- 7 Kasım 2016
- 237
- 454
- 53
- Konu Sahibi Yokuspokus
-
- #101
Cok begendim, farkindaligi yuksek insanlarin derin dusunceleri zamanla depresif bir hal aliyor. Uzun vade de agir bir depresyon dongusu.Surekli sorgulama hali bitiriyor insani. Bir de gorunurde guzel bir yasami olan insanlarin depresyona girmeye hakki yokmus gibi davraniliyor toplumumuzda tam bir linc sebebi. Halbuki bunun sükürsüzlükle ilgisi yok ki.Simariklik da degil. Ama gelde anlat bunu, yada zaten anlamayacaklar bosver anlatma!
tam derdini tanimlayabilsen baskasina ihtiyacin kalmayacak zaten de,
derdini tam tanimlayamiyorsun,
o yuzden ben devam etmeni oneririm,
bu yollardan ilk gecen sen degilsin,
neden tekerlegi yeniden kesfedesin ki.
elbette insan kendi yolculugunu kendisi yapacak,
ama neden baskalarinin tecrubelerinden faydalanmasin ki,
budizm,
meditasyon,
minimalizm,
pozitif dusunce
uzerine okuyorum ben de bu aralar bolca.
bana cok cok iyi geldi, hic dusunmedigim sekilde hem de.
ben de cocuklardan sonra hayattaki amacimi kaybetmis gibi hissettim bir donem,
su an daha odaklanabiliyorum bugune.
daha yolum var biliyorum ama pozitifim bolca ve huzurluyum.
baska konuda daha yazdim bir arkadasa,
huzuru hic bulmamis kisilerin hayata bakisi farkli oluyor,
ben cok huzurlu bir cocukluk donemi gecirdigim icin belki kaybolmuslugum uzun surmedi, aradigim seyi biliyordum,
senin durumundaki arkadaslar sanki aradiklari ne onu da bilmiyorlarmis gibi geliyor okurken bana.
bana gore huzur, bir salincakta oturup zamana takilmadan derin dusuncelere dalip uzun uzun sallanmaktir,
guzel bir kitaba baslayip bitirene kadar yemeden icmeden kesilmektir,
...
cocuklu hayatta bunlar mumkun degil iste, o yuzden meditasyon deniyorum (cok cok yeniyim, uzun donemde nasil olacak bilemiyorum)
Yokuspokus öncelikle ben seni çok iyi anladım çünkü bende senin gibiyim:) Kova burcu ya da çok zeki bir kadınsın, çok mantıklısın ve hayatı çözdüğün için sana boş geliyor her şey:) İnsanların ne halt olduğunu biliyorsun, aman bununla mı uğraşacağım diyorsun...Ben de bunu yaşıyorum ve halen atlatamadım. Hatta insanlarla bağlantımı kesiyorum diye eşimle kavga ettik, kendi içimde öyle mutlu depresif monotonum ki...
Şimdi şu var, gerçek şu ki evet her şey sende bitiyor, istersen her gün git psikoloğa, ruh koçuna carta curta, çözüm sende. Sen istemedikçe kimse sana bir şey yapamaz, değiştiremez. Bunun gayet de farkındasın ve bu yüzden gitmek istemiyorsun zaten:) Herkes değişime her an hazır değildir, bu konuyla ilgili dünyada bestseller olmuş bir kişinin kitabını okuyorum şu an (Louise Hay), 40 lı yaşlarımda başladım değişime çünkü öncesinde hazır değildim diyor:) Hz. Muhammet e peygamberlik 40 yaşında gelmiştir. 40 örnek tabi ki, herkesin zamanı farklı yani. Kendini zorlama, ama değişmek istiyorsan hazır olduğunda anlarsın zaten. Ben değişimi maneviyatı güçlendirerek yapmaya çalışıyorum, yol katettiğime de inanıyorum.
Ikinci uyelik alinip yapilabilir.. Ben de hep ikinci uyelik alip cok sey yazmayi düşünürüm ama o üyeliği almaya üşenir vazgecerim..
