İçinden çıkamadığım durum

Kimse hikayenin kötü karakteri olmak istemez. Suçu size atacak, sorumluluğu size atacak, kararı siz vermişsiniz gibi gösterecek ki kendisi temize çıksın. Eskiden ben de laf anlatmaya çalışıyordum, şimdi he canım he gülüm deyip geçiyorum. Aman varsın siz suçlu olun, siz bitirin, çok da fifi. Siz neyin ne olduğunu biliyorsunuz, önemli olan kendinize karşı olan sorumluluğunuz.

Geçenlerde taa kaç ay önce bir iki kez görüştüğümüz, aylardır konuşmadığımız, bir-iki görüşme planı girişimimi de boşa çıkaran adamı sessiz sedasız sildim. Bir süre sonra fark etmiş, neden sildin beni dedi. Dedim görüşmüyoruz, konuşmuyoruz, herhangi bir çaban yok; iletişimim olmayan biri niye listemde olsun? Verdiği cevap ne, biliyor musunuz? "Buluşamadığın insanları çıkarıyorsan gariplik sendedir." He dedim evet, hayatımda olduğunu düşünmediğim insanları çıkarmakta sorun görmüyorum, bu gariplikse sıkıntı yok garip olurum.
Demem o ki hayatta bir noktadan sonra kendinizi açıklama gereği hissetmiyorsunuz. He ok deyip geçiyorsunuz. Bu olaydan da bunu çıkarın bence. Tecrübedir işte.
 
Farklı açıdan bakın olaya. Adam kendini belli etmiş ve siz artık bunu gördünüz şükredin önünuze bakın.Ya gerçek yüzünü gormeseydiniz
 
Farklı açıdan bakın olaya. Adam kendini belli etmiş ve siz artık bunu gördünüz şükredin önünuze bakın.Ya gerçek yüzünü gormeseydiniz
Gerçek yüzünü görmeseydim görünen o ki sadece kullanıldığım bir ilişki olacaktı. Sevilmediğim yerde kullanılıp kullanılıp atılacaktım bir süre sonra . Aslında pisliğin daha çok planı vardı benimle. Yazın tatile gidelim falan diyordu. Ben he diyip geçiştirmiştim. Beraber yaşama fikrinden, evlilikten vs bahsediyordu. Muhtemelen bu vaatlerle cinselliği dibine kadar yaşayacaktı benimle ama ben bi yerde farkında bile olmadan ters köşe yaptım ona. Ve farkında olmadan kendi kendimi en az zararla kurtardım. Ama sadece bir kere yaşanan şey bile içime dert oldu. Madem bi kullanımlıktım keşke hiç yaşanmasaydı diye.. Ben bu insanları gerçekten anlamıyorum. Bi gecede heveslerini alacakları insana nasıl aylarca dil döküp peşinde koşabiliyorlar? Ruh hastası bunlar. Kendimi onun yerine koyuyorum aylarca peşinde süründüğüm insan benim için değerlidir e değerliyse de bi gecede bitemez bilmiyorum anlaması zor.
 
Üzgünüm ama zaten değerli görse zorla o işin devamını getirmez incinmenden korkardı. Aynı evde yaşamak tatiller vs planları hiç iyi niyetli gelmedi. Erkek milleti elde edene kadar dilde döker her şeyde yapar sorgulama yani.bundan sonra çok güzel insanlar çıkar inşallah karşına. Tecrübe de ve yoluna bak
 
