O doğum sonrası mutasyonunu ben de yaşadım dibine kadar, herhalde fitnessa gidip beslenmeme el atmasaydım, buradan obeziteye doğru bir yol vardı bana... Son aya kadar "Aman çatlamadım, iç çamaşırı hizasında bir iki minik çatlak, görünmez nasılsa" derken, o son ay ve üzerine narkoz şişliği... Diz kapağımın arkalarına kadar çatladım. Umarım rengi açılır. Yine çok takmıyorum da bunları, yüz önemli. Saklayamaz ki insan, iletişim kurduğun yer, tüm benliğin...
Evet, yorgun görünüm, tam olarak bu ifade doğru. İyi bir uyku almazsam zaten daha bir acayip oluyorum (Bugün gibi mesela, kafes dövüşünden çıkmış gibi bir tiple oturuyorum).
İnsan hep öyle kalırım sanıyor... Ah ya... Belki istediğim hayatı yaşadım, ama gerçekten istiyor muydum, ne istediğimi biliyor muydum, farkında mıydım bu kısım tartışılır benim de. Kadınlığımı bile yeni keşfediyorum desem inanır mısın? Bol kot pantolonlarla, uzun ve bol kabanlarla, belimin inceliğini göstermeyen tişörtlerle, spor ayakkabı ve sandaletlerle bir gençlikten geçtim. Şimdi, bacaklarım selülitlenmiş, belim kalınlaşmış ve göbek bağlamış halde, ah diyorum; ah giyseydim rengarenk elbiseler, apartman topuklar...
Giyilir yine ama eski ben nerede işte.
Yer çekimi, o konuya hiç girmesek

Çocuğuma sütümü koz olarak kullanmasam da, "Memelerimi feda ettim ben sana!" diyebilecek bir haldeyim. Dağ gibi vücudumdan, iki çığ düştü.