Kadın olmak...

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
alıntı...
"ABD’de başarılarını yüksek kar oranları ile ispatlamış şirketlerin uyguladıkları bir yöntemden kısaca bahsedeyim…
Başarılı bir ortaklık için “olmazsa olmaz” bir kural olarak da algılanabilir. Şirketin yönetim kurulu üyeleri hiçbir şekilde eşleri ile birlikte bir araya gelmiyorlar. Her ne şekilde olursa olsun, eşli olarak görüşmüyorlar.

Çünkü, görüştükleri takdirde eşler arasında “Onun otomobiliydi, bunun kürküydü, şu bana iyi davranmadı, o kim oluyor da bana selam vermiyor” gibisine sudan sebeplerle hır çıkacağından, işin sonu kötüye gidebilir.
Onun için kıskançlık ve kapris yarışı başlamaması için orada, katı bir önlem almışlar ve iş ile özel yaşamı tamamıyla birbirinden ayırmışlar.

Alarko Holding’in Yönetim Kurulu Eşbaşkanı Üzeyir Garih’e ABD’de uygulanan bu yöntemden bahsedip, “Bunca yıldır başarılı bir birlikteliği devam ettiriyorsunuz, siz de bu kurala uyuyor musunuz?” diye sordum.
Cevabı “Kesinlikle evet” oldu.
Garih, “Biz yıllardır sevgili ortağımla ailecek görüşmeyiz. Yan yana dahi gelmeyiz. İş başka, özel yaşam başkadır bizim için. Bu konuda çok hassas davrandık yıllarca” dedi."
 
en güzel yorumlardan biri bu oldu tebrikler çok haklısınız

Bdv de çok denk geliyorum gencecik kızlar, önlerinde koca bir hayat var ama pırıl pırıl insan dedektif gibi erkek arkadaşını takip ediyor, adam kırk dalda oynuyor kızlarımız memlekette adam kalmamış gibi peşinde deli divane koşuyor ya da evli bir kadın tüm enerjisini kocasını elde tutmak için kullanıyor, sonra kadınlar kendilerini geliştirsin nasıl geliştirecek yalvarmaktan vakit mi var, deli oluyorum böyle şeyler görünce
 
Temizligini begenmeyiz pis deriz
Yemegini begenmeyiz beceriksiz deriz
Giyimini begenmeyiz rüküş deriz
Kendini savunur cazgir deriz
Savunmaz sunepe deriz
Ama bize denilince fesat deriz
Hahahah di mi ama :)
Şu da ilgimi çekiyor son günlerde;
“Ben çatır çatır doğurdum” (sezeryan değil yani öyle çakma doğum değil benimki)
:)
 
erkek ortamında sorun çıkmıyor işte kolay kolay .erkekler hayat başarısıyla maddi başarıyla ekonomilerini yükseltmekle saygı duyulmakla üretimle mutlu oluyorlar.E kadınların çoğu böyle mi nerdeeee
 
bu kızları iyi niyetle uyarınca da uyaran kötü oluyor gene körü körüne adına aşk dedikleri bana göre sağlıksız bir saplantı olan ilişkilerini savunuyorlar.Bazen yanlış ülkede doğmuşum keşkeeeeee....... diyorum ama insanlar değişmiyor ülkem de ne çare.
 
Burada yanlış olan ve düzeltilmesi gereken tüm evin sana kalması. Çalışıyorsanız kocanız da yapacak ev işi , yemek. Ortak görevler bunlar.
[/QUOTE]
Yapmıyor değil ama sorun benim onun yaptığını begenmemem. Evi süpürüyor koltukların altı görünmüyormuş süpürmeye gerek yok. Menemen dışında yemek bilmiyor hep dışarıdan alıyor ama ben sağlıksız buluyorum. tuvaleti yıkarken çamaşır suyu dokmuyor gibi gibi. İçimize sinmiyor kabullenelim
 

Aynen katiliyorum bu devirde erkek olmak varmis eskiden erkekler kizin pesinde kosarken simdi kizlar kosuyor ornegin bir erkegin pesinde uc bes kiz cekisiyor kavga ediyor.
Ama ben bunun tersi bir durumu gormedim ne kizlar var cok donanimli guzel ama oyle pesinde kosan erkek olmuyor
Ben de soyluyorum erkeklerin egolariyla etrafta dolasmasina sebep ne yazik ki hemcinslerimiz.

Tabi ki de sevmek normal ama bir durus karakter olmali erkegin her dedigini yapip arkasindan kosup onurunu zedelemesine neden olucak yerde dur denilmeli.
 
