- 1 Eylül 2014
- 26.100
- 30.473
- 798
- 35
- Konu Sahibi Less-is-More
-
- #41
İşte zaten medya aile çevre en büyük etken . Dizilerde çok önemli pek çok tv dizisi genel ahlaka Aykırı vurdulu kırdılı şiddet içeren Oyuncuları kahraman gibi Görüyorlar onlara bu şekilde lanse ediliyor .Kardeşim ilkokul öğretmeni.
Tüm öğrencileri çok ciddi tv bağımlısıymış, akşam dizilerini takip eden de çokmuş. Diziler kaçta bitiyor, o saate kadar uykusuz bekleyip ertesi gün konsantre olmaları zaten mucize olur sanki. Ki bir de izledikleri hep vurdulu kırdılı
Bir lisede öğretmenim. O kadar ilgisiz ki çocuklar bazen kullandığım hiçbir yöntem ise yaramiyor. Sanki dünya yıkılmış da altında kalmışlar. Enerjileri sıfır. Acaba sadece benim dersimde mı boyleler diye diğer öğretmenlerle de çok konuştum ama genel halleri bu. Zaten cevremdeki diğer gençler de böyle. Çevrelerinde olan biten olaylara kayıtsızlar. Sinav olmasa kitap okumuyorlar. Hayatları telefon ve televizyon ekranından ibaret. Çok endişeliyim ama bunu değiştirecek bir çözüm bulamıyorum
Bir lisede öğretmenim. O kadar ilgisiz ki çocuklar bazen kullandığım hiçbir yöntem ise yaramiyor. Sanki dünya yıkılmış da altında kalmışlar. Enerjileri sıfır. Acaba sadece benim dersimde mı boyleler diye diğer öğretmenlerle de çok konuştum ama genel halleri bu. Zaten cevremdeki diğer gençler de böyle. Çevrelerinde olan biten olaylara kayıtsızlar. Sinav olmasa kitap okumuyorlar. Hayatları telefon ve televizyon ekranından ibaret. Çok endişeliyim ama bunu değiştirecek bir çözüm bulamıyorum
Bazı anneler var ki uğraşmamak için kendisi veriyor tableti çocuğunun eline.Emin olun anneler de çok şikayetçi bu durumdan.tek çare sosyal medya denen bu illetin yok olması.ben bu konuda çocuklarımı yönlendirmeye çalışıyorum ama gerçekten bu zamanda çok zor.
Değerlerimizi kaybettik malesef ki. Amaçlanan da buydu zaten.Bulamazsınız Hocam.Şimdi yetişen nesilde ne saygı var ne sevgi. Varsa yoksa telefon telefon telefon.Ben tramvay ile işe gidiyorum, etrafımı inceliyorum gençler o kadar yorgun ki hak veriyorum yorgunlar ama ders çalışmaktan ya da sınavlara girmekten değil.Akşam telefonu kapatıp yatmayı beceremiyorlar.Doyumsuzlar,şükürsüzler..Ben şimdi kendi dönemlerimi düşünüyorum, ben gecenin3'ünde kalkar ders çalışırdım.Bir otobüste ne bileyim bir tramvayda aman oturayım diye bir düşüncem olmazdı.Bence birtek çocuklar değil. Anneler babalar dda bu şekilde.Teknolojik gelişmeler aile içi ilişkileri derinden etkiledi, aile bağlarını kopardı.Şimdi eskisi gibi komşuluk yok, akrabalık yok, bayramların eski tadı yok varsa yoksa telefon , tablet, bilgisayar.Anasından doğan telefon istiyor, telefonla susuyor.Ben bu çocukların ailelerinde de problem olduğunu savunuyorum yani aile içinde de iletişim yok. Sevgi yok.Menfaat var, gösteriş var. Öncede bir fotoğraf çekinip albüme koyardık, sonra açar açar yad ederdik. Şimdi fotoğraf çekmenin of yarabbim cırkı çıktı.İnsanlar herşeyi göstermekten, paylaşmaktan zevk aldıklarını sanıyorlar hayır bence mutsuzlar..Eskiden özel hayat denilen bir şey vardı düşünün bir yatak odası en mahrem yerimizken görmediğimiz yatak odası çarşaf yorgan kalmadı.Gösteriş gösteriş gösteriş.. Ben bu senelerden sonra dünyaya gelecek nesillerden pek umutlu değilim..Ne varsa eskide var.. Ahh eskiden çok mutluyduk
Bir lisede öğretmenim. O kadar ilgisiz ki çocuklar bazen kullandığım hiçbir yöntem ise yaramiyor. Sanki dünya yıkılmış da altında kalmışlar. Enerjileri sıfır. Acaba sadece benim dersimde mı boyleler diye diğer öğretmenlerle de çok konuştum ama genel halleri bu. Zaten cevremdeki diğer gençler de böyle. Çevrelerinde olan biten olaylara kayıtsızlar. Sinav olmasa kitap okumuyorlar. Hayatları telefon ve televizyon ekranından ibaret. Çok endişeliyim ama bunu değiştirecek bir çözüm bulamıyorum
Sistem tamamen öğrencinin rahatı için düzenlenmiş. Evet dediği gibi sınıfta kalması için çok büyük bir çaba sarf etmesi lazım. Önceden sene sonu kurullarına veli çağırılırdi. Çocuğun durumu anlatırdı. Veli kendisi hocam bırakın kalsın derdi. Şimdi veliler gelip bizden hesap soruyor düşük notlari için.Benim kızım da lisede. Sınav olsa bile kitap okumuyor. Yapmadığımız kalmadı. Lanet cep telefonu elinde lak lak konuşup duruyor.
