Huzuru anlatın bana



Sonuna kadar katılıyorum. Herkesin hayattan beklentisi farklıdır. Başkalarının istediği hayata siz sahip olduğunuzda hiç bir şeyden şikayet etme hakkı vermiyor insanlar. "Ne eksiği var ki daha ne istiyor" diye düşünüyorlar.

Konuşma yetisine sahip herkes başkalarını eleştirmeyi kendine hak görüyor maalesef.
 
Ben çok iyi anlıyorum. Son 3 senedir bu ruh halindeyim. Aslında bir ruh halimi emin de değilim. Hayatta her şey güzel olsa bile kendimi çoğu şeyden soyutluyorum. Biliyor musun uzun süredir bir konu açıp içimi dökmek istiyordum. Benim de bu durumda somut diyeceğim, elle tutulur bir nedenim yok. Dışarıdan tamamen şen şakrak görünüyorum ama içimde bir çöküş var. İçimde bir karadelik açılmış da sanki her şeyi içine doğru çekiyor. Bakım yaptırsam da o anlık mutlu oluyorum evet ama iki gün sonra yine aynı. Gezmeye gitmek falan da bunun çözümü olmuyor bende. Sebebini bilmediğim bir dolulukla yaşıyorum. Hani derler ya fallarda yüreğin kabarmış diye, aynen öyle ama bir yandan da bomboş içim. Çözemedim, çözemiyorum. Kendime gelmek, kendime dönmek istiyorum artık. O gerçekten mükemmel, herkesin enerjine hayranım dediği insan olmak istiyorum yine. Ben böyle değildim. Etrafıma yansıtmasam da kendi içimde çok mutsuz hissediyorum. Ya ben temizliği, yemeği yapıp çocuğu ile günde 3 kez havuza inen, 3 defa duşa giren, saçını makyajını yapıp çocuğunu parka götüren, komşuları ile sitenin kafesinde şen şakrak eğlenen, akşamları dostları ile dışarı çıkıp enfes muhabbetler eden, eşi ile keyifli ve kaliteli zaman geçiren, gezen eğlenen film geceleri yapan ve daha nice nice şeyleri yapabilen bir insandım. Son 3 senedir ise iki şeyi aynı anda yapabilmek bile mucize. Duştan sonra saçımı kurutmaya üşeniyorum var mı ötesi? Ne olacak artık bilmiyorum. Yoruldum ama içimde bu yorgunluk. Eşim az buçuk farkında ama ikinci çocuğa bağlıyor. Oysa çok çok önce başlayan bir şey
 
Sizinle aynı duyguları yaşayan arkadaşıma, yaşam koçu “frekansınız değişiyor ve insanlara, dünyaya uyum sağlamakta zorlanıyorsunuz” demişti.

Birgün bende spiritüel yardım alacağım..etraftaki herkesin sürekli mızmızlanmasından ve dünyanın tüm yükünü çekiyormuş gibi abartmasından sıkılmaya başladım..Pozitif birşeyler duymaya ihtiyacım var.

Hayatınızdaki boşluğun ne olduğunu sadece siz biliyorsunuz.Kendinize sorun..Umarım daha iyi hissedersiniz zamanla.
 
Doğal beslenme, mümkün olduğu kadar doğaya yakınlık, insanlığa katkıda bulunabilecek bir oluşuma adanma ve kendinize bebeksiz zaman yaratma tavsiye ediyorum.

Bazı kişilik özellikleri, yüksek duygusal zeka bahsettiğiniz bunalımı kaçınılmaz yapıyor. İnsanlar iyi yada kötü olayları yaşayıp, geride birakip üstünü kapatıp yeni olaylar yaşarken siz çok gerek var gibi o olayın varlık gayesini, gerekliliğini, yarattigi duygulari inceleyip düşünüp olayı anlamsız, saçma belki komik buluyorsunuz. Biraz şey gibi, sizin izlediginiz tiyatro perdesi şeffaf olduğu için sahnelenen oyundan diğerlerinin aldigi zevki almiyorsunuz. Oyuncu sahneye yetişirken perde arkasında o donu hiç karizmatik giymiyor çünkü, o zerafetinden büyüleyen kadin oyuncu hapşırıp avucunu inceledi ve elbisesine sürdü çünkü. Benzer pek çok şey ya da aslında hicbiri. Hem o perdenin arkasını gorebilmenin verdiği bir kibir hem de oyunun tadına varamanın verdiği bir kendine ofke. Bu kadar çalkantının sadece bir kafatası içinde bir kaç milyon nöron arasında yaşanıyor olmasının dışardan bakınca adının yalnızca miskinlik gibi durmasi, rahat batmasi ya da temiz bir dayak.

