Öyle deme. Sen ailene bir yük değilsin. Ailesinin parasını umarsızca kendi keyfi için harcayan hayırsız evlatlarla bir tutma kendini. Senin değerini iş sahibi olman vs. belirlemiyor. Senin değerini çabaların belirliyor. Eninde sonunda karşılığını göreceğin çabaların.. Bu biraz her şeyin bir zamanı vardır meselesi. Yani bir ağaçta hiç meyve yokmuş gibi görünürken, sadece yaprak, dal ve minik tomurcuklar varken, bir gün bir bakıyorsun olgun olgun meyveler.. Halbuki karamsar düşünüp, o kadar suluyorum, gübreliyorum ama hiçbir şey olduğu yok diye düşünseydi çiftçi, vazgeçseydi ne geçerdi eline?
Sen çabalarından vazgeçme, budur seni sen yapan..
Diğer mevzuya gelince.. Ben erkek arkadaşının korkup, geçmişi kafasında ölçüp biçtiğini ve geçici kaçış için zemin hazırladığını düşünüyorum. Ona göre kendi mutluluğu esas olduğu için, sanki bir ürün alıyor da kafasına yatmayan en ufak bir sorunu bahane ediyor beyefendi. Şu an bahane ettiği en ufak bir sorun yüzünden evlenince mutlu olamayacağına veya pişman olacağına inanmış olabilir. Sanki her şey yolunda gidince evlilikte çok mutlu olacak.. Sorunsuz evlilik yoktur ve kadın eşya değildir. Kendince bir karar alıp korkunca yan çizen erkek tipi, üstelik başında evlenelim diye baskı yapan da yok. Zorluğa gelemeyen bir başka cesaretsiz erkek kısacası.
Haberiniz de yok diye biliyor üstelik, arkadaşınız size söylediğini söylemediyse ona.
Acaba evlilik teklifi edeceğini birilerine duyurduğu için, mahcup olmamak adına, onlara sizin suçlu olduğunuzu mu düşündürmeye çalışıyor? Vazgeçtim ama sebebim var demek için.. Kısacası evlilik korkusu.. Siz de onun ne kadar cesur olup olmadığını tartın böylece.