- 19 Ağustos 2018
- 2.778
- 6.916
- 158
- 29
- Konu Sahibi Mervesevecen
-
- #61
Bana bir şey tavsiye edecek kadar donanımlı olduğunuzu sanmıyorum.Engin hayat tecrübelerinizi meraklısına anlatırsınız.42 yaşındayım. Gerçek hayatı biliyorum. Uzun uzun anlatırım ama anlamaya niyetiniz yok gibi. Ben o dönemde öğrenci idim. Saygı falan yoktu korku vardı. Neyse siz kendinize ben kendime. KK nın azizliğine uğradım yoksa sizi alıntılamazdım. Şu kadar söyleyeyim yeterli. Geçeyim yeter diyen öğrencim ben nasıl 80 alırım diye benden özür diledi. Önce beni sonra dersi sevdi ki ders hiç ona lazım değildi. Muhasebe dersi. Bu sadece bir örnek. Eski cezalar ve yöntemler saçma. Eski bence her zaman geliştirilmeli. İlerlemek güzel sey tavsiye ederim.
Bana bir şey tavsiye edecek kadar donanımlı olduğunuzu sanmıyorum.Engin hayat tecrübelerinizi meraklısına anlatırsınız.
Dayaktan bahsetmiş mi sizcedi mi? ne kolaydı o zamanlar. sıra dayagı falan da atarlardı hem ne güzel. o gün biraz gerginse öğretmen sınıftan çıkarırdı bir güzel.
çocuklardan saygı bekliyorsanız önce onları adam yerine koyup onlara saygı duymayı öğrenin.
Elbette uygulama eksiğim var bahsettiklerim çoğu teorik ama zaten ben tavsiye veriyorum. Sınıf yönetiminin olmamasını söylemem mi rahatsız etti. Bunu söylemek için uygulamaya ihtiyaç yok. Gayet ortada bir durum. Niyetim yardim etmek ken ne kadar çok fikriniz var demissiniz keske konu sahibi belirtseydi lutfen sadece tecrubeli ogretmenler yorum yapsın diye. Bu arada belirtmeliyim ki mesleki anlamda tecrübem iyi kötü var. Tavsiyelerim, fikirlerim, hosuna gitmez uygulamaz bu muhalefet olmayı gerektirmez.öğretmenliğe daha başlamamış biri için pek bir fazla fikriniz var.
başladıktan sonra yeniden bu başlığa uğramalısınız sanki.
bir şeyi öğrenci olarak kitaptan okumak başka, mesleğe geçip konuşmak başka.
Nasil ana babalik konusunda kimse kimseye ahkam kesemezse sinif ve egitim konusunda da kesmemeli bence. Ogrenciler aileleri yonetim ogretmen ekonomik durumlar vs o kadar cok faktor var ki. Yan yana iki sinif arasinda bile daglar kadar fark olabiliyor.
Ben universitedeyim. Biz de de cok oluyor dersi takmayan ve okul icin cok cool olan cocuklar sinifta makyaj yapan kizlar vs. Bunun caresi bizde gormezden gelip yok farzetmek. Yuzune allik surerken birden on dk once anlattigim seye yorum yapmak ben baska konudayken aklina gelen hanimkizimizi duymamis gibi yapiyorum. Ya da gurultu cok artmissa sinifta ya susup oturuyorum. Kulakligimi takip kitabimi acip oturdugum oldu bazen. Bazen cumlenin ortasinda sinifi birakip gittigim. Bir sonraki ders mum gibi oluyor hepsi.
Sirri kopek egitiminden geliyor:))) kopeklerimle de bagirma yarisina girersem beni hic tinlamazlar. Ama onlari gormezden gelirsem istedigim seyi yapmak icin etrafimda dort donuyorlar.
Telefonla oynayanlarin telefonunu aliyorum elinden. Bir hafta vermedigim oldu. Velisi bile geldi vermedim.( evet askere gidecek adamin velisi okula geliyor haaaalaaaaaaa)
Kendinizi yipratmak icin cok gencsiniz. Gereksiz yere sert de olmayin. Arkadaslar da tavsiye vermis. Eglenceli aktiviteler yapmaya calisin. Ama eglenceli olucam diye de paralamayin kendinizi. Grup calismalari cok ise yariyor. Birkac ornek veriyorum bunlari calisin birbirinize anlatin diyorum sonra ustunden birlikte geciyoruz ben de yorulmamis oluyorum.
Oncesinde tartisma sorulari oluyor konunun onlari posterlere yazip sinifin etrafina yapistiriyorum. Gezin sinifta ve altina yorum birakin diyorum. Fiziksel aktivite oluyor hem de.
