Kirli Çıkılar )))

ey arkamdan sallayanlar
titreyin ve kendinize gelin

bendeniz günde 5 saat uykuyla yaşan bir insanım
bu saate değil de arkamdan attığınız saate kadan evi süpürmüş silmiş kahvaltı hazırlamış kahvaltıda yeğenlerimi ağırlamış 5 tane ingilizce masal kitabı çevirmiş fırına patates köfte atmış araya 3 belgesel sığdırmış 2 brifing vermiş (yeğenlerime sigaranın zararları ve duanın gücü üzerine) bi insanım
bilmem anadabildim
bikaç gündür bi de buna yürüyüş eklendi ama bugün misafir olduğundan gitmedim
 

Allah razı olsun papatyacım
kaçıncı ayarda yaptırıyorsun lazeri ?
 


seyyahcım senin sordugun soruların kaç tanesini sordum ben çenesi kuvvetli biriydi ama ben daha kuvvetliydim vede yeni tanıdıgım biriydi gıcık kaptım eşimin iş arkadaşıydı çokda polemiğe girmedim:)))

dedimki madem öle hizmet için en ufak bi hakimlerin sınavındada soular verilmişti sınav iptal oldu komiserlik sınavındada verilio bu insanlar makam yükseltmek için bu sınavlara giriolar tamam istediğiniz yerde olsunlar hizmet etsinler
peki napıolar sölermisin? aldıkları maşın fazlasını hizmet için harcıyolarmı?
hiçmi kişisel bi çıkar elde etmiolar ? kişisel çıkar elde edilen hak hukuk yenen ki bu sınava helede kpss gibi bi sınava giren atıorum 1 milyon insan varsa ki daha fazladır bilemicem sayılarını , aralarında en kötü 800.000 bini müslümandır bunların haklarını yemiomusunuz hadi geçtim diğer dinlerini inanmayanlarını dedim:))
onlarda onlarıın gruplarına katılmalıymış:))) cevap bu:)
peki dedim bunca hak yiyerek hizmet edilirmi o veballeri napcaksınız?
hizmet etmek daha önemliymiymiş...
dedim bunu sen bilemezsin!!!!!!bildiğini idda ediosan zaten dinden çıkmışsın demektir....dedim.... bende bilemezmişim:)))
bide şöyle bi öneri sundum tamam madem böyle istiosunuz istediğiniz adamları alın bilgi yükleyin üretsiz dershane sağlayın kpss için öğretmenler özel ders versinler herşey ücretsiz olsun bilgiye boğun bu adamları onlarda girsinler hakkıyla kazansınlar o çalışmaya.... yok öyle olmazmış....
pazar günü hava iyi die dışarı çıkmıştık orda çay içerlerken gördük tanışalım diye oturduk eşim 20 gün sonra komiserlik sınavına gircek bu adamdda farklı yoldan yaklaşıo eşime istemiorum onunla arkadaşlık yapmasını deidm eğer herhangi bi şekilde hak yersen gelme karşıma .....


sonra eşim falan konuyu dağıttı adama pis pis bakışlar atıodum zaten çok oturmadık yanlarında sinir etti beni.....
 
bu akşamki menüm..
az bişey olsa da bize çok bile
çok acıktım eşim geç gelcek hemen yiycem
 
armut hoşafı da harika olmuş.. meyve suyu gibi içtim zaten ben suyunu çok yaparım
ben bu armutları napcam dedim dedim de bi hoşaf yapmamışım ya bravo bana..
 

bu konuda Allah var yukarda eşime çok güveniorum eşim trafik polisi ve iş arkadaşlarının altındaki arablar bizim eşimle çalışıp 3 yıl hiç bir kuruş harcamazsak alıcamız arabalr evleri var çogunun ve tek maaaşlar en az iki çocukla normal bi memur maaşıyla mümkünmü Allah aşkına.... ben eşim cebinde ne kadar parası var bilirim ve fazla görüncede soruorum nerden die güvenmemk diil ama ne bilim içim rahat etmio çünkü rüşvete harama o kadar açık bi meslekki....
mesela elinde bişeyle geldiğinde hediye verdiler diye değeri 10 tl den fazlaysa asla kabule etmiorum... yoldan geçerken bazen araç araması falan yaptıklarında kamyondan falan hideye veriolar pazarcılar esnaf falan ama çok diil yani ne bilim iki kilo portakal örneğin bu tamam kabul edilebilir ama eşimin tanıdığım başka bi arkadaşı var araca ceza yazmam karşılığı 7-8 kilo fındık alıo mesela yada aracın cezası var araçta ne varsa artık ... neyse çok konişmim burdan iyce deşifre oldum:)))) o yüzden çok kkorkuorum harama günaha çok çok yakın bi yerde yaşıoruz çünkü ama eşime güvensemde arada bi çok nadir kontrol etmeden alamıorum kendimi((((
 


selincim yazdıklarını okuyunca sinirden deli oldummm...
nerde görülmüş kul hakkıyla hizmet..
Allaha havale ediyorum
 