Huzur nasil yasamak istiyorsan o sekilde yadayabilmek sanirim , yani benim icin tarifi bu
Mesela buraya geldigimden beri cok cok huzurluyum
Ne yapiyorsun dersen aslinda hicbirsey yapmiyorum , sabah istedigim saatte kalkiyorum ( mila izin verdigi surece )
Kalktigimda koca kisisi kahve yapmis oluyor , balkona cikip bahceyi seyrederek kahvemi iciyorum
Sonra kahvalti hazirliyorum , ailecek kakara kikiri kavga dovus kahvalti yapiyoruz
Sonra esim ne yapicaz bugun diyor , kafamda bi plan yapiyorum , suraya gidelim kahve icelim, obur tarafa gidip dukkan icin su isleri halledelim vs vs
Cikip dolasip geliyoruz eve mutfaga giriyoruz esimle yemegi hazirliyoruz , yine ailecek yiyoruz , sonra takiliyoruz ben biraz dukkanla ilgili calisiyorum , biraz dizi keyfi , biraz cocuklarla sohbet oyun vs ve yatiyoruz
Yani baktiginda hayatimin en tembel , en verimsiz donemindeyim , sabah kostur kostur ise gitmiyorum , arkadaslarim yok , ilgilenmem gereken ailenin diger uyeleri yok vs vs
Ama o kadar huzurluyum ki , demek ki istedigim buymus diyorum, cekirdek ailemle boyle basit ve sade bir yasam
Demek istedigim su , sen nasil yasamak istiyorsun? Sanirim o istedigin hayata sahip olunca huzuru bulacaksin benim gibi
ne zaman bir yerde bir yorumunuzu görsem o kadar beğeniyorum ki hemen ss alıp aklıma geldikçe bakıp bakıp gülümseyerek okuyorum; kendinize lütfen hak ettiğiniz değeri verin, bunu söylemeye geldim
bana cok tuhaf geliyor boyle seyler burda yazdiklarinizdan yola cikarak soyluyorum ki bence ortada buyuk bi dert yoksa neden bu sikinti.hayatinizda genel ruh haliniz mi boyle bazi insanlar dogustan melankolik en ufak durumda mahvoldum bittim modunda olurlar.sizde oyle misiniz yoksa donemlik bisey mi bu?benim hayatimda asla degistiremeyecegim sorunlarim var ama cok mutlu olmasamda huzurluyum.kafama hic birsey takmiyorum maximum biseye en fazla bi gun uzulurum.diger gunlerimi asla heba etmem sizin derdinizi bilmedigim icin yorum yapamiyorum
Olmuyor işte o. Yani ben yaşadıklarımı, ikinci üyelik aldığım adminlerin dahi bilmesini istemem. Onlar bilirse dahi yazamam. O yüzden belki gangsta da yazamaz.
gangsta diyebilirim di mi sana?
bak bizim gibi kadınlar mutlu olamaz.iç huzurumuz yok bizim.nerdeyse 3 aydır diplerdeyim,hani ,çırpındıkça da batıyorum gibi.
kursu astım gitmiyorum.psikiyatır randevularımı sürekli erteliyorum.ilaçlara devam ediyorum.
hani atölye açmıştık ya,işler kötü gidiyor.yanlış anlama maddi yönden değil,zaten maddi beklenti için açmamıştık ama
2 arkadaş anlaşmazlığa düştü,atölye de gerginlik var.ayaklarım gitmiyor.
göğsümün üstünde oturan boğa 3 aydır yerinden kıpırdamıyor.3 aydır elime aldığım her tuvali bozuyor,tekrar tekrar yapıyorum.birşeye de benzemiyor.arkadaşlar seri üretime geçti,ortada bitmiş bir tablom yok.fırçalar,boyalar bana bakıyor ,ben onlara.
sergi açıldı bizim orada başka sanatçıların,senin eserin de olmalıydı bence.özellikle mor saçlı kızını .çok beğendim.eser sahiplerinin çoğu gelmedi tablolarını gönderdi.sen de gönderebilirdin.kendime faydam yok ama sana yardımcı olmak isterim.
sergiyi düzenleyen bayanla tanıştım,izin verirsen tablolarını gösteririrm instadan ,beğenirse,senin eserlerini de sergileyebilir.birşeyler yapmanın vakti gelmiş.daha gençsin,o güç sen de var.
