Kader Motifi ve Babanıza Benzer/Zıt İnsanlara Meyletmemiz Hakkında

Siz de devamlı babanıza benzer/zıt insanlara meyleder misiniz?

  • Vallahi ben de öyle

  • Yoo hiç alakası yok


Oylama sonuçları oy kullanıldıktan sonra görülebilir.
Umarım çok taşlanmadan, güzel yorumlar gelir
merhaba, konunu atlaya atlaya okudum. İki şey hakkında yazmak istedim. öncelikle tartışma niyetim asla yok, sakın yanlış anlama lütfen. Sadece içimde kalan bi‘ şeyi yazmak istedim.

geçen Gün ben de bir konu açmıştım ve sen de mesaj yazmıştın. Sana “üslubun çok sert geldi” yazdım. Gerçekten de sert yazmıştın hani ben ters bi şey yazsam tartışırdık. şu alıntı cümleden sonra şunu söylemek istiyorum: eğer taşlanma Endişen (endişe değildir de doğru sözcüğü bulamadım şu an) varsa lütfen başkalarına da onları taşlamadan yorum yaz. Çünkü herkes bu endişe ile konu açıyor az çok. (Bu benim içindi)


geleyim konuna ☺️ Sanırım bu biraz kader. Ben evlenmeden önce “inşallah babam gibi birisiyle evlenirim” derdiM. Babam annemi ve bizi çok sever. dünyaya bir daha gelse yine annemle evlenirmiş hep öyle söyler. 41 senelik de evliler 🧿 şu an eşime bakıyorum, aynı babam. Abim, babama asla böyle benzemez. eşimle babam da birbirlerini çok sever ve çok iyi anlaşırlar 🧿 kızlar, babalarına benzeyen erkeklere aşık olurmuş. galiba bu adamları biz seçiyoruz ve evrene böyle mesajlar yolluyoruz ki böyle denk geliyor ☺️ Dilerim gönlüne göre bir eş bulursun.
 
Ben hayatımıza giren insanların bizim etkimizle zamanla değiştiğini düşünüyorum aslında. Yani muhtemelen bulduğunuz insanlar babanız gibi değildir de, siz annenizi rol model alıp onun gibi davrandığınız için onlar da babanız gibi davranmaya başlamışlardır. Çünkü hayatınızdaki insanlar hep farklı kişiliklere sahip olmalarına rağmen siz hayatlarına girince salmışlar her şeyi, kontrolü size bırakmışlar.

Ben de kendimden pay biçiyorum, hep kontrol bende olsun isterim. Elimde olmadan yapıyorum bunu, haberim dışında bir durum varsa strese giriyorum. Sevgilim evlilik teklifini planlarken bile ben her şeye müdahil olup planlarda değişiklik yapmıştım. Bana İstanbul’a gidelim mi birkaç günlüğüne değişiklik olur demişti (bilmiyordum tabi teklif falan edeceğini), onun yaptığı planı beğenmeyip çoğunu değiştirtmiştim. Onun ayarladığı oteli bile değiştirtmiştim hatta 🤦🏼‍ Ben böyle kontrol manyağı olunca sevgilim de kendini boşa yormamaya başladı yani haklı olarak. Bana uyup kafa rahat takıldı ve zamanla da buna alıştı. Belki sizin ilişkilerinizde de siz çok üstüne düştüğünüz için yaşıyorsunuzdur bu durumları.
 
Ya ilişkide de arkadaşlıkta da bazen insanlar kendilerine yapıyor. Mesela bir arkadaşım var her şeye koşar birinin mutluluğuna ondan daha çok sevinir toplu bir iş yapılacaksa sorumluluğu o üstlenmek ister vs vs. Sonra da çok yoruldum kimse benim için emek harcamıyor, kimse üstlenmiyor der. Halbuki kendisi istiyor sorumluluk almayı, bir şeyleri yapmayı ve doğal olarak insanlar da eh madem öyle yapsın diyorlar. Yani o kız da aslında öyle mutlu hatta yakınırken bile bundan zevk alıyor bence. Sürekli pasif erkeklerle birlikte oluyorum, kendime böylelerini çekiyorum diyen bir kadın belki de cidden pasif erkeklerle kendini dengeliyordur. Yani o kadar baskındır ki ancak görece pasif erkeklerin ilgisini çekip onlarla mutlu olabilir gibi. Tam anlatamadım ama bunlar örnek zaten. Bazen çok kafa yormamak lazım. Kader motifi iyidir hoştur ama tüm ilişkilerimizi buna bağlayamayız. Bazen de kader motifinden ziyade bizim davranışımız da karşı tarafın davranışlarını etkiler diye düşünüyorum. Sürekli size soru soran birine aç google dan bak demeyi bilmek lazım gibi
 
Kader motifi mi kafasızlık motifi mi emin değilim.

Ama benim babam da pek çok özelliğiyle iyi, ama sinir bozucu derecede beceriksiz, akılsız bir adamdı rahmetli ( kızma amma öyle babo :) )
Eşim de aynen öyle..

Ben bunun benim enerjimle de ilgili olduğuna karar verdim.
Annem de babam yerine düşünür, aklını yorardı.
Bu yüzden babam kendini bu yolda yormaya gerek duymadı bence.
Bir kadın becerikli, aktif falansa herifler buna güvenip salaklaşıyor.
Senin durum da öyle:)
 
