İnsanlık için küçük benim için büyük bir aile kazığı

turuncudolap

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
31 Ekim 2011
41
20
24 yıllık hayatımın, dün öğrendiğim en büyük kazıklarından birini paylaşmak istiyorum, içimde tutamıyorum şu an. Belki çok da kazık gibi görünmeyecek herkese okuyunca ama nedense beni yerle bir etti, bilmiyorum.
5 haziran 2016 pazar günüydü, çalıştığım şehirden ailemin yanına gidip hayatımda biri olduğunu, evlenmek istediğimi usulüne uygun bir şekilde söyledim. Her ailenin verebileceği gibi tepkiler aldım. 6 haziranda Ramazan ayı başladı ve 10 temmuzda, bayram bittiğinde erkek arkadaşım bu evlilik konusunda pek de gönüllü olmayan ailesini bize tanışmaya getirdi.
Aileler tanıştı, çok şükür bir sorun çıkmadı. Ardından erkek arkadaşım sizin de bize gelmeniz gerek dedi ama bize ailesinden herhangi bir davet olmadı. Benim ailem tutturdu onlar arayıp davet etmezse biz nereye gidiyoruz diye, onun ailesi de biz aramayız zaten gelmeleri lazım diye tutturdu. Derken telefon krizini yine erkek arkadaşım çözdü, yalvardı yakardı ailesi benimkileri aradı ve darbe gecesinin sabahı, ayrı şehirlerde olmamıza rağmen güç bela zoraki davetlerine icabet ettik.
İkinci toplanma da gayet sakin geçti, daha sonra ağustos gibi isteme-söz-nişan yapılır diye konuşuldu ancak o dönem kamuda izinler iptal edildi ve erkek arkadaşım işinden izin alamayınca hepsi ertelendi. Ertelenmişken bari 12 eylüldeki kurban bayramında yapalım da herkes tatilde olduğu için rahat gelebilsin dedik; kurban bayramına 10 gün kala arayıp dediler ki çocuğun amcası kanser oldu.
Söz konusu kötü hastalık olunca benim ailem tabi ki anlayış gösterdi, hemen arayıp hastanın durumunu sordular falan ama haklı olarak da en azından isteme olup işin adı konsaydı iyi olurdu dediler. Bu sırada kanser olan amcanın ayakta olduğu, dışarıdan bakıldığında sağlıklı bir insandan farklı davranmadığını da öğrendik.
Kurban bayramında annesi annemi arayıp müsaitseniz tatil bitmeden geleceğiz dedi ama sonra günlerce ses çıkmadı. Tatilin son günü, benim başka şehre gidip işe dönmeme bir gün kalana kadar ses çıkmadı. Ve o gece ailem ister istemez bana patladı. Bari geleceğiz demeselerdi dediler, gelip iki saat oturup en azından prosedür icabı kız istemeyi yapmak bu kadar zor değil dediler, daha neler neler... Ben de o gece erkek arkadaşıma ulaşamadım, öyle olunca durumu anlatan uzun bir mesaj yazdım. Ağlaya ağlaya uyudum, sabahın erken saatinde annem gelip uyandırdı, kalk biletini ertele bir şey yap misafirlerin 1 saate geliyorlarmış şimdi haber verdiler dedi. Meğer yaşadıkları köyde elektrik telefon kesilmiş de ulaşamamışlar bize de vs vs... Yaşadıkları köyle şehir arası max 40 dk bu arada. bizim yaşadığımız yere de 1-1,5 saat kadar uzaktalar.
Sabah sabah elimiz ayağımız birbirine dolanarak hazırlık yaptık, bir saate gelecek insanlar tam 5 saat sonra geldiler. İsteme zımbırtısı oldu, bana bir tektaş çocuğa da alyansı (ben istediğim için, sözlüyken sadece bende yüzük olsun istemedim) takıldı, bir kare fotoğraf bile çekilmeden buz gibi bir söz yapıldı. Kazık kısmı da buradan sonra başlıyor.