Her şeyi çok çok çok düşünüyorsun..
Kafandaki her sorunun cevabını bulmak zorunda mısın?
Yaşa işte..
Anı yaşamak dedikleri de bu.
Sürekli öyle miydi? böyle miydi? bu niye böyle? ben neden böyleyim? o niye böyle??
Ay yazarken beni afakanlar bastı.
Yorulmuyor musun? Yorulduğun kesin de bir sıyrılıp çıkmıyorsun şu ruh halinden..
Ya senin olayı boşluktan gibi geliyor bana. Ya sergi dukkan vs isine gir yada bir işe başla eş dost arkadas ortamini genislet. Hayat buYokuspokus cokta birsey beklemenek gerekiyor. Hayat tam olarak bu. Iyisiyle kötüsüyle.
Sen sanki ruh hali hep depresif bir insan gibisin.
Statü ,saygınlık insanın yaptığı meslek ile öne çıkıyor .Siz mükemmeliyetçi bi insan olarak gelmek istediğiniz noktayı yakalayamamışsınız .Resim vb uğraşlarla bi nebze kendinizi kanıtlama rahatlama çabasına girmişsiniz ama bunalr da tatmin ediyor sizi belki yeteneğiniz vs olabilir ama ruhunuzu tam kapatmıyor .Merhaba hanımlar, nasılsınız; nasıl gidiyor hayat?
Ben her zamanki gibi... Yani kendi içinde yalnız, kararsız ve huzursuz.
Uzun yazacağım baştan söyleyeyim; çünkü canım öyle istiyor.
Bugün psikoloji mezunu bir yaşam koçu ve asistanı ile 3. seansıma gitmek üzereyken ertelettim ve kafam karışık.
İki kişi ilgileniyorlar benle; sağ olsunlar kendilerince dil döküyorlar ama sanki olmayacak gibi. Bunu nasıl izah edebilirim bilmiyorum, çok sıkı bir duvarım var ve yıkılmıyor; başlangıçta enerjik ve umutlu dahi olsam ikinci görüşmeye kadar sanki hayata dair her şeyi çözüp yine karamsarlığıma yeniliyorum.
İlk seansta sayfalarca sorular sorulup hakkımda biraz bilgi toplanıldı ve bu iki saat kadar sürdü; sonrasında "Sizin de gayretinize bağlı olarak en iyi ihtimalle 9-10 seans kadar sürebilir, zorlu birisiniz" vb. cümleler kuruldu. Sanki klasik herkese söylenen şeyler gibi, kim buhranını kolay atlatıyor ki?... Biraz da "Ben zaten gayret edebilsem niçin size geleyim" gibi bi düşünce peydah oldu. Tüm anahtarlar bende madem, kapının önünde dikilmiş niye bekliyorum? Bana bunu söylesenize??
Farkındayım, üstü kapalı yazıyorum ve biraz da karışık başladım ama bunun sebebi benim de karışık vaziyette olmam; kendimi doğru ifade edemezsem ve aklınıza takılan noktalar olursa sorabilirsiniz, bir sıkıntıyı dökmeye, dökerek anlamaya çalışıyorum sadece. Psikologlardan da bıktım.
Randevu saati yaklaştıkça ayaklarım geri geri basıyordu, üzerimdeki bıkkınlık artıyor ve yol gözümde büyüyordu, yarına ertelettim ama yarın olmadan yarını da pazartesiye sallayacakmışım gibi hissediyorum. "Gideceksin ne olacak, aynı şeyleri tekrar tekrar konuşmaktan öte gidemeyeceksiniz, biraz meditasyon biraz -kendini bırakmalısın- vurgusu, abuk subuk derin manalı dertleşmelerle geçen faydasız bir saatin ardından evine gelecek ve canının ne kadar sıkıldığını, ne kadar huzursuz olduğunu yine anımsayacaksın. Onun yerine bari bi güzellik salonuna neyim git de şu hep şikayet edip durduğun cildine profesyonel bakım yaptır, biraz çeşit olsun" diyorum. Çabuk mu kestirip atıyorum dersiniz?
