Huzuru anlatın bana

Bana sebep, kabullenmekten çok kişisel alan kavramina verilen önemin saplanti boyutunda olmasi gibi geliyor. Böyle bir saplantısı olan kişiler anlattigi zaman da duygularını değil olayları anlatmayi tercih eder. Anlaşılmayı dilerken bile anlaşılmaktan, daha doğrusu tamamiyle kesfedilmekten korkmak bir nevi.
 
Tamam bazıları yazarken çok fazla yazım hatası yapıyor.noktalama işareti kullanmıyor.hatta kelimeleri yanlış telaffuz edenlere çok kızıyorum ama sizinki biraz abartı gibi yani herhangi bir foruma yazarken bu kadar özenmek .sanki çok özel birine mektup yazar gibi.galiba sizde mükemmeliyetçilik var.ve bu yüzden mutsuzsunuz.
 
Ergenlik dönemime girmemle birlikte anlamsız iç sıkıntılarım, tarif edemediğim, kelimelerle anlatamadıgım duygularımla boğuştum. Yaş ilerledikçe arttı. Hiç psikoloğa gitmedim. Hep kaçış yolları aradım. Kendimden kaçmaya çaliştim. Uzun yıllarımı aldı bu durum. İki kez çok ağırlaştı durumum, ağır depresyon geçirip intiharı çok düşündüm. Yeryüzündeki hiçbir psikologun bana iyi gelmeyeceğini biliyordum, anlamsız buluyordum tüm bunları. Şu an 32 yaşındayım. 29'umdan beri süt gibiyim. İnanılmaz bir iç huzurum var ve kolay kolay bozulmayacağından eminim. Çözümüm şuydu; derin ve çok karmaşık bir insandım, kendimden korkuyordum adeta ve kendimden kaçmayı bırakıp iyice gömüldüm içime. İnsanın kendini tanımasına bir ömür de yetmez ya.. Neyse.. Ben kendimi edebiyata sanata adayınca 'yaşayabilir' hale geldim. Deli gibi kitap okurum. Deli gibi şiir okurum. Günlük tutar çok güzel yazılar yazarım. Bir de kendim gibi bir adam buldum. İşimiz gücümüz okumak ve yazmak. Öyle yani. İçinizde 'benimle daha yakından ilgilen' diyen bir şey var işte. Ona yönelmek ona ses vermek lazım.
 

Iyi de gangsta senin durumunda yasadiklarin cok normal.Yine atlatman gereken ataklardan biri.Her zaman güclü olmak güclü görünmek insani cok yarar.Bir sekilde kendine bir hafta izin verip zayif olmanin keyfini cikar.Sonra yine toparlanirsin.
 
Kısa yazacağım çözümü bilmiyorum
Çünkü aynen böyle hissediyorum
Bazen tam kalbinin üzerine çok ağır bir şey oturmuş gibi hissediyorum
Derdin ne diye soran olursa verilecek bir cevap yok
Her şey içice geçmiş gibi

Ama size şunu söyleyebilirim psikolog randevusundan kaçma isteğiniz sorunun çözümünün en zor kısmına geldiğinizi gösteriyor gibi
Yada hayatın değişmesini istiyorsunuz
 

Kırmızıladığım kısmı söylüyorlar; affetmek. Ve evet bazı şeyler hiçbir şartta hiçkimseye anlatılmamalı gibi bi savunma mekanizmam var, kıramadım bir türlü. Psikologun kendisi de "İyileşmeyi isteyip istemediğini iyice düşün" dedi bugün; yine randevulaşıp çıktım, "Ağla, kendini hemen o duygudan çıkarıyorsun ağlamamak için" diyor, kendi kendimi sıkıyorum istemsizce, bilmiyorum. Evet, rahatsızlık duyuyorum; bugün bunu daha net hissettim; gerildim yine, daha fazla gerildim ve konuşasım gelmedi o an.


