- Konu Sahibi serendipity35
-
- #41
Ay alık benim kocam bana neler yaptı, 17 yıldır birak acısını evladimdan çıkarmayı üzülmesin diye hicbirşey anlatmadım ona...Ya zaten annede de sıkıntı varmış anlatilanlara göre ama adamın aldatıp,aldattığı kadınla evlenmesi kendi evlerinde aldatması falan kadını iyice berbat hale getirmis. Diyorum ya acısını kinini cocuklarindan çıkaran biri haline gelmiş. Onunda yaşadığı kolay değil ama burda heba olan çocuklar olmuş. (Psikolojik olarak, yoksa masallah zeki ve başarılı çocuklar) Bilmiyorum çok üzüldüm çocuklara.
Çok haklisin da işte herkes güçlü psikolojide olamıyor. Yani bilemiyorum fazlaca empati kuruyorum kadınla sanırım. Ne bileyim bu kadar ahlaksız adamı çocuklarım çok sevsin istemem bende herhalde. Ama tabi burdaki durum farklı cocuklarla baba arasında zaten bağ yok ve anne çocukları o adamın uzantısı gibi görmüş. Ne bileyim adam aldattığı kadınla evlenip mutluluk pozlari verirken kadın çocuklarıyla hayatı sürdürmüş ,en güzeli ve doğru olanı bu aslında da işte bunu herkes kaldıramaz. Keşke tedavi olsa en azından bu kalp kırıklığının çocuklarla alakası olmadigini anlar.Ay alık benim kocam bana neler yaptı, 17 yıldır birak acısını evladimdan çıkarmayı üzülmesin diye hicbirşey anlatmadım ona...
Bırak acısını ondan çıkarmayı, bırak bana yaptığı kötülükleri ona anlatmayı kuzum incinmesin diye bir kez bile kötülemedim ona babası olacak iti ...
Çünkü adam ne yaptıysa bana yaptı, olanlar bizim aramızda, niye çocuğum benim yüzümden babası bildiği adama hayatı boyunca nefret taşısın ki küçücük yüreğinde? Yazık değil mi?
Anne olmasam katilirdim senin söylediklerine ama yok, anne olan bu kadını savunmaz.
Üniversiteniz farklı şehirde ama annenizle mi kalıyorsunuz? Derslere nasıl gidiyorsunuz, devam zorunluluğu yok mu?Öncellikle merhabalar bu konuyu kardeşimle beraber sizden fikir ve tavsiyelerinizi almak için yazıyoruz. Uzun bir yazı olacak vakti olmayanların vaktini almak istemeyiz
Biz boşanmış bi ailenin çocuklarıyız .Anne- babamız da iyi eğitimli ,iyi mesleklere sahip ,yüksek gelirli insanlar.ben iyi bir üniversitenin hukuk fakültesinde son sınıf öğrencisiyim kardeşim de üniversite öğrencisi. Bunları ailemizin genel durumunu daha iyi anlatabilmek için yazdım şimdi asıl konuya gireyim .
Uzun zamandır kardeşimle ikimiz annemizin psikolojik rahatsızlıkları olduğunu düşünüyoruz ve bu durum artık bizim için dayanılmaz bir noktaya geldi öyle ki artık aynı evin içinde bir gün geçirmek bile bizim için işkence .Artık aile bağlarımız kalmadı diyebilirim . İkimiz de bir an önce mesleklerimizi elimize alıp evden kurtulmaya bakıyoruz.
Annemden biraz bahsetmek gerekirse kendisi çok otoriter baskıcı ve disiplinli bir kadın .Onun için normal bir insanın hiç önemsemeyeceği şeyler çok önemli ve bu şeyler onun istediği gibi yapılmazsa çok anormal tepkiler verebiliyor. Mesela biz arkadaşlarımızla bir kahve içmeye çıkabilmek için bile bir 'bedel' ödemek zorundayız yani annemin tabiriyle hak etmek zorundayız. İstediği şey istediği an yapılmazsa, yaptırana kadar evde bağırmaya ve küfürler etmeye devam eder . Örneğin dışarı çıkacağımızı söylediğimizde aniden yüzü düşer ve ağza alınmayacak küfürler eder ve aşağılamalarda bulunur, ev işlerini yapmamız gerektiğini ancak ondan sonra dışarı çıkabileceğimizi söyler ve nihayetinde tüm işleri bitirip dışarı çıktığımızda ise daha evin sokağından çıkamadan bizi telefonla arayıp taciz etmeye başlar 'ne zaman geleceksiniz çok oyalanmayın hemen evinize dönün' vb laflarla o günümüzü de zehir etmeyi başarır. Ben artık mutluluğumuzdan rahatsızlık duyduğunu düşünmeye başlıyorum çünkü biz ne zaman eğlensek ve annem de bunu fark etse bundan inanılmaz rahatsız oluyo ve hemen 'anneniniz evde oturuyor siz gezin ben hayatımı size feda ettim istesem evlenirdim babanız gibi, siz olmasaydınız hayatım daha farklı olabilirdi ben size evimi açtım size acıyıp baktım, sizin yaptığınıza bakın 'der ve dışarı çıktığımıza da bin pişman eder. Zaten artık annemin bu davranışlarından dolayı çevremizde bizi gerçekten anlayan arkadaşlarımız dışında kimse kalmadı hepsi bizden uzaklaştılar yeterince görüşemediğimiz için.
Aslında bu süreç boyunca annemin hayatına aldığı insanlar oldu ve bizden bunları hep gizlemeye çalıştı ta ki kardeşimle ikimiz fark edene kadar. Bu sürede bize normalde davrandığından daha kötü davranmaya başlar ve tüm odağını ve ilgisini ona çevirirdi sanki tüm hayatı boyunca bu anı beklemiş ve bu süreç boyunca hep yük görmüş gibi . Biz o zaman ona evi ihmal ettiğini söylediğimizde bize ' siz benim mutluluğumu kıskanıyorsunuz benim mutlu olmamı istemiyorsunuz diyordu. Örneğin kardeşimle ikimiz evin her şeyiyle ilgilenmemize ve annemin eve geldiğinde bize bağırmaması için elimizden gelen her şeyi yapmamıza rağmen işten eve geldiğinde hoşgeldin dediğimizde bile ilk cevabı yemek yaptınız mı olurdu ve o gün atıyorum 2 çeşit yemek yaptıysak neden salata yok diye kavga çıkarırdı. Bu durum hala devam ediyor zaten.
Ayrıca kendisinin dışarıya çizdiği profille gerçekteki karakteri çok farklı. Örneğin normalde onu tanıyanlar çok kibar biri olarak tanımlar ama evde en ufak bir tartışmamızda bile ağza alınmayacak küfürler etmeye başlar . Kendisini herkesten hatta kendi kardeşleriden bile üstte görür. İş arkadaşları dahil herkesin onu kıskandığını düşünür ve bu yüzden çevresinde hiç arkadaşı yok. Evde sürekli kardeşlerini kast ederek 'benim bir saygınlığım var ben onlar gibi değilim onlarla aynı semtte yaşayamam benim bir kariyerim var 'gibi garip cümleler kurar. Hatta bazen konuşmalarında onları da aşağılar . Annem o ailede okuyan tek kişi ve yüksek rütbeli bir mesleğe sahip ve bunu hayatının her aşamasında kullanmaktan asla geri durmaz ve bunu her yerde kullandığı için biz çoğu zaman gittiğimiz yerlerde yerin dibine gireriz. Biz ne zaman kendi başımıza bir şeyleri başarmaya çalışsak ,her seferinde özgüvenimizi kırmaya çalışır' Siz benim gölgemdesiniz siz ben olmasam bir hiçsiniz ,zaten babanız da sizi çocukken başıma bırakarak en doğrusunu yapmış aslında sizi sokağa atmak lazım' vs laflara bizi hep aşağı çeker.
Annemle babam biz çok küçükken boşandılar ve biz başka bir şehre taşındık. Babamın da sonrasındaki iletişimimizde pek çok hataları oldu çoğu zaman eşiyle bizim aramızdaki dengeyi kuramadı , anneme gereken tepkileri vermeyi başaramadı ve bizi sürekli ikisi arasında bıraktı hatta ben bu sebeple lise döneminde çok ağır psikolojik rahatsızlık yaşadım ama yine de ikisi de akıllanmadı ve alması gereken dersleri almadılar.
Bu olaylar hep psikolojik şiddet boyutundaydı hiçbir zaman fiziksel şiddete dönüşmemişti ta ki kardeşimle ben üniversite için evden ayrılana kadar . Annem o süreçte zaten inanılmaz isteksizdi ve hiçbir şeyle ilgilenmiyordu. Kardeşim bu baskıcı ortamdan kurtabilmek için benim okuduğum şehirde tercih yaptı . Annem kardeşimin şehir dışına çıkmasını istemiyordu ama artık onu istediği gibi kontrol edemeyeceğinin farkında değildi ve onu şehir dışında tercih yapması için benim doldurduğumu düşünüyordu halbuki öyle bir şey yoktu o zaten benim hissettiklerimin bin katını hissediyordu ama sadece söylemek istemiyordu bunları. Neyse aradan bir süre geçti ve neredeyse okullar açılacaktı ama annem en ufak bir işle bile uğraşmıyordu biletlerimizi bile zoraki ben aldım . Şehre gittiğimizde ikimizin de yurdu yoktu ve biz çok geç kaldığımız için yurt bulamadık ve okulların açılmasına bir haftadan az süre kalmasına rağmen yurdumuz yoktu. Biz bu sebepten dolayı döndüğümüzde çok büyük bir taştırma yaşadık ve bu sırada kardeşim 'Biz seninle yaşamak istemiyoruz' dediğinde annem bizim üstümüze bıçakla saldırmaya çalıştı, bunu yaparken de bana ' Benim çocuğumu çalamazsın onun annesi benim' dedi .- ikimiz de halen bu lafın ne anlama geldiğini çözemedik- o gün evden zor kaçtık annem resmen cinnet geçirdi . Bu bizim annemizin ciddi anlamda bir rahatsızlığı olabileceğini düşündüğümüz ilk olaydı. Bu günden sonra her şey giderek daha da kötü olmaya başladı ve aramızdaki uçurum giderek derinleşti ve üstümüzde ciddi travmatik etki bıraktı. Biz bu olay olduktan sonra çevredekilerin de etkisiyle onu zorla doktora götürmeye ikna ettik ve doktora olayı anlattığında güya doktor ona 'Tepkiniz gayet normal ,öldürün elinizi korkak alıştırmayın' demiş bunu bize aynen böyle anlattı şok olduk ve artık hiçbir şeyin değişmeyeceğini anladığımız için onu zorlamadık ve kendisi de bıraktı gitmeyi .
O zamanlar halihazırda gitmekte olduğum ve annemin davranışlarının aslında hiç de normal olmadığını fark etmeme sebep olan psikoloğumun tahminine göre annemde narsistik kişilik bozukluğu var. Psikoloğum onun yanında kaldığımız sürece asla huzurlu olamayacağımızı ve evden uzaklaşmamız gerektiğini söylüyordu. Tabi daha sonra benim yaşadığım bu aydınlanma annemin işine gelmediği için psikoloğu yakın arkadaşı vasıtasıyla bulmamıza rağmen parasını ödemeyi aniden kesti ben birkaç seansı kendim ödemeye başladım ama bir süre sonra karşılayamayınca psikoloğuma ne olduğunu anlattım terapiyi sonlandırmak istediğimi söyledim ama kadın çok vicdanlı biri olduğu için ve bana gerçekten yardım etmek istediği için çok uzun bir süre daha bana ücretsiz seans vermeye devam etti ve annem ücretsiz seans yapmasını bilmesine rağmen bu durumdan zerre rahatsızlık duymadı hoş ben o zamanki seansları ödemesine bile çok şaşırmıştım zaten.
Ayrıca kendisi inanılmaz lüks harcamalar yapmasına rağmen çoğu zaman cebimize 5 kuruş harçlık bırakmaz. Lise zamanlarımızda cebimizde canımız çektiğinde bir yerlerde yiyip içebileceğimiz paramız olmazdı, paramızı hep hesaplayararak verirdi. Çıkışta bir yerde oturmak isteyen arkadaşlarımıza hep yalan söylemek zorunda kalırdık . Şimdi de bu durum çok farksız değil . Kendisi ayda rahat 10-15 bin lira sırf keyfi harcama yapmasına rağmen bizim eğitimimiz için yaptığı 10 lira harcama bile gözünde büyük yük görünür. Bize yapmak zorunda olduğu en ufak harcamalarda bile 'artık çalışın ben size bakmak zorunda değilim benim evimde kalıyorsunuz ücretsiz kira ödemeden' vb cümleler söyler hiç utanmadan. Çünkü bizden gelecek paraya ihtiyacı olan insan zaten ayda 10-15 bin lira keyfi harcama yapamaz .Örneğin daha yeni eve hiç ihtiyacımız olmadığı halde 60 bin liralık ev eşyası almasına rağmen benim sınavlarım için alacağım bir kitap için bile evde kavga çıkartabilir ve hemen babamızdan para istememizi söyler . Kendisinin alışverişlerinden eve gelip giden kargonun haddi hesabı yok ama biz kendimiz için en ufak bir şey almak istesek bile bunu gizleyerek yapmak zorunda kalıyoruz çünkü annem bunu fark ettiğinde daha da az para vermeye başlıyor. Markete gittiğimizde ne alırsak alalım mutlaka paranın üstü 5 lira olsa bile geri ister ve çoğu zaman da zaten para vermez, biz kendi paramızla aldığımızda da hiç sormaz bile kaç lira tuttuğunu veya cebimizde paramız olup olmadığını bile sormaz. Paramızın olup olmamasını da geçtim nasıl olduğumuzu bile sormaz . Ben sınav dönemlerinde çok heyecanlanan bir insan olduğum için bazen biraz olsun duygusal destek alabilmek adına hataya düşüp onu aradığımda bana yapacaksın tabi bu senin görevin gibi cevaplar verir ve telefonu kapattığımda üstümde daha büyük bir stres hissederim
Bizim hayatımız çoğu insanın dışarıdan iyi gördüğü , her şeyin yolunda olduğu bir hayat olabilir ama içeride nelerin olduğunu sadece yakın arkadaşlarımız biliyor. akrabalarımızlarından durumumuzu paylaştığımız insanlar da annemin gereksiz tepkilerinden çekindikleri için çoğu zaman gerekli tepkileri veremiyor ,sadece bize üzülmekle kalıyorlar.
Ben bütün bu yaşadıklarımızın etkisiyle, şuan okuduğum okulu dereceyle bitirecek olmama rağmen kendime o kadar inanmıyor ve güvenmiyorum ki yapacağım meslekte kendime en ufak bir inancım yok çok özgüvensiz bir insanım. Örneğin, en basit sınavlarda bile inanılmaz heyecanlanıyor, günlerce uykusuz kalıyor ve panik atak geçiyorum, kendimi çok yetersiz ve değersiz görüyorum sanki iyi olan hiçbir şeye layık değilmişim gibi hissediyorum . Sanki ne yaparsam yapayım onların sevgisini ve ilgisini göremezmişim gibi hissediyorum. Kardeşimle ben bu durumun içinden nasıl kurtuluruz nasıl normal ve sağlıklı ilişkiler kurabiliriz bilmiyorum . Bazen durduk yere saatlerce ağlayasım geliyor çok büyük iniş çıkışlar yaşıyorum devam edecek gücü kendimde göremiyorum.
Bence psikolojik sorunları var, sanki onun dışın da kimse bir şey bilmez, mükemmel olamaz gibi düşünüyor. Kendi sağlığınız için o evden uzaklaşmanız en iyisi kyk yurduna başvurun önümüzdeki yıl ya da babanız destek çıkmalı şu an ki eşi nasıldır, tekrar çocukları oldu mu, niye destek çıkmıyor vs. vs.insanı düşündüren etkenler. Umarım en kısa sürede hayatınız güzelleşirÖncellikle merhabalar bu konuyu kardeşimle beraber sizden fikir ve tavsiyelerinizi almak için yazıyoruz. Uzun bir yazı olacak vakti olmayanların vaktini almak istemeyiz
Biz boşanmış bi ailenin çocuklarıyız .Anne- babamız da iyi eğitimli ,iyi mesleklere sahip ,yüksek gelirli insanlar.ben iyi bir üniversitenin hukuk fakültesinde son sınıf öğrencisiyim kardeşim de üniversite öğrencisi. Bunları ailemizin genel durumunu daha iyi anlatabilmek için yazdım şimdi asıl konuya gireyim .
