Hiç bir karşılaşma tesadüf değildir....
Hiçbir karşılaşma tesadüf değildir. Hiçbir hissediş, düşünüş, bakış, algılayış, seziş de öyle. Hatta bunların tersi de tesadüf değil. Alışveriş yaptığımız market,yemek yediğimiz lokanta, su içtiğimiz
çeşme, yürüdüğümüz kaldırım ve orada yanlarından birer yabancı olarak geçip gittiğimiz insanlar... Tesadüf gibi görünen karşılaşmalar, yolu sorduğumuz herhangi biri, hafifçe çarptığımız insan...
Bize gülümseyen küçük bir çocuk önümüzden aniden uçuveren kuş...Gün boyu yaşadığımız en basit olay bile herhangi bir zihinsel, fiziksel, ruhsal yada duygusal bir olayın tetikleyicisi olur.
Küçük ya da büyük...Bazen hiç hesapta olmayan durumların içine çekiliveririz. Hayal bile etmediğimiz olayları yaşarken buluruz kendimizi. Bir martı çığlığı, bir satıcı bağırışı, alır götürür bizi yıllarca ya da yollarca uzaklara...Hem öğretmen hem de öğrenciyizdir her ilişkinin içinde. Doğduğumuz aile, gittiğimiz okullar, sıra arkadaşımız, sevgilimiz , eşimiz, çocuğumuz vs. Her ilişki, farklı bir yönümüzün aynasıdır. Ve bizler de onlar için birer aynayız. Farkındalığımız yükseldikçe, durumları ve ilişkileri yaşarken, kendimizi ve yaşanılanları gözlemlemeye başlarız. Ve eğer yaşadıklarımıza yüksek idrakle bakabilmeyi başarırsak, o ilişki ya da durumu ne için yaşadığımızı kavrarız. Düğmelerimize en fazla basan insanlar, en iyi öğretmenlerimizdir. O ilişkide kurban olmadığımızı anlar, ilişkinin bize neyi öğretmeye çalıştığını kavrarsak, dersimizi alır ve yolumuza devam ederiz. Eğer bunu yapamazsak, o ilişkide ya da durum içinde tutsak olur, ya daha ağır durumlar yaşar ya da daha travmatik durumları ( o dersi alıncaya, eksik yönümüzü tamamlayıncaya, kendimizi düzeltinceye kadar) tekrar takrar yaşamaya devam ederiz.
Bazen bazı insanların hayatına yalnızca katalizör olarak gireriz. Onların hayatlarında değiştirmesi gereken durumun düğmesine basar ve sessizce çekiliriz. Ve yüksek farkındalık içinde kalırsak, yaşanılan durumdan etkilenmeden, arkamıza bakmadan yolumuza devam ederiz.
Özet olarak, en büyük düşmanımız en iyi dostumuzdur aslında. Çünkü bizde en büyük değişime neden olur genellikle. Ve her karşılaşma kutsaldır. Karşımızdaki insanın tanrısallığını kabul edip o şekilde yaklaşırsak, nefreti, öfkeyi, suçluluk duygusunu, o insana karşı sorumlu olduğumuz ve o ilişkiye mahkum olduğumuz duygusunu ve kini söküp atarız varlığımızdan.
Yaşadığımız her durum, tanıştığımız her insan öğretmenimizdir. Ne kadar kısa sürede öğrenirsek öğrenmemiz gerekenleri, karmamızı çözüp, iç huzuruna, mutluluğa, ideal ilişkimize ve ruhsal eşimize kavuşuruz.
DIŞARIDA MUCİZE ARAMA, MUCİZE SENSİN Alıntı ile Cevapla Kötü İçerik Bildir .
--------------------------------------------------------------------------------
08-03-2011 12:19 Konu Sahibi : Mısra #41144 fatosozel
Profil bilgileri Forumdaki Cevaplarım Özel Mesaj Add as Contact
bebeğim seni bekliyorum
Giriş tarihi:Apr 2010
Mesajlar:4,916
seldayavuzguray kullanıcısından alıntı
normalde 26 günde olurum bua y 28.gündeyim 2 gün geçmiş oluyor onca tedaviden sıonra bıraktım vazgeçtim dediğim an böyle oldu bakalım herşeyin hayırlısı rabbim tüm isteyenlere versin bakalım beklemedeyim
inşallaaaaaaaaaaaaaaaah beklentilerin umduğun gibidir. Dualarım seninle
kumsal kullanıcısından alıntı
günaydınn kızlarrr naıslsınız
Dünya kadınlar günümüz kutlu olsun kızlarrrrr
kumsalcım nasılsın görüşemiyoruz
cimcimes53 kullanıcısından alıntı
hadfi hayırlı haberler inş. :))))))))))))))
saol canım seninde kutlu olsun ....
cimcimecim nasılsın şekercim Alıntı ile Cevapla Kötü İçerik Bildir .