Söz yüzükleri takıldıktan sonra annem kendisinden beklenmeyecek kadar olgun bir konuşma yaparak hastanıza saygı duyuyoruz, nişanı siz ne zaman derseniz o zaman yapalım dedi. Sözlümün dediğine göre köylerine döndüklerine hasta amcaya ayıp olur diye çocuğun söz yüzüğünü takmasına bile izin vermemişler, kimseye de söz kestik falan dememişler, söz bizim evin salonunda kalmış yani.
Sözün üstünden 10-15 gün geçtikten sonra hasta amca bir aylık tedaviye başlayacak dediler. Annem de bana adamın tedavisi bitsin nişan konusunu artık konuşalım diye her gün baskı yapmaya başladı. Ben de benim yapabileceğim bir şey yok, insanlarla konuşursunuz deyip durdum, kabak tadı vermeye başladı çünkü artık. Arada gıkı çıkmadan her iki tarafı da memnun etmeye çalışan sözlümün ezilişini mahcubiyetini izlemek de cabası. Gerçi o da eninde sonunda kendi ailesinin yanında duruyordu haliyle ya, neyse.
Sözde sözün üstünden 1,5 ay geçti, amcanın tedavisinin de belki bir haftası falan kaldı. Annem yine bana uzun bir ''ne olacak bu nişan'' konuşması yaptı. Ben de hasta amcanın da nişanlanmayı bekleyen bir oğlu var anne dedim, hem de çocuk amcasının kızıyla nişanlanacak ve aralarında yaklaşık 4 yıldır bir şeyler varmış, sırf amca hasta diye bekliyorlar dedim. Gerçekten de öyleydi, daha doğrusu ben öyle zannetmişim.
Anneme bunu söylediğim gün sözlümün yanına gittim. Ben yanındayken askerdeki kardeşi aradı, nişandan haberin var mı gibi bir şeyler söyledi. Benimki anlamadı, ne nişanı falan derken adam akıllı ne olduğunu öğrenmek için babasını aradı. Babası da açık açık dedi ki hasta amcanın oğlunun bugün nişanını yaptık. Çocukla birbirimize boş boş baktık birkaç saniye, babasına ne diyeceğini bilemedi. Dili çözülünce de kendisini tutamayıp 'baba siz bizimle dalga mı geçiyorsunuz, bana doğru düzgün söz bile yapmazken onların nişanını mı yaptınız?' diyebildi. Ki benim sevgili sözlüm, bugüne kadar maddi manevi ailesine bir kere bile yük olmamış, liseden beri kendi kendisini döndüren, üstüne bir de maddi manevi ailesine yardım eden biri. Resmen kendi çocuklarına üvey evlat muamelesi yaptılar.
Detayını öğrenmek için abisini aradı, abisi de detaylıca anlattı, evet dedi kuzenleri nişanladık amca da iyiydi gayet sağlıklı görünüyordu çok mutlu oldu vs vs.. Sonuç olarak önce kendi çocuklarına, sonra bana ve aileme kazığın büyüğünü attılar, sağolsunlar. Her şey bir yana ama sözlümün karşımdaki o mahcubiyetini, kendisinin suçu olmamasına rağmen o ezilişini ve onu o duruma sokanları hiç unutmayacağım.
Şu an ne yapacağımızı da bilmiyoruz. Benim annem o kadar anlayışlı olmasına rağmen böyle bir kazığı öğrenirse o insanlara geri dönüşü olmayan laflar söyler ve aileler nezdinde bu iş biter, annemi çok iyi tanıyorum. Ama bizim aramızda bir sorun yok, Allah göstermesin ayrılık falan gibi bir düşüncemiz de yok, her türlü sıkıntıya karşı bir arada olacağız diye çıktık yola. Bakalım neler göreceğiz.
Dua edin lütfen...
 