Uzun zamandır kardeşimle ikimiz annemizin psikolojik rahatsızlıkları olduğunu düşünüyoruz ve bu durum artık bizim için dayanılmaz bir noktaya geldi öyle ki artık aynı evin içinde bir gün geçirmek bile bizim için işkence .Artık aile bağlarımız kalmadı diyebilirim . İkimiz de bir an önce mesleklerimizi elimize alıp evden kurtulmaya bakıyoruz.
Annemden biraz bahsetmek gerekirse kendisi çok otoriter baskıcı ve disiplinli bir kadın .Onun için normal bir insanın hiç önemsemeyeceği şeyler çok önemli ve bu şeyler onun istediği gibi yapılmazsa çok anormal tepkiler verebiliyor. Mesela biz arkadaşlarımızla bir kahve içmeye çıkabilmek için bile bir 'bedel' ödemek zorundayız yani annemin tabiriyle hak etmek zorundayız. İstediği şey istediği an yapılmazsa, yaptırana kadar evde bağırmaya ve küfürler etmeye devam eder . Örneğin dışarı çıkacağımızı söylediğimizde aniden yüzü düşer ve ağza alınmayacak küfürler eder ve aşağılamalarda bulunur, ev işlerini yapmamız gerektiğini ancak ondan sonra dışarı çıkabileceğimizi söyler ve nihayetinde tüm işleri bitirip dışarı çıktığımızda ise daha evin sokağından çıkamadan bizi telefonla arayıp taciz etmeye başlar 'ne zaman geleceksiniz çok oyalanmayın hemen evinize dönün' vb laflarla o günümüzü de zehir etmeyi başarır. Ben artık mutluluğumuzdan rahatsızlık duyduğunu düşünmeye başlıyorum çünkü biz ne zaman eğlensek ve annem de bunu fark etse bundan inanılmaz rahatsız oluyo ve hemen 'anneniniz evde oturuyor siz gezin ben hayatımı size feda ettim istesem evlenirdim babanız gibi, siz olmasaydınız hayatım daha farklı olabilirdi ben size evimi açtım size acıyıp baktım, sizin yaptığınıza bakın 'der ve dışarı çıktığımıza da bin pişman eder. Zaten artık annemin bu davranışlarından dolayı çevremizde bizi gerçekten anlayan arkadaşlarımız dışında kimse kalmadı hepsi bizden uzaklaştılar yeterince görüşemediğimiz için.
Aslında bu süreç boyunca annemin hayatına aldığı insanlar oldu ve bizden bunları hep gizlemeye çalıştı ta ki kardeşimle ikimiz fark edene kadar. Bu sürede bize normalde davrandığından daha kötü davranmaya başlar ve tüm odağını ve ilgisini ona çevirirdi sanki tüm hayatı boyunca bu anı beklemiş ve bu süreç boyunca hep yük görmüş gibi . Biz o zaman ona evi ihmal ettiğini söylediğimizde bize ' siz benim mutluluğumu kıskanıyorsunuz benim mutlu olmamı istemiyorsunuz diyordu. Örneğin kardeşimle ikimiz evin her şeyiyle ilgilenmemize ve annemin eve geldiğinde bize bağırmaması için elimizden gelen her şeyi yapmamıza rağmen işten eve geldiğinde hoşgeldin dediğimizde bile ilk cevabı yemek yaptınız mı olurdu ve o gün atıyorum 2 çeşit yemek yaptıysak neden salata yok diye kavga çıkarırdı. Bu durum hala devam ediyor zaten.
Ayrıca kendisinin dışarıya çizdiği profille gerçekteki karakteri çok farklı. Örneğin normalde onu tanıyanlar çok kibar biri olarak tanımlar ama evde en ufak bir tartışmamızda bile ağza alınmayacak küfürler etmeye başlar . Kendisini herkesten hatta kendi kardeşleriden bile üstte görür. İş arkadaşları dahil herkesin onu kıskandığını düşünür ve bu yüzden çevresinde hiç arkadaşı yok. Evde sürekli kardeşlerini kast ederek 'benim bir saygınlığım var ben onlar gibi değilim onlarla aynı semtte yaşayamam benim bir kariyerim var 'gibi garip cümleler kurar. Hatta bazen konuşmalarında onları da aşağılar . Annem o ailede okuyan tek kişi ve yüksek rütbeli bir mesleğe sahip ve bunu hayatının her aşamasında kullanmaktan asla geri durmaz ve bunu her yerde kullandığı için biz çoğu zaman gittiğimiz yerlerde yerin dibine gireriz. Biz ne zaman kendi başımıza bir şeyleri başarmaya çalışsak ,her seferinde özgüvenimizi kırmaya çalışır' Siz benim gölgemdesiniz siz ben olmasam bir hiçsiniz ,zaten babanız da sizi çocukken başıma bırakarak en doğrusunu yapmış aslında sizi sokağa atmak lazım' vs laflara bizi hep aşağı çeker.
Annemle babam biz çok küçükken boşandılar ve biz başka bir şehre taşındık. Babamın da sonrasındaki iletişimimizde pek çok hataları oldu çoğu zaman eşiyle bizim aramızdaki dengeyi kuramadı , anneme gereken tepkileri vermeyi başaramadı ve bizi sürekli ikisi arasında bıraktı hatta ben bu sebeple lise döneminde çok ağır psikolojik rahatsızlık yaşadım ama yine de ikisi de akıllanmadı ve alması gereken dersleri almadılar.
Bu olaylar hep psikolojik şiddet boyutundaydı hiçbir zaman fiziksel şiddete dönüşmemişti ta ki kardeşimle ben üniversite için evden ayrılana kadar . Annem o süreçte zaten inanılmaz isteksizdi ve hiçbir şeyle ilgilenmiyordu. Kardeşim bu baskıcı ortamdan kurtabilmek için benim okuduğum şehirde tercih yaptı . Annem kardeşimin şehir dışına çıkmasını istemiyordu ama artık onu istediği gibi kontrol edemeyeceğinin farkında değildi ve onu şehir dışında tercih yapması için benim doldurduğumu düşünüyordu halbuki öyle bir şey yoktu o zaten benim hissettiklerimin bin katını hissediyordu ama sadece söylemek istemiyordu bunları. Neyse aradan bir süre geçti ve neredeyse okullar açılacaktı ama annem en ufak bir işle bile uğraşmıyordu biletlerimizi bile zoraki ben aldım . Şehre gittiğimizde ikimizin de yurdu yoktu ve biz çok geç kaldığımız için yurt bulamadık ve okulların açılmasına bir haftadan az süre kalmasına rağmen yurdumuz yoktu. Biz bu sebepten dolayı döndüğümüzde çok büyük bir taştırma yaşadık ve bu sırada kardeşim 'Biz seninle yaşamak istemiyoruz' dediğinde annem bizim üstümüze bıçakla saldırmaya çalıştı, bunu yaparken de bana ' Benim çocuğumu çalamazsın onun annesi benim' dedi .- ikimiz de halen bu lafın ne anlama geldiğini çözemedik- o gün evden zor kaçtık annem resmen cinnet geçirdi . Bu bizim annemizin ciddi anlamda bir rahatsızlığı olabileceğini düşündüğümüz ilk olaydı. Bu günden sonra her şey giderek daha da kötü olmaya başladı ve aramızdaki uçurum giderek derinleşti ve üstümüzde ciddi travmatik etki bıraktı. Biz bu olay olduktan sonra çevredekilerin de etkisiyle onu zorla doktora götürmeye ikna ettik ve doktora olayı anlattığında güya doktor ona 'Tepkiniz gayet normal ,öldürün elinizi korkak alıştırmayın' demiş bunu bize aynen böyle anlattı şok olduk ve artık hiçbir şeyin değişmeyeceğini anladığımız için onu zorlamadık ve kendisi de bıraktı gitmeyi .
O zamanlar halihazırda gitmekte olduğum ve annemin davranışlarının aslında hiç de normal olmadığını fark etmeme sebep olan psikoloğumun tahminine göre annemde narsistik kişilik bozukluğu var. Psikoloğum onun yanında kaldığımız sürece asla huzurlu olamayacağımızı ve evden uzaklaşmamız gerektiğini söylüyordu. Tabi daha sonra benim yaşadığım bu aydınlanma annemin işine gelmediği için psikoloğu yakın arkadaşı vasıtasıyla bulmamıza rağmen parasını ödemeyi aniden kesti ben birkaç seansı kendim ödemeye başladım ama bir süre sonra karşılayamayınca psikoloğuma ne olduğunu anlattım terapiyi sonlandırmak istediğimi söyledim ama kadın çok vicdanlı biri olduğu için ve bana gerçekten yardım etmek istediği için çok uzun bir süre daha bana ücretsiz seans vermeye devam etti ve annem ücretsiz seans yapmasını bilmesine rağmen bu durumdan zerre rahatsızlık duymadı hoş ben o zamanki seansları ödemesine bile çok şaşırmıştım zaten.
Ayrıca kendisi inanılmaz lüks harcamalar yapmasına rağmen çoğu zaman cebimize 5 kuruş harçlık bırakmaz. Lise zamanlarımızda cebimizde canımız çektiğinde bir yerlerde yiyip içebileceğimiz paramız olmazdı, paramızı hep hesaplayararak verirdi. Çıkışta bir yerde oturmak isteyen arkadaşlarımıza hep yalan söylemek zorunda kalırdık . Şimdi de bu durum çok farksız değil . Kendisi ayda rahat 10-15 bin lira sırf keyfi harcama yapmasına rağmen bizim eğitimimiz için yaptığı 10 lira harcama bile gözünde büyük yük görünür. Bize yapmak zorunda olduğu en ufak harcamalarda bile 'artık çalışın ben size bakmak zorunda değilim benim evimde kalıyorsunuz ücretsiz kira ödemeden' vb cümleler söyler hiç utanmadan. Çünkü bizden gelecek paraya ihtiyacı olan insan zaten ayda 10-15 bin lira keyfi harcama yapamaz .Örneğin daha yeni eve hiç ihtiyacımız olmadığı halde 60 bin liralık ev eşyası almasına rağmen benim sınavlarım için alacağım bir kitap için bile evde kavga çıkartabilir ve hemen babamızdan para istememizi söyler . Kendisinin alışverişlerinden eve gelip giden kargonun haddi hesabı yok ama biz kendimiz için en ufak bir şey almak istesek bile bunu gizleyerek yapmak zorunda kalıyoruz çünkü annem bunu fark ettiğinde daha da az para vermeye başlıyor. Markete gittiğimizde ne alırsak alalım mutlaka paranın üstü 5 lira olsa bile geri ister ve çoğu zaman da zaten para vermez, biz kendi paramızla aldığımızda da hiç sormaz bile kaç lira tuttuğunu veya cebimizde paramız olup olmadığını bile sormaz. Paramızın olup olmamasını da geçtim nasıl olduğumuzu bile sormaz . Ben sınav dönemlerinde çok heyecanlanan bir insan olduğum için bazen biraz olsun duygusal destek alabilmek adına hataya düşüp onu aradığımda bana yapacaksın tabi bu senin görevin gibi cevaplar verir ve telefonu kapattığımda üstümde daha büyük bir stres hissederim
Bizim hayatımız çoğu insanın dışarıdan iyi gördüğü , her şeyin yolunda olduğu bir hayat olabilir ama içeride nelerin olduğunu sadece yakın arkadaşlarımız biliyor. akrabalarımızlarından durumumuzu paylaştığımız insanlar da annemin gereksiz tepkilerinden çekindikleri için çoğu zaman gerekli tepkileri veremiyor ,sadece bize üzülmekle kalıyorlar.
Ben bütün bu yaşadıklarımızın etkisiyle, şuan okuduğum okulu dereceyle bitirecek olmama rağmen kendime o kadar inanmıyor ve güvenmiyorum ki yapacağım meslekte kendime en ufak bir inancım yok çok özgüvensiz bir insanım. Örneğin, en basit sınavlarda bile inanılmaz heyecanlanıyor, günlerce uykusuz kalıyor ve panik atak geçiyorum, kendimi çok yetersiz ve değersiz görüyorum sanki iyi olan hiçbir şeye layık değilmişim gibi hissediyorum . Sanki ne yaparsam yapayım onların sevgisini ve ilgisini göremezmişim gibi hissediyorum. Kardeşimle ben bu durumun içinden nasıl kurtuluruz nasıl normal ve sağlıklı ilişkiler kurabiliriz bilmiyorum . Bazen durduk yere saatlerce ağlayasım geliyor çok büyük iniş çıkışlar yaşıyorum devam edecek gücü kendimde göremiyorum.
Öncellikle merhabalar bu konuyu kardeşimle beraber sizden fikir ve tavsiyelerinizi almak için yazıyoruz. Uzun bir yazı olacak vakti olmayanların vaktini almak istemeyiz
Biz boşanmış bi ailenin çocuklarıyız .Anne- babamız da iyi eğitimli ,iyi mesleklere sahip ,yüksek gelirli insanlar.ben iyi bir üniversitenin hukuk fakültesinde son sınıf öğrencisiyim kardeşim de üniversite öğrencisi. Bunları ailemizin genel durumunu daha iyi anlatabilmek için yazdım şimdi asıl konuya gireyim .
Uzun zamandır kardeşimle ikimiz annemizin psikolojik rahatsızlıkları olduğunu düşünüyoruz ve bu durum artık bizim için dayanılmaz bir noktaya geldi öyle ki artık aynı evin içinde bir gün geçirmek bile bizim için işkence .Artık aile bağlarımız kalmadı diyebilirim . İkimiz de bir an önce mesleklerimizi elimize alıp evden kurtulmaya bakıyoruz.
Annemden biraz bahsetmek gerekirse kendisi çok otoriter baskıcı ve disiplinli bir kadın .Onun için normal bir insanın hiç önemsemeyeceği şeyler çok önemli ve bu şeyler onun istediği gibi yapılmazsa çok anormal tepkiler verebiliyor. Mesela biz arkadaşlarımızla bir kahve içmeye çıkabilmek için bile bir 'bedel' ödemek zorundayız yani annemin tabiriyle hak etmek zorundayız. İstediği şey istediği an yapılmazsa, yaptırana kadar evde bağırmaya ve küfürler etmeye devam eder . Örneğin dışarı çıkacağımızı söylediğimizde aniden yüzü düşer ve ağza alınmayacak küfürler eder ve aşağılamalarda bulunur, ev işlerini yapmamız gerektiğini ancak ondan sonra dışarı çıkabileceğimizi söyler ve nihayetinde tüm işleri bitirip dışarı çıktığımızda ise daha evin sokağından çıkamadan bizi telefonla arayıp taciz etmeye başlar 'ne zaman geleceksiniz çok oyalanmayın hemen evinize dönün' vb laflarla o günümüzü de zehir etmeyi başarır. Ben artık mutluluğumuzdan rahatsızlık duyduğunu düşünmeye başlıyorum çünkü biz ne zaman eğlensek ve annem de bunu fark etse bundan inanılmaz rahatsız oluyo ve hemen 'anneniniz evde oturuyor siz gezin ben hayatımı size feda ettim istesem evlenirdim babanız gibi, siz olmasaydınız hayatım daha farklı olabilirdi ben size evimi açtım size acıyıp baktım, sizin yaptığınıza bakın 'der ve dışarı çıktığımıza da bin pişman eder. Zaten artık annemin bu davranışlarından dolayı çevremizde bizi gerçekten anlayan arkadaşlarımız dışında kimse kalmadı hepsi bizden uzaklaştılar yeterince görüşemediğimiz için.