Haklısınız herşey tecrübe. Yaşım 30 olmasına rağmen hiç böyle bi tecrübe yaşamamıştım hayatta. Hiç öyle beni kandırmaya çalışan biriyle karşılaşmadım. Hayatıma girenler çıkanlar oldu ama ya oldu ya olmadı kimseden böyle büyük bi zarar görmemiştim. Bahsettiğim gibi zaten cinsellik konusunda tutucu biriyimdir o yüzden böyle bi olay alabileceğim en büyük zarar oldu malesef. Kendimi telkin etmeye çalışıyorum belki daha beteriyle karşılaşacaktın, belki bu gelecekte yaşanacak olan daha kötü bişey için bi derstir diye. İnanın sevdim, sevildim diyebilsem gram pişmanlık duymayacağım. Bu kullanılmışlık hissi sevgisiz ruhsuz bişey yaşadığım için zaten. O kadar kötüydü ki hatırlamak bile istemiyorum. Dediğiniz gibi varsın suçu bize atsınlar. Kendimi toparlayıp bir gün eğer geri gelirse “sen kimsin be öküz, sevişmekten acizsin, kadın ruhundan anlamaktan acizsin, adamlıktan bi habersin” gibi bi tavırla karşılamak istiyorum onu. Yalvar yakar hallerim onun totosunu tavan yaptırmıştı çünkü. Bir an önce toparlamalı ve böyle bi odun için değmeyeceğine ikna etmeliyim kendimi artık. Onu gözümde büyüten benmişim çünkü. Hepimizin gördüğü gibi malzeme buymuş aslında, ben birşey zannetmişim. Hayatımın aşkını bulduğuma falan inanmıştım, insanlar gerçekten çok tehlikeli:) herhalde biraz başka şeyler de korkutuyor beni. Yaşadığımız yer küçük bi şehir adımı çıkarmasından falan endişeleniyorum heralde biraz da. Bir de size itiraf edeceğim madem bu kadar güvenilmez biriydi ya gizli kamera falan vardıysa evde. Bu düşünce de ara ara aklıma gelip beni çok rahatsız ediyor. Umarım evham yapıyorumdur. Herşeyin en kötüsünü düşünmekte bir numarayımdır .
 
Bir kere beraber oldukları kadına artık elde ettim gözüyle bakmaları çok alçakça değil mi? Bu erkek kafasından gerçekten nefret ediyorum . Bence çok salakça. Ama bunlarda mantık aramak başlı başına hata zaten.
 
Benim uzun süredir aktif bir cinsel hayatım var. Bu tip şeyler olabiliyor maalesef. Kimi zaman karşıdaki devam etmek istemiyor, kimi zaman siz devam etmek istemiyorsunuz. Buraya kadar normal. Öyle kullanılmışlık hissiniz falan hiç olmasın. Kötü bir tecrübeydi, yaşanması gerekiyormuş deyin geçin. Keşke siz de zevk alsaymışsınız da "e siz de adamı kullanmışsınız" diyebilseydim.

Ben artık yaşanılan her şeyde bir şey öğrenip, kendimizi bir adım daha geliştiriyoruz diye düşünüyorum. Siz de hayatın bu yüzüyle, neyse ki ucuz kurtularak, tanışmış oldunuz. Yalvar yakar halin bir işe yaramadığını gördünüz. Eminim bir daha kendinizi bu konuma düşürmezsiniz.

Ben de küçük yerde yaşıyorum ama öyle tutucu şehirlerin birinde değilseniz adınız falan çıkmaz. Artık seçenek o kadar bol ki kimse kimsenin adını çıkarmaya çalışmıyor özel bir garezi yoksa.

Kamera da yoktur içiniz rahat olsun. Ben de uzun süre otellerdeki kameralara taktım kafayı. Sonra amaaan dedim, en kötü namın yürür yani napayım Herkesi, her şeyi kontrol edemem. Milletin nikahlı kocası gizli fotoğraflarını atıyor twittera, hiç kimse yeteri kadar güvenilir değil ona bakarsanız.
 
fikrinizi değiştirmeye çalışmıyorum ama ben hayattan kendi öğrendiğimi söyleyeyim size.
mesele karşınızdaki insanın size gelirken taşıdığı niyet. adamın niyeti sizi sevmekse, tanımaksa, değer vermekse, hayatınızda olmaksa, isterseniz daha yeni tanışmışken cinsellik yaşayın, size tavırlarında hiçbir şey değişmiyor. yine el üstünde tutuluyor ve sevilebiliyorsunuz. ayrıca o ilişki içinde cinsellik için kimse kimseyi asla zorlamıyor da, sizin de istediğiniz zamanda karşılıklı yaşanıyor. çünkü birbirini bedenen de keşfetmek için oluyor o iş, ihtiyacını görmek için değil. zaten zaman geçtikçe de o insanı sevdiğin için istiyorsun, seni çok iyi tanıdığı ve yanında güvende hissettiğin için. onun için cinsellik yaşamadan önce şu kadar beklemek doğrudur diyemeyiz, böyle bir formül asla yok. mesele sizin o insanla olan bağınız, inşa ettiğiniz ilişki, bunu yaparken dürüst olmanız ki ancak o zaman karşınızdakinin dürüst olup olmadığını anlayabiliyorsunuz. insanların bize davranışlarını bize kendimizi gösteren aynalar gibi düşünün. onun taktığı maske sizin içinizdeki hangi maskeye karşılık vermiş?