Konuşuyoruz, anlatıyoruz yok Allah yok.
Dersler dipte, oysa ki hep takdir alırdı, hırslıydı. Ama bu sene dibe vurdu.
Eşimle konuşup ders alması gerektiğine karar verdik ve derslerine müdahale etmiyoruz. Sınıf tekrarı yapsın aklı başına gelsin dedik. Bize güldü ve lisede kimse sınıfta kalmıyor boşuna heveslenmeyin dedi.
Biz de kendi ruh sağlığımız için bıraktık.
Nasıl bir gençlik geliyor bende anlamıyorum.
Öğretmen olarak Allah size de sabır versin.
Sistem tamamen öğrencinin rahatı için düzenlenmiş. Evet dediği gibi sınıfta kalması için çok büyük bir çaba sarf etmesi lazım. Önceden sene sonu kurullarına veli çağırılırdi. Çocuğun durumu anlatırdı. Veli kendisi hocam bırakın kalsın derdi. Şimdi veliler gelip bizden hesap soruyor düşük notlari için.
Çocuklara suç bulamıyorum. Durup dururken bu hale gelmediler ki
Aldığımız kararı arkadaşlarım çok yargıladı. Öğretmenleriyle konuşun çocuk heba olmasın dediler. Ama hiç ders çalışmayın notları dibe vuran kızım dahi olsa geçmesin sınıfını. Çalışan öğrenciye ayıp. Bu karar yüzünden kötü anne-baba ilan edildik. Hiç bir hocaya gidip kızımı geçirin demem. Yüz lazım insana. Çocuğum hem çalışmasın kötü not alsın sonra da gidip çocuğumu geçir diyeyim. Yok öyle üç kuruşa beş köfte.
Böyle veliler yüzünden hayata tutunamayan, en ufak zorlukta pes eden bir nesil geliyor.
Milli eğitim bakanlığına aday olun lütfen
Canla başla oy toplarım size
Katılıyorum size. Bomboş bir nesil yaratmak istediler ve yarattılar.Bugünü geçmişle kıyaslamak bana kalırsa doğru değil, o günlerde teknoloji bu kadar yaygın olsa eminim ki yine yönelim bu yana olacaktı. Üzerimde hiç baskı hissetmedim, yaparsın olsun dendi notlarım kötüyse bile ben de yaptım. İkinci üniversitemi okuyorum açıktan, ortalama bir öğrenciydim, sınavları geçecek kadar bilirdim her şeyi. Bugün okul sıralarında öğrendiğim hiç bir şey günlük yaşantıma yardımcı değil ve diploma dışında teorik ya da pratik olarak iş bulmam konusunda yardımcı olacak bir şey yok elimde yine. Eskiden az üniversite vardı, gerçekten o aşamalara ulaşabilecek insanlar okurdu, şimdi herkes üniversiteli ve bomboş. Amaçları da bu diye düşünüyorum. Araştırmayan, sorgulamayan, biat eden bir nesil yetiştirmek. Öğrencileri tektipleştirmek. Lise zamanlarımda meraklı bir öğrenciydim, kendim araştırırdım hocalarıma sorardım, cevap veremezlerdi. Ezber eğitimle oraya gelmiş bir insan ezber eğitimle yeni çocuklar yetiştiriyor. Asla hakkıyla mesleğini icra eden, öğretmen oldum nasılsa diye düşünmeyip araştırmayı öğrenmeyi bırakmayan insanlara değil sözüm.
Okul hayatından soğumak için çok fazla sebep var artık öğrenciler için. Siz belki nasıl sıkmam diye düşünüyorsunuz ama bir diğeri öğrencinin başka hiç sorumluluğu yokmuş gibi kitabı deftere geçirme ödevi veriyor.
Evlerde durum keza öyle zaten. İlgisiz, sevgisiz yarış atları yetiştiriyoruz. "Bilmemnenin oğlu mühendis olmuş, sen de mühendis olacaksın" çünkü herkes mühendis olmalı. Çünkü herkes doktor, herkes avukat, herkes savcı olmalı bu ülkede. Gençlerin üzerindeki baskıyı derinden hissediyorum ve biliyorum bu yüzden onları anladığınızı söyleyip dertleşin, kendileri gibi düşündüğünüzü bilmek onları size yakınlaştıracaktır ve eminim birkaçını kazanmayı ve onlar sayesinde bu kazanımları çoğaltmayı da başaracaksınız. Kendi adıma öğrencilerini düşünen bir öğretmen olduğunuz için de çok teşekkür ederim.
Katılıyorum size. Bomboş bir nesil yaratmak istediler ve yarattılar.