Aslında bu süreç boyunca annemin hayatına aldığı insanlar oldu ve bizden bunları hep gizlemeye çalıştı ta ki kardeşimle ikimiz fark edene kadar. Bu sürede bize normalde davrandığından daha kötü davranmaya başlar ve tüm odağını ve ilgisini ona çevirirdi sanki tüm hayatı boyunca bu anı beklemiş ve bu süreç boyunca hep yük görmüş gibi . Biz o zaman ona evi ihmal ettiğini söylediğimizde bize ' siz benim mutluluğumu kıskanıyorsunuz benim mutlu olmamı istemiyorsunuz diyordu. Örneğin kardeşimle ikimiz evin her şeyiyle ilgilenmemize ve annemin eve geldiğinde bize bağırmaması için elimizden gelen her şeyi yapmamıza rağmen işten eve geldiğinde hoşgeldin dediğimizde bile ilk cevabı yemek yaptınız mı olurdu ve o gün atıyorum 2 çeşit yemek yaptıysak neden salata yok diye kavga çıkarırdı. Bu durum hala devam ediyor zaten.
Ayrıca kendisinin dışarıya çizdiği profille gerçekteki karakteri çok farklı. Örneğin normalde onu tanıyanlar çok kibar biri olarak tanımlar ama evde en ufak bir tartışmamızda bile ağza alınmayacak küfürler etmeye başlar . Kendisini herkesten hatta kendi kardeşleriden bile üstte görür. İş arkadaşları dahil herkesin onu kıskandığını düşünür ve bu yüzden çevresinde hiç arkadaşı yok. Evde sürekli kardeşlerini kast ederek 'benim bir saygınlığım var ben onlar gibi değilim onlarla aynı semtte yaşayamam benim bir kariyerim var 'gibi garip cümleler kurar. Hatta bazen konuşmalarında onları da aşağılar . Annem o ailede okuyan tek kişi ve yüksek rütbeli bir mesleğe sahip ve bunu hayatının her aşamasında kullanmaktan asla geri durmaz ve bunu her yerde kullandığı için biz çoğu zaman gittiğimiz yerlerde yerin dibine gireriz. Biz ne zaman kendi başımıza bir şeyleri başarmaya çalışsak ,her seferinde özgüvenimizi kırmaya çalışır' Siz benim gölgemdesiniz siz ben olmasam bir hiçsiniz ,zaten babanız da sizi çocukken başıma bırakarak en doğrusunu yapmış aslında sizi sokağa atmak lazım' vs laflara bizi hep aşağı çeker.
Annemle babam biz çok küçükken boşandılar ve biz başka bir şehre taşındık. Babamın da sonrasındaki iletişimimizde pek çok hataları oldu çoğu zaman eşiyle bizim aramızdaki dengeyi kuramadı , anneme gereken tepkileri vermeyi başaramadı ve bizi sürekli ikisi arasında bıraktı hatta ben bu sebeple lise döneminde çok ağır psikolojik rahatsızlık yaşadım ama yine de ikisi de akıllanmadı ve alması gereken dersleri almadılar.
Bu olaylar hep psikolojik şiddet boyutundaydı hiçbir zaman fiziksel şiddete dönüşmemişti ta ki kardeşimle ben üniversite için evden ayrılana kadar . Annem o süreçte zaten inanılmaz isteksizdi ve hiçbir şeyle ilgilenmiyordu. Kardeşim bu baskıcı ortamdan kurtabilmek için benim okuduğum şehirde tercih yaptı . Annem kardeşimin şehir dışına çıkmasını istemiyordu ama artık onu istediği gibi kontrol edemeyeceğinin farkında değildi ve onu şehir dışında tercih yapması için benim doldurduğumu düşünüyordu halbuki öyle bir şey yoktu o zaten benim hissettiklerimin bin katını hissediyordu ama sadece söylemek istemiyordu bunları. Neyse aradan bir süre geçti ve neredeyse okullar açılacaktı ama annem en ufak bir işle bile uğraşmıyordu biletlerimizi bile zoraki ben aldım . Şehre gittiğimizde ikimizin de yurdu yoktu ve biz çok geç kaldığımız için yurt bulamadık ve okulların açılmasına bir haftadan az süre kalmasına rağmen yurdumuz yoktu. Biz bu sebepten dolayı döndüğümüzde çok büyük bir taştırma yaşadık ve bu sırada kardeşim 'Biz seninle yaşamak istemiyoruz' dediğinde annem bizim üstümüze bıçakla saldırmaya çalıştı, bunu yaparken de bana ' Benim çocuğumu çalamazsın onun annesi benim' dedi .- ikimiz de halen bu lafın ne anlama geldiğini çözemedik- o gün evden zor kaçtık annem resmen cinnet geçirdi . Bu bizim annemizin ciddi anlamda bir rahatsızlığı olabileceğini düşündüğümüz ilk olaydı. Bu günden sonra her şey giderek daha da kötü olmaya başladı ve aramızdaki uçurum giderek derinleşti ve üstümüzde ciddi travmatik etki bıraktı. Biz bu olay olduktan sonra çevredekilerin de etkisiyle onu zorla doktora götürmeye ikna ettik ve doktora olayı anlattığında güya doktor ona 'Tepkiniz gayet normal ,öldürün elinizi korkak alıştırmayın' demiş bunu bize aynen böyle anlattı şok olduk ve artık hiçbir şeyin değişmeyeceğini anladığımız için onu zorlamadık ve kendisi de bıraktı gitmeyi .
O zamanlar halihazırda gitmekte olduğum ve annemin davranışlarının aslında hiç de normal olmadığını fark etmeme sebep olan psikoloğumun tahminine göre annemde narsistik kişilik bozukluğu var. Psikoloğum onun yanında kaldığımız sürece asla huzurlu olamayacağımızı ve evden uzaklaşmamız gerektiğini söylüyordu. Tabi daha sonra benim yaşadığım bu aydınlanma annemin işine gelmediği için psikoloğu yakın arkadaşı vasıtasıyla bulmamıza rağmen parasını ödemeyi aniden kesti ben birkaç seansı kendim ödemeye başladım ama bir süre sonra karşılayamayınca psikoloğuma ne olduğunu anlattım terapiyi sonlandırmak istediğimi söyledim ama kadın çok vicdanlı biri olduğu için ve bana gerçekten yardım etmek istediği için çok uzun bir süre daha bana ücretsiz seans vermeye devam etti ve annem ücretsiz seans yapmasını bilmesine rağmen bu durumdan zerre rahatsızlık duymadı hoş ben o zamanki seansları ödemesine bile çok şaşırmıştım zaten.
Ayrıca kendisi inanılmaz lüks harcamalar yapmasına rağmen çoğu zaman cebimize 5 kuruş harçlık bırakmaz. Lise zamanlarımızda cebimizde canımız çektiğinde bir yerlerde yiyip içebileceğimiz paramız olmazdı, paramızı hep hesaplayararak verirdi. Çıkışta bir yerde oturmak isteyen arkadaşlarımıza hep yalan söylemek zorunda kalırdık . Şimdi de bu durum çok farksız değil . Kendisi ayda rahat 10-15 bin lira sırf keyfi harcama yapmasına rağmen bizim eğitimimiz için yaptığı 10 lira harcama bile gözünde büyük yük görünür. Bize yapmak zorunda olduğu en ufak harcamalarda bile 'artık çalışın ben size bakmak zorunda değilim benim evimde kalıyorsunuz ücretsiz kira ödemeden' vb cümleler söyler hiç utanmadan. Çünkü bizden gelecek paraya ihtiyacı olan insan zaten ayda 10-15 bin lira keyfi harcama yapamaz .Örneğin daha yeni eve hiç ihtiyacımız olmadığı halde 60 bin liralık ev eşyası almasına rağmen benim sınavlarım için alacağım bir kitap için bile evde kavga çıkartabilir ve hemen babamızdan para istememizi söyler . Kendisinin alışverişlerinden eve gelip giden kargonun haddi hesabı yok ama biz kendimiz için en ufak bir şey almak istesek bile bunu gizleyerek yapmak zorunda kalıyoruz çünkü annem bunu fark ettiğinde daha da az para vermeye başlıyor. Markete gittiğimizde ne alırsak alalım mutlaka paranın üstü 5 lira olsa bile geri ister ve çoğu zaman da zaten para vermez, biz kendi paramızla aldığımızda da hiç sormaz bile kaç lira tuttuğunu veya cebimizde paramız olup olmadığını bile sormaz. Paramızın olup olmamasını da geçtim nasıl olduğumuzu bile sormaz . Ben sınav dönemlerinde çok heyecanlanan bir insan olduğum için bazen biraz olsun duygusal destek alabilmek adına hataya düşüp onu aradığımda bana yapacaksın tabi bu senin görevin gibi cevaplar verir ve telefonu kapattığımda üstümde daha büyük bir stres hissederim
Bizim hayatımız çoğu insanın dışarıdan iyi gördüğü , her şeyin yolunda olduğu bir hayat olabilir ama içeride nelerin olduğunu sadece yakın arkadaşlarımız biliyor. akrabalarımızlarından durumumuzu paylaştığımız insanlar da annemin gereksiz tepkilerinden çekindikleri için çoğu zaman gerekli tepkileri veremiyor ,sadece bize üzülmekle kalıyorlar.
Ben bütün bu yaşadıklarımızın etkisiyle, şuan okuduğum okulu dereceyle bitirecek olmama rağmen kendime o kadar inanmıyor ve güvenmiyorum ki yapacağım meslekte kendime en ufak bir inancım yok çok özgüvensiz bir insanım. Örneğin, en basit sınavlarda bile inanılmaz heyecanlanıyor, günlerce uykusuz kalıyor ve panik atak geçiyorum, kendimi çok yetersiz ve değersiz görüyorum sanki iyi olan hiçbir şeye layık değilmişim gibi hissediyorum . Sanki ne yaparsam yapayım onların sevgisini ve ilgisini göremezmişim gibi hissediyorum. Kardeşimle ben bu durumun içinden nasıl kurtuluruz nasıl normal ve sağlıklı ilişkiler kurabiliriz bilmiyorum . Bazen durduk yere saatlerce ağlayasım geliyor çok büyük iniş çıkışlar yaşıyorum devam edecek gücü kendimde göremiyorum.
Yazık adam kadını delirtmiş kendine bir hayat kurmuş çocukları da kadının başına atmışÖncellikle merhabalar bu konuyu kardeşimle beraber sizden fikir ve tavsiyelerinizi almak için yazıyoruz. Uzun bir yazı olacak vakti olmayanların vaktini almak istemeyiz
Biz boşanmış bi ailenin çocuklarıyız .Anne- babamız da iyi eğitimli ,iyi mesleklere sahip ,yüksek gelirli insanlar.ben iyi bir üniversitenin hukuk fakültesinde son sınıf öğrencisiyim kardeşim de üniversite öğrencisi. Bunları ailemizin genel durumunu daha iyi anlatabilmek için yazdım şimdi asıl konuya gireyim .
Uzun zamandır kardeşimle ikimiz annemizin psikolojik rahatsızlıkları olduğunu düşünüyoruz ve bu durum artık bizim için dayanılmaz bir noktaya geldi öyle ki artık aynı evin içinde bir gün geçirmek bile bizim için işkence .Artık aile bağlarımız kalmadı diyebilirim . İkimiz de bir an önce mesleklerimizi elimize alıp evden kurtulmaya bakıyoruz.
Annemden biraz bahsetmek gerekirse kendisi çok otoriter baskıcı ve disiplinli bir kadın .Onun için normal bir insanın hiç önemsemeyeceği şeyler çok önemli ve bu şeyler onun istediği gibi yapılmazsa çok anormal tepkiler verebiliyor. Mesela biz arkadaşlarımızla bir kahve içmeye çıkabilmek için bile bir 'bedel' ödemek zorundayız yani annemin tabiriyle hak etmek zorundayız. İstediği şey istediği an yapılmazsa, yaptırana kadar evde bağırmaya ve küfürler etmeye devam eder . Örneğin dışarı çıkacağımızı söylediğimizde aniden yüzü düşer ve ağza alınmayacak küfürler eder ve aşağılamalarda bulunur, ev işlerini yapmamız gerektiğini ancak ondan sonra dışarı çıkabileceğimizi söyler ve nihayetinde tüm işleri bitirip dışarı çıktığımızda ise daha evin sokağından çıkamadan bizi telefonla arayıp taciz etmeye başlar 'ne zaman geleceksiniz çok oyalanmayın hemen evinize dönün' vb laflarla o günümüzü de zehir etmeyi başarır. Ben artık mutluluğumuzdan rahatsızlık duyduğunu düşünmeye başlıyorum çünkü biz ne zaman eğlensek ve annem de bunu fark etse bundan inanılmaz rahatsız oluyo ve hemen 'anneniniz evde oturuyor siz gezin ben hayatımı size feda ettim istesem evlenirdim babanız gibi, siz olmasaydınız hayatım daha farklı olabilirdi ben size evimi açtım size acıyıp baktım, sizin yaptığınıza bakın 'der ve dışarı çıktığımıza da bin pişman eder. Zaten artık annemin bu davranışlarından dolayı çevremizde bizi gerçekten anlayan arkadaşlarımız dışında kimse kalmadı hepsi bizden uzaklaştılar yeterince görüşemediğimiz için.
Aslında bu süreç boyunca annemin hayatına aldığı insanlar oldu ve bizden bunları hep gizlemeye çalıştı ta ki kardeşimle ikimiz fark edene kadar. Bu sürede bize normalde davrandığından daha kötü davranmaya başlar ve tüm odağını ve ilgisini ona çevirirdi sanki tüm hayatı boyunca bu anı beklemiş ve bu süreç boyunca hep yük görmüş gibi . Biz o zaman ona evi ihmal ettiğini söylediğimizde bize ' siz benim mutluluğumu kıskanıyorsunuz benim mutlu olmamı istemiyorsunuz diyordu. Örneğin kardeşimle ikimiz evin her şeyiyle ilgilenmemize ve annemin eve geldiğinde bize bağırmaması için elimizden gelen her şeyi yapmamıza rağmen işten eve geldiğinde hoşgeldin dediğimizde bile ilk cevabı yemek yaptınız mı olurdu ve o gün atıyorum 2 çeşit yemek yaptıysak neden salata yok diye kavga çıkarırdı. Bu durum hala devam ediyor zaten.
Ayrıca kendisinin dışarıya çizdiği profille gerçekteki karakteri çok farklı. Örneğin normalde onu tanıyanlar çok kibar biri olarak tanımlar ama evde en ufak bir tartışmamızda bile ağza alınmayacak küfürler etmeye başlar . Kendisini herkesten hatta kendi kardeşleriden bile üstte görür. İş arkadaşları dahil herkesin onu kıskandığını düşünür ve bu yüzden çevresinde hiç arkadaşı yok. Evde sürekli kardeşlerini kast ederek 'benim bir saygınlığım var ben onlar gibi değilim onlarla aynı semtte yaşayamam benim bir kariyerim var 'gibi garip cümleler kurar. Hatta bazen konuşmalarında onları da aşağılar . Annem o ailede okuyan tek kişi ve yüksek rütbeli bir mesleğe sahip ve bunu hayatının her aşamasında kullanmaktan asla geri durmaz ve bunu her yerde kullandığı için biz çoğu zaman gittiğimiz yerlerde yerin dibine gireriz. Biz ne zaman kendi başımıza bir şeyleri başarmaya çalışsak ,her seferinde özgüvenimizi kırmaya çalışır' Siz benim gölgemdesiniz siz ben olmasam bir hiçsiniz ,zaten babanız da sizi çocukken başıma bırakarak en doğrusunu yapmış aslında sizi sokağa atmak lazım' vs laflara bizi hep aşağı çeker.
Annemle babam biz çok küçükken boşandılar ve biz başka bir şehre taşındık. Babamın da sonrasındaki iletişimimizde pek çok hataları oldu çoğu zaman eşiyle bizim aramızdaki dengeyi kuramadı , anneme gereken tepkileri vermeyi başaramadı ve bizi sürekli ikisi arasında bıraktı hatta ben bu sebeple lise döneminde çok ağır psikolojik rahatsızlık yaşadım ama yine de ikisi de akıllanmadı ve alması gereken dersleri almadılar.
