Yapıcı yorumunuz için teşekkür ederim. Cümleyi tekrar okudum da evet haklısınız biraz fazla havai bir anlatım tarzı kullanmışım. Tabii ki benim de çekincelerim var özellikle adetler ve gelenekler konusunda. Kaldı ki bu konularda sık sık konuşur fikir alışverişinde bulunuruz onunla. Olabildiğince birbirimiz hakkında bilgi topluyoruz. Korkmuyor muyum? Deli gibi... Heyecan geçince ne olacak demiyor muyum? Her gece... Ama uzatmamak için atladığım çok ayrıntı var ki onlardan biri şudur. Her ne kadar birbirimize sessizce aşık olsak da aklımızdaki problemleri birbirimizi sıkıştırmadan ve yalın bir dille konuşabildiğimiz bir arkadaşlık bizimkisi. Muhattabımın yaşından daha olgun olması ve gözden kaçırdığım her ayrıntıyı bana hatırlatması da benim için ayrı bir yarar. Söylediğiniz şeylerde sonuna kadar haklısınız ve O'nun da beni en çok uyardığı konudur. Mesela, benim ülkemde giyim konusu şöyledir buna katlanabilecek misin? Ülkem savaşta oraya gitmek zorunda kalırsak yaşabilecek misin gibi beni cidden zorlayacak sorularla karşıma gelip bu konuda benim zihnimi sürekli canlı tutuyor.
Ben yaşayabilirim gibi geliyor derken şunu kastettim aslında, içtimai hayata alışmak zor olur eğer orada yaşarsak ama gelenek olarak bahsettiği şeylerin çoğunu hali hazırda yaşam tarzı olarak benimsemiş bir insanım. Belki dil problem olabilir ki güzel ilerlemeler kaydediyorum. Ama kolay mı? Hiç değil sonuna kadar farkındayım. Sevdiğim yanımda olduktan sonra derken de aslında onun bana bu konuda öncülük edebilecek olmasından bahsetmiştim. Alışma sürecinde hayatımı kolaylaştıracağını adım gibi biliyorum ve en başından beri bana karşı olabildiğince dürüst..
Biliyorum uzattım ama verdiğiniz cevaba gerçekten hayran kaldım ve açıklamak istedim.
umarım ıstedınıgınız gıbı olur bır arkadasında belırttıgı gıbı nerde olursa olsun yasarım demıssınız.
erkekler baska bır sehırde yasarsa sorun olmuyor onlar ıcın cunkı ıs gıc derken zamanları gecıyor ya kadınlar oylemı ? kadınlar aynı sehırde baska semtlerde bıle kayınvalıde sorunları yasıyorken sız baska bır ulkede bılmedıgınız dılde ve adetlerde ıs ımkanı olmayan bır yerı secersenız bana gore hata yapmıs olursunuz.
yınede sızın tercıhınız hakkınızda hayırlısı olsun eger arkadasınız burada yasamayı secıyorsa anlattıklarınızdan bunu anladım sızın ıcın daha ıyı olur kendı ulkenızde kendı dılınızde bılmedıgın adetlerın dısında mutlu olma sansın daha cok...
Duygularınızı güzel ifade ediyorsunuz,sizi anlamakta güçlük çekmiyorum;
arkadaşınıza karşı yaşadığınız hisleri de anlayabiliyorum.
Çünkü ben de evlilik kararımı böyle güçlü hislerle aldım.
Ben ülke değiştirmedim ama bölge değiştirdim.
Yaklaşık 9 yıldır eşimin memleketinde yaşıyorum,buraya gelin geldim..
Ve gelenek farkının altını çizmem bu yüzdendi..
Ben aldığım karardan 1 gün bile pişman olmadım,10 yıl geriye gitsek,yine aynı kararları alırdım..
Ama ben bile evlenmeden önce defalarca düşündüm,hayatım nasıl olacak,başka bir şehir,uzaklık vs...