Bence hiçbir sey kar etmez. Çözülebilir bir problem değil. İlk paragraftaki önerilerin durumu hafifletecegini iddia ediyorum fakat. Bende işe yarıyor :)
 

Tanımlayamadığım gibi, kendimden de kaçıyorum galiba.
Bu adam beni bir miktar konuşturmayı başarabildi bazı soruları ve yorumları ile; daha fazlasını konuşmak istemiyorum belki de bilmiyorum dün biraz bunu düşündüm. Anlattıklarıma bakacak ve "İşte bu" diyecek bir şey de göremiyorum, her şey karışık; parça parça anlatıp aynı şeyleri tekrar yaşar gibi hissetmek de sinir bozucu. Çünkü başa sarıyor.

İki hafta önceki seansa kadar bu kadar beter değildim. Hafiflemiş hissetmem gerekirken daha çok gerildim.
O meditasyon işi ise sıkıntıdan ölme sebebim olabilir ve can sıkıntısından ölen ilk kişi olarak kayıtlara geçebilirim; 30 dklık bir bekleme, zihin boşaltma aralığı var ve geçmek bilmiyor; içimden dakika saymaktan öte gidemiyorum.


Bunu söylemem cidden itici olacak, itici gelenleri de anlarım çünkü kişinin kendini övmesi gibi algılanıyor ve samimiyeti bilinmediği için yanlış anlamaya müsait; bir olayla mecburi iq testi yapıldı bana zaten 21 yaşındayken ve "Kullanmadığım zekanın içine s..." diyeceğim bir sonuçla daha çok canım sıkıldı buna. Bunun dillendirilmesi artık hakaret gibi geliyor çünkü zekayı kullanmak da bir zeka/o zekaya özel eğitim istiyor ve o kısım bende yok, boş, körelmiş. Bu gittiğim psikolog da söyledi ve artık utanıyorum bunun söylenmesinden çünkü (zeki olmak değil, her konu için bu böyle) potansiyeli olup bunu hayata geçirme kısmında yetersiz/başarısız/kırılmış/döngüye takılmış biri olmak, zayıflığın ağa babası... Bu beni özel kılmıyor, sadece kendini gizleyen bir başarısız yapıyor, diğerler başarısızlar gibi. Sıradan çizgisinin ne olduğunu bilmiyor, ayak uyduramıyor ve keyif alamıyorum bunu itiraf edebilirim. Bir taklidi yaşıyor gibi hissediyorum ve susuyorum, ona buna koşuyor, onu oradan kaldırıyor öbürünü bi tarafa taşıyorum derken kendim aynı yerde sayıyorum. Bazı şeyleri anlatmadıkça/anlatamadıkça birikiyor, biriktikçe soyutlaşıyor ve bitiyorum.

Maneviyatım bitti. Seneler öncesinin Gangstası değilim; herkese umut aşılayabilirim hala, insanların duymak istedikleri şeyleri onlara söyleyebilirim ve bana yapılan da bu; duymak istediklerimi söyleyen bir psikolog sadece. Değişiyorum zaten ama değişmek istemediğim bi tarafa doğru; bunu anlatmak zor.
 
Ikinci uyelik alinip yapilabilir.. Ben de hep ikinci uyelik alip cok sey yazmayi düşünürüm ama o üyeliği almaya üşenir vazgecerim..

