Sizce "uzak mesafe ilişkisi" gibi yürür mü bir evlilik?

Biraz bencil dusunuyorsunuz tasinin burdaki evinizde dursun maddi imkan varsa. Nekadar yasarlar bilinmez tabiki ama bir sehirden nefret etmek esle ayri yasamaya sebep olamaz cok sacma
 
Biraz bencil dusunuyorsunuz tasinin burdaki evinizde dursun maddi imkan varsa. Nekadar yasarlar bilinmez tabiki ama bir sehirden nefret etmek esle ayri yasamaya sebep olamaz cok sacma
Beni anlamadığınız ne kadar da belli. Hiç saçma değil. 30 yaşımda iken ben de belki bu kadar umursamazdım. 40 yaşıma kadar saçma sapan ve mutsuz bir hayat yaşadım. Dünyaya bir kere geliyoruz, tekrarı da yok. 42yaşımda kendi hayatımı kurabildim, istediğim hayatı. Bunun için çok çile çektim ve çooook fedakarlık yaptım. Üniversitedeki kariyerimden vazgeçtim. İstifa ettim. Buna da insanlar "saçma" dedi. Ben bu hayata sahip olmak, hayallerime kavuşmak için çok mücadele verdim. Sonra eşimle tanıştım. Onunla orta yolu bulmam 6yılımı aldı. Pandemiyi de sayarsak yani. ve eşimle birlikte gelecek hayallerimizdi şimdi yıkılan. Düşünüyorum da şimdi eşim olmadan o hayaller ne kadar beni tatmin edecek? Ne kadar yaşayabileceğim? Hadı boşananların hayatı mı bitiyor? hayır ama yani bu evlilik sürmez. Ben o şehirde sonsuz mutsuz olacağım, gitmektense ölsem daha iyi dediğim bir yer. Elimde değil mutlu olamam. Yani eşlerden biri mutsuzsa o evlilik mutlu bir evlilik olur mu? Yani o türlü de bu türlü de bitecek. Bu durumda benimki bencillikse, onların da yaptığı bencillik. Yardımcı tutulmasını kabul etseler ya da bizim yanımıza gelseler bu böyle olmayacak. Yaşlı ve evde iş yapamayan bir insan evde yardımcı var diye ne kadar mutsuz olabilir? Ya da alışık oldukları şehirden ayrılsalar belki mutsuz olacaklar ama evladının yanında olacaklar, bakılacaklar, zaten o yaştan sonra evden çıkıp nereye çıkıp gezecekler? hangi şehirde olduklarının bir önemi olmayacak. O şehirde sadece bir tane akrabaları var onunla da öyle çok sıkı fıkı değiller. İki tane konken arkadaşı mı evladından kıymetli? ya da alışık olduğun yatak odandaki yatağın ve komidinin mi evladından kıymetli?
 
Beni anlamadığınız ne kadar da belli. Hiç saçma değil. 30 yaşımda iken ben de belki bu kadar umursamazdım. 40 yaşıma kadar saçma sapan ve mutsuz bir hayat yaşadım. Dünyaya bir kere geliyoruz, tekrarı da yok. 42yaşımda kendi hayatımı kurabildim, istediğim hayatı. Bunun için çok çile çektim ve çooook fedakarlık yaptım. Üniversitedeki kariyerimden vazgeçtim. İstifa ettim. Buna da insanlar "saçma" dedi. Ben bu hayata sahip olmak, hayallerime kavuşmak için çok mücadele verdim. Sonra eşimle tanıştım. Onunla orta yolu bulmam 6yılımı aldı. Pandemiyi de sayarsak yani. ve eşimle birlikte gelecek hayallerimizdi şimdi yıkılan. Düşünüyorum da şimdi eşim olmadan o hayaller ne kadar beni tatmin edecek? Ne kadar yaşayabileceğim? Hadı boşananların hayatı mı bitiyor? hayır ama yani bu evlilik sürmez. Ben o şehirde sonsuz mutsuz olacağım, gitmektense ölsem daha iyi dediğim bir yer. Elimde değil mutlu olamam. Yani eşlerden biri mutsuzsa o evlilik mutlu bir evlilik olur mu? Yani o türlü de bu türlü de bitecek. Bu durumda benimki bencillikse, onların da yaptığı bencillik. Yardımcı tutulmasını kabul etseler ya da bizim yanımıza gelseler bu böyle olmayacak. Yaşlı ve evde iş yapamayan bir insan evde yardımcı var diye ne kadar mutsuz olabilir? Ya da alışık oldukları şehirden ayrılsalar belki mutsuz olacaklar ama evladının yanında olacaklar, bakılacaklar, zaten o yaştan sonra evden çıkıp nereye çıkıp gezecekler? hangi şehirde olduklarının bir önemi olmayacak. O şehirde sadece bir tane akrabaları var onunla da öyle çok sıkı fıkı değiller. İki tane konken arkadaşı mı evladından kıymetli? ya da alışık olduğun yatak odandaki yatağın ve komidinin mi evladından kıymetli?
Burada fedakarlık yapması gereken siz degilsiniz. Anne baba fedakarlık yapmalı. Nasıl rahat edebiliyorlar. Ogulları 1 ay karısını görmüyor. Allah korusunuz bu sebepten boşansalar hiç mi üzülmeyecekler.Bana bencil geldiler. Bence eşiniz yanınıza gelmeli. Madem gelmek istemiyorlar, başlarının çaresine bakmalılar.
 
