- 31 Ocak 2016
- 192
- 121
- 53
- 29
- Konu Sahibi kahvetelvesi
-
- #41
Al bendende o kadar ya bazen akışa bırakıcaksın otursun ağlasın analarımız bizi ağlatmış ta ölmüşmüyüz valla bi kaç tanıdık da bende var resmen yok çocuğumuz mutlu olmalı o istemiyosa gezmeye gitmeyelim o istemiyosa oturmayayım kalkmayayım psikolojisi bozulmasın otorite komple çocukta sal gitsin taktiğini uyguluyorum bazen yoksa bi ara sinir stres kendimi tanıyamıyodumEe sen sana dogru olani yapacaksin.. x kisileri bos ver. Cocuk agliyosada aglasin bazen biyke yapacsksin ciddiyim. Taw parmak kadar cocuk parmaginda oynatiyo bizi normal degil
Kiyamam,yorgunsun haliyle sinirlerin yipranmis.Fakat o bir bebek kabul ediyorum biraz zor bir bebek.Ama bùyùyecek emin ol bir yil sonra bile cok sey degisecek.Lùtfen sabirli ol,gerildigin ortamlara girme,bebege de kendine de eziyet etme.Odaya kapandım ağlamam geçti, yazıyorum.
Alınan herkesten peşin peşin özür dilerim, ama ben de bi iç dökeyim yani, şiştim.
Bebe 27 aylık.
Normalde kendimi pek sorgulamam, en azından alenen sorgulamam ama gidip çocuğun yüzüne neden diye bağıramadığıma göre oturdum kendimi sorguluyorum.
Yani yetiştireceğimiz bir bebe, onu da beceremiyoruz.
İlgisiz ebeveyn değiliz, güya az çok da anlıyoruz ama siz deyin fıtrat, beriki desin normal, öteki desin eksik bir şeyler var, ben diyeyim beceremedik.
Çocuğun ağlamasını da, inadını da normal görürüm, zaten mümkün mertebe inatlaşmam.
Ama bu kadar inatlaşmamama rağmen bu tutturmalar cinnet noktasına götürüp getiriyor beni.
Dışarı çıkmamız bağıra çağıra, dışarda gezmemiz bağıra çağıra, eve girmemiz zaten bağıra çağıra.
Tabii benim tepeden tırnağa hazırlanıp geri soyunmuşluğum da çok, çünkü evet benim gücüm çocuğu giydirip dışarı çıkarmaya yetmiyor, çünkü kedi sevelim diye ağlayan bebe ben giyinirken fikir değiştirmiş oluyor.
Neyse bunlar normal.
Tek başımayken ettiği tüm eziyetlere(eziyet mi dedi o?) amenna, o an gerilirim geçer.
Ama insan içinde ben de insanlıktan çıkıyorum.
Bugün annemlerde kuzenleriyle güzel güzel oynarken doğal olarak birsüre sonra işler sarpa sardı.
Saatlerce ona ağladı, buna ağladı.
Neyse.
Bi ara baktım elinde telefon, görmezden geldim.
Sonra bi ara tekrar gördüm kapattım.
O kadar saldırdı ki etrafa, açmalarına ses etmedim, yan odada da bebek uyuyor.
Sonra tekrar çocuk kavgası, telefonu aldım kapattım asıl kriz geldi.
Bu arada bebek uyanacak diye ben gerim gerim gerildim.
Bir taraftan tutturan çocuğa tahammül zor, kendi ailem de olsa rahatsız ediyoruz diye gerildim, kucağımda tutamıyorum, bıraksam yer cücesi gidip 5 yaşındaki kuzenini tırmalıyor.
Buna mı ağladım, evet buna ağladım.
Elinde telefon gördüm diye sinirlendim, sonra tutturmasını yönetemedim diye sinirlendim.
Etrafımızda gözlem yapacak kadar çocuk var, bu kadar tutturan az gördüm diye sinirlendim, demek ki bir yerde hata yapıyoruz.
Ben ne kadar bilinçli davranmaya çalışırsam çalışayım bak ama şu konuda da şöyle rahatız dediğim bir şey yok.
Ohh gelsin kınamalar.
"Aaa ama bu hiç söz dinlemiyor?"