karşımızdaki insanı hangi kriterlere göre değerlendirip de onu tanıdığımıza ikna oluyoruz? biz kendimizi hangi kriterlerle tanıtıyoruz ve ne kadar dürüstüz asıl benliğimizi göstermekte? bunlara bakmak lazım. ilişki yürüsün diye yalnızca "doğru" gözüken şeyleri mi yapıyoruz, karşımızdakinin beğenebileceğini düşündüğümüz kişi mi oluyoruz, yoksa o an asıl benliğimizi özgürce gösterip yaşayabiliyor muyuz? bir kere insan karakterinin olumlu-olumsuz yönleriyle, istekleriyle, hayalleriyle, gerçeğiyle ilgili önce kendine dürüst olmazsa başkalarını da olduğu gibi göremiyor çünkü dediğim gibi dışarısı bize aynadır. biz maskeler takıyorsak başkalarında da yalnızca görmek istediklerimizi görürüz. ya da bizim gibi maskeli insanlar gelirler ve işler karmaşıklaşır.

şimdi bu tarz olaylarda bazı sorgulamalar yapılması lazım. bizim içimizde bir duygusal boşluk mu var ki o adamla aramızda gerçek bir bağ hissetmemiş olmamıza rağmen veya onun amacının ne olduğunu hissetmemize rağmen bunları görmezden gelip onu hayatımıza kabul ediyoruz? amacını gerçekleştirmesini de içten içe bilerek izliyoruz öylece ve üzülüyoruz sonrasında? e ama baştan hissetmiştik yine de bunun yaşanmasına izin verdik. acaba biz de cinsellik yaşamak istiyoruz ama bunu istemeyi yanlış olarak kodladığımızdan dolayı aslında bizim de sevmiyor olduğumuz bir adamdan ciddi ilişki beklentisine mi bekliyoruz? gibi gibi sorgulamalar, bunlar çeşitlendirilebilir yalnızca insan psişesi üzerine uzun uzun düşünmüş ve analiz etmiş olmayı gerektiriyor. ben sizde bunlar bunlar var demiyorum yanlış anlamayın veya çok partnerli bir insan değilim. sadece insanın başına kötü bir şey geldiğinde, kendi psikolojisi ve aldığı kararlar üzerine iç sorgulamaya gitmesi gerekiyor. ben de "kullanıldım" geçmişte ama geçip gidiyor, siz o psikolojiden çıkarsanız unutuluyor gerçekten. zaten durumun aslında kullanılmak olmadığını anlatmaya çalıştım buraya kadar.

yaşadığınız deneyim için üzgünüm, geçmiş olsun. keşke yalvarmasaydınız hiç ama neden öyle oldu? bunun üzerine de düşünün mesela. neden ilk etapta zaten siz onu test etmeye çalışmış olmanıza rağmen daha sonra uç duygulara girip onun peşinden koştunuz? bunun sebebi duygusal boşluktan ötürü aslında o insanın hayallerimizdeki tabloya asla uymadığını bilmemize, ona karşı samimi hislerimiz hiç olmamasına, bir şeyler hep eksik kalmasına rağmen, onu zorla hayallerimizdeki tabloya oturtmamız ve beklentiye girmemiz olabilir mi? o kişi doğal olarak beklentiyi karşılamayınca da onun peşinden koşuyor olabilir miyiz istemsizce? dürtüsel olarak? e ama zaten onu gerçekten de sevmemiştik, uyumsuzdu bize, hayalimizdeki tabloda bir insanlık boşluk vardı ve oraya zorla onu uydurmaya çalışıyorduk? yani bu kendi kendine yalan söylemek. gibi gibi sorgulamalar işte... siz de onu sevmediğinizi söylemişsiniz ki onu engelleyebilmişsiniz her yerden zaten ilk duygusal tepkilerinizden sonra. o zaman neden şimdi kullanıldım diye düşünüp üzülüyorsunuz? belki üzülünecek tek şey giden zamandır ama bu insan 8 aydan sonra tam şuan aslında kendi kendinizi kandırmamanız gerektiğini göstermiş olabilir mi size? bazen görünmez bir el ipleri eline alıp bize böyle tokatlar vuruyor, kendi kendimize kalınca göremeyebiliyoruz çünkü. bunun sebebi de kendimizle yüzleşmiyor olmak, hiç kendimiz hakkında düşünmüyor olmak. sadece duygu bedenimize bağımlı halde yaşamak, gölgelerimiz (maskelerimiz) tarafından yönetilmek yani.
şuan siz kendinize dair de bir ders aldınız o yüzden kendinize acımaya, giden zamana ya da pişmanlığa gerçekten hiç lüzum yok. olaylara böyle bakarsanız çok güçlü hissedeceksiniz.

