Neden herkesin hayatı yolunda?

Bir önceki konumda bahsetmiştim annem kanser hastası, yoğun bakımda ve vefatını bekliyoruz. Gencecikken bu dünyadan göçüp gidecek. Bu duygunun yoğunluğuyla çevremi gözlemledim ve düşündüm. Neden hepsinin hayatı yolunda? Neden onlar da büyük sınavlar vermiyorlar? Kötü bir düşünce biliyorum ama onların da acı çekmesini istiyorum :KK43:
Herkesin ailesi sağ, hayatlarında sevdikleri biri var, maddi kaygıları yok... Gülüyorlar eğleniyorlar. Dokunuyor bu durum bana. Bu imtihan dünyasında neden sadece imtihanı biz veriyoruz?
Ay inanmıyorum basklarinin da aci cekmesini istiyorum demissin..
Lutfen boyle seyler dusunme olur mu oyle sey hiccc...
Biz hep dua ettik allahim kimsenin basina vermesin bu hastaligi diye..
Allah kimseye yadatmasin o kadar zor bir hastalik ve O kadar zor bir surec ki bu.
Biz cok uzulduk neden bu hastalik nerden cikti hayatimizda her sey bu kadar guzel iken diye dusunduk..
Lutfen boyle seyler dusunme lutfen kalbini temiz tut.
 
Son iki sene içinde, ablam kanser oldu bir sene hastanelerde süründük, atlattı. İşimi kaybettim, babam kanser oldu, eşim işini kaybetti, babam tam iyileşti artık eve döneceğiz derken ani gelişen bir komplikasyon sonucu bir gecede aramızdan ayrıldı yetişemedik bile son kez görmeye. İşsiz kaldığımız sürede ve hastanelere birikimimizin çoğunu harcadık. Toparlamaya çalışıyoruz işte bir şekilde. Ama bu kadar üstüste gelen her şeyi gülümseyerek karşıladım. Bu da olur, bu da geçer, bunu da atlatırız dedim. Niye biz demedim, başkalarının başına gelmesini hiç istemedim, istemem.Başa gelen çekilir, her şey geçiyor, önemli olan az hasarla atlatmak. Biraz güçlü olun, ayaklarınız sağlam bassın yere ki her rüzgarda yıkılmayın.
 
Üzüntüzü anlıyorum ama kalbinizden geçirdikleriniz hiç hoş değil.
Arkadaşlar herkesln kendine göre derdi var demişler.
Derdi olmayan da olabilir,bu suç mu?
Size hesap mı vermeli bu insanlar?

Derdi olup da derdini itidalle,
imtihandır deyip kabullenerek karşılayanlar
da olabilir.
Annenizin hastalığının sorumlusu diğer
insanlar değil.
O nedenle derdi olmayanın veya dile getirmeyenin suçluluk duyması gerektiği yönündeki tuhaf düşüncenize de katılmıyorum.
Lütfen psikolojik destek alın.
Annenize acil şifalar diliyorum.
Bayılıyorum sizin cevaplariniza. ❤❤
 
“Sanma ki dert sadece sende var, sendeki derdi nimet sayanlar da var.”
İnsanlar ne kayıplar yaşıyorlar , gencecik evlatları tecavüze uğruyor, yakılıyor, işkence görüyor , cenazeleri çöplüğe atılıyor. Bazen de bir mezar taşı bile olmuyor :KK61: Bunları görünce yatağında Allahtan gelen hastalığa bağlı ölümü niyet sayıyorsun.
 
