Ya valla ne desem bilemiyorum ki ama lafa gelince bir milyonluk düğün yaptık diye dolaşıyorlar ya aşırı sinir bozucu bir durum. Ben size samimi olarak çok üzüldüm umarım kendinizi daha fazla zarara uğratmazsınız.ya güzel bi yerdi sapanca değil daha merkezi bir yer. geçen sene temmuz sonu işte fiyatlar nasıldı hiç bilmiyorum. babamın tahmini bir milyona yakın tutmuştur demişti ama cidden ne desem yalan olur. e takıların paraların falan ne kadar toplandığını da bilmiyoruz. bilinmezlikler kuyusu adeta
Neyini anlamıyosun ya 40 bin alıyorsa bile bunun tümünü vermek zorunda mı?20 bini versin giderlere kalanı kendine saklasın veremem bende birikim yapıyorum desin.hanımefendi ben kadının eşine "aferin iyi yapmış" mi dedim?
ama ortada bir matematik var ve sizin mesajınız da matematiğe isyaaaaan yani.
evet tam olarak öyle aynı anası gibi her kuruşu atıp altın yapmaya çalışıyor beni de buna zorluyor hiç sormak etmek yokCanım benim demek istediğim senin gelirin ondan az olsa bile sen tümünü ona teslim etmek zorunda değilsin.
Genelde erkek giderleri karşılar yani.
Anasından görmüş öğrenmiş altın altın başka bişe bildiği yok.
Benim sana dediğim senin kenarda beş kuruş paran olsun zaten takıların bunlarda bişey olsa vermezler ailenin taktıklarını bile vermezler üstüne yatarlar.
Zamanın ne getireceği belli olmaz, tüm maaşını harcama kenara bi çeyrek iki çeyrek de sen at.
Yetmediği yerde o harcasın o birikiminden kıssın zaten anasının kasasında ne kadar altın var belli değil o işler de karışık işin içinden çıkılacak gibi değil yani
çok teşekkür ederim sağolunYa valla ne desem bilemiyorum ki ama lafa gelince bir milyonluk düğün yaptık diye dolaşıyorlar ya aşırı sinir bozucu bir durum. Ben size samimi olarak çok üzüldüm umarım kendinizi daha fazla zarara uğratmazsınız.
İşte ondan bahsediyorum her ay atıyorum 10 gr altın alacağına 5 alıversin giderleri karşılasın yani sende 3 5 atarsın kenara bişeyler.evet tam olarak öyle aynı anası gibi her kuruşu atıp altın yapmaya çalışıyor beni de buna zorluyor hiç sormak etmek yok
hiçbir şey. altınlar geleceğimiz için dedi seni de asla hiçbir zaman mağdur etmem dedi kapandı konu. ben hala ağlıyorum ama aklıma geldikçe bu mesele. geçmedi yani bendeki yarasıSonucu neye bağladınız peki ben orasını anlamadım, ne yapacaksınız bundan sonra
haklısınız. ama gel de anlat. bu ay mesela bana sormadan gitmiş kirayı çekmiş 10 gram altın almıi faturaları ödemiş gelmiş bana bende para kalmadı sen gönderir misin 15 bin dedi. neden dedim altın aldım dedi. ben her ay sana bu kadar para vermek zorunda mıyım belki ihtiyacım var harcıycam belki bitti bile harcadım sen nasıl bana haber vermeden bütün paranı altına verirsin dedim. sanki naptım kumarda mı yedim geleceğimiz için yatırım birikim işte diyo. sen harcamış olsan sen de suçlu olursun sormadan etmeden öyle harcanır mı bütün para falan dedi ben sinirden ağladım kavga ettim ama yok yine nato kafa nato mermer anası kılıklı laf kabul etmez asla kafayı onu koydu ya yapacak illaİşte ondan bahsediyorum her ay atıyorum 10 gr altın alacağına 5 alıversin giderleri karşılasın yani sende 3 5 atarsın kenara bişeyler.
Kural kanun yok o maaşını biriktirecek diye bunu sende yapabilirsin.
Okumuş meslek sahibi kızın yine bir Altın mağduriyeti. Okumamış meslek sahibi olmayan ev hanımı bir hatun olsanız eminim o altınlara sahip çıkar benim de benim derdiniz.. tok gözlülüğümüzün üstünde tepindiler resmenmerhabalar öncelikle, benim için oldukça önemli bir konuyu danışmak niyetiyle buraya üye oldum.
buradaki sağduyulu, akıllı ve tecrübeli kadınların fikirlerine ihtiyacım var...