uzattım baya üzgünüm daha kısası olmazdı, sevgilerr
 
O kadar tatlısınız ki nasıl da modumu yükselttiniz bir anda:) uzun bi zamandır hiç bu kadar hafif hissetmemiştim:) yazdıklarınızı okuduktan sonra kuş gibi hafifledim. İyiki buraya yazdım da sizin gibi güzel insanlarla karşılaştım geç bile kalmışım. o kadar depresyona girip üzüleceğime burda alsaydım soluğu keşke o zaman şuan baya yol kat etmiş olurdum:)

Bundan sonra artık kararlıyım aşmaya çalışacağım:) aşmak için elimden geleni yapacağım, fazla bile üzüldüm yıprandım. En kötü namımız yürür yorumunuza kahkahayı patlattım hayattaki mottom bu bundan sonra o kadar iyi geldiniz ki o kadar içimi ferahlattınız ki hissettirdiğiniz güzel duygular fazlasıyla sizde karşılık bulsun dilerim, sevgilerimi gönderiyorum size
 
Cinsellik aslında kendimi bildim bileli bende bi tabu. Sanırım ailelerimiz tarafından bu tabularla büyütüldüğümüzden. Babam bu konuda daha yorumsuz bi insandı ki ben babasız büyümüş bi insanım çok küçük yaşlardan beri o yüzden anne hakimdi evde ve annem çok tutucudur bu konuda. Yanlış anlamayın kimsenin çocuğuna karışmaz, kimsenin yaşadığı hayata yorum yapmaz, kimseyi yargılamazdı ama konu çocuklarına gelince aman kendinizi sakının, aman değersiz olmayın, kendinize dokundurmayın gibi tabularla büyüttü bizi. Belki tek başına çocuk büyüten bi anne korumacılığıydı bu. Ben bu yüzden hep bu konuda çekimser kaldım hatta hayatım boyunca aşırı cinsel istek duyan biri de olmadım açıkçası. Çok aşık olduğum, çok sevip sevildiğim, uzun yıllar süren bir ilişkim oldu ve karşı tarafla en büyük sorunlarımızdan biri de buydu mesela, hep benim isteksizliğimden yakınırdı. Tabiki seviyordum, tabiki arzuluyordum ama konu cinsellik yaşamaya gelince hep bi çekimserlik, erteleme isteği.. Şu yaşadığım son olaydan sonra ciddi anlamda benim cinsel isteğim yok oldu. Son zamanlarda bir de bunu sorgulamaya başladım:) yaşlı teyze gibi hissediyorum kendimi daha 30 yaşındayım ama hayatımın en geri planında olan şey gibi insanın hiç mi bi içi kıpırdamaz, ne bileyim hayal kurmaz, yeniden güzel duygular yaşamayı istemez. İstiyorum ama içim ölü gibi inanın. Ama haklısınız sevginin olduğu yerde cinselliğin yaşanıp yaşanmaması bişeyi değiştirmiyor eski ilişkimden biliyorum bunu. Karşıma böyle biri çıktı diye herkes böyle değil seven yine seviyor.

Aslında söylediklerinizi düşününüyorum bazen kendimi sorguluyorum. Onun amacı cinsellikti bu yüzden oynadı diyelim. Sende sevmiyordun öyle yoğun duygular hissetmiyordun neydi seni tutan diye. Aslında beni tutan da onun ilgisiydi. Çoğu zaman o kadar ilgiliydi ki bunalırdım bazen. Her dakika araması sorması bazen gıcık bile ederdi. Açmazdım telefonu konuşmamak için ertesi gün uyuyakalmışım derdim. Çok yoğun bi iş hayatım vardı bazen derdim ki ya sence bu adama gerek var mı? Ona ayıracak vaktin bile yok ayrılsan mı? Ama ayrılınca ilgisiz kalacağım ve yalnız hissedeceğim düşüncesiyle buna cesaret edemedim. Hayatımda hiç görmediğim bi ilgi yoğunluğu vardı çünkü onda. Bu da beni ona çekti. Annem hep der iki güzel söze kanma diye:) iki güzel sözden daha fazlasıydı inanın bitmek tükenmek bilmeyen bir ilgi, güzel sözler, sürekli beni güldürmesi, dertleşmeler, tamamiyle benim zaafım olan şeyler. İtiraf etmek gerekirse içime kurt düştüğü ya bu kadar ilgi fazla abartı bu işte bir şey var dediğim anlar oldu, ama dedim ki öyleyse de haketti bunca uğraştan sonra, sanki ben ödüldüm o ödül peşinde koşan, bunu böyle gördüm. Ya ödülü aldığında çekip giderse e giderse de ben buna katlanabilirim, bununla baş edebilirim hem gitmez ben onu kapıdan kovsam bacadan girer diye düşündüm. O kadar güvendim kendime. Hatta bi tık kendimi vazgeçilmez sandım galiba .