24 yıllık hayatımın, dün öğrendiğim en büyük kazıklarından birini paylaşmak istiyorum, içimde tutamıyorum şu an. Belki çok da kazık gibi görünmeyecek herkese okuyunca ama nedense beni yerle bir etti, bilmiyorum.
5 haziran 2016 pazar günüydü, çalıştığım şehirden ailemin yanına gidip hayatımda biri olduğunu, evlenmek istediğimi usulüne uygun bir şekilde söyledim. Her ailenin verebileceği gibi tepkiler aldım. 6 haziranda Ramazan ayı başladı ve 10 temmuzda, bayram bittiğinde erkek arkadaşım bu evlilik konusunda pek de gönüllü olmayan ailesini bize tanışmaya getirdi.
Aileler tanıştı, çok şükür bir sorun çıkmadı. Ardından erkek arkadaşım sizin de bize gelmeniz gerek dedi ama bize ailesinden herhangi bir davet olmadı. Benim ailem tutturdu onlar arayıp davet etmezse biz nereye gidiyoruz diye, onun ailesi de biz aramayız zaten gelmeleri lazım diye tutturdu. Derken telefon krizini yine erkek arkadaşım çözdü, yalvardı yakardı ailesi benimkileri aradı ve darbe gecesinin sabahı, ayrı şehirlerde olmamıza rağmen güç bela zoraki davetlerine icabet ettik.
İkinci toplanma da gayet sakin geçti, daha sonra ağustos gibi isteme-söz-nişan yapılır diye konuşuldu ancak o dönem kamuda izinler iptal edildi ve erkek arkadaşım işinden izin alamayınca hepsi ertelendi. Ertelenmişken bari 12 eylüldeki kurban bayramında yapalım da herkes tatilde olduğu için rahat gelebilsin dedik; kurban bayramına 10 gün kala arayıp dediler ki çocuğun amcası kanser oldu.
Söz konusu kötü hastalık olunca benim ailem tabi ki anlayış gösterdi, hemen arayıp hastanın durumunu sordular falan ama haklı olarak da en azından isteme olup işin adı konsaydı iyi olurdu dediler. Bu sırada kanser olan amcanın ayakta olduğu, dışarıdan bakıldığında sağlıklı bir insandan farklı davranmadığını da öğrendik.
Kurban bayramında annesi annemi arayıp müsaitseniz tatil bitmeden geleceğiz dedi ama sonra günlerce ses çıkmadı. Tatilin son günü, benim başka şehre gidip işe dönmeme bir gün kalana kadar ses çıkmadı. Ve o gece ailem ister istemez bana patladı. Bari geleceğiz demeselerdi dediler, gelip iki saat oturup en azından prosedür icabı kız istemeyi yapmak bu kadar zor değil dediler, daha neler neler... Ben de o gece erkek arkadaşıma ulaşamadım, öyle olunca durumu anlatan uzun bir mesaj yazdım. Ağlaya ağlaya uyudum, sabahın erken saatinde annem gelip uyandırdı, kalk biletini ertele bir şey yap misafirlerin 1 saate geliyorlarmış şimdi haber verdiler dedi. Meğer yaşadıkları köyde elektrik telefon kesilmiş de ulaşamamışlar bize de vs vs... Yaşadıkları köyle şehir arası max 40 dk bu arada. bizim yaşadığımız yere de 1-1,5 saat kadar uzaktalar.
Sabah sabah elimiz ayağımız birbirine dolanarak hazırlık yaptık, bir saate gelecek insanlar tam 5 saat sonra geldiler. İsteme zımbırtısı oldu, bana bir tektaş çocuğa da alyansı (ben istediğim için, sözlüyken sadece bende yüzük olsun istemedim) takıldı, bir kare fotoğraf bile çekilmeden buz gibi bir söz yapıldı. Kazık kısmı da buradan sonra başlıyor.
Söz yüzükleri takıldıktan sonra annem kendisinden beklenmeyecek kadar olgun bir konuşma yaparak hastanıza saygı duyuyoruz, nişanı siz ne zaman derseniz o zaman yapalım dedi. Sözlümün dediğine göre köylerine döndüklerine hasta amcaya ayıp olur diye çocuğun söz yüzüğünü takmasına bile izin vermemişler, kimseye de söz kestik falan dememişler, söz bizim evin salonunda kalmış yani.
Sözün üstünden 10-15 gün geçtikten sonra hasta amca bir aylık tedaviye başlayacak dediler. Annem de bana adamın tedavisi bitsin nişan konusunu artık konuşalım diye her gün baskı yapmaya başladı. Ben de benim yapabileceğim bir şey yok, insanlarla konuşursunuz deyip durdum, kabak tadı vermeye başladı çünkü artık. Arada gıkı çıkmadan her iki tarafı da memnun etmeye çalışan sözlümün ezilişini mahcubiyetini izlemek de cabası. Gerçi o da eninde sonunda kendi ailesinin yanında duruyordu haliyle ya, neyse.
Sözde sözün üstünden 1,5 ay geçti, amcanın tedavisinin de belki bir haftası falan kaldı. Annem yine bana uzun bir ''ne olacak bu nişan'' konuşması yaptı. Ben de hasta amcanın da nişanlanmayı bekleyen bir oğlu var anne dedim, hem de çocuk amcasının kızıyla nişanlanacak ve aralarında yaklaşık 4 yıldır bir şeyler varmış, sırf amca hasta diye bekliyorlar dedim. Gerçekten de öyleydi, daha doğrusu ben öyle zannetmişim.
Anneme bunu söylediğim gün sözlümün yanına gittim. Ben yanındayken askerdeki kardeşi aradı, nişandan haberin var mı gibi bir şeyler söyledi. Benimki anlamadı, ne nişanı falan derken adam akıllı ne olduğunu öğrenmek için babasını aradı. Babası da açık açık dedi ki hasta amcanın oğlunun bugün nişanını yaptık. Çocukla birbirimize boş boş baktık birkaç saniye, babasına ne diyeceğini bilemedi. Dili çözülünce de kendisini tutamayıp 'baba siz bizimle dalga mı geçiyorsunuz, bana doğru düzgün söz bile yapmazken onların nişanını mı yaptınız?' diyebildi. Ki benim sevgili sözlüm, bugüne kadar maddi manevi ailesine bir kere bile yük olmamış, liseden beri kendi kendisini döndüren, üstüne bir de maddi manevi ailesine yardım eden biri. Resmen kendi çocuklarına üvey evlat muamelesi yaptılar.
Detayını öğrenmek için abisini aradı, abisi de detaylıca anlattı, evet dedi kuzenleri nişanladık amca da iyiydi gayet sağlıklı görünüyordu çok mutlu oldu vs vs.. Sonuç olarak önce kendi çocuklarına, sonra bana ve aileme kazığın büyüğünü attılar, sağolsunlar. Her şey bir yana ama sözlümün karşımdaki o mahcubiyetini, kendisinin suçu olmamasına rağmen o ezilişini ve onu o duruma sokanları hiç unutmayacağım.
Şu an ne yapacağımızı da bilmiyoruz. Benim annem o kadar anlayışlı olmasına rağmen böyle bir kazığı öğrenirse o insanlara geri dönüşü olmayan laflar söyler ve aileler nezdinde bu iş biter, annemi çok iyi tanıyorum. Ama bizim aramızda bir sorun yok, Allah göstermesin ayrılık falan gibi bir düşüncemiz de yok, her türlü sıkıntıya karşı bir arada olacağız diye çıktık yola. Bakalım neler göreceğiz.
Dua edin lütfen...
Yapılan çok çirkin
Gerçekten kanser mi amca ona bile şüpheliyim ...