şimdi çok uzatmadan en kritik noktaları aktarmaya çalışacağım.
eşimle geçen yıl temmuzda evlendik. 3 aylık nişanlılık sürecimiz ve çok hızlı bir düğün sürecimiz oldu. zaten öncesinde lise 1'den başlayan 11 yıllık bir ilişkimiz vardı, okullar bitti yüksek lisanslar bitti işler bulundu falan imkan bulduğumuz ilk fırsatta evlendik diyebilirim. birlikte büyüdük zira zaten kafamızda bir soru işareti yoktu evlenirken birbirimize dair.
nişan, kına, düğün süreci boyunca hiçbir şey istemedim ne kendi ailemden ne eşimin ailesinden. herhangi bir altın, eşya, bohça isteğim vs olmadı. bu konularda her zaman kendimi, kendi değerimi benim için harcanan parayla ölçmemek gerektiği bilgisiyle yetiştirmeye çalıştım, hiç kimse zorlanmadan kolaylıkla en uygun biçimde evlenelim istedim, nitekim öyle de oldu.
fakat aradan bir yıl geçmesine rağmen benim kafama yeni yeni dank eden şeyler var. ben altınmış düğünmüş bu konularda çok saftım çünkü ne ilgim ne bilgim vardı. ne nasıl olmalı, doğru mu yapıyorum yoksa hakkım mı yeniyor açıkçası etraftan duya duya ancak ampul yandı kafamda ve bazı şeyleri sorun etmeye başladım diyebilirim.
1. bin kişilik yemekli bir düğün yapıldı bize, eşimin ailesi yaptı ve hem onların tarafından hem bizim tarafımızdan inanılmaz altın, para takıldı. düğünün çoğu takı sırasıyla geçti yine de zar zor bitirdik diyebilirim. fakat ben o takılanları yalnızca düğün video kaydımda gördüm, takı sırası bittiği an boynumuzdaki kurdeleler alındı, bütün altınlar paralar toplandı ve ben bunların ne kadar ettiğini, kimin ne taktığını hiçbir şekilde öğrenemeden yok oldu. eşimin anne ve babası aldılar, yaptıkları düğünün parasını buradan karşılamışlar. düğün sonrası benim elimde kalan sadece eşimin ailesinin bana taktığı 60 gram bilezik, bir adet beşi bir yerde kolye idi. başka da bir şey yapılmadı. baktım herhalde 80 gram bile etmiyor. kendi ailemin taktığı bilezikler ve birinci dereceden akrabaların taktığı 4 bilezik. bize kalanlar finalde bu oldu. bir de ben salak gibi nişanımda bana takılan altınlara da dokunmadan aldım götürdüm düğün altınlarına kattım. ki bunlar da biz istanbul'da yaşadığımız için güvenlik dolayısıyla kayınvalidemin evinde, kasasında ayrı bir kesede toplanmış duruyor. altınlarım bende değil, kayınvalidemde. bana sorulmadı zaten orada kalmasına "karar verilmiş."
2. düğün haricinde her şeyi inanılmaz kolaylaştıran bir gelin olduğum için açıkçası başka herhangi bir masraf yapılmadı bana. stüdyo fotoğrafım indirimli olsun diye akrabaları tarafından çekildi ki korkunç ötesiydi düğünden gelinliğimle doğru düzgün tek bir fotoğrafım yok. fikrim sorulmadı zaten ama sorulsa da ben tamam olsun tanıdığınızla iş yapmak istiyorsanız öyle olsun derdim. kuaför aynı şekilde eşimin çok yakın bir akrabası (mahalle kuaförü) tarafından muhtemelen ücretsiz yapıldı. zaten o yüzden korkunçtu. bohça istemedim, insanlar masrafa girmesin diye hiçbir şey istemedim.
