Hayatımın kalanına devam etmek istemiyorum..

Şu “en kötü özelliğim insanlara güvenip kendim gibi zannetmem” mottosundan iğreti geldi.şu 6 yaşındaki prenses kafasından bir çıkın önce.
ister dikkate alın ister almayın bu tarz problemleri en çok yaşayanlar kafasının içinde hala kız-erkek çocuğu olarak yaşayan,büyümek istemeyen tipler.
Büyüyün, herkes her şeyi yapabilir.insanlardan kötülük gelir, insanoğlu nankördür vs.bunları hergün en az 75-100 kez bi tekrarlayın,iyice ezberleyip sindirin.
Aşk için bir şey diyemem.adeta cehennem zebanisi olarak işe alınacak tiplerin bile birileri tarafından sevilip nişanlandığını falan gördüğüm için o kısımdaki “ilahi işleyiş,mantık artık ne menemse” daha çözemedim.belki de sonunda kedileriyle kafayı yemiş,hiç evlenmemiş sokağın sonundaki evde yaşayan huysuz yaşlı kadın olarak ölecek olmayı şimdiden kabullenmeliyiz.
 
Öleceğin kesin değil o kadar çok vaka geliyor ki intihar etmiş yoğun bakıma düşen ..altını erkek veya kadın farketmez hasta bakicilar temizliyor( genelde erkek çünkü daha güçlü oluyolar) afedersin bazen dalga geçiyolar acımasızca biliyorum ama duyuyordum böyle bunları riske alma derim..birde çok canları yanıyor
 


Acilen psikolojik destek almanız gerekiyor.
 
Acilen psikolojik destek almanız gerekiyor.
Haftaya doktor randevusu aldım. Mutlaka ilaç tedavisi almak istiyorum. Bu zamana kadar hep kendim çözmeye çalıştım, ilaçlara bağlı kalmak istemedim ama kendim işin içinden çıkamıyorum artık.
 
adeta cehennem zebanisi olarak işe alınacak tiplerin bile birileri tarafından sevilip nişanlandığını falan gördüğüm için o kısımdaki “ilahi işleyiş,mantık artık ne menemse” daha çözemedim.
İşte bu mantık beni daha çok karamsarlığa itiyor. İyi olmak iyi kalmak güzel şeyler yaşayacağımız anlamına gelmiyor bu hayatta. Kötü insan olup herşeyi güzel yaşayan etrafında güzel insanların oldgnu görmek bende adaleti sorgulatıyor.
 
Regl dönemi gibi geldi bana :) daha önce senin konunda çok heyecanlanmıştık. Olmadıysa vardır bir hayır. Daha da güzeli olacaktır eminim. Umutsuzluğa yer yok.
Bu konuyu açtıktan sonra regl oldum, beklemediğim bir günde hatta. Ama bu durum bende bir günlük olay değil. Son zamanlarda hep bu fikir vardı. Gülüyorum arkadaşlarımla eğleniyor görünüyorum ama kafamın içinde bir yerlerde hep bu fikir var..
 
Evet bi dönem demir eksikliği ve d vitamini için ilaçlar kullandım. O dönem sizin de dediğiniz gibi yataktan zımba gibi kalkıyordum enerjim tavandı. Ama fiziksel olarak iyiydim. Ruhsal olarak değişen bişey olmadı. İlaç tedavisi benim için tek çare gibi gözüküyor malesef..
 
Neden bu kadar umutsuzsunuz?
Merak ettim mutluluğun tanımı ne sizin için?
Neyle eşdeğer mutluluk?
Tamam hepimiz dönem dönem dibe vuruyoruz bu bir gerçek ama ne kadar çabuk ayağa kalkarsak o kadar kolay atlatıyoruz.
Basit seylerden mutluluk duymayı,haz almayı öğrenmek gerek zira kimsenin hayatı zaten dört dörtlük değil,olamaz ki mümkün değil.
Birde hep olumsuz konuşmak,hissetmek,yaşamak olumsuzluğu getirir,siz farkında değilsiniz ama bu tam bir kısırdöngü.
 
Tatilden bikaç gün önce döndüm. Saatlerce dediğiniz gibi ormanda yürüdüm gezdim deniz havası aldım bol bol. O an mutlu hissediyordum evet ama sonrasında yine aynı çöküş. Ben ilk başta yaşadığım şehirden mutlu değilim. Sanki biri her sabah boğazıma sarılıyor ve tüm günüm öyle geçiyor. Nefret ediyorum yaşadığım şehirden. Sadece ailemin yanında oldgm için bi nebze iyi hissediyorum.
 
