Roxxett'den Seçmeler

25, 40, 55 ve 75 yaşlarında dört erkeğin bindiği tekne gecenin ilerleyen saatlerinde batınca, yüzerek ıssız bir adaya çıkarlar. Yorgunluğun da etkisiyle, biraz sonra uyurlar. Sabah erkenden uyanan 25 yaşındaki erkek, hemen karşıda başka bir ıssız ada olduğunu fark eder. Biraz daha dikkat edince, adada, çok güzel dört kızın olduğunu fark eder ve arkadaşlarını uyandırır;

25 yaşındaki erkek der ki:

- Hemen karşıya yüzelim...

40 yaşındaki erkek:

- Bir saat dinlenelim, sonra yüzeriz.

55 yaşındaki erkek:

- Boşverin yüzmeyi, kızları çağıralım onlar yüzerek gelsinler...

75 yaşındaki dayanamaz:

- Yahu bırakın yüzmeyi, çağırmayı... Kızları gördünüz ya! Daha ne istiyorsunuz?
 
Mahkeme salonuna, bir davada tanıklık etmesi için getirilen yaşlı teyzeyi, ifadesini vermek üzere tanık kürsüsüne oturttular. Davalının avukatı yaşlı kadına yaklaştı ve “Bayan, beni tanıyor musunuz?” diye sordu. Yaşlı kadın, bu soruyu uzunca yanıtladı:

“Ah evet, avukat bey, sizi çocukluğunuzdan beri tanıyorum. Siz, taa o zamanlar bile aileniz için tam bir baş belasıydınız. Sürekli yalan söylüyordunuz, eşinizi komşunuzla aldatıyordunuz, ‘En yakınım’ dediğiniz insanların arkasından konuşuyordunuz, birazcık daha kazanmak için herşeyi yapardınız...”

Davalının avukatı başta olmak üzere tüm salon şoka uğramıştı. Adam ne yapacağını bilemez bir durumda yaşlı kadına benzer bir soru yöneltti: “Peki bayan, karşı tarafın avukatını tanıyor musunuz?” Kadın yine uzun uzun yanıtladı:

“Elbette onu da tanıyorum” dedi. “Çocukluğunda ona dadılık yapmıştım. Tembel, ödlek ve alkolik adamın tekidir. Çevresinde tek bir dostu yoktur ve herkes, hâlâ geceleri altını ıslattığını söylüyor.”

Mahkeme salonundaki herkes yine şoka uğramıştı. Salonu bir uğultu kaplamıştı. Yargıç, tahta çekiciyle kürsüye iki kez vurup herkesi susturdu ve her iki tarafın avukatını kürsüye çağırdı. İkisine de eğilmelerini söyleyerek kulaklarına şöyle fısıldadı:

“Eğer bu kadına, beni tanıyıp tanımadığını sorarsanız ikinizi de mahvederim.”•




-----------------------------------
 
Şakacı pilot alana her inişinde kuledeki görevlilere “Bilin bakalım kim geliyor?” diye soruyor, onlarla şakalaşıyordu.

Bir gece inişe geçtiğinde, kuledeki arkadaşlarına yine “Bilin bakalım kim geliyor?” diye şaka yapınca, bu kez arkadaşları da ona bir şaka yaptılar:

“Asıl sen bil bakalım” dediler. “İniş pisti nerede?..”•
 
Adamın biri bir bara girdi ve sesinin var gücüyle garsona seslendi:

“Garson, herkese benden bir içki ver, bir içki de kendine de al” dedi. Barda herkes ve garson, bedava içkilerini içtikten sonra adama teşekkür ettiler. Fakat adam, önüne hesap pusulası gelince parası olmadığını söyledi.

Garson, adamın önce şaka yaptığını sandı. Fakat onun gerçekten parası olmadığını anlayınca, bu açıkgöz müşteriyi herkesin gözleri önünde evire çevire dövdü ve tekmeleyerek bardan dışarı attı.

Aynı adam, aynı bara ertesi akşam yine geldi ve yine yüksek sesle garsona seslendi:

“Garson, herkese benden bir içki ver, bir içki de kendine al, iç.”

Herkes ve garson içkilerini içtikten sonra adam, yine parası olmadığını söyledi, garsondan yine dayak yedi ve yine tekmelenerek kapı dışarı atıldı.