Yalvarma konusuna gelince amacım sadece onu test etmekti. Ama çok üstüne gittim kabul ediyorum. O gün o olay yaşandı, kötü hissettim, sonra bi şekilde gönlümü aldı, ertesi gün beni eve bıraktı herşey normaldi. Bıraktı beni yarım saat sonra aradı hayatım nasılsın herşey yolunda mı vs diye. Akşamına tartışma çıkardım. Olmuyor ben istemiyorum bitsin falan dedim. Birbirimize karşı bir duygumuz olduğunu düşünmüyorum dedim. Başta itiraz etti lap diye kabul etmedi. Sabah uyandım ben bekliyorum arar yazar diye ses yok. Akşam ben aradım ve istediğin gibi olsun bitsin dedi. O an ben şoka uğradım. Çünkü beklediğim şey sakinleşmesi, yine yapıcı davranması, olayın tatlıya bağlanması ve kaldığımız yerden devam etmemizdi. İşte orda içime kurt düştü. Bu sefer beklediğin gibi olmadı çünkü amacına ulaştı diye. Ama konuşmaya devam ettikçe beni suçladıkça harekete geçmeye başladım. Suçlandıkça telafi etmek için uğraşmaya başladım, ikna edemedikçe de yalvar yakar moduna geçtim. Bu en büyük hatamdı. Zannettim ki o gün orda herşey bitti. Bidaha bana ilgi göstermeyecek. Çünkü öyle söyledi sana ilgi gösteremem artık, bu zamana kadar sen beni üzdün bundan sonra ben seni üzerim dedi. Sanırım o da neden bunca zaman onu yanımda tutuğumun farkındaydı. İlgi. Ve beni bununla tehdit etti. Ben o ilgiyi geri kazanmak için ağladım sızladım kendimi küçük düşürdüm. Onu kaybettiğimi düşündüm. Aslında o gün orda onu salsaymışım o yine geri gelecekmiş. Kendim gibi zannettim onu da. Ben bir kere gittiğim yere geri dönmem çünkü. Oysa o defalarca kez mesaj attı sonrasında hatta olay öyle bi noktaya geldi ki artık ben cevap vermez oldum ve sessizce çıkardım hayatımdan. Aslında o dediğiniz gibi hayalimdeki tabloya uyan bi insan değildi. Mesela annemle tanıştırsam hoşlanmazdı. Bana göre biri değildi. Gözü dışardaydı. Evet bana karşı çok ilgiliydi ama birlikte dışarıdayken defalarca kez başkalarına baktığını gördüm ve bu benim kırmızı çizgimdir. Yine de olsun bana karşı ilgisinde sorun yok diyip yanımda olmasına izin verdim. Aslında şimdi düşününce evet en hoşlanmadığım özelliklere sahip bi insandı. Ama o duygusal boşluğumu dolduruyordu dediğiniz gibi. Belki ben de onu bu şekilde kullanmış oldum. Ve gün geldi o da buna bir dur dedi.

Kendi kendime bile yüzleşemediğim şeylerle yüzleşmemi sağladınız gerçekten:) ben de çok uzun yazdım kusura bakmayın ama yazmak da çok iyi geldi. Belki de dediğiniz gibi görünmez bir el ipleri eline aldı ve bana bir tokat attı. Çünkü hayattan öğrenmem gereken dersler vardı. Gerçekten ufkumu açtınız olaylara çok farklı bi pencereden bakmamı sağladınız çok teşekkür ederim. Yazdıklarıma yorumunuzu çok merak ediyorum. Zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim iyi ki buraya yazdım da sizin gibi güzel insanlarla karşılaştım:)
 
ya öncelikle çok tatlısınız herkese böyle güzel sözler söylemeniz içten hissettiriyor. ayrıca ben bilinçli biri olduğunuzu görüyorum yazdıklarınızdan, o yüzden hangi dersleri aldığınızı, neyi neden yaptığınızı yorumlamanız çoğunluğa göre kolay olacaktır. inanın insanlar o kadar şuursuz ki bazen, o konuda takdir ettim sizi. gayet açık yorumluyorsunuz kendinizi de, karşı tarafı da. ben de yine uzun yazdım özür dilerim ya dsfgfh kendim üzerinden örnekle anlatıyorum ama umarım faydası olur.

