• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

psikolojik rahatsizligi olan insanlari nasil anlarim

Ben de yardımcı olm

Tüm bu yazdıklarınız aslında sorunuza bir cevap ama...
Bence bir insanla evlenmek için o insanı en az 3 yıl gözlemlemelisiniz.
Size karşı herhangi bir şeyi gizlememesi için ani ve ona haber vermeden tamamen sürpriz edasında evine işyerine ziyarete gitmelisiniz.
Aile çok önemli ailesini sürekli gözlemlemek araştırmak çevreye sormak gerekli.
Face instagram sayfalarına bakmalı nasıl paylaşımlar yapmış. Hangi sitelere üye. Birden telefonunu alıp kurcalamak lazım bakalım görmenizi istemediği bişey mi var? Vs vs. Bize karşı artniyetli bir saklama gizleme ihtimaline karşı yapılacak pek bişey aklıma gelmedi bunlar dışında. Ha dürüst bir insansa zaten söyler ve gerekirse birlikte göğüslenir tüm hastalıklar. Ama saklarsa da pekala saklar. Çokta güzel gizler. O yüzden 3 yıl eş adayını markaj altına almak lazım.

Yalnız bu yaptıklarının hepsini evlendikten sonra yaptılar. Evlenmeden önce her istediğime evet diyen, anlayışlı sabırlı samimi harika bir adam vardı, daha doğrusu harika bir oyuncu...
 
Evlenmeden önce araştırmıştık çok iyi herkesin yardımına koşar demişlerdi. Hatta biz boşandıktan sonra bile yaptıklarına inanmayanlar oldu. İnsanlar söylemedi tek bir kelime bile.

Ben zamanla gözlemleyerek anladım. Kayınvalidem akrabalarıyla hep küs, bir dargın bir barışık kimsesi yok. Komşularına çevresine karşı hep gardını almış, asla belli etmemeye çalışıyordu. Adeta mükemmel insanı oynuyordu, takıntılıydı bu konuda, beni ve eski eşimi de hep zorlardı. Her düğüne gider, herkese çok güleryüzlü davranır yapmacık ve abartılı tavırlarda bulunurdu, ama benim halam da tıpkı böyle bir insan, kendi 60 yıllık kuzeni bile çok samimi olmadan asla anlamadığını, bizim anlattıklarımıza da kendi yaşamadan inanmadığını söyledi, yani anlamak çok zor kendilerini dışarıya çok iyi olarak yansıtabiliyorlar. Halam da çok merhametli, hayvansever, kibar bir insan asla anlayamazsınız ama birden öyle bir değişiyor ki hani derler ya içine şeytan kaçmış...Size çok iyi davranıyor, maddi manevi sonuna kadar destek veriyor, sonra istediklerini yapmayınca düşmanınız kesiliyor...Eski kv de aynısıydı.
Kesinlikle aynısı. Benim en büyük ironim eşten şüphelenip kaynanaya inanmak oldu. Nişanlıyken problemli olduğunu anlamıştım eşimin kaynanaya arayıp dert yanıyodum şöyle yapıyo böyle yapıyo psikolojik sorunları varsa Allah aşkına söyleyin benim başımı yakmayın diye. O da çok yanlış bi kanıya varmışım gibi şiddetle karşı çıkıp benim sorunlarım olabileceğini savunuyo, oğlu çok mükemmelmiş bisürü isteyeni varmış ideal eşmiş biz çok mutlu olacakmışız her istediğim yerine gelecekmiş falan. Asla tutmayacakları sözler verip son anda bi arıza çıkarıp olmamasını sağlıyolardı, birlikte planlar oyunlar çakallıklar bisürü şey. Birinden kaçıp ötekine tutulmuşum şaka gibi. Nişandan ayrılmayı düşünürken kafamı karaştırıp apar topar nikah yaptılar takı bile takmadılar doğru düzgün hepsini sineye çektim mutlu olalım dedim ama yalan ne mutluluğu palavradan saçmasapan bi hayat. Allah uzak etsin böylelerinden şimdi başka kimin başını yaksak diye aranmaya başlamışlardır.. Takıntılı, şüpheci, suçlayıcı, büyüklenmeci, mükemmeliz die bas bas bağıranlardan, bir kaç adım uzak durmakta fayda var. Zira burda gördüğüm kadarıyla toplumda bunlardan çok var.
 