Bir öğretmen ve anne olarak size katılıyorum.anne-baba olma konusu da, sınıf konusu da kimsenin tekelinde değil.
ahkam kesme başka bir şey ama bazı şeyleri konuşabiliyor, sorgulayabiliyor olmak gerekiyor.
anne-babaya bile çocuğu tamamen vermiyoruz öyle değil mi?
şiddet gören, istismar edilen, çalıştırılan çocuk olunca devlete bildirip sonuç almak istiyoruz, çocuğun faydasını düşünüyoruz.
neden canımı günde bilmem kaç saat emanet edeceğim yer/öğretmen/eğitim sistemi hakkında söz hakkım olmasın?
ben eğitim sisteminin ne öğreteceği, nasıl öğreteceği konusuna dahil olup haddimi aşma derdinde değilim. ama çocuğuma nasıl davranılacağı, sınıf ortamında nelere şahit olacağı çoçuğumun nasıl davranacağı kadar önemli benim için.
burada görüyoruz öğretmenler pekala anne-baba olan velileri terbiyesiz/saygısız/şımarık çocuk yetiştirmekle suçlayabiliyor.
öğretmenin/okulun dokunulmazlığı tam olarak nerede?
tehditle, korkuyla yürüyen işlerden hayır gelmiyor.
sınıfta disiplin sağlanıyor belki ama o çocuğun hayatında yansıması ne oluyor bilmiyoruz.
nasıl ebeveynlik güncelleniyorsa, öğretmenlikte öyle.
eskiden ‘seni çingenelerden aldık’ demeyi şaka zannederlerdi.
yada ‘göster pipini amcalara hahahahha’ 20 yıl önce eleştirilmezdi.
şimdi işler değişti. annem ile aynı anneliği yapmıyorum.
öğretmen için de durum aynı diye düşünüyorum.
Ahkamdan kastim su, bazi cocuklar yemek yemiyor bazisi surekli agliyor veya yaramazlik yapiyor. Bir cocukta ise yarayan yontem digerinde yaramiyor. Ama bizim cok bilmisligimiz yuzunden cogu anne depresyona giriyor ben kotu anneyim herhalde diye. Ne kadar uc orneklere gitmissiniz. Demek istedigim Restoranda bagira bagira aglayan cocugu annesi neden susturmuyor diye goz deviriyoruz ama o kadin ne halde kim bilebilir. Ogretmenlikte de boyle. Bazi siniflar var yani hayattan sogutuyor insani ve tum pedagojik egitimlere ters dusen. 15 yillik egitimcilik hayatimda ne siniflar gordum. Ve asla ben dogru yapiyorjm sen demek sunu yanlis yapiyorsun diyemem cunku benim de arada aglamak icin disari kactigim siniflarim oldu. Simdiki cesaretimi ve kendime guvenimi olusturmam yillar aldi. İnsanlar yapayacaksan niye ogretmen oldun vs diyorlar cok aciyorum. Yani evde annelerini delirten cocuklarin hepsi bir sinifa toplaniyor ve bununla basa cikamadigi icin birinin aldigi egitim ya da karakter yapisi sorgulaniyor. Ahkamdan kastim budur efendim. Yorum yapilir tabii hepimiz fikir verdik tavsiyede bulunduk. Ve su konuda konu sahibine katiliyorum benim en kalbi temiz ve iyi huylu ogrencilerim bile bundan on sene onceki ogrencilerimin yaninda terbiyesiz ve saygisiz kaliyor. Gencligin gittikce buyuklerine saygiyi yitirdigini İnkar edemeyiz. Saygi kazanilir evet ama bize eskiden ogretmene default saygi duyulur denirdi ve duyardik. Simdi ogretmenler bir de bunun icin ugrasmak zorunda.anne-baba olma konusu da, sınıf konusu da kimsenin tekelinde değil.
ahkam kesme başka bir şey ama bazı şeyleri konuşabiliyor, sorgulayabiliyor olmak gerekiyor.
anne-babaya bile çocuğu tamamen vermiyoruz öyle değil mi?
şiddet gören, istismar edilen, çalıştırılan çocuk olunca devlete bildirip sonuç almak istiyoruz, çocuğun faydasını düşünüyoruz.
neden canımı günde bilmem kaç saat emanet edeceğim yer/öğretmen/eğitim sistemi hakkında söz hakkım olmasın?
ben eğitim sisteminin ne öğreteceği, nasıl öğreteceği konusuna dahil olup haddimi aşma derdinde değilim. ama çocuğuma nasıl davranılacağı, sınıf ortamında nelere şahit olacağı çoçuğumun nasıl davranacağı kadar önemli benim için.
burada görüyoruz öğretmenler pekala anne-baba olan velileri terbiyesiz/saygısız/şımarık çocuk yetiştirmekle suçlayabiliyor.