Olmuyor işte o. Yani ben yaşadıklarımı, ikinci üyelik aldığım adminlerin dahi bilmesini istemem. Onlar bilirse dahi yazamam. O yüzden belki gangsta da yazamaz.
 
huzuru anlatamam sana sanırım

birçok şeyi anlatamadığım gibi

huzurlu olmak yapısal birşey heralde

ortam ve koşullarla çok fazla ilgili değil

örneğin

biri hayatında maddi manevi zorluk çekiyor şiddete uğruyor
onun yerinde olsak kimilerimiz değil huzuru, yaşama isteğimizi kaybederiz

ama genede rahat mutlu ve içinde bulunduğu durumu benimsemiş vaziyette

anlatamadıkların varmı nasıl hayatın var bilemiyorum ama

sen bana kalırsa içinde bulunduğun durumu aileni şartlarını benimseyemiyorsun
 

Doğru diyorsun; ben bir türlü kafamdakini yaşayamıyorum.
Beni bir miktar bilirsin Milana, annemle geçmiş durumları filan...
Ben bana biçilen hayat içinde debelenip duruyorum sanki hala.

ne zaman bir yerde bir yorumunuzu görsem o kadar beğeniyorum ki hemen ss alıp aklıma geldikçe bakıp bakıp gülümseyerek okuyorum; kendinize lütfen hak ettiğiniz değeri verin, bunu söylemeye geldim

Teşekkür ederim..


2 senedir artmakta olan bir şey.
Beni reelde tanıyor olsanız ve yüz yüze görüşüyor olsak, bu yazıyı yazanın ben olduğuma ihtimal veremezsiniz.
Ben de kafama takmam; daha doğrusu kafama takabileceğim şeyler sık karşılaşılabilecek şeyler değildir. 3 senedir bu forumdayım mesela; bana uzun süre dert olmuş bir konunun açıldığını daha görmedim diyebilirim.

Derdim ne kısmına gelirsek, bir çorba işte, soyut çorba.
Mesela insanı en zorlayan dertlerden biri ne olabilir? Sağlık problemleri olabilir misal. Yürüyen hastaneyim diyebilirim. Ama derdim bu değil, bununla yaşamaya alıştım ve kendime şunu diyorum "Sevdiklerin sağlıklı olsun, o daha acı olurdu". Bu sadece sıkıntımın bir ufak ayağı olabilir belki. Anlatabildim mi?
 
Yokuspokus IQ meselesini yazmak istemedim ama senin yazman iyi olmuş, bende de benzer durum mevcut. Fazla zekadan oluyor bu halk diliyle. Kullanamıyoruz ve patlıyoruz, saçmalıyoruz. Bir şeye yönlendirmedikçe de bizi yiyip bitiriyor, kemiriyor. Benzer durumdayız sadece maske takıyorum ya da rol yapıyorum ya da yokmuş gibi davranıyorum. Yorucu bir işim var o düşüncelerimi biraz engelliyor ama boş kaldığım an ölüm gibi....Boş kalmamalısın.
 
Mevsim kış. Hava soğuk. Çevrende ki herkes mutsuz. Terapiler saçma, pembe bi dünya yaşatmaya çalışıyolar. Oraya verdiğin paraya yazık.
Fazla yalnızsın.
Tatile ihtiyacın var.
Bence bir an evvel yaz gelmeli. Kemiklerimiz ısınmalı. Gri havadan arınmalıyız. Yoksa insanların içi çürüyecek.
Hepimiz seninle aynı sıkıntıdayız aslında.
Sadece mutsuz olmak kendimizi salmak işimize geliyor.
 

Diyebilirsin tabi.
Kursa zorla gideceğim yarın; zorundayım çünkü gitmezsem bir gün daha kapatacağım kendimi eve ve diğer günüme de sirayet edecek biliyorum. Gidince de kaçmak isteyeceğim muhtemelen, hocaya "Sigara molasına çıkıyorum" deyip, çıkıp gidecek ve en az bir saat karşıdaki çay ocağına geçip sigara çay oturup yoldan gelen geçeni izleyecek ve "Ne manasız bir hayat" tarzı hayıflanıp duracağım boş boş... Bu moddayım, çıkamadım şuradan.