Kesinlikle aynısı. Benim en büyük ironim eşten şüphelenip kaynanaya inanmak oldu. Nişanlıyken problemli olduğunu anlamıştım eşimin kaynanaya arayıp dert yanıyodum şöyle yapıyo böyle yapıyo psikolojik sorunları varsa Allah aşkına söyleyin benim başımı yakmayın diye. O da çok yanlış bi kanıya varmışım gibi şiddetle karşı çıkıp benim sorunlarım olabileceğini savunuyo, oğlu çok mükemmelmiş bisürü isteyeni varmış ideal eşmiş biz çok mutlu olacakmışız her istediğim yerine gelecekmiş falan. Asla tutmayacakları sözler verip son anda bi arıza çıkarıp olmamasını sağlıyolardı, birlikte planlar oyunlar çakallıklar bisürü şey. Birinden kaçıp ötekine tutulmuşum şaka gibi. Nişandan ayrılmayı düşünürken kafamı karaştırıp apar topar nikah yaptılar takı bile takmadılar doğru düzgün hepsini sineye çektim mutlu olalım dedim ama yalan ne mutluluğu palavradan saçmasapan bi hayat. Allah uzak etsin böylelerinden şimdi başka kimin başını yaksak diye aranmaya başlamışlardır.. Takıntılı, şüpheci, suçlayıcı, büyüklenmeci, mükemmeliz die bas bas bağıranlardan, bir kaç adım uzak durmakta fayda var. Zira burda gördüğüm kadarıyla toplumda bunlardan çok var.

Of of sizi öyle anlıyorum ki....Aslında soru işareti olduğu an bitirmek en doğrusu sanırım...
 
Aynen dediğiniz çok zeki, ikna kabiliyeti kuvvetli, manipülatif insanlardı, inanmak için 6 senemi harcadım, hatta öyle duruma geldim ki beni kendi aileme düşman ettiler, ailemle aramı bozdum bir ara...Kardeşim beni hayata döndürdü, abla bak onların istediği de seni yalnız bırakıp kendilerine bağlamak, onlara bu istediğini verme, sen çok iyi niyetlisin kolay inanıyorsun ben bile uzaktan anladım lütfen yapma deyince kendime geldim...

Aynen karakter ve iyiniyet...Bir arkadaş yazmış okb hastası o kadar iyi niyetli ki....

Yorumunuz için teşekkür ederim, gerçekçi ve mantıklı bir bakış açısı oldu benim için, zaten bende bunun için açmıştım konuyu.

Rica ederim, işte adama bakmak lazım da saklamak isteyen çok güzel saklar, ona da yeteneği var yani. :)
Hele niyeti ciddi bozuksa, ona göre de seçer, sizi tanır çözer "Ha oynatırım ben bunu, müsait" der, siz uyanana kadar zaten yolun yarısı geride kalmıştır.
Öyle bir reçetesi yok yani "Şu şöyleyse kesin böyledir" diye, Allah iyilerle karşılaştırsın diyelim.

Dürüstlüğü, içtenliği, mütevaziliği vb. normal bir insanda neleri gözlemliyorsanız, ona göre gözlemlersiniz.
Hiçbir rahatsızlığı olmayanın, ileride olmayacağı garantisi yok, her rahatsızlığı olanın kötü olacağı gibi bir durum yok ya da rahatsızlığı olmayanlar süperlerdir en insanlardır durumu da yok. Karaktere bakıyor işte ve böyle şeylerin de ilişki evliliğe doğru giderken açık açık konuşulması gerekiyor. Hastalık durumları zahmetlidir tabi ister istemez.
 
kızlar merhaba kaç gündür aklıma takılıyor malum eski eşimin ve annesi psikolojik sorunları vardi ve ben seneler sonra anlayabilmiştim şimdi tanistigim insanlarda -bunu genel olarak soruyorum yani arkadaş vs için de- psikolojik sorunları olduğunu nasil anlayabilirim nelere dikkat etmek gerekir
Psikolojik sorununa göre değişir canım. Bariz belirti vermiyorsa maalesef anlayamayabilirsin.
Bak ben psikolojik danışmanım; ama eski nişanlımın problemlerini çok sonra anladım. Pasif agresifti kendisi. Onun adına kafamı kurcalayan bir şeyler vardı hep ;ama elimde somut bir sebep yoktu. Zaman zaman beni ustaca manipüle ettiğini bile sonraları fark ettim.
 
