- Konu Sahibi evarologlu
- #81
Yorum yapan arkadaşlar gerekli şeyleri söylemiş zaten ama yinede yazamadan edemedim.
Yaşınız,tecrübeniz,yaşanmışlıklarınız ne bilmiyorum ama 20 günlük evlilik için çok gereksiz bir tavır bu takındığınız.
Evlilik hayatı gerçekten çok başka bişey,hani öyle''kurallarımı koydum,çizgimi çektim,alanıma girme''tarzında
planlı bir sistem değil yani.
Tabi ki herkes ister beklentileri doğrultusunda insanlarla karşılaşmak;
ama hayat malesef her istenileni verecek kadar bonkör değil.
Olmasın da zaten.Bırak farklı renkler de olsun hayatında.
Çocuğunun hem anne tarafından alabileceği bir entellektüel birikimi olsun,
hem de baba tarafından örf,adet,ananelere yatkınlığı.
Yadırgama o insanları,Onlar senin hayatını paylaştığın,sevdiğin adamı dünyaya getiren,
yetiştirip,büyütüp seni bulmasını sağlayan insanlar!!!
Sadece bu bile senin onları anlamanı ve saygı duymanı gerektiren çok kıymetli bir neden!!!
Bu nedeni hiç aklından çıkarma!
En sinirli olduğun anlarda bile hep aklında''bana hiç bir şey ifade etmeselerde,evimde bir iğneleri bile olmasada,
sevdiğim adamın annesi,doğacak çocuklarımın ailesi oldukları için tahammül sınırlarımı genişletmem gerek''diye düşün.
Sana''sınırlarını gevşek bırak aşsınlar,alanınıza girsinler,kaynaşın,sevgi yumağı olun''demiyorum.
Sadece biraz daha hoşgörülü ve toleranslı ol diyorum.
Hariçten de gazel okumuyorum,benim ailemle eşimin ailesi arasında da farklılıklar var.
Yaşam tazlarımız,hayat görüşlerimiz,olaylara bakışımız,muhabbetlerimiz,düzenlerimiz başka başka...
Ama aynı olmak zorunda değil ki!Kim nasıl mutluysa öyle yaşasın derim hep!
Bana,evime,düzenime,şahsıma rahatsız edici,art niyetli bir müdahalede bulunmadıkları sürece kimseyi kırmam.
Tamam çalışıyorsun,evinin işlerini yetiştirmek de zorlanıyorsundur.
Ama empati yapıyorum da aynı şartlar altında o durumda kalsam;
''sana çıkmıyormuyuz''diyen eşimin annesinede o cevabı veremem.
Aslında kimseye diyemem.Gerçekten istemesem ve teklif etmesem bile,
bu bana dile getirildiğinde''kusura bakmayın geç oldu sizi tutmayım diye teklif etmedim,çıkalım tabi bi yorgunluk kahvesi içeriz''
der kendimi o durumdan kurtarırdım.Hele ki o aileye yeni dahil olmuşsam yanlış tanınmaktan,burnu havada görünmekten çekinirdim.
Hiç birimiz İngiliz kraliyet ailesinden gelmiyoruz sonuçta,
misafir olduğum evde yerde sofra kurulduysa yerde yerim,
Onların düzeni o ise bana iştirak etmek düşer.Senin evinde ki düzen senin tercihin onlarda ona uymak durumunda.
Çok uzattım ama işin özü şu aslında;
elilikler de eşler birbirlerinin ailelerine tolerans göstermedikleri,hoşgörüyle yaklaşmadıkları zaman en büyük sorunların başladığı andır!!!
Eğer eşinin annesi sizin evinize gelmek istiyorsa bu durumda zaman mevhumun olmaksızın kabul etmelisin.
Bu kadar opsiyonu hakettiklerini düşünüyorum.Hı bunu alışkanlık haline getirirse o zaman o akşam ki tutumunu gösterirsin.