Son düzenleme:
Merhaba KK
Dün , bir arkadaşımla uzun uzun konustuk. Konu kızın kendini bildi bileli, belki 12-13 yıldır tüm ilişkilerinde aynı şeyi yaşamasıyla ilgiliydi. İstisnası bile yok, tüm ilişkilerinde önce erkek bu kızın peşinden koşuyor, evlilik vaatleri veriyor (arkadaşım biraz ev kızı modundadir) , kız ikna olup sevmeye baslayinca erkek soğuk duruyor, ilgisizlik kavgaları çıkıyor, hayatındaki istisnasız tüm erkeklerin bir gözü dışarıda, afresif, bu yüzden kavgalar ediyorlar. Ve işin sonunda istisnasiz her sevgilisi 'erkekler evlilikten korkarlar' gibi cümleler duyuyor. Ve yine istisnasız her ilişkisinde kız terkediliyor. Terkedile terkedile terkedilme manyağı olmuş😅 İlişki kötü bile gitse, asla kendisi ayrılamiyor...
Bu kız benim çocukluktan arkadaşım, yani cidden her ilişkisine hakimim ve bu tarzdan başka bir insanla merhabalasmiyor bile. Bu tarzdan başka bir insan da bu kıza yazmıyor. Tip bu yani, değişmez.
Ben de ona kader motifinden bahsettim, kadının babası neyse (iyi ya da kötü) onun enerjisine sahip erkeklere meyletmesi, hoşnut olmasa bile o tarz erkeklerin/ya da tam zıttı ona daha tanıdık ve güvenilir gelmesi üzerine. Sonra birkaç video izledik, benzer şeyleri söyleyen...
Gerçekten de bu kızın babası 'var ile yok arası' babalardan. Arasıra aniden parlayıp evde otoriteyi böyle sağlasa da öyle vurması, kırması,hakareti vs yok, işten gelip yemek yiyip kahveye gider. Haftasonu erken uyanıp evden çıkar, akşam eve gec gelir... Ben uzaktan izleyen biri olarak açıkçası babası ve kızın sevgilileri arasında çok bağlantı kuruyorum . Bence bu kız hep kendisine ilgi göstermeyecek, kıza(evine) değil de dış dünyaya daha çok bağlı ekreklere meylediyor. Ve öyle erkekler bu kızın pesinde dolaşıyor
Sonunda da hep mutsuz oluyor...

Aynı şekilde KK'da da sık sık okuyorum, evde şiddete aşina olan ve çocukken 'erkek rol model' olarak gördüğü babasından bunu görüp normalleştiren kızlar , evlilik seçiminde babaları gibi agresif, babaları gibi kıskanç insanlari eş diye seçiyorlar, onları daha korunaklı buluyorlar, daha zıt karakterli, daha sakin mizaçlı erkeklerle olan ilişkilerini sabote ediyorlar...
Konunun özü bu arkadaşlar, aşağıda yazdıklarım kendi kader motifimle ilgili kısa tutamadigim bir muhabbet. Vakti olmayanların buraya kadar olan kismi okuması da yeterli :))
sizin de buna benzer hikayeleriniz var mi?
Varsa nasıl aştiniz?
Kader motofiyle ilgili Okuduğunuz,izlediğiniz ya da kendi terapistinizden işittiğiniz bir şeyler var mı?
Paylaşırsanız sevinirim...


UYARI : Buradan sonrası sokağa çıkma yasağında olduğumuz bu cumartesi günü, yapacak daha iyi bir şeyi olmayıp uzun yazı okumaktan rahatsız olmayanlar içindir;