Onun için siz de düşünmelisiniz;
düşünüyorum demişsiniz zaten ama endişe etmek sizi çözüme ulaştırmayacaktır..
Aslında sizi sonuca ulaştıracak en doğru yol,ailesini ve arkadaşınızı kendi yerinde,evinde,çevresinde görmektir.
O zaman hem kendisi,ailesi ve yaşantısı hakkında daha net fikir sahibi olursunuz hem de ''eğer burada yaşamam gerekirse'' bakış açısına...
Giyim kuşama gelince;
Türkiye kadınları özgür..
Kapalı olmanın da açık olamın da kuralları yok.
Dileyen mini etek de giyebiliyor,istediği şekilde kapanabiliyor da..
İnsan kendi tercihlerini kendi yapabilmelidir elbette.
Orada giyim kuşam konusunda size aykırı gelebilecek bir tutum ve katı tavır varsa bu gerçekten can sıkıcı olacaktır,başta idare edersiniz,üstelemezsiniz ama sonra batmaya başlar...
Bu arada;
Bunları yazarken ve sizin yazdıklarınızı okurken,aklıma geçmişte okuduğum bir kitap geldi;
Meltem Vural - Şu Dağın Ardı İran
Yanlış hatırlamıyorsam sizin gibi iki akademisyenin (öğrenci de olabilir,net hatırlamıyorum) gerçek hikayesini anlatıyor.
Türk kız,İran'lı bir gençle Türkiye'de tanışır ve evlenmeden önce İran'da yaşama planları olmamasına rağmen,evlendikten sonra
İran'a gitmeye ikna edilir... ve sonra mücadele başlar... vs..
Konuyu okudugumda Arakorya arkadasim gibi yorum yazmayi dusunuyordum onunla ayni fikirdeyim
Lutfen ask mesk guzel seyler ama bir sure sonra bitiyor yerini sevgi aliyor
tabiki kimse 5-10 sene sonrasini göremez bilemez, ama bu isin icine biraz da mantik giriyor
neden size bunu söyluyorum ?? cunku basimdan gectigi icin deneyimli oldugum icin
ben evlenirken isin icine zerre kadar mantik koymadim hatta Turkiyeden arap biriyle evliyim. cok farkliyiz bunu anca seneler gectikce ögrenebiliriz.
ileride skintilar yasiyabilirsiniz sizi sevmeyenler yuvanizi bozmak isteyenler karsiniza cikabilir
inanin bana koca turkiyede tek o kisiyle mutlu olacaginizi sanip bir yola girmeyin iyice dusunmedikce
keske bir kac sene daha birbirinizi taniyip oyle evlilik hayalleri kursaniz cunku kimsenin benim yaptigim hatayi yapmasini istemem
Evet bu konuyu da konuştuk onunla. Yazın yıllık izinimi kullandığımda Irak'a gideceğiz birlikte. O kesinlikle sizin bakış açınıza sahip ve benim onunla yaşayabileceğimden emin olmadan kesinlikle bir adım atmayacaktır. Ayrıca ikinci ısrar konusu da benim ailemi ve arkadaşlarımı görmek mesela. Giyim kuşam konusunda Irak İran gibi değil. İran'da başörtüsüz gezmek yasak, ancak Irak'ta özgürlük var. Ama şöyle ki eğer mini etek giyip çıkarsanız dışarıya insanların size bakışı tamamen değişirmiş. Yine de kimse karşınıza gelip bu konuyla ilgili size hesap sormaz ancak hayatınızı buna göre düzenlemeniz gerekiyormuş. Bir de şöyle birşey var ki ben önceden kapalıydım. Bazı nedenler istemeye istemeye de olsa hicabı terk etmeme sebep oldu ve şu an biri bana dese ki başörtüsüyle yaşayacaksın inanın sevinçten takla atarım.
Kültür meselesi söyledikleriniz arasında en çok kafama takılan oldu ki Irak'tan döner dönmez ona sunacağım ilk konu bu olacak.