Pişmanlık olarak düşününce var ama "Şunu yaptım da pişmanım ah keşke öyle yapmasaydım" gibi bir eylem değil Apokalipto, "Ben niye kendime bu eziyeti yaptım, niye böyle düşündüm de bu hale getirdim" şeklinde düşünce pişmanlıkları oluyor sadece ama takılmıyorum, sürekli aklımı kurcalayan şeyler değiller... Tam anlatamadım galiba. :/ Ama anlatmadığım çok şey var evet.


Evet, hayatı kaçırıyorum ve bu düzene kendimi kaptırmak üzere gibi hissediyorum, belki de kaptırdım.
2 sene kadar önce bu kadar değildi; zaman geçtikçe geç kaldığım hissinden geçip ne varsa sıra ile bıraktığım bir yere girdim.
Beni anlık iyi hissettiren şeylerin sayısı git gide azaldı. Kendimi kandırmam zorlaşıyor belki de.
Ben bu hale çok alıştım.. Kendimi es geçmeye çok alıştım.
 

Karakterimi değiştirmem gerekiyor Damdan, bu dediklerini yapabilmem için.

sergi noldu Yokuspokus ? buralarda yokken oldu ve bitti mi? :) ona heyecanlıydın ve iyi gelmişti sanki sana?

Tarihi ileri attık (Yine), yaptıklarım yetersiz.
Heyecanım anlık var, yok. Öyle..


Ben de girmem.
Hapımızı alıyoruz,rahatlıyoruz
Yallah psikiyatriste

Günlük üç farklı hap alıyorum şu an, rahatlıyor muyum? No. Ama hobi olarak yine de alıyorum. :)
 

Teşekkür ederim hakkımdaki güzel düşüncelerin ve iltifatların için.
"Kendini bırak" uyarılarıyla bir gün daha bitirdim psikologda. Belki daha zamanı var bilmiyorum.


Est. Mune Müdürüm, yorumları değerli bir kadınsın; konuma yazmanı da isterdim, iyi ki yazmışsın.
Mükemmeliyetçi ve tezcanlı biriyim Mune. Kendimi bildim bileli bu iki huyum kendime eziyet seviyesinde oldu, inkar edemem. Ama bunu öğrendim ben, annemden; bununla büyüdüm "Düşmeyen gard, her şey yolunda imajı, en iyisini ve her zaman daha da iyisini yapmak" ...

Bazı şeyler anlatılmıyor Mune, hiçbir zaman dile gelmiyor, gelecek gibiyken "Boşver" deniyor.
Önümde yemek var, zorla yiyorum, şu an yazarken bir yandan kendimi zorlaya zorlaya yiyorum. Bugünkü ilk öğünüm bu. İştahımın açılması için haplar alıyorum. Tat almıyorum gerçek manada.

Yarın kurs sonrası deniz kenarına gidip dalgaları dinleyeyim bari. Kendimi kötü hissettiğimde deniz kenarına inerdim. Unutmuşum. O iyi geliyordu biraz.
 
Ben sizin gibi boyle net anlatamam ama tamamen ayniyiz. Psikologuma gitmeyi 5 aydır bıraktım. Dedikleri sacma gelmeye başladı ilaç icip kendimi uyusturayim dedim ama bedenimi seviyorum ve ilac içmeyi sevmiyorum .Sonuc isten ayrıldım sevgilimden ayrıldım cok gerek olmadıkça disari cikmiyorum. Mümkünse hicbisey yapmadan odamda yatıyorum. Birgün gecermi düzelir mıyım bilmiyorum. Umrumda da degil. Kendimi duzeltmeye calistikca dibe batiyorum en iyisi hareketsiz kalıp su yuzeyinde süzülmek
 

İstediğim nokta ressam/resim öğretmeni olmaktı, ben ise annemin istediği bölümü onun istediği şehirde okuyup bitirdim. Kariyer yolu açıkken ve işimde yükseliyorken ressamlık hayalim için istifa verdim; mesleğim saygın mıydı? Evet, oldukça saygındı ve umurumda olmadı. Pro üyeliği, buradaki bir muhabbet esnasında keşfedip okudum ve bağış işi olduğunu görünce almak istedim. Farklı cümle kurma çabam, imla noktalama iyi olsun derdim vb. yok, bu sadece 16 yıl boyunca klasik yazılıya alışmış birinin, anlatımdan-imladan not kıran ve Türkçe'ye önem veren hocalarının eseri, benim değil.

