öğretmene ne denmeli...

hayır zorunda falan degıl orada 35 tane cocuk var 35 tane cocugun sırtındakı havluyla kavgasıyla gurultusuyle ugrasması ne demek ya o zaman nasıl ders işleyecek bu ogretmen derse sıra gelmezki cocuk sırtındakı havluyu ogretmenıne soyleyecek kadar akıllıysa yanına verırsınız bır kalın hırka oglum oyundan sonra bunu ustune gıy dersınız kadın ne kadar bıktıysa cocugun şikayetlerınden artık en sonunda elinin kanamadıgı bırgun varmıki demiş kadın cok cok sabırlıymış o ogretmenın yerınde ben olsaydım buraya şikayete gelecegınıze elıne verın bır hırka oyundan sonra gıysın derdım hıc haklı falan bulmadım ki ben hıcbır ogretmenımı sevgıyle hatırlamam ama burda o ogretmene hak verdım(.)
 


Bilincli veli olmak demek tamda bu. Sizi tebrik ediyorum.

Cocuk birsey anlatinca ne cocuga "sus bakayim yalan soyluyorsun" demek dogru ne de cocugun anlattiklariyla gidip ogretmene catmak.

Yapilmasi gereken tamda sizin yaptiginiz. Ben veliler cocuklarin anlattiklarina kulak tikasin demiyorum ama ogretmeni yargilamadan once guzel bir uslupla gidip ogretmenden birde dinlemeli.

Cocuklar olaylari farkli anlatabiliyor helede gidip annenin hesap soracaginin farkindaysa bilerek bile yapabiliyorlar.

Konu sahibi senin bu anlattiklarini birde ogretmenden dinlemeli. Ogretmenden dinlemeden burada yargilamak "Tahammulsuz, yapmasin o zaman ogretmenlik" gibi cumleler kurmak bana cokta saglikli gelmiyor.
 
Eskiden öğretmenlere eti sizin kemiği benim denirdi, bizler böyle büyüdük, hiçte yanlış eğitim almadık. Öğretmenlerimizden korkardık, babalarımızdan korkardık. Korktuğumuz içinde bir çok yanlışı yapmazdık. Fakat şimdi öyle şımarık büyütülen bir nesil var ki bunun tek sebebi biziz. Bir öğrenci öğretmeninden korkmazsa, yarın karşısında sigara içer saygısızlıkta yapar. "Sen kimsin ulan anam mısın babam mısın"da der. Bizler 2 3 çocukla baş edemezken, 35 çocukla baş eden birine ve çocuğun her çeşidini görmüş bir insana saygı duymamak terbiyesizliktir.

Öğretmenlerimizi bu kadar baskı altına almayalım, eğitilen her insanın bebek dahi olsa disipline ihtiyacı vardır.
 
Öğretmeni milli eğitime şikayet edin lütfen. Böyle tahammülsüzce öğretmenlik olmaz. Velilere de konuşun eğer sizin gibi birkaç kişi daha olursa imza toplayın ta şikayet edebilirsiniz. Öğretmene de açık açık böyle devam Ederseniz siz şikayet edeceğim diyin.inanin korkuyorlar. Çünkü meslekten men edilme gibi durumları var. Eğitimci bunlar ya tersleme korku ile çocuk mu eritilir.
 
Evet ayrıca yazmadan edemeyeceğim. Ilk okulda ablamin öğretmeni de böyleydi. Ablamin elleri terliyor sınav kağıdı islaniyor diye de hep düşük not verirdi. Öğrenci ler korkarım birsey demeye. Ablam 86 doğumlu. Annem öğretmenle birkaç kez konuşmuş ama terslemisti. Müdüre şikayet etti. Hala aynı annem gibi Birkaç kadın imza toplayıp gitti bir kez daha yaptığını tekrarlama milli eğitime gideceklerini söylemişlerdi. Kadın o gün değişmiş. Sonra da başkalarının şikayetleri üzerine o okuldan gönderilmişti ve yeni gelen öğretmen ile Çocuklar daha mutlu idi.
 
Ben malesef burda öğrenmenin yapmak zorunda olmadığını savunanlara katılmıyorum. Bizim öğretmenimiz teneffüste montumuzu giydirirdi. Yeri gelir belimizi toplardi ve bir erkekti. Sumukleri akanlar için yanında selpak la gezerdi. Sınıfın çoğu caliskandi. Tembelleri hiç ezmezdi simariklari dövmezdi ama otoriterdi.
Üstelik öğretmen kendi havlu koy ben çıkaralım diyip yapmiyorsa velileri dahi tersliyor sa bu öğretmende var bir işler. Daha ilk okul 1 giden çocuğu sert tavırla korkutmak öğretmenlik değil diktatörlük malesef. O öğretmenin yerinde olmak isteyen atama bekleyen milyonlarca öğretmen var. Bıraksın da onların yolu açılsın bali. Ayrıca öğretmene hak verip hangi biriyle uğraştın diyenlerin çocuk yok galiba.
 
