- Konu Sahibi labellevie
-
- #21
Saygı sadece büyüklere değil ki, insanların iş, okul, aile bütün ilişkilerinde karşılıklı saygı olması gerekir. Ama büyüklere saygı bizim toplumuzda ayrı bir yeri vardır. Ondan daha önce doğdum diye değil, onun annesi olduğum için saygılı olmasını isterim.Tabi ki ahlaki değerler kişiseldir, kişiden kişiye değişir. Ben sırf dünyaya daha önce geldiği için herhangi birine saygı duymasını beklemem mesela çocuğumdan.
Ben de bunlara inanıyorum ama sizin de çocuklarınız henüz küçük sanırım. Büyüyünce ne olacak? Bizim severek, emek harcayarak, kendimden ödün verip büyüttüğüm çocuğum yarın bir gün bana “sana ne“ der mi?
Şu cümleye imzamı atarım.Büyüklere saygı saçmalığın daniskasıdır. Saygı ve sevgi hakedilmelidir. Ast-üst iliskisiyle saygı duyulur senin saygını hak edecek bir sey yaptıysa saygı duyulur. Ama kırk kat yabancıya yaşı büyük diye saygı duyulmaz. Saygı duymamak farklı bir seydir saygısızlık yapmak farklı bir şeydir.
Bunu demeli ki zaten.Ben de bunlara inanıyorum ama sizin de çocuklarınız henüz küçük sanırım. Büyüyünce ne olacak? Bizim severek, emek harcayarak, kendimden ödün verip büyüttüğüm çocuğum yarın bir gün bana “sana ne“ der mi?
Saygı sadece büyüklere değil ki, insanların iş, okul, aile bütün ilişkilerinde karşılıklı saygı olması gerekir. Ama büyüklere saygı bizim toplumuzda ayrı bir yeri vardır. Ondan daha önce doğdum diye değil, onun annesi olduğum için saygılı olmasını isterim.
Bazen atasozlerimiz kisaca herseyi anlatir aciklar.Uzun suslu cumlelerdense yorumunuz harika ❤Armut dibine düşer nihayetinde
Valla sınıfa girince öğrencilerden ayağa kalkmalarını bile istemiyordum ben normalde saçma heliyordu ama ilkokil çağı başka hocalar sorun yapıyor diye ben de artık kalkın diyorum. Otobüste sirt cantalı cocuk görürsem ya da otobüs kalabalıksa yer veriyorum. Ben kendimi savunurum o savunamaz. Otobüste eli ayağı tutan kisilere de yer vermeyin siz kücüksünüz diyorum. Biz öğrencilere ne kadar kendi seçimlerinizi yapın hayat sizin hayatınız hata yapmak kötü değildir desek de , böyle aileler benim çocuğum mükemmel olacak kompleksine giriyor. Cocuk hata yapıyor ailesine söyleyemiyor ufacik olay büyüyor. Ya da kafes sistemiyle belli bir yaşa geliyor hayatta ilk defa kazık yiyince bi afallıyorŞu cümleye imzamı atarım.
Hayatımda en sinir olduğum şey tanımadığım ya da samimi olmadığım kişilerin ‘sen’ hitabıdır.
Yaşı büyük diye bana ‘sen’ diyebileceğini zannediyor.
Halbuki büyüye küçüğe saygı dediğimiz olgu, pısıp oturmak ya da küçük diye dikkate almamak değil.
Üslup ve davranış biçimi.
Büyük diye maksimum yer verirsin ya da cümleni onun anlayacağı dilde kurarsın, bu kadar.