Gelmek istediğim noktanın önünde dikilmiş bekliyorum sadece. Sorunlardan biri de bu ve anlatmam günler alabilir; Arap saçı oldum bu konuda da.
Teşekkür ederim iltifatlarınız için ama x kişilerden ilgi toplamak, isteyeceğim son şeylerden biri çünkü bana bi faydası olmadığı gibi rahatsız da olurum bir noktadan sonra. Çocuklu hayat hepimiz için yıpratıcı, onun da etkisi olabilir, soyut çorbanın tuzu biberi...


Kendimi severim ben, bilmiyorum; seviyorum mu zannediyorum acaba...
Ama kendimi beğenmem kolay kolay, şartlara bağlıdır.
Gittim de işte bugün de uyarılar ile geçti bir seans ve iyileşmek isteyip istemediğimi düşünecekmişim diğer seansa kadar.
Hayırlısı..
 
Sanırım bir zamanin var ve o zaman bu zaman değil tamamen ozgurlesmek için, o yüzden kapatiyorsun kendini...

Sorunların üzerini kapatıyorsun iyiymiş gibi olup sonra tekrar gün yüzüne çıkınca yine o bıraktığın noktada buluyorsun kendini. .

Bir Cam düşün bugulandi, yazı yazdın buğu gitti sorun yok gibi ...ama tekrar bugulandiginda yine aynı yazı karşına çıkacak. Sorunların kökenine inmezsen yine aynı şeyleri tekrar edeceksin.

Fırsat varken acsan sınırsızca kendini ...ne olabilir sonunda? Çok mu canın yanar? bırak yansın tekrar ettikçe yaşadıklarını, her ne ise bir iki seans sonra o duruma duyarsizlastigini, eskisi gibi canını yakmadigini göreceksin kendimden biliyorum. .. Yüzleşmek lazım ... kaçar ertelersen kurtalamayacaksin bu döngüden. Yokuspokus
 


iki senedir artik kendini ikna edemiyosun çünkü artik hersey ustunu ortmek icin fazla kalabalik

halinin altina süpürdügün hersey dag olmus hali kapatamiyo sagindan solundan fiskiriyo

itelemeye calistikca tozun pisligin uzerine daha cok yapistigini goruyosun o yuzden o haliyi ve altina supurdugun herseyi biraktin inzivaya cekildin. yuruyus yapmazsın çünkü bu halinin altindan cikanlari sokmaya calismak, yeni gelen seyleri sigdiramamak. o zaman ne yapiyosun haliyi ve altindakileri orda oldugunu bile bile yok saymaya calisarak hareketsiz duruyosun. sanki bataklikta cirpindikca daha cok batarsin mottosu gibi


mesela heyecanlar degisir hayatta, bakis acisi değişir, zaman değişir.... sen de degisirsin direnirsen yenilirsin. anneme ilk kez tarlalardan cicek toplayip verdigimi hatirliyorum. sanki kalbim yerinden cikacak gibi hizla carpiyodu. o anki heyecanimi anlatamam. su an binlerce liralik hediye alsam kalbim oyle carpmaz biliyorum.

eskiden aileme karsi olan sorumluluklarim yaptiklarim fedakarliklarim normaldi, olmasi gerekendi. buyudukce boyle olmadigini farkettim ama kendimi kandirmaya devam ettim. muzik dinledim uyudum bulmaca cozdum kitap okudum kendimi ikna ettim. halinin altina ittim yani. ama biraz daha buyudum ben de anne oldum. o zaman anladim ki yaptiklari yasattiklari yanlis bile olsa ailem. sirt ceviremem terk edemem yargilayamam oyle kabul etmem gerekir ettim de. ama artik kendimi bana her yapılana haklilik payi bulup benden calinanlari normal karsilayacak kadar sabrim yoktu. kabullenebildigim zamanlarda sorun yok kabullenme sorunu yasamaya başladığımdan itibaren onlari vicdanen aklama gayretine girmedim. artik yapmiyorum. annem de boyle diyorum sadece, haksizlik yaptığında ama diye aklamak yerine yuzlesiyorum. bunu yapmaktan korkarsam bana yuk oluyo çünkü. halimin alti kabul etmiyo. ordan cikan tek bi toz tanesi bana halinin altindaki herseyi tek tek hatirlatiyo.