3. şimdi gelelim benim en çok canımı yakan konuya. yüksek lisans sürecinde aldığımız burslarla ben kendi çeyizimi düzmüştüm, eşim de o süreçte 100 gram altın biriktirmiş meğer. benim bundan haberim yoktu. geçenlerde öğrendim, o 100 gram altını ailesine düğün sürecinde kullanmaları için vermiş. annesi de 50 gramı kullanmış, 50 gram yoktu ortada. ben sorunca söyledi, hani bizim altınlarımız vardı ya bize ait olanlar tek bir yerde duruyordu. orada olması lazımmış ama yokmuş. sorunca söyledi annesi, 50 gramıyla bilezik yaptım başka yerde duruyor o dedi. size vericem o sizin falan demedi konu değişti gitti. ben zaten altının a'sını ağzıma alsam eşim triplere giriyor. daha evvel bundan dolayı kavga ettik maalesef. anamın babamın alın teri o altınlar gibi laflar söyledi, midem bulandı üç kuruşluk altın için polemiğe girmem dedim kurcalamadım. ama asla altınla ilgili soru sormamı, bunu sorgulamamı, nedir ne değildir diye üzerine düşünmemi bile istemiyor. ama benim kafama dank eden şu: düğünde bir gram çeyrek bile bırakmadan aldıkları o altınlar zaten düğünü karşılamış çünkü kayınvalidem sıfır borçla çocuk evlendirdim dedi, oğlumun verdiği 100 gramdan 50 gramla beyaz eşya parası verdik vs demişti ama aslında bu mümkün değil çünkü bizim beyaz eşyamız 100 bin lira tutmamıştı, mobilyalarımızı balayımızı, nişan yüzüklerini, aradaki ıvır zıvır bütün masrafları zaten eşim ödemişti kendi parasıyla. 100 gram paramız bağıra bağıra gitti gibi bir durum görüyorum ben arkadaşlar, bilemiyorum siz nasıl yorumluyorsunuz? bunlar normal mi allah aşkına ben mi bilmiyorum acaba? evlilik birliğinden önceki altın sonuçta beni ilgilendirmez diyorum ama nişanlıydık sonuçta ve 100 gram da az buz bişey değil onu burslarıyla biriktirip gitmiş ailesine vermiş, bana haber bile vermemiş. buna kızmam normal değil mi? ayrıca bu durumda eşimin onlara teslim ettiği altın, anne babasının bana taktığı altından çok daha fazla. bu durumda ailesi yalnızca düğün yapmış oluyor ki onu da düğünde takılan para ve altınlarla ödemiş oluyorlar. yani elde var sıfır. ama evlendiğimizden beri kayın ailem maşallah oğlumu şöyle evlendirdim böyle düğününü yaptım anlatıp duruyorlar her yerde.
4. bir mesele daha var ki aslında bundan öncekileri dert etmemi tetikleyen "adaletsizlik" duygusu. eşimin bir de erkek kardeşi var, üç yaş küçük bizden. iki kardeşler zaten başka çocuk yok. evet farkındayım bu kök aile arasındaki mevzular benim söz hakkım yok ama takılmadan edemiyorum. bu erkek kardeş ne yazık ki eşim gibi değil, inanılmaz şımartılmış ve standartlarını hiçbir zaman düşürmemiş, özel kurslar dershaneler markalı kıyafetler ayakkabılar her şeyini ailesi karşılıyor yıllardır. gezmesi tozması bilmem nesi lüksünden hiç ödün vermez ve anne babası ne derse yapıyor. onun da bir kız arkadaşı var liseden beri, kızın ailesi zenginmiş. herhalde zengin kızıyla sevgili olduğu için ona mahcup olmasın diye aynı zengin çocuğu gibi takılmasına yardım ediyor eşimin ailesi. benim eşim liseden beri ailesinden bir kuruş almadan dershaneye bile gitmeden kendi burslarıyla okudu, mezun oldu, memur oldu. kardeşi hala koskoca adam daha bir kuruş hayrı dokunmamıştır kimseye. bugün yarın evlilik sürecine girdiğinde abisi gibi 100 gram altın yapıp ailesine verecek mi acaba? mümkün değil. ya da eşimin ailesi bana yaptıkları gibi mahalle kuaförünü merdiven altı stüdyo fotoğrafçısıyla kapatabilecekler mi süreci? bu noktada kanıma dokunan eşime yapılan haksızlık, ağzımı açmıyorum beni ilgilendirmez diye telkin ediyorum kendimi ama zoruma gidiyor. kayınvalidem sürekli "büyüğe ne yaptıysam küçüğe de o, diğer geline de beşi bir yerde kolye ve 60 gram bilezik yapıcam" diyip duruyor. ısrarla ben çocuklarımı ayırmam ikisine de eşit masraf ederim vs diyor tabi yersen. zerre samimi bulmuyorum. zaten diğer gelinin beşi bir yerdesinin hazır olduğunu biliyorum, allah affetsin günahını almak istemem ama bence o 60 gram bileziği de hazır o küçük gelinin. kimin parasıyla acaba?
bir de evlendiğimizden beri her ay kayınvalidemdeyiz gık dese gidiyoruz bu kadar içli dışlı olmayı da hiç sevemedim çünkü kadına bir türlü ısınamıyorum negatif bir enerji alıyorum sürekli. görünürde bir şey yok ama yok yani olmuyor, sevemiyorum.
