Howl'un Kitap Kulübü 🏰

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

zorlama canım kendini. Biz buradayız her zaman
 
Eylül ayı kitabına baktım.yorumlarini inceledim de alan oldu mu nasıl gidiyor
Almıştım ben birkaç ay önce, başlarım bugün sanırım. Çok beğenen ve çok akıcı diyenler var, akar gider gibi geliyor.
Ya iste bu cok zor. Hematoloji bolumunde calisiyorum. Hergun ölen insanlar veya bir til yaklasan insanlar arasindayim.
Etkiler mi beni bilmiyorum
Valla bana çok ağır geliyor öyle kitaplar. Saç Örgüsü'nde de onu yaşamıştım
 
Günaydınn ♥

Cemo / Kemal Bilbaşar

Etkinlik kitabımın ana konusu olarak cumhuriyetin ilk yıllarında doğu bölgesinde yaşayan halkın yaşam biçimi, dokusu ve düşünce yapıları ele alınmış. Aynı şekilde ağalık sistemini ve halkın önemli bir yüzdesinin buna en içte duyduğu müthiş güven ve annesinden dayak yiyen çocuğun yine anne diye ağlamasına benzer bir bağlılığın mevcut olduğunu da bize anlatıyor. Bunun temel sebepleri olarak hükümette eleştirilmiş fakat Kemal paşa müstesna.. Rüşvet alan, köylüyü insandan saymayan çürük devlet memurları eleştirilen. Kitapta ana karakterimiz Cemo, bir yerlinin kızı. Annesi ölen bu kızı babası oldukça güçlü, ketum ve hakkını savunan biri olarak yetiştirmiş. Cemo'nun yaşamını ve zorlukları gözlemliyoruz. Yazarı bakış açısı olarak hatalı bulduğum noktalar oldu fakat aramızda yaklaşık yüz yıl var.. Yıllar tam bir sebep değil ama yapı meseleside mühim. Cemo'nun kocası ona ihanet etmesine rağmen onu yiğit olarak adlandırarak sonlandırdı hikayesini. Doğuda bu normal imajıyla bunu lanse etti yazar. Siyasi noktalar ağırlıklı ele alındığı için bu durum patlamamış kitapta...
Fakat anlıyoruz ki yerli halk cumhuriyetin ilk yıllarında aşiretlere karşı gerekli duruşu gösterseydi, aşiretler bugün hala bu kadar güçlü olmazdı. Mustafa Kemal paşa halka toprak veriyor, Ziraat bankasından kredi veriyor, fakat halkın önemli bir kısmı biz ağasız yapamayız diyor, yani zihniyet bu olunca devlet ne yapsın diyor insan içinden.. Duygu yüklü bir kitaptı açıkçası.. Anadolu'nun dokusunu görmenin güzel bir yoluydu eseri okumak.
 
Ya iste bu cok zor. Hematoloji bolumunde calisiyorum. Hergun ölen insanlar veya bir til yaklasan insanlar arasindayim.
Etkiler mi beni bilmiyorum


Ortak kitabın yorumlarına bakın bence siz. Öyle başlayın okumaya
 

Sakın yanlış anlama dediğimi lütfen benden küçüksündür abla gibi yazıyorum şu süreçte kendini okumaya zorlama. Sevdiğin şeyler iyi gelir düşüncesiyle yapmak istiyorsun belki kafan dağılır diye ama o zaman bu zaman değil.
Aynısını ben de yaptım olmadı.

Yas sürecindesin henüz kabullenmek bile zor herkesin yaşadığı şey farklı olur ama bazı acılar ortak.
Acıyı yaşaman lazım bastırmaya çalışma.

İçinden yazmak gelirse yaz kendini yanlız hissetme seni anlayabilcek çok insan var burada
 
Ben de C Calcifer gibi bu ay Talebe kitabını okudum. Calci zaten kitabın konusunu çok güzel özetlemiş üstüne yazabileceğim bişey yok. Onun yerine kitabın bende yarattığı hissiyatı paylaşmak istiyorum.
Bu kitabı okumaya başlamadan önce Mormon tarikatlarını duymuştum ama yeterli bir bilgim yoktu. O yüzden kitaptaki bazı bölümler bana çok şaşırtıcı geldi. İnsanların tepkileri ve olaylara bakış açıları hayret vericiydi.
Kitap nasıl okunuyor derseniz bence okuması çok kolay değil. Psikolojik olarak yorucu. Özellikle eğitim ,sağlık ve devlet olanakları gibi her şeye çok rahat ulaşabildiğimiz bir zamanda insanların bu kadar baskılanması yordu. Bir de kitap bende çok merak uyandırmadı. Sanırım Tara’nın bakış açısından okumak zordu.
Ama sonu umut dolu bir kitap. İçinde büyüdüğü aileye rağmen bir kadının istediği zaman neler yapabileceğinin güzel bir örneği.
Okuyan başka arkadaşlarım olursa uzun uzun konuşmak isterim kitap hakkında.
Puanım 7
 
SİYAH İNCİ
Bir atın ağzından hayat hikayesini dinlediğimiz bir kitap nerdeyse yazarı unutup kitabı yaşadıklarını tüm hissiyatıyla yazanın bir at olduğunu düşündürüyor hatta o hisler geçiyor sabit Mengene denen şeyin kendi boğazımı tırmalayıp başımı dik tutmak için nefes almanın ne kadar zorlaşacağını hissettim yazarın anlatışı ile. gelişme bölümü biraz beni sıksa da genel olarak güzel bir kitaptı.
 
Canan-Peyami Safa

Kitaba ismini veren Canan adlı karakterimiz güzelliğini kullanarak erkekleri parmağında oynatan bir kadın.

Diğer ana karakterimiz ise Lami. Kendisi evli ancak karısıyla yaşadığı sakin, durağan hayat onu sıkıyor. Karısını terk edip Canan ile evleniyor. Lami burada anadolu yaşamını terk edip batılılaşma adı altında batılılaşalım derken yozlaşan insan grubunun içine dalıyor. Her türlü ahlaksızlık var. En yakın arkadaşının karısına göz dikme, herkesin herkesi aldattığı, kadınlara kocan seni aldatıyorsa sende onu aldat tavsiyelerinin verildiği bir toplum haline gelinmiş.

Sonunda Lami Canan’ın onu birçok erkekle para uğruna aldattığını öğreniyor. Ve eski karısına gidiyor.

Kitapla ilgili yorumumsa; karısı bence Lami’yi affetmemeliydi. Kendisini ve ailesini mahvetti. Herkesi rezil bir duruma düşürdü. Gururlu olmalıydı ve Lami’yi kabul etmemeliydi. Onu tekrardan kabul etmesi beni hayal kırıklığına uğrattı.

Birde Lami’nin Canan’ın herkese mavi boncuk dağıttığını görmemesi, bir çok kez şüphelenmesine, herkesin onu uyarmasına rağmen hala saf gibi kadının çoraplarına kadar giydirmesi beni benden aldı Bir güzellik bu kadar kör etmemeliydi gözünü ya. Çok abartılı olmuş diyeceğim ama eminim böyle erkekler gerçek hayatta da vardır.

Kitaba puanım iseee 8 diyeyim. Dönemi güzel yansıtmış. Dili akıcı. Keyifli bir kitaptı.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…