- 22 Haziran 2015
- 624
- 423
- 18
- Konu Sahibi umutluyumumutlu
-
- #61
günaydın öncelilkle:)her daim alttan aldığımız için bu sefer de döner diye düşünüyor mutlaka..artık dolup taştığını göremeyecek kadar kör oluyorlar ne yazık ki..ben de o dönem sevmiyorum diyordum..gerçekten de öyleydi..bir zamanlar aşık olup evlenip çocuk yaptığımız adamların bu hale düşmesi çok acı..olanlar dün yaşandı. daha aramadı. ararsa da gelmeyeceğimi, sakin kalıp geleceğe yönelik düşünmek istediğimi söyleyeceğim. o benim döneceğimi düşünüyor. bense napa dedim ya, garanti görüyor.hiç bir şey olmamış gibi beni arayıp oğlumu sorma ihtimali çok yüksek. ama yuta yuta sinir hastası oldum ben.
Ailene söylememekle doğru karar vermişssin bana göre.sağlıklı olarak düşünün biraz zaman ver kendine zor olacak ama önüne bak oyalanacak bişiler yap düşünme çok ne olacak diye su akar yolunu bulur.olayların içinden çık ve dışardan bir gözle bak.benim buradan ve çevremden gözlemlediğim kadarıyla çocuk olunca sorunlar başlıyor benim evliliğimdede ilk çocuğumda yaşamadım ama ikincide bende yaşadım.senin anlattığın gibi tartışmalarımız oldu ayrılmaya karar vermiştikki oturup konuştuk acımasızca eleştirdi beni hatalarımı söyledi düşündüm fedakarlık yaptığımı sanarken ve evliliği ben götürdüğümü düşünürken meğer ne çok hatalıymışım.sakin ol bi yerde bişiler eksik tamam oda hatalı ama sende bişileri eksik yapıyorsun.Daha önceki yazımı okuyanlar bilir. Özetliyorum. Eşimle problemlerim vardı. sürekli gerginlik sürekli sıkıntı ve tartışma ile 5 senem geçti. başlarda çok ta şiddetli olmayan tartışmalarımız oğlumun doğumuyla beraber dayanılmaz bir hal almıştı. eşim en yakınlarına ( annesi, babası, kardeşleri ve bana) sürekli ters davranıyordu. ama ailesi uzakta olduğu için onu ben çekiyordum. bugüne kadar hep idare ettim. alttan aldım, sustum, gerekiyorsa tartıştım, dualar ettim, ailesi ile paylaştım ama kimse elimden tutmadı. kendileri de azarlanmaktan korkup beni derdimle tek başıma bıraktı. yetmezmiş gibi nasihati oğullarına vereceklerine bana vermeye başladılar. ( yastık değişirmiş te kader değişmezmiş te.., ben de çok cevap veriyormuşum da, biraz idare etseymişim de, o sinirliymiş ve ben de uzatmamalı küskünlük yapmamalıymışım da..) ona o kadar şans verdim. ama hiç terk etmedim.. ayrılırım demedim. ve en büyük hatam buydu. ailem tartışmaların, kavgaların farkında ve benim arkamdalar. ama bunu eşime hiç yansıtmadım. bilhassa babam kendisinin yanındayken tartıştığımızda ses çıkarmadı. çünkü konuşursa bitirir. o bile sabretti. beni uyardı, bu böyle gitmez ne olacaksa olsun dedi ve ben engel oldum. çocuğum için dayandım..