Bu olaylar hep psikolojik şiddet boyutundaydı hiçbir zaman fiziksel şiddete dönüşmemişti ta ki kardeşimle ben üniversite için evden ayrılana kadar . Annem o süreçte zaten inanılmaz isteksizdi ve hiçbir şeyle ilgilenmiyordu. Kardeşim bu baskıcı ortamdan kurtabilmek için benim okuduğum şehirde tercih yaptı . Annem kardeşimin şehir dışına çıkmasını istemiyordu ama artık onu istediği gibi kontrol edemeyeceğinin farkında değildi ve onu şehir dışında tercih yapması için benim doldurduğumu düşünüyordu halbuki öyle bir şey yoktu o zaten benim hissettiklerimin bin katını hissediyordu ama sadece söylemek istemiyordu bunları. Neyse aradan bir süre geçti ve neredeyse okullar açılacaktı ama annem en ufak bir işle bile uğraşmıyordu biletlerimizi bile zoraki ben aldım . Şehre gittiğimizde ikimizin de yurdu yoktu ve biz çok geç kaldığımız için yurt bulamadık ve okulların açılmasına bir haftadan az süre kalmasına rağmen yurdumuz yoktu. Biz bu sebepten dolayı döndüğümüzde çok büyük bir taştırma yaşadık ve bu sırada kardeşim 'Biz seninle yaşamak istemiyoruz' dediğinde annem bizim üstümüze bıçakla saldırmaya çalıştı, bunu yaparken de bana ' Benim çocuğumu çalamazsın onun annesi benim' dedi .- ikimiz de halen bu lafın ne anlama geldiğini çözemedik- o gün evden zor kaçtık annem resmen cinnet geçirdi . Bu bizim annemizin ciddi anlamda bir rahatsızlığı olabileceğini düşündüğümüz ilk olaydı. Bu günden sonra her şey giderek daha da kötü olmaya başladı ve aramızdaki uçurum giderek derinleşti ve üstümüzde ciddi travmatik etki bıraktı. Biz bu olay olduktan sonra çevredekilerin de etkisiyle onu zorla doktora götürmeye ikna ettik ve doktora olayı anlattığında güya doktor ona 'Tepkiniz gayet normal ,öldürün elinizi korkak alıştırmayın' demiş bunu bize aynen böyle anlattı şok olduk ve artık hiçbir şeyin değişmeyeceğini anladığımız için onu zorlamadık ve kendisi de bıraktı gitmeyi .
O zamanlar halihazırda gitmekte olduğum ve annemin davranışlarının aslında hiç de normal olmadığını fark etmeme sebep olan psikoloğumun tahminine göre annemde narsistik kişilik bozukluğu var. Psikoloğum onun yanında kaldığımız sürece asla huzurlu olamayacağımızı ve evden uzaklaşmamız gerektiğini söylüyordu. Tabi daha sonra benim yaşadığım bu aydınlanma annemin işine gelmediği için psikoloğu yakın arkadaşı vasıtasıyla bulmamıza rağmen parasını ödemeyi aniden kesti ben birkaç seansı kendim ödemeye başladım ama bir süre sonra karşılayamayınca psikoloğuma ne olduğunu anlattım terapiyi sonlandırmak istediğimi söyledim ama kadın çok vicdanlı biri olduğu için ve bana gerçekten yardım etmek istediği için çok uzun bir süre daha bana ücretsiz seans vermeye devam etti ve annem ücretsiz seans yapmasını bilmesine rağmen bu durumdan zerre rahatsızlık duymadı hoş ben o zamanki seansları ödemesine bile çok şaşırmıştım zaten.
Ayrıca kendisi inanılmaz lüks harcamalar yapmasına rağmen çoğu zaman cebimize 5 kuruş harçlık bırakmaz. Lise zamanlarımızda cebimizde canımız çektiğinde bir yerlerde yiyip içebileceğimiz paramız olmazdı, paramızı hep hesaplayararak verirdi. Çıkışta bir yerde oturmak isteyen arkadaşlarımıza hep yalan söylemek zorunda kalırdık . Şimdi de bu durum çok farksız değil . Kendisi ayda rahat 10-15 bin lira sırf keyfi harcama yapmasına rağmen bizim eğitimimiz için yaptığı 10 lira harcama bile gözünde büyük yük görünür. Bize yapmak zorunda olduğu en ufak harcamalarda bile 'artık çalışın ben size bakmak zorunda değilim benim evimde kalıyorsunuz ücretsiz kira ödemeden' vb cümleler söyler hiç utanmadan. Çünkü bizden gelecek paraya ihtiyacı olan insan zaten ayda 10-15 bin lira keyfi harcama yapamaz .Örneğin daha yeni eve hiç ihtiyacımız olmadığı halde 60 bin liralık ev eşyası almasına rağmen benim sınavlarım için alacağım bir kitap için bile evde kavga çıkartabilir ve hemen babamızdan para istememizi söyler . Kendisinin alışverişlerinden eve gelip giden kargonun haddi hesabı yok ama biz kendimiz için en ufak bir şey almak istesek bile bunu gizleyerek yapmak zorunda kalıyoruz çünkü annem bunu fark ettiğinde daha da az para vermeye başlıyor. Markete gittiğimizde ne alırsak alalım mutlaka paranın üstü 5 lira olsa bile geri ister ve çoğu zaman da zaten para vermez, biz kendi paramızla aldığımızda da hiç sormaz bile kaç lira tuttuğunu veya cebimizde paramız olup olmadığını bile sormaz. Paramızın olup olmamasını da geçtim nasıl olduğumuzu bile sormaz . Ben sınav dönemlerinde çok heyecanlanan bir insan olduğum için bazen biraz olsun duygusal destek alabilmek adına hataya düşüp onu aradığımda bana yapacaksın tabi bu senin görevin gibi cevaplar verir ve telefonu kapattığımda üstümde daha büyük bir stres hissederim
Bizim hayatımız çoğu insanın dışarıdan iyi gördüğü , her şeyin yolunda olduğu bir hayat olabilir ama içeride nelerin olduğunu sadece yakın arkadaşlarımız biliyor. akrabalarımızlarından durumumuzu paylaştığımız insanlar da annemin gereksiz tepkilerinden çekindikleri için çoğu zaman gerekli tepkileri veremiyor ,sadece bize üzülmekle kalıyorlar.
Ben bütün bu yaşadıklarımızın etkisiyle, şuan okuduğum okulu dereceyle bitirecek olmama rağmen kendime o kadar inanmıyor ve güvenmiyorum ki yapacağım meslekte kendime en ufak bir inancım yok çok özgüvensiz bir insanım. Örneğin, en basit sınavlarda bile inanılmaz heyecanlanıyor, günlerce uykusuz kalıyor ve panik atak geçiyorum, kendimi çok yetersiz ve değersiz görüyorum sanki iyi olan hiçbir şeye layık değilmişim gibi hissediyorum . Sanki ne yaparsam yapayım onların sevgisini ve ilgisini göremezmişim gibi hissediyorum. Kardeşimle ben bu durumun içinden nasıl kurtuluruz nasıl normal ve sağlıklı ilişkiler kurabiliriz bilmiyorum . Bazen durduk yere saatlerce ağlayasım geliyor çok büyük iniş çıkışlar yaşıyorum devam edecek gücü kendimde göremiyorum.
Okudum Allah yardımcınız olsunÖncellikle merhabalar bu konuyu kardeşimle beraber sizden fikir ve tavsiyelerinizi almak için yazıyoruz. Uzun bir yazı olacak vakti olmayanların vaktini almak istemeyiz
Biz boşanmış bi ailenin çocuklarıyız .Anne- babamız da iyi eğitimli ,iyi mesleklere sahip ,yüksek gelirli insanlar.ben iyi bir üniversitenin hukuk fakültesinde son sınıf öğrencisiyim kardeşim de üniversite öğrencisi. Bunları ailemizin genel durumunu daha iyi anlatabilmek için yazdım şimdi asıl konuya gireyim .
Uzun zamandır kardeşimle ikimiz annemizin psikolojik rahatsızlıkları olduğunu düşünüyoruz ve bu durum artık bizim için dayanılmaz bir noktaya geldi öyle ki artık aynı evin içinde bir gün geçirmek bile bizim için işkence .Artık aile bağlarımız kalmadı diyebilirim . İkimiz de bir an önce mesleklerimizi elimize alıp evden kurtulmaya bakıyoruz.
Annemden biraz bahsetmek gerekirse kendisi çok otoriter baskıcı ve disiplinli bir kadın .Onun için normal bir insanın hiç önemsemeyeceği şeyler çok önemli ve bu şeyler onun istediği gibi yapılmazsa çok anormal tepkiler verebiliyor. Mesela biz arkadaşlarımızla bir kahve içmeye çıkabilmek için bile bir 'bedel' ödemek zorundayız yani annemin tabiriyle hak etmek zorundayız. İstediği şey istediği an yapılmazsa, yaptırana kadar evde bağırmaya ve küfürler etmeye devam eder . Örneğin dışarı çıkacağımızı söylediğimizde aniden yüzü düşer ve ağza alınmayacak küfürler eder ve aşağılamalarda bulunur, ev işlerini yapmamız gerektiğini ancak ondan sonra dışarı çıkabileceğimizi söyler ve nihayetinde tüm işleri bitirip dışarı çıktığımızda ise daha evin sokağından çıkamadan bizi telefonla arayıp taciz etmeye başlar 'ne zaman geleceksiniz çok oyalanmayın hemen evinize dönün' vb laflarla o günümüzü de zehir etmeyi başarır. Ben artık mutluluğumuzdan rahatsızlık duyduğunu düşünmeye başlıyorum çünkü biz ne zaman eğlensek ve annem de bunu fark etse bundan inanılmaz rahatsız oluyo ve hemen 'anneniniz evde oturuyor siz gezin ben hayatımı size feda ettim istesem evlenirdim babanız gibi, siz olmasaydınız hayatım daha farklı olabilirdi ben size evimi açtım size acıyıp baktım, sizin yaptığınıza bakın 'der ve dışarı çıktığımıza da bin pişman eder. Zaten artık annemin bu davranışlarından dolayı çevremizde bizi gerçekten anlayan arkadaşlarımız dışında kimse kalmadı hepsi bizden uzaklaştılar yeterince görüşemediğimiz için.
Aslında bu süreç boyunca annemin hayatına aldığı insanlar oldu ve bizden bunları hep gizlemeye çalıştı ta ki kardeşimle ikimiz fark edene kadar. Bu sürede bize normalde davrandığından daha kötü davranmaya başlar ve tüm odağını ve ilgisini ona çevirirdi sanki tüm hayatı boyunca bu anı beklemiş ve bu süreç boyunca hep yük görmüş gibi . Biz o zaman ona evi ihmal ettiğini söylediğimizde bize ' siz benim mutluluğumu kıskanıyorsunuz benim mutlu olmamı istemiyorsunuz diyordu. Örneğin kardeşimle ikimiz evin her şeyiyle ilgilenmemize ve annemin eve geldiğinde bize bağırmaması için elimizden gelen her şeyi yapmamıza rağmen işten eve geldiğinde hoşgeldin dediğimizde bile ilk cevabı yemek yaptınız mı olurdu ve o gün atıyorum 2 çeşit yemek yaptıysak neden salata yok diye kavga çıkarırdı. Bu durum hala devam ediyor zaten.
Ayrıca kendisinin dışarıya çizdiği profille gerçekteki karakteri çok farklı. Örneğin normalde onu tanıyanlar çok kibar biri olarak tanımlar ama evde en ufak bir tartışmamızda bile ağza alınmayacak küfürler etmeye başlar . Kendisini herkesten hatta kendi kardeşleriden bile üstte görür. İş arkadaşları dahil herkesin onu kıskandığını düşünür ve bu yüzden çevresinde hiç arkadaşı yok. Evde sürekli kardeşlerini kast ederek 'benim bir saygınlığım var ben onlar gibi değilim onlarla aynı semtte yaşayamam benim bir kariyerim var 'gibi garip cümleler kurar. Hatta bazen konuşmalarında onları da aşağılar . Annem o ailede okuyan tek kişi ve yüksek rütbeli bir mesleğe sahip ve bunu hayatının her aşamasında kullanmaktan asla geri durmaz ve bunu her yerde kullandığı için biz çoğu zaman gittiğimiz yerlerde yerin dibine gireriz. Biz ne zaman kendi başımıza bir şeyleri başarmaya çalışsak ,her seferinde özgüvenimizi kırmaya çalışır' Siz benim gölgemdesiniz siz ben olmasam bir hiçsiniz ,zaten babanız da sizi çocukken başıma bırakarak en doğrusunu yapmış aslında sizi sokağa atmak lazım' vs laflara bizi hep aşağı çeker.
Annemle babam biz çok küçükken boşandılar ve biz başka bir şehre taşındık. Babamın da sonrasındaki iletişimimizde pek çok hataları oldu çoğu zaman eşiyle bizim aramızdaki dengeyi kuramadı , anneme gereken tepkileri vermeyi başaramadı ve bizi sürekli ikisi arasında bıraktı hatta ben bu sebeple lise döneminde çok ağır psikolojik rahatsızlık yaşadım ama yine de ikisi de akıllanmadı ve alması gereken dersleri almadılar.
Bu olaylar hep psikolojik şiddet boyutundaydı hiçbir zaman fiziksel şiddete dönüşmemişti ta ki kardeşimle ben üniversite için evden ayrılana kadar . Annem o süreçte zaten inanılmaz isteksizdi ve hiçbir şeyle ilgilenmiyordu. Kardeşim bu baskıcı ortamdan kurtabilmek için benim okuduğum şehirde tercih yaptı . Annem kardeşimin şehir dışına çıkmasını istemiyordu ama artık onu istediği gibi kontrol edemeyeceğinin farkında değildi ve onu şehir dışında tercih yapması için benim doldurduğumu düşünüyordu halbuki öyle bir şey yoktu o zaten benim hissettiklerimin bin katını hissediyordu ama sadece söylemek istemiyordu bunları. Neyse aradan bir süre geçti ve neredeyse okullar açılacaktı ama annem en ufak bir işle bile uğraşmıyordu biletlerimizi bile zoraki ben aldım . Şehre gittiğimizde ikimizin de yurdu yoktu ve biz çok geç kaldığımız için yurt bulamadık ve okulların açılmasına bir haftadan az süre kalmasına rağmen yurdumuz yoktu. Biz bu sebepten dolayı döndüğümüzde çok büyük bir taştırma yaşadık ve bu sırada kardeşim 'Biz seninle yaşamak istemiyoruz' dediğinde annem bizim üstümüze bıçakla saldırmaya çalıştı, bunu yaparken de bana ' Benim çocuğumu çalamazsın onun annesi benim' dedi .- ikimiz de halen bu lafın ne anlama geldiğini çözemedik- o gün evden zor kaçtık annem resmen cinnet geçirdi . Bu bizim annemizin ciddi anlamda bir rahatsızlığı olabileceğini düşündüğümüz ilk olaydı. Bu günden sonra her şey giderek daha da kötü olmaya başladı ve aramızdaki uçurum giderek derinleşti ve üstümüzde ciddi travmatik etki bıraktı. Biz bu olay olduktan sonra çevredekilerin de etkisiyle onu zorla doktora götürmeye ikna ettik ve doktora olayı anlattığında güya doktor ona 'Tepkiniz gayet normal ,öldürün elinizi korkak alıştırmayın' demiş bunu bize aynen böyle anlattı şok olduk ve artık hiçbir şeyin değişmeyeceğini anladığımız için onu zorlamadık ve kendisi de bıraktı gitmeyi .