Ama 20 günlük evlilik ve birbirinize alışma sürecinde iken çok yanlış anlaşılabilir,haklıyken haksız durumlara düşebilirsin.
Yaşınız,tecrübeniz,yaşanmışlıklarınız ne bilmiyorum ama 20 günlük evlilik için çok gereksiz bir tavır bu takındığınız.
Evlilik hayatı gerçekten çok başka bişey,hani öyle''kurallarımı koydum,çizgimi çektim,alanıma girme''tarzında
planlı bir sistem değil yani.
Tabi ki herkes ister beklentileri doğrultusunda insanlarla karşılaşmak;
ama hayat malesef her istenileni verecek kadar bonkör değil.
Olmasın da zaten.Bırak farklı renkler de olsun hayatında.
Çocuğunun hem anne tarafından alabileceği bir entellektüel birikimi olsun,
hem de baba tarafından örf,adet,ananelere yatkınlığı.
Yadırgama o insanları,Onlar senin hayatını paylaştığın,sevdiğin adamı dünyaya getiren,
yetiştirip,büyütüp seni bulmasını sağlayan insanlar!!!
Sadece bu bile senin onları anlamanı ve saygı duymanı gerektiren çok kıymetli bir neden!!!
Bu nedeni hiç aklından çıkarma!
En sinirli olduğun anlarda bile hep aklında''bana hiç bir şey ifade etmeselerde,evimde bir iğneleri bile olmasada,
sevdiğim adamın annesi,doğacak çocuklarımın ailesi oldukları için tahammül sınırlarımı genişletmem gerek''diye düşün.
Sana''sınırlarını gevşek bırak aşsınlar,alanınıza girsinler,kaynaşın,sevgi yumağı olun''demiyorum.
Sadece biraz daha hoşgörülü ve toleranslı ol diyorum.
Hariçten de gazel okumuyorum,benim ailemle eşimin ailesi arasında da farklılıklar var.
Yaşam tazlarımız,hayat görüşlerimiz,olaylara bakışımız,muhabbetlerimiz,düzenlerimiz başka başka...
Ama aynı olmak zorunda değil ki!Kim nasıl mutluysa öyle yaşasın derim hep!
Bana,evime,düzenime,şahsıma rahatsız edici,art niyetli bir müdahalede bulunmadıkları sürece kimseyi kırmam.
Tamam çalışıyorsun,evinin işlerini yetiştirmek de zorlanıyorsundur.
Ama empati yapıyorum da aynı şartlar altında o durumda kalsam;
''sana çıkmıyormuyuz''diyen eşimin annesinede o cevabı veremem.
Aslında kimseye diyemem.Gerçekten istemesem ve teklif etmesem bile,
bu bana dile getirildiğinde''kusura bakmayın geç oldu sizi tutmayım diye teklif etmedim,çıkalım tabi bi yorgunluk kahvesi içeriz''
der kendimi o durumdan kurtarırdım.Hele ki o aileye yeni dahil olmuşsam yanlış tanınmaktan,burnu havada görünmekten çekinirdim.
Hiç birimiz İngiliz kraliyet ailesinden gelmiyoruz sonuçta,
misafir olduğum evde yerde sofra kurulduysa yerde yerim,
Onların düzeni o ise bana iştirak etmek düşer.Senin evinde ki düzen senin tercihin onlarda ona uymak durumunda.
Çok uzattım ama işin özü şu aslında;
elilikler de eşler birbirlerinin ailelerine tolerans göstermedikleri,hoşgörüyle yaklaşmadıkları zaman en büyük sorunların başladığı andır!!!
Eğer eşinin annesi sizin evinize gelmek istiyorsa bu durumda zaman mevhumun olmaksızın kabul etmelisin.
Bu kadar opsiyonu hakettiklerini düşünüyorum.Hı bunu alışkanlık haline getirirse o zaman o akşam ki tutumunu gösterirsin.
Ama 20 günlük evlilik ve birbirinize alışma sürecinde iken çok yanlış anlaşılabilir,haklıyken haksız durumlara düşebilirsin.