oğlum 23 aylık ve ben çalışıyorum. gelir düzeyim iyi. üniversite eğitimim var. oğluma annem bakıyor. onların da durumu şükür iyi. istanbulda yaşıyorum. benim evim ile annemin evi uzak olduğu için bir süredir ben ve oğlum hafta içi annemde kalıyor, hafta sonu evimize dönüyoruz. zaten hafta içi uykusuz ve çalıştığım için yorgun olan ben, bir de hafta içi eve gidip gelmelerden oldukça yorgunum..bir de eve gelip huzursuzluk olunca iyice evlilikten soğudum. oğluma elimden geldiğince güler yüzle, tahammülle iyi bir anne olmaya çalışırken eşimin bu ters, agresif tavırlarından dolayı çektiğim sıkıntıları artık taşıyamaz hale geldim. yine bu Pazar günü oğluma kahvaltısını yaptırırken eşim bir sebep bulup sesini yükseltmeye başladı. ben de bana neden böyle davrandığını sordum. derken tartışma büyüdü de büyüdü. en sonunda bana hemen babamı aramamı, beni gelip bu evden alıp götürmesini istediğini söyledi. ben de bebeğimi almadan hiç bi yere gitmem dedim. o da çocuğu da al git dedi. ( buna hayret ettim çünkü oğluma çok ama çok düşkün.hatta tartışmaların çoğu bu sebepten çıkıyor. o düşünce, o ateşlenince, o yemek yerken tıkanınca vs. vs. ) ben de ‘’bir daha bu eve gelen en adidir’’ deyip toparlandım ve sırt çantamla oğlumu alıp kapıyı çarpıp çıktım. bir yandan oğlumu alabilmenin ve eşimin baskı ve eleştirilerinden kurtulmanın ferahlığı, bir yandan nasıl olur da bu hallere geldiğimizin üzüntüsü ile başımda esen fırtınalara esir, yollarda savruldum. kime ne diyeceğim, şimdi ne yapacağım, aileme en kolay nasıl anlatabileceğim gibi sorular beynimde gidip gidip geliyordu. saat 11:30 gibiydi. oğlumu bir parka götürüp 3-4 saat kadar doya sıya oynamasını sağladım. bir gölgede oturdum. kuzumun gülen yüzünden enerji topladım. neyse bi şekilde annemlere gittim. ama anlatamadım. annem daha iki gün önce panik atak olduğunu düşündüğümüz bir atak geçirdi. babam desen sinirli bi adam.. anlatamadım. bu cumaya kadar zaten annemlerde kalacağımız için muhtemelen söyleyip söylememekte tereddüt edeceğim. sırtımdaki kamburla, kimseyle paylaşamamanın verdiği ağırlıkla artık yol alamıyorum. çok ama çok yoruldum. tek istediğim huzurdu, onu da bana çok gördüler…
Hafta ici kendi ailenizle yasamaniz bir sebep degil sonuc anladigim kadariyla
Ben size hak verdim dogum yapmissiniz bebege sizden ve ailenizden baska bakacak kimse yok ustune bir de calisiyorsunuz gecici bir cozum bulmussunuz esiniz de es olsaydi da madem bunu begenmiyor daha iyi bir cozumu kendisi bulsaydi
Her evde yalniz birakilan erkek canavara donusmuyor yani sizi bu konuda elestirenleri haksiz buldum
günaydın öncelilkle:)her daim alttan aldığımız için bu sefer de döner diye düşünüyor mutlaka..artık dolup taştığını göremeyecek kadar kör oluyorlar ne yazık ki..ben de o dönem sevmiyorum diyordum..gerçekten de öyleydi..bir zamanlar aşık olup evlenip çocuk yaptığımız adamların bu hale düşmesi çok acı..
ama hala geç değil..sorununu kabul edebilse inanın çok başka bir hayatınız olabilir.tekrar o aşık olduğunuz adamı görebilrsiniz..siz de yeniden sevebilrsiniz..
yeter ki ciddiye alsın,şapkayı koyup önüne düşünsün ben ne yapıyorum diyerek..gerisi gelecek..
evliliğinizden hala umudum var benim aynı nickinizdeki gibi:)
Ailene söylememekle doğru karar vermişssin bana göre.sağlıklı olarak düşünün biraz zaman ver kendine zor olacak ama önüne bak oyalanacak bişiler yap düşünme çok ne olacak diye su akar yolunu bulur.olayların içinden çık ve dışardan bir gözle bak.benim buradan ve çevremden gözlemlediğim kadarıyla çocuk olunca sorunlar başlıyor benim evliliğimdede ilk çocuğumda yaşamadım ama ikincide bende yaşadım.senin anlattığın gibi tartışmalarımız oldu ayrılmaya karar vermiştikki oturup konuştuk acımasızca eleştirdi beni hatalarımı söyledi düşündüm fedakarlık yaptığımı sanarken ve evliliği ben götürdüğümü düşünürken meğer ne çok hatalıymışım.sakin ol bi yerde bişiler eksik tamam oda hatalı ama sende bişileri eksik yapıyorsun.