Saygı ve sevginin hak edilmesi gerektiği fikrine katılmıyorum. Öyle olsa karşılıksız sevgi diye bir şey olmaz. Çocuklarımız doğduklarında sevgimizi hak edecek birşey yapmazlar ama biz çok severiz hem de herkesten daha çok. Saygı karşında kim olursa olsun olması gereken bir şeydir, 40 kat yabancı da olsa yolda karşılaştığımız kişi de olsa.Büyüklere saygı saçmalığın daniskasıdır. Saygı ve sevgi hakedilmelidir. Ast-üst iliskisiyle saygı duyulur senin saygını hak edecek bir sey yaptıysa saygı duyulur. Ama kırk kat yabancıya yaşı büyük diye saygı duyulmaz. Saygı duymamak farklı bir seydir saygısızlık yapmak farklı bir şeydir.
Çocuğunuzu kendi isteğinizle dünyaya getiriyorsanız sevgi ihtiyacını da karşılamakla yükümlüsünüz. Kalkıp da sokakta gördüğü birine laf atarsa saygısızlık yapmış olur ama birine yer vermemek kendi düsüncesini savunmak sizin düsüncenize karşı cıkmak sağlıklı ve olması gereken şeylerdir. Birine mesafeli olmak iyidir. Cocugunuza mesafeli durmayı öğretin gereksiz saygıyı değil.Saygı ve sevginin hak edilmesi gerektiği fikrine katılmıyorum. Öyle olsa karşılıksız sevgi diye bir şey olmaz. Çocuklarımız doğduklarında sevgimizi hak edecek birşey yapmazlar ama biz çok severiz hem de herkesten daha çok. Saygı karşında kim olursa olsun olması gereken bir şeydir, 40 kat yabancı da olsa yolda karşılaştığımız kişi de olsa.
Ben gerçekten felsefe yapmak için yazmadım bir derdim var ve bu derdime çare arıyorum.
Otobüste kokoş gün teyzeleriyle lise döneminde çok kavga etmişliğim vardır:)Valla sınıfa girince öğrencilerden ayağa kalkmalarını bile istemiyordum ben normalde saçma heliyordu ama ilkokil çağı başka hocalar sorun yapıyor diye ben de artık kalkın diyorum. Otobüste sirt cantalı cocuk görürsem ya da otobüs kalabalıksa yer veriyorum. Ben kendimi savunurum o savunamaz. Otobüste eli ayağı tutan kisilere de yer vermeyin siz kücüksünüz diyorum. Biz öğrencilere ne kadar kendi seçimlerinizi yapın hayat sizin hayatınız hata yapmak kötü değildir desek de , böyle aileler benim çocuğum mükemmel olacak kompleksine giriyor. Cocuk hata yapıyor ailesine söyleyemiyor ufacik olay büyüyor. Ya da kafes sistemiyle belli bir yaşa geliyor hayatta ilk defa kazık yiyince bi afallıyor
Sevginiz çocuğunuza karşılıksız mı?Saygı ve sevginin hak edilmesi gerektiği fikrine katılmıyorum. Öyle olsa karşılıksız sevgi diye bir şey olmaz. Çocuklarımız doğduklarında sevgimizi hak edecek birşey yapmazlar ama biz çok severiz hem de herkesten daha çok. Saygı karşında kim olursa olsun olması gereken bir şeydir, 40 kat yabancı da olsa yolda karşılaştığımız kişi de olsa.
Ben gerçekten felsefe yapmak için yazmadım bir derdim var ve bu derdime çare arıyorum.
O anneler teyzelere amcalara ne kadar saygılı olması gerektigini büyüklerin elini öpmesini gerektiğini tembihliyordur. Aslında saygısız neslin sebebi anne-baba tutumu, çocuğu şikayet gelmediği sürece istediği kadar başkasını rahatsız edebilir, kavga edebilir yeter ki bana bulaşmasın kafasında aileler. Ya da yeter ki matematiği 5 olsun, 5 vakit namaz kılsın vs.. gibi kriterler konuyor. Bu kriterlere uyulduğu sürece gerisi önemli olmuyor. Ya da bazı aileler de çocuğun susmasını kendisini savunmamasını saygı olarak görüyor.Otobüste kokoş gün teyzeleriyle lise döneminde çok kavga etmişliğim vardır:)
Kendi nacizane gözlemim, inanılmaz saygısız bir nesil yetişiyor.