Benim konum da yine aynı ...
Aslında çok şanslıyım, çünkü dünya iyisi bir babam var. Otuz yaşındayım, bunca sene gördüğüm; evdeki birini incitecek kelime kullanmaktan imtina eder, kalp kırmaktan kaçınır, evini sever, ev ahalisiyle sohbet eder, yemek yapar, çamaşır asar, alışveriş yapar, bizi sevdiğini dile getirmekten kacinmaz, balkonda tüm sandalyeler doluysa kucağına falan oturtur. Böyle minnoş bir baba. Ama evdeki tümm sorumluluk anneme aittir. Her iki tarafın akrabalarıyla ilgili tüm iletisimi annem yürütür (bayramda seyranda babamın kardeşlerini bile annem arar, sonra 'x de seni istiyor' der,babama verir. İki cümle konuşurlar). Babamın Miras davasıyla annem ilgilenir, babamın yeğeninin düğününe, akrabasının cenazesine şehir dışına annem çıkar, çocukların tüm sorumluluğu annemdedir,babam asla 'hayir' demez, 'annenize sorun' der. Şu mu alınacak, makina mı bozuldu, çocuklar hangi dersaneye gidecek... Her türlü ev yükü annemin omzundadir, babam sadece onun kararlarına saygı duyup destek olur. Ama yüz yılda bir kere 'hadi bu haftasonu da pikniğe gidelim' bile demez. Biz gidelim dersek plan yapıp ona saatini söylersek gelir...
İşte , benim de istisnasız bulduğum her tip böyle...
Yani bu benzerliği ben de son yıllarda üstüne düşünce farkettim..
Bunca yıldir hayatıma giren erkekler hep çok minnoş insanlar olmuştur (ilişki içindeyken bu saydıklarım. Terkedilince cirkinlesip minnosluk çizgisinden cikanlar da var).
Hepsi hoşsohbet insanlardir. Hiç sevdigini gizleyen -sever ama belli etmez- tarzı biri hayatıma girmemiştir. Ya da kıskanç , şunu neden ekledin,bunu niye giydin diyen (en son bir çürük yumurta çıktı gerçi, kıskanç bir iliskim oldu ama iki aylık bir şeydi).
Hayatıma aldığım (öylesine takilmalik insanlar bile) inanilmazzz sakin insanlardır. Kavga edilecekse ben tek basima ederim.
(Şu yaptıklarımi kesinlikle savunmuyorum,hatta böyle biri olmamak için öfke yönetimi için yoga-nefes eğitimi almıştım. Şimdi de terapistimle bu konuya egiliyoruz) ayrılık anında ben sinirlenip telefonlarıni kirmişsam, kızdığım bir an yanağını cırmalamışsam, itip kakmişsam, evinin camını kirmişsam, yağmurlu bir ormanda gecenin bir yarısı eşyalarını dışarıya atıp çadırdan kovmuşsam, evindeki tüm kagitlari sobaya atmıssam bile karşımdaki insanın tepkisi sakince kalıp benim enerjimi atıp sakinlesmemi beklemek olur. Bu bir, iki, üç falan degil, gerçekten çok kere yaşanan bir durumdu ve karşındaki insanlarin hepsinin tepkisi sakince beni beklemek olmuştu.
Benim sesim çok çirkindir , gerçekten çok ince ve tiz. Ama sevgililerim bana şarkı söyletip durur, aynı sekilde telefonum hayatıma giren insanların bana şarkı söyledikleri ses kayıtlarıyla doludur , sevgililerim saçlarımı boyarlar, benim sacimi yapmak için YouTube'dan saç örme videoları izlerler, yokuş falan çıkacakken 'bin istersen sirtima' cumlesini kaç kişiden duydum,Allah bilir...
Bunlar bana minnoş gelen, benim meylettigim şeyler (evet bazilari cringe, tabii ki farkındayım)
Ama şöyle de bir şey var, bugüne kadar asssslaaaaaaa ama asssslaaaaaa duymadım ki şöyle bir cümle ; "suprizz, bize bilet aldım"
O biletin yapılacağı etkinliği mutlaka ben bulmuş,hakkında yorumları ben okumuş, kendi kartımla ben almış, adresini ben ogrenmisimdir .
Hadi konseri geç, 'bu pazar kemerburgaz ormanına gidelim' bile demezler. Çok çok 'mangal yaksak mi?' derler (mangal da benim bu arada) , ben hava durumuna bakarım, toplu taşımayla gidecek yer ararım, telefon açıp mangalın yasak olup olmadığını sorarım, yol güzergahını belirlerim, çantama mangallik malzemeleri,tabağı çanağı örtüyü atarım, o da ne yiyeceğimizi bana sorar!
Bunu ilkten sona, tüm ilişkilerinizde yaşadığınızı düşünsenize😱😱
Geçen aylarda bir ex bana mesaj atmış 'hayati guzel yaşamayı öğrettin, güzel mekanlar öğrettin. Senin beni götürdüğün her yere ben hala arada gidiyorum' diye .
Okuyunca sevinmedim,sinirlendim. Çünkü kimse beni güzel mekanlara götürmüyor, kimse yüzünden yeni yerler görmüyorum. Çocugun da dediği gibi her yeri ben keşfedip ben buluyorum, ben öneriyorum, ben güzel tekliflerle geliyorum...
Bir süre sonra bıkıyorum tabii ki, çünkü ben bir adım atmazsam hiç bir şey yapılmıyor.
Etrafıma , milletin ilişkisine bakıyorum, hiç de benim gibi değil. Genelde sevgilileri yapıyor planları, ya da şuraya gidelim mi diye soruyor falan çocuklar. İnanın ki ben bu cümleyi ömrümde duymadım bir sevgilimden 😅😅
Üniversitede çok ciddi, az kaldı evleneceğim (ki şükür evlenmedigim) bir sevgilim vardı,babamla falan tanişmıştı,devamlı beni evlilik fikriyle manipüle ederdi. Uzak bir şehre atanmıştı. Benim elimde takvim '29 Ekim saliya denk geliyor, o zaman cumadan bilet al gel,ötesi izin al,sali dön' falan, plan yapardım, ben ucuz bilet bulurdum, alırdı. Şuraya buraya gidelim derdim, giderdik. İkimizde de internet varken tüm biletleri hep ben araştırirdim.
Sonra ondan ayrıldım, arap bir erkekle sevgili oldum. Çocuk elaleme parayla turist rehberliği yapardı, bilmediği yer yoktu. Ama söz konusu ben olunca 'ben İstanbul'u bilmiyroum ki Habibi,sen bul' derdi. Kendi doğumgünümde bile benim bulduğum yere gittik. Onu geç, bir kere benle Antalya'ya gittiğini sanıyordu, uygun saatte bilet bulamadığım için başka yere bilet almıştım, söylemeyi unutmuşum,gidince anladi. Umrunda bile olmadı. Ha antalyaaaa ha Malatya... Adamın umru değil ki... Biletler benden, gideceğimiz yere ulaşım benden, o mevsimde minibüs yok diye araba bulamazsak strese girmesi benden, kalacak yer bulma benden, yeme içme ayarlama benden,tüm para hesabı kitabı benden... Bütün stres , bütün plan hep benim üzerimde.
Ne zaman 'nereye gitsek?' desem, duyduğum tek cevap 'sen nereye istersen habibi'
Ya, Allah hakkı için , bir gün de sen bul bir yer...
En sonunda ayrıldım,sonra
eşi dostu, arkadaş çevresi kalabalık adam buldum. Adam benle tanıştığı gibi herkesle arasına mesafe koyup ev kuşu oldu. Anca ben çektim,oraya buraya geldi. 'hangi filmi izleyelim?' sorusuna bile 'farketmez,sen ne istersin?' cevabı aldım. Beni bilmedigim bir yere bile götürmedi, tüm sinemaalra,tiyatrolara biletleri ben aldım. Onunla da bir senelik bir ilişkimiz oldu, bir kere bile 'bugun planlar benden' cümlesini duymadım. Benim plan yapmayip ondan beklediğim her gün ya eve gidip yemek yapıp tavla oynadık, ya da o bir şeyler hazirlayip benim ilçeme geldi, benim daha önce ona gösterdiğim yeşillik alanda piknik yaptık..
Sonuç olaak ondan da ayrıldım...
Sonra ABD'li bir adamla tanistim. Adam dünyadaki neredeyse tüm kitalara ayak basmış, tek başına, küçücük sırt çantasıyla diyar diyar gezmiş.
Ama böyle bir adam bile söz konusu ben olduğumda 'hic farketmez,sen ne istersen' e bağladı. Hadi o Türkiye'deyken ben biliyorum, ben gezdirdim, ona da kabul. Ama onun daha önce de gezdiği bir başka ülkede bile tüm planları bana yaptırdı. Haritada ben buldum,ben işaretledim,ben gezdim. Dondurma yiyelim mi dedim,dondurma yedik, şurada oturalım mi dedim,orada oturduk. İnsanmazsiniz onun bilmem nereden bilmemnereye biletini bile ben aldım. Ve bu adam dünyayı kendi başına gezen bir özgür ruh. O bile benim yanimdayken herşeyi benden bekleyen bir insana dönüştü.
Sonra bambaşka bir ırktan bir adama aşık oldum. Adam geçtiğimiz sene, kendi ülkesinden başka bir kitada- Asya'da 5 ay bir başına yaşayıp birkaç aylığına yanıma geldi. Dünyanın her yerinde kendisi başının çaresine bakabilecek- zamanında bakmış bir insan. Ama benim yanimdayken evini bana tutturttu, aylarca ona kiralık ev bulacam diye iş cikisi gezip durdum , tüm menülerini bana çevirtirdi, normalde gittiği ülkelerde translateden rahatlıkla çevirip Google'dan bakabilirken benim ulkemdeyken hep bana mesaj atardi 'bu ne? İçinde ne var? Hamsiyle istavritin farkı ne? Kebapla köfte arasındaki fark ne? Nereden peynir alabilirim, oraya nasıl gidebilirim? Beğendiğim kıyafetin bedeni kalmamış/kodunu çektim, sen telefon açar mısın diğer şubelere ,orada var mi....
Beraber olduğumuz her an tüm angaryalara ben koştum (sonra donunce ayrıldım)... en son bu arkadaş geçenlerde bir supriz yapıp yanıma geldi. Hem çok özlediğimi farkettim hem de aynı şeylere hız kesmeden devam etti, kaldığı günler boyunca her şeyi bana sorup, benden yardım isteyip durdu.
Eki Görüntüle 2777617
Hatta dayanamayip şöyle bir mesaj attım / kendimi turist uygulaması gibi hissediyorum diye .
Ona yazınca daha bir tanıdık geldi his.
Gerçekten de hayatıma aldığım insanlar bir uygulama, application gibi kullanıyor beni. Tüm angaryalari, tüm planlari hep benim üzerimden yapıyorlar.
Bu saydıklarım sadece ciddi ciddi ilişki yaşadığım insanlar ,ama flortlerim, tatil aşklarım, başladığı ay biten ilişkilerim, öylesine takildigim insanlar falan da tam olarak bu stereotipe sahipler.
hepsi asla sesini yükseltmeyen, saygisizlik yapmayan, kıskançlık yapmayan,kırmaktan üzmekten çekinen, bana saygı duyan, yokuşlarda 'gel seni tasiyayim' diyen, sevgisini dile getirmekten çekinmeyen , öpmeyi koklamaya seven insanlar.
Ama hepsi de 'ben bilmem, sen karar ver' diyen insanlar...
Uzun olduğu için özür dilerim ama yengenc konusu nasıl kısa olabilir???
Sizin de böyle kader Motifi örnekleriniz var mı?
Ben bu döngüyü nasıl kirabilirim??
terapiye de gidiyorum aslında, ama benim terapistim öyle kader motifi falan diyen bir insan değil, hatta bence inanmiyor buna:)
Yaşım bu sene otuz olacak, ve hep aynı insanlarla tanışmaktan sıkıldım. İnanın hepsiyle tanışmam bambaşka şekillerde , hepsinin görünüşü bambaşka, hepsi bambaşka ulkeden-ya da bizim ülkenin bambaşka yörelerinden. Hepsinin aile yapısı birbirinden farklı...ama iş benimle sevgili olmaya gelince hepsi birbirinin laciverti.
Neden boyle oluyor???
Bu döngüyü nasıl bozabilirim????
Her yeni başlayan iliskimde bu gerçeği farkedip 'yine mı başlıyoruz 🤦🤦🤦' demekten çok sıkıldım.
Umarım çok taşlanmadan, güzel yorumlar gelir
En Büyük KK En Büyük KK
Nasıl mangal sizsiniz ?
 
