birlikte zaman geçirmek istiyoruz anlayışla karşılayacağınıza eminim falan demeliydiniz. anneniniz gelmemesine laf edince rahatsız etmek istemiyor yeni evlisiniz baş başa kalın diyor deseydiniz o da yeterdi.
tabi bir de paso evdesiniz akşamları ya da ctesi gidip gelmek çok da sorun gibi görünmüyor
veee şu koca yazıda ev terk edecek bir şey yokmuş. tamamen haksız duruma düşmüşsünüz.
 
Kalbim sıkışıyor düşününce.
Kısa yazayım dedim beceremedim.

1,5 yıl önce evlendim. Nişanlı olduğumuz dönemde farklı şehirlerdeydik. Ben ev eşyası almak için onun olduğu şehre giderdim hafta sonları. Gittiğim hafta sonları eşimin ailesiyle görüşüyordum ve her şey yolunda görünüyordu. Bir ablası var, o zamanlar ablasını hiç görmüyordum denk gelmiyordu. Ya da hafta sonları ben varım diye gelmiyordu belki şimdi böyle de olabilir diye düşünüyorum. Tanışır tanışmaz yaşımla dalga geçti (90lıyım. Beğenemedi genç buldu. Kardeşinin 50 yaşında biriyle evlenmesi onu mutlu edecekti büyük ihtimalle). Nişanda da öyleydi, sade olmamla dalga geçti o zaman da. Görür görmez herkesin içinde “O kadar sadesin ki sanki benim nişanım ahahahaha” gibi. Ondan sonra da sık sık benimle ilgili “şaka”ları vardı.


Evlendik. Ablası boşandı. Annesi durmadan bizi çağırmaya başladı. Hayır’dan anlamadı. Annesi çağırmadıysa babası çağırdı. Babası çağırmadıysa ablası çağırdı. Ben kendi ailemi ayda bir görüyorum. Nasıl daha sık görmek istersem onun da hakkı tabii ki ailesiyle vakit geçirmek. Ama ben kendi ailemle de bu kadar sık görüşmek istemezdim evliyken. Çünkü bir cumartesi akşam üstü eşimle marketten bir şeyler alıp evimize gidip pişirip yiyemiyoruz. Çünkü annesinin o gün yine pişirdiği ve benim hiç de yemek istemediğim bir şey oluyor. Bizim evimizde de var yemek. Niye evimizde yemeyelim? Sıkılıyorum. Sevgiliykenki halimizi özlüyorum.


Ablası boşandığından beri her gün sporda stepte. Boşandığı günden başlayarak istisnasız kendisini her gördüğümde rejimini sporunu vücudunu bir şeyini anlattı. Çok sıkılıyorum bu muhabbetlerden ben. Hiç sevmem böyle kilo konuşup duran kadınları. Yapamıyor da zaten. Bir yıldır günde bin tane ip atlamak gibi şeyler yapıyor. Bir yüzmeye bir jimnastiğe bir mekiğe vs vs sarıp “çok kontrollü şeker tüketiyorum geçen gün bir mısır yedim nasıl şekerli geldi ıyy” gibi şeyler konuşup bir yandan ne zaman görsem pasta tatlı falan yiyor aslında. Kilosunda tipinde de bir değişiklik yok. Yani demek istediğim şu: Madem yapamıyorsun da neden kafa ütülüyorsun bununla? Dillendiremiyorum bunu. Haksız ve huysuz durumunda kalacağımı düşünüyorum.


Kısacası bunaldım çok. Annesini tanıyamamışım. Bu kadar ağzını açınca hayat emen biri olduğunu anlamamıştım. Bazen ailemle ilgili çok zoruma giden şeyler söylüyor. Mesela annem rahatsız etmemek için evimize gelip kalmıyor pek. Onun için diyor ki “Gelmiyor hiç bu nasıl annelik”. Çok zoruma gidiyor annemin anneliğine laf edilmesi. Ne yapacağımı şaşırıyorum. Bunun gibi şeyler oluyor görüşünce. O yüzden susup bir kenarda oturup vakit geçirmek bile zor geliyor onlarla. Bir dönem bu görüşmeleri susup bir kenarda vakit geçirerek atlatmaya çalışıyordum. Bu sefer de sessiz olmamdan şikayetçi olmuşlar eşime. Ablası zaten dillendirmekten çekinmiyor. Hepimiz oturuyoruz mesela diyor ki “Sizin çocuğunuz olsa konuşmayı öğrenemez böyle mivvv mivv diye oturur miyavlar” diyor sonra kendi kızına “nasıl miyavlar kızım çocukları?” Diyor kızı miyavlıyor buna gülmemiz gerekiyor.