O zamanlar halihazırda gitmekte olduğum ve annemin davranışlarının aslında hiç de normal olmadığını fark etmeme sebep olan psikoloğumun tahminine göre annemde narsistik kişilik bozukluğu var. Psikoloğum onun yanında kaldığımız sürece asla huzurlu olamayacağımızı ve evden uzaklaşmamız gerektiğini söylüyordu. Tabi daha sonra benim yaşadığım bu aydınlanma annemin işine gelmediği için psikoloğu yakın arkadaşı vasıtasıyla bulmamıza rağmen parasını ödemeyi aniden kesti ben birkaç seansı kendim ödemeye başladım ama bir süre sonra karşılayamayınca psikoloğuma ne olduğunu anlattım terapiyi sonlandırmak istediğimi söyledim ama kadın çok vicdanlı biri olduğu için ve bana gerçekten yardım etmek istediği için çok uzun bir süre daha bana ücretsiz seans vermeye devam etti ve annem ücretsiz seans yapmasını bilmesine rağmen bu durumdan zerre rahatsızlık duymadı hoş ben o zamanki seansları ödemesine bile çok şaşırmıştım zaten.
Ayrıca kendisi inanılmaz lüks harcamalar yapmasına rağmen çoğu zaman cebimize 5 kuruş harçlık bırakmaz. Lise zamanlarımızda cebimizde canımız çektiğinde bir yerlerde yiyip içebileceğimiz paramız olmazdı, paramızı hep hesaplayararak verirdi. Çıkışta bir yerde oturmak isteyen arkadaşlarımıza hep yalan söylemek zorunda kalırdık . Şimdi de bu durum çok farksız değil . Kendisi ayda rahat 10-15 bin lira sırf keyfi harcama yapmasına rağmen bizim eğitimimiz için yaptığı 10 lira harcama bile gözünde büyük yük görünür. Bize yapmak zorunda olduğu en ufak harcamalarda bile 'artık çalışın ben size bakmak zorunda değilim benim evimde kalıyorsunuz ücretsiz kira ödemeden' vb cümleler söyler hiç utanmadan. Çünkü bizden gelecek paraya ihtiyacı olan insan zaten ayda 10-15 bin lira keyfi harcama yapamaz .Örneğin daha yeni eve hiç ihtiyacımız olmadığı halde 60 bin liralık ev eşyası almasına rağmen benim sınavlarım için alacağım bir kitap için bile evde kavga çıkartabilir ve hemen babamızdan para istememizi söyler . Kendisinin alışverişlerinden eve gelip giden kargonun haddi hesabı yok ama biz kendimiz için en ufak bir şey almak istesek bile bunu gizleyerek yapmak zorunda kalıyoruz çünkü annem bunu fark ettiğinde daha da az para vermeye başlıyor. Markete gittiğimizde ne alırsak alalım mutlaka paranın üstü 5 lira olsa bile geri ister ve çoğu zaman da zaten para vermez, biz kendi paramızla aldığımızda da hiç sormaz bile kaç lira tuttuğunu veya cebimizde paramız olup olmadığını bile sormaz. Paramızın olup olmamasını da geçtim nasıl olduğumuzu bile sormaz . Ben sınav dönemlerinde çok heyecanlanan bir insan olduğum için bazen biraz olsun duygusal destek alabilmek adına hataya düşüp onu aradığımda bana yapacaksın tabi bu senin görevin gibi cevaplar verir ve telefonu kapattığımda üstümde daha büyük bir stres hissederim
Bizim hayatımız çoğu insanın dışarıdan iyi gördüğü , her şeyin yolunda olduğu bir hayat olabilir ama içeride nelerin olduğunu sadece yakın arkadaşlarımız biliyor. akrabalarımızlarından durumumuzu paylaştığımız insanlar da annemin gereksiz tepkilerinden çekindikleri için çoğu zaman gerekli tepkileri veremiyor ,sadece bize üzülmekle kalıyorlar.
Ben bütün bu yaşadıklarımızın etkisiyle, şuan okuduğum okulu dereceyle bitirecek olmama rağmen kendime o kadar inanmıyor ve güvenmiyorum ki yapacağım meslekte kendime en ufak bir inancım yok çok özgüvensiz bir insanım. Örneğin, en basit sınavlarda bile inanılmaz heyecanlanıyor, günlerce uykusuz kalıyor ve panik atak geçiyorum, kendimi çok yetersiz ve değersiz görüyorum sanki iyi olan hiçbir şeye layık değilmişim gibi hissediyorum . Sanki ne yaparsam yapayım onların sevgisini ve ilgisini göremezmişim gibi hissediyorum. Kardeşimle ben bu durumun içinden nasıl kurtuluruz nasıl normal ve sağlıklı ilişkiler kurabiliriz bilmiyorum . Bazen durduk yere saatlerce ağlayasım geliyor çok büyük iniş çıkışlar yaşıyorum devam edecek gücü kendimde göremiyorum.
Öncellikle merhabalar bu konuyu kardeşimle beraber sizden fikir ve tavsiyelerinizi almak için yazıyoruz. Uzun bir yazı olacak vakti olmayanların vaktini almak istemeyiz
Biz boşanmış bi ailenin çocuklarıyız .Anne- babamız da iyi eğitimli ,iyi mesleklere sahip ,yüksek gelirli insanlar.ben iyi bir üniversitenin hukuk fakültesinde son sınıf öğrencisiyim kardeşim de üniversite öğrencisi. Bunları ailemizin genel durumunu daha iyi anlatabilmek için yazdım şimdi asıl konuya gireyim .
Uzun zamandır kardeşimle ikimiz annemizin psikolojik rahatsızlıkları olduğunu düşünüyoruz ve bu durum artık bizim için dayanılmaz bir noktaya geldi öyle ki artık aynı evin içinde bir gün geçirmek bile bizim için işkence .Artık aile bağlarımız kalmadı diyebilirim . İkimiz de bir an önce mesleklerimizi elimize alıp evden kurtulmaya bakıyoruz.
Annemden biraz bahsetmek gerekirse kendisi çok otoriter baskıcı ve disiplinli bir kadın .Onun için normal bir insanın hiç önemsemeyeceği şeyler çok önemli ve bu şeyler onun istediği gibi yapılmazsa çok anormal tepkiler verebiliyor. Mesela biz arkadaşlarımızla bir kahve içmeye çıkabilmek için bile bir 'bedel' ödemek zorundayız yani annemin tabiriyle hak etmek zorundayız. İstediği şey istediği an yapılmazsa, yaptırana kadar evde bağırmaya ve küfürler etmeye devam eder . Örneğin dışarı çıkacağımızı söylediğimizde aniden yüzü düşer ve ağza alınmayacak küfürler eder ve aşağılamalarda bulunur, ev işlerini yapmamız gerektiğini ancak ondan sonra dışarı çıkabileceğimizi söyler ve nihayetinde tüm işleri bitirip dışarı çıktığımızda ise daha evin sokağından çıkamadan bizi telefonla arayıp taciz etmeye başlar 'ne zaman geleceksiniz çok oyalanmayın hemen evinize dönün' vb laflarla o günümüzü de zehir etmeyi başarır. Ben artık mutluluğumuzdan rahatsızlık duyduğunu düşünmeye başlıyorum çünkü biz ne zaman eğlensek ve annem de bunu fark etse bundan inanılmaz rahatsız oluyo ve hemen 'anneniniz evde oturuyor siz gezin ben hayatımı size feda ettim istesem evlenirdim babanız gibi, siz olmasaydınız hayatım daha farklı olabilirdi ben size evimi açtım size acıyıp baktım, sizin yaptığınıza bakın 'der ve dışarı çıktığımıza da bin pişman eder. Zaten artık annemin bu davranışlarından dolayı çevremizde bizi gerçekten anlayan arkadaşlarımız dışında kimse kalmadı hepsi bizden uzaklaştılar yeterince görüşemediğimiz için.
Aslında bu süreç boyunca annemin hayatına aldığı insanlar oldu ve bizden bunları hep gizlemeye çalıştı ta ki kardeşimle ikimiz fark edene kadar. Bu sürede bize normalde davrandığından daha kötü davranmaya başlar ve tüm odağını ve ilgisini ona çevirirdi sanki tüm hayatı boyunca bu anı beklemiş ve bu süreç boyunca hep yük görmüş gibi . Biz o zaman ona evi ihmal ettiğini söylediğimizde bize ' siz benim mutluluğumu kıskanıyorsunuz benim mutlu olmamı istemiyorsunuz diyordu. Örneğin kardeşimle ikimiz evin her şeyiyle ilgilenmemize ve annemin eve geldiğinde bize bağırmaması için elimizden gelen her şeyi yapmamıza rağmen işten eve geldiğinde hoşgeldin dediğimizde bile ilk cevabı yemek yaptınız mı olurdu ve o gün atıyorum 2 çeşit yemek yaptıysak neden salata yok diye kavga çıkarırdı. Bu durum hala devam ediyor zaten.
Ayrıca kendisinin dışarıya çizdiği profille gerçekteki karakteri çok farklı. Örneğin normalde onu tanıyanlar çok kibar biri olarak tanımlar ama evde en ufak bir tartışmamızda bile ağza alınmayacak küfürler etmeye başlar . Kendisini herkesten hatta kendi kardeşleriden bile üstte görür. İş arkadaşları dahil herkesin onu kıskandığını düşünür ve bu yüzden çevresinde hiç arkadaşı yok. Evde sürekli kardeşlerini kast ederek 'benim bir saygınlığım var ben onlar gibi değilim onlarla aynı semtte yaşayamam benim bir kariyerim var 'gibi garip cümleler kurar. Hatta bazen konuşmalarında onları da aşağılar . Annem o ailede okuyan tek kişi ve yüksek rütbeli bir mesleğe sahip ve bunu hayatının her aşamasında kullanmaktan asla geri durmaz ve bunu her yerde kullandığı için biz çoğu zaman gittiğimiz yerlerde yerin dibine gireriz. Biz ne zaman kendi başımıza bir şeyleri başarmaya çalışsak ,her seferinde özgüvenimizi kırmaya çalışır' Siz benim gölgemdesiniz siz ben olmasam bir hiçsiniz ,zaten babanız da sizi çocukken başıma bırakarak en doğrusunu yapmış aslında sizi sokağa atmak lazım' vs laflara bizi hep aşağı çeker.
Annemle babam biz çok küçükken boşandılar ve biz başka bir şehre taşındık. Babamın da sonrasındaki iletişimimizde pek çok hataları oldu çoğu zaman eşiyle bizim aramızdaki dengeyi kuramadı , anneme gereken tepkileri vermeyi başaramadı ve bizi sürekli ikisi arasında bıraktı hatta ben bu sebeple lise döneminde çok ağır psikolojik rahatsızlık yaşadım ama yine de ikisi de akıllanmadı ve alması gereken dersleri almadılar.
Bu olaylar hep psikolojik şiddet boyutundaydı hiçbir zaman fiziksel şiddete dönüşmemişti ta ki kardeşimle ben üniversite için evden ayrılana kadar . Annem o süreçte zaten inanılmaz isteksizdi ve hiçbir şeyle ilgilenmiyordu. Kardeşim bu baskıcı ortamdan kurtabilmek için benim okuduğum şehirde tercih yaptı . Annem kardeşimin şehir dışına çıkmasını istemiyordu ama artık onu istediği gibi kontrol edemeyeceğinin farkında değildi ve onu şehir dışında tercih yapması için benim doldurduğumu düşünüyordu halbuki öyle bir şey yoktu o zaten benim hissettiklerimin bin katını hissediyordu ama sadece söylemek istemiyordu bunları. Neyse aradan bir süre geçti ve neredeyse okullar açılacaktı ama annem en ufak bir işle bile uğraşmıyordu biletlerimizi bile zoraki ben aldım . Şehre gittiğimizde ikimizin de yurdu yoktu ve biz çok geç kaldığımız için yurt bulamadık ve okulların açılmasına bir haftadan az süre kalmasına rağmen yurdumuz yoktu. Biz bu sebepten dolayı döndüğümüzde çok büyük bir taştırma yaşadık ve bu sırada kardeşim 'Biz seninle yaşamak istemiyoruz' dediğinde annem bizim üstümüze bıçakla saldırmaya çalıştı, bunu yaparken de bana ' Benim çocuğumu çalamazsın onun annesi benim' dedi .- ikimiz de halen bu lafın ne anlama geldiğini çözemedik- o gün evden zor kaçtık annem resmen cinnet geçirdi . Bu bizim annemizin ciddi anlamda bir rahatsızlığı olabileceğini düşündüğümüz ilk olaydı. Bu günden sonra her şey giderek daha da kötü olmaya başladı ve aramızdaki uçurum giderek derinleşti ve üstümüzde ciddi travmatik etki bıraktı. Biz bu olay olduktan sonra çevredekilerin de etkisiyle onu zorla doktora götürmeye ikna ettik ve doktora olayı anlattığında güya doktor ona 'Tepkiniz gayet normal ,öldürün elinizi korkak alıştırmayın' demiş bunu bize aynen böyle anlattı şok olduk ve artık hiçbir şeyin değişmeyeceğini anladığımız için onu zorlamadık ve kendisi de bıraktı gitmeyi .
O zamanlar halihazırda gitmekte olduğum ve annemin davranışlarının aslında hiç de normal olmadığını fark etmeme sebep olan psikoloğumun tahminine göre annemde narsistik kişilik bozukluğu var. Psikoloğum onun yanında kaldığımız sürece asla huzurlu olamayacağımızı ve evden uzaklaşmamız gerektiğini söylüyordu. Tabi daha sonra benim yaşadığım bu aydınlanma annemin işine gelmediği için psikoloğu yakın arkadaşı vasıtasıyla bulmamıza rağmen parasını ödemeyi aniden kesti ben birkaç seansı kendim ödemeye başladım ama bir süre sonra karşılayamayınca psikoloğuma ne olduğunu anlattım terapiyi sonlandırmak istediğimi söyledim ama kadın çok vicdanlı biri olduğu için ve bana gerçekten yardım etmek istediği için çok uzun bir süre daha bana ücretsiz seans vermeye devam etti ve annem ücretsiz seans yapmasını bilmesine rağmen bu durumdan zerre rahatsızlık duymadı hoş ben o zamanki seansları ödemesine bile çok şaşırmıştım zaten.
Ayrıca kendisi inanılmaz lüks harcamalar yapmasına rağmen çoğu zaman cebimize 5 kuruş harçlık bırakmaz. Lise zamanlarımızda cebimizde canımız çektiğinde bir yerlerde yiyip içebileceğimiz paramız olmazdı, paramızı hep hesaplayararak verirdi. Çıkışta bir yerde oturmak isteyen arkadaşlarımıza hep yalan söylemek zorunda kalırdık . Şimdi de bu durum çok farksız değil . Kendisi ayda rahat 10-15 bin lira sırf keyfi harcama yapmasına rağmen bizim eğitimimiz için yaptığı 10 lira harcama bile gözünde büyük yük görünür. Bize yapmak zorunda olduğu en ufak harcamalarda bile 'artık çalışın ben size bakmak zorunda değilim benim evimde kalıyorsunuz ücretsiz kira ödemeden' vb cümleler söyler hiç utanmadan. Çünkü bizden gelecek paraya ihtiyacı olan insan zaten ayda 10-15 bin lira keyfi harcama yapamaz .Örneğin daha yeni eve hiç ihtiyacımız olmadığı halde 60 bin liralık ev eşyası almasına rağmen benim sınavlarım için alacağım bir kitap için bile evde kavga çıkartabilir ve hemen babamızdan para istememizi söyler . Kendisinin alışverişlerinden eve gelip giden kargonun haddi hesabı yok ama biz kendimiz için en ufak bir şey almak istesek bile bunu gizleyerek yapmak zorunda kalıyoruz çünkü annem bunu fark ettiğinde daha da az para vermeye başlıyor. Markete gittiğimizde ne alırsak alalım mutlaka paranın üstü 5 lira olsa bile geri ister ve çoğu zaman da zaten para vermez, biz kendi paramızla aldığımızda da hiç sormaz bile kaç lira tuttuğunu veya cebimizde paramız olup olmadığını bile sormaz. Paramızın olup olmamasını da geçtim nasıl olduğumuzu bile sormaz . Ben sınav dönemlerinde çok heyecanlanan bir insan olduğum için bazen biraz olsun duygusal destek alabilmek adına hataya düşüp onu aradığımda bana yapacaksın tabi bu senin görevin gibi cevaplar verir ve telefonu kapattığımda üstümde daha büyük bir stres hissederim
Bizim hayatımız çoğu insanın dışarıdan iyi gördüğü , her şeyin yolunda olduğu bir hayat olabilir ama içeride nelerin olduğunu sadece yakın arkadaşlarımız biliyor. akrabalarımızlarından durumumuzu paylaştığımız insanlar da annemin gereksiz tepkilerinden çekindikleri için çoğu zaman gerekli tepkileri veremiyor ,sadece bize üzülmekle kalıyorlar.
