ben nedense senin albümlerde bitek profiterole bakmışım
evi hiç görmemiştim
koltuklarını çok beğendim..ikisinide...
eğer sayısalı da sevmeseydim ve Türkiye şartlarında istediğin bölümü okumak rahat olsaydı gelecek kaygısı olmadan en büyük hayallerimden biriydi yazar olmak.
lisede ilçenin gazetesinde köşe yazısı yazdım, üniversitede kaldığım yurdun gençlik dergisinde kutlu doğum haftasına özel bir yazı yazmıştım.
ama hayat hayallerimin ötesinde çok farklı yerlere itti tabi..
yıllardır kitap okumuyorum nerdeyse..
kendimi geliştircek bişeyler yapmıyorum hiç.
ayrı bi dipnot:
eşim yok evde halı saha maçında ve benim pc de acaip sesler geliyor. bi insan sesi.
kısa kısa kesik kesik.
şimdi pc nin sesi kıstım inşallah bi daha gelmez çok korktum.
virüs mü acaba.
hiç bi video açık değil bu ses nerden geliyor..
oburssun ondan
sirkecim son bişey sölim öyle gidim
şevkini kırmak istemem yanlış anlamada ben bu jilian ne diye merak ettim
yotubeden videosuna falan baktım bu kadının fiziği çok çirkin ne beli var neş bişeyi ben hiç beğenmedim bacaklarıda erkek gibi
yani işe yarayıp böle olcaksa bence böle kal derdin ne senin kendinle?:))))
ben ousu ilk defa böyle görüorum maç öncesi bana intikam ı izlememi teklif etmişti oysakinoluyorsa izlerken kaçıyor içlerine o canavarlar
bu saatte jillian a başlasam kötü mü olur bi de hele
selin ben okuduğumdan beri düşünüyorum
nasıl mahkemeye verdi o adam seni
mahkeme onu nasıl haklı buldu da parayı ödedin
18 yaşını geçmen seni evlat yapmıyor mu
yani gerekçe ne gösterdi ve mahkeme ne dedi
hatta o adam mahkemede ne dedi sen nasıl cevap verdin
ben o makbuzları münasip bi şey yapabilirdim
nasıl şey o ya hala aklım almıyor
hayır ama ben neye şaşırıyorum ki
bizimkinin babası çok mu farklı
var ya ben böle şeyleri duyunca iyi ki katip olmamışım diyorum
hakimi falan dövmeye kalkabilirdim
buna nasıl dayanır insan ya
bunca haksızlığa yanlış eksik kararlara
işte ben de yapsam mı dedim ousun yaşam alanını taciz etmiş olacam vazgeçtimben hayatta bu saatte totomu kaldırıp spor yapamam,yapabilirim diyosan kalk yap bence
sizin dönüşüm süpermiş intikamı izle diye teklif eden adamdan holigana geçiş çok sert olmuş be sirkeci
benim babannemin köydeki evi 3 katlı..
ahh ahhh bakım olacaktı ki o eve yıkılmaktan kurtulsun.
giriş katta hayat dediğimiz yer. oturma odasının altına gelecek yer ahır; ki oturma odası sıcak olsun
solda çeşme. ilerleyince ise sırasıyla buğdayların konulduğu ambarlar, merdivenin altı odun ve kömürler... İyice uzaklaşırsın mağara gibi koridor ve ardından samanlık...
tahta merdivenlerin başında daha giriş katta ayakkabılarını çıkarır, çıkarsın 1. kata.
çıkışta karşıda mutfak.
yemek sinisini kapının yukarı kısmından geçirmeye çalışırsan asla başarılı olamadığın illa eğilip siniyi aşağıdan geçirmen gereken kapısı olmayan kapıdan geçersin mutfağa
iki adımlık üstü yün kilimle kaplı suvalı merdivenden inerek varırsın mutfağa..
geride her daim yanan ocak solda kaplıklar sağda buğday yufka ığılan tahtadan ambar...
ilerlersin yine iki adım çıkarak iki odalı çocukluğumun korkulu rüyası olan "öcü" nün "sakallı" nın geleceği ışığı olmayan ambara gidersin.
mutfağa girmez de sağa dönersen şangırt diye açılan heybetli tahta el yapımı kapıdan oturma odasına giresin..
her yer suva kokar misler gibi..
suvaları, işlenmiş oymalı tahtalar çerçeve şeklinde süsler..