öğretmenin/okulun dokunulmazlığı tam olarak nerede?
tehditle, korkuyla yürüyen işlerden hayır gelmiyor.
sınıfta disiplin sağlanıyor belki ama o çocuğun hayatında yansıması ne oluyor bilmiyoruz.
nasıl ebeveynlik güncelleniyorsa, öğretmenlikte öyle.
eskiden ‘seni çingenelerden aldık’ demeyi şaka zannederlerdi.
yada ‘göster pipini amcalara hahahahha’ 20 yıl önce eleştirilmezdi.
şimdi işler değişti. annem ile aynı anneliği yapmıyorum.
öğretmen için de durum aynı diye düşünüyorum.
Ben kolay demedim ki. Bunun için eğitim alan insandan krize girip ağlamamasını bekliyorum en azından. Keşke düzgün eğitim alsaydı öğretmen arkadaş ve sınıfa nasıl otorite kurarım diye bize sormasaydı. Üzücü geliyor bana bilmemesi. Ülkenin eğitim sistemine bak diyorum kendi kendime. Kötü bir tablo.
Bu durum öğrencilere de zor maalesef. Eğitim sistemimiz alakasız insanların 2 dudağı arasında. Yazık çocuklara da öğretmenlere de. Veliler de maddiyatla çözmeye çalışıyor çoğu zaman. Olmayınca fatura kesecek yer arıyorlar. Ne diyelim ki. Bu yıl tekrar üni. okuyacaktım. Vazgeçtim bu kaos ortamı yüzünden. İnsan emeğine acıyor.
Düzgün eğitim alsaydı derken bile öğretmeni suçluyorsunuz pesama öğretmenlere su yönden hak veriyorum ben. durup durup sistem değişiyo. yapabildikleri şeyler, yetkileri değişiyo. veliler cok fenalar. yonetici veliyle ugrasmamak için öğretmeni arada birakiyo. sahip cikmasi gereken durumda yüzüstü birakiyo.
İyi ki varsınız. Yoksa hayata insanlara inancımı yitireceğim. Burada çocuk olumsuz birşey yapınca aaa, ooo, terbiyesiz, ahlaksız, anne baba nasıl yetiştirmiş laflarını o kadar çok duyuyorum ki. Oysa evde sürekli doğru yanlış anlatılan çocukların dahi okulda yaptıkları inanılmaz hataları görüyorum.Genç meslektaşım,
Hepimiz bu yollardan geçtik.
Ben mesleki anlamda gelişmesi gereken yönlerinizi görüp burda sizden daha tecrübeli arkadaşlara danışmanızı çok olumlu buldum,bu sizin gelişme isteğinizi gösterir.
İsteği olan da er-geç öğrenip gelişir.
'Keşke bu işleri bilerek mezun olsaydınız' diye
eleştirenlere katılmıyorum.
'Sınıf Yönetimi' sadece teorik bilgi ile kazanıp uygulanacak,bir beceri değil.
Hepimiz bu yollardan geçtik,yeni mezun öğretmenlerin en zorlandıkları konu,
sınıf yönetimidir,dolayısıyla yalnız değilsiniz.
Benim branşım okul öncesi.
Bu nedenle büyük yaş gruplarında çok tecrübeli değilim.
O nedenle derste ne yapmanız gerektiğini bilemem.
Sizi vereceğim en önemli tavsiye dersine girdiğiniz sınıfların gelişim dönemlerini ve özelliklerini iyi öğrenin.
8.sınıf öğrencisi neyi,neden yapar?
Siz onlara nasıl yaklaşmalısınız?
Bu damarı yakalayabilirseniz işiniz önemli ölçüde kolaylaşır.
Doğan Cüceloğlu hocamızın yeni çıkan kitabını tavsiye ederim.
İsmi 'öğretmenim bir bakar mısın?'
Bu kitabı 20 yıl öncesinin öğretmenlerine methiyeler düzen arkadaşlara da tavsiye ederim.
45 yaşındayım,nispeten iyi okullarda,
iyi öğretmenlerle okudum,
bununla birlikte kötü örneklere de çok rastgeldim.