Allah yardımcınız olsun canım
o kadar şeyin döndüğü ortamda harama bulaşamamak çok zor..

kontrol ediyorum dedin ya bayıldım sana
brava sana
 
Son düzenleme:

eneem kafama taş geldi
hey maaşallah
hökümet gibi kadınsın
yeğenlerin iyi dinlemiş seni
benimkilerin yaşı küçük ''annenizi üzmeyinden başlaıyorum sokakta tanımadıklarınızla konuşmayın'' derken bi bakıyorum biri tepemde biri bacağımdan çekiyo hadi avm ye gidelim diye
 
elektrik faturam 48 gelmiş tövbe
yanlışlık var kesin gidip eminmisiniz diye sorucam
benim faturam 4lü rakamları hiç görmemişti
gurur duydum kendümnnen
 

aklıma ne geldi
benim çokkkk sevdiğim çalışkan akllı uslu bi sınıfım var..
dediler yıl sou hocam film izleyelim
tabi ortam süper çek perdeleri aç projeksiyonu

neyse izledik şu 72 saat miydi neydi bi adamın tatile avrupaya giden kızı kötü adamların eline düşüyor adam kızını bulmaya çalışıyor filan.
film bitti hepsinin suratı bi garipp..

eee dedim kızlar bu filmin sonunda hangi dersi aldık???
"demek ki babanızın gönlü yoksa avrupaya tatile tek başınıza gitmiycekmişiniz"
baya gülmüştük
alakasız biraz ama aklıma geldi
 
Kadın öldürmek, dünyanın her yerinde bir erkek için olağan bir durumdur. Nerede olursa olsun, ne yaparsa yapsın bir kadını öldürmek neredeyse artık erkeğin günlük rutini haline gelmiştir. Erkek kendi içinde biriktirdiği iktidar hastalığını her yerde göstermeye, hiçbir şekilde bundan vazgeçememeye uğraşmaktadır.
Bir erkek için iktidar, her şeyden önemli ve zorunludur. Eğer hayat içerisinde, iş yerinde iktidar değil de, ezilen konumda ise bu iktidar hastalığı ciddi anlamda kabarmakta, kendini gösterecek başka yerler aramaktadır. Bunun ilk ortaya çıktığı yer ise evdir. Ev iktidar için bir prototip, bir örnektir. Erkek iktidarı için ev bir çalışma sahası görevi de görür.
Erkek iktidarının bütün unsurlarını, biraz daha açık konuşursak, devletin bütün yapılanmasını, erkek egemen bir evde görmek mümkündür. Devlet aygıtının halkı yönlendirmesinde en önemli etken olan, aç bırakıp kendine muhtaç etmek ve minnet ettirip bağımlı hale getirmek, bir erkeğin evde kadına her gün ve acımasız bir şekilde uyguladığı politikanın aynısıdır.
Devletin kendi gibi düşünmeyen insanlara uyguladığı şiddeti ve bunun açıklaması olan “devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü” sözlerini eve uyguladığımızda ortaya çıkan sonuç kadın cinayetleridir. Devletin gözünde halk ne kadar zavallı ve yardıma muhtaç ise, erkeğin gözünde de kadın o kadar zavallı ve yardıma muhtaçtır. Burada şunu da belirtmekte yarar var, kadın şiddetine karşı yapılan kampanyaların bazılarına baktığımızda bu zavallı, yardıma muhtaç görme bakış açısını çok açıkça görebiliriz. Kadını şiddete uğrayan, yardıma muhtaç bir canlı olarak görüp, bakın biz size yardım ediyoruz diye, yardım kampanyaları yapan da yine erkek devlettir.
Kadına şiddet, sadece bir erkek egosunun tatmin sorunu değil, erkek egemen toplumun var olma çabasıdır da. Devlet aygıtı, geldiği kökenlerin yani ata-erkil kökenlerin yıkılmasından endişe duyduğu ve bunun yönlendirmesini de kadınların yapacağını bildiğinden yeniden kadını ezme, onu hiçleştirme politikası uygulamaktadır.
Her taraftan tıkanan ve iyice batağa sürüklenen sistem, yeniden var olma çabasını kendi dışındaki her şeyi, herkesi hiçleştirme de bulacaktır. Kadın da bu hiçleştirme politikalarında en başı almakta, en çok üzerinde sistematik şiddet uygulananıdır. Her gün gördüğümüz haberlerde öldürülen kadınların, “söz dinlemeyen”, “erkek egemenliğine karşı gelen”, “erkeğin istediklerini yapmayan”, “bağımsız yaşayabilme mücadelesi veren” kadınlar olduğu görülmektedir.
Kendi başına ayakta durmak için mücadele eden, erkek egemenliğini ret eden, kendisin de bir birey, bir insan olarak erkek ile eşit derece de bu dünya da hakkı olduğunu gören, bunun ve bunun gibi gasp edilen haklarını yeniden ele almak için mücadele eden kadın her şekilde erkeğin hedefindedir.
Kendi gibi düşünmeyen bir halkı her şekilde öldüren devlet gibi, kendi gibi düşünmeyen ve itaat etmeyen kadını öldüren bir erkek vardır.
Erkek, tıpkı devlet gibi kendi egemenliğine karşı olan bütün hareketleri kabul etmemekte, onları bertaraf etmek için ciddi bir savaş vermektedir.
Tecavüze uğrayan bir kadına yargı tarafından hesap sorulması ya da toplumda ki “dişi köpek kuyruk sallamazsa” gibi kimin söylediği meçhul, birilerinin atalarına ait sözler, kadını hiçleştirme, onu erkeğe ve sisteme muhtaç haline getirme çabasının ürünüdür. Tecavüzün dışında, yatakta iktidarsız olan erkek, bunu kendinde değil, kadında bularak, hem kendi iktidarını sağlamlaştırmak ister hem de kadını biraz daha fazla hiçleştirmek. Yatakta iktidarsız erkek, evin diğer bölümlerinde kadını ezerek, gücünü göstermeye çalışmaktadır.
Erkek, ne kadar çok kadını hiçleştirirse o kadar iktidardır. Devlet ne kadar çok toplumu hiçleştirirse o kadar iktidardır. Kadın sorunu denilen, aslında toplum sorunu olan bu olayın çözülmesinin tek yolu, hiçleştiren sistemi yok etmekten geçer. Yoksa, bu sistem hem kadını hiçleştirir hem de ona yardım adı altında kampanyalar yaparak kendine muhtaç hale getirir.
 