Haklısınız. Anne baba a şehrine gelmeli. Başka oluru yok bu konunun. Yaşlı insanlar şımarıklık yapmayı bırakmalı.
Benim anneannem dedem de 80+ 90a gidiyorlar.
Uzakta oturuyorlar. Anneme yakın yere taşınmayı kabul etmediler annem 10-15 senedir dil döküyor. Bakıcı da istemediler. Şimdi bakıcısız yapamayacak duruma geldiler de mecburen kabul ettiler. İkisi de yatalak. Baktılar kimse gidip kalmıyor yanlarında. Dedem de bu evden kefenimle çıkarım diyip duruyor hala.
Halbuki anneme yakın yere gitseler bakıcı yine olur ama annem daha çok ilgilenir içi rahat eder.
Yaşlanan insan çocukları da istiyorsa çocuğuna yakın yere taşınmalı. Çocuktan bir ışık göremiyorsa aklı yerindeyken düzgün bir bakim evine yerleşmeli. Gençken daha bunlar hep planlanmalı.
 
Ne kadar saçma bir cümle bu? Metresi olmak nedir ya kendinize ne biçim bayağı yakıştırmalar yapıyorsunuz?
Kara mizah yapmıştım. Bakın, şu an kaldığımız ilçede bir çift var; arkadaşlarımız; adamı önceden tanıyorduk. Bunlar gençken uzun süre evli kalmışlar 2tane çocukları var (şu an biri üniversitede biri de çalışıyor, yani büyümüşler) Bunlar 10 sene önce falan boşanmışlar, 10sene ayrı yaşamışlar şimdi 6ay önce falan barıştılar ve adam karısını (karısını diyorum çünkü bunların bir geçmişi var, birlikte çocukları var) yanına aldı. Kadın taşındı buraya; geçen nikah kıydılar ama o 6 ay boyunca kadın çok üzüntü yaşadı nikah istedi adam bekletti 6 ay diye. Nikahsız yaşamak bana göre değil "metres" derler dedi. Ya dedim kimse size metres demez. Yani sırf ben değilmişim bu benzetmeyi yapan . Yer de İzmir'in bir ilçesi yani yobaz bir yer falan da değil. Bu arada ben o metres lafını da espri olarak kullandım. Kara mizah yaptım yani.
 
Yozgat, Sivas, Ağrı? Nolur çatlatmayın da şu B şehrini söyleyin bize
B şehrini belirtmek istemiyorum. O şehirde yaşayan veya memleketi o şehir olan üyelerimiz vardır, akrabası olanlar vardır. Ben hiç bir şehrimizi yermiş gibi görünmek istemem. Sadece o şehirde yaşamak bana göre değil, ben istemem. Hem bulunduğum şehir, benim ömrümü geçirmek istediğim yer. Hani insanların "haklısın" demesi ya da "o kadar da kötü bir yer değil yaşanır orada" demesi benim fikrimi değiştirmeyecek.
 
