bu belanımı istiyorsun türü birşey olmuş ama :))
3 aylar beni duygusallaştırdı, ben inancımın geri gelmesini istiyorum. Biz ne yapacağız diyorsunuz. Ne yapacağımı biliyorum ama bunu başka insanlardan da duymak , olur böyle şeyler sen duaya devam et düzelirsin denilenleri okumak insanın içini rahatlatıyor.
Ben ilk okuduğumda Allah muhafaza bebeğini kaybettin zannettim.
Ki öyle bile olsa Allaha sitem etme hakkına sahip değiliz ki hiçbirimiz.
Ayrıca, yaradan bize her istediğimizi anında vermek zorunda mı, anında yı bırak vermek zorunda mı, Onu ne zorlayabilir, mecbur edebilir; dilediğine dilediğini verir.
Hayatta başımıza gelen dertlere karşı direnmek için aklımıza hep buranın bir sınav olduğu düşüncesni getirmeliyiz ki ,dertlerimize sabredelim..
İnsan sahip olamadıkları için isyan ediyor ama kendi sahip olduklarına da başka biri sahip değil onu bilmiyor..
ALLAH kimisine başka şeyleri nasip etmişken size de bu durumu nasip etmiş ..
Sizin bebeğiniz olmadığı zamanlar isyan ettiniz neden yok diye ama belki de o anda bebeğiniz olsa başınıza başka belarl gelecekti bunun farkında değilsiniz.
Mesela bebeğine yıllarca uğraşla kavuşmuş olup sonrasında eşiyle sorun yaşayıp ayrılan insanlar var ..
Şimdi bir yandan bebeğine sahip öte yandan eşinden ayrılmış..
Yani zamanında çok istediği ve elde ettiği şey belki de eşinden ayrılınca anlamsız geldi ve belki de keşke çocuk olmsaydı da eşimden ayrılmasaydım dedi ..
Bunları bilemeyiz.
ALLAHın yanlış işi olmaz.
Gerçekten yaşanan herşeyde bir hayır var ,bizim için hayırlı olan gerçekten bu ki bunu yaşıyoruz.
Biz her zaman ALLAHtan hakkımızda hayırlı olanı dilemeliyiz.
Benim de çocuğum yok bi süredir uğraşıyorum.
Ama dua ederken hep ALLAHım ne olur bana bir evlat ver diye dua etmiyorum.
Çünkü sadece bunu dilemekten korkuyorum.
Ben hep ALLAHIM hakkımda hayırlısı neyse onu ver diyorum ..
Çünkü en önemlisi illaki istediğimiz şeyin olması değil ,hakkımızda hayırlısı olanın olmasıdır.
Bizim hayırlı sandığımız belki hayırsız ,hayırsız sandığımız da belki hayırlıdır.
İşte bunu sadece ALLAH bileceğinden biz ona tamamen teslim olmalıyız..
ALLAH zaten kullarının her birine farklı dertler vererek onların teslimiyetini ölçüyor.
Sınavı başarıyla geçen ALLAHın rızasını ve sevgisini kzanıyor.
Sınavı geçemeyen ise hem ALLAH rızasından yoksun kalıyor hem de kendini bu dünyada da mutsuz ediyor.
Her attığımız adım bile bir sınav bunu asla unutmamak gerek ve kendimize sürekli bunu hatırlatmalıyız ,ki dertlerimiz hakkında neden benim başıma geldi demeyelim..
Aslında ALLAH karşımıza çıkardığı dertler neticesinde sabreden kullarına çok büyük mükafaatlar vermeyi istediği için,kulunun sevabını artırmak için bu dertleri başımıza bela ediyor..
Biz de bundan nasiplenmek yoluna gitmeliyiz isyan yoluna değil ..
Bir akrabam var çok yoğun bir hayattı var ve bu hayat içerisinde de herkese yardım eden bir insan.
Çok şaşıyorum onun bu yoğunluğuna karşı bu kadar yardımsever ,hızır gibi oluşuna.
Ve kendisi bir üniv.de prof.
Ona demiştimki nasıl yetişiyorsun bunca şeye ..
Çok zor bir durumdayken dersine 15dakika kala babam rahatsızdı bizi hastaneye yetiştirdi.
ALLAH RAZI OLSUN senden demiştim .
Bana döndü aynen şöyle dedi ,asıl ALLAH sizden RAZI OLSUN,bana vesile oldunuz ki böylece sevaba nail olma şansı verdiniz.
Yani adam birilerine yardım etmekten o kadar yoğunluktan hiç ama hiç gocunmuyor koşturuyor herkesin yardımına ve bunu yük olarak değil ,ALLAHın gözünde bir sevaba erişirim düşüncesiyle memnuniyetle yapıyor.
Gerçekten çok yüce bir insan .
Ve ben ondan bu olaydan sonra çok örnek aldım ve ben de artık amellerimde böyle düşünüp davranamaya başladım.
Yani belkide bize yük gelen şeye sevaba nail olmamızı sağlayacak..