çok uzattım ama mevzular aşağı yukarı böyle. bu 100 gram altın meselesinde ne yapmalıyım, evlendikten sonra bir anda anne baba düşkünü olan kocama karşı nasıl davranmalıyım, düğün sonrası bütün altınlara çökülmesini hoş mu karşılamalıyım, ileriki süreçleri nasıl yönetmeliyim? teşekkür ederim lütfen fikirlerinizi esirgemeyin benden.
Yok ben anladım sizin çaresizliğinizin farkındayım sizi buna mecbur bırakıyor.haklısınız. ama gel de anlat. bu ay mesela bana sormadan gitmiş kirayı çekmiş 10 gram altın almıi faturaları ödemiş gelmiş bana bende para kalmadı sen gönderir misin 15 bin dedi. neden dedim altın aldım dedi. ben her ay sana bu kadar para vermek zorunda mıyım belki ihtiyacım var harcıycam belki bitti bile harcadım sen nasıl bana haber vermeden bütün paranı altına verirsin dedim. sanki naptım kumarda mı yedim geleceğimiz için yatırım birikim işte diyo. sen harcamış olsan sen de suçlu olursun sormadan etmeden öyle harcanır mı bütün para falan dedi ben sinirden ağladım kavga ettim ama yok yine nato kafa nato mermer anası kılıklı laf kabul etmez asla kafayı onu koydu ya yapacak illa
"eve eşinin verdiği kadar ver" + "maaşının yarısıyla birikim yap" demek başka şeyNeyini anlamıyosun ya 40 bin alıyorsa bile bunun tümünü vermek zorunda mı?20 bini versin giderlere kalanı kendine saklasın veremem bende birikim yapıyorum desin.
Giderin çoğunu eşi karşılasın adam birikim yapmayıversin 10 gr yapacağına 5 gr yapsın bu kızın kendine parası kalsın.
haklısınız. ama gel de anlat. bu ay mesela bana sormadan gitmiş kirayı çekmiş 10 gram altın almıi faturaları ödemiş gelmiş bana bende para kalmadı sen gönderir misin 15 bin dedi. neden dedim altın aldım dedi. ben her ay sana bu kadar para vermek zorunda mıyım belki ihtiyacım var harcıycam belki bitti bile harcadım sen nasıl bana haber vermeden bütün paranı altına verirsin dedim. sanki naptım kumarda mı yedim geleceğimiz için yatırım birikim işte diyo. sen harcamış olsan sen de suçlu olursun sormadan etmeden öyle harcanır mı bütün para falan dedi ben sinirden ağladım kavga ettim ama yok yine nato kafa nato mermer anası kılıklı laf kabul etmez asla kafayı onu koydu ya yapacak illa
Tamam benim matematiğim iyi değil yanlış yorumluyorum."eve eşinin verdiği kadar ver" + "maaşının yarısıyla birikim yap" demek başka şey
bu 2. dediğiniz ise bambaşka şey, benim anlamadığım bişey yok. sizin 2 lafınızın arasında uçurum var ama.
2. durumda eşinin verdiği kadar değil onun anca 3te biri kadar filan vermiş oluyor, öyle de "minicik" yani fark! 2 lafınızın arasında 5 dakikada oynayan miktarların siz farkında mısınız acaba?
siz cidden evlenmeden bu kadar hayal dünyasında mıydınız kuzum? nasıl bu kadar ortak bütçe olmadan evlenmiş olabilrsiniz. hiç mi para pul işi konuşmadınız? hadi konuşmadınız siz normal üst baş alıren o 10 senedir aynı ayakkabıyı giymiş şu durumda
birden mi birikim perileri kaçtı bu adamın içine?
yani hani genceciksiniz bir de yaş 35 olup evlenmiş olsanız hemen ev peşine çocuk derdine düşseniz, o da yok.
akademisyenler genelde değişim programı peşinde koşar, y.dışı kovalar...
ya inanın konuşmadık çünkü hep öğrenciydik sevgililik boyunca. zaten burslarla geçinmeye çalışıyordul. yaptığımız neydi ki yemek yemek kahve içmek dışarıda. hep tutumlu biriydi o doğru ama bu evlilikten sonra ev almak için varını yoğunu altına yatırmaya öalışıyor beni de buna sürüklüyor. beni bu kadar sürükleyeceğine keşke ana babasına düğünde takılanların hesabını sorsaydı ama ne hesap sorması o şu an ana babasına resmen tapıyor, acıyor üzülüyor onlara ne yaptılarsa hak görüyor. hikayede yanan ben oldum galiba bilmiyorum iyice de soğudum zaten bakalım nereye kadar gidecek böyle"eve eşinin verdiği kadar ver" + "maaşının yarısıyla birikim yap" demek başka şey
bu 2. dediğiniz ise bambaşka şey, benim anlamadığım bişey yok. sizin 2 lafınızın arasında uçurum var ama.