E 27 aylık? Demeyeceğim artık bunu. Aman kimseye bir şey gösterdiğim de yok ama içten içe yara olmuş demek ki ağlıyorum işte.
Ben evetin ve hayırın sınırlarını bilmiyorum herhalde.
Bu gece fıtrat deyip geçmeyeceğim, bu gece kendimi yiyeceğim.
Özet isteyen olursa: Evde sallamadığım tutturmalarını kalabalık ortamlarda yönetemiyorum. Bu kadar.
Merhaba. Öncelikle söyliyim anne degilim.ama şahit oldugum bi konu var.doktor raporu sebebiyle psikiyatri bölümünde sıra bekliyodum.iki kişinin aralarındaki konuşma. Sürekli tutturmaları ağlamaları.bazı giyimlerde takıntıları varmış bu çocuklarin.biri bişey diyo öbürü ekliyo velilerin.garip geldi.ablamın 2 oğlu var.ona anlattım.bizim çocuklarda böyle bu bi hastalıkmı onlar niye ordalar dedim.varmış.tedavi için çocuklarını psikiyatra göturuyolarmıs. Nacizane bi olayı paylaşmak istedimOdaya kapandım ağlamam geçti, yazıyorum.
Alınan herkesten peşin peşin özür dilerim, ama ben de bi iç dökeyim yani, şiştim.
Bebe 27 aylık.
Normalde kendimi pek sorgulamam, en azından alenen sorgulamam ama gidip çocuğun yüzüne neden diye bağıramadığıma göre oturdum kendimi sorguluyorum.
Yani yetiştireceğimiz bir bebe, onu da beceremiyoruz.
İlgisiz ebeveyn değiliz, güya az çok da anlıyoruz ama siz deyin fıtrat, beriki desin normal, öteki desin eksik bir şeyler var, ben diyeyim beceremedik.
Çocuğun ağlamasını da, inadını da normal görürüm, zaten mümkün mertebe inatlaşmam.
Ama bu kadar inatlaşmamama rağmen bu tutturmalar cinnet noktasına götürüp getiriyor beni.
Dışarı çıkmamız bağıra çağıra, dışarda gezmemiz bağıra çağıra, eve girmemiz zaten bağıra çağıra.
Tabii benim tepeden tırnağa hazırlanıp geri soyunmuşluğum da çok, çünkü evet benim gücüm çocuğu giydirip dışarı çıkarmaya yetmiyor, çünkü kedi sevelim diye ağlayan bebe ben giyinirken fikir değiştirmiş oluyor.
Neyse bunlar normal.
Tek başımayken ettiği tüm eziyetlere(eziyet mi dedi o?) amenna, o an gerilirim geçer.
Ama insan içinde ben de insanlıktan çıkıyorum.
Bugün annemlerde kuzenleriyle güzel güzel oynarken doğal olarak birsüre sonra işler sarpa sardı.
Saatlerce ona ağladı, buna ağladı.
Neyse.
Bi ara baktım elinde telefon, görmezden geldim.
Sonra bi ara tekrar gördüm kapattım.
O kadar saldırdı ki etrafa, açmalarına ses etmedim, yan odada da bebek uyuyor.
Sonra tekrar çocuk kavgası, telefonu aldım kapattım asıl kriz geldi.
Bu arada bebek uyanacak diye ben gerim gerim gerildim.
Bir taraftan tutturan çocuğa tahammül zor, kendi ailem de olsa rahatsız ediyoruz diye gerildim, kucağımda tutamıyorum, bıraksam yer cücesi gidip 5 yaşındaki kuzenini tırmalıyor.
Buna mı ağladım, evet buna ağladım.
Elinde telefon gördüm diye sinirlendim, sonra tutturmasını yönetemedim diye sinirlendim.
Etrafımızda gözlem yapacak kadar çocuk var, bu kadar tutturan az gördüm diye sinirlendim, demek ki bir yerde hata yapıyoruz.
Ben ne kadar bilinçli davranmaya çalışırsam çalışayım bak ama şu konuda da şöyle rahatız dediğim bir şey yok.
Ohh gelsin kınamalar.
"Aaa ama bu hiç söz dinlemiyor?"
E 27 aylık? Demeyeceğim artık bunu. Aman kimseye bir şey gösterdiğim de yok ama içten içe yara olmuş demek ki ağlıyorum işte.