psikolojik rahatsızlığı olan insanların %80 i : sosyallikten kaçar ve göz teması kuramazlar.
ve anne psikolojik rahatsızlık yaşıyorsa ilk doğan çocuğa her zaman etki yapar. (genetik popülasyon)
 
Aslında bahsettiğim ; bipolar, şizofreni, narsizm gibi hastalıklar. Kimseyi kınama, eleştirme, yargılama bir durumda değilim asla, yanlış anlaşılmasın. Ama benden bunları sır gibi saklayan bir aile ile 6 senemi geçirdiğim için çok temkinliyim, çünkü gerçekten çok zor anlaşılıyor.
Sevgilim bipolar. O bana bunu söylemiş olmasa anlayamazdım. Atak geçirdiği dönemi biliyorum, iki dakika aynı yerde oturmadan bir o yana bir bu yana savrulduğumuz oldu. Tuhaf günler yaşadık birlikte. Ama şimdi duruldu, ben nasılsam o da o. Hastalığını bilmesem o dönem uzun süren bir enerji patlaması yaşadığını söylemekten öteye geçemezdim.

Böyle ya başıma gelirse diye korkarak yaşanmaz ki, yoğurdu üflemek istiyorsunuz anlıyorum ama bütün insanlara potansiyel psikopat olarak bakarak ömür geçmez. Sakinleşin biraz.
 
Psikolojik sorununa göre değişir canım. Bariz belirti vermiyorsa maalesef anlayamayabilirsin.
Bak ben psikolojik danışmanım; ama eski nişanlımın problemlerini çok sonra anladım. Pasif agresifti kendisi. Onun adına kafamı kurcalayan bir şeyler vardı hep ;ama elimde somut bir sebep yoktu. Zaman zaman beni ustaca manipüle ettiğini bile sonraları fark ettim.

Sanırım kafayı kurcalayan bir şeyler varsa, iç sıkıntısı varsa, acaba mı diyorsak altından mutlaka bir şey çıkıyor...

Bir de ben duygusal bir insanım bazen bariz gördüklerimi iyiye yoruyorum üstünü kapatıyorum, en çok kendimden korkuyorum aslında...
 
Sevgilim bipolar. O bana bunu söylemiş olmasa anlayamazdım. Atak geçirdiği dönemi biliyorum, iki dakika aynı yerde oturmadan bir o yana bir bu yana savrulduğumuz oldu. Tuhaf günler yaşadık birlikte. Ama şimdi duruldu, ben nasılsam o da o. Hastalığını bilmesem o dönem uzun süren bir enerji patlaması yaşadığını söylemekten öteye geçemezdim.

Böyle ya başıma gelirse diye korkarak yaşanmaz ki, yoğurdu üflemek istiyorsunuz anlıyorum ama bütün insanlara potansiyel psikopat olarak bakarak ömür geçmez. Sakinleşin biraz.

Sizi ve konunuzu hatırlıyorum, aynı evde yaşamak, ailesiyle yanyana oturmak çok zor, kimse yaşasın istemem. Her dakika yine ne olacak korkusu içinde yaşıyordum ben. Kendi ailemle bile görüşmeyi bıraktım bir süre, o kadar zor durumdaydım ki.

Korkmak değil sadece yoğurdu üfleyerek yiyorum evet.
 
Sizi ve konunuzu hatırlıyorum, aynı evde yaşamak, ailesiyle yanyana oturmak çok zor, kimse yaşasın istemem. Her dakika yine ne olacak korkusu içinde yaşıyordum ben. Kendi ailemle bile görüşmeyi bıraktım bir süre, o kadar zor durumdaydım ki.

Korkmak değil sadece yoğurdu üfleyerek yiyorum evet.
Geçmiş olsun. Umarım hayatınızın kalanında benzer şeyler yaşamazsınız.
 
Sanırım kafayı kurcalayan bir şeyler varsa, iç sıkıntısı varsa, acaba mı diyorsak altından mutlaka bir şey çıkıyor...