valla bi cinnet geçir evde yeteeerr diye ya aklı başına gelir yada baktın olmuyo tüketme kendini bu ne be okurken sinirlendim. bazen benim eşimde karışır böyle ince detaylara yeter derim kavga çıkarsa çıksın valla umrum olmaz. ben tepki verdikçe karışmamaya başladı mesela..ben size şöyle özetleyeyim. mutfakta bulunan süslü tabaklarımdan tutun da, yolda giderken elimde tuttuğum anahtara kadar her şeyimi eleştiriyor.ben evimin düzenini bile onun isteklerine göre oluşturuyorum. aman kızmasın, aman sinirlenip tartışma çıkarmasın diye.. arabada giderken ilk kez gidilecek bi yere gittiğimizde binbir dua ediyorum kaybolmayalım diye. oğlumun ateşli olmasına üzülemiyor, şimdi ne tartışma çıkacak diye geriliyorum.. çocuğum küçük doğdu, memeyi tutamadı. bir yandan öğretirken bir yandan sağıyorum ama çocuk doymuyor. mama vermemiz gerekti mecburen. mama verdirmiyordu. çocuk yeyip atamadığı için sarılık çıktı 22 lere..şükür 2 aylıkken emmeyi öğrendi de çenesinden kurtuldum. annem 4 çocuk büyütmüş, anneme bile anne öyle tutma, öyle yedirme tıkanır.. vs.vs.. ya hatırladıkça deliriyorum vallahi. siz artık kendiniz karar verin acaba hata kimde!
valla benimki de sinirliydi. aynı böyle. bi noktadan sonra tak etti bende ya düzelicek ya biticekti. çok ciddi kavgalar ettik gerçekten yıprandım mı hemde çok. o nekdar sinir yaptıkça ben o kadar daha fazla yaptım. hatta delisin sen demeye başladı. bende bi sen deli değilsin ayağını denk al dedim:) ama o nezaman sakinse ben ozaman en fedakar en yumşak yüzümü en hizmetkar halimi gösterdim zamanla atlatık herşeyi. şuan ağzımın içine bakıyor insanların yanında o derece.
sanki benim yaşadıklarımı anlatmışsın vallahi bende kendimi dörtdörtlük olmasamda sanıyordumki her dediğini yapıyorum.hata tamda burda belkideben size şöyle özetleyeyim. mutfakta bulunan süslü tabaklarımdan tutun da, yolda giderken elimde tuttuğum anahtara kadar her şeyimi eleştiriyor.ben evimin düzenini bile onun isteklerine göre oluşturuyorum. aman kızmasın, aman sinirlenip tartışma çıkarmasın diye.. arabada giderken ilk kez gidilecek bi yere gittiğimizde binbir dua ediyorum kaybolmayalım diye. oğlumun ateşli olmasına üzülemiyor, şimdi ne tartışma çıkacak diye geriliyorum.. çocuğum küçük doğdu, memeyi tutamadı. bir yandan öğretirken bir yandan sağıyorum ama çocuk doymuyor. mama vermemiz gerekti mecburen. mama verdirmiyordu. çocuk yeyip atamadığı için sarılık çıktı 22 lere..şükür 2 aylıkken emmeyi öğrendi de çenesinden kurtuldum. annem 4 çocuk büyütmüş, anneme bile anne öyle tutma, öyle yedirme tıkanır.. vs.vs.. ya hatırladıkça deliriyorum vallahi. siz artık kendiniz karar verin acaba hata kimde!
anlayamadım. ne açıdan. ya aslında şunu diyeyim. eşim sadece benle böyle değil. en yakınları-nazı geçenlerle böyle. aile yapısından bahsedeyim. babası sürekli gülen, dünya başına yıkılsa umurunda olmayan, çocukları ve ailesi için korumacı olmayan, çocukları onlara ne dese tamam oğlum/kızım sen haklısın. sustum diyen pasif bir baba. anne ise büyük oğlu olan eşim vasıtası ile babasının yapamadığı otorite görevini üztlenmiş zamanında. mesela eşim için diğer kardeşlere demiş ki : abin kızar, aman abin duymasın, abine söylerim.. vs. vs. ona böyle bir rol yüklemiş. ama bu rol eşimin tüm yetiştirilişinde kullanılmış. dolayısıyla eşim sanki ailenin babası. ne derse yapılmış.bişeye kızsa susulmuş, herkes susmuş. bana göre ona bu yük ağır gelmiş. çünkü o, kendisi gibi, içinden geldiği gibi davranmamış. daha başka şeyler de var..evlilikte pasifmisiniz acaba alttan aldıkça sapıtıyolar çünkü
hmm ozaman farklı tabi canım.. ozaman bir an önce tedaviye ikna etmeye uğraşcanım eğer bu psikolojik bir sorunsa-depresyon, anksiyete gibi- o zaman istediğin çıngarı çıkar, sökmüyor. ben de yeri geldi dişe diş tartıştım, günlerce konuşmadım.. özürler diledi ama yine aynı. onda kronik depresyon olduğunu düşünüyoruz.ve tedavisi ilaç ve psikoterapi.