Son düzenleme:
Belki soran olmuştur
Belki de alakasız olacak ama
Gittiğiniz oyunun adı “beyaz” mı? :)
 

Nüfuzlu kadın olmanın yolu sadece iş hayatından mı geçiyor peki?
Kendimce eğitimli bir insanım.
Okul anlamında ve dil anlamında yeterli olduğumu düşünüyorum, sosyal anlamda üzerinde çalışıyorum :) çünkü daha fazla ulaşmam gereken yer olduğunu düşünüyorum.
Maddi kaygım yok.
Çalışırken bulamadığım vakti, ara verdiğim su dönem iki çocukla bulabiliyorum.
Bu vakitte çocuğumla belediyeye gidip, ben okuma-yazma bilmeyen kadınlar için küçük çapta proje yapacagım, öğrencilerle kadınları buluşturup bir adım atalım dediğimde, isteğimi gerçekleştiriyorum (en azından mekan tahsis ediyorlar)
Yada savaş mağduru çocuklar için gönüllü mentörlük yapabiliyorum.
Engelli olup devletin sağladığı haklardan bihaber olan insanların hakları konusunda bilgilendirilmesi için ekip oluşturabiliyorum.

Bunları nüfuzlu olmak için yapmıyorum ama hayallerim büyük :)
yaptığım işler kafamda netleştiğinde daha genele yaymak icin bir vakıf bünyesinde devam etmeyi düşünüyorum.
Bu beni nereye götürür, bilmiyorum. Ama iş hayatında değilim demek yokum demek değil.

Sadece iş hayatı ile kısıtlamadan ‘kadın dışarıda’ dan yanayım.
İster bilgisi ile ister emeği ile ister yüreği ile bir şey üretsin.
Hiç bir şey yapamıyorsa düzenli huzurevi ziyaret etsin, bir kek börek yapıp götürsün.
Etrafındaki çocuklara örgü örmeyi, dikiş dikmeyi öğretsin.
Annemin 60 yaşındaki arkadaşı masal anlatma dersleri almış torunlarına diye, şimdi komşu çocuklarına falan organizasyon düzenliyor mesela :)
sabah 9 da oflaya puflaya işe gidip, işini sevmeden, zoraki yapan, işten kaytarmak için her türlü bahaneyi kullanan, tek amacı günü bitirip maaşını almak olan çalışan kadın ile,
Evde durup, çocuğu tv karşısında büyüten, o gün senin bu gün benim gezen, akraba ilişkilerini yönetemeyip ona buna çatan ev hanımı aynı kefede bana göre.
Ortaya konulan ürüne bakılmalı gun sonunda.

Kimse örgü örerek belediye başkanı, milletvekili olamaz, o konuda haklısınız, ancak zaten bu bahsettiğiniz kesim toplumun kaçta kaçı?
Ki çok yetenekli ve çok başarılı yetişmiş kadınlar var hali hazırda o yerleri hayal edemiyorlar maalesef. Kaç tane kadın başhekim var? Bilmem kaç yüz üniversite oldu, kaçının rektörü kadın? Hiç mi yok prof kadın? Alası var..
eğer kadın dışarıda olursa huzurevine gittiğinde kadın yönetici arar, belediyeye gittiğinde kadın muhatap sorar, kendini daha iyi kime anlatacağını düşünüyorsa talep eder...

O yüzden kim nasıl daha üretkense onu seçmeli ve geri kalan da eğitimli ve bilinçli seçimlere saygı duymasını bilmeli.
Bunu Kadına roller dayatmak amaç olmamalı.

Uzun yazdım, kafam karışık :) aslında daha derli toplu anlatsam derdimi dünyayı kurtarırız, bunun da üzerinde çalışayım :))
 


Daha önce de yazdım bu dünyada tek bir güç var o da maddi güç. Kadınların elinde güç bulunmamasının sebebi maddi getirinin %90ının erkeklerin elinde olması.

Nüfuzlu insan güçlü çevresi ve güçlü bağlantıları olan insan. Güçlü çevre de maddi olanakları veya konumu iyi çevre demek. Maddi olanakları olan kesim maddi olankları olan insanlarla networking ve işbirliği yapıyor. Sizin bahsettiğiniz anlamda nufüzdan bahsetmedim, olaya farklı yerlerden bakıyoruz:)

Misal, belediye başkanı veya orta ölçekte bir işadamı orta dereceli bir memurla networking yapmaz cunku bir kazanimi yok. Kadinlarin da guclu cevreye katilmalari icin ya makam ya da maddi guc olarak bir seyler sunmalari gerekiyor. Maalesef guzel kalp, guzel evlat yetistirme ve topluma yardim etme buralarda ise yaramiyor :)

Kadın başhekim yok demişsiniz aynen ben de bunu diyorum. Kadınların önü tıkanıyor, hakları yeniyor ve destekleri de yok. Kadın doktorlar başka bir kadını başhekim olarak desteklemekte yetersiz kalıyor çünkü onlar da azınlıkta. Eğer ki hastane yönetm kurulu kadın erkek eşit sayıda olsaydı, kadın hekimin başhekim olarak seçilme şansı var. Ama yönetim kurulu erkek olunca erkek hekimlere yöneliyorlar ve bir erkek seçiliyor. Söylemek istediğim de buydu zaten, üst yerler erkekler tarafından tutulunca daha altlarda kalan kadınların hakları yeniyor. Bu yüzden kadınların üst yerlerde daha çok yer alması gerek.
Kadınların genel olarak daha çok ve daha etkili networking yapması gerekiyor.
 