2. durumda eşinin verdiği kadar değil onun anca 3te biri kadar filan vermiş oluyor, öyle de "minicik" yani fark! 2 lafınızın arasında 5 dakikada oynayan miktarların siz farkında mısınız acaba?
siz cidden evlenmeden bu kadar hayal dünyasında mıydınız kuzum? nasıl bu kadar ortak bütçe olmadan evlenmiş olabilrsiniz. hiç mi para pul işi konuşmadınız? hadi konuşmadınız siz normal üst baş alıren o 10 senedir aynı ayakkabıyı giymiş şu durumda
birden mi birikim perileri kaçtı bu adamın içine?
yani hani genceciksiniz bir de yaş 35 olup evlenmiş olsanız hemen ev peşine çocuk derdine düşseniz, o da yok.
akademisyenler genelde değişim programı peşinde koşar, y.dışı kovalar...
Ben istemiyorum uyanmak kendi ütopyamda gayet mutluyumOkumuş meslek sahibi kızın yine bir Altın mağduriyeti. Okumamış meslek sahibi olmayan ev hanımı bir hatun olsanız eminim o altınlara sahip çıkar benim de benim derdiniz.. tok gözlülüğümüzün üstünde tepindiler resmen
E EMiNe_mi geçen konuda size bunu söyledim işte bakın bir örneği daha..” çalışan kadın uyuma altınlarına sahip çık..”ben mevzuya evliliğimin üstünden on yıl geçince elitlerimi “altınım da altınım” diye carlarken görünce uyandım siz daha evvel uyanırsınız inşallah
valla ben öncelikle kendisini 11 yıllık ilişkim emeğim vırt zırt edebiyatını bırakmaya uyandırmaya çalışıyorumTamam benim matematiğim iyi değil yanlış yorumluyorum.
Siz ne öneriyorsunuz aynen devam mı etsinler napsınlar??
altına imzamı atarım ancak bu kadar güzel analiz edilebilirdi. teşekkür ediyorum. gerçekten öyle çok güzel anlamışsınız beni de. işte can alıcı kısım o dediğiniz son kısım. zaten şu an kıvranma sebebim de bu ikilem. onu bir çözebilsem aksiyon alacağım ama ne tür bir aksiyon vs vs kafamda deli sorular yanivalla ben öncelikle kendisini 11 yıllık ilişkim emeğim vırt zırt edebiyatını bırakmaya uyandırmaya çalışıyorum(bana neyse!)
çünkü pastanede keşkül kaşıklamışlar, o da enişte ortaya tek keşkül söylemiş gibi duruyor 11 sene
tamam keşkül kalmadı. zincir kahvecide self-servis kahve içmişlerdir aynı bardakla akşama kadar oturmacalı. ama ilişki bu değil. bunun adı ilişki değil (müge anlı mode off)
belki muhazfazakarlardır (sakarya genelde öyle) birlikte yaşamamışlardır, ortak bütçe yapmamışlardır, filan ama insanın 26 yaşında evlenip tek vizyonu da ev almak olamaz, üstelik sevgiliyken zaten bişey yaşamamışlar, bi sürü planın hayalin olması gereken bir zaman.
tüm bunlar aşırı sıkıcı. adamın annesiyle olan bu minnet ilişkisi de aşırı sıkıntılı (tamam evlat yetiştirmek her türlü zor da yani ortada büyük dramlar yok, şımarık bir de kayın var, tam delirmelik) insan bunları evlenmeden de görebilmeli azcık...
hah tüm bu aydınlanmalar geldikten sonra da durum şu (kendisi söylüyor):
şu anda boşansa ev ayıracak durumu yok, madden böyle, aile evine de dönmesin zaten o apayrı bir bela.
ayrıca manen de daha o kadar gemileri yakmamış...
ama
bu kız adamı o kadar "tanımamış ki" (yeni yeni tanıyor işte)
hani burada denilen o "bir cinnet herşeyi çözer" durumu bu adama söker mi?
sakin kalıp yavaş yavaş mı işleyecek, sevgi diliyle mi?
yok sürekli kavga çatışma güç mücadelesiyle mi?
onu buradan kestirmek zor.