Ben evetin ve hayırın sınırlarını bilmiyorum herhalde.
Bu gece fıtrat deyip geçmeyeceğim, bu gece kendimi yiyeceğim.
Özet isteyen olursa: Evde sallamadığım tutturmalarını kalabalık ortamlarda yönetemiyorum. Bu kadar.
Oldu baska istekleride var mi:) onlarin psikolojisini dusunurken bizimki bozuluyo:)Al bendende o kadar ya bazen akışa bırakıcaksın otursun ağlasın analarımız bizi ağlatmış ta ölmüşmüyüz valla bi kaç tanıdık da bende var resmen yok çocuğumuz mutlu olmalı o istemiyosa gezmeye gitmeyelim o istemiyosa oturmayayım kalkmayayım psikolojisi bozulmasın otorite komple çocukta sal gitsin taktiğini uyguluyorum bazen yoksa bi ara sinir stres kendimi tanıyamıyodum
İnanmazsin surekli cevremdeki cocuklari inceliyorum. Bunu kiyas yapmak icin degil, anlamak icin yapiyorum.Şu anda o kadar küçük değiller aslında, yani elbette mantıklı düşnemezler ama şimdi istediği gibi davranırsa ilerde önünü alamam diye düşünüyorum, ayarı tutturamıyorum.
Geçecek tabii.
Ama doğru tutumla zararsız geçse ne güzel olur.
İnanmazsin surekli cevremdeki cocuklari inceliyorum. Bunu kiyas yapmak icin degil, anlamak icin yapiyorum.
Bazi coccocuklar gercekten cok sakin ama bu onlarin yapisi bence.
Bende o duruma gelmistim bi ara mukemmel anne olmaya calisirken,xildiran bir anneye donusuyordum.Size katılıyorum.fitrati yabana atmamak gerek.benim oğlum sakin bir çocuk.ikizlerim daha inatçı ve dik başlı. Bu yüzden de kendimi suçladım yeterince ilgilenemedik mi acaba diye. Halbuki çocuk merkezli bir hayatımız var.
Mesela ikizlerin birbirine vuruyor birbirlerini ısırıyorlardi. Evde şiddet yok. Televizyonda yok. Bir iki aile dışında kimseye de gitmedik. Nereden öğrendiler hiç bilmiyorum. Neyse ki aştık baya..
Bir profesörün röportajını okumuştum yazın.
adamı tekrardan bulamadım isminde not etmemiştim
Günümüzden annelerin fıtratı yabana attığını Bu yüzden işte mükemmel annelik yapmaya çalışırken çok yıprandığını falan söylüyordu.
Gerçekten kendi adima söylüyorum daha sakin kalıp kitaba göre çocuk yetistirmek yerine nabza göre serbet vermeyi öğrenmem gerekiyor.
Bende o duruma gelmistim bi ara mukemmel anne olmaya calisirken,xildiran bir anneye donusuyordum.
Sonra kendi annem geldi aklima , gayet normal bir insanim. Biraz oluruna biraktim.
Bu arada cocuklarin isirma donemi var sanirim .1 1 bucuk yas civari. Kizim Kizim bildigin mosmor yapti kollarimi. Ama simdi yapmiyor.
2 arkadasin cocuklarida isiriyormus ayni donem :)
Bizim komşunun kızı öyleydi. 4 yaşına girdi anca düzeldi. Apartman olarak duyuyoduk sesini. Annesi çok sabırlıydı. Bide 2 yaş krizleri oluyomuş. Çok inatlaşıyolar hiç bişeylerini paylaşmak istemiyolar. Sabır lazım ne yazık ki başka bişey elden gelmiyo.Odaya kapandım ağlamam geçti, yazıyorum.
Alınan herkesten peşin peşin özür dilerim, ama ben de bi iç dökeyim yani, şiştim.
Bebe 27 aylık.
Normalde kendimi pek sorgulamam, en azından alenen sorgulamam ama gidip çocuğun yüzüne neden diye bağıramadığıma göre oturdum kendimi sorguluyorum.
Yani yetiştireceğimiz bir bebe, onu da beceremiyoruz.