Bu kısırdöngüyü kıramıyorum. Yalnız hissediyorum kendimi çoğu zaman. Yalnızım da zaten. Üniversite zamanlarımda tek korktugum şey ilerde yalnız ölmekti. Hep böyle konuşurdum arkadaşlarımla. Hayattaki tek korkun ne diye sordukları zaman benim tek cevabım yalnız ölmek olurdu. Ve bu gidişle öyle olacak sanırım. Karşıma çıkan insanların hiç biri benim için doğru insanlar değildi, ya ben onlara bişeyler hissedemedim ya da onlarla aynı frekansı yakalayamadık.
Uzun süreli işsiz kalmadım evet, buna şükretmem lazım, ben çabalamadan bile hep bi şekilde işler çıktı karşıma hep çalıştım. Ama olmak istediğim şehir burası değil. Cesaretimi toplasam başka bi şehirde düzen kursam alacağım maaşla nasıl yapabilirim bunları bilmiyorum. Korkuyorum sanırım. İş konusunda başarısız hissediyorum kendimi. İstediğim, başvurdugum yerleri kazanamadım. Hayal ettiğim iş için mülakatı kazanmayı o kadar istemiştim ki çok çalışıp emek verdim yine olmadı. Tek şükredebildğim şey ailem yanımda, sağlıkları yerinde.
Benimde Fiziki olarak sağlığım yerinde evet ama ruhsal olarak kendimi 90 yaşında hissediyorum. Bi odaya kapansam günlerce hiç çıkmasam yorganı kafama çekip öylece kalabilirim.
.
 

yaşadıklarının benzerlerini yaşamış biri olarak söylüyorum ileride bu dediklerine Güler geçersin ne demek öyle çekip gitmek kendin için mücadele et inadına her şey için ayakta durmaya çalış yaşın küçük sanırım ben öyle akıl verenler gibi psikologa gitsin konuşma terapisine git demeyeceğim hepsini yaptım denedim psikoloğun bana söylediği Ben meslek hayatım boyunca böyle şeylerle karşılaşmadım adam bile kala kalmıştı bana cevap bile veremedim yaşadıklarım karşısında düşün o kadar kötü şeyler yaşadım ama çocuğum için ayakta durmak zorundayım daha da kötü şeyler yaşıyorum ama çekip gitmek çözüm değil kalanları düşünmek zorundasın seni üzen bu duruma getiren insanlarinekmeğine yağ sürer sin ama seni sevenlerin içi yanar..
 
Bak sana ne diyeceğim,bende eskiden moralim bozuksa,çeker yorganı kafama günlerce uyurdum,kimseyi görmek istemezdim,uyku sanki dertlerimi unutturan,hafifleten birşeydi benim için. Hala da kafam bozuksa yatar uyurum,fırsatım varsa.
Bende çok dibe çöktüm,çok mutsuz oldum,kötü günler geçirdim.
Babamı kaybettim önce,sonra o evde duramadım,dayanamadım.
Hatta ailemin evinden ayrilıp,bambaşka bir semtte iş bulup,orda yaşamaya başladım ki ailemle bir sorunum yoktu,iş ve çevre konusundan rahatsızdım,birde babam olmadan o evde hicbirşeyin eskisi gibi tat vermemesinden.
Hemen güllük gülistanlık olmadı hayatım taşınınca kabul hatta daha da ıssızlaştı ama zamanla düzeldi. O dönem işimi de pek sevmiyordum ve inan bana haftada 3 gün uyuyakalır,son dakika uyanır koştur koştur yetişirdim/yada geç kalırdım işe.
Bak hepsi geçti gitti,şimdi 2 çocuklu bir anneyim,hep çok mu mutluyum hayır tabi ki değilim ama huzurluyum,bir bardak kahve içmekten keyif aliyorum mesela. Ne bileyim kuaföre gitmekten,alışveris yapmaktan. Kimseyle görüşemiyorum bu ara,sadece cekirdek ailem zira oglumla pek mümkün değil ama yine de mutluyum.
Kendini kapatma. Şartlandırma kimse istediğim gibi değil,işler istedigim gibi gitmiyor diye. Bilemezsin belkide senin için hayırlısı böyledir.
Psikolojik destek al muhakkak ama unutma sihirli değnek sensin bu hayatta,sen istemedikten,çabalamadıktan sonra kimse seni bu ruh halinden kurtaramaz.
 
Bayıldım size
 
Psikoloğa gitme kız bana gel ben seni iyi ederim merak etme bende çok geçtim o zamanlardan seni anlayabiliyorum çık kapanma arkadaşlarına olmadı hobi bul kafanı meşgul et yoksa işin zor.
 
Psikolojik desteği yanlış biliyorsun. Hiçbir psikolog sana hayatını değiştirmeyi vaad etmez. Psikolojik destek hastalıklı düşünceleri ve olaylara bakışı degistirmeyi ve daha sağlıklı düşünmeye yardımcı olmak üzerine kuruludur. Mesela şu an sen hastalıklı bir ruh halinde ve düşüncedesin ve evet psikolojik destek almalısın
 
Bir şeyler yazmaya gelmiştim ama buradaki hanımlar benim yazacaklarımı yazmışlar neredeyse, eksiği yok fazlası var. Psikologların ve diğer psikolojik sağlık çalışanlarının görevlerinin doğru algılanmasına çok sevindim. Bir de ben tekrar edeyim yine de.