çerçevelerin ortalarında ise seccadeler, kabe desenli halılar...
solda güldür güldür yanan soba yanında dedemin gizli saklı koyduğu şekerlerin kolonyanın olduğu her gelen torunun ilk saldırdığı süslü işlemeli gömme dolap...
hemen arkanda televizyonun yanında koca koca güllü dallı çarşafla kapatılmış yüklük...
açarsın çarşafı,
sıra sıra dizili babanne ve dedenin yatacağı yataklar yorganlar..
yanında ufacık duşakabin büyüklüğünde, altı yine suva kaplı ucunda suyun sızacağı borusu olan banyoluk...
şangır şangır ses çıkaran tahta çerçeveli camın önünde asma yaprakları...
oturma odasından da çıkarsın mutfakla oturma odası arasında kalan ambardan iki elma bir tarhana alırsın eline devam edersin 1. katı gezmeye..
en zevkli yerde sıra, aşağı merdivenden çıkanı izlediğin tahta korkulukları olan testilerle dolu suluğu olan hopladıkça ses çıkaran çardağa gelirsin..
bayramlarda toplaşıldığında çok ses yaptık diye odadan kovulan biz çocukların özgürlüğe kavuştuğu alan..ne zevkliydi orda zıplamak...
hemen yan odada "hala evi"... aslı halı dokunduğu için "halı evi" olsa da evin bekarlarının yattığı en sevdiğim halalımın yattığı hala odası...
halı evinin dibinden daha gösterişli bir merdiven gelir karşına..
İşte 2. kata çıkış yeri...
parlak kaygan tahta merdivenler..
kenarından kayıp çardağa hoplamak,
yukarda sular yokken bayrmalarda babana dedene su döktüğün leğende suyun biriktiği kenarda ufak sabunun olduğu son kata çıkan merdiven başı...
merdivenler güzel de...
ahh bir de aşağıdan ışığı açacak düğme olsaa...
bir çocuk için çok zor karanlık bir merdivenden yukarı çıkmak ışığı bulmak için kaşıya geçmek, hop hop atan yürekle elinle duvarda düğme aramak..
o yüzden tek başına bi çocuğun çıkacağı yer değil son kat..
gündüzse ne ala...
merdivenle çıktığın son katta yine karşına açık bi ambar çıkar...
sağda evin o an birlikte yaşadığı gelinin odası..
zamanında 5 gelinli evin gelinlerinin birinin girip diğerinin çktığı oda..
şimdilerse sessiz sedasız hasretle misafir bekleyen garip... üzgün... süzgün...
içindeki gömme dolaba babamdan amcamdan kalan kitapların alelade sıkıştırıldığı, yine güllü dallı çarşafların altında çeşit çeşit yatmak için indirdiğinde tozdan burun deliklerinin tıkandığı yorgan ve yataklar... ve yanında ebenin beni doğurttuğu ufak, altı suva kaplı ucunda su sızacak borusu olan banyoluk...
gelin odasının yanı her daim kilitli olan evin gelinlerinin ve çocuklarının içinde ne olduğuna dair en ufak bi bilgilerinin dahi olmadığı her zaman en değerli görülen şeylerin saklandığı ambar..
şimdilerde eski rağbeti yokk.. zamanında sabunlara bile kıymet verildiğinden ev sahipliği yapsa da şimdi kapıda hala alışkanlık olarak duran o asma kilit sadece bir süs görevi yapmakta..
Aman Allahım....
koridordaki son oda.. kilidi yıllardır hiç açılmayan, anahtarının bile kayıplara karıştığı son oda..
sadece gündüzleri kapısına gidip deliğinden bakmaya cesaret edebildiğimiz, geceleri yanına bile yaklaşmadığımız, içi daha yeni gelinin yeni ama eski eşyalarıyla el emekleriyle göz nurlarıyla dolu olan, hiç sebepsiz bi an bu dünyadan göçüp giden 10 aylık gelinin odası...
tuvalet damda 10 mt ilerde..
derme çatma tahtadan, yarıklarından dışarıyı çoook rahat izlediğin üstü açık gayet havadar bi tuvalet...