ailem durumu biliyor. ama karışmak istemediler çünkü yüz göz olmak, hele de altın için polemiğe girmek istemediler. şu an bunun muhatabı biz değiliz dediler haklı olarak, karışmıyorlar. çok da sevmedikleri için görüşmüyorlar dünürleriyle.
eşim ne zaman kaç gram aldık ne kadara aldık hepsinin kaydını tutuyor. gidip kayınvalidenin kasasına teslim ederken kayıtlı olduğunu biliyorlar. ama işte ne kadar güvenebilirsin bilemedim. işte o yüzden geçen bi açıp bakalım ne kadarımız var dedim diye kıyameti kopardı. sen benim aileme nasıl güvenmezsin ben düğünden sonra aldım gözüm kapalı bıraktım anam babam onlar benim kötülüğümü istemezler bir gramına dokunmazlar vs vs full nutuk çekti. beni de paragöz ilan etti. ya güveneceksin ya da bu diyardan gideceksin noktasındayım kendi içimde
Canım seni anlıyorum , ve bizzat şahit olduğum bir durum aynısı yaşandı yakınımda. Benim ananem dayımın birini okuttu memur etti , tek o okuduğu için hep borçlu hissettirdiler hep parasına çöktüler. Memur diye düğününü kendi yaptı yengeme de aynı şekilde haksızlıklar yapıldı ve daha sorumsuz bencil dayıma herşeyi yağdırdılar daha fazla eşya ve altın aldılar. Bu köylü kafası böyle yani haksızlık olduğunı düşünmüyorlar. Eşiniz çok suçlu ama artık top sende . Çok dikkatli ol giden para geri gelmez ama bundan sonrası için kuruş bile verme mesafeli ol . Uzak dur, yanlarında pek konuşma laf verme. Paranı taş gibi sık. Bekle zamanla yeni gelecek gelin onların hakkından gelirmerhabalar öncelikle, benim için oldukça önemli bir konuyu danışmak niyetiyle buraya üye oldum.
buradaki sağduyulu, akıllı ve tecrübeli kadınların fikirlerine ihtiyacım var...
şimdi çok uzatmadan en kritik noktaları aktarmaya çalışacağım.
eşimle geçen yıl temmuzda evlendik. 3 aylık nişanlılık sürecimiz ve çok hızlı bir düğün sürecimiz oldu. zaten öncesinde lise 1'den başlayan 11 yıllık bir ilişkimiz vardı, okullar bitti yüksek lisanslar bitti işler bulundu falan imkan bulduğumuz ilk fırsatta evlendik diyebilirim. birlikte büyüdük zira zaten kafamızda bir soru işareti yoktu evlenirken birbirimize dair.
nişan, kına, düğün süreci boyunca hiçbir şey istemedim ne kendi ailemden ne eşimin ailesinden. herhangi bir altın, eşya, bohça isteğim vs olmadı. bu konularda her zaman kendimi, kendi değerimi benim için harcanan parayla ölçmemek gerektiği bilgisiyle yetiştirmeye çalıştım, hiç kimse zorlanmadan kolaylıkla en uygun biçimde evlenelim istedim, nitekim öyle de oldu.
fakat aradan bir yıl geçmesine rağmen benim kafama yeni yeni dank eden şeyler var. ben altınmış düğünmüş bu konularda çok saftım çünkü ne ilgim ne bilgim vardı. ne nasıl olmalı, doğru mu yapıyorum yoksa hakkım mı yeniyor açıkçası etraftan duya duya ancak ampul yandı kafamda ve bazı şeyleri sorun etmeye başladım diyebilirim.
1. bin kişilik yemekli bir düğün yapıldı bize, eşimin ailesi yaptı ve hem onların tarafından hem bizim tarafımızdan inanılmaz altın, para takıldı. düğünün çoğu takı sırasıyla geçti yine de zar zor bitirdik diyebilirim. fakat ben o takılanları yalnızca düğün video kaydımda gördüm, takı sırası bittiği an boynumuzdaki kurdeleler alındı, bütün altınlar paralar toplandı ve ben bunların ne kadar ettiğini, kimin ne taktığını hiçbir şekilde öğrenemeden yok oldu. eşimin anne ve babası aldılar, yaptıkları düğünün parasını buradan karşılamışlar. düğün sonrası benim elimde kalan sadece eşimin ailesinin bana taktığı 60 gram bilezik, bir adet beşi bir yerde kolye idi. başka da bir şey yapılmadı. baktım herhalde 80 gram bile etmiyor. kendi ailemin taktığı bilezikler ve birinci dereceden akrabaların taktığı 4 bilezik. bize kalanlar finalde bu oldu. bir de ben salak gibi nişanımda bana takılan altınlara da dokunmadan aldım götürdüm düğün altınlarına kattım. ki bunlar da biz istanbul'da yaşadığımız için güvenlik dolayısıyla kayınvalidemin evinde, kasasında ayrı bir kesede toplanmış duruyor. altınlarım bende değil, kayınvalidemde. bana sorulmadı zaten orada kalmasına "karar verilmiş."