Bir de ben duygusal bir insanım bazen bariz gördüklerimi iyiye yoruyorum üstünü kapatıyorum, en çok kendimden korkuyorum aslında...
Bence hissiyat önemli. Aynen ben de gördüklerimi hep iyiye yormuşum, o yüzden gözden kaçırmışım. Benim onu tanıdığım süreç boyunca içimi kemiren bir şeyler vardı hep.
Nişanlım kısa bir evlilik yapmış önceden. Ayrılık nedeni olarak eski eşinin psikolojik problemleri olduğunu söylediler. Ama ben şuna emin oldum ki problemli olan oymuş. Kızın psikolojisini de o bozmuştur gerçi. O potansiyele sahip biri. Çünkü zaman zaman özgüvenimi zedelemeye çalışıyordu. Sonra öyle bir manevra yapıyordu ki kasti yapmadığını düşünüyordum. Kafamı allak bullak ediyordu yani. Psikolojik şiddete maruz bırakıyordu beni. Kolay kolay tepki vermezdi, bu bana hiç normal gelmiyordu. Sonra olmadık bir anda büyük tepkiler veriyordu. Ben şok oluyordum. Ciddi bir iletişim problemi vardı. Her daim haklı çıkmaya çalışıyordu. Acayip iyi bir manipüle yeteneği vardı. Aşağılık kompleksi vardı; ama insanlara tepeden bakar bir şeyi kolay kolay beğenmezdi. Zaten zamanla beni de beğenmemeye başladı. Ben artık kendimi problemli biri gibi görmeye başlamıştım, Galiba bende bir sorun var diyordum. Söz verir, sonra üstüne düşmezdi. Ben verdiği sözü hatırlayınca anlayışsız olurdum, yine zeytinyağı gibi üste çıkar bir de beni suçlardı. Arkadaş çevresi yok denecek kadar azdı. İnsanlarla yüzeysel ilişki kurardı, az konuşurdu. Sosyal hayatta çekingen ve sessizdi, hakkını savunmazdı. Ama benimle ilişkisinde kaplan gibi. İki farklı karakter gibi. Aslında dış ortada kendini baskıladıpı için ilişkide bunun acısını çıkarıyordu. Ya ben bunlara annemi bile inandıramadım. Çünkü adam kendini çok gizliyordu. Daha bir sürü şey vardı.
Pasif Agresif Kişilik Bozukluğunu okurken bir gün, tesadüfi olarak fark ettim. Bütüncül bakınca fark ettim yani olanları.
 
Son düzenleme:
Bence hissiyat önemli. Aynen ben de gördüklerimi hep iyiye yormuşum, o yüzden gözden kaçırmışım. Benim onu tanıdığım süreç boyunca içimi kemiren bir şeyler vardı hep.
Nişanlım kısa bir evlilik yapmış önceden. Ayrılık nedeni olarak eski eşinin psikolojik problemleri olduğunu söylediler. Ama ben şuna emin oldum ki problemli olan oymuş. Kızın psikolojisini de o bozmuştur gerçi. O potansiyele sahip biri. Çünkü zaman zaman özgüvenimi zedelemeye çalışıyordu. Sonra öyle bir manevra yapıyordu ki kasti yapmadığını düşünüyordum. Kafamı allak bullak ediyordu yani. Psikolojik şiddete maruz bırakıyordu beni. Kolay kolay tepki vermezdi, bu bana hiç normal gelmiyordu. Sonra olmadık bir anda büyük tepkiler veriyordu. Ben şok oluyordum. Ciddi bir iletişim problemi vardı. Her daim haklı çıkmaya çalışıyordu. Acayip iyi bir manipüle yeteneği vardı. Aşağılık kompleksi vardı; ama insanlara tepeden bakar bir şeyi kolay kolay beğenmezdi. Zaten zamanla beni de beğenmemeye başladı. Ben artık kendimi problemli biri gibi görmeye başlamıştım, Galiba bende bir sorun var diyordum. Söz verir, sonra üstüne düşmezdi. Ben verdiği sözü hatırlayınca anlayışsız olurdum, yine zeytinyağı gibi üste çıkar bir de beni suçlardı. Arkadaş çevresi yok denecek kadar azdı. İnsanlarla yüzeysel ilişki kurardı, az konuşurdu. Sosyal hayatta çekingen ve sessizdi, hakkını savunmazdı. Ama benimle ilişkisinde kaplan gibi. İki farklı karakter gibi. Aslında dış ortada kendini baskıladıpı için ilişkide bunun acısını çıkarıyordu. Ya ben bunlara annemi bile inandıramadım. Çünkü adam kendini çok gizliyordu. Daha bir sürü şey vardı.
Pasif Agresif Kişilik Bozukluğunu okurken bir gün, tesadüfi olarak fark ettim. Bütüncül bakınca fark ettim yani olanları.