çocuklar asla tek başına gece gidemez..
gece karanlığı o kata çıkmak yürek ister sanki bir çift göz son odadan seni izler..
bir de üstüne dama çıkıp zifir karanlıkta 10 mt ilerde tuvalete gitmek haaa..
şaka olmalı..
babannemin evi...
çocukluğumun en heycan duyduğu kuzenlerimle özgürlüğü en son noktada yaşadığım ev...
şimdilerde babannem ve dedem gibi yürüyemiyor çok yaşlandı..
kenarı kanadı kırık dökük..
babannem gibi dedem gibi ölmeyi bekliyor..
ölsek de kurtulsak diyor..
abla öyle deme babannemlerde de öyle kilitli sandıklar vardı içinde babannemin gelin olurken giydiği üç eteği fesi ve üzerinde dizili altınlar kemeri vardı kına gecemde ben de giydim küçükken anlayamıyordum ama giyince anladım baya baya antika bir şey
hiç bişey yapasım yok...
Yemek bile yemedim...
Canım sıkılıyor ....
Uf ... Uff... Ufffff
bizim öyle şeyleri halalarıma verdi babannem..abla öyle deme babannemlerde de öyle kilitli sandıklar vardı içinde babannemin gelin olurken giydiği üç eteği fesi ve üzerinde dizili altınlar kemeri vardı kına gecemde ben de giydim küçükken anlayamıyordum ama giyince anladım baya baya antika bir şey
benim de halalarım ve babannem anneme neler yapmış.benimde babaannem arızaymış..
anneme çok çektirmiş..
ölüm döşeğinde bizleri istemiş afedersiniz pok kadarken gitmemişim:) annemi ağlattı diye
safiye bi ablam var o gitti:))gelince onlada küsmüştüm..
ben de hüzünlendim de ondan yazdım be canım. bizler farklı ilçedeydik köye gitmek kuzenlerle buluşmak en heycan verici olaydı bir gece önceden uyuyamaazdık.sen ne diyon ya
delirdin mi kızıaaaaeeeeeeam
ne sesi ne insanı
bak benim ousum neyim yok gece gece beni çıldırtma
öle şey mi olur len
korkumdan evrenin sesini bilem dinleyemiyom
neymiş sonuçta çözdün mü
köyle ilgili yazın da pek güzel karanfil
geçmişe götürdün beni
hüzünlendim
yazma bi daha öle şeyler
yaz yaz okuması çok zevkli
ama 10 aylık gelini anlamadım ben o ne iş:44::44:
gerçekten öyle abla..tekrar tekrar okudum. o ne güzel bir anlatım, gözümün önünde canlandı resmen. köylerdeki eski evlerin çoğu buna benzerdi demek ki. büyükbabamın da iki katlı bir evi vardı bu anlattığına benzer. ambarının bir bölümünde samanların içindeki yumurtaları bulup almak çok zevkli olurdu
iki katlı olduğu ve ikinci katta cumbası olduğu için okuduğum eski romanlardaki köşklere benzetirdimhalbuki ne köşkü, bildiğin ambarlı, ahırlı köy evi çocukluk işte.
demek tuvaletlerden dışarıyı görecek kadar açılmış tahtalar da bu evlerin ortak noktası
bir de evin yaşlılarının her daim kilitli olan sandıkları
biz çocuklara göre, içinde kesin altınlar, hazineler, sırmalı kumaşlar var, onun için kilitlenir kesin
acı gerçeği bir gün tesadüf eseri öğrendim, yanımda açtılar sandığı. aaaaaa sadece bir kaç parça eski kumaş, eski paçavralar
hayallerim yıkılmıştı resmen
kızlar benim de çok uykum geldi hepinize hayırlı geceler.
ya bak az daha unutcaktım karanfilim yazdığın yazı çok güzel,sende ne hünerler varmış.valla alıntı zannettim ben bi romandan falan.tebrik ediyorum
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?