- 21 Şubat 2017
- 3.816
- 7.460
- 88
- 33
- Konu Sahibi QUEENofTURKEY
-
- #61
Mantık yıkılıyor harikasın ya bayıldımBaşka bir önermeye götürülemeyen ve tanıtlanamayan, böyle bir geri götürme ve kanıtı da gerektirmeyip, kendiliğinden apaçık olan ve böyle olduğu için öteki önermelerin temeli ve ön dayanağı olan temel önerme,ne türlü bir belitten yola çıkılırsa o türlü bir sonucu varılır. Belitlere dayanan bir felsefe, belitlerin yanlışlığı meydana çıkınca çöker
Sen kendini çökertme bacım
Başka bir üyeliğin yoksa tanışmıyoruz. .bende isterim ..Bilmem olmasak da isterim tanışmayı
Yok canım tek üyeliğim.Başka bir üyeliğin yoksa tanışmıyoruz. .bende isterim ..
Tamam o zaman ben hayallerime geri döneyim :)Yok canım tek üyeliğim.
Ne başlangıcı ne de sonu olan evrende egemen olan yalnız doğa yasalarıdır.Mantık yıkılıyor harikasın ya bayıldım
İnsan eylemlerinin sonuçlarını her zaman alır. Ama o eylemlere de yine doğa yasalarıyla ya da ahlaki yasalarla zorlanıyorsa bunu yıkmak bence bir tabu yıkmaktır. Ahlaki yasalar saptırıldığı için ya da olduğundan farklı şekilde aşılandığı için, istenmeyen hayatın mahkumu olan mükemmeliyetçi bir düzen. Ama sadece lafta mükemmeliyetçi.Ne başlangıcı ne de sonu olan evrende egemen olan yalnız doğa yasalarıdır.
Değil mi ki insanın geleceğini belirleyen nedenlerin zorladığı sonuçlardır, öyleyse insanın kendi eylemlerinin sonuçlarından kaçıp kurtulması olanaksızdır.
Sago başkadırYazar burda Sagopa Kajmer dinlemek tabuları yıkar demek istemis
İzdüşümsel perspektiften bakıp,dışavurumsal teoride gezinememek,
Zira agnostisizm bunu gerektirir.
Sevindim. Hersey gonlunce olur insallahTabuyu eski çağlarda kutsal ulaştırılan değerlerle özdeş anlamda kullandım. Herkesin yıkması gereken tabuları vardır gibi.
Eski inançlardaki totemler gibi.
Gibi gibi...
Cinsellikle alakalı bir durum değil şükür.
Harika anlatmışsın. Sadece o boşluğa yol açan etkenleri yıkmak için bir uğraş verdik sonuca ulaşmak üzereyiz. Aslında tek başıma yaşadığım bir kan emici taraf değil bu. Aynı kenenin bir kaç hayata bulaşması gibi bir durum.Tüm sıkılıp yarım bıraktığım resimler, amacımı bulandıran her bölünüş ve bile bile vakit kaybı, bana bu hissi yaşatır.
Her şey tıkırındadır, çoğu kişinin imreneceği bir hayattasındır, ama kendi kendine çelme takan bir yönün, kendini gerçekleştiremediğin garip bir his, herkes içinde hiç, kimse içinde gürültülü, yeteneklerini öldüren bir koşuşturmaca, iliklerine kadar işleyen bir bıkkınlık ve alıştığın bir tembellik içinde hareket kabiliyetini gün ve gün kaybetmek...
Giriş yapmadan birkaç konu okuyordum, bu konuya yorum yazmak için giriş yaptım.
Buna üzerini kapadığın boşluklar sebep, oradan hep ayaz alır durursun. Doğru parça ile doldurmak, oldurmak gerek.