B şehrini belirtmek istemiyorum. O şehirde yaşayan veya memleketi o şehir olan üyelerimiz vardır, akrabası olanlar vardır. Ben hiç bir şehrimizi yermiş gibi görünmek istemem. Sadece o şehirde yaşamak bana göre değil, ben istemem. Hem bulunduğum şehir, benim ömrümü geçirmek istediğim yer. Hani insanların "haklısın" demesi ya da "o kadar da kötü bir yer değil yaşanır orada" demesi benim fikrimi değiştirmeyecek.
ya bu arada yüzde yüz katılıyorum size. istanbul, İzmir ve bir kaç şehir daha hariç ben de hiçbir yerde büyük konuşmayım ama yaşamak istemem. Linçlemeyin lütfen okurlar
 
Eşimle A şehrinde tanıştım. Ben de A şehrindenim. Eşimin ailesi A şehrine 950km uzaklıkta olan B şehrinde yaşıyor. Eşim üniversiteden beri ailesinden ayrı yaşıyor. Biz tanıştığımızda da 9 yıldır A şehrinde yaşıyordu. Biz de A şehrinin bir ilçesine taşındık yaşıyoruz. Evlendiğimizden beri senede 2 kez ailesinin yanına gittik geldik, annesi de senede 1kez bize geldi gitti, (babası seyahat edemiyor) Bu düzen epey zor oluyordu. Çoğu kez "keşke onlar da A şehrinde olsaydı da bu kalmalı gelmeler gitmeler olmasaydı" dedim hep. Ancak sorun şu ki onlar asla B şehrinden vazgeçmezler. Ben de asla A şehrinden vazgeçmek istemiyorum. Şimdi annesi babası gün geçtikçe yaşlanıyorlar ve yaşlandılar. (yaşlar 70+ ve 80) Sağlık sorunları olduğu gibi artık günlük rutin işlere de yetememeye başladılar. Aslında yanlarında ev ve yemek işleri için devamlı bir yardımcıya ve ayrıca, ev dışındaki işleri için ya taksiye ya da bir şoför gibi kendilerine yardımcı olacak birilerine ihtiyaçları var (araba kullanmakta da zorlanıyorlar). Ancak böyle bir şeyi de kabul etmezler. Şu anda bu ihtiyaçlarını eşim gideriyor ama tabi geçici bir süreliğine. Eşim bir aydır B şehrinde yanlarında, Ben A şehrindeyim. Eşim seçim için gelecek, sonra yazın tekrar gidecekmiş. Bu arada yılbaşında da bir ay yanlarında kalmıştı. Dışarıdan bakılınca aslında bizim A şehrinden B şehrine taşınmamız lazım. Ancak ben Kesinlikle B şehrine taşınmam. Bunu defalarca söyledim. Hatta bilseydim evlenmezdim bile dedim (ama bundan emin değilim...) Velhasıl öyle görünüyor ki biz eşimle uzak mesafe ilişkisi yaşayacağız. Yarın öbür gün annesi babası ölünce "senin yüzünden istediğim kadar onların yanında olamadım" demesini ya da B şehrine taşınamadığımız için beni suçlamasını istemiyorum. Ne yapmalıyım? Bundan sonra biz ne olacağız?
Eşiniz ne işle meşgul
Sürekli tatil kocaniza
 
Kara mizah yapmıştım. Bakın, şu an kaldığımız ilçede bir çift var; arkadaşlarımız; adamı önceden tanıyorduk. Bunlar gençken uzun süre evli kalmışlar 2tane çocukları var (şu an biri üniversitede biri de çalışıyor, yani büyümüşler) Bunlar 10 sene önce falan boşanmışlar, 10sene ayrı yaşamışlar şimdi 6ay önce falan barıştılar ve adam karısını (karısını diyorum çünkü bunların bir geçmişi var, birlikte çocukları var) yanına aldı. Kadın taşındı buraya; geçen nikah kıydılar ama o 6 ay boyunca kadın çok üzüntü yaşadı nikah istedi adam bekletti 6 ay diye. Nikahsız yaşamak bana göre değil "metres" derler dedi. Ya dedim kimse size metres demez. Yani sırf ben değilmişim bu benzetmeyi yapan . Yer de İzmir'in bir ilçesi yani yobaz bir yer falan da değil. Bu arada ben o metres lafını da espri olarak kullandım. Kara mizah yaptım yani.
Sevgilisi olur en fazla. Metres denmesi için bi tarafın evli olması, maddi çıkar ilişki olması vs vs baksa kriterler gerek. Yoh bizimle diilsin sorry
 
Ben sizi haklı buldum doğrusu. İnsan evladının evinden ayrılıp yanında durmasına nasil göz yumar? Buraya tasinsinlar bakarız diyorsunuz tamamen ipleri koparmamissiniz daha ne olsun. Ya da bir bakıcı bulacaklar çokta zor bişey değil. Sizin düzeniniz bozmaniza ne gerek var ? Eşiniz ilgileniyormus şanslısınız aslında arada görüşünce heyecanlı bile olabilir🤭
 
Back
X