İşte Türkiye gerçeğinde maddi güç ayda 3-5-10 bin liralık maaşla kazanılmıyor.
10 bin lira kazanan 100 kadına soralım hayattaki hedefi ev almak falandır muhtemelen.
Onu da gider ismi lazım degil 18 lik sevgili ile dolaşan müteahhitten alır :)
Biz de o çalışıyor, bu çalışmıyor, o iyi anne bu kötü anne diye birbirimizi yeriz.
Kadının maddi güçle kazanım sağlayacağı doğru olsa da o maddi gücü elde edebileceğine dair inancım maalesef ki epey az.
Dolayısı ile işi sosyal boyutta ele almak en azından umut vaat ediyor.
Belki normal bir vatandaş gidip belediye başkanı ile konuşurken dikkate alınmaz, ama oraya bilmem ne derneği/vakfı olarak gittiğinizde arkanızda güç olur. Bu anlamda daha üst düzeye ulaşmak kolaylaşır.
Ben de diyorum ki kimi böyle bir oluşuma parasını koyar, kimi emegini, kimi bilgisini.
İş hayatından geçmek zorundalığı Benim için bu noktada ortadan kalkıyor.
Tek çatı altında birbirimizi ezmeden barınabilecek insanlar olalım yeter.

Verdiğimiz örnek üzerinden gidecek olursak,
Kadın doktor erkek doktor oranı 2/3 diye biliyorum.
Evet kadınlar daha az ama İstanbul yada Ankara gibi büyükşehirlerde çoğu hastanede kadın doktor oranı daha fazla. Ama sonuç aynı. Bence algı meselesi. Kaç kadın talep etmiş bunu ona da bakmak lazım.
Yada talep eden kadın doktor neden cinsiyetçi yaklaşım var diye hakkını arama yoluna gitmemiş? Kamuoyuna duyurmak için uğraşmamış? Paraysa para, egitimse eğitim.
 
MissCherryBlossom
Bu arada kadın çalışsın yahu, ben çalışıyordum, yine çalışacağım. Sadece çalışmak zorunda değilim. Maddi güvencem de var.
Ama şu üzerimdeki çalış baskısından yıldım yeminle. Ya ben düzenli işe 3 yaş ve 6 aylık bebeyle devam etmek istemiyorum.
Ve bu süreyi vakit buldukça topluma faydalı bir şeyler yaparak geçirmek istiyorum, fikrine herkes boş bakıyor. Bense önemsiyorum.
Sonuçta bu da yapılması gereken bir şey ve birileri yapacak.
Hiç çocuklarım olmasaydı da hayatımın bir döneminde 2 sene bu şekilde bir projeye odaklanıp mutlaka denerdim.
 

Son paragrafa aynen katılıyorum, konu algı. Misal Fransa cumhurbaşkanlığı seçiminde gazetede bir köşeyazarı Fransanın cbaşkanı kadın olamaz! yazdı. Adam açıkça bunu yazdı. Neden olamaz? Olamaz işte, insanların algısı bu. Sonra gidip alternatif adaya, faşist dangalak beceriksiz Satkozy'ye sırf erkek diye oy verdi insanlar.

Toplum cinsiyeyçi. Karı gibi olmak, karıdan beter olmak...kadınlar günlük hayatta zayıf, zavallı, beceriksiz olarak lanse ediliyor.

Bana kalırsa, kadın erkek oranı baroda ve mühendislikte eşitlense, şu algı kırılacak gibi. Kadınlar şu az gelirli işlere razı olmayı bırakıp hakettikleri yerler için daha hevesli olsa düzen değişir mi diyorum bazen.
 
Yaaa oyunun adı ne?
İstanbul'da fahiş fiyatlı olmayan bütün oyunlara gitmeye çalışıyorum, ama bu tarz bir konuya hiç denk gelmedim...
Ayrıca 'bunu seven bunu da sever' kampanyası gibi ben de bir öneride bulunayım:
Günay Karacaoğlu 'nun 'basit bir ev kazasi' isimli tek kişilik gösterisi var, basit bir ev kazasi dediği de intiharı.. hayallerinde-fantezi dünyasında bile edepli olması gereken kadınların halini o kadar saf o kadar güzel oynamış ki, Cook sahnesinde kendinden birşey buluyor insan.
 
Ben başkasından etkilenecek kadar küçük değilim , ve bunun içsel bir istek olduğunun da farkındaydım .
Kimsenin agzina laf vermem , verenin de ağzının payini iyi veririm , annem dahi hadi artik çocuğun olsun yaşın geldi de geçiyor diyemedi .
Beni bilen bilir , toplum baskısıyla falan o duyguyu yaşamadım , bilmezsiniz benim içimdeki fırtınayı , onu ancak şuan benim gibi çocuk sahibi olmak isteyenler anlar bu kadar net . Onların akli , duyguları onlara yeter başkasının dayatmasına gerek yok
 
yukardaki mesajı sizin söyledikleriniz icin yazdım da kopyalayamadim sizi
 

yapacağım yorumun yapılmışı varmış ben boşuna yazmayayım bari

erkek şiddetinden çok kadının kadına yaptığı şiddet var bence
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…