Bunların hepsini yaşadım ben. Size çok çabuk belli etmiş, ben evlendikten sonra hatta epey sonra anladım. Çünkü farkettim ki ne istese yapmışım, ne zaman ben ben olmaya başlamışım gerçek yüzü ortaya çıkmış...
 
Kesinlikle aynısı. Benim en büyük ironim eşten şüphelenip kaynanaya inanmak oldu. Nişanlıyken problemli olduğunu anlamıştım eşimin kaynanaya arayıp dert yanıyodum şöyle yapıyo böyle yapıyo psikolojik sorunları varsa Allah aşkına söyleyin benim başımı yakmayın diye. O da çok yanlış bi kanıya varmışım gibi şiddetle karşı çıkıp benim sorunlarım olabileceğini savunuyo, oğlu çok mükemmelmiş bisürü isteyeni varmış ideal eşmiş biz çok mutlu olacakmışız her istediğim yerine gelecekmiş falan. Asla tutmayacakları sözler verip son anda bi arıza çıkarıp olmamasını sağlıyolardı, birlikte planlar oyunlar çakallıklar bisürü şey. Birinden kaçıp ötekine tutulmuşum şaka gibi. Nişandan ayrılmayı düşünürken kafamı karaştırıp apar topar nikah yaptılar takı bile takmadılar doğru düzgün hepsini sineye çektim mutlu olalım dedim ama yalan ne mutluluğu palavradan saçmasapan bi hayat. Allah uzak etsin böylelerinden şimdi başka kimin başını yaksak diye aranmaya başlamışlardır.. Takıntılı, şüpheci, suçlayıcı, büyüklenmeci, mükemmeliz die bas bas bağıranlardan, bir kaç adım uzak durmakta fayda var. Zira burda gördüğüm kadarıyla toplumda bunlardan çok var.
Galiba benim verilmiş sadakam varmış. Ben de kaç kez ayrılmak istedim. Ne yapıp ettiler tekrar birleştik. Ya ben normal şartlarda bir şeye karar verirsem dönüşü olmaz. Yani ayrılacağı. Dediysem ayrılırım. Blöf gibi kullanmam bunu. Ama öyle bir hale geldim ki ben bile kendimi tanıyamadım.Kararımdan döndüm yani.
Anlattıklarına o kadara benzerdi ki eski nişanlımın ailesi. Arabalarıyla ilişkileri iyi değil, kendilerini üstün ve seçkin bir aile olarak görüyorlardı. Hep karşı tarafta suç arayan insanlardı. Zaten ayrılırken de suçlu ben oldum. K.valide beni suçladı, oğlunu tanımadığımı söyledi, bir çok iyi bir Aileyiz dedi. Oğlu beni kırdığında küstüğüm için ben suçluymuşum. Yahu beni inciten adamın gidip alnından mı öpeyim. Kendilerine sesi çıkmayacak bir köle arıyorlarmış.
 
Belli olur aslında normalin dışı her hareket düşünülmeli
Aşırı temiz/kirli
Çok konuşan ama anlaşılamayan
Çok az konuşan
Takıntıları olan
Tikleri olan
Kendi kendine konuşan
Yalan söyleyen
Aşırı cimri/cömert
İnsanlar üzerinde düşünülmesi gerekir
Gerçi geriye ne kaldı oda tartışılırya neyse :KK53:
 
Bunların hepsini yaşadım ben. Size çok çabuk belli etmiş, ben evlendikten sonra hatta epey sonra anladım. Çünkü farkettim ki ne istese yapmışım, ne zaman ben ben olmaya başlamışım gerçek yüzü ortaya çıkmış...