onu temizlemek icin baharin gelmesini beklemiyorum bi cirpida temizlemek icin gucum de yok. yeri geldikce biseyler firladikca yuzlesiyorum ya da haksizdi deyip kabulleniyorum. vicdanima karsi kimseyi masumlastirmiyorum.

gansta halindan cikip sana yapisan tek toz tanesi bile artik sana fazla. temizleme zamanin gelmis. biliyorsun. sirf kabul etmemek icin ne iceri itiyosun ne cekip temizliyosun. koltuga oturmus o hali orda hic olmadi alti zaten bombos diyosun. olmayan seyler nasil fiskirir ki diyosun

ama biliyoruz biliyosun herseyi
 

Özenmiyorum, bu benim her zamanki yazı biçimim, otomatik yani. Whtsppta yazışıyor olsak da aynı imla-noktalama ve yazım ile karşılaşırsınız, market listesi yaptığım kağıtta da.


Şiir okumayı severdim, yazardım da; bıraktım uzun zamandır ne okuyorum ne yazıyorum. Elimde bir tek resim yapmak kaldı. Buradaki profilime kadar her yeri şiirlerle doldurdum. Hakkımda kısmı Orhan Veli, imza kısmı Nefi...
Ben yavaş yavaş geri çekiliyorum sanattan. Bunda belki de -kendim gibi bir adam bulamamanın- etkisi vardır.
Şiir seven birine özelden kendi şiirlerimden birini naçizane göndermeyi isterim. Çevremde şiir seven insan yok, yazdıklarım pcde yer işgal ediyor sadece, bari birkaçını anlayacak birileri daha okusun.


Atak dönemimde değilim, daha erken; aksine en rahat olmam gereken zamanlardan birindeyim döngüm içinde ama bir türlü o rahatlama gelmediği gibi, sıkıntı artıyor. Bu huzursuzluğun kaynağı o değil, eminim çünkü ayırt edebiliyorum. :/
 
2 yıl kadar bir süre panik atak ve depresyonla boğuştum, son 1 yılı ilaçlarla geçti. Araba kullanirken bile bayıldığım zamanlar oldu. Bu 4 yıl önce başladı. En sonunda ilaçları yavaş yavaş bırakma ve kendime gelme sebeplerim:

1. Sorunları göz ardi etmek yerine uzun süredir çabaladığımı, bir işe yaramadığını kabul ettim. Bunu fark ettiğim anda hayatımdaki ruh emiciye güle güle dedim. Bankada param ve bir saglam isim olmadan maceraya atildim tek basima.

2. Saglam is buldum. Bir süre ergen gibi arkadaşlarla dışarda vakit geçirdim, 1 ay sonra biraz pahalı gelmeye başladı, kendimi işe verdim.

3. Yavas yavas hayatimdaki daha kucuk sorunlari sakince ele aldim, mutlu olmaya karar verdim. Acelesiz, yavasca kucuk kucuk sorunlari duzelttim. Kenara 10 lira koyabilmek bir hedef oldu mesela. Her seferinde, her durumda inanmasam da gülümsedim.

4. 1 yil sonrasinda kendimi bir cok problemden arindirarak tamamen kendime yoneldim. Son 3 aydir haftada 5-6 gun ağırlık kaldiriyorum ve yuzuyorum. Endorfin guzel sey. Bu arada okuyorum ve haftanin her gunu çalışıyorum.

5. Bundan sonra hayatima giren her probleme sakince yaklasip bazi seyleri zamana birakmam gerektigini, bazi seyleri ise geciktirmeden cozmem gerektigini hatirlayip o agirligi kaldirmaya, kulaci atmaya devam ediyorum.