Ben bütün bu yaşadıklarımızın etkisiyle, şuan okuduğum okulu dereceyle bitirecek olmama rağmen kendime o kadar inanmıyor ve güvenmiyorum ki yapacağım meslekte kendime en ufak bir inancım yok çok özgüvensiz bir insanım. Örneğin, en basit sınavlarda bile inanılmaz heyecanlanıyor, günlerce uykusuz kalıyor ve panik atak geçiyorum, kendimi çok yetersiz ve değersiz görüyorum sanki iyi olan hiçbir şeye layık değilmişim gibi hissediyorum . Sanki ne yaparsam yapayım onların sevgisini ve ilgisini göremezmişim gibi hissediyorum. Kardeşimle ben bu durumun içinden nasıl kurtuluruz nasıl normal ve sağlıklı ilişkiler kurabiliriz bilmiyorum . Bazen durduk yere saatlerce ağlayasım geliyor çok büyük iniş çıkışlar yaşıyorum devam edecek gücü kendimde göremiyorum.
Mesajini uzulerek okudum. Psikolog degilim ama annenin text book narsisistik kisilik bozuklugu semptomlari gosterdigini aÖncellikle merhabalar bu konuyu kardeşimle beraber sizden fikir ve tavsiyelerinizi almak için yazıyoruz. Uzun bir yazı olacak vakti olmayanların vaktini almak istemeyiz
Biz boşanmış bi ailenin çocuklarıyız .Anne- babamız da iyi eğitimli ,iyi mesleklere sahip ,yüksek gelirli insanlar.ben iyi bir üniversitenin hukuk fakültesinde son sınıf öğrencisiyim kardeşim de üniversite öğrencisi. Bunları ailemizin genel durumunu daha iyi anlatabilmek için yazdım şimdi asıl konuya gireyim .
Uzun zamandır kardeşimle ikimiz annemizin psikolojik rahatsızlıkları olduğunu düşünüyoruz ve bu durum artık bizim için dayanılmaz bir noktaya geldi öyle ki artık aynı evin içinde bir gün geçirmek bile bizim için işkence .Artık aile bağlarımız kalmadı diyebilirim . İkimiz de bir an önce mesleklerimizi elimize alıp evden kurtulmaya bakıyoruz.
Annemden biraz bahsetmek gerekirse kendisi çok otoriter baskıcı ve disiplinli bir kadın .Onun için normal bir insanın hiç önemsemeyeceği şeyler çok önemli ve bu şeyler onun istediği gibi yapılmazsa çok anormal tepkiler verebiliyor. Mesela biz arkadaşlarımızla bir kahve içmeye çıkabilmek için bile bir 'bedel' ödemek zorundayız yani annemin tabiriyle hak etmek zorundayız. İstediği şey istediği an yapılmazsa, yaptırana kadar evde bağırmaya ve küfürler etmeye devam eder . Örneğin dışarı çıkacağımızı söylediğimizde aniden yüzü düşer ve ağza alınmayacak küfürler eder ve aşağılamalarda bulunur, ev işlerini yapmamız gerektiğini ancak ondan sonra dışarı çıkabileceğimizi söyler ve nihayetinde tüm işleri bitirip dışarı çıktığımızda ise daha evin sokağından çıkamadan bizi telefonla arayıp taciz etmeye başlar 'ne zaman geleceksiniz çok oyalanmayın hemen evinize dönün' vb laflarla o günümüzü de zehir etmeyi başarır. Ben artık mutluluğumuzdan rahatsızlık duyduğunu düşünmeye başlıyorum çünkü biz ne zaman eğlensek ve annem de bunu fark etse bundan inanılmaz rahatsız oluyo ve hemen 'anneniniz evde oturuyor siz gezin ben hayatımı size feda ettim istesem evlenirdim babanız gibi, siz olmasaydınız hayatım daha farklı olabilirdi ben size evimi açtım size acıyıp baktım, sizin yaptığınıza bakın 'der ve dışarı çıktığımıza da bin pişman eder. Zaten artık annemin bu davranışlarından dolayı çevremizde bizi gerçekten anlayan arkadaşlarımız dışında kimse kalmadı hepsi bizden uzaklaştılar yeterince görüşemediğimiz için.
Aslında bu süreç boyunca annemin hayatına aldığı insanlar oldu ve bizden bunları hep gizlemeye çalıştı ta ki kardeşimle ikimiz fark edene kadar. Bu sürede bize normalde davrandığından daha kötü davranmaya başlar ve tüm odağını ve ilgisini ona çevirirdi sanki tüm hayatı boyunca bu anı beklemiş ve bu süreç boyunca hep yük görmüş gibi . Biz o zaman ona evi ihmal ettiğini söylediğimizde bize ' siz benim mutluluğumu kıskanıyorsunuz benim mutlu olmamı istemiyorsunuz diyordu. Örneğin kardeşimle ikimiz evin her şeyiyle ilgilenmemize ve annemin eve geldiğinde bize bağırmaması için elimizden gelen her şeyi yapmamıza rağmen işten eve geldiğinde hoşgeldin dediğimizde bile ilk cevabı yemek yaptınız mı olurdu ve o gün atıyorum 2 çeşit yemek yaptıysak neden salata yok diye kavga çıkarırdı. Bu durum hala devam ediyor zaten.
Ayrıca kendisinin dışarıya çizdiği profille gerçekteki karakteri çok farklı. Örneğin normalde onu tanıyanlar çok kibar biri olarak tanımlar ama evde en ufak bir tartışmamızda bile ağza alınmayacak küfürler etmeye başlar . Kendisini herkesten hatta kendi kardeşleriden bile üstte görür. İş arkadaşları dahil herkesin onu kıskandığını düşünür ve bu yüzden çevresinde hiç arkadaşı yok. Evde sürekli kardeşlerini kast ederek 'benim bir saygınlığım var ben onlar gibi değilim onlarla aynı semtte yaşayamam benim bir kariyerim var 'gibi garip cümleler kurar. Hatta bazen konuşmalarında onları da aşağılar . Annem o ailede okuyan tek kişi ve yüksek rütbeli bir mesleğe sahip ve bunu hayatının her aşamasında kullanmaktan asla geri durmaz ve bunu her yerde kullandığı için biz çoğu zaman gittiğimiz yerlerde yerin dibine gireriz. Biz ne zaman kendi başımıza bir şeyleri başarmaya çalışsak ,her seferinde özgüvenimizi kırmaya çalışır' Siz benim gölgemdesiniz siz ben olmasam bir hiçsiniz ,zaten babanız da sizi çocukken başıma bırakarak en doğrusunu yapmış aslında sizi sokağa atmak lazım' vs laflara bizi hep aşağı çeker.
Annemle babam biz çok küçükken boşandılar ve biz başka bir şehre taşındık. Babamın da sonrasındaki iletişimimizde pek çok hataları oldu çoğu zaman eşiyle bizim aramızdaki dengeyi kuramadı , anneme gereken tepkileri vermeyi başaramadı ve bizi sürekli ikisi arasında bıraktı hatta ben bu sebeple lise döneminde çok ağır psikolojik rahatsızlık yaşadım ama yine de ikisi de akıllanmadı ve alması gereken dersleri almadılar.
Bu olaylar hep psikolojik şiddet boyutundaydı hiçbir zaman fiziksel şiddete dönüşmemişti ta ki kardeşimle ben üniversite için evden ayrılana kadar . Annem o süreçte zaten inanılmaz isteksizdi ve hiçbir şeyle ilgilenmiyordu. Kardeşim bu baskıcı ortamdan kurtabilmek için benim okuduğum şehirde tercih yaptı . Annem kardeşimin şehir dışına çıkmasını istemiyordu ama artık onu istediği gibi kontrol edemeyeceğinin farkında değildi ve onu şehir dışında tercih yapması için benim doldurduğumu düşünüyordu halbuki öyle bir şey yoktu o zaten benim hissettiklerimin bin katını hissediyordu ama sadece söylemek istemiyordu bunları. Neyse aradan bir süre geçti ve neredeyse okullar açılacaktı ama annem en ufak bir işle bile uğraşmıyordu biletlerimizi bile zoraki ben aldım . Şehre gittiğimizde ikimizin de yurdu yoktu ve biz çok geç kaldığımız için yurt bulamadık ve okulların açılmasına bir haftadan az süre kalmasına rağmen yurdumuz yoktu. Biz bu sebepten dolayı döndüğümüzde çok büyük bir taştırma yaşadık ve bu sırada kardeşim 'Biz seninle yaşamak istemiyoruz' dediğinde annem bizim üstümüze bıçakla saldırmaya çalıştı, bunu yaparken de bana ' Benim çocuğumu çalamazsın onun annesi benim' dedi .- ikimiz de halen bu lafın ne anlama geldiğini çözemedik- o gün evden zor kaçtık annem resmen cinnet geçirdi . Bu bizim annemizin ciddi anlamda bir rahatsızlığı olabileceğini düşündüğümüz ilk olaydı. Bu günden sonra her şey giderek daha da kötü olmaya başladı ve aramızdaki uçurum giderek derinleşti ve üstümüzde ciddi travmatik etki bıraktı. Biz bu olay olduktan sonra çevredekilerin de etkisiyle onu zorla doktora götürmeye ikna ettik ve doktora olayı anlattığında güya doktor ona 'Tepkiniz gayet normal ,öldürün elinizi korkak alıştırmayın' demiş bunu bize aynen böyle anlattı şok olduk ve artık hiçbir şeyin değişmeyeceğini anladığımız için onu zorlamadık ve kendisi de bıraktı gitmeyi .
O zamanlar halihazırda gitmekte olduğum ve annemin davranışlarının aslında hiç de normal olmadığını fark etmeme sebep olan psikoloğumun tahminine göre annemde narsistik kişilik bozukluğu var. Psikoloğum onun yanında kaldığımız sürece asla huzurlu olamayacağımızı ve evden uzaklaşmamız gerektiğini söylüyordu. Tabi daha sonra benim yaşadığım bu aydınlanma annemin işine gelmediği için psikoloğu yakın arkadaşı vasıtasıyla bulmamıza rağmen parasını ödemeyi aniden kesti ben birkaç seansı kendim ödemeye başladım ama bir süre sonra karşılayamayınca psikoloğuma ne olduğunu anlattım terapiyi sonlandırmak istediğimi söyledim ama kadın çok vicdanlı biri olduğu için ve bana gerçekten yardım etmek istediği için çok uzun bir süre daha bana ücretsiz seans vermeye devam etti ve annem ücretsiz seans yapmasını bilmesine rağmen bu durumdan zerre rahatsızlık duymadı hoş ben o zamanki seansları ödemesine bile çok şaşırmıştım zaten.
Ayrıca kendisi inanılmaz lüks harcamalar yapmasına rağmen çoğu zaman cebimize 5 kuruş harçlık bırakmaz. Lise zamanlarımızda cebimizde canımız çektiğinde bir yerlerde yiyip içebileceğimiz paramız olmazdı, paramızı hep hesaplayararak verirdi. Çıkışta bir yerde oturmak isteyen arkadaşlarımıza hep yalan söylemek zorunda kalırdık . Şimdi de bu durum çok farksız değil . Kendisi ayda rahat 10-15 bin lira sırf keyfi harcama yapmasına rağmen bizim eğitimimiz için yaptığı 10 lira harcama bile gözünde büyük yük görünür. Bize yapmak zorunda olduğu en ufak harcamalarda bile 'artık çalışın ben size bakmak zorunda değilim benim evimde kalıyorsunuz ücretsiz kira ödemeden' vb cümleler söyler hiç utanmadan. Çünkü bizden gelecek paraya ihtiyacı olan insan zaten ayda 10-15 bin lira keyfi harcama yapamaz .Örneğin daha yeni eve hiç ihtiyacımız olmadığı halde 60 bin liralık ev eşyası almasına rağmen benim sınavlarım için alacağım bir kitap için bile evde kavga çıkartabilir ve hemen babamızdan para istememizi söyler . Kendisinin alışverişlerinden eve gelip giden kargonun haddi hesabı yok ama biz kendimiz için en ufak bir şey almak istesek bile bunu gizleyerek yapmak zorunda kalıyoruz çünkü annem bunu fark ettiğinde daha da az para vermeye başlıyor. Markete gittiğimizde ne alırsak alalım mutlaka paranın üstü 5 lira olsa bile geri ister ve çoğu zaman da zaten para vermez, biz kendi paramızla aldığımızda da hiç sormaz bile kaç lira tuttuğunu veya cebimizde paramız olup olmadığını bile sormaz. Paramızın olup olmamasını da geçtim nasıl olduğumuzu bile sormaz . Ben sınav dönemlerinde çok heyecanlanan bir insan olduğum için bazen biraz olsun duygusal destek alabilmek adına hataya düşüp onu aradığımda bana yapacaksın tabi bu senin görevin gibi cevaplar verir ve telefonu kapattığımda üstümde daha büyük bir stres hissederim
Bizim hayatımız çoğu insanın dışarıdan iyi gördüğü , her şeyin yolunda olduğu bir hayat olabilir ama içeride nelerin olduğunu sadece yakın arkadaşlarımız biliyor. akrabalarımızlarından durumumuzu paylaştığımız insanlar da annemin gereksiz tepkilerinden çekindikleri için çoğu zaman gerekli tepkileri veremiyor ,sadece bize üzülmekle kalıyorlar.
Ben bütün bu yaşadıklarımızın etkisiyle, şuan okuduğum okulu dereceyle bitirecek olmama rağmen kendime o kadar inanmıyor ve güvenmiyorum ki yapacağım meslekte kendime en ufak bir inancım yok çok özgüvensiz bir insanım. Örneğin, en basit sınavlarda bile inanılmaz heyecanlanıyor, günlerce uykusuz kalıyor ve panik atak geçiyorum, kendimi çok yetersiz ve değersiz görüyorum sanki iyi olan hiçbir şeye layık değilmişim gibi hissediyorum . Sanki ne yaparsam yapayım onların sevgisini ve ilgisini göremezmişim gibi hissediyorum. Kardeşimle ben bu durumun içinden nasıl kurtuluruz nasıl normal ve sağlıklı ilişkiler kurabiliriz bilmiyorum . Bazen durduk yere saatlerce ağlayasım geliyor çok büyük iniş çıkışlar yaşıyorum devam edecek gücü kendimde göremiyorum.
Öncellikle merhabalar bu konuyu kardeşimle beraber sizden fikir ve tavsiyelerinizi almak için yazıyoruz. Uzun bir yazı olacak vakti olmayanların vaktini almak istemeyiz
Biz boşanmış bi ailenin çocuklarıyız .Anne- babamız da iyi eğitimli ,iyi mesleklere sahip ,yüksek gelirli insanlar.ben iyi bir üniversitenin hukuk fakültesinde son sınıf öğrencisiyim kardeşim de üniversite öğrencisi. Bunları ailemizin genel durumunu daha iyi anlatabilmek için yazdım şimdi asıl konuya gireyim .
Uzun zamandır kardeşimle ikimiz annemizin psikolojik rahatsızlıkları olduğunu düşünüyoruz ve bu durum artık bizim için dayanılmaz bir noktaya geldi öyle ki artık aynı evin içinde bir gün geçirmek bile bizim için işkence .Artık aile bağlarımız kalmadı diyebilirim . İkimiz de bir an önce mesleklerimizi elimize alıp evden kurtulmaya bakıyoruz.