Valla canım geçmiş olsun. Benim de Allah yüzüme bakmış da evlenmemişim. Ben o psikolojide ondan ayrılamazdım. O benden ayrıldı. Ki bu kararı vermesi bile bir mucize. Son anda artık tahammül sınırlarımı aşınca tırnaklarımı çıkardım, rest çektim. Kendi itaat edecek bir köle arıyordu belli ki. O da buna gelemedi, düğüne 10 gün kala ayrılmayı tercih etti. Gerçi öyle tutarsız ki ayrıldıktan 15 gün sonra pişman oldu, geldi yalvardı. Ben o yolu tamamiyle kapattım. Çok şükür diyorum son anda da olsa yüzünü göstermiş. Yoksa ben evlenip ayrılırdım.
 
Bir de ben duygusal bir insanım bazen bariz gördüklerimi iyiye yoruyorum üstünü kapatıyorum, en çok kendimden korkuyorum aslında...
Seni duygusallaştırıp gördüğün gerçekleri iyiye yormanı sağlayan şey senin özgür iraden değil de karşındaki insanların manipulatif acıtasyon içerikli suçlayıcı ikna edici konuşmaları olabilir mi ? Bunlar bi nevi beyin yanması, akıl tutulması, duygusal zehirlenme yaşatıyolar insana. Beni de ailemden uzaklaştırmaya, hata yapmaya zorladılar, olmayacak şeyleri bahane edip küsmeye başladılar vs. Eş kişisinin bi yazışmada tartıştığı ve suçlu duruma düştüğü kişiye aklımla alay etme yazdığını gördüm, resmen insanların aklıyla alay ettiklerini anladım o an. Kendi akıllarını da diğerlerinden üstün gördükleri için yenilgiyi hiç bi şekilde kabul etmiyolar, sonunda kötü de suçlu da sorunlu da sen oluyosun. Herşey bittiğinde çatıştığın haklı çıkmaya çalıştığın insanların aslında hasta olduğunu anlayınca kendine üzülüyosun nasıl da olmayacak bişey için çabalayıp durmuşum diye. Bu da kötü bi tecrübe işte. Bundan sonra haklı olduğum hiçbi konuda insanların beni suçlu hissettrmesine izin vermemem gerektğini anladım, kendi aklıma, aileme, değerlerime, özbenliğime ve hayallerime daha saygılı ve öncelikli davranmam gerektiğini artık biliyorum. Keşke olmasaydı güzel insanlarla saf bi şekilde devam etseydim hayatıma diyorum ama oldu bi şekilde Allah güzel insanlarla karşılaştırsın hepimizi..
 
Benim eski konularımı bilseydiniz asla kimseyi yaftalamadığımı, aksine böyle bir adamla 6 sene evli kaldığımı ve nasıl ayrıldığımı, onun ve annesinin psikolojik şiddetine maruz kaldığımı bilirdiniz. Kimsenin kimseyi yaftalamak gibi hakkı olmadığı gibi, kimsenin kimseyi de kandırmaya hakkı yok. Ben kandırıldım, psikolojik şiddet gördüm senelerce ve tekrar aynı şeyleri yaşamamak adına açtım bu konuyu.
Ben sizi degil buradaki yaftalaan insanları kastettim , konuyu okursanız zaten görürsünüz onları.
Tepkim onlaraydı size degil .
Eşiniz ve annesinin hastalıklarını saklama nedeni hastalıkliklari degil karaktersiz oluşları.
Ülkece karaktersiz her insana bu hastalık damgası yapıştırılıyor.
Tepki bunaydi
 
