tellwe.com'da bakılan fallar!

Tamam canim bende ex i aramistim pek dogru degil ama goruscez uzunca bir zamandan sonra bende takili kaldi
Pek bisi olacagini dusunmuyorum genede
 

cidden bu erkeklerin kafa yapıları çok ilginç :)) uzman olamazsın demedim ben sana adam olamazsın demiştim cümlesi ne kadar yerinde olmuş :))

:) merkür retrosu geliyor yine kasım ortası başlar eskiler dönmeye..
 

Adama kompleks yaptırmışsın :))) ne cins tipler var cidden, kafayı yemiş bir kısım insan. Gezmiş tozmuş, bundan da iyisi yoktu diye geri dönmüş resmen, ağız yokluyor işte hastam.
 
Ohoooo... Fallarda '' Geçmişten biri ile iletişim olacak '' dönemi başladı demek... Fal atmanın şu ara hiç bir espirisi yok o zaman... İlla ki bir gelen oluyor... Eski eş bende bingo zaten .. .. Nasıl bir transit şeysinde doğmuşsam artık..
Her sene yoklar paragöz...
''Annem babam hala hayatta... Miras paylaşımı yapılmadı o sebeple.. Seneye yine gel diyorum ona da ''

İnşallah beklenenler gelsin cümleten. Aminnn...
 
Adama kompleks yaptırmışsın :))) ne cins tipler var cidden, kafayı yemiş bir kısım insan. Gezmiş tozmuş, bundan da iyisi yoktu diye geri dönmüş resmen, ağız yokluyor işte hastam.
Umduğunu bulamadı ama...
Özgüven'e bak yalnız... He canım 10 yıldır aramanı bekledim bende telefonun başında..
 

amin inşallah :)) kesinlikle fal atmanın bi anlamı yok bu dönem klasik cümleler başlayacak.. keşke merkür retrosu kadar venüs jupiter ilerlemeleride hayatımızı o kadar etkilese diye düşünüyorum bazen :))
 
Jüpiter etkisi baskın olsa daha güzel olurdu.. Venüs daha dişil enerjiler yaydığı için hatun kişiler dönmek zorunda kalabilir... Dönmeyin:))
Jüpiter'in enerjisini daha çok seviyorum ben kendi adıma.. Semavi anlamda da.. Hz. İbrahim'in yıldızıdır aynı zamanda.. İştar olarak anılır eski Babil'de.. Nemrut'unda Tanrısı.. ( Tanrı'nın tanrısı ) Jüpiter'e bak sen :))
 

Merhaba geysuya ne falı attınız acaba ? Ne önerirsiniz aşk için?
 

şuan dehşet ilgimi çekti ilk defa duydum jupiterin bu kadar özellikleri olduğunu evren , gezegenler ne harkulede bir oluş bize etkileri hep jupiter gibi olsa o zaman ne hoş bir yaşam olurdu..
 
şuan dehşet ilgimi çekti ilk defa duydum jupiterin bu kadar özellikleri olduğunu evren , gezegenler ne harkulede bir oluş bize etkileri hep jupiter gibi olsa o zaman ne hoş bir yaşam olurdu..

İnsan kainatın bir nüshasıdır Luciciğim ,
Herşey insanın kendi elinde.. İlahi nizam tıkır tıkır işliyor.. İnanmayanlar içinde evrenin yasası diyebiliriz...
"Kendi içine sığan, her yere sığar."
Mineral, madenlerden tut da kainatta var olan her şeyin içinden geçmiş insan adı verilen vücut bütünlüğü içinde tüm geçtiği alemleri özünde toplamıştır.

Hazreti Ali efendimiz buyurdu ki ; " Sanma sen küçük bir şeysin sende dürülü bükülü bir kainat var." Yukarısı ile aşağısı, Makro ve mikro aynıdır. Bugün bilim ; insanın hücre yapısını veya göz bebeğini derinlemesine gözlemlediğinde galaksiler, yıldız sistemleri, fraktallar ile birebir aynı görüntülerle karşılaşmakta ve bunları bizlerle paylaşmakta…

Ez cümle dersek kendi içinde bu derece engin boyutları taşıyan bizler, hep daraldığımızdan sıkıldığımızdan hiç bir yere sığamadığımızdan yakınmaktayız. Hâl bu ki; darlığın sıkıntının kendi kıt düşünce boyutundan kaynaklandığını fark edemeyen insan evrenselleştiği ölçüde için için gelişecek dönüşecek ve genişleyecektir.