Aynen... Elime aldığım her tuval bozuluyor Hunter abla; ona da ayrı huzursuzlanıyorum. Sanki duvara sabit bir yayı itmeye çalışıyorum ve her seferinde gerisin geri itip duruyor. Dün akşam, burayı kapadıktan sonra -dün mü dünden önce mi- değiştirdiğim odayı yine çekiştirdim sağa sola; masayı öbür tarafa aldım, dolabı şura çektim, bilgisayarı getirdim koydum önüme müzik açtım, oturdum yarım kalan tablomu boyayacağım zorluyorum kendimi. Önce maviye boyadığım ve sonra beğenmeyerek beyaz-turuncu desen çıkardığım ve iğrenç dediğim arkaplanı (Instamda görmüş olabilirsin, son eklediğim resim), simsiyah dümdüz boyadım ve yine beğenmedim.

Yaptıklarımın yeterli olduğunu düşünmüyorum ki Hunter abla, onlar cidden ağır acemi işi. Bazılarını yapıp bitirip sevsem de o anlık, sonra bakınca beğenemiyorum. Gerçi bunun gelişim ile alakalı olduğu sonucuna varmıştık bir başka konumda ama gelişmiyorum da, geriliyorum sanki.. Çizimlerde elleri saklar oldum mesela... Dilersen gösterebilirsin tabi, mutlu oldum beğenmene.


Bana fazla düşünmek yasak, fazla düşünmüyorum. Bu düşündüklerim, daha önceden düşündüklerim yanında sadece hiç diyebilirim. Sadece manasızlığı arttı o kadar. Bu niye böyle diye sorduğum tek şey "Geçmeyen huzursuzluk hissi" ve bundan kurtulmalıyım.


Boş değilim ama boşluğu arttırdığım doğru. Kaçıp kendime kaldıkça boşluk arttı.
 
Statü ,saygınlık insanın yaptığı meslek ile öne çıkıyor .Siz mükemmeliyetçi bi insan olarak gelmek istediğiniz noktayı yakalayamamışsınız .Resim vb uğraşlarla bi nebze kendinizi kanıtlama rahatlama çabasına girmişsiniz ama bunalr da tatmin ediyor sizi belki yeteneğiniz vs olabilir ama ruhunuzu tam kapatmıyor .

Yazılarınız da bi endişe bi kasılma bi kendinizi ispatlama çabası var.Karısık yazarak farklı cümlelerle kurarak burada bile kendinizi bi ispatlama çabanız var .Pro üyelik ile öne çıkma ihtiyacı hissetmeniz mesela ,bilemiyorum düşündürücü .

Belli bi donanımına sahip ,geniş persfektifle bakma yetisi olan kendinizi güzel ifade edebilen bi kadınsınız farklı olmayı ilgi görmeyi çok seviyorsunuz .Ancak bulunduğunuz konumu kendinize layık görmüyorsunuz ,yarınlarla ilgili beklentileriniz böyle değildi çünkü .Bi tane de çocuğunuz var anladığım bir de bebek evlilik vs nin yorucu yıprtaıcı yanları da eklenince hayat neden var bunalımına girmişsiniz .
 
Masaja git cilt bakim kuaför ohhh bak nasıl toparliyorsun :)

Geçtiğimiz aylara kadar hamama gidip "Abla kesele at şu depresyonumu" dediğim yerden, "Gidesim yok hiçbir yere" haline gelince, işte... Psikologa gideceğim bugün zorla. "Bana fayda getirmeyeceğinizi düşünüyorum" diyeceğim gidip.


Rahat hissetmiyorum ki batsın. Demek istediğinizi anlıyorum da benim hal artık "Omurgam eğrildi, konforlu koltuğa otursam ne" halinde... Derdin ciddiyeti kişilere göre değiştiği için bilmiyorum, bana zor gelen bir başkasına kolay olabilir. Somut olarak tonlarca şey sıralayabilirim ama sorun artık hepsinin birbirine girmesi ve şu zamanı göremiyor, bu zaman için çabalamaktan kaçıyor olmam. Ayıklamam gerekiyor..

Şu ara ilaç kullanıyorum zaten.