Kitabı da merak ettim. Sanırım okuyacağım.
eklemek istiyorum hakkiniz da hayirlisi olsun insaallah
Kültür en önemli konu inanın bana;
ırktan bile..
Çünkü armut dibine düşer,siz erkek arkadaşınızın her ne kadar tam size göre olduğunu düşünseniz de
ailesini,yetişme şeklini tam bilmeden tam size göre olup olmadığını bilemezsiniz...
Ve kültür farkınız illaki vardır,olmaması mümkün değil..
Önemli olan bunlar neler,ne kadarını tolere edebilir,ne kadarını benimseyebilirim...
Aynı şekilde siz de ona farklısınız...
O Türkiye'de tanıştı sizinle,sizin ülkenizde... ve siz burada ona farklı değilsiniz,çünkü diğer Türk kadınlarına benziyorsunuz..
Ama ya kendi ülkesinde Türk gibi bir kadın istemezse,kendi ülkesinde Iraklılaştırdığı bir kadın isterse..
Ya buradaki akademisyen kimliğiniz,orada sadece kayınvalisedi,kayınpederi,eltileri ve çocuklarıyla yaşaması gereken bir kadınsa...
Amacım sizi ürkütmek değil,ama insan yürürken adımlarına bakmalı düşmemek için..
Yine giyim kuşama gelirsek;
biri size kapan ya da açıl demesin..bunu ''yapacaksın'' demesin..
Biri size birşeyi dayatır ve mecbur bırakırsa onu yapmaktan mutlu olunur mu?
özgür irade...
Her kelimesine katiliyorum, ayni dili konustugum esimle bile o kadar farkliyiz ki ve bunu insan anca zaman gectikce ögrenebiliyor malesef cicim aylarinda hersey gulluk gulistanlik
Kültür en önemli konu inanın bana;
ırktan bile..
Çünkü armut dibine düşer,siz erkek arkadaşınızın her ne kadar tam size göre olduğunu düşünseniz de
ailesini,yetişme şeklini tam bilmeden tam size göre olup olmadığını bilemezsiniz...
Ve kültür farkınız illaki vardır,olmaması mümkün değil..
Önemli olan bunlar neler,ne kadarını tolere edebilir,ne kadarını benimseyebilirim...
Aynı şekilde siz de ona farklısınız...
O Türkiye'de tanıştı sizinle,sizin ülkenizde... ve siz burada ona farklı değilsiniz,çünkü diğer Türk kadınlarına benziyorsunuz..
Ama ya kendi ülkesinde Türk gibi bir kadın istemezse,kendi ülkesinde Iraklılaştırdığı bir kadın isterse..
Ya buradaki akademisyen kimliğiniz,orada sadece kayınvalisedi,kayınpederi,eltileri ve çocuklarıyla yaşaması gereken bir kadınsa...
Amacım sizi ürkütmek değil,ama insan yürürken adımlarına bakmalı düşmemek için..
Yine giyim kuşama gelirsek;
biri size kapan ya da açıl demesin..bunu ''yapacaksın'' demesin..
Biri size birşeyi dayatır ve mecbur bırakırsa onu yapmaktan mutlu olunur mu?
özgür irade...
Öncelikle söylemeden geçemeyeceğim, eğer sizinle gerçek hayatta tanışıyor olsaydım emin olun başınızı çok ağrıtırdım. Mükemmel bir bakış açınız var.
Irak'a gitme fikri aslında benim istediğim birşey değildi ancak bu her ikimiz içinde (görünen o ki) en iyisi olacak. Ben bu fikri ortaya attığında sadece benim için söyledi sanmıştım ama sizin söylediklerinizi de düşününce sanırım o da bir Türk Kadını Irak'ta nasıl durur sorusunun cevabını arıyor.