İlgisiz ebeveyn değiliz, güya az çok da anlıyoruz ama siz deyin fıtrat, beriki desin normal, öteki desin eksik bir şeyler var, ben diyeyim beceremedik.
Çocuğun ağlamasını da, inadını da normal görürüm, zaten mümkün mertebe inatlaşmam.
Ama bu kadar inatlaşmamama rağmen bu tutturmalar cinnet noktasına götürüp getiriyor beni.
Dışarı çıkmamız bağıra çağıra, dışarda gezmemiz bağıra çağıra, eve girmemiz zaten bağıra çağıra.
Tabii benim tepeden tırnağa hazırlanıp geri soyunmuşluğum da çok, çünkü evet benim gücüm çocuğu giydirip dışarı çıkarmaya yetmiyor, çünkü kedi sevelim diye ağlayan bebe ben giyinirken fikir değiştirmiş oluyor.
Neyse bunlar normal.
Tek başımayken ettiği tüm eziyetlere(eziyet mi dedi o?) amenna, o an gerilirim geçer.
Ama insan içinde ben de insanlıktan çıkıyorum.
Bugün annemlerde kuzenleriyle güzel güzel oynarken doğal olarak birsüre sonra işler sarpa sardı.
Saatlerce ona ağladı, buna ağladı.
Neyse.
Bi ara baktım elinde telefon, görmezden geldim.
Sonra bi ara tekrar gördüm kapattım.
O kadar saldırdı ki etrafa, açmalarına ses etmedim, yan odada da bebek uyuyor.
Sonra tekrar çocuk kavgası, telefonu aldım kapattım asıl kriz geldi.
Bu arada bebek uyanacak diye ben gerim gerim gerildim.
Bir taraftan tutturan çocuğa tahammül zor, kendi ailem de olsa rahatsız ediyoruz diye gerildim, kucağımda tutamıyorum, bıraksam yer cücesi gidip 5 yaşındaki kuzenini tırmalıyor.
Buna mı ağladım, evet buna ağladım.
Elinde telefon gördüm diye sinirlendim, sonra tutturmasını yönetemedim diye sinirlendim.
Etrafımızda gözlem yapacak kadar çocuk var, bu kadar tutturan az gördüm diye sinirlendim, demek ki bir yerde hata yapıyoruz.
Ben ne kadar bilinçli davranmaya çalışırsam çalışayım bak ama şu konuda da şöyle rahatız dediğim bir şey yok.
Ohh gelsin kınamalar.
"Aaa ama bu hiç söz dinlemiyor?"
E 27 aylık? Demeyeceğim artık bunu. Aman kimseye bir şey gösterdiğim de yok ama içten içe yara olmuş demek ki ağlıyorum işte.
Ben evetin ve hayırın sınırlarını bilmiyorum herhalde.
Bu gece fıtrat deyip geçmeyeceğim, bu gece kendimi yiyeceğim.
Özet isteyen olursa: Evde sallamadığım tutturmalarını kalabalık ortamlarda yönetemiyorum. Bu kadar.
Yazınız bana skinner'in fare deneyini hatırlattı. Boş zaman bulabilirseniz hakkında yazılan çok fazla doküman bulabilirsiniz. Eminim siz de seversiniz okudukça...
Kısaca düğmeye her bastığında faresine mama veren bir adamla ilgili. Fare böylece o davranışı ogreniyor. Bir süre sonra deneyini çeşitlendiriyor. Mesela düğmeye basınca artık mama gelmeyince ya da elektrik verilince farecik basmayi bırakıyor. Ama düzensiz olarak 5 basişta bir mama , 15 basişta bir mama verilince farecik şansını denemek için deli dana gibi gelip gidip basmaya devam ediyor...
Bunun sizin bebeğinizle olan kısmına şimdi geliyorum :)
-Siz çocuğa geçmiş zamanda 'telefon yasak' demişsiniz (düğmeye basınca kafesine elektrik vermissiniz:)
-Ama telefonla oynadığını görüp ses çıkarmamışsiniz,gönlünce oynamış (bir süre sonra düğmeye basınca mama vermeye baslamissiniz)
-Sonra bir anda elinden almişsiniz (tekrar elektrik vermissiniz)
- yeterince ağlayınca da sussun diye vermişsimiz (defalarca basinca tekrar mama vermissiniz)
E ne yapsın bu çocuk?