Bir önceki konumda bahsetmiştim annem kanser hastası, yoğun bakımda ve vefatını bekliyoruz. Gencecikken bu dünyadan göçüp gidecek. Bu duygunun yoğunluğuyla çevremi gözlemledim ve düşündüm. Neden hepsinin hayatı yolunda? Neden onlar da büyük sınavlar vermiyorlar? Kötü bir düşünce biliyorum ama onların da acı çekmesini istiyorum :(
Herkesin ailesi sağ, hayatlarında sevdikleri biri var, maddi kaygıları yok... Gülüyorlar eğleniyorlar. Dokunuyor bu durum bana. Bu imtihan dünyasında neden sadece imtihanı biz veriyoruz?
Herkesın bir sınavı var. Kımse dıstan gözüktüğü gibi değil buna emin ol. Annene allahım sifa versin inşallah. Sadece annenin hastalığı olarak düşünme herkese bişeyler var emin ol.moralını yuksek tutmaya calıs annenin yanında
 
Ay inanmıyorum basklarinin da aci cekmesini istiyorum demissin..
Lutfen boyle seyler dusunme olur mu oyle sey hiccc...
Biz hep dua ettik allahim kimsenin basina vermesin bu hastaligi diye..
Allah kimseye yadatmasin o kadar zor bir hastalik ve O kadar zor bir surec ki bu.
Biz cok uzulduk neden bu hastalik nerden cikti hayatimizda her sey bu kadar guzel iken diye dusunduk..
Lutfen boyle seyler dusunme lutfen kalbini temiz tut.

Benim de aklım almıyor kanserin insana yaşattıklarına şahit olup nasıl "aynı acıları başkaları da yaşasın" diyebilir bir insan. Anlamaya çalışıyorum ama yok olmuyor.

Benim 31 yaşındaki dostum ölmeden iki ay önce görme yetisini kaybetti. İki buçuk yaşındaki evladı anlamasın diye onu öpmeye odaya geldiğinde "idrakim ne taraftan geliyor söyle bana" dediğinde, ben yerle bir oldum. Bir müddet sonra yataktan kalkamaz hale geldi. Çarşafı her değiştiğinde çığlıklar atıyordu acıdan. "idrak ben bazen ağrıdan bağırıyorum ya, Allah isyan olarak görmez bunu değil mi?" diye sorduğunda ben bittim. Abime son kez sarılıp "seni çok seviyorum, hep sevdim benden sonra evlen daha çok gençsin" dediğinde insanlığımdan, onun iyiliğinden utandım. "şşş sessiz olun yaşlı teyze kuran okuyor odada" diyerek aslında odada olmayan daha doğrusu bizim görmediğimiz birine hürmet ederken, yıkıldım. İnsan tüm bunlara şahit olup nasıl aynı acıyı başkaları yaşasın ister. Bu salt kötülüktür kim ne derse desin.

Canım dayım, son iki gününü bilinci kapalı geçirdi. Biz öyle biliyorduk daha doğrusu. Kulağına eğilip "dayım hakkını helal et bana" dediğimde gözlerinden yaş geldi, anladım ki duyuyormuş bizi aslında. Ama ne hareket, ne söz...

Bu çok zor bir hastalık. Her evresi, her anı çok zor. Yaşayan da bilir, yaşayanı seven de bilir. Ancak hasetlik ve kötülük daha kötü bir hastalık. Kesinlikle acı ile söylendiğine, çaresizlikten ortaya çıktığına da inanmıyorum. İyi bir insan, acının çokluğu karşısında başka kimsenin böyle bir acıyı yaşamamasını diler. Benim için aksi mümkün değil.
 
Nefes alan her canlının kendince verdiği bir savaş vardır.
Bu zorlu yolda,başkalarının hayatının nasıl olmasını düşünmek değil,kendinize odaklanın.
Allahım sabır versin.
 
Caninizin acisiyla boyle yazdiginizi dusunuyorum. Allah annenize sifa,sizlere sabir versin. Ulkemiz palu ailesinin durumunu neredeyse tesadufen ogrendi. Hepimiz isimizde gucumuzdeydik. Siz de kendi hayat kosturmacanizdaydiniz. O kadinin ve kucuk kizinin cigliklarini duymadik bile. Su anda bile hangi hanede ne yasaniyor tahmin bile edemezsiniz. Psikolog destegi saglikli bir sekilde yasadiklarinizi atlatmanizi saglayacaktir.
Burada okuduğum en güzel yorum bu ;
Sahi hic duymadık onları, ben o zamanlar ilk aşık olduğum adamlaydım dünyam dönüyordu. Keşke duyabilseydim . Duyabilseydik. Onu , onun gibi olan her insani.. en azından duyduklarimiza destek olalim .
Çok sevdiğim bir laf var "birbirinizin duyani olun arkadaşlar , sağır kalmayın birbirinize "
 