--------------------------------------------------------------------------------
08-03-2011 12:27 Konu Sahibi : Mısra #41145 serpil02507
Profil bilgileri Forumdaki Cevaplarım Özel Mesaj
Orkide
Giriş tarihi:May 2009
Mesajlar:13,828
seldayavuzguray kullanıcısından alıntı
günaydın kızlar size güzel bir haber vereyim dedim cuma günü adet oldum demiştim ya bir iki kahve rengi leke şeklinde geldi daha bir şey yok ve bugün ayın 8 i eğer onu adet saymazsak bugün itibariyle günüm geçmiş oluyor ama bu sefer test yapmayacapğım yarın doktora giderim
zaten serpil demişti ya şubat ayı dengesiz diye herhalde ondan oldu son 3 adetimi baz alırsak 1 aralık 27 aralık 24 ocak 8 şubat tam yumurtlamaya denk geliyordu ama ben normal adet oldum bakalım sonuç ne olacak
selda inşallhhhhhhhhhhhhhh güzel bir haber alırız ayy şok oldum blki beklemdiğn anda meleğin konmuştur göbüşüne inşallhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh hhhhhhhhhh Alıntı ile Cevapla Kötü İçerik Bildir .
--------------------------------------------------------------------------------
08-03-2011 12:28 Konu Sahibi : Mısra #41146 serpil02507
Profil bilgileri Forumdaki Cevaplarım Özel Mesaj
Orkide
Giriş tarihi:May 2009
Mesajlar:13,828
kumsal canımmmmmmmmmm ne haber bayağıdır yoksun tatlım nasılsın kumsal bir hevesle ateş ölçtüm ana dalgalndımda duruldum hesabı giiti ölçümüm bugünde adet olucam zannetimm adet ateşim 36,4 baklım galiba erkenden olucakk cnmm Alıntı ile Cevapla Kötü İçerik Bildir .
--------------------------------------------------------------------------------
08-03-2011 12:29 Konu Sahibi : Mısra #41147 serpil02507
Profil bilgileri Forumdaki Cevaplarım Özel Mesaj
Orkide
Giriş tarihi:May 2009
Mesajlar:13,828
fatosozel kullanıcısından alıntı
Hiçbir karşılaşma tesadüf değildir. Hiçbir hissediş, düşünüş, bakış, algılayış, seziş de öyle. Hatta bunların tersi de tesadüf değil. Alışveriş yaptığımız market,yemek yediğimiz lokanta, su içtiğimiz
çeşme, yürüdüğümüz kaldırım ve orada yanlarından birer yabancı olarak geçip gittiğimiz insanlar... Tesadüf gibi görünen karşılaşmalar, yolu sorduğumuz herhangi biri, hafifçe çarptığımız insan...
Bize gülümseyen küçük bir çocuk önümüzden aniden uçuveren kuş...Gün boyu yaşadığımız en basit olay bile herhangi bir zihinsel, fiziksel, ruhsal yada duygusal bir olayın tetikleyicisi olur.
Küçük ya da büyük...Bazen hiç hesapta olmayan durumların içine çekiliveririz. Hayal bile etmediğimiz olayları yaşarken buluruz kendimizi. Bir martı çığlığı, bir satıcı bağırışı, alır götürür bizi yıllarca ya da yollarca uzaklara...Hem öğretmen hem de öğrenciyizdir her ilişkinin içinde. Doğduğumuz aile, gittiğimiz okullar, sıra arkadaşımız, sevgilimiz , eşimiz, çocuğumuz vs. Her ilişki, farklı bir yönümüzün aynasıdır. Ve bizler de onlar için birer aynayız. Farkındalığımız yükseldikçe, durumları ve ilişkileri yaşarken, kendimizi ve yaşanılanları gözlemlemeye başlarız. Ve eğer yaşadıklarımıza yüksek idrakle bakabilmeyi başarırsak, o ilişki ya da durumu ne için yaşadığımızı kavrarız. Düğmelerimize en fazla basan insanlar, en iyi öğretmenlerimizdir. O ilişkide kurban olmadığımızı anlar, ilişkinin bize neyi öğretmeye çalıştığını kavrarsak, dersimizi alır ve yolumuza devam ederiz. Eğer bunu yapamazsak, o ilişkide ya da durum içinde tutsak olur, ya daha ağır durumlar yaşar ya da daha travmatik durumları ( o dersi alıncaya, eksik yönümüzü tamamlayıncaya, kendimizi düzeltinceye kadar) tekrar takrar yaşamaya devam ederiz.
Bazen bazı insanların hayatına yalnızca katalizör olarak gireriz. Onların hayatlarında değiştirmesi gereken durumun düğmesine basar ve sessizce çekiliriz. Ve yüksek farkındalık içinde kalırsak, yaşanılan durumdan etkilenmeden, arkamıza bakmadan yolumuza devam ederiz.
