Daha 1 senelik evli bir bayanım.12 saat çalışıyorum akşam 8:30 da evimde oluyorum.
Yemekti bulaşıktı yarın akşamki yemekti derken gece saat 11 oluyor sonrada 11:30 da uykum geliyor yatıyorum.Ne kendime zaman ayırabiliyorum ne doğru dürüst eşime zaman ayırabiliyorum nede evime.Her şeye zor yeter oldum.
Şimdi arkadaşlar benim gibi olmayıp hem kendine özen gösterebilen hem evine hem işine yetebilen bayanlar mutlaka vardır lütfen banada yardım edermisiniz bu işin altından nasıl kalkabiliyorsunuz?
Evet kadın almak fikri banada çok mantıklı geliyor.Öyle bişeyki kendimi çok kötü hissetmeye başladım.Yeni evli sayılırız daha kocama zaman ayıramaz olmaya başladım.Kendime bakamaz olmaya başladım kendimi hiç bişeye yetemez hissetmeye başladım.Bazen kendi kendime oturup mutfakta ağlıyorum neden ben bu kadar beceriksizim diye.Keşke ailemde yakınımda otursaydı diye.Çok zormuş uzağa evlenmek.
canım öncelikle, ben diğer kadınlardan 1-0 geride başladım ev düzenine.. çalışan kadınların eşleri onlara yardımcı oluyordu; ama benimkinde yok.. nişanlıyken her fırsatta ev işlerinde bana yardım edeceğini söyleyen adam gitti..
başlarda bu fikir beni yordu.. kendimi afedersin enayi gibi hissediyordum.. ama baktım yok yani, adam yapmıyor.. yapsa beceremiyor.. bi de surat yapıyor..
önce algımı değiştim.. kendi kendime şunu empoze ettim: bu hantal hantal oturduğu için şanssız; oysa ben sürekli hareket ettiğim için şanslıyım.. bak onun göbeği dağları aşmış, ben sıfır bedenim
ikinci olarak, eve yorgun argın gelip iş yapmak zoruma gidiyordu.. bunun da üzerine gittim.. psikolojik olarak, "ben evime girer girmez dinlenmiş oluyorum" gibi kendimi kandırmaya başladım.. bir müddet sonra buna inandım.. iş yerinde son saatler yorgunluktan ölsem de artık cidden eve girdim mi kendimi yorgun hissetmiyorum..
yani ilk iş olarak kendimi olayın duygusal boyutunu aşmak için motive ettim.. o kısmı kapattım..
gelelim işin fiziksel boyutuna.. bunu da programlı yapıyorum yine..
bir kere asla dağınık değilim.. çay içildi mi bardaklar hemen makinaya.. kıyafet çıkarıldı mı hemen dolaba vs gibi.. ya da yemek yendi, hemen makinaya bulaşık.. yani hiç bir işi sonraya bırakmıyorum..
mesela bulaşığı hemen makinaya atmazsan ne olur? kurur.. zorlaşır uğraşması.. ayrıca sürekli canın sıkılır, mutfak dağınık diye vs..
mesela yemek yaparken, bir yandan yapıp, bir yandan bulaşığını halletmek lazım.. yani yemek yendi mi bir tek tabak çanak olmalı..
diyelim eve geldim, önce muftağa.. her gün maksimum bir çeşit yapıyorum.. mesela pazar günü yemeğim ctsinden vardı çorba yaptım, çorbayı iki gün yetecek kadar, yemeği bir gün.. ertesi gün çorbam hazır, yemek yeni.. böylelikle hergün yeni bir yemek veya çorba oluyor.. pazartesi yemek 2 günlük mesela, salıya bir pilav yap vs.. zaten salatayı falan az yapıyorum.. abartmadan.. zorlamıyor..
yemek yaparken bulaşıklarını yıkadık mı? yıkadık.. yemek bittikten sonra tek sıkıntımız tabaktı bardaktı makinaya atmak.. atalım onları da tamam.. her akşam bulaşık makinası açılır.. bulaşık az da olsa açarım.. ertesi gün beni temiz bulaşıklar bekler.. yemek yaparken onları yerleştirir yenilerini atarım..
sonra çamaşır günlerim var.. perşembe beyazları yıkarım, pazar koyu renkler, salı renkliler..
yani çamaşır hiçbir zaman dağ gibi olmaz.. az da olsa atarım.. dağ gibi oldu mu ütüsü de zor olur katlaması da..
mesela perşembe günü yemek yendi, bulaşık atıldı, iki dakika makineye çamaşırı atarım, o arada diğerlerini toplarım.. ütüyü, katlamayı vs salonda yaparım (iş yapmasa da kocamı seviyorum de mi, evet :)
pazar tüm evi temizlerim.. önce kahvaltı faslı biter, sonra toz alırım, sonra süpürür silerim.. banyo, mutfak.. çarşaflar değişir vs..
banyoyu (misafir gelmemişse) gün aşırı temizlerim.. misafir gelmişse, o gelmeden önce ve sonra anında :)
çarşamba evi süpürürüm sadece. silmem.. görünen yerlerin de tozunu alırım.. dip köşe girmeden (neden, çünkü dip köşe günümüz pazar günü)
ayda bir pazar, kaba temizlik yaparım.. camdı kapıydı.. evim küçük olduğu için, bebiş de olmadığı için kendim yapıyorum..