Ne güzel benden daha ağır şeyler yaşayıp güçlü durup ayrılmışsınız. O kadar çok istiyorum ki cesaretimi toplayıp bu evden gidip iyiki bütün yuklerimden kurtulabilmeyi. Maalesef merkezde ise bakarsam orda yaşamam gerekir. Bizimde sonumuz yok bugün olmasa bo gün inceldiği yerden kopacak Allahtan hayırlısını istiyorum :KK43:
Ben eğer evlenmeyecek olsaydım kesinlikle ayrı eve çıkardım. Sizin aileniz ayrı evde dursanız sorun etmez benimkiler gibi. Öyle anladım ben yani.
Kendinizi garantiye almaya çalışın. Gerekirse çekişmeli açın davanızı.
Ohoo ben yaşadıklarımı anlatsam , neler okursunuz neler...
Çok acı şeyler yaşadım. Ama çok şükür ayakta kalabildim. Kendinizi sakın suçlamayın ve üzülmeyin.
 
Benim de aklım almıyor kanserin insana yaşattıklarına şahit olup nasıl "aynı acıları başkaları da yaşasın" diyebilir bir insan. Anlamaya çalışıyorum ama yok olmuyor.

Benim 31 yaşındaki dostum ölmeden iki ay önce görme yetisini kaybetti. İki buçuk yaşındaki evladı anlamasın diye onu öpmeye odaya geldiğinde "idrakim ne taraftan geliyor söyle bana" dediğinde, ben yerle bir oldum. Bir müddet sonra yataktan kalkamaz hale geldi. Çarşafı her değiştiğinde çığlıklar atıyordu acıdan. "idrak ben bazen ağrıdan bağırıyorum ya, Allah isyan olarak görmez bunu değil mi?" diye sorduğunda ben bittim. Abime son kez sarılıp "seni çok seviyorum, hep sevdim benden sonra evlen daha çok gençsin" dediğinde insanlığımdan, onun iyiliğinden utandım. "şşş sessiz olun yaşlı teyze kuran okuyor odada" diyerek aslında odada olmayan daha doğrusu bizim görmediğimiz birine hürmet ederken, yıkıldım. İnsan tüm bunlara şahit olup nasıl aynı acıyı başkaları yaşasın ister. Bu salt kötülüktür kim ne derse desin.

Canım dayım, son iki gününü bilinci kapalı geçirdi. Biz öyle biliyorduk daha doğrusu. Kulağına eğilip "dayım hakkını helal et bana" dediğimde gözlerinden yaş geldi, anladım ki duyuyormuş bizi aslında. Ama ne hareket, ne söz...

Bu çok zor bir hastalık. Her evresi, her anı çok zor. Yaşayan da bilir, yaşayanı seven de bilir. Ancak hasetlik ve kötülük daha kötü bir hastalık. Kesinlikle acı ile söylendiğine, çaresizlikten ortaya çıktığına da inanmıyorum. İyi bir insan, acının çokluğu karşısında başka kimsenin böyle bir acıyı yaşamamasını diler. Benim için aksi mümkün değil.

Başın sağ olsun kuzum.

Konu sahibine "Kötü kalpli" diye yüklenme valla acısı kimi insanı tepe taklak ediyor.
Sen ne güzel gönlünü yatıştırmış, yaranı mikrop kaptırmamışsın ama insan hali, olur.
Gülenin güldüğü batar, eğlenenin eğlencesi, ben kendi halimde "Herkes yaşasın bu acıyı" demedim ama insanlardan çok tiksindiğim bir zamanı yaşadığımı hatırlıyorum, belki hiç dillendirmeden için için çok şeye sövmüşümdür.
Kimi gönül köpürür, kimi çekilir, sonunda geçer buradan da, kabullenmenin aşamaları bunlar; kimine daha zor gelir vakurunu koruyamaz. Acıyı herkesin sindirişi farklı, acıdan insan dinine imanına bile söver de döner, öyle kötü deyip incitme bence.
 