hayatımın en geri planında olan şey gibi insanın hiç mi bi içi kıpırdamaz, ne bileyim hayal kurmaz, yeniden güzel duygular yaşamayı istemez. İstiyorum ama içim ölü gibi inanın
bu mesele bence biraz hissettirene de bağlı :) yani karşınıza gerçek bir bağ kuracağınız biri çıkmasıyla da ilgili ama o bağı kurabilmek için önce kendimizle ilgilenmeliyiz. yoksa o insanlar yanımızdan geçip giderler ve biz onların farkına bile varamayız.
gerçeklik dediğimiz şey öyle bir mekanizma ki içimizde ne varsa o dışarıya yansıyor ama biz bunu göremeyip olanlara kader diyoruz.
gerçekliği nasıl şekillendirebileceğimizi anlamak iç dünyamızla kurduğumuz bilinçli ilişkiden geçiyor. yani başınıza gelenler, tekrar eden duygu örüntüleriniz, alışkanlıklarınız, dürtüleriniz bunlara dışarıdan bir göz olarak bakıp analiz edince ve asıl benliğinizi (yani siz aslında hayalinizde, kimsenin görmediği yerde, içinizde kimseniz) görüp, anlayıp, bastırdığınız yanlarınızı özgür bırakıp, karanlıkta kalanları ışığa çıkarıp ve sonrasında bütün bölünmüş benliklerinizi birleştirip, eritip, dengeye geldikten sonra bedenlenmesinden rahatlık duyduğunuz şekilde asıl benliğinizi dışarıya yansıtabilmekten, o benliğe gerçeklik kazandırmak için bilinçli eylem almaktan geçiyor. karışık oldu farkındayım.

mesela ben genç yaşta başladım cinsellik yaşamaya ama meseleye duygusal ihtiyaçlarla ve dürtülerle yaklaştığım için yaşadığım deneyimler beni yaraladı her seferinde. dışarıdan baksanız özgür yaşayan biriydim ama içimde paramparçaydım aslında çünkü cinsellik çoğu zaman benim içimde acı duyduğum şeylerden, bozuk psikolojimden ötürü yöneldiğim bir şeydi. ruhsal olarak kendimle bağımı tamamen koparmış ve sadece acı içinde yaşayan bir genç kızdım/kadındım. çocukluğunda cinsel istismar yaşamış biriyim ve bunu yapan kişi genç kızlığıma kadar hayatımdaydı. bu hikayenin ufak bir kısmı ama benim analiz etmeye başlamam gereken ilk yerdi mesela. ilk seferim aslında isyankarlıktandı ve ayrıca aşık olduğumu sanıyordum. aslında sadece sığınacak birini aramıştım ve sevginin ne olduğunu bilmiyordum. sonraki yıllarda görev bilinciyle sanki yapmak zorundaymışım gibi hissedip yaptığım oldu. gerçekten rızamın olmadığı birkaç kötü deneyimim de oldu. hayatımın alt üst olduğu, büyük olayların yaşandığı dönemlerde yanlış kişilerle cinsellik yaşadığım ve hiç şaşmaz şekilde hemen ardından pişmanlıktan geberdiğim oldu. yaptıklarımdan utandığım için bu sefer yaptığım kişiden ilişki beklentisine girip çook yanlış kişilerle romantik ilişki yaşadığım oldu. ben önceki yorumumda örneklerini verdiğim sisteme benzer şekilde kendim üzerine çok fazla analiz yaptım ve her konuda iyileşmeye çabaladım. karşıma aslında öğrendiklerimi uygulayabilmem için özellikle benim için yanlış insanlar çıkıyordu ama ben doğru kararı verip öğrendiklerimi eyleme geçiremiyordum. hayır bu ben değilim, bu bana uygun değil, bu kişiyi istemiyorum diyebilene kadar iyileşmiş sayılmazdım.