Aile baskısı yüzünden asla yeteneği olmayan bölümleri seçip tıp ya da mühendislik kazanması beklenen öğrencilerle dolu sınıflarım. Tek yapabildiğim bunun yanlış olduğunu anlatmak hem kendilerine hem de görebildiğim kadar velilerine. Ama aldığım cevap hep aynı. "Hocam diğer bölümlerde meslek yok" . Bu bilinci bir türlü oturtamadim ve bu cevabı duymaktan çok yoruldum.
Ne yazik ki öyle. Üniversiteler artık özgür düşüncenin, bilimin, bilginin yeri olmaktan çıktı.Anlatabileceğinizi düşünmüyorum, kendi ailelerinin fikirleriyle yaşayan sürüsüyle veli var, sıyrılabilen birkaç çocuk şanslı yalnızca. Görseler açıktaki doktorları, hukuktan mezun olup ortada işsiz dolaşanları düşünmezler böyle. Bir şeyden ne kadar çok olursa o kadar düşüyor kalitesi işte. Şimdi belediyeler ev hanımları için harıl harıl ara eleman kursları açıyorlar, hem de para vererek, neden? Çünkü herkes mühendis oldu, kimi evini sattı özel üniversiteye gitti yine de oldu. Ara eleman kalmadı. Cebinde paran varsa sınava girmiş olman bile yeterli artık üniversite mezunu olmak için. İki arkadaşım var aynı bölümü okuyan, biri ODTÜ'de diğeri özel üniversitede, konuşurken aralarındaki farklı gözle görebiliyorsunuz resmen. Eğitim sisteminin sağlam ellerden, gerçekten diplomayı ezberle almamış ellerden geçmesi lazım yoksa geleceğimiz çöpe dönüşecek bugünden daha da kötü.
Ne yazik ki öyle. Üniversiteler artık özgür düşüncenin, bilimin, bilginin yeri olmaktan çıktı.
Geçen veli toplantısında bir velim geldi. Elleri tarlada çalışmaktan yarık yarik olmuş. Kim bilir kendisi için beş kuruş dahi harcamayali ne kadar zaman olmuştur. Oğlunun notları yerlerde. Bana "hocam ben ezildim o ezilmesin tek okusun ben sabah akşam çalışırım. Lütfen konuşun, daha çok çalışsın." dedi. Böyle insanlara diyemiyorum elim kolum bağlanıyor. Çünkü çocuğu onun umudu olmuş. Çok üzüldüm tamam konuşurum dedim ama nafile. Bir de bu yönü var ki ne yapacağımı hiç bilemiyorum
Şimdi gençlere emeğin alın terinin değeri öğretilmiyor. Kısa yoldan zengin olmanin yollarını arıyor hepsi. Bugün imkanım olsa ben de dönerim köylere. Bir şey üretmek onun için emek vermek ne kadar tatmin edici birşey oysa ki. Balkonumda büyüttügum çiçek bile mutluluk sebebim.Bugün diyorum ki bana bir tarla verseler ek-biç deseler giderim. O kadar içini boşalttılar ki tarımın, ilkokulda haritalar yapardık nerelerden neler yetiştiğini bakliyatlarla gösterdiğimiz, şimdi saman bile ithal. Sanıyoruz ki tarlada çalışmak feci bir şey. Utanç veriyor insanlara artık, keşke İstanbul'un göbeğinde yaşamasaydım da evimin önünde tavuğum, ineğim olsaydı. Bir gün para kazanabilirsem eğer bu curcunanın içinde gerçekleştireceğim bunu. Lisede mükemmel enstürüman çalan bir arkadaşım vardı, notları iyi değildi haliyle, çünkü ilgisi o yönde değildi, okulun tuvaletlerini yaptırması karşılığında mezun oldu okuldan. Ona kızamadım, çünkü hayali başkaydı, sistemin içinde kendine yer bulması zordu, müzik yapmak için o yolu tamamlaması gerekiyordu. Yeteneklerimize göre, ilgi alanlarımıza göre eğitim alabiliyor olsaydık ben bugün çok başka bir yerde olacaktım belki de. Ama zorunluluklarla boğuştuk. Halka emeğin ne kadar değerli bir şey olduğunun yeniden öğretilmesi gerekiyor, sıfırdan. Araba üretmek kadar o arabayı tamir edecek tamirciler yetiştirmenin de değerli olduğunu öğretmek. Ama işte, umut yalnızca. Dediğiniz gibi bağlı farkında olan birkaç insanın da eli kolu.
Lİsede her öğrencide az çok whatsapp destekli bir telefon vardır whatsapp grubu kurun anlattığınız konulara yetecek kadar ingilizce komuşmalarını türkçenin yasak olduğunu söyleyin en çok aktif olan kişininde sınavına ek puan vereceğim falan diyin olmadı instagramda çok güzel dil sayfaları vae kolay kelime ezberleri bütün sınavın o instagram hesabından çıkacağını söyleyin rastgele hesabın hikayelerine bile denk gelseler yeter yani kelime bilgileri olur hiç yoktanİngilizce. Onu da düşündüm ama imkanı olmayanlar ne olacak?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?