Söz böyle olmuş ama nişan düğün güzel olur inşallah
Sözlune sahip çık değerini bil
 
amcanın oğlunun nişanıyla sizin kazık yemenizin ne alakası var anlamadım..
amca kendi oğlunun nişanını istediği zaman yapar sizin sevgilinin babasıyla alakası ne ?
amcanın oğlunun nişanını sizin sevgilinizin babası mı yaptı ki kazık attılar diyorsunuz..
bu sözle nişan arasındaki ince farkı da oldum olası bilemedim..
ha söz ha nişan gelmişler istemişler yüzük takılmış işte.. nişan olunca farklı birşey mi oluyor ki?
 
amcanın oğlunun nişanıyla sizin kazık yemenizin ne alakası var anlamadım..
amca kendi oğlunun nişanını istediği zaman yapar sizin sevgilinin babasıyla alakası ne ?
amcanın oğlunun nişanını sizin sevgilinizin babası mı yaptı ki kazık attılar diyorsunuz..
bu sözle nişan arasındaki ince farkı da oldum olası bilemedim..
ha söz ha nişan gelmişler istemişler yüzük takılmış işte.. nişan olunca farklı birşey mi oluyor ki?
Amca kanser diye kızı istemeye bile gitmemisler..
Gelip gitmediler tlf acmamislar...
 