sonra bir zaman geldi hayatımda ve hayır dedim. daha güçlü hissettiğim, öğrendiklerimi sindirdiğim bir dönemdi ama hala bir şeyler oturmamıştı sanki. aynı dönemde karşıma gerçekten o iyileşme sürecimi tamamlayabileceğim, kendim olabileceğim, kendi sınırlarımı çizeceğim, kendi kurallarımı koyacağım o insan çıktı. o insan karşıma çıktığında ben cinsellik konusunda çok yaralı hissediyordum ve diğer pek çok ağır konuyu aşmış olsam bile bu konuda masumiyetimi kaybettiğimi, ona saf bir sevgi veremeyeceğimi düşünüyordum. o kişi sabretti, her seferinde benimle çok şefkatli ve sabırlı şekilde konuştu. hatta bana "yaşadığın hiçbir şeyden pişman olma çünkü yaptığımız seçimleri yapmasaydık biz hiç karşılaşmayacaktık. bugüne dek yaptığımız her şey bizi bu noktaya, birbirimize getirdi." dedi. ağlanır bu söze yani onun sayesinde bunu aşmayı başardım, kendi çabama son noktayı bu ilişkiyle koymuş gibi oldu. ha ben kendi psikolojim, hayatım üstünde onca çabayı vermeseydim o adamın samimi niyetini hiç fark etmeyecektim bile. kusurlarımla ilgili kendime dürüst olmasaydım ve değişmeye çalışmasaydım sağlıklı bir ilişki yaşayamayacaktım da. ayrıca bir sürü insana hayır deme kararı bana aitti, onun hayatıma girebilmesi için yer açmış oldum. yani bu ilişkinin gerçek bir iletişim/bağ olması sadece "kader" değil, hem onun hem benim bilinçli verilen emeğimizle ilgisi var. kaderimiz bizim niyet ve eylemlerimizle şekilleniyor, doğarken bazı seçenekler veriliyor bize ama ben sonrasında özgür iradeyi uyandırmaya inanıyorum. açıkçası şuan diyorum ki ulan hak etmeyen onca insana kendini sunmuşsun, kendine zarar vermişsin. bu adam sonuna kadar hak ediyor bu adamla güzel anlar yaşa cinsellik konusunda özgür hissediyorum ve kadınlığımı sağlıklı biçimde yaşamaya başladım. bu sefer doğru bir şey yaptığımı biliyorum, yani doğru derken benim vicdanım rahat olacak şekilde ve özgür irademi kullandığımı bilerek.

yani mesele aslında bence şu, tamam dersler alıyoruz öğreniyoruz ama ne kadar uygulayabiliyoruz? mesele insanın kendine birtakım prensipler belirlemesi ve bunlara uyması, bunlara göre kararlar alması. önce kendine dürüst olmak, ne istediğini özgürce itiraf edebilmek ve karşındaki o isteklerine uymuyor mu? tamam sen bana uygun değilsin diyebilmek. hayır deme gücünüz çok önemli bence. kimseyi bir çerçeveye oturtmamak ve olduğu gibi görmek her şeyi. her şeyi olduğu gibi görebilmek de kendine dürüst olmaktan geçiyor bence. ben "gölge çalışması" yaptım tam 5 sene boyunca ve aslında kendimi anlamaya başlamama karşın anladıklarımı eylemlerime dökmediğim için, kararlarıma yansıtamadığım için sürecim gecikti. aşk sandığım uzun ve toksik bir ilişkim vardı o dönemde mesela, onu kırmam çok uzun sürdü ama en çok da ruhuma adeta işkence eden o deneyimden öğrendim bir noktada. yani aslında hayatta yaşanan olumsuzluklar ve negatif görünen duygular sizin iyiliğinize hizmet ediyor. o olayın sizinle ilgili neyi gösterdiğini görüp görmemek ve eyleme geçmek ise özgür iradenize kalıyor. eğer duygularımıza bağımlı yaşıyorsak ve o duygulara hiç dışarıdan bakamıyorsak o zaman almamız gereken dersleri alamıyoruz ve sürekli dürtülerimiz yön veriyor hayatımıza. ki onlar da kaçtığımız, kabullenmediğimiz, bastırdığımız yanlarımız oluyor yani "gölge"lerimiz.

Bidaha bana ilgi göstermeyecek.
işte sizi buradan kancalamış aslında beyefendi aklınca. kadınların çoğunun yumuşak karnı ilgi bence. ben de babasız büyüdüm bu konuda bizim gibi kadınların çok daha fazla açlığı olduğunu da düşünüyorum açıkçası. hayatınızdaki insan elbette ilgi göstersin yani öyle şey mi olur ama ilgi göstermesi aranızda gerçek bir iletişim, bağ oluştuğunu göstermiyor işte maalesef. umarım bundan sonra sizin için aydınlanmalar peş peşe gelir ve bu adamın sizde bıraktığı kötü his yok olur gider hemen.
 