Sorun ne, dert ne diye sorarsanız; dert, artık somut halde anlatılamayacak kadar karışmış, soyut çorba olmuş bir iç sıkıntısı. "Kocam böyle böyle yaptı da ondan", "Çocukluğumda şöyle oldu atlatamadım","Hayat şartları canımdan bezdirdi","Şöyle bir depresyona girdim de hala çıkamadım" "Annem şöyle davranırdı derinden sarsıldım" "Şu şu hayallerim yıkıldı" "Onun ölümünü geçemedim", "Hastalıklarım beni bitirdi" vb. somut bir kaynak ile açıklanamayacak hale gelmiş bir sıkıntı yumağı. Öyle ki memnuniyetsizliğim ve bezmişliğim artık çabuk bıkma, git gide tembelleşme ve insanlardan kendini geri çekme olarak kendini gösterir oldu. Kolumu kaldırasım yok desem yalan olmaz; işler git gide birikiyor ve başlangıcı sürekli erteliyorum. "Değmez" deyişlerim artıyor... Sanki içimde bi gün bi delik açıldı ve o günden beri tüm huzurumu içine soğurup yok ediyor.
Dün kendimi biraz zorladım, birkaç işim vardı asıldım... Yok. Bıraktım.
Ondan önceki gün neredeyse ölü gibiydim, çaktırmadım.
Bugün de evin içine kendimi kapatmış siz tanımadığım, bilmediğim insanlara "Derdim ne benim?" diye soruyorum.
Böyle olan var mı? Kendimi yalnız hissediyorum, sanki kimseyle aynı lisanı konuşmuyor gibiyim.
Mütemadiyen çökkün ve kamufleyim.
Mütemadiyen düşünceli ve fakat halini umursamaz haldeyim.
Değiştim, git gide berbat bir yöne doğru; ya öyle saçma bir hal ki ayaklarımın yönü ne zaman ileriye dönse moonwalka başlıyorum sanki, öyle bi şey. Başlayamıyorum, başlıyorsam devam edemiyorum, devam ediyorsam "Manasız, yetersiz" deyip bırakıyorum. Bunun sebebi ne olabilir? Bu soyut çorbayı ayıklayabilen birileri var mı aramızda? Ben bu döngüden şöyle çıktım ve şunu anladım diye anlatabilir misiniz?
Ruhsal çöküşten çıkmayı başaran kişiler, yazar mısınız bir şeyler?
Okuyanların gözlerine sağlık.
Işık olacak yorumlarınızı bekliyorum çünkü ben artık tamamen karanlıkta kalmış gibi hissediyorum.
Masaja git cilt bakim kuaför ohhh bak nasıl toparliyorsun :)
Ciddi bir derdiniz yok bana kalırsa. Hayatınızda her şey yolunda olduğu için rahat batması sendromu diyoruz buna. Ya da ciddi anlamda ruhsal bir sıkıntınız var. Bu durumda da psikoterapi pek işe yaramamış gibi görünüyor. Belki de ilaç tedavisi denemelisiniz. Kimyasal tedavi tek yol olabiliyor bazen.
Yazınızın tamamını okudum.
Eskiden çok güzel uzun uzun yazabilirdim sizin gibi.
Artık o akışa giremiyor hiçbir şeye dikkatimi veremiyorum ama şimdi bir deneyeceğim...
Hayatımın tüm anlamını kaybetmiş hatta daha da kötüsü bulamamış gibiyim.
Her şeyi sırasına göre yaptım.
İstediğim bölümü okudum, okurken meslektaşıma aşık oldum, işe girdim evlendim.
Hepsini böyle sıra sıra.
Çocuk konusunda başarılı olamadım ama itiraf ediyorum daha geçen hafta negatif sonuçlanan transferime çok da üzülemiyorum.
Hayatımın tüm anlamı bunlar olamaz gibi geliyor.
Ben etrafımdaki hiçbir kadınla ortak bir payda bulamıyorum.