İşte asıl kazananlar böyle düşünüp hayatını devam ettirenler diye düşünüyorum.
ALLAH hepimizi bu mertebelere eriştirsin inş.
canım içindeki sıkıntının sebebi sanki inancını kaybetmek değil de hiç bir zaman inançlı olmadığının farkına varmak gibi geldi.
inanç sanırım senin için biraz şekliymiş ve en ufak şeyde isyanlara kıyaslamalara başlamışsın, demek ki ortada zaten sağlam bir inanç yokmuş , eğer olsaydı emin ol bebek bekleme dönemini bu kadar korkunç yaşamazdın
şimdi diyeceksin ki en ufak şey mi? ama evet ufak, dermansız hastaların, açların, işkence görenlerin ve daha nicelerinin olduğu bir dünyada bebek konusunu bu kadar abartmak, bebek sahibi olamayanlara bu kadar acımak, o forumlara bakamıyorum demek bence çooook abartılı. Elbette bunu yaşamak zor ama daha nicee dertler var dünyada. İnsanlar dermansız dertlerle boğuşurken buna isyan haklı değil kusura bakma
sen inancındaki zayıflık nedeniyle büyük bir travma yaşamışsın, bu işi allaha bırakmayı ve rahat olmayı becerememişsin. Bence kırgınlık değil hissettiğin şey. Bunca zaman kendini kandırmışsın ve bir imtihanla bu durum patlak vermiş ve artık geriye dönemiyorsun doğal olarak
Ne diyeyim, içimi okumuşsun arkadaşım. Bunları düşünmüyor değilim. Acaba maneviyatım mı zayıf dedim kendi kendi. Eşimde hep ah bir tevekkül edebilsen der. Yazını tekrar tekrar okuyacağıma emin olabilirsin.
Ama tek biryeri düzelterek bebek sahibi olmayanlara acımak değil haşa, sadece taaa kalbimin en derinlerinden kendi acım gibi üzülmek. Onların üzüntülerini içimde hissetmek.
Bir de sana komsum olan bir ablanin basina geleni anlatayim.
Ben Almanya da yasiyorum, bahsedecegim abla benden cok büyük.
Bu ablamizin esi Almanya da calisirken Türkiye ye izine gidiyor, ablamizla tanisiyor, görücülük, kiz isteme, nisan, nikah falan filan oluyor, nisanlisi ve ailesi almanya ya dönüyor ve ablamizi istek yapiyorlar, turist olarak 3 ayligina.
Ablamiz Almanya ya geliyor, dügünü yapiyorlar ama 3 ay sonra ablamiz tekrar türkiye ye dönecek, sonra esi aile birlesimi olarak istek yapacak ve tekrar gelecek Almanya ya, o günlerde aynen onun gibi bir gelin daha gelmis ayni apartmanda oturuyorlarmis o zaman, o gelinide taniyorum ben. Bu iki gelin arkadas olmuslar ikiside 3 ay dolunca türkiye ye geri dönüp aile birlesimi ile takrar gelecekler.
Ablamiz hamile kaliyor bu 3 ay icinde, kayinvalidesi duyuyor hamile oldugunu ve diyorki " aman kizim senin 1 ayin kaldi Türkiye ye döneceksin, orada aile birlesimi vizen cikana kadar bu cocuk dogar ve Alman konsoloslugu vizeni vermez. Bu cocugu düsürmen lazim" diyor ve gelini yüzüstü yatiriyorlar, bir kocasi bir kayinvalidesi gelinin beline cikip cigniyorlar. Gelin bebegini düsürüyor.
Sonra bu iki gelinin 3 ayi doluyor ve Türkiye ye dönüyorlar. Diger gelin Türkiye ye döndügünde hamile oldugunu ögreniyor ama cocuguna dokundurtmuyor " elbet benide cocugumuda alacaklar mecburlar " diyor
Aile birlesimi vizesini alip ikiside Almanya ya geliyorlar. Bu ablamiz bir bakiyor ki diger gelinin kucaginda bebegi kirki bile cikmamis. Gelin anlatiyor " dokundurtmadim bebegime, birseyde demediler konsoloslukta verdiler vizemi" diye.
Ablamiz günlerce agliyor tabi bunu ögrenince ama veren rabbinim verdigini o zaman istemiyorlar, o günden sonraa onlar istiyor ama Rabbim vermiyor. Gitmedikleri doktor kalmadi hicbir sorun yok, tüp bebek yaptilar asla tutmuyor.
Diger gelinin 3 tane cocugu oldu ama ablamiz artik menapoza bile girdi ama cocugu yok ve hala o sahip cikmadigi icin düsürtülen cocugu icin aglar.
Demem o ki Rabbimin verdiklerinin, verdigi zamanin, vermediklerinin, arattiklarinin hepsinde bir hayir vardir, kalp gözünü acip bu hayirlari görebilmeli ve bizim bilemedigimiz göremedigimiz serlerden rabbime siginip, hayirlari dilemeliyiz.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?