Sizi çok iyi anlıyorum babam vefat edince nerde onun yaşına yakın birini görsem onlar niye ölmüyor derdim hatta eşime snein baban da ölse keşke dediğim bile oldu.. Ama zaman herşeyin ilacı oldu 4 buçuk yıl oldu alıştım onsuz yaşamaya.. Herkesin söylediği gibi malesef herkesin Bi derdi var kiminin imtihanı ağır oluyo kimi içinde saklıyor derdini.. Dua etmekten başka çaremiz yok naprsak yapalım kaderimizde ne varsa onu yaşıcaz..
 
Benim de aklım almıyor kanserin insana yaşattıklarına şahit olup nasıl "aynı acıları başkaları da yaşasın" diyebilir bir insan. Anlamaya çalışıyorum ama yok olmuyor.

Benim 31 yaşındaki dostum ölmeden iki ay önce görme yetisini kaybetti. İki buçuk yaşındaki evladı anlamasın diye onu öpmeye odaya geldiğinde "idrakim ne taraftan geliyor söyle bana" dediğinde, ben yerle bir oldum. Bir müddet sonra yataktan kalkamaz hale geldi. Çarşafı her değiştiğinde çığlıklar atıyordu acıdan. "idrak ben bazen ağrıdan bağırıyorum ya, Allah isyan olarak görmez bunu değil mi?" diye sorduğunda ben bittim. Abime son kez sarılıp "seni çok seviyorum, hep sevdim benden sonra evlen daha çok gençsin" dediğinde insanlığımdan, onun iyiliğinden utandım. "şşş sessiz olun yaşlı teyze kuran okuyor odada" diyerek aslında odada olmayan daha doğrusu bizim görmediğimiz birine hürmet ederken, yıkıldım. İnsan tüm bunlara şahit olup nasıl aynı acıyı başkaları yaşasın ister. Bu salt kötülüktür kim ne derse desin.

Canım dayım, son iki gününü bilinci kapalı geçirdi. Biz öyle biliyorduk daha doğrusu. Kulağına eğilip "dayım hakkını helal et bana" dediğimde gözlerinden yaş geldi, anladım ki duyuyormuş bizi aslında. Ama ne hareket, ne söz...

Bu çok zor bir hastalık. Her evresi, her anı çok zor. Yaşayan da bilir, yaşayanı seven de bilir. Ancak hasetlik ve kötülük daha kötü bir hastalık. Kesinlikle acı ile söylendiğine, çaresizlikten ortaya çıktığına da inanmıyorum. İyi bir insan, acının çokluğu karşısında başka kimsenin böyle bir acıyı yaşamamasını diler. Benim için aksi mümkün değil.
Cok uzuldum yasadiklariniza.
Gercekten cok zor bir hastalık allah kimsenin basina vermesin psikolojiso bozulmus sanirim konu sahibinin.
Dogru dusunemiyor suan.
Ne demem gerektigini bile bilmiyorum.
Annem kemoterapi alirdi bir hafta komada gibi yatardi.
Annem simdi iyi sukur 3 yil olacak ama nuksedenleri gordukce dusunmek istemiyorum kotu oluyorum.
Cok agri cok aci cekiyor kanser hastalari son zamanlarinda.
Allah yardimcilari olsun cekmesinler o agrilari acilari..
 
Siz siz olun başkalarının mutsuzluğundan beslenmeyin belki bedenin değil ama ruhun kanseri kesinlikle budur
 
Benim de aklım almıyor kanserin insana yaşattıklarına şahit olup nasıl "aynı acıları başkaları da yaşasın" diyebilir bir insan. Anlamaya çalışıyorum ama yok olmuyor.