24 yıllık hayatımın, dün öğrendiğim en büyük kazıklarından birini paylaşmak istiyorum, içimde tutamıyorum şu an. Belki çok da kazık gibi görünmeyecek herkese okuyunca ama nedense beni yerle bir etti, bilmiyorum.
5 haziran 2016 pazar günüydü, çalıştığım şehirden ailemin yanına gidip hayatımda biri olduğunu, evlenmek istediğimi usulüne uygun bir şekilde söyledim. Her ailenin verebileceği gibi tepkiler aldım. 6 haziranda Ramazan ayı başladı ve 10 temmuzda, bayram bittiğinde erkek arkadaşım bu evlilik konusunda pek de gönüllü olmayan ailesini bize tanışmaya getirdi.
Aileler tanıştı, çok şükür bir sorun çıkmadı. Ardından erkek arkadaşım sizin de bize gelmeniz gerek dedi ama bize ailesinden herhangi bir davet olmadı. Benim ailem tutturdu onlar arayıp davet etmezse biz nereye gidiyoruz diye, onun ailesi de biz aramayız zaten gelmeleri lazım diye tutturdu. Derken telefon krizini yine erkek arkadaşım çözdü, yalvardı yakardı ailesi benimkileri aradı ve darbe gecesinin sabahı, ayrı şehirlerde olmamıza rağmen güç bela zoraki davetlerine icabet ettik.
İkinci toplanma da gayet sakin geçti, daha sonra ağustos gibi isteme-söz-nişan yapılır diye konuşuldu ancak o dönem kamuda izinler iptal edildi ve erkek arkadaşım işinden izin alamayınca hepsi ertelendi. Ertelenmişken bari 12 eylüldeki kurban bayramında yapalım da herkes tatilde olduğu için rahat gelebilsin dedik; kurban bayramına 10 gün kala arayıp dediler ki çocuğun amcası kanser oldu.
Söz konusu kötü hastalık olunca benim ailem tabi ki anlayış gösterdi, hemen arayıp hastanın durumunu sordular falan ama haklı olarak da en azından isteme olup işin adı konsaydı iyi olurdu dediler. Bu sırada kanser olan amcanın ayakta olduğu, dışarıdan bakıldığında sağlıklı bir insandan farklı davranmadığını da öğrendik.
Kurban bayramında annesi annemi arayıp müsaitseniz tatil bitmeden geleceğiz dedi ama sonra günlerce ses çıkmadı. Tatilin son günü, benim başka şehre gidip işe dönmeme bir gün kalana kadar ses çıkmadı. Ve o gece ailem ister istemez bana patladı. Bari geleceğiz demeselerdi dediler, gelip iki saat oturup en azından prosedür icabı kız istemeyi yapmak bu kadar zor değil dediler, daha neler neler... Ben de o gece erkek arkadaşıma ulaşamadım, öyle olunca durumu anlatan uzun bir mesaj yazdım. Ağlaya ağlaya uyudum, sabahın erken saatinde annem gelip uyandırdı, kalk biletini ertele bir şey yap misafirlerin 1 saate geliyorlarmış şimdi haber verdiler dedi. Meğer yaşadıkları köyde elektrik telefon kesilmiş de ulaşamamışlar bize de vs vs... Yaşadıkları köyle şehir arası max 40 dk bu arada. bizim yaşadığımız yere de 1-1,5 saat kadar uzaktalar.
Sabah sabah elimiz ayağımız birbirine dolanarak hazırlık yaptık, bir saate gelecek insanlar tam 5 saat sonra geldiler. İsteme zımbırtısı oldu, bana bir tektaş çocuğa da alyansı (ben istediğim için, sözlüyken sadece bende yüzük olsun istemedim) takıldı, bir kare fotoğraf bile çekilmeden buz gibi bir söz yapıldı. Kazık kısmı da buradan sonra başlıyor.