Merhaba KK
Dün , bir arkadaşımla uzun uzun konustuk. Konu kızın kendini bildi bileli, belki 12-13 yıldır tüm ilişkilerinde aynı şeyi yaşamasıyla ilgiliydi. İstisnası bile yok, tüm ilişkilerinde önce erkek bu kızın peşinden koşuyor, evlilik vaatleri veriyor (arkadaşım biraz ev kızı modundadir) , kız ikna olup sevmeye baslayinca erkek soğuk duruyor, ilgisizlik kavgaları çıkıyor, hayatındaki istisnasız tüm erkeklerin bir gözü dışarıda, afresif, bu yüzden kavgalar ediyorlar. Ve işin sonunda istisnasiz her sevgilisi 'erkekler evlilikten korkarlar' gibi cümleler duyuyor. Ve yine istisnasız her ilişkisinde kız terkediliyor. Terkedile terkedile terkedilme manyağı olmuş😅 İlişki kötü bile gitse, asla kendisi ayrılamiyor...
Bu kız benim çocukluktan arkadaşım, yani cidden her ilişkisine hakimim ve bu tarzdan başka bir insanla merhabalasmiyor bile. Bu tarzdan başka bir insan da bu kıza yazmıyor. Tip bu yani, değişmez.
Ben de ona kader motifinden bahsettim, kadının babası neyse (iyi ya da kötü) onun enerjisine sahip erkeklere meyletmesi, hoşnut olmasa bile o tarz erkeklerin/ya da tam zıttı ona daha tanıdık ve güvenilir gelmesi üzerine. Sonra birkaç video izledik, benzer şeyleri söyleyen...
Gerçekten de bu kızın babası 'var ile yok arası' babalardan. Arasıra aniden parlayıp evde otoriteyi böyle sağlasa da öyle vurması, kırması,hakareti vs yok, işten gelip yemek yiyip kahveye gider. Haftasonu erken uyanıp evden çıkar, akşam eve gec gelir... Ben uzaktan izleyen biri olarak açıkçası babası ve kızın sevgilileri arasında çok bağlantı kuruyorum . Bence bu kız hep kendisine ilgi göstermeyecek, kıza(evine) değil de dış dünyaya daha çok bağlı ekreklere meylediyor. Ve öyle erkekler bu kızın pesinde dolaşıyor
Sonunda da hep mutsuz oluyor...

Aynı şekilde KK'da da sık sık okuyorum, evde şiddete aşina olan ve çocukken 'erkek rol model' olarak gördüğü babasından bunu görüp normalleştiren kızlar , evlilik seçiminde babaları gibi agresif, babaları gibi kıskanç insanlari eş diye seçiyorlar, onları daha korunaklı buluyorlar, daha zıt karakterli, daha sakin mizaçlı erkeklerle olan ilişkilerini sabote ediyorlar...
Konunun özü bu arkadaşlar, aşağıda yazdıklarım kendi kader motifimle ilgili kısa tutamadigim bir muhabbet. Vakti olmayanların buraya kadar olan kismi okuması da yeterli :))
sizin de buna benzer hikayeleriniz var mi?
Varsa nasıl aştiniz?
Kader motofiyle ilgili Okuduğunuz,izlediğiniz ya da kendi terapistinizden işittiğiniz bir şeyler var mı?
Paylaşırsanız sevinirim...