Özet olarak, en büyük düşmanımız en iyi dostumuzdur aslında. Çünkü bizde en büyük değişime neden olur genellikle. Ve her karşılaşma kutsaldır. Karşımızdaki insanın tanrısallığını kabul edip o şekilde yaklaşırsak, nefreti, öfkeyi, suçluluk duygusunu, o insana karşı sorumlu olduğumuz ve o ilişkiye mahkum olduğumuz duygusunu ve kini söküp atarız varlığımızdan.
Yaşadığımız her durum, tanıştığımız her insan öğretmenimizdir. Ne kadar kısa sürede öğrenirsek öğrenmemiz gerekenleri, karmamızı çözüp, iç huzuruna, mutluluğa, ideal ilişkimize ve ruhsal eşimize kavuşuruz.
DIŞARIDA MUCİZE ARAMA, MUCİZE SENSİN
çok güzel bir paylaşım sağol cnm bu tarz yazılar ihtiyacımız var özellkle benim Alıntı ile Cevapla Kötü İçerik Bildir .
--------------------------------------------------------------------------------
08-03-2011 12:36 Konu Sahibi : Mısra #41148 nimren
Profil bilgileri Forumdaki Cevaplarım Özel Mesaj Add as Contact
Nergis
Giriş tarihi:Jul 2010
Mesajlar:264
fatosozel kullanıcısından alıntı
Hiçbir karşılaşma tesadüf değildir. Hiçbir hissediş, düşünüş, bakış, algılayış, seziş de öyle. Hatta bunların tersi de tesadüf değil. Alışveriş yaptığımız market,yemek yediğimiz lokanta, su içtiğimiz
çeşme, yürüdüğümüz kaldırım ve orada yanlarından birer yabancı olarak geçip gittiğimiz insanlar... Tesadüf gibi görünen karşılaşmalar, yolu sorduğumuz herhangi biri, hafifçe çarptığımız insan...
Bize gülümseyen küçük bir çocuk önümüzden aniden uçuveren kuş...Gün boyu yaşadığımız en basit olay bile herhangi bir zihinsel, fiziksel, ruhsal yada duygusal bir olayın tetikleyicisi olur.
Küçük ya da büyük...Bazen hiç hesapta olmayan durumların içine çekiliveririz. Hayal bile etmediğimiz olayları yaşarken buluruz kendimizi. Bir martı çığlığı, bir satıcı bağırışı, alır götürür bizi yıllarca ya da yollarca uzaklara...Hem öğretmen hem de öğrenciyizdir her ilişkinin içinde. Doğduğumuz aile, gittiğimiz okullar, sıra arkadaşımız, sevgilimiz , eşimiz, çocuğumuz vs. Her ilişki, farklı bir yönümüzün aynasıdır. Ve bizler de onlar için birer aynayız. Farkındalığımız yükseldikçe, durumları ve ilişkileri yaşarken, kendimizi ve yaşanılanları gözlemlemeye başlarız. Ve eğer yaşadıklarımıza yüksek idrakle bakabilmeyi başarırsak, o ilişki ya da durumu ne için yaşadığımızı kavrarız. Düğmelerimize en fazla basan insanlar, en iyi öğretmenlerimizdir. O ilişkide kurban olmadığımızı anlar, ilişkinin bize neyi öğretmeye çalıştığını kavrarsak, dersimizi alır ve yolumuza devam ederiz. Eğer bunu yapamazsak, o ilişkide ya da durum içinde tutsak olur, ya daha ağır durumlar yaşar ya da daha travmatik durumları ( o dersi alıncaya, eksik yönümüzü tamamlayıncaya, kendimizi düzeltinceye kadar) tekrar takrar yaşamaya devam ederiz.
Bazen bazı insanların hayatına yalnızca katalizör olarak gireriz. Onların hayatlarında değiştirmesi gereken durumun düğmesine basar ve sessizce çekiliriz. Ve yüksek farkındalık içinde kalırsak, yaşanılan durumdan etkilenmeden, arkamıza bakmadan yolumuza devam ederiz.
Özet olarak, en büyük düşmanımız en iyi dostumuzdur aslında. Çünkü bizde en büyük değişime neden olur genellikle. Ve her karşılaşma kutsaldır. Karşımızdaki insanın tanrısallığını kabul edip o şekilde yaklaşırsak, nefreti, öfkeyi, suçluluk duygusunu, o insana karşı sorumlu olduğumuz ve o ilişkiye mahkum olduğumuz duygusunu ve kini söküp atarız varlığımızdan.
Yaşadığımız her durum, tanıştığımız her insan öğretmenimizdir. Ne kadar kısa sürede öğrenirsek öğrenmemiz gerekenleri, karmamızı çözüp, iç huzuruna, mutluluğa, ideal ilişkimize ve ruhsal eşimize kavuşuruz.
DIŞARIDA MUCİZE ARAMA, MUCİZE SENSİN