Eşim genelde bana destek oluyor hak veriyor. Ama durum engellenemezken haklı olmanın ne önemi var? Üstelik her zaman hak da vermiyor. En son yine bir “Börek yaptım gelin. Gelin. Gelin. Gelin” vakasında “Bak yine bu yüzden tartışıyoruz güzel bir gün geçirirken” dedim eşime. “Senin yüzünden. Güleryüzlü olsan anlayışlı olsan böyle olmaz.” dedi. Yemin ederim ki bir insan ne kadar güleryüz gösterebilirse o kadar gösterdim. Dahası yok bende. Yaşadığımız şehirde arkadaşım yok, iş bulamadım, evde kpss’ye hazırlanıyorum. Güleryüzlüyümdür.


Gitmek istiyorum. Siz olsanız gider miydiniz? Zaten benim yüzümden olduğunu duyduğumda çıkıp ailemin yanına geldim. Zoruma gitti çok. 2 gün oldu.

Teşekkür ederim okuduysanız.
Sanki benim salak gorumcemi anlatmışsin ya inanamadim :-)aynı gibi benim ki daha boşanmadi ama eşi son demlerini yaşıyor olabilir bir de hiç biseyim izi çekemiyor geberiyor kiskanclik tan oturur hayvan gibi yer yer sonrada ay çok kilo aldım e tut boğazını yeme o zaman kilo almak istemiyor san en son kavga ettik evden kovdum gidis o gidiş :-)arkana bile bakma canını sıkan insanları hemen hayatından çıkar tatlım ben yaptım kafam çok rahat
 
Bunun önüne geçecek olan eşiniz de. Bizim de ilk evlendiğimiz de kv sürekli yemeğe çağırıyordu iyi bir kadındır da bişey diyemiyordum. Eşim niye biz orda yemek yiyoruz dedi. Bende çağırıyorlar hayır diyemiyorum dedim. Kendisi ailesine bizim bir evimiz var dedi. Bir daha çağırmadılar. Yani demem o ki siz ne yaparsanız yapın eşinizin konuşması gerekliydi.
 
Eşiniz de dahil, herkese haddini bildirin. İş eşinizde bitiyor. Siz böyle yaptıkça emin olun, yakanızdan asla düşmeyecekler.
 
Biz hiç konuşmadık iki gündür. Abimle konuşmuş. Abime demiş ki “Benimle konuşmak istemiyorsa bile size söylesin ne yapmam gerekiyorsa yapayım mutlu olmak istiyorum.” Eşim iyi biri. Ama çözüm ailesiyle arasının açılmasıysa bunu istemiyorum. Ailesini kırmadan da olay çözülmüyor. Kimseyi ailesinden uzaklaştırmak istemem yük olur bana vicdan azabı. Benim çekilmem daha mantıklı geliyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
Allah aşkına iki haftada bir yada haftada bir gidince ailesinden uzaklaştırmış olmazsınız korkmayın. Hazır eşiniz ne yapabilirim diye sormuşken söyleyin sık gitmek istemiyorum diye. Kadınıda duymazdan gelin bir söyler iki söyler vazgeçer. Her dediğini yapmak zorunda değilsiniz. Benim yüzümden benim yüzümden moduna girmeyin.
 
Önce eşinizi gerçekten seviyor musunuz bunu düşünün.Gerçekten onunla olmaya değer mi diye.Ayrıca siz giderseniz o sizinle gelir mi mesela?Bu fedakarlığı yapar mı?Enine boyuna düşünün karar verin.Çocuğunuz da yok sanırım.Bu her şeyi daha kolay görmenizi sağlayacaktır.
 
Okurken icim sisti siz nasil dayaniyorsunuz? O sozler bana soylenseydi karsiliginda ne isitirlerdi dusunebiliyorum. Tek yol anlayabilecekleri sekilde mesafe koymak. Madem esinizde size hak veriyor daha ne? Seviyorsaniz onlar yuzunden neden bosanasiniz size ve esinize yazik olur
 
Hem kendi evliliğim hem kk da gördüklerimden sonra anladım ki. Aslında sorunumuz kaynana görümceyle değil. Onların bizimle böyle konuşmasına izin veren eşlerimizle. Sonuçta aynı iç elitinde de ben de de var elime dediklerinin yaptıklarının ancak 10da 1ini bama yapar.
Benim eşim izin vermez onunki verir. Bu kadar basit.
 
Kalbim sıkışıyor düşününce.
Kısa yazayım dedim beceremedim.

1,5 yıl önce evlendim. Nişanlı olduğumuz dönemde farklı şehirlerdeydik. Ben ev eşyası almak için onun olduğu şehre giderdim hafta sonları. Gittiğim hafta sonları eşimin ailesiyle görüşüyordum ve her şey yolunda görünüyordu. Bir ablası var, o zamanlar ablasını hiç görmüyordum denk gelmiyordu. Ya da hafta sonları ben varım diye gelmiyordu belki şimdi böyle de olabilir diye düşünüyorum. Tanışır tanışmaz yaşımla dalga geçti (90lıyım. Beğenemedi genç buldu. Kardeşinin 50 yaşında biriyle evlenmesi onu mutlu edecekti büyük ihtimalle). Nişanda da öyleydi, sade olmamla dalga geçti o zaman da. Görür görmez herkesin içinde “O kadar sadesin ki sanki benim nişanım ahahahaha” gibi. Ondan sonra da sık sık benimle ilgili “şaka”ları vardı.