UYARI : Buradan sonrası sokağa çıkma yasağında olduğumuz bu cumartesi günü, yapacak daha iyi bir şeyi olmayıp uzun yazı okumaktan rahatsız olmayanlar içindir;


Benim konum da yine aynı ...
Aslında çok şanslıyım, çünkü dünya iyisi bir babam var. Otuz yaşındayım, bunca sene gördüğüm; evdeki birini incitecek kelime kullanmaktan imtina eder, kalp kırmaktan kaçınır, evini sever, ev ahalisiyle sohbet eder, yemek yapar, çamaşır asar, alışveriş yapar, bizi sevdiğini dile getirmekten kacinmaz, balkonda tüm sandalyeler doluysa kucağına falan oturtur. Böyle minnoş bir baba. Ama evdeki tümm sorumluluk anneme aittir. Her iki tarafın akrabalarıyla ilgili tüm iletisimi annem yürütür (bayramda seyranda babamın kardeşlerini bile annem arar, sonra 'x de seni istiyor' der,babama verir. İki cümle konuşurlar). Babamın Miras davasıyla annem ilgilenir, babamın yeğeninin düğününe, akrabasının cenazesine şehir dışına annem çıkar, çocukların tüm sorumluluğu annemdedir,babam asla 'hayir' demez, 'annenize sorun' der. Şu mu alınacak, makina mı bozuldu, çocuklar hangi dersaneye gidecek... Her türlü ev yükü annemin omzundadir, babam sadece onun kararlarına saygı duyup destek olur. Ama yüz yılda bir kere 'hadi bu haftasonu da pikniğe gidelim' bile demez. Biz gidelim dersek plan yapıp ona saatini söylersek gelir...
İşte , benim de istisnasız bulduğum her tip böyle...
Yani bu benzerliği ben de son yıllarda üstüne düşünce farkettim..
Bunca yıldir hayatıma giren erkekler hep çok minnoş insanlar olmuştur (ilişki içindeyken bu saydıklarım. Terkedilince cirkinlesip minnosluk çizgisinden cikanlar da var).
Hepsi hoşsohbet insanlardir. Hiç sevdigini gizleyen -sever ama belli etmez- tarzı biri hayatıma girmemiştir. Ya da kıskanç , şunu neden ekledin,bunu niye giydin diyen (en son bir çürük yumurta çıktı gerçi, kıskanç bir iliskim oldu ama iki aylık bir şeydi).
Hayatıma aldığım (öylesine takilmalik insanlar bile) inanilmazzz sakin insanlardır. Kavga edilecekse ben tek basima ederim.
(Şu yaptıklarımi kesinlikle savunmuyorum,hatta böyle biri olmamak için öfke yönetimi için yoga-nefes eğitimi almıştım. Şimdi de terapistimle bu konuya egiliyoruz) ayrılık anında ben sinirlenip telefonlarıni kirmişsam, kızdığım bir an yanağını cırmalamışsam, itip kakmişsam, evinin camını kirmişsam, yağmurlu bir ormanda gecenin bir yarısı eşyalarını dışarıya atıp çadırdan kovmuşsam, evindeki tüm kagitlari sobaya atmıssam bile karşımdaki insanın tepkisi sakince kalıp benim enerjimi atıp sakinlesmemi beklemek olur. Bu bir, iki, üç falan degil, gerçekten çok kere yaşanan bir durumdu ve karşındaki insanlarin hepsinin tepkisi sakince beni beklemek olmuştu.
Benim sesim çok çirkindir , gerçekten çok ince ve tiz. Ama sevgililerim bana şarkı söyletip durur, aynı sekilde telefonum hayatıma giren insanların bana şarkı söyledikleri ses kayıtlarıyla doludur , sevgililerim saçlarımı boyarlar, benim sacimi yapmak için YouTube'dan saç örme videoları izlerler, yokuş falan çıkacakken 'bin istersen sirtima' cumlesini kaç kişiden duydum,Allah bilir...
Bunlar bana minnoş gelen, benim meylettigim şeyler (evet bazilari cringe, tabii ki farkındayım)
Ama şöyle de bir şey var, bugüne kadar asssslaaaaaaa ama asssslaaaaaa duymadım ki şöyle bir cümle ; "suprizz, bize bilet aldım"
O biletin yapılacağı etkinliği mutlaka ben bulmuş,hakkında yorumları ben okumuş, kendi kartımla ben almış, adresini ben ogrenmisimdir .
Hadi konseri geç, 'bu pazar kemerburgaz ormanına gidelim' bile demezler. Çok çok 'mangal yaksak mi?' derler (mangal da benim bu arada) , ben hava durumuna bakarım, toplu taşımayla gidecek yer ararım, telefon açıp mangalın yasak olup olmadığını sorarım, yol güzergahını belirlerim, çantama mangallik malzemeleri,tabağı çanağı örtüyü atarım, o da ne yiyeceğimizi bana sorar!
Bunu ilkten sona, tüm ilişkilerinizde yaşadığınızı düşünsenize😱😱
Geçen aylarda bir ex bana mesaj atmış 'hayati guzel yaşamayı öğrettin, güzel mekanlar öğrettin. Senin beni götürdüğün her yere ben hala arada gidiyorum' diye .
Okuyunca sevinmedim,sinirlendim. Çünkü kimse beni güzel mekanlara götürmüyor, kimse yüzünden yeni yerler görmüyorum. Çocugun da dediği gibi her yeri ben keşfedip ben buluyorum, ben öneriyorum, ben güzel tekliflerle geliyorum...
Bir süre sonra bıkıyorum tabii ki, çünkü ben bir adım atmazsam hiç bir şey yapılmıyor.
Etrafıma , milletin ilişkisine bakıyorum, hiç de benim gibi değil. Genelde sevgilileri yapıyor planları, ya da şuraya gidelim mi diye soruyor falan çocuklar. İnanın ki ben bu cümleyi ömrümde duymadım bir sevgilimden 😅😅
Üniversitede çok ciddi, az kaldı evleneceğim (ki şükür evlenmedigim) bir sevgilim vardı,babamla falan tanişmıştı,devamlı beni evlilik fikriyle manipüle ederdi. Uzak bir şehre atanmıştı. Benim elimde takvim '29 Ekim saliya denk geliyor, o zaman cumadan bilet al gel,ötesi izin al,sali dön' falan, plan yapardım, ben ucuz bilet bulurdum, alırdı. Şuraya buraya gidelim derdim, giderdik. İkimizde de internet varken tüm biletleri hep ben araştırirdim.