Aynı adam, aynı bara ertesi akşam da geldi ve bu kez kendini güvenliğe alarak siparişi verdi:

“Garson, herkese benden bir içki ver ama... Kendin uzak dur, elini bile sürme kadehe” dedi. Sonra da bu güvenlik önleminin gerekçesini açıkladı:

“Çünkü iki yudum içki içince sapıtıp, kavga çıkarıyorsun...”•
 
Doktor telefonda yakaladigi hastasina:

- Tahliller belli oldu, demis, sana bir kotu, bir daha kotu haberim var.

- Nedir kotu haber?

- Maalesef 1 gunluk omrunuz kaldi.

- Peki daha kotu haber nedir?

- Size 24 saattir ulasmaya calisiyorum, anca buldum...
 
Bir gün otururken pamuk prenses demiş ki: - Benim çadırımda sihirli ayna var girip sorayım hala en güzel ben mıyım?
Çadıra girip çıkan pamuk prenses demiş ki:
- Aynaya sordum hala en güzel benmişim.
Bunun üzerine herkul :
- Bir de ben sorayım hala en kuvvetli ben miyim ?
Ve çadıra girer. Çadırdan çıkınca derki
- Hala en kuvvetli benmişim.

Sıra notre dame'ın kamburuna gelmiştir. Oda
En çirkin hala ben mıyım sorayım diye çadıra girer.

Çadırdan on karış suratla çıkan nortedome'ın kamburu sınırlı bir
şekilde derki;
- Kim lan bu Reha Muhtar?
 
Bir hippi, Michael Jordan, Bill Gates ve Dalai Lama aynı uçakta yolculuk ediyorlarmış.

Oldukça yüksek bir irtifada uçarlarken, uçağın motorları birdenbire bozulmuş ve uçak hızla düşmeye başlamış. Pilot büyük bir telaşla yolcuların yanına gelmiş. "Beyler" demiş "biraz sonra yere çakılacağız ve sadece dört tane paraşütümüz var, biri bende!" deyip paraşütü ile uçaktan atlamış.

Michael Jordan hemen ayaga fırlayarak "Beyler" demiş
"Biliyorsunuz ben dünyanın en büyük sporcusuyum ve dünyanın benim gibi insanlara ihtiyacı var" ve bir paraşüt kapıp uçaktan atlamış.

Derken, Bill Gates de hemen ayaga fırlamış "Beyler" demiş
"Biliyorsunuz ben de dünyanın en zeki adamıyım ve dünyanın benim gibi zeki insanlara ihtiyacı var" ve o da paraşütlerden birini kapıp
atlamış.

Dalai Lama ve hippi birbirlerine bakmışlar. Dalai Lama "Evlat, ben
oldukça verimli ve bereketli bir hayat yaşadım, gerçek aydınlığı
buldum. Oysa senin önünde uzun ve güzel bir hayat var. Paraşütü al ve atla, kendini kurtar"

Hippi gülmüş:
"Endişelenme dede, kendini dünyanın en zeki adamı sanan, az önce benim sırt çantamla atladı!"
 
Doktorlar delilerin akıllanıp akıllanmadıklarını kontrol etmek için bir test yapmışlar. Deliler'e:
-Buradan geçen küçük arabanın önüne atlayana çikolata verilecektir denmiş. Delilerin hepsi arabanın önüne atlamış, lakin biri atlamamış.

Doktorlar akıllıyı bulduk diye sevinmişler. Delinin yanına gidip neden atlamadığını sordukların da ise deli:
-Ben kamyon bekliyorum büyük çikolata alacağım demiş...
 
Süleyman Nazif ve Abdülhak Şinasi birlikte yemek yerken, Şinasi garsonu çağırır ve su ister. Şinasi’nin kirden ve mikroptan eldivenle el sıkacak derecede korktuğunu bilen Süleyman Nazif garsona seslenmeden edemez:
-Oğlum, beyefendinin suyunu yıka da öyle getir.
 
Yahya Kemal bir yokuşu çıkıncaya kadar nefes nefese kalır. Yokuşun sonundaki lokantadan bir garson seslenir:
-Buyrun beyim ne alırsınız?
Yahya Kemal tebessümle:
-Evlat,müsaade edersen bir nefes alacağım.
 
Ama yazık Reha'ya yaaa. Ayrıcana nortedome söyleyin Harika Avcı, Nilüfer, Gülşen gibi hatunlar onu beğeniyo:laugh:
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…