fıstık bademim benimkiler dana kadar
birinin benimki kadar kızı var biri de 25 yaşında daha da 4 tane daha var



bu arada benim kız anne sen neden kapalı değilsin sen günahkar mısın diyen kız,hatırladın değil mi
 

hatırlamadım :44:
yok benimkiler daha süt kuzusu
iki erkek ama teyzeleri gibi anrşik ruhlular
ablamı acillik ediyolar
bende güya akıl veriyorum sonra haydaa hep beraber sapıtıyoruz
annem gelip komple fırçalıyo bizi nasıl özledim kuzularımı ahh gurbet ah
burhan abeyden neden geldim ist.a yı kendime armağan ediyorum
 

hiç düşünmeye şöyle mi olsa böyle mi yapılsa demeye gerek yok..
kadın erkek ayrıdır hem fıtrat yönüyle hem fiziksel özellikler bakımından..
çözüm İslam da..
Efendimiz A.s örnek bi erkek..
Hz. Ayşe Hz. Fatıma örnek bir kadın..
sahabeler de birer alt örnekleri..
 
herkesin yapısı farklıdır Sahabeler içinde de Hz. Ömer hiddetiyle bilinirdi..
Ancak o bile müslüman olduktan sonra bu hiddetine rağmen şu olayı yaşamış bir insandır:

Adamın biri, Hz. Ömer'in kapısını çalar. Fakat içerden sesler gelmektedir. Seslerden, Hz. Ömerin eşinin, ona bağırıp çağırdığını duyar. Gerisin geriye döner.

O arada, kapının vurulduğunu duyan Hz. Ömer kapıyı açar. Hızla uzaklaşan adama niçin geldiğini sorar. Adam:

-Önemli değil ya Ömer! Birşey yok! diyerek kaçamak cevap verirse de Hz. Ömer ısrar eder:

-Geldiğine göre, der, muhakkak bir sorunun var!

Adam, ister istemez şöyle der:

-Ya Ömer! Sana benim hanımı şikâyete gelmiştim. Fakat baktımki, sizin eşiniz benimkinden daha beter! Sizi üzüyor, size karşı geliyor! Ve siz buna karşı susuyorsunuz! Bu durumda, kendimden utandım. Şikâyetten vazgeçtim!

Hz. Ömer, şu anlamlara gelecek şekilde bir cevapta bulunur:

-Kardeşim der, eşim evimin direği, evimin ve namusumun bekçisidir. Çocuklarımı yetiştiriyor, ev işlerini yapıyor, çamaşırlarımı yıkıyor, nefsimi teskin ediyor. Bütün bunlardan sonra o kadar da taşkınlığı olsun artık canım! Buna sabretmek lâzım. Herşeyi mesele etmemek, doğal karşılamak gerek.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…