Son düzenleme:
Yaa çok tatlısınız
Hepimiz benzer yollardan geçtik, geçiyoruz. O kadar saçma sapan şey gördüm, duydum, yaşadım ki, artık şaşırmam diyorum ama hala bazen şaşırıyorum

Kendinize yüklenmeyin. İnsanız, hata yaparız. Sonuçta kötü niyetle yaptığınız hiçbir şey yok. Boşluk içindeyken birine tutunmak istemişsiniz, o dal da çürükmüş, kopmuş. Bir tane çürük ağaca denk geldiniz diye bütün ormana küsmeyeceksiniz tabii ki. Erkeklere odun benzetmesi gibi de oldu bu, cuk oturdu valla

Ne zaman ne konuşmak isterseniz yazabilirsiniz, ister forumdan ister özelden. Yaşasın kadın dayanışması
 
Forumda bazı mesajları kaydetme olmalı bence, not defteri gibi


paylaş butonunun yanında kaydetme tuşu var sonra kullanıcı isminize tıkayınca "favoriler" kısmında gözüküyor çok teşekkür ederim
 
Çok geçmiş olsun. Bu anlattığında kendimi gördüm. Bende nişan öncesi terkedildim. Adamın bahanelerini gerçek sandım kendimi suçladım çok sonradan anladım bahane olduğunu.
 
Hayır sizin üzülmeniz çok normal. Asıl üzülmeseydiniz anormal olurdu
 
Pislik herifin teki, iyi ki böyle olmuş da bununla evlenmemişsiniz. Hem karakteri yokmuş hem de sevişmeyi bile bilmiyormuş. Ömrünüz boyunca zevk alamadığınız cinsellik yaşatırdı size. Sevilmeme konusuna gelince maalesef bu durumda olan ne ilk ne de son kadınsınız, maalesef böyle çok pislik var piyasada. O yüzden takmamaya çalışın, yazarsa da cevap bile vermeyin, yeniden yapamadığı cinsellik için yazıyordur. İyi ki böyle olmuş da tüm hayatınızı mahv etmemiş diye düşünün.
 
A
Kardeşim gibi gördüğüm bi erkek arkadaşım var. Ona da anlattım durumu. Çok sinirlendi ve sizin yaptığınız yorumu yaptı aynen. Bi erkek olarak söylüyorum dedi pislik yaşadıklarının daha iyisini yaşamak için ulaşacak sana ama sen buna izin vermeyeceksin dedi. 1 aydır ortada yok. Arkadaşım yine yazacak o sana birşeyi bahane edip dedi sende madem içinde kaldı say söv bidaha da arkana bakma dedi. Zaten böyle bi yapım yok. Bitmiş bitmiştir benim için asla dönmem. Başta da bu yüzden uğraştım zaten. Bir kere biterse bidaha güvenipte geri dönmeyeceğimi biliyordum. Nitekim de öyle oldu. Ama adi varlık avucunun içinde sandı beni ne zaman isterse dönebileceğini düşündü. Ayrıldığımız günün ertesi ne kadar kız takip etti haddi hesabı yok bunları görünce iyice mahvolmuştum zaten. Şuan bu anlamda da paydos etti herhangi bi hareketlilik, takip, ses seda yok 1 aydır. Hangi cehennemde ne yapıyor bilmiyorum:) pişman olsun istiyorum ama pişmanlık gerektirecek bi duygu hiç bi zaman olmamış ki bu da uzak bir ihtimal. İnsan işte insan olarak dahi olsa bi anlamı olmuş olsun istiyor biraz olsun kaybedilmemeye değer olduğunu hissetmek istiyor ama nafile.
 
Hayır sizin üzülmeniz çok normal. Asıl üzülmeseydiniz anormal olurdu
Hem üzülüyorum hem de çok kötü şeyler geçiriyorum içimden. Yine de kendimi tutmaya çalışıyorum ama yaptığı yanına kalmaz umarım. Daha geçen sene bu zamanlar yaz geliyor diye yerimde durmazdım gezerdim, tozardım, spora giderdim inanın hiçbirine enerjim yok. Geçen sene ki ben değilim. Açıp bi sayfa kitap okuyayım kendime yararlı bişey yapayım diyorum onu dahi yapamıyorum.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…