Sonra ondan ayrıldım, arap bir erkekle sevgili oldum. Çocuk elaleme parayla turist rehberliği yapardı, bilmediği yer yoktu. Ama söz konusu ben olunca 'ben İstanbul'u bilmiyroum ki Habibi,sen bul' derdi. Kendi doğumgünümde bile benim bulduğum yere gittik. Onu geç, bir kere benle Antalya'ya gittiğini sanıyordu, uygun saatte bilet bulamadığım için başka yere bilet almıştım, söylemeyi unutmuşum,gidince anladi. Umrunda bile olmadı. Ha antalyaaaa ha Malatya... Adamın umru değil ki... Biletler benden, gideceğimiz yere ulaşım benden, o mevsimde minibüs yok diye araba bulamazsak strese girmesi benden, kalacak yer bulma benden, yeme içme ayarlama benden,tüm para hesabı kitabı benden... Bütün stres , bütün plan hep benim üzerimde.
Ne zaman 'nereye gitsek?' desem, duyduğum tek cevap 'sen nereye istersen habibi'
Ya, Allah hakkı için , bir gün de sen bul bir yer...
En sonunda ayrıldım,sonra
eşi dostu, arkadaş çevresi kalabalık adam buldum. Adam benle tanıştığı gibi herkesle arasına mesafe koyup ev kuşu oldu. Anca ben çektim,oraya buraya geldi. 'hangi filmi izleyelim?' sorusuna bile 'farketmez,sen ne istersin?' cevabı aldım. Beni bilmedigim bir yere bile götürmedi, tüm sinemaalra,tiyatrolara biletleri ben aldım. Onunla da bir senelik bir ilişkimiz oldu, bir kere bile 'bugun planlar benden' cümlesini duymadım. Benim plan yapmayip ondan beklediğim her gün ya eve gidip yemek yapıp tavla oynadık, ya da o bir şeyler hazirlayip benim ilçeme geldi, benim daha önce ona gösterdiğim yeşillik alanda piknik yaptık..
Sonuç olaak ondan da ayrıldım...
Sonra ABD'li bir adamla tanistim. Adam dünyadaki neredeyse tüm kitalara ayak basmış, tek başına, küçücük sırt çantasıyla diyar diyar gezmiş.
Ama böyle bir adam bile söz konusu ben olduğumda 'hic farketmez,sen ne istersen' e bağladı. Hadi o Türkiye'deyken ben biliyorum, ben gezdirdim, ona da kabul. Ama onun daha önce de gezdiği bir başka ülkede bile tüm planları bana yaptırdı. Haritada ben buldum,ben işaretledim,ben gezdim. Dondurma yiyelim mi dedim,dondurma yedik, şurada oturalım mi dedim,orada oturduk. İnsanmazsiniz onun bilmem nereden bilmemnereye biletini bile ben aldım. Ve bu adam dünyayı kendi başına gezen bir özgür ruh. O bile benim yanimdayken herşeyi benden bekleyen bir insana dönüştü.
Sonra bambaşka bir ırktan bir adama aşık oldum. Adam geçtiğimiz sene, kendi ülkesinden başka bir kitada- Asya'da 5 ay bir başına yaşayıp birkaç aylığına yanıma geldi. Dünyanın her yerinde kendisi başının çaresine bakabilecek- zamanında bakmış bir insan. Ama benim yanimdayken evini bana tutturttu, aylarca ona kiralık ev bulacam diye iş cikisi gezip durdum , tüm menülerini bana çevirtirdi, normalde gittiği ülkelerde translateden rahatlıkla çevirip Google'dan bakabilirken benim ulkemdeyken hep bana mesaj atardi 'bu ne? İçinde ne var? Hamsiyle istavritin farkı ne? Kebapla köfte arasındaki fark ne? Nereden peynir alabilirim, oraya nasıl gidebilirim? Beğendiğim kıyafetin bedeni kalmamış/kodunu çektim, sen telefon açar mısın diğer şubelere ,orada var mi....
Beraber olduğumuz her an tüm angaryalara ben koştum (sonra donunce ayrıldım)... en son bu arkadaş geçenlerde bir supriz yapıp yanıma geldi. Hem çok özlediğimi farkettim hem de aynı şeylere hız kesmeden devam etti, kaldığı günler boyunca her şeyi bana sorup, benden yardım isteyip durdu.
Eki Görüntüle 2777617
Hatta dayanamayip şöyle bir mesaj attım / kendimi turist uygulaması gibi hissediyorum diye .
Ona yazınca daha bir tanıdık geldi his.
Gerçekten de hayatıma aldığım insanlar bir uygulama, application gibi kullanıyor beni. Tüm angaryalari, tüm planlari hep benim üzerimden yapıyorlar.
Bu saydıklarım sadece ciddi ciddi ilişki yaşadığım insanlar ,ama flortlerim, tatil aşklarım, başladığı ay biten ilişkilerim, öylesine takildigim insanlar falan da tam olarak bu stereotipe sahipler.
hepsi asla sesini yükseltmeyen, saygisizlik yapmayan, kıskançlık yapmayan,kırmaktan üzmekten çekinen, bana saygı duyan, yokuşlarda 'gel seni tasiyayim' diyen, sevgisini dile getirmekten çekinmeyen , öpmeyi koklamaya seven insanlar.
Ama hepsi de 'ben bilmem, sen karar ver' diyen insanlar...
Uzun olduğu için özür dilerim ama yengenc konusu nasıl kısa olabilir???
Sizin de böyle kader Motifi örnekleriniz var mı?
Ben bu döngüyü nasıl kirabilirim??
terapiye de gidiyorum aslında, ama benim terapistim öyle kader motifi falan diyen bir insan değil, hatta bence inanmiyor buna:)
Yaşım bu sene otuz olacak, ve hep aynı insanlarla tanışmaktan sıkıldım. İnanın hepsiyle tanışmam bambaşka şekillerde , hepsinin görünüşü bambaşka, hepsi bambaşka ulkeden-ya da bizim ülkenin bambaşka yörelerinden. Hepsinin aile yapısı birbirinden farklı...ama iş benimle sevgili olmaya gelince hepsi birbirinin laciverti.
Neden boyle oluyor???
Bu döngüyü nasıl bozabilirim????
Her yeni başlayan iliskimde bu gerçeği farkedip 'yine mı başlıyoruz 🤦🤦🤦' demekten çok sıkıldım.
Umarım çok taşlanmadan, güzel yorumlar gelir
En Büyük KK En Büyük KK
Ve kendini değiştir
 
