Bir insanla hiç kavga etmeden dört yıl geçirmek en büyük problem bence.
Bu uyum demek değildir, insanız ve illâ ki çatışmalar yaşanır.
Bir söz vardır; yürüdüğünüz yolda hiçbir engel ile karşılaşmıyorsanız, bilin ki yanlış yoldasınızdır.
Bence de aldattığını kanıtlayarak boşanın. Evet, elalem bir şeyler der ve takmayalım deriz ama bekara boşanmak kolay. Ben de geçtim sizin yolunuzdan.
Yaşadıklarım beni bağlar dedim ve tek kuruş almadan anlaşmalı boşandım. Aileme de boşandıktan ve başka şehre gittikten sonra bilgi verdim.
Öz abim, eski eşimi çok severdi. Belki o adam benim eşim değil de abime olduğu gibi benim de arkadaşım olsaydı, çok iyi insan derdim.
Abim bana "o şeker gibi adamı niye bıraktın?" dedi. Bu lafı hâlâ sindiremedim.
Bütün manevi yükü tek başınıza taşımayın. Aldatan gene aldatır. Mutlaka yakalanır, bunu kanıtlayın ve rezil olsun.
Gerçi bizim toplum ona da; "ne olacak canım erkektir şeytana uymuştur, erkektir elinin kiridir, erkektir nefsi kabarır" diye diye yığınla güzelleme yapabilir ama öbür türlü hiçbir şey yokmuş gibi anlaşarak boşanmak, sadece size yükler maddi manevi tüm yükü.
Madem o kadar anlaşıyordunuz, neden yuvanı yıktın derler. Siz birine yan gözle baksanız, en iyi ihtimalle şiddet görürsünüz ve kocanız haklı görülür.
Hep bu olur. Erkekle kadın boşanır. Erkek hep mağdur olur. Hep onun yuvası dağılır ve kadın da hep yuvasını dağıtmak ile suçlanır.
Kabul etmeyin sevgili hemcinsim.
Yolunuz açık olsun.