Bunun adı büyümek yetişkin olmaksa nefret ettim.
Kayınvalide, koca, kocalarımızın parası, çocuk, evlerimiz, eşyalarımız...
Her gün bunları dinlemek ve konuşmak istemiyorum.
Yalnız hissediyorum.
Kadınlarla anlaşamayan kadın olmaktan nefret ediyorum.
Gangsta ben bu bunalimlarin hep kişinin kendini beğenmeyip sevmemesinden kaynaklandigini dusunuyorum...boyle olunca da hayata ve kisilere sevgi de duyamıyor ve bir dengesizlik olusuyor orda ve kisi artik tamamen kurban rolünde yol alıyor hayatta,ve gelsinler bunalimlar sorunlar vs vs vs...Geçtiğimiz aylara kadar hamama gidip "Abla kesele at şu depresyonumu" dediğim yerden, "Gidesim yok hiçbir yere" haline gelince, işte... Psikologa gideceğim bugün zorla. "Bana fayda getirmeyeceğinizi düşünüyorum" diyeceğim gidip.
Rahat hissetmiyorum ki batsın. Demek istediğinizi anlıyorum da benim hal artık "Omurgam eğrildi, konforlu koltuğa otursam ne" halinde... Derdin ciddiyeti kişilere göre değiştiği için bilmiyorum, bana zor gelen bir başkasına kolay olabilir. Somut olarak tonlarca şey sıralayabilirim ama sorun artık hepsinin birbirine girmesi ve şu zamanı göremiyor, bu zaman için çabalamaktan kaçıyor olmam. Ayıklamam gerekiyor..
Şu ara ilaç kullanıyorum zaten.
Bulamadım ben de...
Alış-veriş konuşmak beni açmıyor, kim ne giymiş yemiş içmiş umurumda değil, nereye hangi kafe açılmış bana ne, kocam şöyle de iyiymiş ee?, instada facede şunu paylaşmış beni ne ilgilendirir, senin hakkında şunu dedi derse desin, çoluk çocuk, ev, saç baş... Saçlarım dökülüyor, vücuduma vurur benim hemen ne zaman kendimi bk gibi hissetsem ve her yerden kıl ayıklamaktan da bıktım. Saçımın dökülmesi umurumda değil, kıl toplamak umurumda olacak haldeyim...
Bilgisayarın arkasında oturup niçin burada bunları konuşuyor ve hala daha boğuluyor gibi hissediyorum?.. Vb...
İnsanlarla genel olarak anlaşamıyorum, anlaşıyor gibi yapıyorum. Ya da anlaşıyorum, anlaştığım halde bunun yetersiz olduğunu düşünüyorum vs vs...
Bu abartılı bir düşünce değil mi? Anonimsiniz sonuçta.Kimse sizi tanımıyor.
Merhaba hanımlar, nasılsınız; nasıl gidiyor hayat?
Ben her zamanki gibi... Yani kendi içinde yalnız, kararsız ve huzursuz.
Uzun yazacağım baştan söyleyeyim; çünkü canım öyle istiyor.
Bugün psikoloji mezunu bir yaşam koçu ve asistanı ile 3. seansıma gitmek üzereyken ertelettim ve kafam karışık.
İki kişi ilgileniyorlar benle; sağ olsunlar kendilerince dil döküyorlar ama sanki olmayacak gibi. Bunu nasıl izah edebilirim bilmiyorum, çok sıkı bir duvarım var ve yıkılmıyor; başlangıçta enerjik ve umutlu dahi olsam ikinci görüşmeye kadar sanki hayata dair her şeyi çözüp yine karamsarlığıma yeniliyorum.
İlk seansta sayfalarca sorular sorulup hakkımda biraz bilgi toplanıldı ve bu iki saat kadar sürdü; sonrasında "Sizin de gayretinize bağlı olarak en iyi ihtimalle 9-10 seans kadar sürebilir, zorlu birisiniz" vb. cümleler kuruldu. Sanki klasik herkese söylenen şeyler gibi, kim buhranını kolay atlatıyor ki?... Biraz da "Ben zaten gayret edebilsem niçin size geleyim" gibi bi düşünce peydah oldu. Tüm anahtarlar bende madem, kapının önünde dikilmiş niye bekliyorum? Bana bunu söylesenize??