öğretmen ezsin kızsın dövsün dediğim mesajımı gosterırmısınız?ben bunları savunmadım zaten ama cocugun elıne bır hırka verıp ogretmenın uzerınden bır yuku kaldırmak bu kadar zor degıl.
 
Ben öğretmen ezsin kızın dövsün dediniz dedim mi acaba?
Öğretmen havlu koyun ben alırım demiş mi ? Demiş. Bayan da öyle yapmış. Yapmayacağı şeyi söylemesin o zaman. Evet öğretmen üzerindeki yükü azaltmak lazım fakat bir veli herhangi bir konuda gidip onunla konuşmayacak terslenecek mi? Salon soğuk mu oluyor diye sormaz mi? Öğretmen Hayır dese bayan da ona göre almaz mi önlemini?
 
bakın anlamdıgınız şey şu ogretmen artık nasıl bunaldıysa cocugun sikayet etmesınden demişki bir kerede parmagına bısey olmasın sende sürekli şikayet edıyorsun demiş yani hem veli hemde ogrencı artık ne kadar cok şikayet ettilerse ogretmen bunalmış ki haklı yanı düşünün sınıfta 35 cocuk var 35i 35 tane farklı şikayetle gitse ogretmene sonra annesıne sikayet edip 35 tane veli şikayet etse o ogretmenın halını düşünebiliyormusunuz?ögretmene gidinceye kadar al oglum şunu oyundan sonra giyersin demek bu kadar zor değil o cocukların dadısı değil öğretmeni.
 
Sınıfta 35 çocukla uğraşmak istemiyorsa o öğretmen, basacak istifasını özele geçecek efendim.
Kapasitesi 15 20 kişiyle layığıyla ilgilenmeye yetiyorsa, bırakacak devleti.
Maaşı alırken iyi ama değil mi?
Doğuda 70 kişilik sınıflar varken, onların her birinin kalem eksiğine kadar yetişen öğretmenler varken, burada hem atanmış, hem keyfi yerinde, hem de işi sınıf öğretmenliği iken boşa yer işgal etmeyecek.
Ben oldum mu öğretmen ya da doktor?
Biz bilmiyor muyduk okumasını?
Meslek seçimini herkes beceri, kabiliyet ve isteklerine göre yapacak.
Yapamıyorsan da o minicik çocukların günahını almamak adına, bırakacaksın...
Parmağı kanayan bir çocuğa 'bir gün de bir şey olmasın parmağına' cevabı vicdan yoksunluğudur, insafsızlıktır.
Sokakta tanımadığımız çocuğa bir şey olduğunu görsek, kendini yardım etmek için parçalayan milletiz biz.
Kaldı ki sınıf öğretmeni, bir geçiniz yok 35 çocukmuş yok bilmemneymiş.

Yukarıda bir saygıdeğer hocamız var, yorumunu okuyun.
Öğretmen burada işte, daha fazla söze gerek yok, teşekkürler...
 
Son düzenleme:
ya hepsını anladım da ogretmen cocugun sırtındakı havluyu almak zorundamı?burda size hak vermedım kusura bakmayın dadı değil o ögretmen
hanımefendi eksik okudunuz sanırım, öğretmenine ben söylemedim çocuğun sırtına havlu koyayım da siz alın diye.. sadece çok hastalanıyor gerekirse halk oyunlarına devam etmesin dedim o da çok terliyor o zaman sırtına kağıt havlu koyun öğleyin ben çekerim demişti. geçtiğimiz pazartesiden bu yana koyuyorum ama unutuyor, çocuk da kendisi çekiyor yazdım...
 
çocukların dayak yediklerini duydugunuz bir okula neden yazdırdınız?
biliyorsunuz ki artık istediğimiz okula kayıt yaptıramıyoruz bulunduğumuz ilçede meb otomatik olarak okulara kayıt düşürüyor. ikametgahımız neredeyse bizim gideceğimiz okulu meb belirliyor. ismimiz o okula çıkmıştı.
 
bazı arkadaşlar yazılanları ya gerçekten yanlış anladı ya da işine geldiği gibi, ben öğretmen 35 çocukla çok ilgilenmeli sırtından havlusunu eksik etmemeli, çocuklar ne yaparsa yapsın göz yummalı yazmadım. demek istediğim bana havlu önerisini o sundu, pzt bu yana unuttu haklı olarak o kadar çocukla hatırlaması çok kolay değil zaten, oğlum kendi işini kendi halletmeye çalıştı yapamadı, bu defa öğretmenine hatırlat dedim masaya daha yaklaşırken şikayet etme git yerine otur demesinden bahsediyorum ben, çocuğun konuşmasına izin vermemesinden... ne diyeceğini dnlemeden diğer çocukların içinde özgüveninin yerle bir olmasından. oğlum şikayet ediyorsada bunu öğretmen böyle istediği için yapıyordu, kendisi söyledi biri vurunca karşılık vermeden bana söyleyeceksin dediği için söylüyordu, şimdi yanlış anlayan arkadaşlara soruyorum 6 yaşındaki çocuğunuz hem sınıftaki arkadaşlarından dayak yiyip şikayet etmesin, hem öğretmen vurmasını istemiyor diye tepki vermesin, hem birşey soracak olsa da fırsat verilmesin... şimdi bir de haksız ben olayım değil mi ?
 

