Soruya soruyla cevap verir, bu da benim limitsiz konuşmama ve çıldırmama yol açar:
Ben:Çorapların neden yatak başında?
Eşim:Hangi çoraplarım?
Ben:Farkeder mi ya çorap işte !
Eşim:Farketmiyorsa niye soruyorsun?
Ben:Ya çorabın rengi, markası farketmez, yatak başına niye koydun onu soruyorum.
Eşim:Hangi yatak başına?
Ben:Yahu kaç yatağımız var bizim?
Eşim:Ne diyorsun? Anlamıyorum.
Ben

is çoraplarını yatağın başına neden astınnnnnnn?
Eşim:Hangi çoraplarımı?
................................................................
Birşey anlatırım, dinlemez, bu da benim limitsiz konuşmama ve gene çıldırmama yol açar.
Ben:Bugün derste ne oldu biliyor musun? Çok rezil oldum ya.
Eşim:Evet.
Ben:Ne eveti? Derste rezil oldum diyorum.
Eşim:Niye?
Ben:Türkçeden ingilizceye çeviri yapıyoruz, ben de "Neden erkekler takım elbise altına beyaz çorap giyer?" diye cümle yazmışım.Gülüşüyordum, baktım öğrenci olan adamlardan biri beyaz çorap giymiş, farkedince rezil oldum.
Eşim:.....(oyuna dalmış, sessiz)
Ben:Nasıl toparlayacağımı bilemedim valla.
Eşim:.....(sessiz, hala oyun oynuyor)
Ben:Sonra sınıfa hacivatla karagöz girdi.
Eşim:Anlıyorum.
Ben:Hacivat eskiden beri bana aşıkmış.
Eşim:Evet.
Ben:Ne eveti laaan ne evetiiiiii...Hacivat bana aşıkmış diyorum sanaaaa...
Eşim:Hangi hacivat?
Ben:Yan apartmanda 3. katta oturan hacivat!Tövbe yarabbim yaaa...Lan azıcık dinle beni yaaa azıcıkkk dinleeeeeeee.....