İşte bu yüzden geçmişin kederi, geleceğin vesvesesi, tedirginliği arasına hapsetmeyin o güzel yüreklerinizi…
Gökyüzüne, denize sonsuzluğa bakın. Sen diyeyim ki, ebedden ezele uzanan bu sonsuzluğun parçasısın. Hangi keder hangi endişe bu sonsuzluğu doldurabilir.
Hangi acı hangi sevinç bu sonsuzlukta yitip gitmedi ki, bu da geçmesin...
Geçer ya HU...

Yeter ki sen farkında ol ve izle... sahiplenme, tutunma...
Sahipleneceğin tutunacağın tek şey ilâhi sevgi olsun...
Gerisi boş...
 


faldan daha iyi geldi bu yazı teşekkür ederim ve müsadenle yazıcıdan çıktısını alıp evimin bir köşesine koyacağım :))
ne güzel cümleler ne güzel içtnlikli derin anlamları var ve evet "hangi acı hangi sevinç bu sonsuzlukta yitip gitmedi ki, buda geçmesin "
 
özeldende yazabilirsin bunalırsan... ben seni motive ederim
 

Ne kadar güzel yazmışsınız. Hayatın her alanında mutsuzluğun dibine vurmuşken ilaç gibi geldi...
 
Ne kadar güzel yazmışsınız. Hayatın her alanında mutsuzluğun dibine vurmuşken ilaç gibi geldi...

Dip değildir o.. Dip olan senin hissiyatın sadece... Minnacık bir çaba ile bakış açısını değiştirip o hissiyattan çıkabilir insan..

Bazen öyle durumlarla karşılaşıyoruz ki "ne yapayım kaderim buymuş " deyip kabulleniriz. Bazen ise "kaderimi belirleme gücü ben de" diyerek harekete geçeriz. "Hayat tıpkı hava gibi, sizin kontrol edebileceğiniz bir şey değildir." diyen bir cümleye de hak veririz, ya da "hayatımı ben belirleyebilirim, kurban olmamayı seçiyorum" diyene de. Hangisi doğru ?

Aslında ikisi de doğru. Sadece ikisi de farklı düzlemlerde çalışıyor. Yaşam gerçekten de kontrol edemeyeceğimiz olaylar ve durumlardan oluşur. Bazen siz ne kadar planlasanız da, kontrol çabasında olsanız da, olan sizin düşündüğünüzden çok farklıdır. Olaylar, durumlar hayatın bir düzeyidir. O zaman ne yaparsınız? Bir tepki verirsiniz. Tepki kelimesini "karşılık, cevap " anlamında kullanıyorum. Her ne kadar olayın/durumun üzerinde bir kontrolünüz olamadıysa da vereceğiniz tepkiniz üzerinde yüzde yüz kontrol şansınız vardır. Düşünceleriniz, yaşanmışlıklarınız ve duygularınızın bir sonucu olan tepkiniz de bir diğer düzeydir.

bizler bu iki düzeyi birbirine karıştırdığımız için kafa karışıklığı yaşıyoruz diye düşünüyorum. Son zamanlarda sıkça duyduğunuz "akışa bırakmak " kavramını sadece olaylar/durumlar düzleminde kullanmamız gerekir. Hava gibi değiştiremeyeceğim bir durumda akışa bırakmak, teslim olmak, olanı, gerçeği kabul etmektir yapmamız gereken. Evet havanın o gün kötü olması, benim tüm planlarımı alt üst etmesi, benim kaderimdir. Değiştiremem. Kontrol edemem. Ancak bana hediye edilmiş seçim şansımı, vereceğim tepkide kullanabilirim. Kontrol sahibi olduğum, sadece benim karar vereceğim, benim seçeceğim bir karşılık verebilirim bu olaya. Havaya kızar, küser, kendimi tüm dünyaya kapatır, somurturum ya da elimdekiyle mutlu olmayı seçebilirim. Elimdekiyle mutlu olmam bana esnek düşünüp, esnek davranma avantajını sağlar. Düşündüğüm günü değiştirip, yeni bir gün yaratırım kendime. Mesele etkili ya da etkisiz bir seçim yapmaktır burada.

Esnekliğimi koruduğum sürece, tepkilerimi seçebilirim. Tepkiler düzleminde kaderimi kendim yaratırım. Olaylar düzleminde olanı kabul ederim, onaylamasam da. "İçimde bana acı, sıkıntı veren şey hangi düzlemde çalışıyor şu anda ?" sorusu bize yol gösterecektir. Yaşadığım olaya/duruma ki o zaten oluyordur, oradadır, ona mı takılı kalıp kabul etmiyorum, yani olaylar düzleminde miyim ? Yoksa verdiğim tepki etkili mi etkisiz mi ? Söylenme, şikayet, karamsarlığı mı seçiyorum ya da kabul, yaratıcılık, çözüme yönelmeyi mi ?
???? Sabırla :))
 
ncarenot tatlım Yoklugum seni feylesof yapmış
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…