İstekler, tutkular bağımlılığa, insanın isteklerinin, tutkularının tutsağı olmasına, bireysel yaşam isteğine yol açıyor. Bundan da oluşuma bağımlılık ortaya çıkıyor, oluşum doğuşa, doğuşsa ihtiyarlık ve ölüme, ıstıraba, tedirginlik ve umutsuzluğa yol açıyor. Buradan da yanılgı çıkıyor ortaya.İnsan eylemlerinin sonuçlarını her zaman alır. Ama o eylemlere de yine doğa yasalarıyla ya da ahlaki yasalarla zorlanıyorsa bunu yıkmak bence bir tabu yıkmaktır. Ahlaki yasalar saptırıldığı için ya da olduğundan farklı şekilde aşılandığı için, istenmeyen hayatın mahkumu olan mükemmeliyetçi bir düzen. Ama sadece lafta mükemmeliyetçi.
Müdür ne diyon sen Allahını seversen?
Bizim Müslümümüz gelmiş, dinleyek kendimize gelek
Babamı kaybettim ..kimseyle görüşmüyorum . Evden çıkmıyorum ,telefonlara bakmıyorum . Gittiğim tek yer psikiyatri kliniği. .o da olmazsa ölürüm sanıp zorla götürüyorlar ..okulu askıya alacağım bu sene ..çocuklarım var ... bir de kimseye anlatamadığım büyük bir derdim ..sadece kendi içimde ..bazen diyorum ,çak bir tekme şu iskemleye ve as bütün güzel anıları ..kirlenmesinler babanın olmadığı bu cehennem hayatta ...
Anlat ,biriktirme ... sonrası ziyan ..
Umarım ne bir yanılgıdır ne de bir buhrandır yaşadığımız. Sadece özetle yıkmamız gereken bir Firavun var. Bunu bireysel bir hayat çabasıyla değil, hatasızlaştırılmış ve köleliğe yol açan bir hayattan kurtulma amacıyla yapıyoruz.İstekler, tutkular bağımlılığa, insanın isteklerinin, tutkularının tutsağı olmasına, bireysel yaşam isteğine yol açıyor. Bundan da oluşuma bağımlılık ortaya çıkıyor, oluşum doğuşa, doğuşsa ihtiyarlık ve ölüme, ıstıraba, tedirginlik ve umutsuzluğa yol açıyor. Buradan da yanılgı çıkıyor ortaya.
Evet çok ucundan yaklaştınBence dediginiz gibi zengin mukemmel bir hayatiniz var bu zenginlik muhtemelen bir aile sirketinden falan geliyor temeli neye dayaniyor tam bilinmiyor belkide bir tabu degisik soylentiler var ama kimse cesaret edemiyor onu yoneten kisiden cekiniyor ama siz ve ysninizdaki birkac kisi bunu aciga cikarmaya ugrasiyor falan filan nasol biraz yaklastimmi
Düşüncelerimiz kararlarımızı, kararlarımız eylemlerimizi belirlerken, eylemlerimiz de kararlarımızı etkileyip zorluyor. Her düşünce sonrakileri sınırlıyor. Bir kez tam bir özgürlük içinde bir şey düşünmüş olabileceğimizi varsaysak bile, ondan sonraki düşüncelerimizde aynı oranda özgür olamayacağımız açık. Giderek özgürlük alanı kısıtlanıp daralıyor… Şu anda ne olduğumuzu belirleyen dünkü düşüncelerimizdir. Bu gün kafamızdan geçen düşüncelerse yarınki yaşamımızı biçimliyor. Yaşamımız kesinlikle zihnimizin yaratısıdır.Umarım ne bir yanılgıdır ne de bir buhrandır yaşadığımız. Sadece özetle yıkmamız gereken bir Firavun var. Bunu bireysel bir hayat çabasıyla değil, hatasızlaştırılmış ve köleliğe yol açan bir hayattan kurtulma amacıyla yapıyoruz.
İşin en kötü yanı ise kalbinin iki yanında bulunan birisi için diğerinden vazgeçmen gerek.
Harika anlatmışsın. Sadece o boşluğa yol açan etkenleri yıkmak için bir uğraş verdik sonuca ulaşmak üzereyiz. Aslında tek başıma yaşadığım bir kan emici taraf değil bu. Aynı kenenin bir kaç hayata bulaşması gibi bir durum.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?