Zaman her şeyin ilaci evet. Ama o zamani nasil kullanacağınıza da sizin karar vermeniz gerekiyor.
 
Bugün birbirini tanımayan iki farklı arkadaşımla konuştum. Evli, çocuklu dışardan bakıldığında herhangi bir problemi görünmeyen bizim gibi birileri işte. İkisi de bu ara hiçbirşey yapmak istemediklerini sürekli yatmak ve hiçbirseyden mutlu olmadıklarını söylediler. Aklıma sen geldin. Ülkenin şebeke suyuna birsey mi karıştırıyorlar ne :/
Ben de çok farklı sayılmam sürekli aklımda lohusalığım ve sonrasında kv nin yaptıkları...
İlgilenmem gereken 14 aylık bir bebek olmasa başım kalkmaz o derece.
Yaz gelse şu ölü toprağı kalkacak üstümüzden, dur bakalım az kaldı
 
Şiir seven birine özelden kendi şiirlerimden birini naçizane göndermeyi isterim. Çevremde şiir seven insan yok, yazdıklarım pcde yer işgal ediyor sadece, bari birkaçını anlayacak birileri daha okusun.
Ben istiyorum :) Özelden gönderir misin bana?


kendim gibi bir adam bulamamanın- etkisi vardır
Ve evet şu yazdığın kısım var ya nasıl etkiledi beni bir bilsen ah ... çocukluğumdan beri müzik her şeyim benim ancak gidemedigim bir Konservatuar var ailemin göndermedigi.... içimin ta içinde canımı acıtan.. 34 yaşında hala içimde ki yaradır.
Ve bu süreçte o adam dediğinden bir tane de ben de var beni anlamayan.

Ne yapacağın özel yetenek sınavına gireceğim belki ilerde bir müzik okulu açarım öğrenci yetistiririm kim bilir.

Peki tekrar sınava girsen nasıl olur özel yetenek sınavı resim öğretmenliği istediğin bu değil mi?

Bi şiir kitabı çıkar roman yaz... neden yaşadiklarini dökmuyorsun...belki bunca yaşadığın şeyler boşuna değil...bunlardan besleniyorsundur ve farkında degilsindir .sanatçı ruhlu Yokuspokus
 
Cevap verdiğiniz elestirilere tam olarak katilmamakla birlikte haklılık payı buluyorum. Biraz kürsüden konuşma havası ben de seziyorum. İstenilen tepkiyi yaratma kaygısıyla topluluğa hitap eder gibi. Bazı konularda denk geldigim iddialı yorumlarınızı alintilayacak oluyorum bazen. Yalın haldeki sizle o konuyu zevkle tartisabilecegime inanıyorum. Fakat sonra vazgeciyorum alintilamaktan. Hani ortaokulda munazara konulu derste iki grup olurdu, birisi sütün siyah olduğunu, birisi beyaz olduğunu savunurdu klasik. Daha bir kaç gün önce sizi sütün siyah olduğunu savunan ve diğerlerini buna inandiran ama karşı argümanlarla da şüpheye düşüp yine de inatla siyah demeye devam eden o grubun sözcüsü olarak hayal ettim :) Sınıfta kimse olmasa sütün beyazligi hakkında konuşmak gerçekten zevkli olurdu.

Cevabınızı da ozellikle yazım noktalama kısmı için alintiladim. Ben imlaya dikkat ettiginiz için Türkçe ogretmeninizi sucladiginizi zannetmiyorum. İmlaya dikkat etmeyi olumsuz algiladiginizi da zannetmiyorum. Aldığınız elestiride gerçekten haklı noktalar bulup üyeyi tehdit algiladiniz ve her bir elestirisini öyle olmadigini savunarak alt etmeyi amacladiniz. Önünüze cektiginiz perdenin şeffaf bir kısmından sizi gören biri olduğunu anlamanın telasiyla Türkceyi düzgün yazmanın, imlaya dikkat etmenin gayet de güzel bir şey oldugunu atlayıp sadece karşı görüşle savunmayi sectiniz. Çünkü siz zayıf ve elestirilebilir olmamalisiniz.