Büyüğünden küçüğüne, servis verenden doğaya hayvana.
Gerçekten tanık olduklarım inanılmaz kötü.
Ben mi doğruyum, elbet değilim de hayatımızdaki hiçbir canlı oyuncağımız değil.
Dolayısıyla ne olurla olsun saygılı davranmak esastır, ağaca bile!
Sırf çocuğu sussun oyalansın diye ağacı yolduran, dalını kırdıran anneler gördü bu gözler...
Aslında evet, zar zor üniversite bitirip, kendini geliştirmeden, hep anne babadan bekleyen, her istediğini yaptırmaya çalışan, okul bitirip bir baltaya sap olamayınca anne babasını suçlayan bireyler olmaları.Hepsini anladım da,başarısız olurlar diye kaygılanmak nedemek Allah aşkına.
Ya da başarıdan kastınız ,bir baltaya sap olamazlarsa gibi birşey mi....
Bukadar gereksiz kaygı ,çocuklarınızın üzerinde baskı kurar ve onları sizden uzaklaştırır.
Onları herşeyden koruyamazsınız ama onlarla çok iyi arkadaş olabilirseniz , size dertlerini korkularını söylemekten çekinmezler ve dolaylı yoldan onları korumuş ve yönlendirmiş olursunuz
Kesinlikle...Eğer anne sevgisi karşılıksız ise neden bir başka çocuk için aynı endişe, kaygı, üzüntü ya da mutluluğu duymuyoruz?
Neden başkasına o sevgiyi vermiyoruz?
Çok güzel yazmışsınız, teşekkür ederim"Başarı" çocuklarımızın sahip olduğu/olacağı vicdandır, kanaatkarlıktır, cömertliktir, alçakgönüllülüktür, (ama bir o kadar da) saygınlıktır, özeleştiridir, empatidir, başkalarının acılarına duyarlı olmaktır, yalan söylememektir...gibi kalıcı erdemlerdir.
Diğer taraftan, "başarı"yı övülme ve haz alma, refah, hırs, mal, mülk, mevki, makam, güzellik, bedensel dirilik, giyim kuşam...gibi değerlendirmek bir başarı yanılgısıdır. Bunlar başarı değil, mutluluk kaynağıdır.
Ve hayatta bin türlü yol ayrımı, her ayrıma bin türlü yol var. Başarı yanılgısı yaşayanlar, elbet mutsuz olacak, başaramadığını sanarak.
Suçlasın, bu da onun karakteri.Aslında evet, zar zor üniversite bitirip, kendini geliştirmeden, hep anne babadan bekleyen, her istediğini yaptırmaya çalışan, okul bitirip bir baltaya sap olamayınca anne babasını suçlayan bireyler olmaları.
Gerekli sorumluluk bilincini kazandırıp,dünyadaki bütün insanların değerli olduğunu gösterip,vicdan, merhamet ve samimiyetten bir haber bir evlat yetiştirmezseniz bence başarılı olursunuz...Öncelikle herkese merhaba, bu bdv konusu değil demeyin benim için çok büyük bir sorun. Aklımın her köşesinde hep bu soru, iki oğlum var bir 7 yaşında diğeri 6 aylık. Çevremde gördüğüm her kötü örneği gözlemliyorum. Nasıl anlatsam çocuğu üniversiteye giden iş arkadaşımın çocuğu ile ilgili yaşadıklarından, bir müşterinin çocukları ile ilgili anlattıklarından ders çıkarmaya çalışıyorum. Ne yapmak lazım?
İçten içe yetiştirdiğim çocuklarımın büyüyünce başarısız olmalarından, beni hayal kırıklığına uğratmalarından, saygısız, haksız ve bencil olmalarından çok korkuyorum. Lütfen bana bir akıl verin. Özellikle yetişkin çocukları olan yada çocuk gelişimi konularında uzman olan arkadaşların fikirlerini almak istiyorum.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?