Söz yüzükleri takıldıktan sonra annem kendisinden beklenmeyecek kadar olgun bir konuşma yaparak hastanıza saygı duyuyoruz, nişanı siz ne zaman derseniz o zaman yapalım dedi. Sözlümün dediğine göre köylerine döndüklerine hasta amcaya ayıp olur diye çocuğun söz yüzüğünü takmasına bile izin vermemişler, kimseye de söz kestik falan dememişler, söz bizim evin salonunda kalmış yani.
Sözün üstünden 10-15 gün geçtikten sonra hasta amca bir aylık tedaviye başlayacak dediler. Annem de bana adamın tedavisi bitsin nişan konusunu artık konuşalım diye her gün baskı yapmaya başladı. Ben de benim yapabileceğim bir şey yok, insanlarla konuşursunuz deyip durdum, kabak tadı vermeye başladı çünkü artık. Arada gıkı çıkmadan her iki tarafı da memnun etmeye çalışan sözlümün ezilişini mahcubiyetini izlemek de cabası. Gerçi o da eninde sonunda kendi ailesinin yanında duruyordu haliyle ya, neyse.
Sözde sözün üstünden 1,5 ay geçti, amcanın tedavisinin de belki bir haftası falan kaldı. Annem yine bana uzun bir ''ne olacak bu nişan'' konuşması yaptı. Ben de hasta amcanın da nişanlanmayı bekleyen bir oğlu var anne dedim, hem de çocuk amcasının kızıyla nişanlanacak ve aralarında yaklaşık 4 yıldır bir şeyler varmış, sırf amca hasta diye bekliyorlar dedim. Gerçekten de öyleydi, daha doğrusu ben öyle zannetmişim.
Anneme bunu söylediğim gün sözlümün yanına gittim. Ben yanındayken askerdeki kardeşi aradı, nişandan haberin var mı gibi bir şeyler söyledi. Benimki anlamadı, ne nişanı falan derken adam akıllı ne olduğunu öğrenmek için babasını aradı. Babası da açık açık dedi ki hasta amcanın oğlunun bugün nişanını yaptık. Çocukla birbirimize boş boş baktık birkaç saniye, babasına ne diyeceğini bilemedi. Dili çözülünce de kendisini tutamayıp 'baba siz bizimle dalga mı geçiyorsunuz, bana doğru düzgün söz bile yapmazken onların nişanını mı yaptınız?' diyebildi. Ki benim sevgili sözlüm, bugüne kadar maddi manevi ailesine bir kere bile yük olmamış, liseden beri kendi kendisini döndüren, üstüne bir de maddi manevi ailesine yardım eden biri. Resmen kendi çocuklarına üvey evlat muamelesi yaptılar.
Detayını öğrenmek için abisini aradı, abisi de detaylıca anlattı, evet dedi kuzenleri nişanladık amca da iyiydi gayet sağlıklı görünüyordu çok mutlu oldu vs vs.. Sonuç olarak önce kendi çocuklarına, sonra bana ve aileme kazığın büyüğünü attılar, sağolsunlar. Her şey bir yana ama sözlümün karşımdaki o mahcubiyetini, kendisinin suçu olmamasına rağmen o ezilişini ve onu o duruma sokanları hiç unutmayacağım.
Şu an ne yapacağımızı da bilmiyoruz. Benim annem o kadar anlayışlı olmasına rağmen böyle bir kazığı öğrenirse o insanlara geri dönüşü olmayan laflar söyler ve aileler nezdinde bu iş biter, annemi çok iyi tanıyorum. Ama bizim aramızda bir sorun yok, Allah göstermesin ayrılık falan gibi bir düşüncemiz de yok, her türlü sıkıntıya karşı bir arada olacağız diye çıktık yola. Bakalım neler göreceğiz.
Dua edin lütfen...
amca bahaneleri olmuş kısaca.
ama sebep nedir onu bulmak lazım.
 