2. düğün haricinde her şeyi inanılmaz kolaylaştıran bir gelin olduğum için açıkçası başka herhangi bir masraf yapılmadı bana. stüdyo fotoğrafım indirimli olsun diye akrabaları tarafından çekildi ki korkunç ötesiydi düğünden gelinliğimle doğru düzgün tek bir fotoğrafım yok. fikrim sorulmadı zaten ama sorulsa da ben tamam olsun tanıdığınızla iş yapmak istiyorsanız öyle olsun derdim. kuaför aynı şekilde eşimin çok yakın bir akrabası (mahalle kuaförü) tarafından muhtemelen ücretsiz yapıldı. zaten o yüzden korkunçtu. bohça istemedim, insanlar masrafa girmesin diye hiçbir şey istemedim.
3. şimdi gelelim benim en çok canımı yakan konuya. yüksek lisans sürecinde aldığımız burslarla ben kendi çeyizimi düzmüştüm, eşim de o süreçte 100 gram altın biriktirmiş meğer. benim bundan haberim yoktu. geçenlerde öğrendim, o 100 gram altını ailesine düğün sürecinde kullanmaları için vermiş. annesi de 50 gramı kullanmış, 50 gram yoktu ortada. ben sorunca söyledi, hani bizim altınlarımız vardı ya bize ait olanlar tek bir yerde duruyordu. orada olması lazımmış ama yokmuş. sorunca söyledi annesi, 50 gramıyla bilezik yaptım başka yerde duruyor o dedi. size vericem o sizin falan demedi konu değişti gitti. ben zaten altının a'sını ağzıma alsam eşim triplere giriyor. daha evvel bundan dolayı kavga ettik maalesef. anamın babamın alın teri o altınlar gibi laflar söyledi, midem bulandı üç kuruşluk altın için polemiğe girmem dedim kurcalamadım. ama asla altınla ilgili soru sormamı, bunu sorgulamamı, nedir ne değildir diye üzerine düşünmemi bile istemiyor. ama benim kafama dank eden şu: düğünde bir gram çeyrek bile bırakmadan aldıkları o altınlar zaten düğünü karşılamış çünkü kayınvalidem sıfır borçla çocuk evlendirdim dedi, oğlumun verdiği 100 gramdan 50 gramla beyaz eşya parası verdik vs demişti ama aslında bu mümkün değil çünkü bizim beyaz eşyamız 100 bin lira tutmamıştı, mobilyalarımızı balayımızı, nişan yüzüklerini, aradaki ıvır zıvır bütün masrafları zaten eşim ödemişti kendi parasıyla. 100 gram paramız bağıra bağıra gitti gibi bir durum görüyorum ben arkadaşlar, bilemiyorum siz nasıl yorumluyorsunuz? bunlar normal mi allah aşkına ben mi bilmiyorum acaba? evlilik birliğinden önceki altın sonuçta beni ilgilendirmez diyorum ama nişanlıydık sonuçta ve 100 gram da az buz bişey değil onu burslarıyla biriktirip gitmiş ailesine vermiş, bana haber bile vermemiş. buna kızmam normal değil mi? ayrıca bu durumda eşimin onlara teslim ettiği altın, anne babasının bana taktığı altından çok daha fazla. bu durumda ailesi yalnızca düğün yapmış oluyor ki onu da düğünde takılan para ve altınlarla ödemiş oluyorlar. yani elde var sıfır. ama evlendiğimizden beri kayın ailem maşallah oğlumu şöyle evlendirdim böyle düğününü yaptım anlatıp duruyorlar her yerde.