Eski öğretmenlerin büyük bir kısmının 'pedagoji' denilen kavramdan haberi bile olmadığını düşünüyorum.
haberleri olsaydı sudan sebeplerle,
küçücük ilkokul öğrencilerinin,beş parmağını birleştirip,dik bir cetvelle vurarak canlarını yakmazlardı.
Lisedeyken müzik öğretmenimizin o gelmeden müzik odasını açıp girdik diye,
sınıfın tüm erkeklerini sıra dayağından geçirip yanaklarını kızartmasını ve arkadaşlarımızın bizim yanımızdaki utançlarını bugün bile unutmuyorum.
Kızları dövmeyi gözü kesmediğinden olsa gerek bize hakaret etmekle yetinmişti.
Bu konularda onlarca örnek sayabilirim.
O yıllarda eğitime Doğan Cüceloğlu hocamızın tabiriyle 'korku kültürü' hakimdi.
Size Hintli oyuncu ve yönetmen Amir Khan'ın çocuklar ve eğitimle ilgili filmlerini izlemenizi tavsiye ederim.
'Hayat Hint filmlerine benzemiyor' diye bu güzel filmleri,filmlerin felsefesini ve etkisini küçümseyen arkadaşlara da bakış açılarını genişletmelerini tavsiye ediyorum.
Bu forumda bazı meslektaşlarımın çocuklar, eğitim,saygı ve disiplinle ilgili düşünce ve yorumlarını da hayretle okuyorum,
Bu yorumları okudukça eğitim sistemimizin neden bu halde olduğunu anlamak kolaylaşıyor aslında.
Keşke çocukları gerçekten sevmeyen ve onları sadece 'disipline edilmesi gereken varlıklar' olarak gören kişiler bu mesleği seçmese.
Son olarak meslektaşlarımızda @Mavidenya arkadaşımızın yaptığı yorumu ve tavsiye ettiği kitabı dikkate almanızı öneririm.
Size,başarılı,verimli ve gelişim odaklı bir meslek hayatı diliyorum sevgili Hocam.
Düzgün eğitim alsaydı derken bile öğretmeni suçluyorsunuz pes
İşte böyle veli gelince öğretmen ne yapsın
Orda sınıfın susmamasında tek bir etken öğretmen mi ?
Bin tane huyu var öğrencilerin birçok aile yapısı bazı velilere inanamazsınız çocuğa o kadar çok yüz veriyor ki çocuk kendinde ne haklar buluyor neler diyor
Ki öğretmen yeni başlamış göreve tecrübesiz illa ki olacak böyle şeyler
Bence öğretmeni suçlyacağımıza çocuklara düzgün terbiye vermeye bakalım
Ahkamdan kastim su, bazi cocuklar yemek yemiyor bazisi surekli agliyor veya yaramazlik yapiyor. Bir cocukta ise yarayan yontem digerinde yaramiyor. Ama bizim cok bilmisligimiz yuzunden cogu anne depresyona giriyor ben kotu anneyim herhalde diye. Ne kadar uc orneklere gitmissiniz. Demek istedigim Restoranda bagira bagira aglayan cocugu annesi neden susturmuyor diye goz deviriyoruz ama o kadin ne halde kim bilebilir. Ogretmenlikte de boyle. Bazi siniflar var yani hayattan sogutuyor insani ve tum pedagojik egitimlere ters dusen. 15 yillik egitimcilik hayatimda ne siniflar gordum. Ve asla ben dogru yapiyorjm sen demek sunu yanlis yapiyorsun diyemem cunku benim de arada aglamak icin disari kactigim siniflarim oldu. Simdiki cesaretimi ve kendime guvenimi olusturmam yillar aldi. İnsanlar yapayacaksan niye ogretmen oldun vs diyorlar cok aciyorum. Yani evde annelerini delirten cocuklarin hepsi bir sinifa toplaniyor ve bununla basa cikamadigi icin birinin aldigi egitim ya da karakter yapisi sorgulaniyor. Ahkamdan kastim budur efendim. Yorum yapilir tabii hepimiz fikir verdik tavsiyede bulunduk. Ve su konuda konu sahibine katiliyorum benim en kalbi temiz ve iyi huylu ogrencilerim bile bundan on sene onceki ogrencilerimin yaninda terbiyesiz ve saygisiz kaliyor. Gencligin gittikce buyuklerine saygiyi yitirdigini İnkar edemeyiz. Saygi kazanilir evet ama bize eskiden ogretmene default saygi duyulur denirdi ve duyardik. Simdi ogretmenler bir de bunun icin ugrasmak zorunda.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?