Bu dünyada kimsenin elinde sihirli değnek yok. Ne psikolojik sağlık çalışanlarının elinde var; ne de başka birinin. Başımıza gelen ne ise onunla mücadele etmek zorundayız, çünkü hayat belirsiz bir şekilde devam ediyor. Bazı insanlar kaygılarını azaltmak için dua etmeyi seçebilirler; kendilerini bu yolla ferahlatabilirler. Başka birisi kafasını dağıtmak için spor yapmayı seçebilir. Psikoterapi ise bambaşka bir deneyimdir. Ben burada hep söylüyorum, maddi durumunuz yeterliyse (keşke sigorta karşılasaydı), belli bir psikopatolojik sorununuz yoksa bile gidin, psikoterapi alın. Ben de alıyorum. Hayata bambaşka bir gözle bakacaksınız; "ufku genişlemek" diye bir terim var ya, aynen o gelecek başınıza.

Psikoterapinin amacı zaten sizin hayatınızı değiştirmek değildir; bunu kimse yapamaz. Dertlerinizin üstünü kapatmak da değildir, ya da ne bileyim "Aynen canım, sen haklısın, seni çok üzmüşler ya" diyerek Meriçlik yapmak da değildir. Amacı sizin kendinizi tanımanızı sağlamak ve hayattaki problemlerinize bir çıkış yolu üretebilmenizi sağlayacak noktaya getirmektir. Çünkü hayatta hiçbir zaman tek bir yol yoktur. O anda size tek bir yol varmış gibi gelebilir, depresif olduğunuzdan dolayı tünelin sonundaki ışığı göremiyor olabilirsiniz. Psikoterapist direkt size bu çözümü sunmaz, onu sizin kendi başınıza bulabilmeniz için yardımcı olur. Böylece kendi sorunlarınızla kendi başınıza başa çıkabilme becerisine sahip olursunuz.

İlaçlara gelince, ilaçlardan bu kadar korkmayın. Bir dönem psikologlardan da bizi korkuttular, deli doktoru dediler, deliler gider dediler. Sanki deli olmak ayıpmış, ölümcül bir günahmış gibi. İlaç kullanan herkesi zombi zannettiniz. İlaçlar sizin beyin kimyanızı düzenler, çünkü örnek veriyorum, depresif olma sebebiniz serotonin, dopamin gibi çeşitli hormonların az salgılanmasından kaynaklı olabilir. Bunu psikoterapi düzeltemez, dolayısıyla ilaç kullanmanız sizin kendinizi daha iyi hissetmenize yardımcı olur. İlaç + psikoterapi beraber en iyi sonucu verirler.
 
Geçtiğimiz haftalarda, ablamın oturduğu sitede gencecik bir kadın yaşamına son verdi. Bende oradaydım o sıra. Hâlâ içim sızım sızım sızlıyor. Ailesinin o perişan hali gözümün önünden gitmiyor. Onun yaşamını sonlandırdığı saatlerde neler yaptığımı düşündüm. Ben kaç kat yabancı defalarca, "Ah be kızım madem derdin vardı çalsaydın birinin kapısını derdini dökseydin," dedim. En azından ben iyi değilim, deseydin. Kolay değil elbette birinin kapısını öyle çalmak ama çok koydu bana. Öyle böyle değil, oturduğu kattan geçemiyorum içim parçalanıyor.

Aklından bu düşünceleri çıkar lütfen. Ne zaman kötü olursan buraya yaz. İçini dök. Birileri ile paylaşmaktan çekinme. Ailene anlatmaktan korkma. İnsanlar beni yargılar deme. Etrafındaki insanların sana yardım etmesine izin ver. Hepimiz iyi ya da kötü günlerden geçiyoruz. Herkesin berbat dönemleri oluyor. Kıyaslamıyorum elbette. Her zaman derim; insanlar hayatı yaşamaktan değil, yaşadıkları hayattan kaçmak isterler. Fakat intihar yaşadığın hayattan kaçmak değil, bunu unutma!
 
Ne güzel demişsiniz, insanlar hayatı yaşamaktan değil yaşadıkları hayattan kaçmak isterler diye.. o kadar haklısınız ki.. geçmişe saplanıp kalmak, tüm olumsuzlukların sanki benim başıma geleceğini düşünmek, sürekli başarısız olacağımı düşünmek.. bu halimden ben de çok sıkıldım. Kesinlikle özenmek değil ama internette bi adamın videosunu izledim, aslında o kadar mantıklı şeyler söylediki, veda videosu bırakıp intihar etmiş. Dışardan baktıgımızda çoğu insana göre mükemmel bir hayatı varken üstelik. İnsan olarak neyi nasıl istiyoruz ya da içimizdeki bu boşluğu neden dolduramıyoruz bilmiyorum..
 
Eskisi gibi düşünmüyorum artık, doktora gitme konusunda kararlıyım. İlaca gerek olup olmadıgını o karar verir tabi ki ama ben iyi olmak istiyorum. Bu ilaçla ya da terapiyle, nasıl olduğu hiç önemli değil artık. Bu ruh halinden çıkıyım, o yeter. Desteğiniz için teşekkür ederimm.
 
Bir bardak kahve içmekten keyif almak istiyorum. İstediğim seviye sadece bu. Fazlası değil. Yaptığım şeylerden bulunduğum ortamlardan keyfi almak..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…