Evlendik. Ablası boşandı. Annesi durmadan bizi çağırmaya başladı. Hayır’dan anlamadı. Annesi çağırmadıysa babası çağırdı. Babası çağırmadıysa ablası çağırdı. Ben kendi ailemi ayda bir görüyorum. Nasıl daha sık görmek istersem onun da hakkı tabii ki ailesiyle vakit geçirmek. Ama ben kendi ailemle de bu kadar sık görüşmek istemezdim evliyken. Çünkü bir cumartesi akşam üstü eşimle marketten bir şeyler alıp evimize gidip pişirip yiyemiyoruz. Çünkü annesinin o gün yine pişirdiği ve benim hiç de yemek istemediğim bir şey oluyor. Bizim evimizde de var yemek. Niye evimizde yemeyelim? Sıkılıyorum. Sevgiliykenki halimizi özlüyorum.


Ablası boşandığından beri her gün sporda stepte. Boşandığı günden başlayarak istisnasız kendisini her gördüğümde rejimini sporunu vücudunu bir şeyini anlattı. Çok sıkılıyorum bu muhabbetlerden ben. Hiç sevmem böyle kilo konuşup duran kadınları. Yapamıyor da zaten. Bir yıldır günde bin tane ip atlamak gibi şeyler yapıyor. Bir yüzmeye bir jimnastiğe bir mekiğe vs vs sarıp “çok kontrollü şeker tüketiyorum geçen gün bir mısır yedim nasıl şekerli geldi ıyy” gibi şeyler konuşup bir yandan ne zaman görsem pasta tatlı falan yiyor aslında. Kilosunda tipinde de bir değişiklik yok. Yani demek istediğim şu: Madem yapamıyorsun da neden kafa ütülüyorsun bununla? Dillendiremiyorum bunu. Haksız ve huysuz durumunda kalacağımı düşünüyorum.


Kısacası bunaldım çok. Annesini tanıyamamışım. Bu kadar ağzını açınca hayat emen biri olduğunu anlamamıştım. Bazen ailemle ilgili çok zoruma giden şeyler söylüyor. Mesela annem rahatsız etmemek için evimize gelip kalmıyor pek. Onun için diyor ki “Gelmiyor hiç bu nasıl annelik”. Çok zoruma gidiyor annemin anneliğine laf edilmesi. Ne yapacağımı şaşırıyorum. Bunun gibi şeyler oluyor görüşünce. O yüzden susup bir kenarda oturup vakit geçirmek bile zor geliyor onlarla. Bir dönem bu görüşmeleri susup bir kenarda vakit geçirerek atlatmaya çalışıyordum. Bu sefer de sessiz olmamdan şikayetçi olmuşlar eşime. Ablası zaten dillendirmekten çekinmiyor. Hepimiz oturuyoruz mesela diyor ki “Sizin çocuğunuz olsa konuşmayı öğrenemez böyle mivvv mivv diye oturur miyavlar” diyor sonra kendi kızına “nasıl miyavlar kızım çocukları?” Diyor kızı miyavlıyor buna gülmemiz gerekiyor.


Eşim genelde bana destek oluyor hak veriyor. Ama durum engellenemezken haklı olmanın ne önemi var? Üstelik her zaman hak da vermiyor. En son yine bir “Börek yaptım gelin. Gelin. Gelin. Gelin” vakasında “Bak yine bu yüzden tartışıyoruz güzel bir gün geçirirken” dedim eşime. “Senin yüzünden. Güleryüzlü olsan anlayışlı olsan böyle olmaz.” dedi. Yemin ederim ki bir insan ne kadar güleryüz gösterebilirse o kadar gösterdim. Dahası yok bende. Yaşadığımız şehirde arkadaşım yok, iş bulamadım, evde kpss’ye hazırlanıyorum. Güleryüzlüyümdür.


Gitmek istiyorum. Siz olsanız gider miydiniz? Zaten benim yüzümden olduğunu duyduğumda çıkıp ailemin yanına geldim. Zoruma gitti çok. 2 gün oldu.

Teşekkür ederim okuduysanız.
Dik dur dik.Eğilip bükülme.Annene laf ettiklerinde,senle dalga geçtiklerinde TAVRINI KOY.Kimsenin oyuncağı değilsin.Şu an ne yaşıyorsan,buna kendin izin veriyorsun.Gitmek katlanmak zorunda değilsin.Sınır diye bir şey var
 
Back
X