Tabi her eleştiri bir degildir. Kimisi entelektüel kategoridedir kimisi daha ilkel. İlkini hepimiz sevgiyle kucaklariz. Ama ben eminim az ya da çok her birimizin hakettigi çok ilkel elestiriler de var. Her ne kadar haketsem de ilkel olanları duymak beni de rahatsız eder, etmeli. Ama bunlari kabul etmek de çok erdemli bir hareket olur. Mukemmellige mükemmellik katar üstelik :)

Saldırgan bir tavırla değil, kendisine ulaşmak isteyen farkındalık sahibi bir insana şeffaf yaklasmanin faydalı olabileceği dusuncesiyle samimiyetle yazıyorum.
 
Ben de bu aralar bunalımdayım. Ama kendim yapamasam bile size söyleyeyim. Etrafındaki şeyleri kontrol edemezsin o yüzden kendini kötü hissetmek zorundaymışsın gibi düşünme
 

Son iki senedir taşıyor, arttıkça taşıyor sanki. Annemlere geçtim şimdilik birazdan çıkacağım, annemdeyim çünkü nasıl olduğunu görmem lazım fizyoterapi alıyor belini incitti. Nasıl olduklarına bakmalı emin olmalıyım gibi.. Seansı soruyorlar merakla, iyiydi dedim geçtim mesela. Kötüydü, olmuyor desem ne olacak modundayım.

Anlattığın şeyler çorbadaki şeyler.. Doğru diyorsun.


Dediklerinin çoğunu dönem dönem yaptım-yapıyorum. Teşhisli 12 yıllık bipolar hastasıyım ve yıkılmadım. Kimi zaman kendini okb olarak gösterir, kimi zaman panik, kimi zaman paranoya vb. Sürekli dönüşen bir türü yaşıyorum. 3-4 gün yemek yemediğim (Yemek yemeyi unuttuğum) , 6-7 gün uyumadığım (Hastanede kendime geldiğim) zamanlar oldu ve hiçbirinde oturup pes etmedim.

Saatli bir hayat kurdum kendime, içgörü geliştirdim. Yani ben de uzun bir yoldan yürüdüm geldim.
Ama şu anki durum, bunlarla ilintili değil, eminim. Şu anki hal, spora git iyi gelecek hali gibi bir şey değil bir birikim var ve temizlik istiyor kk birinci noteri ın dediği gibi.
Tek başınalık hissi çoğaldı vs.
Bunu açıklamak ve anlamlandırmak cidden güç. Bu kadar uğraşın sonucunun daha sağlam bir yere çıkıyor olması gerekirdi. Farklı bir kısır döngüye daha değil.


Eve geçer geçmez göndereyim, daha bir saati bulur eve çıkmam, oğlanın keyfi yok onu akşam gezmesine çıkaracağım annemlerden çıkıp. Bana sıra gelmedi daha... :/


Denk gelip alıntılayabilirsin konuşuruz öyle münazara havası alma benden, yazı dili duygudan arı olduğu için sert görünüyor olabilir ama öyle biri değilim. Anlaşmak üzere yazan biriyim, taraf değilim. Az önceki cevap yorumum da saldırgan algılayıp verdiğim fevri bir cevap değil aksine zan olarak söylenilenlerin "Hayır o öyle değil, şöyle" açıklaması.
Hala bir tahmin üzerinden gidiyorsunuz.
Bi konum vardı, eve geçince aratıp göstereyim, eleştiri ötesine varan yorumlara verdiğim cevapları tek tek okursanız o konu içindeki, demek istediğim daha net anlaşılacak.
 

Hatta bulmuşken ekleyeyim
https://www.kadinlarkulubu.com/forum/threads/o-gemi-gelecek-mi-ismail-abi.1023232/
25 sayfalık bir konu ama objektif kalarak okursanız, saldırgan yorum nedir-açıklama yapmak-eleştiriye açıklık nasıl bir şey vb. , bana dair olanı biraz daha iyi görebilirsiniz.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…