Farkındayım, üstü kapalı yazıyorum ve biraz da karışık başladım ama bunun sebebi benim de karışık vaziyette olmam; kendimi doğru ifade edemezsem ve aklınıza takılan noktalar olursa sorabilirsiniz, bir sıkıntıyı dökmeye, dökerek anlamaya çalışıyorum sadece. Psikologlardan da bıktım.
Randevu saati yaklaştıkça ayaklarım geri geri basıyordu, üzerimdeki bıkkınlık artıyor ve yol gözümde büyüyordu, yarına ertelettim ama yarın olmadan yarını da pazartesiye sallayacakmışım gibi hissediyorum. "Gideceksin ne olacak, aynı şeyleri tekrar tekrar konuşmaktan öte gidemeyeceksiniz, biraz meditasyon biraz -kendini bırakmalısın- vurgusu, abuk subuk derin manalı dertleşmelerle geçen faydasız bir saatin ardından evine gelecek ve canının ne kadar sıkıldığını, ne kadar huzursuz olduğunu yine anımsayacaksın. Onun yerine bari bi güzellik salonuna neyim git de şu hep şikayet edip durduğun cildine profesyonel bakım yaptır, biraz çeşit olsun" diyorum. Çabuk mu kestirip atıyorum dersiniz?
Sorun ne, dert ne diye sorarsanız; dert, artık somut halde anlatılamayacak kadar karışmış, soyut çorba olmuş bir iç sıkıntısı. "Kocam böyle böyle yaptı da ondan", "Çocukluğumda şöyle oldu atlatamadım","Hayat şartları canımdan bezdirdi","Şöyle bir depresyona girdim de hala çıkamadım" "Annem şöyle davranırdı derinden sarsıldım" "Şu şu hayallerim yıkıldı" "Onun ölümünü geçemedim", "Hastalıklarım beni bitirdi" vb. somut bir kaynak ile açıklanamayacak hale gelmiş bir sıkıntı yumağı. Öyle ki memnuniyetsizliğim ve bezmişliğim artık çabuk bıkma, git gide tembelleşme ve insanlardan kendini geri çekme olarak kendini gösterir oldu. Kolumu kaldırasım yok desem yalan olmaz; işler git gide birikiyor ve başlangıcı sürekli erteliyorum. "Değmez" deyişlerim artıyor... Sanki içimde bi gün bi delik açıldı ve o günden beri tüm huzurumu içine soğurup yok ediyor.
Dün kendimi biraz zorladım, birkaç işim vardı asıldım... Yok. Bıraktım.
Ondan önceki gün neredeyse ölü gibiydim, çaktırmadım.
Bugün de evin içine kendimi kapatmış siz tanımadığım, bilmediğim insanlara "Derdim ne benim?" diye soruyorum.
Böyle olan var mı? Kendimi yalnız hissediyorum, sanki kimseyle aynı lisanı konuşmuyor gibiyim.
Mütemadiyen çökkün ve kamufleyim.
Mütemadiyen düşünceli ve fakat halini umursamaz haldeyim.
Değiştim, git gide berbat bir yöne doğru; ya öyle saçma bir hal ki ayaklarımın yönü ne zaman ileriye dönse moonwalka başlıyorum sanki, öyle bi şey. Başlayamıyorum, başlıyorsam devam edemiyorum, devam ediyorsam "Manasız, yetersiz" deyip bırakıyorum. Bunun sebebi ne olabilir? Bu soyut çorbayı ayıklayabilen birileri var mı aramızda? Ben bu döngüden şöyle çıktım ve şunu anladım diye anlatabilir misiniz?
Ruhsal çöküşten çıkmayı başaran kişiler, yazar mısınız bir şeyler?
Okuyanların gözlerine sağlık.
Işık olacak yorumlarınızı bekliyorum çünkü ben artık tamamen karanlıkta kalmış gibi hissediyorum.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?