Annemden biraz bahsetmek gerekirse kendisi çok otoriter baskıcı ve disiplinli bir kadın .Onun için normal bir insanın hiç önemsemeyeceği şeyler çok önemli ve bu şeyler onun istediği gibi yapılmazsa çok anormal tepkiler verebiliyor. Mesela biz arkadaşlarımızla bir kahve içmeye çıkabilmek için bile bir 'bedel' ödemek zorundayız yani annemin tabiriyle hak etmek zorundayız. İstediği şey istediği an yapılmazsa, yaptırana kadar evde bağırmaya ve küfürler etmeye devam eder . Örneğin dışarı çıkacağımızı söylediğimizde aniden yüzü düşer ve ağza alınmayacak küfürler eder ve aşağılamalarda bulunur, ev işlerini yapmamız gerektiğini ancak ondan sonra dışarı çıkabileceğimizi söyler ve nihayetinde tüm işleri bitirip dışarı çıktığımızda ise daha evin sokağından çıkamadan bizi telefonla arayıp taciz etmeye başlar 'ne zaman geleceksiniz çok oyalanmayın hemen evinize dönün' vb laflarla o günümüzü de zehir etmeyi başarır. Ben artık mutluluğumuzdan rahatsızlık duyduğunu düşünmeye başlıyorum çünkü biz ne zaman eğlensek ve annem de bunu fark etse bundan inanılmaz rahatsız oluyo ve hemen 'anneniniz evde oturuyor siz gezin ben hayatımı size feda ettim istesem evlenirdim babanız gibi, siz olmasaydınız hayatım daha farklı olabilirdi ben size evimi açtım size acıyıp baktım, sizin yaptığınıza bakın 'der ve dışarı çıktığımıza da bin pişman eder. Zaten artık annemin bu davranışlarından dolayı çevremizde bizi gerçekten anlayan arkadaşlarımız dışında kimse kalmadı hepsi bizden uzaklaştılar yeterince görüşemediğimiz için.
Aslında bu süreç boyunca annemin hayatına aldığı insanlar oldu ve bizden bunları hep gizlemeye çalıştı ta ki kardeşimle ikimiz fark edene kadar. Bu sürede bize normalde davrandığından daha kötü davranmaya başlar ve tüm odağını ve ilgisini ona çevirirdi sanki tüm hayatı boyunca bu anı beklemiş ve bu süreç boyunca hep yük görmüş gibi . Biz o zaman ona evi ihmal ettiğini söylediğimizde bize ' siz benim mutluluğumu kıskanıyorsunuz benim mutlu olmamı istemiyorsunuz diyordu. Örneğin kardeşimle ikimiz evin her şeyiyle ilgilenmemize ve annemin eve geldiğinde bize bağırmaması için elimizden gelen her şeyi yapmamıza rağmen işten eve geldiğinde hoşgeldin dediğimizde bile ilk cevabı yemek yaptınız mı olurdu ve o gün atıyorum 2 çeşit yemek yaptıysak neden salata yok diye kavga çıkarırdı. Bu durum hala devam ediyor zaten.
Ayrıca kendisinin dışarıya çizdiği profille gerçekteki karakteri çok farklı. Örneğin normalde onu tanıyanlar çok kibar biri olarak tanımlar ama evde en ufak bir tartışmamızda bile ağza alınmayacak küfürler etmeye başlar . Kendisini herkesten hatta kendi kardeşleriden bile üstte görür. İş arkadaşları dahil herkesin onu kıskandığını düşünür ve bu yüzden çevresinde hiç arkadaşı yok. Evde sürekli kardeşlerini kast ederek 'benim bir saygınlığım var ben onlar gibi değilim onlarla aynı semtte yaşayamam benim bir kariyerim var 'gibi garip cümleler kurar. Hatta bazen konuşmalarında onları da aşağılar . Annem o ailede okuyan tek kişi ve yüksek rütbeli bir mesleğe sahip ve bunu hayatının her aşamasında kullanmaktan asla geri durmaz ve bunu her yerde kullandığı için biz çoğu zaman gittiğimiz yerlerde yerin dibine gireriz. Biz ne zaman kendi başımıza bir şeyleri başarmaya çalışsak ,her seferinde özgüvenimizi kırmaya çalışır' Siz benim gölgemdesiniz siz ben olmasam bir hiçsiniz ,zaten babanız da sizi çocukken başıma bırakarak en doğrusunu yapmış aslında sizi sokağa atmak lazım' vs laflara bizi hep aşağı çeker.
Annemle babam biz çok küçükken boşandılar ve biz başka bir şehre taşındık. Babamın da sonrasındaki iletişimimizde pek çok hataları oldu çoğu zaman eşiyle bizim aramızdaki dengeyi kuramadı , anneme gereken tepkileri vermeyi başaramadı ve bizi sürekli ikisi arasında bıraktı hatta ben bu sebeple lise döneminde çok ağır psikolojik rahatsızlık yaşadım ama yine de ikisi de akıllanmadı ve alması gereken dersleri almadılar.
Bu olaylar hep psikolojik şiddet boyutundaydı hiçbir zaman fiziksel şiddete dönüşmemişti ta ki kardeşimle ben üniversite için evden ayrılana kadar . Annem o süreçte zaten inanılmaz isteksizdi ve hiçbir şeyle ilgilenmiyordu. Kardeşim bu baskıcı ortamdan kurtabilmek için benim okuduğum şehirde tercih yaptı . Annem kardeşimin şehir dışına çıkmasını istemiyordu ama artık onu istediği gibi kontrol edemeyeceğinin farkında değildi ve onu şehir dışında tercih yapması için benim doldurduğumu düşünüyordu halbuki öyle bir şey yoktu o zaten benim hissettiklerimin bin katını hissediyordu ama sadece söylemek istemiyordu bunları. Neyse aradan bir süre geçti ve neredeyse okullar açılacaktı ama annem en ufak bir işle bile uğraşmıyordu biletlerimizi bile zoraki ben aldım . Şehre gittiğimizde ikimizin de yurdu yoktu ve biz çok geç kaldığımız için yurt bulamadık ve okulların açılmasına bir haftadan az süre kalmasına rağmen yurdumuz yoktu. Biz bu sebepten dolayı döndüğümüzde çok büyük bir taştırma yaşadık ve bu sırada kardeşim 'Biz seninle yaşamak istemiyoruz' dediğinde annem bizim üstümüze bıçakla saldırmaya çalıştı, bunu yaparken de bana ' Benim çocuğumu çalamazsın onun annesi benim' dedi .- ikimiz de halen bu lafın ne anlama geldiğini çözemedik- o gün evden zor kaçtık annem resmen cinnet geçirdi . Bu bizim annemizin ciddi anlamda bir rahatsızlığı olabileceğini düşündüğümüz ilk olaydı. Bu günden sonra her şey giderek daha da kötü olmaya başladı ve aramızdaki uçurum giderek derinleşti ve üstümüzde ciddi travmatik etki bıraktı. Biz bu olay olduktan sonra çevredekilerin de etkisiyle onu zorla doktora götürmeye ikna ettik ve doktora olayı anlattığında güya doktor ona 'Tepkiniz gayet normal ,öldürün elinizi korkak alıştırmayın' demiş bunu bize aynen böyle anlattı şok olduk ve artık hiçbir şeyin değişmeyeceğini anladığımız için onu zorlamadık ve kendisi de bıraktı gitmeyi .
O zamanlar halihazırda gitmekte olduğum ve annemin davranışlarının aslında hiç de normal olmadığını fark etmeme sebep olan psikoloğumun tahminine göre annemde narsistik kişilik bozukluğu var. Psikoloğum onun yanında kaldığımız sürece asla huzurlu olamayacağımızı ve evden uzaklaşmamız gerektiğini söylüyordu. Tabi daha sonra benim yaşadığım bu aydınlanma annemin işine gelmediği için psikoloğu yakın arkadaşı vasıtasıyla bulmamıza rağmen parasını ödemeyi aniden kesti ben birkaç seansı kendim ödemeye başladım ama bir süre sonra karşılayamayınca psikoloğuma ne olduğunu anlattım terapiyi sonlandırmak istediğimi söyledim ama kadın çok vicdanlı biri olduğu için ve bana gerçekten yardım etmek istediği için çok uzun bir süre daha bana ücretsiz seans vermeye devam etti ve annem ücretsiz seans yapmasını bilmesine rağmen bu durumdan zerre rahatsızlık duymadı hoş ben o zamanki seansları ödemesine bile çok şaşırmıştım zaten.
Ayrıca kendisi inanılmaz lüks harcamalar yapmasına rağmen çoğu zaman cebimize 5 kuruş harçlık bırakmaz. Lise zamanlarımızda cebimizde canımız çektiğinde bir yerlerde yiyip içebileceğimiz paramız olmazdı, paramızı hep hesaplayararak verirdi. Çıkışta bir yerde oturmak isteyen arkadaşlarımıza hep yalan söylemek zorunda kalırdık . Şimdi de bu durum çok farksız değil . Kendisi ayda rahat 10-15 bin lira sırf keyfi harcama yapmasına rağmen bizim eğitimimiz için yaptığı 10 lira harcama bile gözünde büyük yük görünür. Bize yapmak zorunda olduğu en ufak harcamalarda bile 'artık çalışın ben size bakmak zorunda değilim benim evimde kalıyorsunuz ücretsiz kira ödemeden' vb cümleler söyler hiç utanmadan. Çünkü bizden gelecek paraya ihtiyacı olan insan zaten ayda 10-15 bin lira keyfi harcama yapamaz .Örneğin daha yeni eve hiç ihtiyacımız olmadığı halde 60 bin liralık ev eşyası almasına rağmen benim sınavlarım için alacağım bir kitap için bile evde kavga çıkartabilir ve hemen babamızdan para istememizi söyler . Kendisinin alışverişlerinden eve gelip giden kargonun haddi hesabı yok ama biz kendimiz için en ufak bir şey almak istesek bile bunu gizleyerek yapmak zorunda kalıyoruz çünkü annem bunu fark ettiğinde daha da az para vermeye başlıyor. Markete gittiğimizde ne alırsak alalım mutlaka paranın üstü 5 lira olsa bile geri ister ve çoğu zaman da zaten para vermez, biz kendi paramızla aldığımızda da hiç sormaz bile kaç lira tuttuğunu veya cebimizde paramız olup olmadığını bile sormaz. Paramızın olup olmamasını da geçtim nasıl olduğumuzu bile sormaz . Ben sınav dönemlerinde çok heyecanlanan bir insan olduğum için bazen biraz olsun duygusal destek alabilmek adına hataya düşüp onu aradığımda bana yapacaksın tabi bu senin görevin gibi cevaplar verir ve telefonu kapattığımda üstümde daha büyük bir stres hissederim
Bizim hayatımız çoğu insanın dışarıdan iyi gördüğü , her şeyin yolunda olduğu bir hayat olabilir ama içeride nelerin olduğunu sadece yakın arkadaşlarımız biliyor. akrabalarımızlarından durumumuzu paylaştığımız insanlar da annemin gereksiz tepkilerinden çekindikleri için çoğu zaman gerekli tepkileri veremiyor ,sadece bize üzülmekle kalıyorlar.
Ben bütün bu yaşadıklarımızın etkisiyle, şuan okuduğum okulu dereceyle bitirecek olmama rağmen kendime o kadar inanmıyor ve güvenmiyorum ki yapacağım meslekte kendime en ufak bir inancım yok çok özgüvensiz bir insanım. Örneğin, en basit sınavlarda bile inanılmaz heyecanlanıyor, günlerce uykusuz kalıyor ve panik atak geçiyorum, kendimi çok yetersiz ve değersiz görüyorum sanki iyi olan hiçbir şeye layık değilmişim gibi hissediyorum . Sanki ne yaparsam yapayım onların sevgisini ve ilgisini göremezmişim gibi hissediyorum. Kardeşimle ben bu durumun içinden nasıl kurtuluruz nasıl normal ve sağlıklı ilişkiler kurabiliriz bilmiyorum . Bazen durduk yere saatlerce ağlayasım geliyor çok büyük iniş çıkışlar yaşıyorum devam edecek gücü kendimde göremiyorum.
Psikolog degilim ama annenin narsisistik kisilik bozuklugu semptomlari gosterdigini anlamak icin Psikolog olmak gerekmiyor. Zaten psikologun da soylemis ama sen ulna olmamissin Sanki gelip insanlara ne dusunduklerini Sormak ihtiyaci hissetmissin. Aslinda duzgun bir Kac siteden arastirsan harfi harfine uydugunu gorursun. Narsisistik kisilik bozuklugu sergileyen insanlarin iyilesme ihtimallerinin ne kadar dusuk oldugunu ve onlarla nasil basilebilecegini (hayatindan cikarmak suretiyle) de arastirmali ve kendi fikrini iyice olusturmalisin. Sana verdigi zararlari anlamali ve kendini iyilestirmelisin. Soylemek kolay biliyorum. Senin Annen gibi bir annenin kizi cok yakin arkadasim. Onun da senelerdir ne kadar zorlandigini gozlemliyorum. Akilli, ekonomik ozgurlugu olan muhendis bir kadin olmasina ve annesinin durumunu bilmesine ragmen, 40 yasinda hala Anne travmasindan tam anlamiyla iyilebilmis degil. Ama farkinda, cabaliyor ve yavas da olsa iyilesiyor. Sen de akilli bir kizsin. Oku, arastir, annenin durumunun farkina var. Sana olan etkisini anla ve sonra kendini iyilestir. Kardesine destek ol. Yapabilecegine eminim. Yazdiklarindan onu anliyorum. Hirpalanmissun ama mantikli ve akillisin. En zor zamanlar bitmek uzere. Artik kendi hayatini kurup annenden kurtulmana ve kardesine destek olmana cok az kalmis. Sana tum iyi dileklerimi gonderiyorum.Öncellikle merhabalar bu konuyu kardeşimle beraber sizden fikir ve tavsiyelerinizi almak için yazıyoruz. Uzun bir yazı olacak vakti olmayanların vaktini almak istemeyiz
Biz boşanmış bi ailenin çocuklarıyız .Anne- babamız da iyi eğitimli ,iyi mesleklere sahip ,yüksek gelirli insanlar.ben iyi bir üniversitenin hukuk fakültesinde son sınıf öğrencisiyim kardeşim de üniversite öğrencisi. Bunları ailemizin genel durumunu daha iyi anlatabilmek için yazdım şimdi asıl konuya gireyim .
Uzun zamandır kardeşimle ikimiz annemizin psikolojik rahatsızlıkları olduğunu düşünüyoruz ve bu durum artık bizim için dayanılmaz bir noktaya geldi öyle ki artık aynı evin içinde bir gün geçirmek bile bizim için işkence .Artık aile bağlarımız kalmadı diyebilirim . İkimiz de bir an önce mesleklerimizi elimize alıp evden kurtulmaya bakıyoruz.
Annemden biraz bahsetmek gerekirse kendisi çok otoriter baskıcı ve disiplinli bir kadın .Onun için normal bir insanın hiç önemsemeyeceği şeyler çok önemli ve bu şeyler onun istediği gibi yapılmazsa çok anormal tepkiler verebiliyor. Mesela biz arkadaşlarımızla bir kahve içmeye çıkabilmek için bile bir 'bedel' ödemek zorundayız yani annemin tabiriyle hak etmek zorundayız. İstediği şey istediği an yapılmazsa, yaptırana kadar evde bağırmaya ve küfürler etmeye devam eder . Örneğin dışarı çıkacağımızı söylediğimizde aniden yüzü düşer ve ağza alınmayacak küfürler eder ve aşağılamalarda bulunur, ev işlerini yapmamız gerektiğini ancak ondan sonra dışarı çıkabileceğimizi söyler ve nihayetinde tüm işleri bitirip dışarı çıktığımızda ise daha evin sokağından çıkamadan bizi telefonla arayıp taciz etmeye başlar 'ne zaman geleceksiniz çok oyalanmayın hemen evinize dönün' vb laflarla o günümüzü de zehir etmeyi başarır. Ben artık mutluluğumuzdan rahatsızlık duyduğunu düşünmeye başlıyorum çünkü biz ne zaman eğlensek ve annem de bunu fark etse bundan inanılmaz rahatsız oluyo ve hemen 'anneniniz evde oturuyor siz gezin ben hayatımı size feda ettim istesem evlenirdim babanız gibi, siz olmasaydınız hayatım daha farklı olabilirdi ben size evimi açtım size acıyıp baktım, sizin yaptığınıza bakın 'der ve dışarı çıktığımıza da bin pişman eder. Zaten artık annemin bu davranışlarından dolayı çevremizde bizi gerçekten anlayan arkadaşlarımız dışında kimse kalmadı hepsi bizden uzaklaştılar yeterince görüşemediğimiz için.