şimdi tabi tüm bunları yazınca, insanlar kendime haksızlık ettiğimi düşünebilir.. hani koca yatarken ben iş yapıyorum diye.. ama denedim.. adamı yontmayı denedim.. olmuyor.. yapma diyor.. öyle kalsın diyor.. 2 gram iş yapsa surat asıyor..
bunlardan vazgeçtim.. şimdi ne oluyor? adam hep memnun.. sürekli benim hamaratlığımla gurur duyuyor.. her ortamda (etrafındaki tüm erkekler çalışan eşlerinden memnun olmadığından) beni onore ediyor.. sonra ben iş yaparken sürekli benimle ilgilenmeye çalışıyor (yapmasa da kendini ezik hissediyor sonuçta, farkında yaptığı adaletsizliğin)
kısacası, fiziksel yorgunluğu beyin yorgunluğuna tercih ettim :44:
birşeyi de ekleyeyim, her geçen gün ev işlerinde daha pratik oluyorum..
karman çorman yazdım, umarım işine yarar tatlım
canım öncelikle, ben diğer kadınlardan 1-0 geride başladım ev düzenine.. çalışan kadınların eşleri onlara yardımcı oluyordu; ama benimkinde yok.. nişanlıyken her fırsatta ev işlerinde bana yardım edeceğini söyleyen adam gitti..
başlarda bu fikir beni yordu.. kendimi afedersin enayi gibi hissediyordum.. ama baktım yok yani, adam yapmıyor.. yapsa beceremiyor.. bi de surat yapıyor..
önce algımı değiştim.. kendi kendime şunu empoze ettim: bu hantal hantal oturduğu için şanssız; oysa ben sürekli hareket ettiğim için şanslıyım.. bak onun göbeği dağları aşmış, ben sıfır bedenim
ikinci olarak, eve yorgun argın gelip iş yapmak zoruma gidiyordu.. bunun da üzerine gittim.. psikolojik olarak, "ben evime girer girmez dinlenmiş oluyorum" gibi kendimi kandırmaya başladım.. bir müddet sonra buna inandım.. iş yerinde son saatler yorgunluktan ölsem de artık cidden eve girdim mi kendimi yorgun hissetmiyorum..
yani ilk iş olarak kendimi olayın duygusal boyutunu aşmak için motive ettim.. o kısmı kapattım..
gelelim işin fiziksel boyutuna.. bunu da programlı yapıyorum yine..
bir kere asla dağınık değilim.. çay içildi mi bardaklar hemen makinaya.. kıyafet çıkarıldı mı hemen dolaba vs gibi.. ya da yemek yendi, hemen makinaya bulaşık.. yani hiç bir işi sonraya bırakmıyorum..
mesela bulaşığı hemen makinaya atmazsan ne olur? kurur.. zorlaşır uğraşması.. ayrıca sürekli canın sıkılır, mutfak dağınık diye vs..
mesela yemek yaparken, bir yandan yapıp, bir yandan bulaşığını halletmek lazım.. yani yemek yendi mi bir tek tabak çanak olmalı..
diyelim eve geldim, önce muftağa.. her gün maksimum bir çeşit yapıyorum.. mesela pazar günü yemeğim ctsinden vardı çorba yaptım, çorbayı iki gün yetecek kadar, yemeği bir gün.. ertesi gün çorbam hazır, yemek yeni.. böylelikle hergün yeni bir yemek veya çorba oluyor.. pazartesi yemek 2 günlük mesela, salıya bir pilav yap vs.. zaten salatayı falan az yapıyorum.. abartmadan.. zorlamıyor..
yemek yaparken bulaşıklarını yıkadık mı? yıkadık.. yemek bittikten sonra tek sıkıntımız tabaktı bardaktı makinaya atmak.. atalım onları da tamam.. her akşam bulaşık makinası açılır.. bulaşık az da olsa açarım.. ertesi gün beni temiz bulaşıklar bekler.. yemek yaparken onları yerleştirir yenilerini atarım..
sonra çamaşır günlerim var.. perşembe beyazları yıkarım, pazar koyu renkler, salı renkliler..
yani çamaşır hiçbir zaman dağ gibi olmaz.. az da olsa atarım.. dağ gibi oldu mu ütüsü de zor olur katlaması da..