Benim 31 yaşındaki dostum ölmeden iki ay önce görme yetisini kaybetti. İki buçuk yaşındaki evladı anlamasın diye onu öpmeye odaya geldiğinde "idrakim ne taraftan geliyor söyle bana" dediğinde, ben yerle bir oldum. Bir müddet sonra yataktan kalkamaz hale geldi. Çarşafı her değiştiğinde çığlıklar atıyordu acıdan. "idrak ben bazen ağrıdan bağırıyorum ya, Allah isyan olarak görmez bunu değil mi?" diye sorduğunda ben bittim. Abime son kez sarılıp "seni çok seviyorum, hep sevdim benden sonra evlen daha çok gençsin" dediğinde insanlığımdan, onun iyiliğinden utandım. "şşş sessiz olun yaşlı teyze kuran okuyor odada" diyerek aslında odada olmayan daha doğrusu bizim görmediğimiz birine hürmet ederken, yıkıldım. İnsan tüm bunlara şahit olup nasıl aynı acıyı başkaları yaşasın ister. Bu salt kötülüktür kim ne derse desin.

Canım dayım, son iki gününü bilinci kapalı geçirdi. Biz öyle biliyorduk daha doğrusu. Kulağına eğilip "dayım hakkını helal et bana" dediğimde gözlerinden yaş geldi, anladım ki duyuyormuş bizi aslında. Ama ne hareket, ne söz...

Bu çok zor bir hastalık. Her evresi, her anı çok zor. Yaşayan da bilir, yaşayanı seven de bilir. Ancak hasetlik ve kötülük daha kötü bir hastalık. Kesinlikle acı ile söylendiğine, çaresizlikten ortaya çıktığına da inanmıyorum. İyi bir insan, acının çokluğu karşısında başka kimsenin böyle bir acıyı yaşamamasını diler. Benim için aksi mümkün değil.
Huzur icinde yatsin yengen , her anlatisinda gozumden bir damla yaş suzuluyor , Allah evlatlarina uzun omur versin
 
Bir önceki konumda bahsetmiştim annem kanser hastası, yoğun bakımda ve vefatını bekliyoruz. Gencecikken bu dünyadan göçüp gidecek. Bu duygunun yoğunluğuyla çevremi gözlemledim ve düşündüm. Neden hepsinin hayatı yolunda? Neden onlar da büyük sınavlar vermiyorlar? Kötü bir düşünce biliyorum ama onların da acı çekmesini istiyorum :KK43:
Herkesin ailesi sağ, hayatlarında sevdikleri biri var, maddi kaygıları yok... Gülüyorlar eğleniyorlar. Dokunuyor bu durum bana. Bu imtihan dünyasında neden sadece imtihanı biz veriyoruz?
Herkesin sinavi kendine. Siz su an aci cekiyorsunuz diye neden baskalari da aci ceksin istiyorsunuz? Bu ruh halinden cikmaya calisin. Kimin ne yasadigini ya da ne yasayacagini bilemezsiniz. Kotu dusunceler size hicbir sey kazandirmaz.
 
İsyan etme arkadasım hepimizin içimizde yaşadığımız acılarımız var belki senden az belki de daha fazla. Ama hayat devam ediyor, bir zaman sonrainsan herşeye alışıyor alışmak kabullenip devam etmek zorunda çünkü. O mutlu sandığın insanların da emin ol kendi içlerinde ne fırtınalar kopuyor.
 
Bir önceki konumda bahsetmiştim annem kanser hastası, yoğun bakımda ve vefatını bekliyoruz. Gencecikken bu dünyadan göçüp gidecek. Bu duygunun yoğunluğuyla çevremi gözlemledim ve düşündüm. Neden hepsinin hayatı yolunda? Neden onlar da büyük sınavlar vermiyorlar? Kötü bir düşünce biliyorum ama onların da acı çekmesini istiyorum :KK43:
Herkesin ailesi sağ, hayatlarında sevdikleri biri var, maddi kaygıları yok... Gülüyorlar eğleniyorlar. Dokunuyor bu durum bana. Bu imtihan dünyasında neden sadece imtihanı biz veriyoruz?
Düşüncelerime tercüman olmuşsun canım. Aynı düşünceler içindeyim, imtihan dünyası anladık tamam da niye sadece bize
 
Back
X