Aslında bu süreç boyunca annemin hayatına aldığı insanlar oldu ve bizden bunları hep gizlemeye çalıştı ta ki kardeşimle ikimiz fark edene kadar. Bu sürede bize normalde davrandığından daha kötü davranmaya başlar ve tüm odağını ve ilgisini ona çevirirdi sanki tüm hayatı boyunca bu anı beklemiş ve bu süreç boyunca hep yük görmüş gibi . Biz o zaman ona evi ihmal ettiğini söylediğimizde bize ' siz benim mutluluğumu kıskanıyorsunuz benim mutlu olmamı istemiyorsunuz diyordu. Örneğin kardeşimle ikimiz evin her şeyiyle ilgilenmemize ve annemin eve geldiğinde bize bağırmaması için elimizden gelen her şeyi yapmamıza rağmen işten eve geldiğinde hoşgeldin dediğimizde bile ilk cevabı yemek yaptınız mı olurdu ve o gün atıyorum 2 çeşit yemek yaptıysak neden salata yok diye kavga çıkarırdı. Bu durum hala devam ediyor zaten.
Ayrıca kendisinin dışarıya çizdiği profille gerçekteki karakteri çok farklı. Örneğin normalde onu tanıyanlar çok kibar biri olarak tanımlar ama evde en ufak bir tartışmamızda bile ağza alınmayacak küfürler etmeye başlar . Kendisini herkesten hatta kendi kardeşleriden bile üstte görür. İş arkadaşları dahil herkesin onu kıskandığını düşünür ve bu yüzden çevresinde hiç arkadaşı yok. Evde sürekli kardeşlerini kast ederek 'benim bir saygınlığım var ben onlar gibi değilim onlarla aynı semtte yaşayamam benim bir kariyerim var 'gibi garip cümleler kurar. Hatta bazen konuşmalarında onları da aşağılar . Annem o ailede okuyan tek kişi ve yüksek rütbeli bir mesleğe sahip ve bunu hayatının her aşamasında kullanmaktan asla geri durmaz ve bunu her yerde kullandığı için biz çoğu zaman gittiğimiz yerlerde yerin dibine gireriz. Biz ne zaman kendi başımıza bir şeyleri başarmaya çalışsak ,her seferinde özgüvenimizi kırmaya çalışır' Siz benim gölgemdesiniz siz ben olmasam bir hiçsiniz ,zaten babanız da sizi çocukken başıma bırakarak en doğrusunu yapmış aslında sizi sokağa atmak lazım' vs laflara bizi hep aşağı çeker.
Annemle babam biz çok küçükken boşandılar ve biz başka bir şehre taşındık. Babamın da sonrasındaki iletişimimizde pek çok hataları oldu çoğu zaman eşiyle bizim aramızdaki dengeyi kuramadı , anneme gereken tepkileri vermeyi başaramadı ve bizi sürekli ikisi arasında bıraktı hatta ben bu sebeple lise döneminde çok ağır psikolojik rahatsızlık yaşadım ama yine de ikisi de akıllanmadı ve alması gereken dersleri almadılar.
Bu olaylar hep psikolojik şiddet boyutundaydı hiçbir zaman fiziksel şiddete dönüşmemişti ta ki kardeşimle ben üniversite için evden ayrılana kadar . Annem o süreçte zaten inanılmaz isteksizdi ve hiçbir şeyle ilgilenmiyordu. Kardeşim bu baskıcı ortamdan kurtabilmek için benim okuduğum şehirde tercih yaptı . Annem kardeşimin şehir dışına çıkmasını istemiyordu ama artık onu istediği gibi kontrol edemeyeceğinin farkında değildi ve onu şehir dışında tercih yapması için benim doldurduğumu düşünüyordu halbuki öyle bir şey yoktu o zaten benim hissettiklerimin bin katını hissediyordu ama sadece söylemek istemiyordu bunları. Neyse aradan bir süre geçti ve neredeyse okullar açılacaktı ama annem en ufak bir işle bile uğraşmıyordu biletlerimizi bile zoraki ben aldım . Şehre gittiğimizde ikimizin de yurdu yoktu ve biz çok geç kaldığımız için yurt bulamadık ve okulların açılmasına bir haftadan az süre kalmasına rağmen yurdumuz yoktu. Biz bu sebepten dolayı döndüğümüzde çok büyük bir taştırma yaşadık ve bu sırada kardeşim 'Biz seninle yaşamak istemiyoruz' dediğinde annem bizim üstümüze bıçakla saldırmaya çalıştı, bunu yaparken de bana ' Benim çocuğumu çalamazsın onun annesi benim' dedi .- ikimiz de halen bu lafın ne anlama geldiğini çözemedik- o gün evden zor kaçtık annem resmen cinnet geçirdi . Bu bizim annemizin ciddi anlamda bir rahatsızlığı olabileceğini düşündüğümüz ilk olaydı. Bu günden sonra her şey giderek daha da kötü olmaya başladı ve aramızdaki uçurum giderek derinleşti ve üstümüzde ciddi travmatik etki bıraktı. Biz bu olay olduktan sonra çevredekilerin de etkisiyle onu zorla doktora götürmeye ikna ettik ve doktora olayı anlattığında güya doktor ona 'Tepkiniz gayet normal ,öldürün elinizi korkak alıştırmayın' demiş bunu bize aynen böyle anlattı şok olduk ve artık hiçbir şeyin değişmeyeceğini anladığımız için onu zorlamadık ve kendisi de bıraktı gitmeyi .
O zamanlar halihazırda gitmekte olduğum ve annemin davranışlarının aslında hiç de normal olmadığını fark etmeme sebep olan psikoloğumun tahminine göre annemde narsistik kişilik bozukluğu var. Psikoloğum onun yanında kaldığımız sürece asla huzurlu olamayacağımızı ve evden uzaklaşmamız gerektiğini söylüyordu. Tabi daha sonra benim yaşadığım bu aydınlanma annemin işine gelmediği için psikoloğu yakın arkadaşı vasıtasıyla bulmamıza rağmen parasını ödemeyi aniden kesti ben birkaç seansı kendim ödemeye başladım ama bir süre sonra karşılayamayınca psikoloğuma ne olduğunu anlattım terapiyi sonlandırmak istediğimi söyledim ama kadın çok vicdanlı biri olduğu için ve bana gerçekten yardım etmek istediği için çok uzun bir süre daha bana ücretsiz seans vermeye devam etti ve annem ücretsiz seans yapmasını bilmesine rağmen bu durumdan zerre rahatsızlık duymadı hoş ben o zamanki seansları ödemesine bile çok şaşırmıştım zaten.
Ayrıca kendisi inanılmaz lüks harcamalar yapmasına rağmen çoğu zaman cebimize 5 kuruş harçlık bırakmaz. Lise zamanlarımızda cebimizde canımız çektiğinde bir yerlerde yiyip içebileceğimiz paramız olmazdı, paramızı hep hesaplayararak verirdi. Çıkışta bir yerde oturmak isteyen arkadaşlarımıza hep yalan söylemek zorunda kalırdık . Şimdi de bu durum çok farksız değil . Kendisi ayda rahat 10-15 bin lira sırf keyfi harcama yapmasına rağmen bizim eğitimimiz için yaptığı 10 lira harcama bile gözünde büyük yük görünür. Bize yapmak zorunda olduğu en ufak harcamalarda bile 'artık çalışın ben size bakmak zorunda değilim benim evimde kalıyorsunuz ücretsiz kira ödemeden' vb cümleler söyler hiç utanmadan. Çünkü bizden gelecek paraya ihtiyacı olan insan zaten ayda 10-15 bin lira keyfi harcama yapamaz .Örneğin daha yeni eve hiç ihtiyacımız olmadığı halde 60 bin liralık ev eşyası almasına rağmen benim sınavlarım için alacağım bir kitap için bile evde kavga çıkartabilir ve hemen babamızdan para istememizi söyler . Kendisinin alışverişlerinden eve gelip giden kargonun haddi hesabı yok ama biz kendimiz için en ufak bir şey almak istesek bile bunu gizleyerek yapmak zorunda kalıyoruz çünkü annem bunu fark ettiğinde daha da az para vermeye başlıyor. Markete gittiğimizde ne alırsak alalım mutlaka paranın üstü 5 lira olsa bile geri ister ve çoğu zaman da zaten para vermez, biz kendi paramızla aldığımızda da hiç sormaz bile kaç lira tuttuğunu veya cebimizde paramız olup olmadığını bile sormaz. Paramızın olup olmamasını da geçtim nasıl olduğumuzu bile sormaz . Ben sınav dönemlerinde çok heyecanlanan bir insan olduğum için bazen biraz olsun duygusal destek alabilmek adına hataya düşüp onu aradığımda bana yapacaksın tabi bu senin görevin gibi cevaplar verir ve telefonu kapattığımda üstümde daha büyük bir stres hissederim
Bizim hayatımız çoğu insanın dışarıdan iyi gördüğü , her şeyin yolunda olduğu bir hayat olabilir ama içeride nelerin olduğunu sadece yakın arkadaşlarımız biliyor. akrabalarımızlarından durumumuzu paylaştığımız insanlar da annemin gereksiz tepkilerinden çekindikleri için çoğu zaman gerekli tepkileri veremiyor ,sadece bize üzülmekle kalıyorlar.
Ben bütün bu yaşadıklarımızın etkisiyle, şuan okuduğum okulu dereceyle bitirecek olmama rağmen kendime o kadar inanmıyor ve güvenmiyorum ki yapacağım meslekte kendime en ufak bir inancım yok çok özgüvensiz bir insanım. Örneğin, en basit sınavlarda bile inanılmaz heyecanlanıyor, günlerce uykusuz kalıyor ve panik atak geçiyorum, kendimi çok yetersiz ve değersiz görüyorum sanki iyi olan hiçbir şeye layık değilmişim gibi hissediyorum . Sanki ne yaparsam yapayım onların sevgisini ve ilgisini göremezmişim gibi hissediyorum. Kardeşimle ben bu durumun içinden nasıl kurtuluruz nasıl normal ve sağlıklı ilişkiler kurabiliriz bilmiyorum . Bazen durduk yere saatlerce ağlayasım geliyor çok büyük iniş çıkışlar yaşıyorum devam edecek gücü kendimde göremiyorum.
Merhabalar yorumunuzu okuduğumda çok duygulandım, yalnız olmadığımızı bilmek güç verici,teşekkürler.Merhaba,
Sevgili kız kardeşim, bu benim annem, tek farkı annemin boşanamamış olmasıdır hikaye komple bizim hayatımıza benzer anlaşılır olması için örnekler ekleyeceğim.
Biz de çocukluğumuzdan beri her şey için bedel öderdik, diğer kız kardeşlerim de ben de ilkokul 4. Sınıftan beri temizlik yapmadan kursa, okula gidemezdik.
Dışarı ne zaman çıksak telefonlar susmaz, hakaret bizmez, küfürler durmazdı.
Benim annem de bıçakla üzerime yürüdü, hem de ortada bir sebep bile yokken.
Annem babamın ailesinden nefret eder, ablamı sürekli onların tarafına benzetir ve o sebeple olduğunu tahmin ederiz ona ekstra kinlidir.
Bana ve kardeşime sürekli ablanız sizin ocağınızı söndürecek, kendi evlenmez sizi de evde bırakacak gibi sürekli kardeş kavgasına sürükleyecek şeyler söyler.
Oysa biz hiç kavga etmeyiz çünkü 18-19 yaşında annemin hasta olduğu araştıra araştıra öğrendim. Destek alacak durumum olmadı çünkü sizdeki gibi bize de para olmasına rağmen çok az para verilirdi, dışarıda hiç kahve içip mutlu olamadım öğrenciliğim boyunca hep ucu ucuna bir hayat sürdüm. Kız kardeşlerim de öyle.
Sevgili kız kardeşim, bizim annemiz de senin annen gibi kendini çok üst görüyor ben olmasaydım babanız sizi rezil ederdi, onun ailesi sizi mahvederdi der durur bu konuşmalar ilkokul yaşından beri dinlediklerim.
Sevgili kız kardeşim benim annem de senin annen gibi dışarıdan asla tahmin edilemez ve biz sizin aksinize bu durumu saklıyoruz bütün herkes onun iyi birisi olduğunu düşünüyor.
Sevgili kız kardeşim ben de senin gibi kendimi çok eksik gördüm, kardeşlerim de öyle. Bizim hepimizin işleri ve meslekleri var, hepimiz dışarından bakılınca asla bunların yaşadığı tahmin edilen kişiler değiliz. Ama annem sürekli bize görsel olarak da zekasal olarak da hakaret etti. Örneğin bana seni alan hemen kapının önüne koyar, elinden ne iş gelir ki, sen okuyamazsın yazık zekan yetmez vs neler derdi.
Bütün bunları çalışırken fark ettim, okurken bir kafede çalışmıyordum ve annem de orada çalışıyordu, herkes beni tebrik ediyordu, teyzeler oğlum var diyordu. Sürekli ona ne kadar çalışkan bir çocuğun var, kızın güzel vs diyorlardı, buralarda onun anlattığı gibi olmadığımı anladım.
Sonra kurumsal hayata girince fark ettim, aslında gayet yeterliydi ama bunları anlamam çok zaman aldı.
Uzun zaman kendimi çok çirkin sandım, erkekler bana neden baksın ki diye düşündüm, oysa eşim beni çok sevdi, kendi ailemden kopup hayata karışınca paramı kazanınca insanlar bana farklı şeyler söylemeye başladı ben düzeldim.
Sevgili kız kardeşim ben evlendim.. oldukça geç evlendim, annemin bize yaptıklarından olsa gerek çocuk da hiç istemiyorum. Ama uzaklaştım ve kurtuldum kimseye annemi anlatmadım bu zamana kadar ama sırf ondan kaçabilmek için çok uzağa taşındım.
Kardeşlerim de kaçtı onların gittiği yerler hesapsız uzaklıkta. Biz çok ağladık, çok yıprandık ama okuduk birbirimize anlattık tek kurtuluş kaçmaktı araya çok mesafe koymaktı, biz bunu tercih ettik kendimizi eğitimimize adadık evde minimum sohbete girdik, bize saldırmasın diye tüm işleri ve yemekleri yaptık sabrettik ve uzaklaştık.
Şu an çok huzurluyum, ne zamanki sınır koydum hayatım bereketlendi.
Annem yüzünden çok ağladım, ağlayarak çok yol yürüdüm, yaşadıklarım yazabildiklerimin çok azıdır.
Ama annem dışarıdan bakan göze çok önem verir kimsenin bizim evin içinin böyle olduğunu tahmin ettğini sanmıyorum çünkü hepimiz iyi meslekleri olan, temiz ve bakımlı, kahvaltısı eksik edilmeyen(dersleri dinlesin açken dinleyemez) ama cebine para koyulmayan ya da çok sınırlı para verilen, ruh hali dengesiz annenin çocuklarıydık. Kendisi bizi eleştirirdi ama dışarıdan kimse eleştiremezdi, çünkü biz onun eseriydik ve o kusursuzdu.. tabi ki okuyacaktık, hala ben olmasaydım hiç biriniz okumazdınız der. Umarım anlatabilmişimdir…
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?