Hepsini okumadım, eşim babamın kopyası. Allah'tan babam mükemmel bir insan.
 
Arkadaşımın yanlış çok fazla davranışı var zaten ilişkisi içinde, o bambaşka bir konu.
İyi bir şey yaptım diye anlattığı bazı şeylerde ağzım açık dinliyorum, 'oha, özel alana nasıl bir müdahaledir yigidim bu😅' diye, onun da doğru olmayan davranışı çok.
Ama işte mesele, -istisnasiz hep- aynı tarz erkekleri çekiyor. Yaşadığı sorunlar hep aynı tarz şeyler, ayrilik sebepleri hep aynı cümleler.
Mesela benim kolayca hayatıma giren tipler onun flört için bile karşısına çıkmamıştır. Ya da agresif, kodum mu oturturum tiplerle hiç işi olmamistir.
İşte insanların her seferinde , durmadan usanmadan aynı tarz insanlara meyletmesinin sebebi ne, ben de onu merak ediyorum. Ve bunu nasıl çözebiliriz🙄🙄
Aynı tarz insanlar da ona gitmiş bu anlattıklarına göre.karşılıklı meyletmişler. Bunu nasıl açıklayacaksın?? 😂
 
Hayatın içinde ve ilişkilerde kendinize biçtiğiniz rol neyse ve nasılsa, insanlarda size öyle yaklaşıyor, öyle davranıyor ve sizden beklentileride bu yönde oluyor.Ailemiz bizim hayatı öğrendiğimiz ilk yer ve çocuğun ilk öğretmeninin annesi olduğunu düşündüğümüzde, anne ve babamızı rol model almamız beklenen bir durumdur.Rahatsız olduğumuz bir durumun değişmesini istiyorsak, önce kendimizde buna sebep olan yaklaşım ve bakış açımızı değiştirmeliyiz.
 
Kader motifi dedikleri küçükken bilinçli veya bilinçsizce öğrendiğin her şeyi bugün farkında olmadan uygulamayla alakalı.
Kendinle alakalı konuya ilişkin yaklaşımın baba üzerine ama olması gereken annen.
Çünkü rahatsız olduğun kısım annenden aldığın kısım.
İlişkilerinde annen gibi davranıyorsun. Çünkü ilk kadın rol modelin annen. Kadın-erkek ilişkisinde kadının rolü kodlaman annen olduğu için babanın zıttını bile seçsen adamlar zamanla babana benziyor.
Anne babandan öğrendiğin ilişki biçimi annenin etkin babanın pasif olması üzerine.
"Kızlar annelerinin kaderini yaşar" diye bir söz vardır ya hani. Sende öğrendiğin kadın rolü annen olduğu için annenin kaderini yaşıyorsun.
Üzerine giderek bu değiştirebilirsin.

Ben kendimden örnek vermek istiyorum.
Hayatımın büyük bir kısmını babama karşı salt nefretle yaşadım.
Hayatımdaki tek gayem babam gibi olmamak, babam gibi birini hayatıma sokmamak.
Dediğim gibi de yaptım.
Babam gibi olmayan birini sevdim ve evlendim.
Ama bir noktada bir sıkıntı var, bir türlü tanımlayamadım.
Babamın zıttını seçtim ama annemi hiç düşünmedim.
Aslında düşündüm ama ilişki bağlamında değil. Daha genel olarak annemin kaderini yaşamayacağım demiştim.
Sonra o tanımlayamadığım ilişkimi, evliliğimi mahvetme noktasına getiren şey içimdeki annemden gelen parçaydı. Bunu Çok geç keşfettim. Doktorum olmasaydı belki keşfedemezdim, üstesinden gelemezdim.
Benim boyun eğici şemam vardı. Ben istediğim kadar pasif agresif ve uç noktalarda tepki vereyim yine de boyun eğici oluyordum. İstisnalar dışında.
Çünkü bunu annemden öğrendim.
Küçücükken babam şiddet uygulandığında ağlamaktan, bir kaç kelime laf etmekten başka tepki vermeyen annem bunun normal olduğunu öğretti.
Mesela annem çalışmak istiyordu ama babam izin vermiyordu bir sürü olay tantana. Annemde eğdi boynunu razı geldi.
Ben burada kendimle ilgili kararı kendimin değil babamın/kocanın verebileceğini benim ne istediğimin kimsenin umurunda olmadığını öğrendim. Kaderimi bir erkeğin eline bırakmam gerektiğini öğrendim.
Bunu bize bu cümleleri kurarak öğretmen edasıyla öğretmiyorlar.
Biz şahitiz ve tekrarlıyoruz.

Neyse olayı kader motifine bağlayalım tekrar.
Mesela kötü olaylar yaşayıp kötüleri neden tekrar seçtiğimizi irdeleyelim.
Burada olay tanıdık olanı seçme eğilimi.
Kötü bile olsa orada ne olacağını biliyoruz. Buna da konfor alanı deniliyor.
Senin erkeklerle ilişkinde kötü erkek modeli yok.
Sevmezsen bile bildiğin tanıdığın bölge yani konfor alanın kadının her şeyi çekip çevirdiği erkeğin yancı olduğu haller.
Bunu değiştirmek yine senin elinde.
Tek başına erkek seçimin bu rahatsız olduğun hali değiştirmen için yeterli değil.
Annenden aldığın kısmını ilişkide pasif tutup erkeğin aktif olduğu denge kurmak istiyorsun. Bunun içinde İpleri gevşetmen gerek.
İpleri gevşettiğin an konfor alanından çıkmış olacaksın.
Hayatı yeniden keşfedin kitabı önerilmiş. Mutlaka okumalısın.
Bir de "Mindfulness ve Şema Terapi Uygulama Rehberi" kitabını tavsiye ederim.