Canim kendim yasamasam da anlayabiliyorum seni inan bazi kadinlar zannediyor ki her erkek yola getirilebilir cinstenbenim aslında herkesin beni haklı bulması gibi bir amacım yok. bu durumu en iyi, yaşayanlar anlar çünkü. bir de eminim yerimde olsalardı benden önce giderlerdi.bana psikoloğum bile neden bu kadar idare ettiğimi sordu. cevap veremedim. nitekim, eşin gelmeden bişey yapamayız dedi. 3 seans sonra eşimi ikna edemediğim için bıraktım. şimdi eşimin ailesi huzurla otursunlar evlerinde. ben eminim söylediğimde ayrılığı kabul etmeyecekler. keşke herşey bu raddeye gelmeden önce düzelseydi. keşke müdahale etmek için benim evi terk etmemi beklemeselerdi. ne diyeyim, herkes yerinde sağolsun.
Canim kendim yasamasam da anlayabiliyorum seni inan bazi kadinlar zannediyor ki her erkek yola getirilebilir cinsten
yola gelmeyen getirilemeyen o kadar cok erkek var ki sinirli olmasi sorun degil herkes sinirli onemli olan sinirini kontrol etmesiydi esinin onu da yapamamis insallah bundan sonrasi hayirla sonuclanir senin ve bebisin icin
Hafta içi eşinizden ayrı ailenizde kalmak içinize nasıl siniyoduki.
rica ederim ben de çok benzer durumlar yaşamış olduğum için yardımım olursa ne mutlu bana..günaydın :) biz eşimle severek evlendiysek te ben hiç kör aşık olmadım.attığım her adımda hep kontrollüydüm.. ama eşim önceleri hiç belli etmedi. ailesi, kardeşleri de söylüyor sinirli olduğunu. hatta görümcem bana '' hiç anlamadın mı canım, hiç belli etmedi mi abim'' dedi. ama etmedi neden yalan söyleyeyim. yoksa deli miyim, neden evleneyim.. eşim iki farklı insan gibi bazen karşılıksız verici, fedakar, merhametli. mesela özellikle çocuklar ve hastalar ile ilgili çok hassas .ama bazen bir canavara dönüşüyor.. tabi canavar hali daha baskın olduğu için dayanamıyorum artık. hayırlısı olsun artık. bakıp göreceğiz. bu arada zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim. :)
böyle anlatınca komik geliyor insana ne saçma ne gereksiz şeyler..hep dediğim gibi kendi canına yazık böyle aptalca şeylere gerildiğin için...o da iyiymiş. :) ben anlatsam var ya kitap yazılır. eve bi gün hamur tahtası aldım ufak. ayağı katlananlardan. kurabiye filan yaparken lazım oluyo diye. bizimki kırk yılda bir evi süpürmeye kalktı. masanın yanında arada duran tahta onun süpürmesini engellemiş.ayağına ne diye dolaşıyomuş. kaldırdı mutfaktan hole kadar fırlattı.. cep telefonu elindeyken bi gün sudan bişeye sinirlendi.fırlattı duvara kırdı. bir de en üzüldüğüm şey hiç bir suçum olmadan o kadar çok kez paylandım ki. sürekli insanı bozma peşinde. herşeyi eleştirir, yüzü çok nadir güler. sürekli küser. bunları neden yazıyorum.çünkü bunlar depresyon belirtileri. bişeyler yolunda gitmiyor. ama bizim gençliğimiz boşu boşuna gidiyor..
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?