mesela perşembe günü yemek yendi, bulaşık atıldı, iki dakika makineye çamaşırı atarım, o arada diğerlerini toplarım.. ütüyü, katlamayı vs salonda yaparım (iş yapmasa da kocamı seviyorum de mi, evet :)
pazar tüm evi temizlerim.. önce kahvaltı faslı biter, sonra toz alırım, sonra süpürür silerim.. banyo, mutfak.. çarşaflar değişir vs..
banyoyu (misafir gelmemişse) gün aşırı temizlerim.. misafir gelmişse, o gelmeden önce ve sonra anında :)
çarşamba evi süpürürüm sadece. silmem.. görünen yerlerin de tozunu alırım.. dip köşe girmeden (neden, çünkü dip köşe günümüz pazar günü)
ayda bir pazar, kaba temizlik yaparım.. camdı kapıydı.. evim küçük olduğu için, bebiş de olmadığı için kendim yapıyorum..
şimdi tabi tüm bunları yazınca, insanlar kendime haksızlık ettiğimi düşünebilir.. hani koca yatarken ben iş yapıyorum diye.. ama denedim.. adamı yontmayı denedim.. olmuyor.. yapma diyor.. öyle kalsın diyor.. 2 gram iş yapsa surat asıyor..
bunlardan vazgeçtim.. şimdi ne oluyor? adam hep memnun.. sürekli benim hamaratlığımla gurur duyuyor.. her ortamda (etrafındaki tüm erkekler çalışan eşlerinden memnun olmadığından) beni onore ediyor.. sonra ben iş yaparken sürekli benimle ilgilenmeye çalışıyor (yapmasa da kendini ezik hissediyor sonuçta, farkında yaptığı adaletsizliğin)
kısacası, fiziksel yorgunluğu beyin yorgunluğuna tercih ettim :44:
birşeyi de ekleyeyim, her geçen gün ev işlerinde daha pratik oluyorum..
karman çorman yazdım, umarım işine yarar tatlım
hayatım ben bekarken, haftaiçi hiçbir şey yapmazdım.. haftasonu bir ev süpürsem silsem melek anneceğim allah razı olsun derdi.. o derece rahattım.. yine de kendimi çalıştığım için hep yorgun hissederdim..
şimdi hem çalışıp hem tüm ev işlerini kendim yapıyorum, ama yorgunluk katsayımda ciddi bir artış yok..
o zaman anladım ki, iş psikolojikmiş..
şimdi tek pişmanlığım, zamanında neden anneciğime yardım etmedim.. elin adamına hizmet ettiğim kadar anneme hizmet etmedim.. tek üzüntüm o
Senin gibi hamarat kadınlara hayranım doğrusu. Ben elimden geldiğince yaparım evim haftaiçi çok düzenli değildir bazen dağınıktır ama temizdir.Anneme hiç çekmemişim yorgunsam evdede iş varsa üstün körü yaparım kendimi dahada fazla yormam bazen hiç yapmam.Aman şurayıda yapayım bunuda kaldırayım diye kendimi paralamam yani rahatımdır
Haftasonu dip köşe bir güzel temizlerim dolabımı düzenlerim.İlla şugün ütü yapmalıyım diye bir diretmem yoktur. Haftasonu misafirim varsa haftaiçi yaparım ütüyü. Yani zorlamam nezman uygun olursa ozaman yaparım.
Aman ne yapayım varsın dağınık desinler iş benden önemli değil yetişrse ne ala yetişmesede kafama takacak değilim değmez
ohhoo benden beceriksiz kimse olamaz herhalde
ben bekarken hep babanın dışardaki işlerini halletmiş, hiç evde oturmamış altımda araba gezmiş yemiş içmiş biriydim çok zorlandım depresyona girdim ama benim eşim yalnız yaşamış 8 sene onun faydası çok oldu ilk 6-7 ay yemekleri o yaptı bana çok yardımcı oldu. hatta yemek yapmayı ondan öğrendim diyebilirim.
valla ben 15 günde bir temizlikçi kadın alıyorum.
hafta sonu banyoları fırlaçayıp çamaşırları yıkıyorum belki evi süpürüyorum, eşimde yardım ediyor, alışverişe çıkıyoruz, geliyorum 3 tencere yemek yapıyorum hafta sonu için(fazla kendimi yıpratamam ev işi için sonuçta çalışıyoruz ama dimi)
yaptığım yemekler çarşambaya kadar yetiyor, sabah evden çıkmadan buzlaktan eti-tavugu çıkartırım ben işten gelene kadar çözülsün diye, ya da akşamdan fasulye ıslatırım falan soğan doğra salça koy al sana yemek iştehafta içi pazartesi-çarşamba-cuma spora gidiyorum, spordan 9:30 da çıkıyorum eşim beni gelip alıyor hemen banyo yapıp kremlerimi sürüp doğruuuu kocişin kucağına oturuyorum beraber meyve yiyip televizyon seyredip öpüşüp koklaşıp 12 gibi yatıyoruz işte böyle geçiyor benim günlerim
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?