Çok saçmaymış. Bir kere ailede hasta biri oldu mu çocukları evlilik gibi işleri hızlandırır genelde, anne-baba hayattayken görsün diye. Büyük törenlerle değil de sade bir şekilde kutlanır. Oğlunun nişanı normal geldi o nedenle bana.

Ama amcanın hasta olmasının yeğenini etkilediğini ilk defa görüyorum. Tamam saygı tabi ki duyulmalı da isteme, nişan alt tarafı. Cenaze evi varken düğün yapılmıyor ki.

Bahane ama neden bahane buluyorlar, onu da anlamış değilim. Bence siz de bunu anlamaya çalışın.
 
yapılan çok çirkin olmuş gerçekten. ailesi sizi istemiyor belli yani. ama bu kadar da göstermeleri yanlış olmuş.
bari nişanlınız ailesine söylemesin, sizinle olan biteni paylaştığını. en azından istenmediğinizi bilmemiş gibi davranırsanız daha kolay olur.
siz de ailenize anlatmayın. aileler istemiyor ama sizin aileniz en azından daha yapıcı davranıyor. burda iş ikinize düşüyor. herkes kendi ailesini dizginleyip gereğini yapacak. yoksa arada siz yıpranırsınız.
 
Önce amca oğlunun nişanının yapılması bana mantıklı geldi adam zaten kanser doğru olan budur bence.
Ama hep bi bahane çıkarıyor gibi karşı taraf bu da sevgilinin üvey evlat muamelesi gördüğünü göstermez seni istemediklerini gösterir bana kalırsa.Ayrılmayacaksan sevgilin olaya el koyacak ama onların nişanı erken oldu diye gönül koymanız çok manasız olur haberin olsun
 
Amca oğlunun nisanında bir şey yok. Normal.

Ama kuzeni olarak sözlünün haberi olmamasını çok inandırıcı bulmadım. O işte bir bit yeniği var.

Ailen resmen zorla evlendirmeye çalışıyor, karşı taraf çok nazlı gibi.

Bu iş zor.

Nişanlımla sorunum yok deme, zira ağırlığını koyamaması yeterince sorun.
 
eee

siz ikiniz nişanlanacaksınız

senin annen ve sevgilinin babası değil ki

beklentiye girmeyin

ikiniz yapın organizasyonu, onları da misafir olarak çağırın isteyen gelir isteyen gelmez
 
Canım geç olsun güç olmasın,annenize ailenize yansıtmayın madem tatsızlık olmasın,boşverin herkes kendi kaderini yaşar ,siz ses etmeyin sözlünüz acısını çıkarsın madem abartılı bir nişan yaptırsın oda :KK53: İçinde bulunduğun durumu kendi Leh'ine çevirmeye bak,haklı iken haksız ve zararlı duruma düşmeyin ,iş sizin sevdicekte bitiyor akıllı olsun azıcık :KK51:
 
4 Yıl süregelen bir ilişkileri varmış. Babası rahatsızmış.
Onlara öncelik tanınması çok normal.
Bence senin yediğin kazığın k sı değil.
Ailesi o hengamede bide bizim oğlan çıkmasın deyip biraz ötelemişler hepsi bu..
 
X