4. bir mesele daha var ki aslında bundan öncekileri dert etmemi tetikleyen "adaletsizlik" duygusu. eşimin bir de erkek kardeşi var, üç yaş küçük bizden. iki kardeşler zaten başka çocuk yok. evet farkındayım bu kök aile arasındaki mevzular benim söz hakkım yok ama takılmadan edemiyorum. bu erkek kardeş ne yazık ki eşim gibi değil, inanılmaz şımartılmış ve standartlarını hiçbir zaman düşürmemiş, özel kurslar dershaneler markalı kıyafetler ayakkabılar her şeyini ailesi karşılıyor yıllardır. gezmesi tozması bilmem nesi lüksünden hiç ödün vermez ve anne babası ne derse yapıyor. onun da bir kız arkadaşı var liseden beri, kızın ailesi zenginmiş. herhalde zengin kızıyla sevgili olduğu için ona mahcup olmasın diye aynı zengin çocuğu gibi takılmasına yardım ediyor eşimin ailesi. benim eşim liseden beri ailesinden bir kuruş almadan dershaneye bile gitmeden kendi burslarıyla okudu, mezun oldu, memur oldu. kardeşi hala koskoca adam daha bir kuruş hayrı dokunmamıştır kimseye. bugün yarın evlilik sürecine girdiğinde abisi gibi 100 gram altın yapıp ailesine verecek mi acaba? mümkün değil. ya da eşimin ailesi bana yaptıkları gibi mahalle kuaförünü merdiven altı stüdyo fotoğrafçısıyla kapatabilecekler mi süreci? bu noktada kanıma dokunan eşime yapılan haksızlık, ağzımı açmıyorum beni ilgilendirmez diye telkin ediyorum kendimi ama zoruma gidiyor. kayınvalidem sürekli "büyüğe ne yaptıysam küçüğe de o, diğer geline de beşi bir yerde kolye ve 60 gram bilezik yapıcam" diyip duruyor. ısrarla ben çocuklarımı ayırmam ikisine de eşit masraf ederim vs diyor tabi yersen. zerre samimi bulmuyorum. zaten diğer gelinin beşi bir yerdesinin hazır olduğunu biliyorum, allah affetsin günahını almak istemem ama bence o 60 gram bileziği de hazır o küçük gelinin. kimin parasıyla acaba?
bir de evlendiğimizden beri her ay kayınvalidemdeyiz gık dese gidiyoruz bu kadar içli dışlı olmayı da hiç sevemedim çünkü kadına bir türlü ısınamıyorum negatif bir enerji alıyorum sürekli. görünürde bir şey yok ama yok yani olmuyor, sevemiyorum.
çok uzattım ama mevzular aşağı yukarı böyle. bu 100 gram altın meselesinde ne yapmalıyım, evlendikten sonra bir anda anne baba düşkünü olan kocama karşı nasıl davranmalıyım, düğün sonrası bütün altınlara çökülmesini hoş mu karşılamalıyım, ileriki süreçleri nasıl yönetmeliyim? teşekkür ederim lütfen fikirlerinizi esirgemeyin benden.
Bence adamın aileden gördüğü öğrendiği davranışlar var bunlar değişmez kolay kolay.valla ben öncelikle kendisini 11 yıllık ilişkim emeğim vırt zırt edebiyatını bırakmaya uyandırmaya çalışıyorum(bana neyse!)
çünkü pastanede keşkül kaşıklamışlar, o da enişte ortaya tek keşkül söylemiş gibi duruyor 11 sene
tamam keşkül kalmadı. zincir kahvecide self-servis kahve içmişlerdir aynı bardakla akşama kadar oturmacalı. ama ilişki bu değil. bunun adı ilişki değil (müge anlı mode off)
belki muhazfazakarlardır (sakarya genelde öyle) birlikte yaşamamışlardır, ortak bütçe yapmamışlardır, filan ama insanın 26 yaşında evlenip tek vizyonu da ev almak olamaz, üstelik sevgiliyken zaten bişey yaşamamışlar, bi sürü planın hayalin olması gereken bir zaman.
tüm bunlar aşırı sıkıcı. adamın annesiyle olan bu minnet ilişkisi de aşırı sıkıntılı (tamam evlat yetiştirmek her türlü zor da yani ortada büyük dramlar yok, şımarık bir de kayın var, tam delirmelik) insan bunları evlenmeden de görebilmeli azcık...
hah tüm bu aydınlanmalar geldikten sonra da durum şu (kendisi söylüyor):
şu anda boşansa ev ayıracak durumu yok, madden böyle, aile evine de dönmesin zaten o apayrı bir bela.
ayrıca manen de daha o kadar gemileri yakmamış...
ama
bu kız adamı o kadar "tanımamış ki" (yeni yeni tanıyor işte)
hani burada denilen o "bir cinnet herşeyi çözer" durumu bu adama söker mi?
sakin kalıp yavaş yavaş mı işleyecek, sevgi diliyle mi?
yok sürekli kavga çatışma güç mücadelesiyle mi?
onu buradan kestirmek zor.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?