Sonrasında tekrar beni haklı çıkardınız bakış açılarınızın paralelliği konusunda ki bu konuyu da konuştuk. Ben onun bakış açısını anlamak amacıyla bir gün evlilikten sonra kadının çalışması konusunu açtım. Benim birşey dememe fırsat vermeden kendisi açıklamayı yaptı zaten. Eğer ben çalışmam dersen amenna ben çalışır seni yaşatırım ama bana kalırsa, okumuş bir yerlere gelmiş insansın. Belli bir emeğin var ve sonuna kadar gitmeyi hakediyorsun. Bilmiyorum nasibin ben miyim bilmem ama kim olursa olsun kimsenin seni işinden mesleğinden kendi özgürlüğünden alıkoymasına izin verme dedi. Ayrıca şunu da ekledi ki eşinin çalışmasını tercih edeceğini ama aynı zamanda evinin kadını olması gerekitiğini, ikisinin de bir arada götürülebileceğini herkese göstermesini istediğini söyledi. Zira kendisi de akademisyen bir babanın çocuğu ilmin emeğin kıymetini biliyor ve bu konuda köstek değil destek olacak bir bakış açısı var. Ayrıca kız kardeşlerinin tamamı okumuş kültürlü insanlar hatta bir tanesi Dubai'de mimar bir diğeri Londra'da gazeteci.
Giyim kuşam kısmında da şu var, ben daha önce kapalı olduğumu O'na çok sonraları söyledim. İlk hicap konusu konuşulduğunda eşine bu konudaki tavrının nasıl olacağını sordum. Verdiği cevap şuydu, tabi ki eşimin kapalı olmasını tercih ederim ancak bu onun özgür iradesi kapanacak olan ve o örtüyü taşıyacak olan kendisidir. İsteğimi dile getiririm ama karar ona ait. Bunu dese bile içten içe bu konuyla iligi rahatsızlığının farkındayım. Ama dediğim gibi zaten Türkiye'de yaşasam bile inşallah bir kaç sene içinde tekrar kapanacağım ki bu konudan haberdar, baskı değıl destek olacaktır diye düşünüyorum.
**Ekleme: Ayrıca önceden kapalı olduğumu öğrendiğinde yaptığımız konuşmalar ve onun mutluluğu aslında sizi haklı çıkarıyor. Benim yerimde başı açık biri olsaydı bu konuda bariz bir problem yaşardı diye düşünmeden edemedim.
Farkli olmakla kastim suydu
daha dun tv de konusulan bir konuyu actik, eger kiz cocugum olursa ve bi erkekle kacmayi dusunurse gözunun yasina bakmam hakki ölum olur dedi
Dusuncelerimiz ve bakis acilarimiz cok farkli ki onu tanidigimda böyle degildi
Kültür en önemli konu inanın bana;
ırktan bile..
Çünkü armut dibine düşer,siz erkek arkadaşınızın her ne kadar tam size göre olduğunu düşünseniz de
ailesini,yetişme şeklini tam bilmeden tam size göre olup olmadığını bilemezsiniz...
Ve kültür farkınız illaki vardır,olmaması mümkün değil..
Önemli olan bunlar neler,ne kadarını tolere edebilir,ne kadarını benimseyebilirim...
Aynı şekilde siz de ona farklısınız...
O Türkiye'de tanıştı sizinle,sizin ülkenizde... ve siz burada ona farklı değilsiniz,çünkü diğer Türk kadınlarına benziyorsunuz..
Ama ya kendi ülkesinde Türk gibi bir kadın istemezse,kendi ülkesinde Iraklılaştırdığı bir kadın isterse..
Ya buradaki akademisyen kimliğiniz,orada sadece kayınvalisedi,kayınpederi,eltileri ve çocuklarıyla yaşaması gereken bir kadınsa...
Amacım sizi ürkütmek değil,ama insan yürürken adımlarına bakmalı düşmemek için..
Yine giyim kuşama gelirsek;
biri size kapan ya da açıl demesin..bunu ''yapacaksın'' demesin..
Biri size birşeyi dayatır ve mecbur bırakırsa onu yapmaktan mutlu olunur mu?
özgür irade...
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?