Üniversitedeyken 6nokta körler derneğinin sesli kütüphanesine çocuk kitabı doldurmuştum . Orada tanıştığım görevli bana şey teklif etmişti; görme engelli bir kız varmis, açıköğretimden sosyoloji okuyormuş (ben de örgün sosyoloji okurdum) onu çalıştırıp çalıştırmayacağımi sormuştu. Tabii kabul etmiştim, birkaç ders psikoloji çalıştırmistim.
Aslında bence psikoloji , anlatilinca anlaşılacak bir ders. Mesela edinimsel kosullanmayi 'Skinner edimsel koşullama denilen bu durumları incelemek için ses ve ışık geçirmez, çevreden yalıtılmış “Skinner Kutusu” adı verilen kutular kullanmıştır. İçerisinde bir pedal bulunan bu kutuya bir fare yerleştirmiştir...' diye okumak var,
bir de birisinin çevreden örnek vererek 'cocugu her ağladığında sussun diye istediğini yapan anneyle scinnerin faresi arasında bağ kurarak anlatması, kuramlardan bahsedip sana çevrenden örnekler vermeni istemesi var.
İkisi arasında çok fark var. Benim öğrencim mesela ,sadece benim anlattığım dersten 70e yakın bir puan almıştı

Bence siz de, madem bir kere tamam dediniz , öğrencinize okutun, okuduğuniz her konuyla ilgili de gunluk hayattan, cevresinden-hayali olarak vs bir örnek vermesini isteyin.
Mesela yansıtma'yi anlatırken iş yerinde sinirlenip,Sinip evde çocuğuna 'kafam şişti lan bütün gün,sus artik' diye patlayan babayı örnek verin...
Böyle böyle keyifli de geçer.
Hem size de ilginç bir deneyim olur.
Amaaaa şöyle bir kötü taraf var;
Dersten çok memnun kalirsa, devamlı benzer isteklerle kapınızı calabilirler...
Bu da bir risk