Yazdıklarınız doğru da neden havluyu almak zorunda olsun ki

Ilkokula giden çocuk sırtındaki havluyu çıkarır yani ne var bunda eğer bunu kendi normal şartlar altında çıkaramıyorsa öğretilmemiştir

Her işini başkasının yapmasına alıştırılmıştır

zira seneye ilkokula gidecek oğlum okulda terleyince çantasını alıp üstünü değiştirip öğretmenden poşet alıp onları koyup akşam eve getirebiliyor
 
Öğretmenin kendisi, siz koyun ben çıkarırım demiş.
Yapmayacağı şeyi söylemeseydi, istediğinde terslemeseydi.
Konu sahibi de çocuğuna bu şekilde anlatmış ve öğretmeninden rica etmesini istemiş.
Yalnız konulan havlu değil, kağıt havlu.
Şuan ben bile sırtıma terden yapışmış kağıt havluyu çekip çıkarmakta zorluk çekerim, parçalanır ve kalır.
Havlu olsa elbette çocuk kendi çekebilir ama okulda bütün gün sırtında havluyla dolaşamayacağı için böyle bir çözüm sunulmuş.
Bakın siz ne diyorsunuz, öğretmeninden poşet alıp...
Yani öğretmeninden çekinmeden yardım talep edebiliyor çocuğunuz, ve o öğretmen de yardımcı oluyor.
Zaten olması gereken bu, kimse kucağına alsın, avutsun demiyor ki...

Mesele aslında yaptı, yapmadı değil.
Yanına gelen bir öğrencisini 'sızlanacak' diye dinlemeye tenezzül etmeyen öğretmen...
İlkokul 1. sınıf öğrencilerine herkes bilir ki, ayrı bir müsama ve ilgi gösterilir çünkü ilk defa yalnız başlarına aileleri olmadan ciddi bir kurumda zaman geçiriyorlar.
Adaptasyonu kolay olması açısından, 3. sınıfta yapılsa kızılacak bir şeye 1. sınıfta düzgünce açıklanarak, kızılmadan sevgiyle, korkutmadan anlatılır.
Tüm meselemiz bu...
 
ağzınıza sağlık aslında en başından beri anlatmaya çalıştığım tek şey buydu. sağolun.
 

Para karşılığı çocuğunuzu istediğiniz öğretmenin sınıfına vermek mi, iddia ettiğiniz gibiyse bu suç resmen.
 
ogretmenlerde iyice cosmus yahu bu nedir boyle psikolojin yeterli degilse yapma bu isi 1. sınıfa giden cocuk yahu daha bebek onlar 6-7 yasında ben kavga ederdim ya dayanamam
 
Eğer o bir öğretmen olduysa 35 değil 50 kişi bile olsa hepsi ile tek tek ilgilenmek zorunda. Siz farklı düşünüyorsunuz. Çocuğunuz yok her halde. Eğer o öğretmene uğraşmak zor geliyorsa Filmdelisi arkadaşın da dediği gibi gitsin özelde 15 20 kişi ile tabi becerebilirse uğraşsın. Özel oldumu devletten daha beter veliler. Çocuğuna bir gık desin o öğretmeni ordan gönderirler vallahi. Devlet okulu olduğu için mi böyle. Tamam Konu sahibi hırkayı verdi çocukta giydi. Peki bu öğretmen istediği kadar çocuk herşeyi öğretmene şikayet etsin, söylesin İLGİLENMEK ZORUNDA... Nokta...Ne demek bir kere de parmağına bişey olmasın. Diyeceği şey daha dikkatli olmalısım bak sürekli yaralanıyorsun. ama tatlı bir dil ile. Malesef bu öğretmenin dili KAKTÜSE dönmüş...
 
Valla tavrı doğru demiyorum ama sırtındaki tere kadar ilgilenmesini bekliyorsunuz. 35 çocuğun ailesi böyle isterse nasıl yetişsin öğretmen. Eşinizin sırttaki peçeteyi almıyor diye kızması da garibime gitti. Sınıf arkadaşı yardım etsin mesela. Böyle çok korumacı olunca çocuğun öz bakım becerileri gelişmiyor ve her sorunu öğretmen ve veli halletmeye kalkınca çocuğun sorunlar karşısında problem çözme yeteneği zayıf kalıyor.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…