Güzel kardeşim, ben hayli genç anne olanlardanım. Çok zorluk çektim evliliğimde, ki zaten boşandım çocuğum daha bebekken, tek başıma, yine hayli zorluklarla büyüttüm. Hamileyken,yapayalnızdım, en az senin kadar mutsuzdum, çok somut nedenlerim vardı. Bunları, pek çok kadın yaşadı, ne sıradışı ne de bana özgü. Dert tasa yarıştırmak için değil, biliyorum demek için söyledim bunları, yoksa esas söylemek istediğim şey başka.
O bebek büyüyor biliyor musun, ömrünün büyük bir bölümünü hakikaten değiştiriyor, kendisine adamana sebep oluyor, belki çocuksuz bir kadın olsaydın sahip olacağın hayattan bambaşka bir hayat çizgin olmasına vesile oluyor, çok ama çok emek, zaman, sabır, gayret, gözyaşı, endişe, korku dolu bir hayata bile vesile olabiliyor, ama sonunda büyüyor. Şimdi bakıyorum yüzüne, o farkında değil, ama kendi kendime hep ve halâ diyorum ki, Allah'ım lutfuna keremine şükürler olsun. Ne güzel şeyler yapan bir insan oldu, başarısı başarım, umudu sevincim, neşesi hayatımı aydınlatan güneş oldu. Duyarlı, eğitimli, onurlu bir insan olarak hayata karıştı, çevresinde tanıştığım kim varsa, sizi evladınızdan çok dinledik diyorlar bana. Evladım bana, ah be anne, sen en az 10 çocuk sahibi olmalıydın, sen en az on insan yetiştirmeliydin diyor. Biliyor musun kardeşim, ben çalışan bir insanım, kendi çapımda hiç de fena olmayan bir kariyerim var, ama inan bana, şu dünya üzerinde, hiç bir başarı, ya da hiç bir insanın bir iltifatı, takdiri, ya da hiç bir paye, evladımın o lafının bana verdiği mutluluğun, onurun, sevincin yanına bile yaklaşamaz.
Evlat, bambaşka bir şey, sevgisi, sevinci, dünyadaki hiç bir başka sevgiyle kıyaslanamayacak kadar yoğun. Milyonlarca kadın, "evladım ! " deyip neden o evlatların üstüne titriyor zannediyorsun, karşılıksız mı bu, karşılıksız olsa senelerce nasıl sürdülürür, nasıl bu kadar dirayetli, bu kadar basiretli nasıl bu kadar istikrarlı bir şekilde, " evlat !" denir, herşeyden geçilir, evlattan geçilmez ! denir, nasıl ? Çünkü bu dünyada, sana varlığıyla bu kadar yoğun duygular tattırabilecek ikinci bir şey yok. Bir kadınla, doğurduğu çocuk arasındaki bağ, ilişki, duygu yoğunluğu, verdiği mutluluk, tatmin duygusu, yaşama sevinci, yaşama tutunma isteği, başka hiç bir insanla kurabileceğin hiç bir ilişkide yok. O kadar çok şey alıyorsun ki, sana o kadar çok şey katıyor ki, seni o kadar mutlu ediyor ki, anlatmak mümkün değil.
Sabırla bebeğini bekle, hayatının belki de anlamı, tüm boşlukları dolduracak, seni bambaşka bir sen yapacak olan kişi, şu anda karnında. Bunu başaramayan kadınlar yok mu, var tabii. Belki biri de senin annen. Ama seçtiğin kelimeler, cümlelerin, dilin bana senin anne gibi bir anne olacağını, buna karşılık evladının da, sana bu dünyadaki cennetin kapılarını açacağını düşündürdü. İkinize bir şans ver. Ama herşeyden önce, kendine bu şahane duygulara adım atmak için bir şans ver. Allah ikinize de güzelliklerle dolu bir ömür nasip etsin.