Bu gibi davranislarinizdan bir çocuk ne anlar?
Yeterince ağlarsam elbette ki telefonu bana verecektir.
Bu kadar basit :)
Ben de çocuğun yerinde olsam ağlar zirlar ödülümü alırdim:)
Kendi cocuklugunuzu hatirlasaniza: +anne çıkabilir miyim?
-Hayır
+Anne cikabilir miyim?
-Hayır
+Ühüüüü anneeeğğeee ühüi çıkacam ben ühüü
- İyi be , çık hadi geç kalma
:)))
Böylece çocuk olarak şunu öğrenirdik: yeteri kadar huzursuzluk cikarirsam başını şişirirsem elbette izin verecek.
Annelerin bir izin verip bir izin vermediği her durumda bu gecerli.
Ama annenin hayır dedikten sonra katiyen karar değiştirmeyecegini bilsek öyle ağlama krizlerine girmezdik. (Daha geleneksel ailelerde çocuğuna kiyamayip fikri değişebilen anneye nazla niyazla ağlama kriziyle dediğini yaptıran çocukların Hayir'i Hayır olan babalarına karşı bu davranışı sergilemeyip boynu önünde kabul ettiğini hatırlayın)
. Ama bir kere tamam de bes kere hayır de falan... Bu tamamıyla çocukları daha fazla ağlamaya teşvik eden birşey .
Eğer kizinizla ilişkinizde hep böyleyseniz, aynı olaya beş kere tamam on kere hayir diyorsanız çocuğunuzun her derdini ağlama krizleriyle yaptırmak istemesi çok çok çok doğal.
Kaldı ki iki yaşında
Terrible two,erken ergenlik :) zaten sinirleri tepesinde, bir de siz böyle tutarsız olursanız bu huyundan uzunca süre vazgecmeyecektir.
Bence ise kendinizi değiştirmekle başlayın. Olmadı bir pedagogla konuşabilirsiniz, o size yol gösterici olur.
Duydum kitabı, teşekkür ederim aklımda olsun.Evli ve çocuklu olmadığım için kendi tecrübelerimi yazamayacağım ama üç çocuklu kız kardeşim bu ara sürekli"Ben mükemmel anne olmak adına,uzmanları dinleye dinleye çocukları ve kendimi mahvetmişim"diyor.O sakinleştikçe çocuklarda öyle olmaya başladı."Bağırmayan Anneler "kitabını okuyor bu günlerde ve "hatalarımı anladım" diyor.Belki sizin de işinize yarar.
Yok karışık değil, gayet anlaşılır.Buna cevaben ben de bişeyler yazayım..şöyle ki bizim evde televizyon yoktu,yeni taşındığımız evde bu ay tanıştı yavrum(20 aylık). Babası sağolsun,ben işe giderken kapıdan çıkmadan tv yi açıyor,eline müzik açıp teli de veriyor. Anlata anlata bi hayli azalttım bunu. Bugün tv açmamış mesela ve 3 şarkı dinletmiş sadece. Gün içinde tel i gördüğü zaman diretiyor, kendi videolarını izlemek istiyor, karşı çıkmayıp unutturacak bişey bulana kadar izletiyorum. Çünkü hırçınlaşması benim için daha ciddi bir problem. Telefonları gün içinde ortadan kaldırarak bu konudaki ısrarlarına son vermeyi düşünüyorum sadece. Çikolata vb için de aynı şeyi düşünüyorum. Kesinlikle vermeyeceğim birşeyse göstermemeye özen gösteriyorum. Mesela yazın kv lerde misafirlere çikolata ikram edileceği zaman kızımı ortamdan uzaklaştırır,kabukları toplar,öyle getirirdim ortama. Aksi taktirde kaçışı yoksa ve o esnada hele ki kalabalıkta rezil olacaksak ben de verirdim teli. O hırçınlığın yansımalarıyla(çok baskıcısın yorumları falan) uğraşmak daha can sıkıcı geliyor. Karışık oldu biraz yazım kusura bakmayın kafam kazan günün yorgunluğundan.
Özetle kızınızın hırçınlığı doğal,duruma göre hareket edin. İdeali bu deyip kendinizi de bunaltmayın.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?