Belki direkt alakalı bir kitap değil ama ilginizi çekebilecek "Mark Wolynn-Seninle Başlamadı" adlı kitabı da tavsiye ederim.
 
sanırım bende sen gibiyim :) sadece erkek arkadaşımla da değil. ailemle mesela kahvaltıya gideceğiz ben araştırıp bakarım yorumları okurum. bir şey alınacak ben sipariş veririm. bir şey bozuk geldi ben uğraşırım. geçen anneme yeni telefon aldık baktım ben uğraştım kardeşime ıpad kalemi aldık herkes bana sen bak sen anlarsın diyor. angarya işler müdürü müyüm ben diyeceğim en sonunda. yine bir şey oldu ay yeter ben uğraşamam dedim babama ee sen muhasebe müdürü değil misin zaten diyor. yok dedim ben hiç bir şey değilim artık
 
Hayatıma giren erkeklerin kişisel özellikleri , bana davranış biçimlerini düşündüm ve pek ortak yön bulamadım aralarında.
Fakat fiziksel anlamda çok daha önceden farkettiğim bir şey var ki o da hayatta aşk duygusunu hissettiğim erkeklerin istisnasız hepsinin güzel geniş omuzları vardı. Bir tane bile geniş omzu olmayan erkeğe aşık olmamışım. Hatta dar omuzlu bi erkek alemi cihan olsa soğuyorum o aşkla bağlılığı yakalayamıyorum. Sarışın esmer uzun kısa farklı fiziksel özellikteki kişilere aşık olsam da o geniş omuz kriteri muhakkak ortak. Benim babamın çok güzel geniş omuzları vardı. En dikkat çekici yeriydi galiba. Şimdi düşündüm de belki bu da sizin bahsettiğiniz şeyle alakalı 🤷‍♀️
 
Canim dostum; ben de bir yengeç olduğuma göre seni anlayabilirim ve anladım .
Ilişkiler üzerine seninle konuştuğumuz zaman da söylemiştim. Sen ne kadar modern olsan da bir Türk kanı var sende. Ve Türk kadınları gibi sevilmek istiyorsun. Türk kadınları gibi yapıcı ve kurucusun.

Senin yaptığın şey fedakarlık. Gelgelelim ne bir Rus anlar bunu ne de bir italyan.

Bunu ancak bu kültürün insanları anlar.

Benim eşim de babama benzer. Sessiz sakin yapıcıdır.

Babamdan farkı şudur; Daha çok sorumluluk alan bir adamla evliyim. Evde salça bittiyse bunu ben söylemem ona. O buna dikkat etmiştir ve bitmeden yenisini almıştır.

Belki sen biraz daha yapıcı olmaktan geri durabilirsin.

Gerçekten seven adamlar gercekten yapıcı olurlar.
Yanına gelmek için emek ve caba sarf ederler.
Bu gibi çabaları günübirlik iliskilerde ya da birlikte çıkma eylemlerinde bulamazsın. Sana tavsiyem böyle şeyler icin sen de çabalama.

Bütün ilişkileri sorunsuz hale getiren tek güç gerçekten sevmektir. Illaki aşk olmasa da gerçek sevgi sorunlari çizer.

Insan sevdiği şey için emek verir ve emek verdiği şeyi sever.

Eğer emek yoksa sevgiden bahsedemiyorum ben.

Sana bunu daha önce de söyledim.

Allah kalbin kadar güzel adamlarla karşılaştırsın seni.

Iyi haberlerini bekliyorum bebişim seni seviyorum❤
 
TABI KI hepsini okudum super konu.

Ben seninle ciksam kesin ben de butun planlari sana yikardim kanki 😅🤭 Hatta keske beni biraz cekici buluyor olsan da ciksak bir sure. Cok da gulerim eglenirim valla oh ilac gibi gelen bir iliski olur. Valla bence bu konulara acayip bir yetenegin var ve seviyorsun... Oyle olunca da elime mi yapisir yaparim modunda giriyorsun... Sen yapinca insanlar da rahatliyor ipe un seriyor... Ama sen kendini gereksiz yordugun zaman da karsindakinden bikiyorsun. Acaba surekli hayati kolaylastirmak ve renkli hale getirmek zorunda hissediyor olabilir misin? Yani hani surekli plan yapayim surekli heyecanli tutayim surekli bir sekilde eglence ve yenilik duzeyini arsa cikarayim gibi... Cunku bu seni yorar ve gerek yok. Yengenc her seyi organize etmedi diye sikayet edecek olan defolsun gitsin yani kapi orda.

Bu arada babanla iliskisi konusuna yuzde yuz katiliyorum. Vallahi bence de var oyle bisey. Benim babam da iyidir hostur duygusaldir saftir kendi dunyasindadir saatlerce seninle felsefeden sanattan bahseder derin konular konusur eglencelidir ama iki tabak kaldirmaz. Sevgisini arada aklima gelirse gosterir. Biz cocuklarina karisina sanki onun yasadigi derin hayal aleminde oyle var olan olmasa da olur tiplermisiz gibi davranir. Kotudur diyemem tabi ama kopuk bi tip. :KK70: ben de oylelerine meylediyorum sanirim. Benimle konusan derin paylasimlara giren ilginc iyi niyetli ama bana ozel bir ilgisi de olmayan erkeklerin pesinden kosuyorum. En sik duydugum soz "aaa ben seni arkadasim olarak goruyorum..." Biri bana "ben seni cocuklarimin anasi evimin sultani olarak goruyorum lutfen bana evet de askim kalbimin tek sahibi" dese "ay ne diyo bu ya iyyyy" yaparim.

Bilemiyorum nasil degistircezz.
 
Bir kere mesela koltukta babam mac seyrediyor. Ben de kucagina yatmistim. Bir baktim sacimi oksuyor elimi opuyor filan. Dedim noluyoruz bu adama ne oldu. Sonra baktim muzur muzur guluyor dedi ki "en buyuk kk Hadi bu kadar sevgi Sana bir sene yeter sonra bana gelip baba bana saril maril deme ha". Iste ben de boyle okuz mu degil mi karar veremedigim erkekleri seviyorum.
 
ay konuyu okuyunca cok feci irkildim ve korktum ahsjshsjahajah bi 5 dakika babami ve sevgilimi dusundum. cok fazla benzer yon cikardim. sonra korktum. cunku babam hayatimda iliski anlaminda isteyecegim en son karakter olur. :KK70: lutfen sevgilimin sonu ona benzemesin tabi ben de anneme benzemeyeyim diye bitirdim kafamda konuyu.

huzurumu kacirdin yengec offf be ahajahajaha biraz arastirayim neymis bu
 
Babamla eşim cok farklı karakterde, yapıda bambaska insanlar.
Babam gibi biriyle evlenseydim hayatimin hatasını yapardım.
Cok şükür eşimle evlendigim için.
 
X