Bulamadım ben de...
Alış-veriş konuşmak beni açmıyor, kim ne giymiş yemiş içmiş umurumda değil, nereye hangi kafe açılmış bana ne, kocam şöyle de iyiymiş ee?, instada facede şunu paylaşmış beni ne ilgilendirir, senin hakkında şunu dedi derse desin, çoluk çocuk, ev, saç baş... Saçlarım dökülüyor, vücuduma vurur benim hemen ne zaman kendimi bk gibi hissetsem ve her yerden kıl ayıklamaktan da bıktım. Saçımın dökülmesi umurumda değil, kıl toplamak umurumda olacak haldeyim...
Bilgisayarın arkasında oturup niçin burada bunları konuşuyor ve hala daha boğuluyor gibi hissediyorum?.. Vb...
İnsanlarla genel olarak anlaşamıyorum, anlaşıyor gibi yapıyorum. Ya da anlaşıyorum, anlaştığım halde bunun yetersiz olduğunu düşünüyorum vs vs...
 
Gangsta ben bu bunalimlarin hep kişinin kendini beğenmeyip sevmemesinden kaynaklandigini dusunuyorum...boyle olunca da hayata ve kisilere sevgi de duyamıyor ve bir dengesizlik olusuyor orda ve kisi artik tamamen kurban rolünde yol alıyor hayatta,ve gelsinler bunalimlar sorunlar vs vs vs...
Haksizliklar engellemeler hepimiz yasamisizdir,hele ben o kadar engelle karsilastim ki su hayatta... bazlari benim aptalliklarim bazlari benden bağımsız ...burnumun direği sızlıyordu 2 3 sene oncesine kadar hatirladikca,ama o kadar
Geldi gecti gitti :) ve ben asıl ben oldum
Oyle degil boyle olmam gerekirmiş ve oldum...
Hayat taptaze devam ediyor ayak uydur salma kendini,sev kendini...once sen!
Ben yemin ettim,once benim keyfim(imkanlar cercevesinde tabi) cok bencil olmadan ama benlikten de ayrilmadan :)
Psikologuna git onu dinle ve uygula,serbest birak...dunyayi sen kurtarmayacaksin
 
Son düzenleme:
Bu abartılı bir düşünce değil mi? Anonimsiniz sonuçta.Kimse sizi tanımıyor.

Evet kimse tanımıyor. Lakin bazı şeyleri anlatmak, onları kabul etmek anlamına geliyor. Yıllarca yok saymışken, üstünü örtmüşken, bir de belli bir zaman boyunca kişisel olarak tanımasalar da muhabbet ettiğin, az çok hayatınla ve seninle ilgili bilgisi olan birilerinin bilmesi anlatmayı daha da zorlaştırıyor. Mesele, bunları anlatmayı başarmak zaten.
 
Neden kendinizi bloke ediyorsunuz geleceginizi veya önünüzdeki bir saat sonrasina cesitli hikayeler uydurarak?
Mesela yukarda yazmissiniz..psikologa gidecegim sonra molaya cilacagim bos bos zart zurt oturacagim vs tarzinda?
Resmen kendinizi engelliyorsunuz.
Belki o sirada minik tatli bir bebek veya yavru kedi vs tarzinda kucuk guzelliklerle karsilasacaksiniz ama zihninizi okadar doldurmussunuz ki..okadar kendi sacmaliklariniza odaklanmissiniz ki isteseniz bile göremezsiniz boyle yaparak cevrenizdeki guzellikleri.
Gelecekte su olacak yarin boyle olacak gecmiste de soyle oldu demeyi birakin.
An da yasayin biraz. Bir duraksayip cevrenize bakin farkindalikla. kendinizi gözlemleyin..kendi dusuncelerinizi gozlemleyin. Sacmaladiginizin farkina varip gülümseyin ve bu öngörülerinizi birakin ilk etapta.
 
ben bunların çoğunun anne ile olan iletişim ve güven bağı sorunlarından kaynaklandığını düşünüyorum (eski konularınızdan hatırlıyorum).
daha iyi bir psikolog/ psikiyatrist e gitmelisiniz
 
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…