Seni duygusallaştırıp gördüğün gerçekleri iyiye yormanı sağlayan şey senin özgür iraden değil de karşındaki insanların manipulatif acıtasyon içerikli suçlayıcı ikna edici konuşmaları olabilir mi ? Bunlar bi nevi beyin yanması, akıl tutulması, duygusal zehirlenme yaşatıyolar insana. Beni de ailemden uzaklaştırmaya, hata yapmaya zorladılar, olmayacak şeyleri bahane edip küsmeye başladılar vs. Eş kişisinin bi yazışmada tartıştığı ve suçlu duruma düştüğü kişiye aklımla alay etme yazdığını gördüm, resmen insanların aklıyla alay ettiklerini anladım o an. Kendi akıllarını da diğerlerinden üstün gördükleri için yenilgiyi hiç bi şekilde kabul etmiyolar, sonunda kötü de suçlu da sorunlu da sen oluyosun. Herşey bittiğinde çatıştığın haklı çıkmaya çalıştığın insanların aslında hasta olduğunu anlayınca kendine üzülüyosun nasıl da olmayacak bişey için çabalayıp durmuşum diye. Bu da kötü bi tecrübe işte. Bundan sonra haklı olduğum hiçbi konuda insanların beni suçlu hissettrmesine izin vermemem gerektğini anladım, kendi aklıma, aileme, değerlerime, özbenliğime ve hayallerime daha saygılı ve öncelikli davranmam gerektiğini artık biliyorum. Keşke olmasaydı güzel insanlarla saf bi şekilde devam etseydim hayatıma diyorum ama oldu bi şekilde Allah güzel insanlarla karşılaştırsın hepimizi..
Zaten diyorum ya muazzam bir manipülasyon yetenekleri var.Çok iyi algı yönetimi yapıyorlar. Mesela bir eşya alacağız diyelim, kararı güya bana bırakıyor. Ama bir şekilde fikir belirtip onu almamı sağlamaya çalışıyor. Sonra bir bakıyoruz onun dediği olmuş. Haydaa.
Ben ona kaç kez "Sen beş gerizekalı mı sanıyorsun, aptal yerine koymayı bırak" dedim. Aslında zaman zaman anlıyormuşum da sonra yine manipülasyonuna maruz kalıyormuşum. Bana hep derdi ki: "Sen her şeyin en kötü ihtimalini düşünüyorsun, çok kötücülsün"
Kaç kez, tartıştığımızda ben onu telefonunu açmayınca, annemi aramış durumu kendine göre anlatmış, onu ikna etmiş. Annem beni hatalı bulurdu haliyle." Sende de hata var kızım, çocuğa şunu şunu yapmışsın " diye. Ki ben ilişkime başka insanları karıştırmayı sevmem, ailem olsa bile. Kimseye bir şey anlatmam. Ama o kendine göre anlatıp, insanları yanına çekiyordu. Off çok fena zamanlardı, neyse ki geçti gitti. Allah hayırlı insanlarla karşılaştırsın.
 
Kendilerine sesi çıkmayacak bir köle arıyorlarmış.
Aynen banada hep senin kölen olurum diyodu ama ne hikmetse hiçbi dediğimi yapmayıp hep kendi isteklerini bana yaptırıyodu meğerse beni köle psikolojisine sokup o benim için köle oluyo bende onu incitmeyim gibi ters psikoloji ile beni kölesi yapmakmış niyeti her dediğini itinayla yaptırdı tanışmadan önceki kat’i şartım olan şeyleri bile düğün öncesi itinayla vazgeçirdi gıkımı çıkaramadım.
O da buna gelemedi, düğüne 10 gün kala ayrılmayı tercih etti.
Benimki de düğünden 10 gün önce ayrılıyorum bitti diye atarlandı söylendi sonra kolumdan çekip bırakmam seni dedi keşke o an basıp gitseydim mal gibi dondum kaldım resmen akıl tutulması bide içinde sevgi varsa o an radikal bi karar verip silip atamıyosun şaka gibi. Senin kurtulman çok iyi olmuş ben de nikahtan 1,5 ay sonra basıp gidebildim :/
 
Green, evliliğinde yaşadığın sıkıntıları biliyorum, işin uzmanı değilim, annem ve teyzem yıllardır psikiyatrik ilaçlar kullanıyor, ikisinin de farklı teshisleri var ama bu ilişkilerine olumsuz bir yansıma oluşturmadı. Var olan zararları kendilerine evet yanındakilere bir miktar sabır düşüyor.

Eski eşin için birşey diyemem ama kayınvaliden kötü bir insandı buradaki konulara bakarak söylüyorum bunu. Hastalığıyla direk alakalı bi durum değil bence.

Narsist kişilerle yapılan evlilikler de ciddi sıkıntılar oluyor diye biliyorum ama psikoljik rahatsızlıklar o kadar genişki bunu anlamak olur.
 
Back
X